22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27ŞUBAT1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Dûnya Satranç şampiyonası •LONDRA (AA) -Dûnya Satranç Şampiyonu Garry Kasparov ve şampiyon adayı Ingiliz yanşmaa Nigd Short, Dünya Satranç Şampiyonası finaJınin Manchester kentınde yapılmasını reddettiler. Her iki yanşmaa, dün bir bildiri yayınlayarak, "nallerin yapılacağı kenti ^clirlemek amacıyla yeni bir profesyonel Satranç Komisyonu oluşturacaklannı açıkladılar. Bildınde, Kasparov ve Short, uluslararası Satranç Federasyonu'nun (Fide) 24 oyundan oluşan finalin ağustos ayında Manchester kentinde yapılmasına ilişkin 23 şubatta aldıklan karar öncea kendılenne daruşılmadığıru belirttiler. Bu arada FIDE sekretaryası da karşı bir açıklamayla her iki yanşmacıyla görüşüldüğünü iddia etti. Ancak bu iddiayı Kasparov ve Short yalanladı. 'Ferhangi Şeyler' Avustralya'da • Kültûr Servisi- 7 Mart 1987'den bu yana aralıksız sahnelenen Ferhan Şensoy'un tek kişilik gösterisi "Ferhangi Şeyler", 26 şubat-6 mart tarihleri arasında Avustralya'da Sydney ve Melboume'de sahnelenecek. Ortaoyuncular bu tarihler arasında İstanbul'daki gösterilerine ara verecekler. Topluluk daha sonra 10 mart .arihinden itibaren Ferhan Şensoy'un "Güle Güle Godot", "Köhne Bizans Operası" ve "Ferhangi Şeyler" adlı oyunlannı dönüşümlü olarak sahnelemeye başlayacak Munzur'un karikatüp sepgisi • Kültür Servisi- Karikatür sanatçısı Sait Munzur'un siyah-beyaz ye renkli 42 kârikatüründen oluşan sergisi Çankaya Belediyesi Sanat Galensi'nde sürüyor. 1959 yılmda doğan Sait Munzur'un ilk karikatûrü 1973'te Gırgır dergisinde yayunlandı. 1982'de "Güldük Yine de" adını verdiği karikatür albümünü, 1983-1984 yıllan arasında da "Sıfır" mizah dergisini yayımladı. Değişik yanşmalarda aldığj 23 ödülü olan sanatçının çizgileri pek çok dergi ve gazetede yayımlandı. Sergj 4 marta dek açıkkalacak. İstanbul, BeNin Fnn'nia •tSTANBUL(AA) -Turistik Otelciler Birligi (TUROB), dünyanın büyûk ve sezonun en son uluslararası fuan olan ITB (Uhıslararası Turizm Borsası) Berlin Turizm Fuan'na 30'a yakın üyesi ile kaulacak. 6-15 mart tarihleri arasında Berlin'de yapüacak fuara üçüncü kez katılacak olanTUROB'un, İstanbul'u tanıücı nitelikte basın toplantılan ve kokteylkr 'Dosya' Gaziantep'te • GAZİANTEP(AA)- Ankara Halk Tiyatrosu oynnculan Tuncer Cücenoğlu'nun "Dosya" adL oyununu Gaziantep'te sahneleyecekler. Bahadır Tocnak'ın yönettiği oyunun îjiasistanlığını Simgem Baykara, mûzikJenni DevTİmTokmak, kcKtûmlerini Sevtap Düdarer, ışık ve efektlerini ise Turan Tekin yapıyor. Ojyun 3 martta An Sireması'nda iki kez serşlenecek. YAZDIĞI YURTTAŞUK BİLGİLERİ Yayına hazırlayan Nuran Tezcan 20.000 lira(KDVİçinde) Çafdaş Yaymlan Türkocağı tad, 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderUmez. Miroslav Vitous, Peter Erskine, Jan Garbarek üçlüsünün konserlerinin ardından Cazuı az telılikeli sıılamıda CEM YEGÜL Best of Sisley Konserlen Caz Sensi'- nin ılk etkinliği olan Vitous/Garbarek/ Erskine konserlen üzerine yazacak bir şeyler bulmakta zorlandığınıı itiraf et- meliyim. Konser beni kanşık duygula- ra sürükledi. Konserden çok, konser salonunun önünde yaşanan izdiham üzerine yazmanın daha doğru olacağını düşündüm bir an. An- cak konsere değinmeden geç- mek haksızlık olurdu. Jan Garbarek"i izlemek üzere Cemal Reşit Rey Kortser Sa- lonu'na yaklaşanlar. kapının önünde kümelenmiş bir insan yığınıyla karşılaştılar. Biletsız olmalanna ve karaborsa bilet- lerin bile tükendiği yolundakı söylentılere rağmen yüzlerce bı- letsiz cazsever salonun dışmda şanslannı yokluyorlardı. Jan Garbarek hayranlan, biletleri, satışa sunumunu takibeden bir saat içinde tüketmişlerdi. Kapı- nın önündekı kalabalık, konser- ler başladıktan uzun bir süre sonra bile içeriye girebilme umutlannı koruyup kapılan yumruklamaya başlayınca Ce- mal Reşit Rey'in güvenlik bi- rimleri çareyi polis çağırmakta buldu. Evet, turnesinin sıkışık- lığı nedeniyle Jan Garbarek, İs- tanbullu cazseverlenn ve hay- ranlanrun karşısına yalnız iki kezçıkabildi. Cemal Reşit Rey'- in kapılannda yaşanan iz- dihamın nedeni olmakla birlik- te gençliğınde Johnny Hodges, Ornette Coleman ve John Coltrane den çok etkılenen Jan Garbarek, İstanbul konserlennin yıldızı değildi aslında. Her biri kendi enstrümanlan- nda birer virtüöz olan üçlünün ortak projesiydi bu turne. Projenin mıman ise basçı Miroslav Vitous tu. Miroslav Vitous 1971'de Joe Zawi- nul ve VVayne Shorter ile VV eather Re- port 'u kurduğunda doğaçlama müzı- ğe farklı bir yaklaşım getirdiklerinin farkındaydı. Ancak Weather Report'- un, en etkin jazz-rock topluluğu ola- rak anılacağını beklemiyordu herhal- de. İstanbul konserlerinde, kısa bir süre önce başlayan birlikteliklerinin ürünü olan repertuarlanna hariiyen sadık kalmalanna rağmen Vitous, bir nefesliyi andıran bas cümleleriyle do- ğaçlama melodileri derinlemesine ir- deleyebilen etkin bir müzisyen ol- duğunu gösterdi. Vitous sahnedeki tuttu. Ara sıra müziği boğduğu da olu- den yoksun olduğunu belirtmekte de bir araya gelme fırsatını yakalaması. yordu ama, genelde temiz bir perfor- mans sergiledi. Ancak sololan olduk- ça tatsızdı kanımca. Kariyeri boyun- ca, Joni Mitchell, Jaco Pastorius, Freddk Hubbard. Joe Henderson, Gary Peacock, Maynard Ferguson, Stan Kenton, Michel Brecker, Rickie Lee Jones, Michael Kranks, Eliane Eli- yarar var. Garbarek'in sesinde folk müziği, Amerikan müziği ve Avrupa Sanat Müziği'nin sentea olan bir ses bulmak pek o kadar da zor olmadı se- >irci için kanımca. Daha önce de söylediğim gibi Jan Garbarek, Johnny Hodges ve dolayısıyla John Coltrane ve Ornette Coleman ve Albert Ayler ve müziğini bir başka boyuta taşımasına yardımcı oldu. Etkilcndiğı bir başka isim de George Russeil'dı. Russelî'ın tüm sesleri kategorize eden yak- laşımını çok benimsedi ve derinlemesi- ne ıncelendi. Afrika ve Hint müzığiyle ılk tanışması da George Russeli ile birlik- te gecirdıği 7, 8 yıl içinde oldu. Daha Garbarek(solda)herkesi büyüledi, Erskine (ortada) genelde temiz bir performans ,Vitos da etkin bir müzisyen olduğunu gösterdi. (HAYRETTÎN SAGANAK) sonralan Garbarek. bu müzikleri ken- di müziğine ustaca entegre etti. müzısyenler arasında en sofıstike me- lodik duyarhlığı gösterendi. Yaka- ladığı ritmik dokular ve Jan Garbarek ve Peter Erskine ile kurduğu duyarh müzıkal diyalog, bir zamanlar isminin neden Paul Chambers ve Scott La- Faro gibi caz tanhinin efsane basçı- lanyla bir arada anıldığını açıklar gı- biydi. Üçlünün en sempatik müzisyeni Peter Erskine'e gelince, o da VVeather Report ile en uzun süre calan Grammy'lr bir davulcu olduğundan. konser boyunca profesyonelce ntm as ve daha pek çok büyük isme eşlik eden ve aslında bir stüdvo davulcusu Archie Shepp ve Pharoah Sanders'ten çok etkilenmışti kariyeri boyunca. olan Peter Erskine. bu üçlünün ye- Ancak bu müzısyenleri taklit etmeye Konseri bir bütün olarak irdeleye- raldığı pek çok projeden biri olduğu de pek kalkışmadı. Özellikle Coltra- cek olursak. müziğin seyirciyi hiçbir hissini verdi konser boyunca. Herkesin sevgilisı ve favorisi Jan Garbarek, etkilenimlerini pek ele ver- meyen kendine has tonuyla herkesi, özellikle de kadın seyircileri büyüledi. Cümleleri zaman zaman çok kısa ve temizdi. Tonu yumuşak. dıngin ve es- rarlıydı. Aynı zamanda biraz soğuk, fazlasıyla akademik ve oldukça ifade- ne'de onu ilgilendiren saksofonunun tonu ve derinliği değil. müzikal kon- septleriydi. Norveçli oluşu da müzikal zaman tam anlamıyla zorlamadığını. sorgulamadığjnı rahatlıkla söyleye- biliriz. Kanımca Vitous 'Garbarek/ eğitimınin kuvvetli olmasını sağladı.. Erskine üçlüsünün konserleri, cazın İskandinav ülkelerinı mesken tutan pek çok Amerikalı müzisyenle sıkı iliş- kilere girdi ve onlann tecrübelerinden yararlandı. Örneğin Dexter Gordon. kopenhag'da yaşarken sık sık onunla daha tehlıkeli sulannda dolaşmak is- teyenler için bir hazırlık niteliğindeydi. Her iki konserin sonunda da seyirci üçlüyü uzun süre ayakta alkışlayarak memnuniyetini dile getirdi. Çernobiri hatırlayın 'Bize bir şey olmaz' Küitür Senisi- "Gündemlerin şimşek hnıyla değiştiği Tür- kiye'de "Şu Çernobil meselesi konusunda.." dediğimizde, her- kes "O yıllar önceydi di mi?" tfi- ründen bir tepki gösterdi. Oysa bahsettiğimiz, altı yıl öncesinöen kopup gelen >e bir ay kadar önce, dönenıin sorumlu (! ) ba- kanı Cahit AraJ'ın bir vicdani de- meciyle yeniden güncellik kaza- nan Çernobil meselesiydi. Kitle örgütkri ayağa kalkmtş, sorumlulann cezalandırılmasını isteven yüriiyüşler ve benzeri e>- kmkr y apmışlar, haber gfinlerce manşetlerde kalmıştı Ama, pek çok insan, İşte bu kez..' diyordu. 'Bu kez hesap su- rulacak'. Oysa hafıza konusun- da asın derecede kanaaatkar bir millet oktuğumuzu unutmuştuk işte. Bir büyük ola> bir başka bü- yük olayı ortadan sitdi. L'ğur Mumcu'nun olümü bir kara bu- lut gibi gelip oturdu yüreğimize. Ve insanlar kafalarını elkrinin arasına alıp düşünmeye başlar- keo bile bizim tereddütlü bekle- yişimiz süniyordu: "Bakalun bu gündemi ne değiştirecek?.. 1 * Az buz çaba sarfedilmedi güo- demin değişmesi için. kamhi'ye saldınlar, Hande Şevkat Mıım- cıı'nun kinünk evleneceği haber- leri ve daimi gündem: Bosna. Yine unutulacaktır. Ama bi- zûn işle»imi/ hatırlatmak. Bu iş- levi yerine getirmek için de se- simızi çok sesli bir hale getirmek isJedik." Bu sözler. Karikahırctfer Derneği üyelerinin, "Bize Birşey Olmaz - Çernobil Karikatürleri Sergisi" öncesinde "gerek duyu- lan bir natırlatma" niteliğinde iletiliyor. Sergûıin, bugün saat 16.00'da, Karikatür ve Mizah Müzesi'nde gerçekkşecek olan açüışında "Paldır Kültâr Ti- yatrosu''' ve "Anadolu Meydan Sahnesi" ortaklaşa bir oyun ser- gileyecek. Nejat Yavaşoğullan, Ayşe Tütöncü v e Timuçin Gürer, Sumru Balıkçıoğlu ve Muam- mer Ketencioğlu da açılışa, şarkrianyla kardacaklar. Türkuaz'la iki yapıtı sahnelenecek olan İngiliz koregraf Ashley Page: Dans, müzikle deviııiıııiıı estetiğidir ANIL'ÂL ' "'• ";r ,u"',h .^ Türkuaz Modern Dans Top- luluğu mart ayında sahneleme- ye başlayacağı yeni repertuva- nnda ünlü İngiliz dansçı-koreg- raf Ashley Page"in"Bisocosis Populi" adlı bir perdelik yapıtı- nı ve "2011" adlı düetini suna- cak. Aynca İngiliz Kraliyet Ba- lesi'nin baş dansçılanndan uluslararası üne sahip Lesley Collier ile konuk koregraf Pa- ge. topluluğun ilk üç temsilinde sanatçının kendisi ve Collier için yarattığı bir düette dans edecekler. "2011" adh düeti ve Collier ile kendisi için gerçekleştirdiği düeti dünyada ilk kez Türkiye'- de sahnelenecek olan Ashley Page. 1976'da Kraliyet Balesi'- ne girdi ve kısa zamanda toplu- luğun baş dansçılanndan biri oldu Bintley, Balanchine, Tu- dor, Richard Aiston, Tetley gibi dünya çapında koregraflann özellikle kendisi için yarattıkla- n yapıtlarda rol alan sanatçı ünlü Rambert Dans Topluluğu ile birçok çalışma yaptı. Çok hoş bir sürpriz Geçen sezon da Devlet Ope- ra ve Balesi için bir yapıünı sah- neleyen Page, ilk kez birçoğu aym zamanda devlet balesi nde dans eden topluluk elemanlan ile bu çalışmalar sırasında tanışmış. Page, provalarda topluluğun ilgisini çektiğini söylüyor: "Gösterilerini izle- mem için davet edildim. Doğ- rusu benim için çok hoş bir sürpriz oldu. Şaşırmıştım; klasik bale yapıtımda rol ver- meyi düşünmediğim dansçılar modern dansta çok daha iyi gö- züküyorlardı. Farklı bir dans Ashley Page, '2011' adlı düetini dünyada ilk kez Türkiye'de Türkuaz'la sahneleyecek. dilinde ve bale pabuçlannın üzerinde olmayan dansçılar birdenbire çok farkb sanatçıla- ra dönüşrnüşlerdi. Bu benim için çok heyecan verici bir şey- di. Bir modern dans topluluğu olarak Türkuaz'ın varlığı, bu kadar ileri bir düşünce beni çok şaşırtı. Topluluk klasik bale topluluğuyla karşılaşünldığı- nda çok ileri, gelişmiş bir çizgi- ye sahip. Türkiye'de böyle bir şeyle karşılaşmayı açıkçası hiç beklemiyordum". Gösteri sırasında özellikle iki kadın danscı dikkaüni çek- miş Page'in.Ve Olcay Karahan ve Zeynep Arkök için Tür- Kuaz'a hediye olarak bir düet yapmaya karar vermiş. Toplu- luğun genel sanat yönetmeni Aysun Arslan da sahneye koya- cağı düette sanatcıya 'dans ctme' önerisinde de bulunmuş. Türkuaz'ın Amerika'da ve İngiltere'deki modern dans topluluklannın çahşmalann- dan farklı olduğu görüşünde: Özeldansdili "Bunun koşullarla ve özel bir dans dilinin kullanılması ile ilgi- si var. Modern dans Amerika'- da ve İngıltere'de sürekli değişi- yor. Ama hep değişmeden sabit tistik bir çizgi çizmemey»MMÇ- lıyor... Çünkü bir elin parmaklan kadar az olan koregraflann ya- pıtlannı kullanmak zorunda- lar. Oysa her koregrafın kendi- ne özgü çahşmalannı yapabile- ceği bir topluluğu olması gerek. Böylelıkle dansçılar da bu ko- regraflann dillennde uzman- laşırlar ve koregrafın söylemek ıstedıklerini, düşüncelerim olaa en mükemmel şekilde söylerler. -Yapıtlaruuzda ortak bir tema varmı? Bütün yapıtlanmın ana te- ması sanıyorum, özel bir dans dilinin geliştirilmesidir. Keşfet- mek değil, ama geliştirmek. Her yapıtımda dilimın biraz daha zengınleştığini söylemek istedi- ğimı daha az dolambaçlı yollar- dan, daha yalın ve yetkin söyle- diğimi umuyorum. - Burada sahneye koyacağımz yapıtlardan söz edebilir misiniz biraz? Bir öyküleri var mı? Bir öykülen yok. Lesley ile benim rol aldığımız düet için tü- müyle klasik diyebılirim. Diğe- rinde. sözcükler var ve rock müziği kullanıkyor. Ama bu sözcükler bir şey anlatmıyorlar. B iki dü d k dğiik kalan bir şeyler var. Bu da her topluluğun gehşen ama değiş- Bu iki düet arasında çok değişik meyen kendine özgü çizgisidir. bir ilişki var. Kızkardeş gibiler Türkuaz kimliğini henüz bul- maya başlayan, çok genç bir topluluk." Page, bir koregraf ve izleyicinin bir üyesi olarak klasik ile modern arasındaki farklılıklardan çok benzerlikle- rin ilgıye değer olduğunu düşü- nüyor. Klasik olanın çağdaş bir yapıtta bile ele alınıp geliştirile- bileceği görüşüyle, her ikisının de kimliklerinden kaybetme- den bir arada olabileceklerini belirtiyor. - Ama Türkuaz kendini sanat- sal olarak smırlamamayı ve ar- ş ş g ve sanki bırbirleriyle konuşu- yorlar. Her ikisinin de havasın- da cinsel bir şeyler var. Kesin- likle pornografık değil ama bir bakıma erotikler. Çünkü çok zevkli bir fıziksel deneyim öne- riyorlar. Ashley Page, "soyut' çalışma- lannda bir şeyler anlatmayı amaçlamıyor. Onun için önem- li olan: sadece biçimler, hare- ketler ve müzik. Ve 'herşey tü- müyle müziğin ve hareketin öz- deşleşen birlikteliğine. esteti- ğine bağlı." 'İstanbul Üzerine Beklentiler ve Ütopyalar' sempozyumu bugün başlıyor Bir Hitopya' mı Istaııl>vJ\ı kurtarmak?Kültür Servisi • Istanbul'da yaşayan aydınlar, bugün ve yann tstanbul üzeri- ne beklentilerini ve "ütopyalannı" dile getirecekler. Tarih Vakfı'nın düzenlediği "İstan- bul Üzerine Beklen- tiler ve Ütopyalar" sempozyumu, bu- gün saat 10.00'da Tank Zafer Tunaya . . . ™ Kültür Merkezi'nde MeteTapan (eski Beyoğlu Evlendirme Dairesi) başlıyor. Mete Taoan'ın açış konuş- masıyla, "İstanbul Üzerine Beklentiler" çerçevesinde başlayacak olan şempoz- yum. yann "tstanbul Üzerine Ütopya- lar"la sürüyor. Tarih Vakfı'nın İstanbul üzerine oian entelektüel çalışmalann daha çok geç- mişe dönük olduğu ve geleceğe ilişkin nda Belirleyici Unsur Olarak Tarihsel ve Do- ğal Mirasm Ko- runması" ve "2000 Olimpi- yatlan İstan- bul'a Neler Ge- tirebilir" gibi konulann irde- leneceği bu bö- lümde aynca Sema Köksal da Doğan Kuban öneri ve altematıfler üretmekten uzak bulunduğu saptamasından yola çıkarak çeşitli alternatifler üretmek amacıyla düzenlediği sempozyum, 1993 İstanbul Yılı etkinliklerinin ilk halkasını oluştu- ruyor. "İstanbul'un geleceği üzerine beklentiler" konusunun tartışılacağı bugünkü oturum, Mete Tapan'ın açış konuşmasından sonra Ferhundeözbay, Murat Belge Murat Diren. Murat Güvenç, Hande Sü- her ve Atilla Aksoy'un "İstanbul'u nasıl bir gelecek bekliyor?" sorusunu çeşitli açılardan tartışmaya açacak. "İstanbul Nüfusunun Gelecekteki Gelişrnesi". "Globalleşme ve 2010 Yılında İstan- bul". "Azman Bir Sanayi Kenti Olarak İstanbul'un Bugünü ve Geleceği". "İstanbul'un Gelecek İçin Planlanması- Gruplann Yerleşme Stratejileri ve Kü- resel Eğilimlere Üyumu" başbklı bir ko- nuşma yapacak. Yann saat 10.00'da Murat Belge"nin açış konuşmasıyla baş- layacak olan "İstanbul Üzerine Ütop- yalar" bölümünde ise Belge'nin ardı- ndan Emre Kongar, Doğan Kuban, Ne- zih Neyzi, Uğur Tanyeli, Aydm Uğur ve Erhan Acar. ütopyalannı sunacaklar. PSD'den yanşmaya katılmama çağnsı BakanJık, çelişkili duruma son vermeliKültür Servisi - Plastik Sa- natiar Derneği, Kültür Ba- kanhğı'nın düzenlediği "De- mokrasi","Laiklik","Demok- rasi Şehitleri" ve "Sehit Gaze- teciler" başlıklı anıt yanşma- lannı, uzmanlann görüşleri alınmadan hazırlanrruş "key- fi" bir uygulama olarak nite- lendirerek, "Bu tür anıtlann demokratik hayatımızı sem- bolleştirmesine gerek vardır. Fakat bu gereği yerine getirir- ken ilkeli davranmak gerekir" açıklamasında bulundu. Yanşmanın şartnamesine tepki gösteren Plastik Sanatlar Derneği'nin, Kültür Bakan- lığı'nm böyle bir uygulamayla sanatçı haklannı hiçe saydığıru vurguladığı açıklamasında, "Yanşmanın şartnameleri, jü- rinin oluşturulması, sanatçı haklan, yanşma süresi ve me- kanlann saptanması konula- nndaki tutarsızlıklan ve çe- lişkileri ile geleneksel keyfıligin ve sansürcülüğün yeni bir ör- neğidir. Bu şartnameler uz- manlann görüşleri alınmadan haarlanmış keyfı ve aceleci meünlerdir, onun için 22 kişi- lik emsali görülmemiş sayıda bir jüri oluşturuyor. Bu jüride 4 uzmana yer veriyor, bir bu- çuk aylık çok dar bir süreyi yanşma için yeterli buluyor, anıtlann yer alacaklan nokta- lan yanşma açıldıktan sonra saptamayı uygun görüyor. Aynca yanşma sonuçlanru uy- gulamama keyfıyetini Kültür Bakanlığı'na teslim ediyor" denildi. Plastik Sanatlar Derneği. sa- natcılann bu yanşmaya katıl- mamalannı istedi. "Sanat tari- himize, sansürcülük. keyfılik ve antidemokratik nıyet ve eği- limlenn bir belgesi olarak kala- cak olan bu şartnamenin ko- şullan yaşama gecirilememeli- dir. Sansüre, antidemokratik uygulamalara karşı mücadele verdiği iddıasında olan ve telif haklan yasasını çağdaş bir dü- zeye çıkarmaya uğraşan bir Bakanlık, düştüğü bu çelişkili duruma son vermelidır" görü- şündeki dernek üyelen, Kültür Bakanhğı'nın bu oluşumu ye- niden değerlendirmesi gerekti- ğini söyledi. Kültür Bakanı Fikri Sağlaı ise, Ankara'da düzenlenen "2000'li Yıllarda Çağdaş Sa- nat" başlıklı sempozyumda önceki gün yapuğı konuşma- da, Bakanlık olarak açtıklan anıt yanşmalanna sanat çevre- lerinin tepki göstermesini ve sanatçılann yanşmaya katı- lmamayaçağnlmasını "düşün- meden ahnmış bir karar" ola- rak nitelendirdi. Yanşma için TBMM Baş- kanlığı'ndan Anayasa Mahke- mesi'ne dek 22 kunımdan olu- şan bir jüri oluşturduklannı anlatan Sağlar, şöyle konuştu: "Amacımız, laikliği ve de- mokrasiyi yaşatacak sembolle- ri en geniş katılımla oluştur- maktı. Katılımı sağlamaya çalıştık, bu yanlış mı? Sanat temsilcileri de olacaktır. O sanat temsilci- leri kendilerini temsil etmiyor- sa, yapılması gereken harekete engel olma gibi bir çaba yanlıştır. Onlann bu yanlış- lannı yanyana gelerek çözebi- leceğimize inanıyorum." Rezervasyon formlan bugün alınabilecek Festivaliçjn geri sayım başladıKültür Servisi - Bu yıl 3-18 nisan tarihleri arasında düzenlenen 12. Uluslararası İstanbul Fılm Festivali'nin program broşürü ve rezervasyon formlan bugün saat 12.00'den itibaren Atatürk Kül- tür Merkezi ile Beyoğlu Emek, Beyoğlu Sinepop, Beyoğlu Atlas, Beyoğlu Beyoğlu, Şişîi Kent ve Kadıköy Reks süiemalanndan alı- nabilecek. Doldunılan rezervasyon formlannın ise 6 mart cumar- tesi sabahından 8 mart pazartesi günü akşamna dek Atatürk Kültür Merkezi ön fuayesindeki görevlilere teslim edibnesi gere- kivor. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği festivalin bu yiki ilginç bölümlerinden biri, "Türki Cuınhuriyetlerinden İnsan Manzaralan". Alma Ata, Aşkabad, Taşkent, Buhara, Semer- kand, Bişkek ve Bakü'den görüntüter ve yaşam kesitleri izleyece- ğuniz bu bölürn, Kırgızistan, Türkmemstan, özbekistan ve Azer- baycan sinemalannı daha yakında tanuna fn-satı veriyor. Festivalde Azerbaycan'dan EMar Kuliyev'in "Nizami"si, Ka- zakistan'dan Yedigüe Bolisbayev'in "Ultugan"ı ve Derecan Omerbayev'in "Kayrat''^ Kırg'ızistan'dan Toiomuş Okoyev'in "Çocukluğumuzun Gökyüzü"sü ve Bolot Şamsiyev'in "Fujiya- ma'ya Çıkış"ı, özbekistan'dan AU Hamrayev'in "Seni Hatırh- yorum"u ve Cihangir Feyziyev'in "Siz Kimsinizr'i, Türkmenis- tan'dan Hocakuli Narlıyev'in "Mahdum Kulu" ve Bülbül Mame- dov'un "Genclik Destânı" "Türki Cumhuriyetlerinden İnsan Manzaralan" bölüınünde yer alan filnuer.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear