25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
IŞUBAT1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAVFA HABERLERDV DEVAMI 17 GUNCEL CÜTSEYT ARCAYÜREK • Baştarafi I. Sayfada Çoğunluğu sağlamak, hükümet çalışmalarma koşut gö- rev yapmakla yükümlü DYP grubu ise, Meclis'e gelme- yenlerın, çoğunluğun sağlanmasına hizmet vermeyen- lerin başında geliyor. Oysa DYP Genel Başkanı, Başbakan Süleyman Demi- rel, hemen hersalı gruptoplantısında "acilen çıkanlma- sı gereken kanunları" sıralıyor, milletvekili arkadaşla- rından "yardım" rica ediyor. Evet, sadece grup toplantılarında değil, basın toplantı- larında ricayı yineliyor Başbakan; arkasını dönünce, Meclis ten ne istediği yasalar geçiyor, ne de komisyon- larda gereken hızda çalışmalar yapılıyor. Muhalefetteki DYP'nin zamanın iktidarına yönelik ya- kınılarından başlıcası, ülkenin kanun hükmünde karar- namelerle yönetilmesiydi. Ya şimdi? Hükümet, Meclis'- ten dilediği desteği görmeyince, icraat yapabilmek için kanun hükmündeki kararnamelere yükleniyor Bugüne değin 224 kararname çıkarmış, ancak 23'ü yasalaşmış! Rakamsal gerçekler Örneğin, 1993egirerken,Ocakayı başlarındaBaşba- kan, grubunda neredeyse yalvar yakar oldu. 'Devlet hizmetlerini yürütemiyoruz, lütfen yeni by-pass yasala- rını Ocak ayı içinde çıkarın " dedi. Ne oldu? Ocak gecti, takvim Şubat'ın ortalarına yakla- şıyor. By-pass yasaları hâlâ gündemdeki yerinde "sa- biV insan Hakları Bakanlığı yasası, koalisyonun önde ge- len ortak sorunu. DYP grubu nazlı. Yasanın geçmesi için gereken çabayı göstermiyor. Kuliste tatsız söylentiler. Grup İnsan Hakları Bakanı'nı beğenmiyormuş! Çocuk Mahkemeleri Yasası? Bir türlü çıkmıyor. Ustelik hükümete yasa üretmiyor diye bir suçlama yapmak olanaksız. Bugüne dek Meclis'e 231 yasa gön- dermiş, 73'ü geçmiş. 73ü gündemde sıra bekliyor, 79u komisyonlarda. Uğur'un öldürülmesinden sonra, Meclis'teki siyasal partilerimiz uyandı. "Faiti meçhul cinayetleri araştır- mak" amacıyla bir komisyon kurulmasında yarar gördü- ler. Dört partinin bir araya gelerek ortak bir metin hazırla- maları on günlerini aldı. Faili meçhul cinayetler komisyonu, eğerçoğunluk bu- lunur, karar yeter sayısı sağlanırsa, galiba önümüzdeki salı günü kurulacak. TO'nün veto ettiği, ancak yedisinin yeniden görüşüle- bildiği on bir yasaya gelince; acelesi yok, yaz tatilinden sonra, belki ele alınır. Bu koşullaraltında eski eleştirilerini, yakınılarını unut- mak zorunda kalan Başbakan, son olarak yeni bir yetki yasasından söz etmek, bununla "Ankara-lstanbul de- miryolu projesini, nükleer santral yapımını, özelleştir- me projesini" gerçekleştireceğini açıklamak zorunda kalıyor Ve sonra, milletvekilleri kuliste, zamladıkları maaşla- rına toplumdaki tepkileri yadsıyacak nutuklar atıyorlar Maşallah! Işte infaz evi TAYFUN GÖNÜLLÜ - FARUKKIRTAY Derflîl t n n r a a a VPriMİ A»D'de29Ocak ta^Vnii£kaJpknasonucnyaşam.n. ı s e r o u l o p r a g a v e n ı o ı y W r e n ^ E k o n o m i k l ş l e r Kski B a k a n , ö^r Derbii'in B b k l y ^ ş cenazesi BebekCamünde öğleyin kılman namazdan sonra Aşiyan Mezarlıgı'nda toprağa veriMi. Cenaze törenine DerbiPin ailesinin yanı sıra, eski bakanlardan Ziya Müezzinoğlu, Yazar Yaşar Kemal, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Berrin Nadi, Gazetemiz yazarlanndan İlhan Sel- çuk, Genel Yayın Koordinatörümüz Hikmet Çetinkaya, Cumhuriyet Gazetesi Yönetim Kuruiu Başkanı Alev Çoşkun ile bazı burokratlar, işadamlan, gazeteciler ve vatandaşlar katıldı. 1928 yılında Ankara'da doğan Özer F.rbil, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Derfoîl bir süre avukatlık yaptıktan sonra TPAO Genel Sekteterliği, Petroi Ofisi Genel Müdür Yardımcılı- ğı, Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş Genel Müdürlüğü, OYAK Grup Müdürlüğü ve yönetim kuruiu görevlerinde bulundu. 1971 yılın da Dış Ekonomik İşlcr Bakanlığı görevine getirilcn Dcr- bil. 1977 yılında kontenjan senatörü secildi. (FoloğrafZAFER AKNAR) Kahveci son kez Meclis'te Gündüzleri de pek görmüyor- duk." Villanın civanndaki siteler Halkın Mücahitleri Örgütü'- yazhk olarak kullanıldığı için nün önde gelen ısımlerinden Ali bu aylarda çok fazla oturan Akbar Gorbani'nin işkence edi- yok. Ancak yaz kış yaşayanla- lerek öldürüldügü Yalova'daki lüks vıllarun sahibi işadamı Ze- ki Kandemiroğhı 15 gündür kayıp. Kandemiroğlu'nun eşi komşulanna "kocam hasta" derken, bazı arkadaşlan da gö- zaltına alınmış olabileceğini söylüyor. Jak Kamhi'ye suikast gırişminde bulunanlara benze- yen kişilerce yılbaşında 10 gün- lüğü 25 milyon liraya kiralandı- ğı öğrenilen villanın temizliğini yapan kadın ve yandaki sitenin kapıcısı olan kocası olaydan gûnler sonra gözaluna alındı. Polis tarafından henüz bilgileri- ne başvurulmayan öteki görgü nn da ifadelerine başvurulma- mış. Konuştuğumuz vatandaşlar- dan biri, bulunduğu sitenin dai- resinden villayı gördüğünü söyledi. Bu villada bir süre son- ra şüpheli davranışlar sezinle- yen kişi şunlan anlattı: "Buraya sürekli yabana uy- nıklu insanlar gelip gidiyordu. Tabii hep Araplar. Bu ocak ANKARA (Cumhuriyet Bo- rosu) - Gcredc yakınlannda ge- çırdiği ırafik kazası sonucu, önccki gün cşi Füsun Kahveci ilc birlikic hayalını kaybcdcn Maliyc vc Gümrük eski bakanı, ANAP İsianbul Millclvckili Adnan Kahvcci için TBMM'dc lören düzcnlcndi. Kahveci çifü- nin cenazesi Kocaiepc Camii'- ndc kılınan ecnazc namazından sonra loprağa vcrilmek ûzcrc İstanbul'a gönderildi. Adnan Kahveci için dün TBMM'nde dü/cnlcncn lörc- ne, Adnan Kahvcci'nin babası Dursun Kahveci, oğlu Mchmci Kahveci. kardcşlcri Sclahallin ve Kcnan Kahveci, ablası Mc- lahatÇakırılc TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, TBMM Başkanvçkili Yasin Halıpoğlu, Başbakan Süleyman Dcmircl, Devlet Bakanı vc Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü. ANAP Gcncl Başkanı Mesut Yılmaz, MÇP Genel Başkanı Alpaslan Türkcş, DSP Genel Başkanı Bülcnl Ecevit. bazı ba- kanlar. mcclıslc grubu olan tüm partilcrin grup haşkanvc- killeri, milletvekilleri ve çok sa- yıda valandaş katıldı. Dün sabah Ankara Acil Yar- dım ve Trafik Haslancsinden alınan Kahveci çiflinin ccnaze- leri iki ayn ambulansla Füsun Kahvcci'nin cenazesi meclis dı- şında beklctilirken, Adnan Kahveci'nin cenazesi meclis bahçcsindc haarlanan kalafal- ka konuldu. TBMM'dcki lören sırasında Kahvcci'nin ccnazcsinc kalıl- mak için Bursa'dan harckct cden ANAP Bursa Millclvckili Mümin Gencoğlu'nun Sivrihi- sar yakınlannda gcçirdiği ırafik kazasındn öldüğü öğrcnildi. Habcr. mcclistcki törcnc kalı- lan parlamcntcr vc vatandaşlar arasında büyük üzüntü yaraltı. Meclis bahçcsindc düzcnlc- ncn törcn sonrasında Mcclis'in Dikmcn kapısına kadar askcr- lcrin omuzlannda götürülcn Adnan Kahveci vc cşinin ccna- /csi, yakınlannın vc valandaş- lann isicğı üzcrinc ambulansa konulmayarak omuzlar üzerin- dc İnönü Bulvan. Akay Caddc- si ve Bankacı Sokağı güzcrgâhı- nı ızlcycrck tckbir scslcri ilc Kocatcpc Camii'ne gctirildi. Burada öğlc namazından sonra Kahveci çıfti için cenaze nama- n kılındı. Kalabalık bir vatan- daş vc parlamcntcr lopluluğu cşliğindc kılınan cenaze nama- zından sonra Kahveci çiflinin ccna/csi loprağa vcrilmek üzc- rc İslanbul'a gönderildi. ANAP'ta bir trafık TBMM'yc gcıirildi. 13kitaba Baştarafi 1. Sayfada U Baştarafi 1. Sayfada şanjcpıc Dulunan Mümin Gcn- çoğlu(61) vc işadamı Şcvki Ozlürk hayalını kaybcili Gcnçoğlu için bugün saat W. 30da TBMM'dc bir törcn dü- /cnlcnccck. Törcnin ardmdan cenaze Bursa'ya göndcrilccck. Gcnçoğlu, yann Bursa Camii"- ndc öğlc namazının ardmdan EmirSullan Mezarhğı'nda lop- rağa verilecck. Gençoğlu. 1932 yılında Bul- garislan'ın KırcaaliıYiğiılcr Köyü'ndc doğdu. 1950-51 gö- çünde Bursa'ya gclip ycrlcşcn Gençoğlu, 1959 yılında Dc- ladı. Gcnçoğlu. DP'nin kapalıl- masindan sonra AP Bursa il ikincı başkanlığını yapiı. Burva Ticarcl vc Sanayi Oda- sı Meclis Başkanlığı görcvi dc ya- pan Gençoğlu, 1985 yılında Balkan Türklcri Göçmcn ve Müllcci Dcrncklcri Fcdcras- yonu Gcncl Başkanlığı'na scçil- di. Bursa'da günlük yayınlanan Hakimiyct Gazclcsi'nin dc sahibi olan Gcnçoğlu. 1991 yı- lında ANAP'tan millclvckili scçildi. F,vli vc 4 çocuk babası olan Mümin Gcnçoğlu, Arap- ça, Bulgarca vc İngilizcc bili- vordu. id-p p ayında da birtakım üpler geldi. ^ ^ ^ a r a m ] 2 d a Alem yapacaklardır dıye du- J - şündüm. Ama havanın olduk- ca soğuk olmasma karşın ne şomınenedesobayanıyordu. Kohneb.r.ş.ktasabaha kadar bilim yöntemini, Kürt sorunu- nu kavrama açısından çok bü- i,zıthk- mokrat Parli'dcpolilikaya bas- Ankara-Tahran • Baştarafi 1. Sayfada müyle iptal edilmiş değil. belki kenti Tahran'da yapüğı son bir süre erteleyebileceklerini temaslar sonrasında Ankara'ya söylemişlerdir. Bunu da yann gelişinde. Habibi'nin bugün (bugün) kesinleştirmiş olacak- Türkiye'ye geleceğini sanmadı- lardır" yanıtını verdi. ğını belirtti ve "Iptal edilmiş Öte yandan, Iran Dışişlen değil, ama ertelenebilir" dedi. Bakanı Ali Ekber Velayeti. Pa- Çetin, Esenboğa Havali- kistan'ın Quetta kentindekitanıklan ise villanın sık sık oturuyorlardı. O zaman merak ce[eTİm kaühnadığımız ıçın Araplara kiralandığını, kirala- ettim, dürbünle izlemeye başla- s u c j a n ı v o r u z Aftır haras ceza- manı'nda yapüğı basın toplan- EKO toplanüsmın ardından yan kişilerin gündüzlen ortahk- dım, ancak kalın perdeler sıkı * cezalandırSnamız isteni- tısında. EKO zirvesi ile ilgili düzenlediği basın toplantısın- ta görünmekten kaçındıklannı sıkıya kapalı olduğundan bazı £ H ^ d&vada üeriye bilgi verdikten sonra, İran Dı- anlaüyor. Islami Hareket örgütû'nün üs olarak kullandığı belirtilen dubleks villa Yalova'ya 5 kilo- metre uzaklıkta, Karamürsel karayolu üzerindeki Pınar Si- tesi'nin arkasında. Bahce içinde denize nazır dubleks villanın sa- hibi Yalovaü işadamı Zekı Kandemiroğlu'nun Çınarcık'ta karaltılar dışında bir şey göre- medim. Gündüzleri dışan çık- mamaya özen gösteriyorlardı. Böyle bir şey olduğunu büsey- dim ihbar ederdim, ama anla- yamadım. Bu villaya , 6-7 ay önce yaklaşık 30 kişilik bir grup daha geldi. Birçok araba var- dı." dönük bir düşünce sıçraması içerisindeyiz. Davalar bizi yıl- dırmamaktadır. Ama davalara gitmekten, savunma hazırla- maktan dolayı yeni araştırma- lara giremıyor ve kitaplaştır- mak için vakit bulamıyoruz." Beşikçı'nin kitaplannı basan Suikastlar • Baştarafi 1. Sayfada bul'daki operasyonlar sonucu clc gcçirilenlcrin, İslami Hare- ket'e mensup olmadığını, Güncydoğu'da halkın Hizbı- kontra olarak adlandırdığı ör gülün clcmanlan olduğunu bil dirdi. Bircmniyct yctkılisı PKK v( Hızbullah örgüılcrinın Bal man'da büyük ölçüde çökcrtil mesi hcdcfinc yaklaşıldığın bcliriirkcn. İHD yönclicılcrin dcn Sıddık Tan'ın öldürülmcs olayına kanşan Hızbullah'ır kurucusu Şcfik Polalın DGM tarafından scrbcsl bırakıldığ öğrenildı. İçişlcri Bakanı İsmet Sezgin ın 4 şubatla İslanbul'da adını Hizbullah'ın kurucusu diye ycrdiği Balmanlı Şefik Polal'ın, İHD yöncticılcrinden Sıddık Tan'ın öMürülmcsi olayına ka- nşlığı bclirlcndi. Sağlanan bil- giyc görc Hi/bullahçı Şcfik Polal, İHD yönclıcisı Tan'ı Hürriyct Mahallcsi'ndckı üç kallı cvınc davcl etli. Bu sırada cvc gclcıı silahlı üç kişi Tan'ı si- lahla tarayarak öldürdü. Olay- dan sonra gözaluna alınan Şc- fik Polal, 15 gün sürcylc cmnı- ycltc sorgulandı. İfadcsindc. "lanımadığı kişilerin Sıddık Tan'a aicş cltiğini gördüğünü" söyledi. Balman Vali Vckili Ah- met Sotey. "Kayıtlara görc sor- gusundan sonra mahkemcyc scvk edilmiş, ancak yargı suç- suz bulup serbcst bırakmış. Bi/ değil, mabkcmc scrbesl bıraklı. Dcmck ki yetcrli delil yokmuş" dcmckle vetindı. Ötc yandan bir başka cmni- ycl ycıkilisi Diyarbakır'da öl- dürülengazeleci HalitGiingen- in kalilinin dc Hizbullahçı çıktı- ğını söylcycrck şöyle dedi: "27 Ekim 1992'de Batman'- da polisin "Dur" ihlanna uyma- yan Mehmet Nurkoyun ölü. Nedim Lysal ise sağclc gcçiril- di. Uysal, sckiz olayın faili ola- rak suçunu itiraf ctli. Yeni bir- çok olayın faili bclli oldu. Bırı dc Hizbullahçı Mchmct Nu- yum'dur." Balman 1992 yılını 162 faili meçhullc kapalırkcn 1993'ün ilk 28 günündc dc 22 kişi öldü- rüldü. Sayı. önceki gün Ko/luk ilçcsinc bağlı Orlaca Köyü muhtarı İzzettin Yaşar'm öldü- rülmcsıylc 23'c yükscldi. Sağlanan bilgilerc görc, Bal- man Emniycl Müdürlüğu. PKK vc Hızbullah örgüllcrinin Güncydoğu'yla ya da başka bölgclcrlc ılgılı olabılccck cy- lcmlcrini başka emniycl bırim- lcriylc ortaklaşa araştınyor. Ankara'ya sürekli bilgi aktaran Balman Valılıği, emniyclin opcrasyonlarını mahkcmclcre scvk edilcn ya da halcn sorgula- nan sanıklar konusunda hazır- laltığı bır dosyayı sürekli gcniş- lcliyor. Üsidüzcy bıryetkili. "Polisimiz günde 16 saal ça- lışmak suretiyle hangi örgüllçn olursa olsun mililan. suçlu izi aramakladır. Bu aşamada. da- ha fazla bilgi aktarmak doğru değil. Ancak sinagog baskınını yapanlan da Balman'da yaka- ladık. Türkıye'de ılk kcz Hiz- bullahçılada çalışarak örgül evi clc geçirmeyi Balman polisi ba- şardı." Balkanlara • Baştarafi 1. Sayfada Güreş,"Yunanistan'da aske- ataşe olarak görev yaptım. İran'daki rejim muhalifi Hal- ^-. ,«._••• , '. - , . . da 35 yatak kapasıielı Nilton kın MücahiÜeri Örgütû'nün p n f ° * u r k d e "zerlçnndekı Oteli'nin sahibi olduğu öğrenil- önde gelen isimlerinden olan baskılan kınayarak şunlan soy- Mansur Emin takma adlı Ali Akbar Gorbani kaçınldıktan sonra Yalova'daki villaya geti- rikli. Burada İran'dan geknle- kü bu mahkemeler, devletin al- rinkurduğumahkemede yargı- ü n a ™ f a " # -- - - - - - anlaşmalara bıle di. Kandemiroğlu, Pimapen, Singer Ev Aletleri ve Çimtaş'ın Yalova başbayiliğini de yapı- yor. Emniyet güçleri bu villaya yaklaşık 15 gün önce gece yan- landığı belirtilen Gorbani daha sına doğru bir baskın gerçekleş- sonra işkence edilerek öldürül- tirdi. Operasyon sırasında Pı- dü. Gorbani'nin cesedi Çınar- ,- , . . - nar SitesTnin bahçesinde bulu- cık'ta ormanlık arazide gömülü tekraretmekısüyorum ve villaya en yakın olarak bulundu. Başbakan Sö- feyman Demirel, cesedin bulun- masından sonra, yapılan ope- rasyonlarda başta Kamhi suiİcasti olmak üzere birçok fai- li meçhul cinayetin aydınlan- masında önemli ipuçlan bulun- duğunu söylemiş, Gorbani'nin nan y y konumdaki tek odalı evde ya- şayan sitenin yaşlı kan-koca bekçileri Cafer ve Ayşe Kük- ner'e bir şey sorulmadı. Ancak, yaşlı çift geçtiğinüz cuma günü saat 23OO'den itibaren villaya yakın Kıhç Jandarma Kara- kolu'nda gözalünda tutuluyor- cesedinin bulunmasının birçok lar. Burada görüştüğüinüz konuyu aydınlatacağmı açıkla- Ayşe Kükner, villanın söz ko- mışü. nusu kişilere kiralanmasıyla il- gili bildiklerini şöyle anlatü: "Villanm sahibi Zeki Kande- niroğlu bir gün benden villayı temizlememi istedi. Temizlik yapüğim gün telefon ederek işi- min bitip bitmediğini sordu. Sonra 'sen hemen paranı al evi- ne git' dedi. Eve kabanlan yeşil renkte olan, sakallı üç genç ile bir kadın *Bunlann geldi. Kadın bana temizlikçisi benim. dıramayacaklar. Biz de bir an önce DGM'nin bu davalarla il- gili kesin bir karar vermesini bekliyoruz. Kesin karar veril- dikten sonra Avrupa tnsan Haklan Komisyonu'na kişisel başvuru hakkımızı kullanaca- ğız. Avrupa insan Haklan Mahkemesi ve dünya kamuoyu önlerine böyle bir kitap davası geldiğinde, Türkiye'deki de- mokratikleşmenin boyutlannı ve özellikle Kürtlerle ilgili ya- saklamalan yakından görecek- lerdir. Yani tarüşma daha büyük bir alanda devam ede- cekür." Ankara DGM'nin, hakkın- da 26 milyar lira para cezası is- tedığı kitaplar şunlan "Ortadoğu'da Devlet Terö- rü, Kürtlerin Mecburi İskânı, LEFKOŞA-Güney Kıbns'ta Türk Tarih Tezi Güneş Dil Vasiliu ile Klerides barajı aşamadı Sen git'dedi. Bana lOgünkala- beş adayın kaüldığı başkanlık Teorisi ve Kürt Sorunu, Dev- olduklan izlenimini edindim."- caklan söylenmişti. Hafta tatili seçimlerinin ilk turunda Yorgo letlerarası Sömürge Kürdistan, diye konuştu. Çetin, Habibi'- nedeniyle 12 gün kalmış oldu- Vasiliu ile Glafkos Klerides Unesco'ya Mektup, Bilim Res- lar. Sonra Zeki Bey'in eşiyle başkan seçilmek için gerekli mi İdeoloji Devlet Demokrasi çocuğu geldi. Onlara 'Zeki Bey yüzde 50 oy barajını aşamadı- ve Kürt Sorunu, Cumhuriyet nerede? ' dedım. ' Hastalandı' îar. Vasilu'nun oylannda 1988 Halk Fırkası'nın Tüzüğü dediler ve gittiler. Şimdi bizi bu- seçimlerine göre yüzde 11.2, (1927) ve Kürt Sorunu, Zihni- rada tutuyorlar. Eşim kalp has- KJerides'in oylannda ise yüzde mizdeki Karakollann Yıkılma- tası, yatağından pek fazla çık- 0.9'luk artış oldu. Gece 22.30'- sı, Doğu Anadolu'nun Düzeni maz, televizyon izlemediğım, da kesinleşen gayn resmi so- Sosyoekonomik ve Etnik Te- gazete okumadığun için de ya- nuçlara göre Güney Kıbns meller 2, Bilim Yöntemi, Baş- kalanan bu kişilerin onlar olup capındaki oylann yüzde 44.2'- kaldınnın Koşullan, Tunceli olmadığını bilmiyorum. Ama sini Vasiliu, yüzde 36.7'sini de Kanunu, Kürt Aydını Üzerine çok sessiz hareket ediyorlardı. Klerides aldı. Düşünceler." da, Türkiye'deki bazı terör şişleri Bakam Ali Ekber Vela- olaylanyla İran arasında bağ D v ,, - v .. , yeti ile görüşmesi konusunda bulunmadığın. söyledi. Velaye- Ben Yunanhlan, Yunanlılar da şunlan soyledı. ^ "Türk Dışişleri Bakanı ile benı beğendı. Bunu da göz "1990 yılından bu yana Tür- görüşmemde bu suçlamalan önünde tutarak Yunanlı mes- kiye'de önemli yazar ve gazete- kategorik olarak reddetüğimi lektaşıma iyi niyet mesajlan cilere yönelik ve faili henüz söyledim. Kendisi de bana gönderdim. Edindiğim bilgilere bulunamayan cinayetler işleni- j^k hükümeünin İran hükü- g° r e Yunan gazeteleri mesajlar yor. Güvenlik güçlerimiz baa- metinin bu konuyla ilgisi olma- y° k ' d W yazmış. Hayır, mesaj- lannın aydınlaülması yolunda dığına inandığını söyledi. Bildi- larvar"şeklindekonuştu. önemli veriler ve bilgiler edin- ğjni2 ğ\y\ Başbakan Süleyman Doğan Güreş, Yunan Genel- miştir. Ilk veriler Emeç, Dursun Demirel de aynı şeyi çok açık kurmay Başkanı Yannis Veri- ve Iran muhalifinin katli olayla- olarak söyledi" diye konuşiu. vakis ile eskiden beri lanışüğını, nnda Iran bağlanüsı olduğu Türkiye'de işlenen cijiayet- ^ o s t v e birbirlerine karşı sami- yolunda bir değerlendirmeyi ıe r ( je i r a n bağlantısının doğru- m i olduklannı belirterek. "Bazı ortayaçıkardı." lanması durumunda Ankara'- adımlan ortada poliıik konular Çetin, bu konudaki tüm veri- m n 1989'dan bu yana izlediği olduğu için hemen atamayaca- leri ve bilgileri Iran Dışişleri iran politikasmın temelleri yok ğımıa biliyorum. ancak siyaset- Bakanı Velayeti'ye ilettiğini ve olacak. çilerde ikna olabilir. Bu neden- Türkiye'nin terör konusundaki gu aşamada Ankara, şu so- ' e Saym Verivakis ile birlikte ilk hassasiyetini de aktardıgmı runun yanıtı almaya çalışıyor: adımlan atalım. Paşa Limanı- kaydederek konuşmasını şöyle Gerçekten bu işlerin arkasında °a (Pire'deçok sayıda lokanta- sürdürdü: Rafsancani hükümeti mi var? "'" bulunduğu sahil semtı) "Biz komşumuz Iran ile böl- Yoksa Iran'daki kanşık yapı- Zorba'ya (balıkçı tavernası) gi- gedeistikrarvebanşsağlamaya dankaynaklananveîrandevle- delim. uzo içelim. Sonra onlar çalışırken, böyle bir olayın iki tinin kontrol edemediği başka bize gelsin rakı içelim. Bu bir ülke arasındaki sorunlan mut- devrim odaklan mı bu eylemle- a d ı r n olacaktır" şeklinde ko- laka etkileyebileceğini söyle- riyaptınyor. nuşlu. dim. Eldeki bilgilerin olayın zanlılanndan alındığını, yani teröristlerin kendi ifadelerinden olduğunu bildirdim. Şimdi bu konudaki değerlendirmeler ve araşürmalar sürüyor. iki ülke ilişkilerine gölge düşürecek ge- lişmelerin ve şüphelerin dağıül- masında kendileri bakımından da yarar olduğunu söyledim. Bunlan değerlendirmelerini beklediğimi söyledim. Tatmin olmamız, kamuoyunun tatmin olması gerekir dedim." Çetin, Velayeti'nin ilk başta bunlan kabul etmediğini de bil- dirirken "Ancak diyaloga açık mn bugün Türkiye'ye gelip gelmeyeceğine ilişkin soruya ise "Yann gelmeyecegini sanıyo- rum. Yani kendisi gelmesinden yarar gördüğünü söyledi bana. Gerekli telkini de yapabilecek- lerini söyledi, ama ben şimdi Tahran Havaalanı'na uğraya- rak geldim. Ben başından beri yann geleceğini sanmıyorum. Ama bu konuda, ne zaman ge- lebileceği konusunda da, tü- CIMHURIYETTEN OKURLARA • Baştarafi 3. Sayfada DerbM'le bir önemli aydınını daha yitirdi. • • • New York şoförleri de istanbul şoförleri gibi bıçkındır. Günün birinde "New York'ta bir Türkşoförününanıları"- nın röportajını yapacaktım. Artık, bu röportajı gerçekleş- tirmeme olanak yok... Çünkü bu Türk şoförü öldü. Bu şoför, Adnan Kahvecl'den başkası değildi... Ame- rika'da yükseköğrenimini sürdürebilmek için bir ara New York'ta taksi şoförlüğü de yapmıştı. Birkaç yıl önce, bir iş için New York'tan Ankara'ya geldiğimde, bana New York'taki taksi şoförlüğü günlerinden söz etmişti. Ilk fırsatta, New York'a gelecek, eskiden çalıştığı taksi şirketine gidip, New York'ta bir günlük şoförlük yapacak ve ben de bunu görüntüleyip yazacaktım. O sadece Nevv Yorklu bıçkın bir şoför değildi. Dost ve düşmanının ken- disinden "kendine özgü" diye söz ettikieri değerli bir insandı. Dün bir arkadaşım şöyle diyordu: "N'oluyor böyle? Hep iyıler gidiyor?" Hepimizin başı sağolsun... Acısız günler dileğiyle... GOZLEM UCURMUMCU • Baştarafi I. Sayfada Dünya, 20. yüzyılın ilk çeyreğınde iki buyük devrime tanık oldu. Devrimlerden ilki. Lenın'in önderliğindekı Sovyet devrimiydi. 20. yüzyılın ilk çeyregındekı ikinci devrim de Ulusal Kurtuluş Savaşı ve Ataturk devrimiydi. Leninizmin devrim anlayışı, Marksist kuramdan kay- naklanıyordu. Lenin'e göre sınıf ayrımlarını ve savaşını benimseyen bir insan komünist olamazdı. Tek başına sınıf egemenliğini savunanlara da komünist denmezdi Leninizme göre sınıf savaşını sınıfların yok olacağı ve sımfsız bir topluma ulaşıncaya kadar savunana komü- nist denirdi Atatürk devrimi, Marksist kuramdaki sınıf' gerçeği yerine 'halk'kavramını dayanak seçmişti Atatürkdevri- minde sınıf egemenliği söz konusu değildi Sınıf yerine 'halk' dayanak seçildiği için sınıf egemenliği' ve 'dikta- toryası'gibi kavramlara da yer yoktu. Atatürk devrimini, Anadolu'da 'aydınlanma çağ/'başiat- mıştı. Bu aydınlanma çağı, ister istemez, Batılı çoğulcu demokrasiye yönelecekti. Lenin, Kurtuluş Savaşı boyunca Anadblu ihtitalini ve Mustafa Kemal'i desteklemişti. Sovyet devrimi, ayrı ayn ulusları, devrim adınatek bir- lik altında toplamıştı. Atatürk devrimi ise çeşitli etnik toplulukları Türkiye halkı' kavramı içinde görmüş, bu halk kesimlerini laik, halkçı ve devrimci cumhuriyet çer- çevesinde toplamıştı. Lenin'in amacı 'sımfsız toplum' kurmaktı, Atatürk'ün amacı da çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak'. Sovyet toplumunda sımfsız toplum kurulamadı; sımfsız toplum yerine, Rus halkmın diğer halkları sömürdüğü, bürokra- tik tek parti egemenliği yerleştirildi. İkinci Dünya Sa- vaşı'nda, Alman faşizmini yenme onurunu paylaşan Sovyet ordusu, soğuk savaş döneminde Polonya, Maca- ristan, Çekoslovak ve Afganistan işgalleri ile insanlık suçlart işledi. ABD ile girdiği silahlanma yarışında yenik düşerek kapitalizme teslim oldu. Atatürk devrimi, kendi içinde geçırdiği yeni bir oluşum ile 4O'lı yıllarda çok partili yaşama ulaştı; 60lı yıllarda sosyal demokrasiye açıldı, 80li yılların resmi devlettu- zaklarından kurtulduktan sonra 9O'lı yıllarda Batılı an- lamda temel hak ve özgürlükleri ile bütünleşti. Bugünden yakın geçmişe bakınca da anti-emperyaliz- mın, ulusal kurtuluş ve onurunun, çağdaşlığın simgesi olduğu anlaşıldı. Leninizm, Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin en ateşli önderleri tarafından çokuluslu ihaleye çıkanlırken Atatürkçülük, ulusal kurtuluşçuluğa, çağdaşlaşmaya ve aydınlanmaya tutkun devrimcilerce savunuluyor. Bu devrimcilerden biri Atatürk devriminin ve hukuk devletinin dirençli ve inançlı savaşçısı Prof. Dr. Muam- mer Aksoy, bu düşüncelerle Ankara'da Atatürkçü Dü- şünce Derneği'ni kurmuştu. Aksoy'un, alçak ellerin sıktı- ğı karanlık kurşunlarla aramızdan ayrılması üzerine dernek, aynı düşünce ve inançtaki insanlarca yaşatılı- yor. Atatürkçülük, 80'li yıllarda devlet eliyle kundaklandı, bugün de dinsel gericisinden Kürtçüsüne, Kürtçüsün- den sivil toplumcusuna kadar genişleyen bir kesim tara- fından yaylım ateşine tutuluyor. Atatürkçülüğün bir hedef tahtası haline getirilmesi ve karalanması, yurtiçinde ve yurtdışında tepkilere yol açı- yor. Ama ne var ki Atatürk devrımcileri dağınık, küskün vefergütsüzler. Bu tepkiler, gün gelecek büyüyecek ve 'Kuvayı Milliye ruhu'dernekler ve partiler aracılığı ile ete-kemiğe büru- 06C6K. "Almanya'nın Kamen kentinde Atatürkçü Düşünce Derneği' bu tepkilerle ve bu düşünce ve inançlarla ku- ruldu. Derneğin kurucusu, Yük. Mimar Eriş Ülger. Eriş Ülger, geceçündüz çalışarak Almanya'da 20'li yıllardan bu yana Atatürk ve Türkiye ile ilgili yayınları toplayarak toplantılar düzenleyerek Atatürkçü düşünce- yi savunuyor. Atatürkçü düşünce yenilmedi, yenilmeyecek; Kurtu- luş Savaşı'na, Kuvayı Milliye ruhuna, ulusal onura, Ana- dolu devrimine, aydınlanma çağınave çağdaş özgürlük- lere sahip çlkarak güçlenecek... POTJTIKADA ERGUNBALCI • Baştarafi 9. Sayfada lişkiye" dönüşmüştür. Ancak yine de Iran ve Suriye ile olan çelişkiler kadar sert değildir • • • Biz, Türkiye'nin Yunanistan'la olan çelişkisini de Iran ve Suriye ile olan çelişkisine oranla daha az sert buluyo- ruz. Türkiye, Kıbns'ta bir ölçüde esneklik gösterebilir. En ufak bir esneklik gösteremeyeceği konu ise Ege'de kara- suları sorunudur. Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkarması, Türkiye için haklı olarak savaş nedenidir (casus belli). Kıbns'ta esneklik göstermiş bir Türkiye, Ege'de karasu- ları için savaşa girerse, dünya kamuoyunun da desteğini sağlar. Atina da bunu bildiğinden, Ege'de karasularını hiçbir zaman 12 mile çıkarmaya kalkışmaz. Türkiye, Iran'la çelişkisini yumuşatmak için din devleti olamaz. Suriye ile çelişkisini hafifletmek için de GAP pro- jesinden vazgeçemez. Ama Irak'la çelişkisini, daha akılcı ve daha az Amerikancı bir politika ile yumuşatabilir. Yunanistan'la olan çelişkisini ise Kıbns'ta daha esnek ve gerçekçi bir politika ile hafifletebilir. En azından ileri bir tarihe erteleyebilir. Bu, kesinlikle Güvenlik Konseyi'nin 789 sayılı kararını kabul edelim, anlamına gelmiyor. Zaten Rumlarda bu ka- rarı sadece "müzakere zemini" olarak kabul ediyorlar. Ama herhalde daha gerçekçi olup, hangi noktalarda es- neklik gösterebileceğimizi düşünmekte, KKTC muhalefe- tinin de sesine kulak vererek yeni bir degerlendirme yap- makta yarar vardır. Masaya yumruğunu vurup gücünü göstermek iyi de, Türkiye Iran'a, Irak'a, Suriye'ye, Yunanistan'a, Rusya'ya, Batı'ya ve de Kıbns konusuna hiçbir zaman bizi destekle- meyen 3. Dünya'ya karşı yumruğunu masaya aynı anda vuramaz. Gerçekçi politika, gücün sınırlannm hesaplanması ve önceliklerin saptanmasıyla başlar. AMLAR-KAMLAR ECMEL BARUTÇU • Baştarafi 8. Sayfada kabeiede bulundum. - Sizin, diplomaside kullandığınız bir deyimle cevap vereyim. Doğru yolda atılmış bir adım, dedi ve devam etti: - Soldaki üç partinin birlesmesinin, anladığım kada- nyla, şimdiki CHP çatısı altında olmasındaki ısrarından vazgeçmiş gözüküyor. Ama birleşme halinde partinin adınınCHP olmasından bahsediyor ki bence de doğru- su budur. Deniz Baykal, bunun tarihı nedenini iyi vurgu- ladı. Sanırım bu izahata kimsenin itirazı olamaz. Eski CHP'li dostum bir hafta içinde Baykalcı mı oldu diye ı lıi, ııııı hilı 11 ıfjimi •tf^mıi ııı geçirmiş olmalı ki: - Bunlan soyluyoryM- 4ty* ne çabuk Baykalcı oldun deme. Doğruya doğru eğriye eğri. Şimdi sıra öteki iki partide, dedi. Bakanlıklarda veda edip ayrıldık O. Akay a doğru yö- neldi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear