22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5ŞUBAT1993CUMA 14 DIZI Radikal İslamcılar Cezayir'den Lübnan'a kadar birçok ülkeye şeriatı getirmeye çalışıyor Her yerde Islaııı ba *3eı amfblav -2- Feriat düzenını hâkim kılmayı ardTçlayan İslamı terör örgütleri 1980'den sonra güç kazandı. Israil'ı Fıliştin'den çıkarmayı ve Lübnanda bir İslam cumhunyeti kurmayı amaç- layan İslamı Cihat, Emel, HAMAS gıbi örgütler Çokuluslu Güç ve İsrail askerlenne saldınlar düzenlerken. Ce- zayır'de Ulusal Selamet Cephesi geçen yıl seçimlerle ıktıdara gelecek kadar İcuvvetlendi, ama ordu seçımlen iptal ederek yönetime el koydu. İslami örgütler incelendiğinde, ıkı temel hareketten kaynaklandıklan gözlenıyor. Birinasi İran rejimı, ıkın- cisı Mısır'da 1928'de, hükümetın polı- tikalanna karşı çıkan Hasan el Banna lıderlığındekı dın adamlannın kurdu- ğu Müslüman Kardeşler. Müslüman Kardeşler hareketı zaman ıçinde bü- tün Arap dünyasına yayıldı. Şıddet yanlısı olmamasına karşın, bu hareke- tın içinden mücadelelerini terörle sür- düren örgütler çıktı. Lübnan Lübnan'da faaliyet gösteren Radi- kal İslamcı örgütlerden bın HA- MAS'ur. HAMAS (Hareket el- Mukawemeel-İslami>a), İnlifada'nın başlamasından bırkaç ay sonra Ağus- tos 1988'de Lübnan'da kuruldu. HA- MAS. Müslüman Kardeşler'in ıçin- den çıkan el-Mucama'nın (İslami Hayirsever Derneği) silahlı kanadıdır. 1978'de. Şeyh Ahmet Yasınin bır hayır kuruluşu olarak kurduğu el- Mucama, eğitım kurumlannda ve ca- milerde güç kazandı. Intifada olaylan- nın patlak vermesi ve İslami Cıhad'ın Lübnan'daki elkinlıği. el-Mucama'yi HAMAS"ı rakip örgüt olarak kurma- >a ittı. ~ HAMAS. İslam bay- rağı altında. saldınlannı yalnızca İsrail'e değil. Fi- ] listinli milliyetçi akımla- ra karşı da yürüttü. Çün- kü, bu akımlann lideri olma\ ı amaçhyordu. HAMAS'ın birinci amacı, Ürdün Irmağı'ndan Akdeniz'e kadar Filis- tin'ı özgür kılmak. HAMAS, Lüb- nan'da ve İsrail'de çok sayıda saldın düzenleyerek birçok İsrail askerini ve vatandaşını öldürdü. HAMAS'ın da- ğıttığı bıldinlerden binnde şöyle deni- yor: "Her Yahudi yerleşmeye gebr, bu nedenle onu öldürmek ve mülküne el koymak bwzonınluluktur". • ->> HAMAS, İran, Suudı Arabistan ve Körfez ülkeleri gjbi Arap ve İslam ül- kelennden mali yardım alır. Bununla birlikte, bu hafta başında İsrail ABD'- yi HAMAS'a yardım etmekle suçladı. Cezayir Cezayır'in Fransa'dan bağımsızlığı- nı elde etmeşinden sonra ülkeye şeriat düzenini getirmek isteyen çeşitli örgüt- ler kuruldu. Bunlardan ilki 1964'te Cezayirli Müslüman Kardeşler'in bir uzanüsı olarak kurulan el-Kiyam'cb. El-Ki.yam, 1980'lerde iyice güç kaza- nan Radikal İslama örgütlerin öncü- sü oldu. • İslami örgütler temelinde iki hareket var. Birincisi İran rejimi, ikincisi Mısır'da 1928'de, hükümetin politikalanna karşı çıkan Hasan el Banna liderliğindeki din adamlannın kurduğu Müslüman Kardeşler. HAMAS'ın birinci amacı, Ürdün IrmağYndan Akdeniz'e kadar Filistin'i özgür kılmak. HAMAS, Lübnan'da ye İsrail'deçok sayıda saldın düzenleyerek birçok İsrail askerini ve vatandaşını öldürdü. İSLAM ÜLKELERİNDE TERÖR ÖRGÜTLERİ MURATARIN FENNİÖZALP El-Kıyam'ın liderlerinden Muham- med Kider, Ulusal Kurtuluş Cephesı'- ni (UK.C) kurdu. Cephe, Cezayir dev- let başkanlan Ben Bella ve daha sonra Bumediyen'e karşı sürdürülen muha- lefeün çekirdeğini oluşturdu. Ancak. hareket Bumediyen ta- ratından bastınldı ve Ki- der 1967de öldürüldü. 1970'lenn sonuna I doğru. Ahl el-Dava 1 (Halkın Davası), el- Kiyam ile güçlü bağlan olan bir İslam hareketi olarak ortaya çıktı. Ahl el- Dava, devlet politikalanna karşı Ce- zayirlilerin tepkılenni yansıtıyordu. Bumediyen'in 1978 yılında ölmesi ve İran'da İslam cumhuriyetinin kurul- masından sonra hareket örgütlenme çalışmalannı hızlandırdı. 1980'lenn başında, yaklaşık yirmi yıldır hükümetin kontrolündeki ca- mıleri. Ahlel el-Dav a ele geçırmeye başr ladı. Güvenlik güçlerinin müdahale et- mesi kanlı çatışmalara yol açtı. O za- mana kadarel-Davaya karşı tolerans gösteren Şadli Bencedit hükümeti sert- leşti Hareketin liderleri tutuklandı. şüpheli üyelerin evlerine baskınlar yapıldı. Tutuklananlardan üçü, daha sonra Ulusal Selamet Cephesi'nin (USC) kuruculan arasında yer aldı. Ekım 1988'de ekonomik koşullann kötülüğünden yakınan halk birçok kentte ayaklandı. İslam örgütleri bü- tün ülkeye yayılan ayaklanmayı kendi amaçlan için kullanmaya çahştı. Gös- terilerde ön saflarda yer aldı. Hükü- met. ayaklanmanın sona ermesi için Radikal İslamctlarla anlaşmak zorun- da kaldı. Şubat 1989"da "politik karakterli kurumlar"ın kurulmasına izin veren yeni bir anayasa kabul edildi. Mart 1989'da Cezayır'in ilk İslami politik partisi Ulusal Selamet Cephesi (USC) m kuruldu. Parti eylül ayında resmiyet ka- zandı. Haziran 1990*da yapılan yerel secimler- de. Ulusal Selamet Cephesi ile Ulusal Kur- tuluş Cephesi yanştı. Bu iki tslami Cephe oylann yüzde 54'ünü aldı. 25 Mayıs 1991'de yapılacak genel seçim- ler öncesinde USC. halkı genel greve ve gösterilere çağırdı. Bunun üzerine seçunler ertelendi ve USC üzerinde baskı kuruldu. USC'nin başkanı ve başkan yardıması tutuklandıktan sonra 26 Aralık 199l'de genel seçim- ler yapıldı. USC'nin seçimleri kazan- ması üzerine, Bencedid istıfa etti ve ordu. yöneümi devralarak seçimleri iptal etti. Libya Libya'da Kaddafı rejımine karşı çeşit- li gruplar faaliyet gösterdi. Libyah Müslüman Kardeşler, zaten Kaddafi'- den önce de vardı ve başmdan itibaren Kaddafi'ye karşı çıktı. Bu hareket için- den Libya'nın başlıca İslami örgütü İslami Kurtuluş Parüsi çıkü. Parti, or- duda. üniversıtede öğrenciler arasında güç kazandı. Libya'nın Selameti için Ulusal Cep- he, Ekim 1981de kuruldu. Laik ve Müslüman üyeleri birçatı altında top- layan örgüt, buna ordu ıçindekı kana- dının eklenmesiyle çok geniş bir cephe oluşturu- yor. Kaddafı rejiminı de- virmek için birkaç darbe girişiminde bulundu. Bunlar arasında en iyı bı- lineni Mayıs 1984'teBab el-Azızye'de Kaddafi'nın karargahına düzenlenen saldındır. Eylül 1986'da, İslami Cihat örgütü üyesı olmakla suçlanan 26 kişi tutuk- landı. Bunlardan dokuzu iki cinayet ve çeşitli sabotajlarda yer almak suçla- nndan Şubat 1987'de idam edildi. Tunus _ Tunus'ta İslami hareketin teme- linde 1970'te kurulan Kuran'ın Ko- runması Vakfı yer alıyor. Hükümet, Tunus Üniversitesi'nde büyüyen solcu harekete karşı vakfın palaizlanmasına göz yumdu. 1970'lerin sonlanna doğ- ru, vakıf İslami Eğjlim Hareketi (İEH) adb bir koalisyonun oluşmasına ön ayak oldu. Amaç ülkeye şeriatı getir- mekti. Bunun üzerine hükümet sert önlemler almaya başlandı. İEH, resmi kimlik kazanmak için terörist eylemle- re başladı. Ağustos 1987'de dört turis- tik otel bombalandı. Hükümet birçok İEH militanı yakaladı ve bunlardan yedisini ölüme mahlnım etti, ıkısini Ekim 1987'de asü. Aralık 1987'de Tunus'un yeni lideri Ben Ali, lıderler dahil bütün İEH üye- lerini af etti. Hareketin liderlerinden Raşid Ganuşi, Nahda Partisi'ni kur- du, ama Nisan 1989'da yapılan seçim- lere Nahda sokulmadı. Mayıs 199l'de, Devlet Başkanı Ben- Ali, Nahda'yı darbe hazırlamakla suç- ladı. Nahda'nın stratejisi, orduya, gü- venlik güçlerine sızmak, terörist ey- lemler. gösteriler, genel grevle hükü- meti zor duruma düşürmek olarak açı- klandı. Buna göre. Nahda'nın hem politik, hem de silahlı kanadı vardı. Ulusal Selamet Cephesi, ülkeye şeriatı getinnek için halkı arkasına aldı. 2000'F DOGRU DERGİSİ NIN IDDIASt Hizbullah'm Güneydoğu'daki ey- lemlcrini devlet destekli gerçek leştirdi- ği iddia ediliyor. 2000'e Doğru Dergi- si'nin 16 Şubat 1992 tarihli sayısında, "Hizbullah Çevik Kuvvet Merkezı'- nde Eğitılıyor" başlıklı haberde, Hız- bullah'tan aynldığı iddia edilen bir genç şu itıraflarda bulunuyor: "Hız- bullahçılar haftanın be- j lirlı günlerinde gece saat 22.00'den sonra Diyarbakır'daki Çevik I Kuvvet Merkezd'ne gi- ! dip ders görüyor. Tabii her Hizbullahçı derse ahnmıyor. Eğitime daha çok lider ko- numdakiler kaübyor..." Derslere katı- lanlann çoğu özel tim gibi bıyık bı- rakıyormuş. Diyarbakır Çevik Kuv- vet Müdürü'nün bu eğitimlerden ha- berdar olduğu, hatta bir keresinde toplantıya katıldığı ama konuşmadığı da itirafçının iddialan arasında. Haberdeki bir diğer açıklama da Di- HizbuUalıçdan polıs eğitiyoryarbakır Emniyeti'nde görevli bir bek- çiden: "Diyarbakır Emniyet Müdür- lüğü'nün kapısından onlarca sakallı ve kendilerine has şalvarlanyla bazı kişiler saat 23.00-01 00 arasında iki- şerli gruplar halinde girip çıkıyor. Geç saatlerde ve aralannda 5 metre mesafe bırakarak bu kişiler Emni- yet Müdür- lüğü'nde top- lanıyorlar". j 2000'e ı Doğru Dergisi'nde imzasız olarak yayımlanan bu haberin iki gün son- rasında derginin Diyarbakır muhabiri Halit Güngen kimbği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından dergi bürosunda tabancayla öldürüldü. Kimh'ğini açı- klamayan bir gazeteci olayın ardından şu açıklamayı yaptı: "Olay günü saldından yaklaşık üç saat sonra gaze- temize telefon eden ve çok düzgün Türkçe konuşan biri 'Hızbullah adına anyorum. Biz öldürdük. Bunun arka- Hizbullah'tan aynldığı iddia edilen bir genç şu itiraflarda bulunuyor: "Hizbullahçılar haftanın befîrli günlerinde gece saat 22.00'den sonra Diyarbakır'daki Çevik Kuvvet Merkezi'ne gidip ders görüyor. Tabii her Hizbullahçı derse ahnmıyor. Eğitime daha çok lider konumdakiler katılıyor..." kanştığı son öldürme olayı ise 13 Ocak 1993'tegerçekleşti. Çevik Kuv- vet Merkezi'nin yanındakı Hürriyet İlköğretim İlkokulu'nda görev yapan Eğit-Sen üyesi iki öğretmen, Zübeyir Akkoç ve Ramazan Aydın Bilge. okul bahçe- sinde kuru- lan pusu so- nucunda öl- düriildüler. Diyarbakır Emniyet Müdürü sı gelecektır.' deyip telefonu kapattı." A>TU derginin Diyarbakır Bürosu, 13 Şubat 1992 günü de "Hizbullah" ve "Ataköy Lisesi'nde şeriatçı propagan- da" haberleri gerekçe gösterilerek tele- fonla tehdit edildi. Diyarbakır'da Hizbullah'm adının Ramazan Er, olaydan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada. "Hizbullah'ın işi olabi- lir" diyordu. 27 Şubat 1992 günü Silvan'da öl- dürülen Şeyhmus Akına ise aynı gün 2000'e Doğru Dergisi'ne Hızbullah ile ilgili önemli açıklamalar yapacaktı. UĞUR MUMCU'DAN 1992-MUHyet Kürtîsiamcıhğı Diyarbakır'da 2000'e Doğru Dergisi'nin temsiicisi Halit Güngen'in dergi bürosunda kimliği bilinmeyen kişikrce öldûrülmesi, ardından da kitapçı M. Sabri Kızılkan'uı Tatvan'da kurşunianmış cesedinin bulunması, Cizre'de Sait Türk ve Mesut Donık adlı yurttaşlann öldürülmeleri, Güneydoğu'da teröriin daha da artacağmı gösteriyor. 2000'e Doğnı'nun son sayısında Hizbullah örgütünün Diyarbakır'daki Çevik Kuvvet Merkezi'nde eğirJldiğiııi iîeri süren bir yazı vay ınlanmıştL Cızre'deki dnayetjeıin PKK-HizbuUah catışması olduğu ileri süriüfiyor. Hizbullah bih'ndiği gibi 1982 yılmda Bekaa Vadisi'nde kurulan "Şii" kökenli ve İran > anlcsı bir terör örgütüdür. PKK da yine bih'ndiği gibi "Marksist-Uninist" ideolojik görüşleri benbnsediğini ileri süren ve aynı Bekaa Vadisi'nde karargah kuran avnmcı bir Kürt terör örgütüdür. Bu iki örgütün birbiriyle bağdaşması olanakstz gibi görülüyorsa da 1990 yılınm başmda PKK ik Hizbullah arasında yakınlaşmalar da olduğu büiniyor... Çeşitli terör örgütleri arasında taktik ve stretejik işbirlikleri ile lojistik ve eylemsel > ardımlaşmalar y apılır. Hizbullah-PKK day anışması ve ileri sürüldüğü gibi bir çatışma varsa bu catışmav ı da bu bağlamda değerlendirmek doğru olur. Şu çok açık bir gercek: PKK, Suriye ve Kuzey İran'da üstleniyor. Komşularımızın bu terör örgütüne topraklannda yer vermekri iyi komşuluk iüşkilerini temelinden zedeliyor. İran hükümeti, Başbakan Demirenn PKK teröründen İran ve Suriye'yi sorumlu tutan son konuşmalanndaa, berhalde, tedirgin olmuştur... İddiaya göre, Akına, Silvan'daki Hiz- bullahçılann hepsınin bilindığinı. bun- lann pobsle işbirliği yaptıklannı, üzer- lerinde sıiah yakalanan Hizbullahçıla- nn Silvan Emniyeti tarafmdan serbest bırakıldıklanna tanık olmuştu. Geçen yıl Şubat ayında PKK'ye tes- bm olan bir Hizbullahçı ise, örgüt li- derlennin genellikle İstanbullu olduk- lannı iddia ediyordu. Itirafçıya göre, Hizbullah'm Nusaybin sorumJusu "Karateci" kod adıyla bibnen ve genel- likle İstanbullu olarak anılan sakalb, 35 yaşlannda biriydi. Görevı hedef tespit etme ve planlamaymış. Hizbullah'm bölgedekı cınayetleri üstlenmemesi ne- deniyle Hizbullahçı gençlerin tstanbul- lu'ya "Niye eylemleri Hizbullah üstlen- miyor? Biz Hizbullah değil miyiz?" diye sorduklan anlatıbyor. Bir başka Hizbullahçı da bağlı olduk- lan liderîere, devletin yok edileceklerin adını verdiğinı ve kendilerine para veril- diğini iddia ediyor. Cinayetlerden sonra bu üderlerin evlerinde saklanıyorlarmış. DevJet. polis ve özel tim kendilerini ko- ruyorrnuş. ttirafçı. Hizbullah'tan ayn- lmak isteyenlerin öldürüldüğünü ve ka- muo>-una PKK'lı diye açıklandığını be- brtiyor. Peki bütün bu olanlan PKK nasıl de- ğerlendiriyor? 2000'e Doğru Dergisi'nin I Mart 1992 tarihb sa>ısında Gerilla Komutanı Hamza ile yapılan görüşme- de, Hamza Türk devletinin Türlderle Kürtler arasındaki birliği bozmak için dini kullanarak böl-yönet poliükası izle- dığını söylüyor. "Bolgemızde Şıi Hiz- bullah diye bir güç yoktur. Buradaki Hizbullahçı geçmenler Özel Harp Dai- resi kaynaklıdır. Partimiz buradaki Hizbullah-Kontra'ya karşı tedbirlerini alacak. Gerçek Hizbullah emperyaliz- me karşıdır. Ama buradaki Hizbullah tamamen özel harbin bir parçasıdır..." Kardeşinin Hizbullah'a katılmak için evden kaçtığını belirten bir Batmanb gözlemlerini şöyle anlatıyor: "Gençliğin hevesleneceği kurslar açıyorlar. Karate, bilgısayar kursu gıbi. Kendi aralannda ayinler yapıvorlar. Vıdeo kasetleri gös- teriyorlar. Batman'da gösterilen bir ta- nesinde Hizbullah'm Beyrut'ta Ameri- kablara karşı gınştiği bir eylem gösteril- mış. Eylemin nasıl kararlaştınldığı, gö- nüllünün çıkışı, bır minibüsle Ameri- kalılann işyenne girişi, zafer işaretı yapışı ve arabanın havaya uçması gösteriliyor." AIVKARA/ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Özer Derbil... Ne güçlü kalbimiz var! Nelere dayanıyor! Sonsuz acı- lar, yitık dostlar, sevgililer; yalnızlığimız artıyor giderek, ama her şeye dayanıyor. direniyoruz. insan olmak bu belkı de.. Acılara karşı direnecek, umudunu soldurma- yacaksın! Özer Derbil'i de yitirdik. Geçen pazar Atilla Sav'ın te- lefonundan sonra kolum kanadım kırıldı birden. İyi bir dostu yitirmenin acısını, yaşayanlar bilir ancak. özer Derbil de iyi bir dost, ama dostluğun ötesinde, değerleri de olan özel bir insan... Genç kuşaklar yeteri kadar tanı- mıyor, ama benim kuşağım, belli dönemi yaşayan bir çevre, güzel çağrışımlarla düşünür onu. Havada petrol kokusuyla. petrol davasına baş koyan bir üçgenin onur- lu savaşı canlanır gözlerde. O üçgen ihsan Topaloğlu, Özer Derbil ile başlıyor, Muammer Aksoy ile oluşuyor sonra. Neler yaşadılar, nasıl savaştılar. kimlere karşı neler başardılar. özer Derbil yaptıklannı konuşmaktan hoşlanmaz, ama 1959'da imzalanan anlaşmanın ulusal çıkarlarımıza ters maddelerıni değiştirmek için göstedi- ği çaba, yaşadığı serüven, gerilim romanlarını, filmlerini geride bırakır! Türkiye petrollerinin genç hukuk danış- manı, Caltex Anlaşması'nı iyi biliyor. Türkiye'de kurulan rafinerilerin işleyeceği kadar ham petrol alınmasıru sa- vunuyor durmadan. Karşısında bır çıkar cephesi var. Petrol Dairesı, komiserler, bakanlar, ama haklı bır dava- da birleşen üçgen, cepheyı bozuyor! Dar bir çevre dışın- da çok az kişi bilir bu olayı. Yazması için özer Derbil'i çok zorladırfı, ama yazmayı da konuşmayı da sevmiyor; İhsan Topaloğlu yazmalı bence. Genç kuşakları, kamu görevinde çalışanları yüreklendirecek öyküler, eylem- ler bunlar. Masal türü olaylar... Biz mutluyuz, görevle- rinde onurlu savaşlar verenleri yakından tanıdık geçmiş dönemlerde. Gazeteci olarak, dost olarak.. Özer Derbil'i düşünürken Mehmet Erdem'ler, Tahsin Yalabık'lar, Kenan Onat'lar da canlanıyor gözümde. O dönemin dosyaları incelense. politikacılar ve de kamu görevlileri gerçek çizgılerıyle çıkar karşımıza. Kimi çiz- giler dümdüz, şaşmaz bir doğrultuda, kimi çizgiler hayli çarpık. özer Derbil çalışkan, üretken kişiliğiyle ustlendiği her görevi parlattı. Seçenekler yaratır, çözümü bulur. Ordu Yardımlaşma'da da olumlu çalışmaları var. Sessiz sa- vaşlarla gerçekleşen başarıları, dönemi yaşayan asker- lerdeunutamazsanırım. Derken 12 Mart dönemi canla- nıyor gözümde. Profesör Nihat Erim'in başbakanlığı. Telefon çaldı bir gece. Karşımda özer Derbil, Çankaya'- dan arıyor, Nihat Erim'in yanından. Yoksa bakan mı olu- yorsun diye sorduk. Evet, dedi, geldi kahve içtik konuş- tuk. Biz merak içinde soruyor, aldığımızyanıtlarla şaşırı- yoruz. New York'tan Büyükelçi Osman Olcay, VVashing- ton'dan Atilla Karaosmanoğlu geliyor Erim hükümetine, Karaosmanoğlunun Milli Eğitim Bakanı olacağı söyle- nirken Başbakan Yardımcılığı'na dönüşüyor görevi. O da şaşırıyor! 12 Mart'ın şaşkınlığı giderek tırmanıyor sonra, Nihat Erim balyozlardan söz ediyor. Bilim adam- ları tutuklanıyor. Beyin kabinesi'nde de tepkiler başlı- yor. Hocalarının tutuklandığını öğrenen kimi bakanlar onları görmeye gıderken arabalarını yerinde bulamıyor- la"r bir gün. O gecelerde bir bok öyküsü anlatıldı bizim evde. 12 Mart'ın seçkin beyinlerini bulandıran olayları simgeliyor! Adamın biri bahse giriyor, bir sabah bok yi- yecek. Bir kaşık, iki kaşık, birden bırakıyor. Seyirciler soruyorlar Bırakacaktın, neye yemeye kalktın? Yanıt çok kısa: Kıl çrtrtı! On bir bakan hükümetten ayrıldı, ikinci Erim hükümeti kuruldu sonra. özer Derbil de, cumhuriyetimizin ilk Dış Ekonomik ilişkiler Bakanı olarak geçti tarihe. O bakan- lıkta çağdaş yöntemlerle bir reform yaptı gerçekten. Bakanltğa teleksler. fakslar, bilgisayarlar kuruldu. Dün- ya piyasası yakından izlendi. Saatinde, anında. Londra- dan, New York'tan, Hong Kong'dan gelen haberlerle ithal ve ihraç mallarının dünya fiyatlan öğrenildi, para kaçağını önlemeyi amaçlayan bir yöntem oluştu. Şimdi uyguianıyor mu acaba? Bakanlığından sonra kontenjan senatörlüğüne seçildi özer Derbil. Nadir Nadi ile dosttuğu orada başladı, gide- rek geiişti. Evini Istanbul'a taşıması hâlâ düşündürür beni. Siyasal partilerin onun kadar deneyli, bilgili, biri- kimli bir kişiden yararlanmamasına çok şaşırırım. Sıra- dağlardan hoşlananlar, boyverenlere yol vermiyor gali- ba ••• Boğaz'ı çok severdi. Önce Bebek'te oturdular. Şimdi istinye'de. Pencerelerinden denizi kucaklayan evlerde. Son durağı da Aşiyan; tepede bir yerden Boğaz'ı kucak- layacak yine. Ona rahat bir uyku diliyorum. Dostlarına da başsağlı- ğı. Başın sağolsun sözünden hiç hoşlanmıyorum. Ama ortak bir dost o söze yeni bır yorum getirdi Uğur Mumcu'nun ardından. Sen sağol anlamına söylenmi- yor. Tersine, aklını başına topla, sağlıkla düşün, o dü- şünceyle yasa, anlamına geliyor. "ölülerin ayrıcalığı ölmemektir" diyenler de var. öl- dükten sonra yaşamaları kuşkusuz. Yazılarıyla, savun- dukları ilkelerle, doğrular için verdikleri savaşla, onurlu çabaları, eyiemleriyle... Yaşam bitiyor; anılar, çağrışım- lar sürüyor. ölenler ölmüyor! Ben de çok güzel anılarla düşüneceğim özer Derbil'i, kolum kanadım kırılsa da uçmak özlemini yitirmeden dost soluğunu yüreğimde hissedeceğim her zaman. BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Shakespeare'in tanın- 1 mış bir komedısı. 2/ Bir peygamber.. Büyüme- 2 miş karpuz. 3/ Neptün- o yum elementinin sımge- si... İstavrit balığının küçüğü. 4/ İslam dinindc evliliğın sona ermesi. Salgı oluşturan organ. 5/ Bir yanşın bebrb uzakb- ğı kapsayan bölümlerin- den her biri... Kumaşla- nn yüzeyindeki ince tüy 6/ Bir peygamber... Ge mi ya da tren yatağı. 7/Kaşındın- cı bir deri hastabğı... Bir nota. 8/ Dürbün... Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen du- rumu. 9/ Kötü işteki yardımcüar. YLKARIDAN AŞAĞ1YA 1/ Abdölhak Hâmit Tarhan'ın bir tiyatro yapıtı.. Bır gösterme sıfatı. 2/ Bir maddevı kazımaya ya da ya>Tna> a yarayan tnçak biçiminde araç. 3/ Eski Mısır'da güneş tann- sı... Ek. 4/ Kadınlann giydiği kol- suz üstlük... Bazı kâğıt oyunlannda, ortaya sürülecek parayı ödeyebilmek için her oyuncunun kendi önüne koyduğu toplam para. 5/ Bektaşi dervişi... Bir cins kaba kumaş. 6/ Bir meyve... Kan. 7/ Etli, yuvarlakça ve şişkin olan sap kısmı yenen lahana çeşidi... Adın durum eklerinden biri. 8/ Suda vüzdürülerekçeki- len ya da bir yere asılan bir cismin sağa sola çarpmasını önleyen donanım. 9/ Uyan... Cehennem.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear