22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT1993 PAZARTESf 14 HABERLERIN DEVAMI TRTiçin MBaftarafi 1. Sayfada aynı neden ve "yayının suç oluşturacağı" gerekçesiyle An- kara Devlet Güvenlik Mahke- mesi'nin (DGM), TRTye yaa- Iı başvurusuna karşın, hafta ortasında TRT-l'de Ertürk Yöndem tarafından yayımla- nan haber-programda, bomba- mn tipinden, nasıl yerleştirildi- ğine ve hangj olaylarda kulla- nıldığına kadar açıklanması tepki yaratü. Bu yayın ile ilgili olarak Mumcu'nün avukatlan- nın DGM'ye suç duyurusunda bulunacaklan öğrenilirken, ga- zetemize, Ankara Emniyet Müdürlüğû'ne ve DGM'ye ula- şan çeşitli ihbarlann. polis tara- fından ne kadar değerlendirildi- ğine çeşitli çevrelerin yanı sıra DGM de kuşkuyla bakıyor. DGM yetkililerinden edini- len bilgiye göre, gelen ihbarlar anında emniyete iletilerek, bu ihbarlann araştınlması isteni- yor. Araştırma sonuçlannın da rapor halinde DGM'ye iadesi istenirken, bugüne kadar gelen ihbarlardan somut bir sonuç el- de edilemediği öğrenildi. DGM yetkilileri. suikastın aydınlatıl- ması konusunda. ıhbarlara büyük umutla bakarken. bu ih- barlann polis tarafından ne öl- çüde araştınldıgı konusundaki sorulara ise. kuşkuyla dolu ya- nıtlar veriyorlar. Bir DGM yet- kilısı bu konuda, "Bizim gidip ihbarlan yerinde araşürma ola- nağımız yok. Biz polise bildiri- yoruz, ne ölçüde araştınldığını ise bilmiyonız" yorumunu yap- tı. DGM yetkilileri, gelecek ih- barlar sonucu ban örgüt evlen- ne yapıJacak baskınlar sonra- sında, olayda kullanılan tipte bir paîlayıanın ele geçirilmesi- nin, suikasün aydınlaülmasın- da önemli bir mesafe taşı oldu- ğuna işaret ederken. TRT'de yayımlanan haber- programın, olayla ilgili fail ve faillerin delil- leri yok etmelerine yol açabile- ceğini söylediler. Mumcu suikastından hemen sonra. Çerin Emec ve Tursuı Dursun cinavetleri ile ilgili ola- rak basına sızan bilgilerin özel- likle Ankara'daki operasyonla- n olumsuz yönde etkilediğini kaydeden DGM çevreleri, İs- tanbul'da yakalanan ve An- kara'ya getinlen bazı zanlılann verdiİcleri adreslerin. olayın ba- sına sızması sonrasmda boşal- lılmış olduğuna dıkkat çekü'ier. Soruşturma ile ilgili bazı te- mel bilgilerin yanlış ve farklı olması da soruşturmanın ciddi- jteti açısından kuşku yaraüyor. Mumcu'ya yapılan otopside, yazanmız siyah saçiı olmasına karşın beyaz saçlı olarak göste- rilirken. olay yerine ılışkın ha- zırlanan krokilerde. anahtar fırlama mesafesi birinde 30, di- ğerinde ise. 40 metre olarak gösteriliyor. Aynca olay yerine ait krokilerde, su deposu olarak gösierilen bina ise aslında trafo merkezi. Suikastın gerçekleştirildiği günün gece yansı. Mumcu'nun evinin bulunduğu Karlı sokak- ta saat 02.00'de farlan açık ve çalışır durumdaki üç araçla ilgi- ak ne tür bulgulara ulaşıldığı da henüz bilinmiyor. Özelhkle biri Tunus Büyükelçiliği'nin önün- deki polis kulubesinin önünde bulunan Mazda benzeri araçla ilgili olarak, o gece büyükelçilik önünde nöbette bulunan poli- sin ifadesinden bir sonuç alına- mazken, bir yetkili, "Belki polis bu araçtaki kişi veya kişileri ta- ruyordu" yorumunu yaptı. Kıbrıs'ta iç • Bagtarafi 1. Sayfada kaçakçıhk düzeninden şikayet etti. Bu partiler. bir süre önce de TBMM Başkanı Hüsamettin Gndoruk'un önünde, KKTC hüümetiyle başına ağır eleşüri- ler yağdınruşlardı. Hükümet Başkanı Eroğlu, olumsuz ekonomik düzenden anü-demokraük uygulamalara kadar her konuda şiddetle eleş- tiriliyor. Bu eleştiriler, son ay- larda, Kuzey Kıbns'ta ailece haicsız olarak arsa ve arazi aün- dığı noktasına kadar vardı. Dost çevresinden milletvekil- liğine seçtirdikten sonra bakan- lığa getırdiği Sağlık Bakanı yönünden de büyük eleştirilere uğrayan Eroğlu, çarşamba gü- nü sağlık hizmetlerindc gerçek- leştirilecek büyük bir grevle de karşı karşıya bulunuyor. TÜRKtYETNtN KALBİ ANKARA MetaedKeaul 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınian Türkocağı Cad. 39-4] Cağoloğlu-kumbul A tğ J CUMHURBAŞKANI GAZİ M.KEMAL PAŞATSIN SONBAHAR CEZİLERt Nuri Onal (yayına hazuiayan) 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınian Türkocaiı Cad. 39-41 Cagaloğlu-tstanbul ÖdeBieli göodcritaez. Türkiye'ye ıızıuıgözalü sorgusu• Baştarafi 1. Sayfada Son olarak Olağanüstü Hal hukukunun bu "nimeti"nden yırmiyi aşkm Jdilli yararlandı! İçlerinde SHP İlçe Başkanı, CHP İlçe Meclisi üyesinin de bulunduğu Jdilliler 22 Ocak'ıa gözaltına ahnmaya başladılar. 15 günlük "olağan" gözaltı sü- releri dolunca , savalık bir de "olağanüstü" süresi verdi. Boy- kce gözalünda otuz günü "ga- ranti"oldu İdilliler'in. Bunun üzerine Avukat Hasip Kaplan, gözalundaki dört mü- vekkili için Avrupa Insan Hak- kxı Komisyonu'na "acil ön- ltm" başvurusu yaptı. Avukat Kaplan'ın başvurusunda "gö- zaltındakilerin bir an önce dok- tor kontrolünden geçirilmesi ve yırgıç önüne çıkanlması" is- lemleri yeralıyordu. Hükümete çağrı Başvuru üzerine hemen top- k.nan komisyon "adına başvu- rulan kişilerin sağlık dunımu ve bir hekim tarafından muayene edilebilme imkanlan hakkında lürkiye Cumhuriyeü Hükü- nıeti'ni bilgi vermeye" çağır- nıak amacıyla İnsan Haklan Komisyonu Sekreterci H.C. Krüger'i görevlendirdi. Komis- yanun bu konuda Türkiye'ye üınıdığı sürede bugün doluyor. Komisyon sekreteri gözaltm- daki tdillilerin avukaiı Hasip Kaplan'a gönderdiği mektupta "Hükümet bu bilgileri 22 Şubai 1993 larihine kadar bildirmeye davet edilmiştir. Hükümet ta- rafından verilecek bilgiler size • 'İdil"de 30gün gözaltı' olayıyla ilgili olarak Avrupa Insan Haklan Komisyonu'na yapılan 'acil önlern' başvurusu kabul edildi. Komisyon Türkiye'yi gözaltındakiler hakkında bilgi vermeye çağırdı.Türkiye'ye tanınan süre bugün doluyor. •• GözaltındakiİdiIliler"Kamuoyuna"başlıklıbiryazıyla gözaltı nda kendilerineelektrik verildiğini, kar üzerindeçinl ç plak bekletildiklerini öne sürdüler. gönderilecek ve bunlan yaalı olarak cevaplamak imkanınız olacaktır" deniyor. Aynca bir bilgi daha vargön- derilen mektupta. Buna göre, Komisyon Genel Sekreteri, Türkiye'deki gözalü süresiyle ilgili bir dava açılabilmeleri için Kaplan'a gönderdikleri for- mun doldurulup gönderilmesi- ni istiyor. Bunun aniamı şu: Gerek DGM kapsamına gi- ren on beş günlük. gerek Olağa- nüstü Hal'de uygulanan otuz günlük gözaltı süreleriyle ilgili olarak Türkiye Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'nda yargı- lanabilecek. İngiltere örneğine bakılacak olursa da bunun arkasında yeni bir "mahkumiyef var. İngiltere ömeği İngiltere, Brogan adh İR.A militanını dört günlük" makul süre"den daha fazla gözaltında tutuyor. Yapılan başvuru şo- nucunda İngiltere . Avrupa İn- san Haklan Komisyonu'nda mahkum oluyor. İngiltere sa- vunmasında , "sözleşmede, te- rörle ilgili suçlara karşı çckincc koyduğunu, bu nedenle mah- kum edilemeyeceğini" öne sü- riiyor. Ancak ne "terörle ilgili suç", ne de "konulan çekincc" İngilıere'yi mahkum olmaktan kurtanyor. İngiltere gibi Türkiye'nin de çekincesi var Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nde. 1990 yılında Türkiyc sözleşmeye koyduğu bu çekincc ile Olağa- nüstü Hal Kanunu'nu ve ilgili kararnameleri sözleşme dışı bı- rakmak istedi. Ancak bu çekin- ce Türkiye'yi pek kurtaracak gibi görünmüyor. Çünkü ingil- tere de koyduğu çekinceye kar- şın mahkum oldu ve gözaltı süresini Komisyona yedi gün olarak bildirdi. İdil'de dtırum Avrupa İnsan Haklan Ko- mısyonu'nun Türkiye'ye tanı- dığı süre bugün doluyor. Ne var kı gözalundakiler önceki gün çıkanldıklan mahkeme tarafın- dan tutuklandılar. Peki, Avru- pa konseyinin isleğine göre en geç bugün "sağlık durumu ve bir hekim tarafından muaycnc edilcbilme imkanlan" hükümet tarafından bildirilecek olan İdilliler'in durumu nc ? GÖzalundan alınıp mahkc- meye çıkanlırken , yirmi iki imzalı bir mektup ulaşürdı İdil- liler. İdilliler'in "kamuoyuna" başlıklı mektuplarından bazı tümceler: -t "Gözaltında bulunduğumuz süre içerisinde içimizdcjşkence görmeyen kalmadı. Özellikle dışan çınlçıplak çıkanbp eksi yirmi derecede kann üzerine yaünlmamız, tazyikli su ile yı- kanmamız, vücudumuzun eleklriğe verilmesi, özellikle cin- sel organlanmızda , hepimizin vücudunda çeşitli ızkr bırak- masına ve korkunç bir şekilde hastalanmamıza sebep olmuş- tur." CHP İlçe yöneücisi ve Hürri- yet Haber Ajansı'ndan Faik Kaplan'ın da bazı iddialan ye- ralıyor mektupta: "Çınlçıplak soyup dövdüler. Eksi yirmi derecede dışan çkarttıiar. Gözlerim bağlı bir şekilde kann üzerinde bekle- dim. Beni bir PKK militanı gibi konuşturmak istediler. Redde- dince de mermiyi tabancaya vererek başıma dayadılar." "Komptoyaptılar" Gözalundaki SHP Jlçe Baş- kanı Hüseyin Demir'ın de bir- kaç tümcesi var mektupta: "İdil Emniyet Amiri Nihat Yılmaz'ı gccen yı) Ağustos aymda aynlıkçı davrandığı için Cumhurbaşkanına, Başbaka- na, Adalet Bakanhğı'na şikayet etlik. Bu onun bir komplosu- dur. Neylc suçlandığımız söy- lenmeden işkence yapıldı. öiümle lehdil cdildik. önümü- ze çeşitli belgeler getirilcrek, gözlerimiz bağlı bir şekilde okutturulmadan zorla imzala- mamıa istediler. Jtiraz ettim. Beni çınlcıplakvsoyup soğuk su- yun içine koyarak sabaha ka- dar yanmşar saat arayla bırak- tılar. Ben imzalamayı reddetti- ğim için iki gün gecikmeyle mahkemeye çıkanldım. Dos- yamda bu durum mevcuttur." Mektupta bir bilgi daha var: "Doktora çıkanldığımızda doktor da bu insanlann etkisin- de kalarak işkence gördüğüme dair rapor vermemiştir." Herhalde "gözaltındakilerin sağlık durumlan"yla ilgili ola- rak da bu bilgi ulaştınlacak Avrupa Komisyonu'na. Türkiye'nin Avrupa karşısın- daki durumu bu. Türkiye'deki insan haklan ihlallerinin, Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'na yansı- ma&ı, bir de gözaltı süreleriyle ilgili yargılanmayı ve mahku- miyeti gündeme getiriyor. Gözaltına alınıp tutuklanan sanıklann başlanna gelcnlcrlc ilgili iddialan da "kamuoyuna" başlıklı mektupta yeralıyor. "Demokratıkleşme" ve "şef- faf karakol" diye diye ikudara gelen DYP-SHP koalisyonu bakalım ne yapacak ? Bu iddialan soruşturmak için hemen harekete gecilecek, ola- ğanüslü hal hukukunun insan haklanna, Avrupa standartla- nna uyumlu hale getirilmesine mi calışılacak? Yoksa Türkiye Cumhuriyeti kendi yurttaşla- nyla Avrupa İnsan Haklan Komisyonu üzennden mi ha- berleşecek? ÖzaTın Balkan gezisi sona erdi Hırvadarla Boşnak'tan doğal nıüttefik ZAGREB (AA) - Cumhur- başkanı Turgot Özal, Hırvat- \i rla Müslüman Boşnaklann doğal müttefik olduklannı söy- Itdı. Hırvatistan Cumhurbaşkanı Fraııjou Tudjman, Bosna-Her- sck'teki sorunun çözümü için Müslüman ve Hıristiyanlann Uım ışbirliğınin gerekli olduğu- nu kaydetti. özal ve Tudjman, dün Zag- reb'de iki ülke heyetleri arasın- daki görüşmelerin tamamlan- masından sonra ortak bir basın toplanüsı düzcnlediler. Cumhurbaşkanı Özai. basın toplanusında Tudjman'a, böl- g'ilekj sorunun çözümünde Boşnaklarla Hırvatlar arasın- daki işbirljğinin zorunlu o!du- ğunu söylediğini bclirtti. Boşnaklann Hırvatlarla anenk içinde yaşama arzulannı Tudjman'a ilettiğini anlatan Özal, Bosna-Hersek'teki çözü- mün gecikmesinin hem bu böl- gedeki halkın aalannı hem de Sırp şovenizmini arttıracağını kaydetti. Bu konularda Tudj- man'la aynı görüşleri paylaştık- lannı tespit ettiğini söyleyen özal, görüşmelerde ikili ilişkiler üzerinde durduklannı bildirdi. Özal, Tudjman'ı Türkiye'ye davet ettiğini ve yakında bu zi- yaretin gerçekleşeceğini belirtü. Hırvalistan Cumhurbaşkanı Tudjman da, özal'ın Balkan gezısıne büyük önem verdikle- nnı söyledi. Türkiye ile Hırva- tistan'ın Bosna-Hersek'teki savaşın sona erdirilmesinde iş- birliği içerisinde olacaklannı vurgulayan Tudjman, sorunun çözümünde Müslümanlarla Hınatistan'ın başkcnti Zagreb'deki İsianı Merke/i'nde incekmelerde bulunan Cumhurbaşkanı OzaL, oturan Uahi dinledi. Hınstıyanlann tam ışbirlığı ge- rektiği konusunda Özal'la aynı fıkirde olduklannı kaydetti. Tudjman. knzin sona erdiril- mesinde Boşnaklarla Hırvatla- nn işbirliği içerisinde bulunma- lannın kendileri için olduğu kadar Avrupa'dakı banşın tesi- si için de çok önemli olduğunu anlattı. İki cumhurbaşkanı daha sonra gazetecilerin sorulannı cevaplandırdı. Özal bir soru üzerine, Bosna-Hersek'teki so- runun bir dinsel kavga obnadı- gjnı belirtü. Cumhurbaşkanı Ozal, sorunun derin larihlere dayandığını ifadcctü. Hırvatistan Cumhurbaşkanı Tudjman da bir soru üzerine, Rusya ile aralannda herhangi bir ihülaf bulunmadığmı söyle- di. Tudjman, Hırvatlarla Boş- naklar arasında zaman zaman çauşmalar olduğunu belırterek yöneltilen bir soruyu cevaplan- dınrken, ufak tefck dc olsa bazı çaüşmalann olduğunu kaydet- li. Tudjman, ancak bunlann bazı lahrik ve aşınhğın sonucu olduğunu belirtü. Tudjman, Özal'la yapüklan görüşmeden sonra bu yanlış anlamalann or- tadan kaldınlmasının hızlana- cağını vurguladı. Cumhurbaşkanı özal da Tudjman'ın bu sözlenne ilave olarak Hırvatlarla Müslüman- lann doğal müttefik olduklannı söyledi. Bu arada iki cumhurbaşkanı başkanlığında heyetler arasın- da suren gorüşmelcnn öğleden sonraki bolümünde Özal'ın bir ara Bosna-Hersek Cumhurbaş- kanı Begoviç'in tcmsılcileriyle göriiştüğü öğrenildi. Cumhur- başkanı Ozal dün yurda döndü. 11 yüdır neredeydindz? • Baştarafi 1. Sayfada için" "geçıcı vegöstermelık" bir yıklaşım olarak yorumiandı. Yatağan Belediye Başkan Ve- kili Halil Arslan, santralın çev- reye zarar vermeden çalışması icin gerekli parayı devletin göz- dsn çıkarmaya yanaşmadığını belirterek "12 yıldır başımıza sıilfırik asit yağıyor da ne yapıl- dı" dedi. Çocuklar Yatağan'da eytemlere başlarken çarşamba günü de "insana saygı" yürüy ü- şıi yapılacak. Yatağan'da radyasyon tehli- kesi ve yoğun kirlilikle ilgili ge- lişmeler termik santralın devre- den çıkanlmasıyla yeni bir boyut kazandı. Yatağanlılar, "Santral kapaüldı tehlike bitti" gibi bir mesajın verilmeye çalı- şıldığını, oysa kül dağlanyla kömürden kaynaklanan rad- yasyon korkusunun yann han- gı boyutlara varacağının bilin- mediğini söylediler. Yatağan Termik Santralı için acilen yapılması gereken desül- firizasyon ünitesinin maliyeti 1 2 trilyon olarak belirlenirken 13 yıllık bir ömrü bulunan sant- rala bu yaünmın yapılmayaca- ğı yaklaşımlan bulunduğunu belirten Yatağan Belediye Baş- kan Yardımcısı Halil Arslan şunlan söyledi: "Herkes bugünü tarüşıyor •Yann neler yapılacağından hiç kimse söz etmiyor. Şu anda Muğla ve yöresinde radyasyon U-hlikesinin insan sağlığını etki- kyecek düzeyde bulunmadığmı belirten yetkililer yann sabah ns olacağını biliyorlar mı? Ter- mik santrabn geçıci bir süre için susturulması çözüm değil. Ya- pılması gerekene kimse yanaş- madığı için geçici göstermelik uygulamalar vapılıyor. Santra- iın devreden çıkanlmasıyla ilgili karar da tansiyonu düşürücü, 'santral kapandı olay bilti' ka- nısmı yayıcı bir uygulamadır. Başımıza her gün 600 ton kü- kürt dioksit yağarken geçen 11 senede yetkililer neredeydi? Şimdi bize açık seçik söylesin- ler, desülfırizasyon ünitesi, asit fabrikası yapılacak mı yapılma- yacak mı? Biz santralın susma- sını değil, çevreye zarar verme- den çalışmasını istiyoruz." Nükleer Savaşa Karşı He- kimler Derneği Muğla Tcmsil- cisi Dr. Bedriye Giirkan, yörede büyük bir ilgisizlik yıllan ya- şandığmı, artan solunum yolu hastalıklan, kanser riski olayla- nnın üzenne gıdilmediğinı, son aylarda yaşanan olaylannın da ilgi çekici olduğunu vurgulaya- rak, şunlan söyledi: "Bağcılar köyünden Süley- man San ve Haydar Cevizbaş iki örnektir. İkisi de 50 yaşlann- daydı. Önce solunum yollan hastahklanna yakalandılar. Son haftalarda yaşanan kirlilik ortamında da astım krizinden yaşamlannı yiürdiler. Birbaşka örnek de çok önemli. Erzu- rum'dan üç ay önce Yatağan'a gelen PTTçalışanı 35 yaşındaki Nevzat Karakelle'nin daha ön- ce hiçbir sağlık sorunu yokken son günlerde üç kez arka arka- ya asüm krizi geçırdi. Santral kurulalı 11 yıl oldu. Bundan sonra kanser vakalan daha iyı izlenmeli." Yatağan Belediye Başkanı Sadi Özcan dün Yatağan Ter- mik Santralı'na giderek yetkili- lerle görüştü. Sadi özcan, Ya- tağan'ın her yarunın kirlilik kuşaunası altında bulunduğu- nu ve yöre halkında korku ya- ratüğını belirterek "Bir yanda kül dağlan, bir yanda kömür, bir yanda santralın aük sulann- dan oluşan kirlilik, Yatağanlı- lan boğacak" diye konuştu. Yetkililer, Muğla ve yöresin- de radyoaktivite oranının tehli- ke sınırlannın altına indiğini belirtirken, TAEK'in gönder- diği uzmanlar incelemelerini sürdürüyor. Muğla'da ilan edi- len alarm ise süriiyor. Yalağan Termik Santralı Müdür Yar- dıması Mehmet Arslan santra- lın kapatma gerekçesi süresi ile ilgili bilgi vermezken Muğla Valisi Dr. Lale Aytaman, sanl- ralın birkaç gün kapaülmasının çare olmadığını söyaledi. Ayta- man. çevresel konularda kapat- ma yeıkilerinin bulunduğunu, ancak şu anda santralı kapat- ma işleminin Enerji Bakanhgı- nın talimatıyla yapıldığını belir- terek şunlan söyledi: "Santral, yüzde 60 kül ihtiva eden kömür yakıyor. Yann Gökova Termik Sanlralı da devreyegirecek. Öncelikle yapı- lacak iş. bu santrallarda bölge- dekı kalitesiz kömürün yakıl- maması olmalı. Artık yakınma- yı bırakıp somul adımlar aülmalı. Santrallarla ilgili ÇED raporları hazırlanmalı, bu ra- porlar neyi gerek liriyorsa yapıl- malıdır. Yatağan Termik Sant- ralı kamuoyunun tepkisi nede- niyle kapatıldı sanıyorum." Yöre halkı eylem diyor Yatağan Termik Santrah'nın susturulması yöre halkının ey- lem yapma gırişimini engelleye- medi. Yatağan'da çocuklar cumartesı ve pazar günü taülle- rini imza toplayarak gecirdiler. Okullannın önünde loplanan küçükler her gördüklerinden ve genellikle çocuklardan kirliliğe çözüm için imza lopladılar. Küçüklerden Berna Babaoğlu, büyükleri duvarsızlıkla ve ço- cuklann yaşamını karartmakla suçlarken Nihal Çolak, "Biz boğucu bir havada yaşamak, hastalıklı bir ömür geçjrmek is- temiyoruz. Bu yöre ınsanını gözden çıkarmış gibi davranan yetkilileri kınıyoruz" diye ko- nuştu. Öte yandan Yatağan Çevre Kurulu ve Belediye Medis üye- lerinin yapüklan toplanüda aldıklan eylem kararlan da sı- rayla uygulanacak. Çarşamba günü, Yalağan'ın gözden çıka- nlmasını, çevrcnin ve insanla- nn yok olmasına göz yumul- masını protesto eylemleri yapı- lacak. Yatağan'da toplanacak yurttaşlar termik santrala "in- sana saygı" yürüyüşü yapacak- lar. TAEK'in açıklaması Türkiye Atom Enerjisi Ku- rumu, Muğla'daki Radyasyon Erken Uyan İstasyonu'nda, iki gün süreyle yapılan dcğcrlen- dirmelerde, ortalama radyas- yon dozunun 6 milirem olarak belirlendiğini bildirdi. Bu do- zun, insan sağlığı üzerinde etki yapacak düzeylerin çok altında olduğu ve endişeye gerek olma- dığı kaydedildi. TAEK'ten yapılan yazıh açıklamaya göre, Muğla mcr- kezinde, 17 şubat sabah 07.30'- ten, 19 şubat 11.35'e kadar yapılan radyasyon ölcümleri sonucunda, 24 saat dışanda bu- lunan bir kişinin, 6 milirem rad- yasyon aJdığı belirlendi. Bu süre içinde, Muğla'daki doğal radyasyon oranının toplam 0.5 milirem olduğu, bu oran çıka- nldığında, toplam net dozun 5,5 milirem olarak bulunduğu belirtıldi. ROMAN VE Y4ZARLIK ONURU Samim Kocagöz 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınian TUrkocoğı Cad. 39-41 Cağaloğhı-IsUnbul ö KÖYENSTtrÜSÜ YILLARI T«HpAp«yd« 20.000 lira (KDV içiude) Çagdaş Yayınian rtirkocağı Cad. 39-41 Cağaloğhı-lsumbul SOYLEV (Belgeler Bölümü: Cilt 3) Hıfn V. VcUdedeoğla 3. buı 20.000 Ura (KDV içinde) Çagdaf Yayınian Türkocağı Cad 39-41 l ö Devlet Güneydoğu'da köy boşaltmadı DİYARBAKIR (Cumhuri- yet) - Devlet Bakanı Mehmet Kahnunan, güvenlik güçlerince Güneydoğu'da baa köylerin boşaluldığı konusundaki iddia- lan yalanîayarak "Devlet tara- fından fıili olarak boşaltılan hiçbir köy yok" dedi. Diyarbakır'da incelemelerde bulunan İnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Meh- met Kahraman, dün Güneydo- ğu Gazeleciler Cemiyeti'ni zi- yaret ederk basın mensuplany- la sohbet etti. Bölgcde yaşanan ekonomik ve sosyal sorunlann toplumda rahatsızlık yaratlığı- nı belirten Bakan Kahraman, koalisyon hükümetinin de- mokratıkleşme konusunda ha- zırladığı tasanlann birer bırer Meclis'ten geçtiğini söyledi. Bölgede meydana gelen olayla- nn aydınlığa kavuşturulmama- sının yanı sıra işsizlik ve hızlı göç yaşanmasmın sorunlan da- ha da ağırlaşürdığını kaydeden Devlet Bakanı Mehmet Kahra- man, "1992 yılında Olağanüstü Hal Bölge Valiliğı kapsamında- ki illere verilen istihdam kadro- lan toplumda kısmen de olsa bir rahatlık yarattı. Demokra- tikleşmeye yönelik gerçekleşti- rilen reformlann yanında eko- nomik sorunlann çözümü içinde iyileşürme çalışmalan- mız sürüyor. Bölgeye verilen teşviklerin amacına uygun kul- lanılmaması topluma yarar ye- rine zarar getiriyor. Bu nedenle teşviklerin amacına uygun oL rak kullanılması için etkin ön- lemler alınıp denetlenecektir" diye konuştu. Bakanlığıyla ilgili yasa tasan- sının Meclis gündeminde bu- lunduğunu anımsatan Kahra- man, Güneydoğu'da insan haklan ihlalleri ve faili meçhul cinayetler konusunda çok deği- şik iddia ve yorumlann bulun- duğunu, ancak bunlardan hiç birinin somut bir şekilde kanıt- lanmadığını belirterek "Bölge- de yaşananlann aydınlaülması konusunda olaylann işleniş tar- zı ve durumlan itibanyla bazı güçlükler ortaya çıkıyor. Böl- gede huzur ve güvenliğin sağ- lanması için gereken her türlü tedbir alınmaktadır. Demokra- tik hukuk kurallan içerisinde sorunlarçözümlenmeye çalışılı- yor" dedi. Güneydoğu'da meydana ge- len faili meçhul cinayetlerle ilgi- li bir başka soruyu yanıtlayan Kahraman, "Bölgede bazı ka- ranlık olaylar yaşanıyor. An- cak devlet, insanlar birbirini öldürmesine seyirci kalamıyor. Bu konuda önemli olan karan- lık odaklann kurutulmaadır. Bölgede can güvenliğinin sağ- lanması için gereken önlemler alınmaktadır" dedi. Burada ba- zı köylerin güvenlik güçlerince boşaltıldığı yolundaki bir soru ya Kahraman, "Devlet fıilen hiçbir köyü boşaltmamıştır" yanıünı verdi. Örgüt y<»kJ'KKva tepki • Baştarafi I. Sayfada yennden elde edilen bir bilgi idi. Bizim çalışmalanrnızda böyle bir örgüt yapısı örgüt şeması y5nünde elde etüğimiz bir bilgi y3k"dedi. Faili meçhul cinayetler konu- sunda son bir yıldır Türkiye'nin gündeminden düşmeyen Bat- nıan'da vali Zeki Şanal. geliş- melcrle ilgili hükümet, Içişleri Bakanı, bölge valisinin aksine radikal fslamcılarla ilgili farklı yaklaşımlarda bulundu. Şanal, PKK'nın bölgedeki terör faali- yetleriyle toplumda ağır tahri- bat yaratlıgını, bu tahribata tepki olarak da halkın cephe oluşturduğunu, PKK'nın bu sert tepkiye Hizbulkontra, Hiz- bullah, kontrgerilla adını taktı- ğını söyledi. Tepkinin boyutu- nun örgütün beklediğinin çok ilerisinde gelişüğini kaydeden Şanal, şöyle devam etti: "PKK'ya tepki kendiliğin- den oluşan bir sistemdir. Bu tepkiyi yaratanlar bu bölgenin insanlandır. Sıradan vatandaş- ür. Halkın yerlesik değerteri var. Bu değerler de örgüt tara- fından yok sayıldı. Ortadan kaldınlmaya yönelinince bir ccphe oluşturmuşlardır. Sade vatandaşlann sahip olduklan değerleri bir örgütün baskıa ile kaybetmek istemiyorlar.Bunu böyle bilmek iazım. Üstelık Batman, sosyal kültürel ve eko- nomik yönden gelişmiş yerle- şim birimlerinden birisidir" Vali Şanal, İçişleri Bakanı İs- met Sezgin'in Jak Kahmi'ye suikast girişiminin ardından yakalanan kişilerden alınan ifa- dcler doğrultusunda İslami Kurtuluş Hareketi'nin Bat- man'da kurulduğu yönündeki açıklmamalanna da değinerek, şunlan söyledi: "Biz Valilik olarak yapüğı- mız çalışmalarda .şoyle, böyle teşkilatlanmışür, şeması, mali kaynağı, yönetimi şudur diye ulaşüğımız bir orgüt şeması el- de yoktur. İçişleri Bakanlığı buraya gelip özel bir soruştur- ma yöntemi yapmadı ki, Tür- kiye'nin bir çok erinde özellikle de Uğur Mumcu'nun ölümün- den sonra çeşitli şekilde yakala- nan kişilerden alınan bilgilerin ürünüdür." Vali Şanal, Hizbullah örgü- tünün cephesi, yönetimi gibi elde edilen bir sonucun bulun- madığmı, bu nedenle örgüt lafı- nı kullanmaktan kaçmdjğmı belirtti. Halen Batmar?da bazı radikal İslamalann gözeiim al- tında bulunduğunu vurgulayan Şanal, PKK'nın bilinen bir ha- reket olduğunu, bu nedenle bili- nenin çözülmesinin kolay oldu- ğunu, ancak örgüt yapısı bilin- nıejen radikal islamalann bu nedenle çözümlenmesinin zor olduğunu söyledi. Şanal, Batman'daki öldürme olaylannın tamamının radikal İslamcılann veya Hizbullah'ın yapüğına da inanmadığını be- lirterek, kan davası ve benzeri nedenlerle işlenen cinayetlerin de faili meçhnul eylem olarak göstenldiğıni PKK'nın bunu propaganda malzemesi yapüğı- nı kaydetü. Batman Valisi Şanal, faili meçhul cinayetlerin söylendiği- nin aksine Batman'ın ekono- mik yapısını etkilemediğini, kentten göç yaşanmadığını, kentin göç aldığını vurguladı. Kavganm içyüzü • Baştarafi 1. Sayfada yitirmiş v-î yozlaşmış bir ıktidann gü- nahlannı paylaşınak isteme- nıek ve tıkanan demokrasiye V'^ıiden işlerlik kazandırmak' olarak açakladı. 'Dokuzlar Ha- n:keü' ağustos aymda aralanna sonradan katılan bir milletveki- li ile birlikte Demokrat Parti'yi (DP) kurdu. Kurucular arasın- da Denktaş'ın oğlu Lefkoşa Milletkvekili Serdar Denktaş da yer aldı. Cumhurbaşkanı Denktaş başından itibaren DP'ye açık destek vererek Eroğlu ve UBP ile arasına me- safe koydu. DP, halk arasında "Danktaş'ın Partisi" olarak anılmaya başlandı. Denktaş-Eroğlu kavgası ha- ziran ve temmuz aylan arasın- da New York'ta yapılan Kıbns görüşmeleri sırasında iyice su yüzüne çıkü. Cumhurbaşkanı toprak ayarlamasına ılişkin gö- rüşmelerde Türk carafına 'yüz- de 29 aıtı' oranında toprak bırakılmasını kabul ederken, Başbakan Kuzey Kıbns'ı dola- şarak, "Bir kanş toprak verile- mez" görüşünü savundu. Nite- kim Denktaş'ın dünkü açıkla- masında Eroğlu'na yönelltiğı "alünu oyuyor" suçlaması da bu gerçekten kaynaklanıyor. Eroğlu aynca sürekli olarak federasyona karşı çıkarak Tür- kiye'nin resmi görüşü ile de ters düştü. Denktaş kısa bir süre önce de Eroğlu ve UBP iktidannı son derece ağır bir dılle eleştırerek, ülkede 'rüşvetçilik, kaçakçıhk, yolsuzluk ve yalanalığı yay- mak"la suçladı. Denktaş ilk kez bu denli açık konuşuyordu ve sözleri Kuzey Kıbns basınınıda bomba etkisi yaratü. Böylelikle gerilen ipler Denk- taş'ın dün Devlet Bakanı Or- han Kilercioğlu'nun ve bizzat Başbakan Derviş Eroğlu'nun önünde UBP iküdanna yönelt- tiği eleştirilerden sonra kopma noktasına geldi. Eroğlu ve iktidar bugüne dek Denktaş'ın suçlamalanna yanıt vermekten kaçındı. UBP'nin yayın organı Birlik gazetesinde Denktaş aleyhine tek bir söz edılmcdı. Uyuşturucu kaçakçı lığından adam kayırmaya dek ağır ithamlarla karşıya bulunan UBP milletvekillerinin dünkü açıklamalardan sonra nasıl bir tutum takınacağı merak konu- su. 50 üyeli KKTC Meclisi'nde UBP'nin 34 milletvekili bulu- nuyor. Son tartışmalar KKTCde erken seçime gıdılmesini günde- me getirdi. Denktaş ve mahale- fet de erken seçimin kaçanıl- mazlığına dikkat çekiyor. Türkiye uzun bir süre 'KKTC'nin iç sorunu olarak" gördüğü bu gelışmeler karşısm- da sessiz kaldı. Ancak Denktaş dünkü manevrasıyla Türkiye'yi de tutum takınmaya zoıîadı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear