25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19ŞUBAT1993CUMA 12 DIZI DOĞU DÜNYASININ BÜYÜK«• •• •• •• pUŞUNURU İBN SİNASonja- Burchard Brentjes Tûrkçesi:Oğuz Özügül Rönesans ve Reform'u etkileyen Doğulular İbn Sina, Batı dünyasmı yüzyıllarca etkilemiş ünlü bir doğu bilginidir. Çok sayıda araşürması, felsefe, tıp, matematik üzerine kitaplan hem Doğu'da hem Batı'da büyük bir dikkatle incelenmiş, çağdaş tıbbın kurulmasında büyük etkileri olmuştur. îbn Sinave îbn Rüşd gibi İslam bilginleri, Batıdaki Rönesans ve Reform hareketlerini düşünceleri ve araştırmalarıyla etkilemişlerdir. İbni Sina'nm Batıdaki adh Avicenna'dır. İki Doğu Alman felsefe profesörü Burchard Brentjes ve Sonja Brentjes, İbn Sina'nın bininci doğum yıldönümünde, onun yaşamı ve düşünceleri üzerine bir araştırma yapmışlar. Bugün başladığımız dizi, bu araştırmadan baa bölümleri içermektedir. Çeviriyi OğuzÖzügül yapmıştır. Üstad-ı Azanrikendisinden dinleyelim -1- Babam Balklıydı. Nuhlbn Mansur'un hüküm sürdüğü yıllarda Buhara'ya göçetmişti. Nuh İbn Mansuryaşadığı sürece Karmaytanadlı bir köyün idari kademelerinde görevliydi: burası Buhara'ya bağlıcn önemli köylcrden biriydi. Yakınında Afşanadiye bir köy daha vardı. babam annemi işte bu köyden almış ve kendisi de oraya yerieşmişü. İlk çocuklan bendim. ardından kardeşimdünyaya geldi. Bir süre sonra Buhara'ya taşındık. ders almak için beni bir Kuran veedebiyat hocasının yanına verdiler. Daha lOyaşımı doldurmadan Kuranı ve edebiyatın büyük bir bölümünü öğrenmiş. özümsemiştim; bu yüzden bana harika çocuk diyorlardı. Babam, Batınilerin öğretisine inanıyordu ve İsmaililer tarikatına mensuptu. Onlardan evrensel ruh ve evrensel zeka düşüncelerini, bu kavramlardan nasıl söz ettiklerini ve ne anladıklannı dinlemişti; kardeşim de bu tarikata girdi, ama düşüncelerine kaülmak elimden gelmiyordu. Beni de bu öğreıiye inanmam için ikna etmeyeçalıştılar. Felsefe, geometri ve Hint ariımetiği konulannda konuşuyorlardı. (Babam. Basrah Ihvan-is-Safa'nın eserlcrini incelıyor ve üzerinde düşünüyordu. Bueserleri zaman zaman ben de gözönünde bulundurdum.) Babam beni, manavbk yapan, Hint aritmetiği (vecebir) uzmanı sayılan (Matematikçi. el-Mahmud adında) bir kişinin yanına verdi, matemaüği ondan öğrendim. Sonra Ebu Abduüahet-Natili Buhara'ya geldi; ona filozoflann şahı diyorlardı. Babam kendisinı evimizde ağırladı,çünkü ondan bir şeyler öğreneceğimi umuyordu. Natili gelmeden önoe içühat ilmiyle ilgilenmiş, zahitlerden (çileci) Ismafl'in yarunda ders almıştım. En iyi öğrencilerinden biriydim ve bana argüman gösterme yöntemleri ile insanın rakibini nasılçürütmesi gerektiğini öğretti; hem de bu alanda uzrnan olan kişiierin yaptıklan gibi. Bundan sonra Natili'nin yaranda Isagoge'yi incelemeye başladım. Banacins tammından söz ettiği zaman, bu tanırru aynntılanyla ve onun bugüne kadarduymadığı bir şekılde incelemeye koyuldum. Şaşkınhk içinde kalan Natili, babama, benim başka mesleklerle değil, sırfilimle uğraşmamın doğru olacağını söyledi. Karşılaştığımız her sorunu ondan dahi iyi anlıyordum. Mantıgın basit bölümlerini birlikte inceleyip bitirene kadar bu böyle devam etti. Zor İbn Sincrdan Avicenna'ya Ebu Aü ei-Hüseyin ibo AbduOah iho Sina. Arapça ve Acemce konuşulan bölge halklan için bueün de büvük bir bilim adamı vedehadır. 19ve20.yüzyılm İslam dünyasında Kanun'un yerini. ancak modern bitimin yayılmasıyla. modern ders kitaplan aiabilmiştir. tbn Sina, Avrupa'da da Avfcenııa adıyla. 17. yüzyılın ortalanna kadar tıp dersleri ve tedavilerde bir otorite sayılıyordu; Gtordano Bruno'ya \ anncaya kadar, Avrupalı büyük fılozoflar, ona çok şey borçluydular. Peki bu nasıl münkün olmuştur? Bağdat'ı dahı "Batı" sayan bir kişinin yapıtlan Paris'e. Köln'e ya da Cremona'ya nasıl ulaşmış. Arapcası ancak 1593'ıe Roma'da yayıml:man Kanun'un. 1470 ile 1500 y111an arasında onbeş Latince ve bir kezde tbranice basımı yapılarak Avrupa'yıeıkisi altına alması nasıl gerçekleşmiştir? 12. yüzyılda Jspanya'da Hıristiyanlar, çökmekıe olan tslam devleılerini ellerine geçirirlerken, yenilenlerin manevi değerlerine de sahip çıkmışlardır, bu. aslında pek çok kötülükte bulunmuşolan Reconquista'nm. az sayıdaki olumlu işlerinden biriydi. 712 yıhndan itibaren tspanya, büyük ölçüde tslam'ın etkisi altına girmiş, Emevi hanedanı (755-929)emirlerinin yönetiminde İslam fspanyası. gelişmiş bir kültür ülkesi ve büyük bir devlet haline gelmişti. Ama sonradan İspanyol-lslam devleti zayıfdüşmüşve kuzeyden gelen Hıristiyanlar. 1492yılında Granada'daki son tslam devleti de ortadan kalkana kadar, onlarca, hatta yüzlerce yıl süren şiddetli ve kanlı savaşlar sonucunda, Müslümanlan ülke dışına püskürtmüşkrdir. Gerçi sayılmayacak kadar çok şey tahripedilmiş. binlerce elyazması da okur-yazar olmayan şövalyeler ve savaş esirleri tarafından yakılmıştı. ama yüzlerce yıl süren birliktelik ve Arap kültürünün. tüm Arap halklannca ve özellikle Musevi halkın bir bölümünce benimsenmesi. önemli yapıtlann. çeviri yoluyla kazanılmasına olanak tanımıştır. Hıristiyan Araplar. Museviler ve kûltürlüdinadamlan, 12. yüzyıldan bu yana. diger yazarlann yanısıra. tbn Sina'yı, özellikle felsefe ansiklopedisi "Şifa"yı da Batı dillerine çeviriyorlardı. En seckin çevirmenlerden biri de Cremonalı Gerard adında bir Hıristiyandı. Eski bir tslam kültür merkezi olanToledo kenii. aynı zamanda birçeviri merkeziydi. Burada, tslam egemenliğindeki Cordoba'dan 1148 yılında kaçan. 14. yüzyılda Paris'te tekrar çevrilen "Şifa"mn ilk çevirisini Avendavut adıyla gercekleştiren Musevi asıllı tba Davud. çevirmen olarak temayûz ediyordu. tbn Davud aynca tbn CetnroTun ve ei-Gazali'nin tezlerinideçevinnişti. Aynı yıllarda din adamı Dominique Gımdisarvi (Gundissalinus) (l 178-1181)de Hıristiyan Araplann yardımıyla sözü geçen yazarlann yapıtlannı Latince'ye çevirmeyeçahşıyordu. 13 ve 14. yüzyıllarda bu çeviriler defalarca kopya edilmiş ve Avrupa üniversitelerinde coşkuyla karşılanmıştır. Tıbbın Kanunu ile felsefe. ancak 15. yüzyılda kitap basımı Avrupa'da yaygınlaştığı zaman Avrupa kültürünün ortak malı haline gelebilmiştir. Aynca İbn Sina. Sufı şiirinde, sadece dünyevi sevginın övgüsünü gören tspanyol ve Fransız troubadoure'lanna kaynak olmuştur. Suff lerin alegoriye başvurarak açıkladıklan tann sevgisi Hıristiyan tarikatlannı derinden etkilemiş. böylelikle tbn Sina'nın mirası, değişik biçimlerde Avrupa geleneklerine kanşarak özümsenmiştir. tbn Sina'yı ders verirken gösteren bir 12. yözytl minyatürû (Ulusal Kütûphane / Paris) bölümleri anlamıyordu. Bunun üzerine manuğı tamamlayana kadar kendi kendime çahşmaya ve tefsirleri incelemeye başladım. Eukbd'in eserini ele aldığımız zaman da durum değişmedi. Onun yönetiminde ilk 5 ya da 6 fıgürü inceleyip bitirdim, sonra kitabın geri kalan bölümünü kendi başıma anlamaya çalışum. Ardından Almagesfe geçtim. Kitabın giriş bölümünü bitirip geometrik Fıgürlere geldiğim zaman Natili bana şunlan söyledi: "Şimdi kendin okumaya devam et, kitaptaki fıgürleri anlamaya çalış, sonra gel, sana doğruyu yanhşlan ayırmayı öğreteyim." Boylece, yazann bu kitabıru tek başıma okumaya başladım. Natili fıgürlerden birçoğunu, kendisine gösterip açıkladığım ana kadar hiç görmemişti. Bir süre sonra Natili beni terkederek Gürgen'e, Harizm-Şahlar'dan Me'mun ibn Muharamed'in sarayına gitti. Bense fizik, metafızik kitaplanndaki metinlerle tefsirleri incelemeye devam ettim. Ve gjtgide ilmin kapılan önümde açılmaya başladı.' Daha sonra teorik tıp konusunda yazılmış kitaplan okumaya giriştim. Tıp hiç de zor bir ilim degildi; kısa süre içinde bu alanda öylesine temayüz ettim ki, en haun sayılır hekimler bile benden ders almaya başladılar. Hasta ziyaretleri de yapıyordum ve böylece deneyimden türetilmiş tedavi usulleri hakkında tarifi imkansız derin bir vukuf kespettim. Bunun yanısıra içühat ilmini elden bırakmadım ve bu konuda dersler verdim. O zamanlar henüz 16 yaşındaydım. Birçok eser okuyup, inceledim. Manüğı ve felsefenin bütün bölümlerini tekrar tekrar okudum. O sıralar geceleri çok az uyuyor, gündüzleri de başka hiçbirşeylemeşgul olmuyordum. Kendime bir dosya hazırladım, kitaplarda karşılaştığım her argümanda buradan çıkan taşımın öncüllerini tespit ediyor ve bunlan dosyaya kaydederek sımflandıny ordum. Sonra bunlardan hangj somıçlann çıkabileceğini araştınyor ve bu konuda tüm hakikatı kavramak nasip olana kadar. öncüllenn koşuHannı müşahede ediyordum. SÜRECEK I N L E R IC'SN YÂZD9 Dünya önünde büyük sınav -19- Çağdaş, sosyal ve demokratik Türkiye için kcndini fedaeden UğurMumcu: Kcmalizm'ın savunuculanndandı veonun gibiler, düşünceleriyle ve bu( > amaç uğruna ortaya koyduklan tavırlanyla hepimizin gönlünde yaşayacaküT. Bizgelecck nesiller olarak Mumcu ve onun gibi demokrasi savunuculannı asla unutmayacağız ve unutulmasına izin vermeyeceğiz. Ve gerekirse bu ı Uğurlar uğruna canımızı bile feda edeceğız. Türkiye'yi yüksek uygarhklar düzeyine çıkarrnak için Uğur Mumcu'yu kendimize örnek alacagız. Kişiler ölür, fakat düşünceler asla! Işın Ulaş Ertuğnıl Bilirim. bilirim kardeş.. Öfkem kmdadır. Rahat uyu sevgjli Uğur Abim yok; sana abi diyerekağlıyorum Haksızlığa, vurguna, soyguna karşı çağdaş ve demokratik bir Türkiye mücadelesinde, seni kaybetmeninacısı ıcerisindeyiz Uğur, bedenini yok edebilirler, ancak, o aydınlık düşüncelerini, devrimci ve demokrat düşünceleri yok cdemezler. Bu düşünceler dalga dalga yayilacakur. Oncüleri de bizler olacağız. Gözün geride kalmasın, rahat uyu. Av.MdunetAIiYazKi Uğur Mumcu içimizden biriydi. O bir sıra neferiydi, gerçek Atatürkçü, gerçek devrimciydi. O emperyalizme, ırkçılığa İcarsıydı. Yüreği insan sevgjsiyledoluydu. Onu anlatmaya saürlar yetmez. öldüğünü kabul etmiyorum. Düşüncelerimizde, mücadelemizdc yaşayacaktır. Onu haince katleden karanlık ellerelanetolsun. Türel Akıntürk Sevgili Uğur Mumcu, Demokrasi vc laiklik, yenilikçilikteki kararlı mücadelenizi bundan sonra gençler olarak daha ileri safhalara taşımaya kararlıyız. Sizleri unutmadık, unutmayacağız. Necati Akdemir tsyan ediyorum. bağınyorum, haykınyorum. Seni öldürenleri, onlann düşüncelenni yok etmek istiyorum. Abim yok; sana abi, abi diyerek ağlıyorum, o kadar... AnmetTevfik Atatürk ilke ve devrimlerinden ödün vermeyen düşüncelerinle vecesaretliliğinle bize örnek oldun. SevgiTi Uğur Mumcu, sen ölmedin, daıma yaşayacaksın. Kararlı düşüncelerinle tüm halka ömek oldun. Bizler daima seni örnek alacagız. Hainlerseni parçalamadı, bizleri parçaladı. Seni yok etmekle, bu halkı yok edemezkr. Her zaman seni saygıyla anacağız. Ahmet Erdinç Dunnuşoğlu Sevgili Uğur, Senin öldürülmen bütün yurtseverlerin, aydınlann, sosyaldemokratlann üzerindeki aymazlığın sonu olmasını dilerken, öldürülmen yeniden uyaruş, yeniden doğuş olacakür. AdemKurt Mumcu cinayeti, Adana'da da protesto yüriiyüşkrine nedenoklu. (Fotoğraf: UFUK TEKİN) Mumcu Demokrasi mücadelen ilebet sürecektir. YaşarSezen Ölümler biüştir, tükeniştir. denir. Ama senin ölümün yeniden doğuştur. Türk insanı için. Demokrasi mücadelesine binlerce meşale yaktın. Rahat uyu Uğur. SafihKütükçü Atatürk ilkeleri, demokrasi, insan haklan ve laikliğin yiğit savunucusu, hukukçu gazeteci yazar, Uğur Mumcu'nun anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Mücadelen bana daima ışık tutacaktır. Yazılannla ve kitaplannla toplum için demokrasi, mücadelenle yılmaz bir savaşçı, örnek bir liderdin. Senin ölümün bile aydınlık Türkiye ve dünya önünde en büyük ( sınavdır. İnsanhk adına, mücadelen önünde saygıyla^ eğiliyorum. Gamze Alkan O içimizden biriydi, o bir sıra neferiydi. Onu katleden insanhk düşmanı hainler bir mum söndürdüler, ama kendi elleriyle bin mum yakmış oldular. O sahte Atatürkçü değildi, gerçek Atatürkçü'ydü. O değerli insanı. değerli kardeşimizi, hiçbirzaman unutmayacağız. Mücadelesi, mücadelcmize ışık tutacak. Türd Akmtürk SÜRECEK ANKARA/ANKA MÜŞERREF HEKÎMOĞLU Baskent Toptantılan... Üzüntümü, karamsarlığımı sanat olaylarıyla aşarım her zaman. Güzel bir sergiyle, güzel bir oyun ya da kon- serle karanlığı deler aydıntanınm yeniden, yaşama se- vincim yeşerir birden. CSO Salonu'na bu umutla gittim geçen hatta. Çaykovski anısına düzenlenen konserde Polonyalı piyanist Jablonski'yi dinledim. Başkentli mü- zikseve?ler Çaykovski yılını Polonyalı sanatçılarla kutladı o akşam. Orkestrayı da Polonyalı şef Pijaronski yönetti. Salon yine çok kalabalık SHP lideri ve Başbakan Yar- dımcısı Inönü de dinleyiciier arasında. Danışmanı Güneş Gürseler ile ön sırada oturuyor, Polonya elçisiyle konu- şuyor. Konser arasında önce sanatçılan kutladı, kalaba- lığa kanştı sonra, soruları yanıtladı, karşı sorular, espri- lerle sıcak diyaloglar kurdu gençlerle. Sadeliğiyle çevre- sini çok etkiliyor. Kimi köşelerdeki eleştirilerden söz edenleri de zarif sözcüklerle düşünceye saygıya, düşün- ce özgürlüğüne özene çağırıyor. Sözlerinde sitem de yok, diken de... Demokratik yaşamda üstlendiği görevi yapmaya kesin kararlı görünüyor. Üzüldüğü, tepki duy- duğu olayları da bu kararla aşıyor sanırım. Yoksa hükü- mette de partisinde de çok ilginç, üzücü olaylar yaşanı- yor değil mi? Ziller çalınca yeniden Çaykovski'nin müziğine döndük, konuları da soruları da daha başka boyutlara vardırdık düşüncemizde. Gözümde Fındıkkıran Balesinden dans- lar canlanırken siyasal sahnede kırılan potlar, kırık düş- ler ve umutlar da daha somut çizgilere dönüştü... Konserden sonra bir tören düzenlendi aşağıda. Chşiş- leri'nden Büyükelçi Ismet Birsel'e bir plaket verdi CSO sanatçılan. Kültürel llişkiler Genel Müdürlüğü görevinde CSO'ya desteği, katkıları nedeniyle. Büyükelçi Birsel An- kara'dan ayrılıyor, Strasbourg a yeni görevine gidiyor yakında. CSO'cular ayrılmadan önce teşekkürlerini be- lirtiyor. Ismet Birsel çok sevindi elbet Odüllenmek her- kesi sevindirir. Ama bu ödülün ayrı bir önemi var. Bu plaket Dışişleri Kültürel llişkiler Genel Müdürlüğü' nün sanat ve kültür olaylarındaki rolünü de simgeliyor. O sade ödül töreninde CSO'nun belli sorunları ve eski bir özlemi de gündeme geldi. Yüz altmış yıllık geçmişi olan bir orkestranın bir plağı, bir kitapçığı yayımlanma- mış şimdiye kadar. Arada bir belirtirim bu köşede, çok- sesli müzik çalışmalarında durağan dönemler yaşandı, Atatürk'ün müzik devrimini yozlaştrma çabaları da aldı yürüdü. Başkent Ankara'nın çağdaş bir konser salonu yok hâlâ! Il sayısı artıyor, orkestra sayısı artmıyor! Oysa halkimızda çoksesliliğe özlem var. Salonlardan taşan kalabalık, TV'de yayımlanan konserlere duyulan ilgi, program değişikliğinin yarattığı tepki, alkışların bilinci de bu özlemi kanıtlıyor bence. Yozlaştırma çabaları tepkisiz kalmıyor, toplumun duyarlılığı her dalda boy veriyor. * • • önceki akşam Toprakbank'ın Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Kumcuoğlu ve Genel Müdür Adnan Şengölge'- nin düzenlediği kokteylde de hissettim bu duyarlılığı. Er- tuğrul Kumcuoğlu, Maliye Bakanlığı'nda üst düzeye varmış bir bürokrat. Müsteşarlık görevinden ayrıldı, bü- yükelçiliğe atandı sonra, uzun yıllar Kıbns'ta kaldı. Mer- keze dönüşünden sonra uzmanlık dalında yararlı olacağı bir göreve atanması beklendi, ama beklentiler gerçek- leşmedi. Nedenleri meraka değer. Kamu görevinde on- ca deney ve birikime varan bir bürokrata uzmanlık dalın- da görev önerilseydi özel sektöre geçer miydi acaba? Ote yandan DYP'nin^a da SHP'nin belli düzeylere var- mış bürokratian gözden çıkarma lüksü var mı? Olaylar bu lüfcsün tutarsızlığını kanıtlıyor galiba. Rozetli bürok- ratlar koltuklan doldursa da boşluğu dolduramıyor! Kumcuoğlu'na yeni görevinde başarılar dileyenler sa- lonlara sığmadı o akşam. Eski bakanlar, yeni bakanlar, Meclis Başkanı, yardımcıları, milletvekilleri, bankacılar, maliyeciler, gazeteciler... Sayın Cindoruk kalabalığın ilgi merkezini oluşturdu kokteylden ayrılıncaya kadar, soru- ları ve dılekleri yanıtladı gülümseyerek. Parlamentoda üretken bir işlerlik özlemi bastırıyor gi- derek. TV ekranına da yansıyan boş sıraları seyretmek- ten kimse hoşlanmıyor. Kürsülerden halkın beklentileri doğrultusunda konuşmalar bekleniyor. Laf değil, eylem üretilmesi isteniyor. Kimi politikacıların, bakanların ve de Başbakan'tn çok konuşması da hayli eleştiriye uğru- yor. Haksız bir eleştiri değil galiba. Ayaküstü konuşma- lar, rastgele demeçler, devlet yaşamtnda kuşkulara yol açıyor kimi zaman. Belli konuları ayaküstü konuşmak yanlış yorumlara, olayı çarpıtmaya neden olabilir, devle- ti yönetenlerin rastgele konuşmamaya özen göstermesi gerekir, değil mi? Ofkelerini, tepkilerini frenlemeye de özen göstermeleri gerekir bence. Yoksa en doğal tepki çirkin gelişmelere yol açabiliyor. Şırnak Valisi'yle Bayın- dırlık Bakanı arasında yaşanan olaydan söz ederken "Şık değil" deyişini kullandı bir dostum. Devlet yöneti- minde de bir şıklık özlemi var elbet. O şıklığı çok deneyli politikacılar da tutturamıyor kimi zaman. Sayın Demirel'- in Şırnak Valisi'ni Bakanlar Kurulu'na getirmesini şık buluyor musunuz? Erdal Inönü de şık kişiliği nedeniyle yadırganıyor belki. Ertuğrul Kumcuoğlu'nun kokteylinde de gördüm onu. Biri, CHP'nin kadın kollannda görev alanlardan söz etti. O da başarılar diledi! Soylentileri din- lemiyor, gülüp geçiyor. Ama kalabalıkta kaybolmuyor hiç. Çünkü uzun boylu bir politikacı, kısa boyluiarın tepki- si de buradan kaynaklanıyor belki de... Bir kez daha yazdım, boyverenlere yol verilmiyor, ter- sine, çelme takılıyor, yol almalannı önleyen çabalar gi- derek yoğunlaşıyor ülkemizde... Rahmetli Duygu Aykal'm bir balesi canlanıyor gözüm- de. Boyverenlerin başlarına vurarak yapılan bir dans. Sahnede bir cüceler topluluğu oluşuyor, dans öyle sürü- yor. BULMACA SOLDANSAĞA: 1/ Kûhistan hükümdan Keykâvus tarafından ya- alan ve Mercimek Ahmet tarafından Türkçeye çev- rilen ünlü yapıt. 2/ Ele avuça sığmaz... Matem. 3/ Ünlü bir Roma impa- ratoru. 4/ Marmara bol- gesinde bir göl... Bir cet- vel türü. 5/ Galyum elementinin simgesi... İzin. 6/ Dâhi... Yeryüzü parçası. 7/ Antalya yöre- sine özgü, kaburga kemi- ği ve pirinçle yapılan bir yemek... Bir nota. 8/ Aza.. Güçlü, zinde. 9/ Bir fılm ya da oyunda teknik usta- lıkla yapılan hile... Avustralya'da yaşayan bir cins devekuşu. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Çaykovski'nin ünlü bir balesi. 2/ Gözü doymaz, haris... Umursa- maz. 3/ Kraliçe... Orta Anadolu'- da bir göl. 4/ Afrika'da yaşayan bir antilop. 5/ Daha çok boyunda görülen, lenf düğümlenmelerinin Şİşkinliğiyle beliren tüberküloz türü... Danimarka'nın plaka işareti. 6/ Ekonomik alanda kendi kendine yeterli olmaya yöne- len bir ülkeninrejimi.7/ Eski dilde göz... Afrika'da bir ülke. 8/ Su... İleri sürülerek savunulan düşünce... İşaret. 9/ Güzelin ve güzel sanatlann doğastru inceleyen felsefe dalı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear