22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10ŞUBAT1993ÇARŞAMBA CUMHUBİYET SAYFA EKONOMI Patatesede destek • ANKARA (ANKA)- Patates, destekleme alımı kapsamına alındı ve Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) palates alımı ile görevlendirildı. Bakanlar K.urulu'nunTMO'yal992 yılı ürûnü yemeklik patates alımı yetkisi veren karan, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Karar, 15 marta kadar "eçerli olacak. Ofisin apacağı alımlarda ödemeler peşin yapılacak. Alımlar yalnızca üreticilerden gerçekleştirilecek. Tanm ve K.öyişkri Bakanhğı İl ve İlçe Müdürlükleri, TMO ve genel kurullannı yapmış ziraat odalan tarafından verilen •'üreticibelgeleri"ni taşıyanlar üretici sayılacak. Vepgi okulu • ANKARA (AA) - OECD, Türkiye"de "çok laraflı vergi eğitım merkezi" kuruyor. ABD. Japonya ve Almanya tarafından da desteklenecek eğitım merkezinin Orta Asya ve Kafkasya'da bulunan ülkeler için hizmet vereceei öğrenildı. OECD kaynaklanndan edinilen bilgiye göre "Çok Taraflı Vergi Eğitim Merkezi" projesinin hizmet süresi en az üçyıl olacak. İsgüvenliği yatınmsız • ZONGULDAK (AA) - Türkiye Taşkömürü Kurumu'nabağlı işyerlerinde iş güvenliği yaünmlannın yetersiz olduğu öne sürüldü. Genel Maden-İş Sendikası Genel Jaşkan Vckıli Selahattin Ataraaa, yaptığı açıklamada, geçen yıl Kozlu'da meydana gelen gnzu faciasının zihinlerden hala sılınmediğinı hatırlatarak "Facia.maden ocaklanndaki iş güvenliği önlemlerinin yetersiz olduğunun birgöstergesi olmuştur. O tarihten bu y ana neredeyse bir yıl geçti. Ancak havzada gereken iş güvenliği önlemleri alınmamışür" dedı. Colgate Hacışakir operasyonu •I ANKARA (ANKA)- Türkiye'nin sabun üreüminde en önemli payı bulunan Hacı Şakir Şabun Sanayi TicaretA.Ş'yi alan Colgate Palmolive, bu kez hisselerinin beste birlik bölümünden fazlasını yerli ortaklara devretti. 90 milyar lira sermayelı Colgate Palmolive-Hacı Şakir Sabun Sanayi ve Ticaret AŞ'de 76 milyar 997 milyon lirahk hissesi bulunan Colgate Palmolive Transnational Inc. bunun 16 milyar 700 milyon lıralı k bölümünü tlyas ve Ali Nuri Özsüer ile Esra Nurçin Tüze] adlı kışilere devretti. Böylece, Colgatein yüzde 85.5 oranındaki payı yüzde 66.97'yegeriledi. Petkim'de • ALİAĞA(AA)- Müteahhit işçilerinin sendikalaşma mücadeleleri devam ederken Petrol-İş Sendikası'nın örgütlü bulunduğu Aliağa'da, Peikim'de çabşan ve sendikaya üye olan 600 müteahhit işcisi, işyerinde imzalanantopluiş sözleşmesinden yararlanmak istiyor. Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Başkanı Mustafa Öztaşkın. işyerinde çalışan bin 750 müteahhit işçisinden, 600'ünün haziran 1992 yılında sendikaya yasal olarak üye olduklanru hatırlatarak "Bu konuda Yargıtay'ın 4Kasım 1987 tarihliE98719-166.K. 9871815sayıhkaranvar. Buna rağmen Petkim işyereni, bu işçilen sözleşmeden yararlandırmıyor" şeklinde konuştu. OECD-TÜPkiye toptantısi İPARİŞ(AA)-OECD ^ktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkılatı) temsilcileri ile resmi Türkiye delegasyonu arasında yapılan ve bir gün süren toplantı ile kuruluş tarafından kaleme altnan rapor, Türk delegasyonuna başkanlık eden DPT Müsteşan tlhan Keski tarafından genel olarak "sonderece olumlu" biçimde nitelendi. Makro ekonomideki OECD incelemesinin Türkiye için başanh olmasına karşıhk, bu yılki raporda özel bir başlık altında ele alınan "'emek piyasası" bölümünde bazı rahatsızlıklar olduğunu ifade edenKesici.bu rahatsızlıklann büyük ölçüde veri eksikliğinden kaynaklandığıru söyledi. Girdi fıyatları 49 kat, ürün fıyatları ise yalnızca 7 kat arttı Tütünüreticisi 'isyankmoynuyor'• Ankara'da dertlerini dinleyecek yetkili bulamayan Egeli tütün üreticileri, Cumhuriyet'e gelip 'ürün bedellerinin peşin ödenmesini; baş fıyat yerine de ortalama fıyatın esas alınmasmı istiyoruz' diye içlerini döktüler. ANKARA (Çumhuriyet Bûrosu) - maliyetinin 50 bin lira olduğunu söyle- Ürün bedellerinin peşin ödenmesini ıs- diler. teyen tütün üreticileri. Ankara'da so- İlan edilen başfıyatın sadece A Grad runlannı anlatacak yetkili anyorlar. tütüne uygulandığını, ancak bu tür tü- tünün toplam üretimin 5"te bırini oluş- turduğunu kaydeden üreticiler. baş fıyat yerine ortalama fıyatın esas alınmasmı istediler. Ortalama fıyatın kilo başına 50 bin liradan az olmaması gerektiğmi sa- Son 8 yılda girdi fıyatlanrun 49, ürün fi- yaünın ise yalnızca 7 kat antığını söyle- yen üreticiler, baş fiyat yerine ortalama fıyatın esas alınmasmı istiyorlar. Çumhuriyet Ankara Bürosu'na gelip sonınlannı dile getiren Egelı tütün üreti- cilerinin temsilcileri, bir kilo tüıünün vunan üreticiler, ürün bedellerini en er- ken 15 ayda alabildiklerini, yeniden üre- tim yapabilmeleri için borç alntak zo- runda kaldıklannı belirterek. peşin öde- me yapılmasını istediler. Kredi 2 milyon Yılda ortalama 2 milyon lira kredi alabildiklerini. bunun ihtiyacı karşıla- maktan uzak olduğunu kaydeden üreti- ciler. "Aldığımız kredilerin faizleri de son yıllarda yükselmiştir. Geç ödenen alacaklanmız karşılığında hiçbir ödeme yapılmazken istemeyerek geciktirdiği- miz kredi geri ödemelerinde faiz işletü- mektedir" dediler. Üreticiler şunlan söylediler. "Sigara kaçakçıhğıru önıeme gerekçe- siyle çıkartlan tekel kararnamesi, ya- bancı tekellere büyük ayncahklar tanı- maktadır. Ürettikleri sıgaralara kanştırdıklan yabana tütün oranı yüz- de 85'e varabilmektedir. Crettiğimiz ka- liteli tütüne karşıhk kalitesiz yabancı tü- tünün. özellikle de Virginia tütününün tüketiminin son yıllardaki hızla artışı haklı olarak bizleri endişelendirmekte- dir. Gelişmeler bu şekilde devam ederse ekim alanlanmız boş, bizler de açlık ve işsizlikle karşı karşıya kalacağız. Bütün bu nedenlerle, tekel karamamesinin ıp- tal edilmesini ve lehimize olacak şekilde yeniden düzenlenmesini ıstiyoruz." İstikrarsızlık ve liman yetersizliği atılımı engelliyor Ege'de ihracat 'parçalı bulutlu' • Dünya ekonomisindeki durgunluk ve daralmaya karşm • Yüksek tonajlı gemilerin yanaşmasına elverişli olmayan İzmir Türkiye'nin ihracatta ki artışı başan olarak değerlendirilirken Limanı'nda altyapının da son derece yetersiz olması yüklemeyi Ege'deki istikrarsızlık ihracatçıyı kaygılandınyor. zorlaştınyor, dolayısıyla sanayi ürünü ihracatı yetersiz kahyor. MERtHAK tZMİR - Son 5 yılda Ege Bölgesi'nin ihracat potansiyeli dalgalı bir grafik çizerken tanm ürünleri dışsatımda agırlığını koruyor. Sanayi ürünlerinde de 5 yıl önceye göre iki kat artış ol- masına karşın, istikrarsızlık dü- şündürücü boyutlarda. Son 5 yıl içinde Ege Bölgesi ihra- catının, genel ihracattaki payı yüzde 17.6'dan yüzde 25 dolay- lanna yükseldi. Buna karşın ih- racatçılar, bölgenin dışsatımda istenilen düzeye gelmediğjni be- ürtiyor ve dalgalanmadan yakınıyorlar. Ege Ihracatçı Birliği Başkan- lar Kurulu Başkanı Mustafa Özman, ihracatta hedeflere ulaşılamamasına neden olarak hükümetlerinin ekonomik ka- rarlan ve yanlış uygulanıalannı gösterdi. Bitmeyen dalgalanma İzmir Ticaret Odası verilerine göre Ege Bölgesinden sanayi ürünleri ihracatı 1987 yılında 672 milyon dolarken. 1989 yılında 2 milyar 25 mil> on dola- ra yükseldi. Bundan sonra dü- şüşe geçen sınai ihracat 1991 'de 1 mjlyar 657 milyon dolara ge- ritedL 1*2 yıîı ıtk değerlendir-' melerine göre de ihracat, yak- laşık 1 milyar 700 milyon d'olar düzeyinde gerçekleşti. Sanayi ürünü ihracaündaki bu dalgalanma, tanm ürünle- rinde de kendini gösteriyor. 1987"de Ege'den 1 milyar 123 milyon dolarlık tanm ürünü ih- racatı yapüırken 1988'de ih- racat 1 milyar 60 milyon dolara düştü. Daha sonraki yıllarda tanmsal ihracat yükselme eğjli- mine girdi ve 1991 yılmda en yüksek noktaya ulaşarak 1 mil- yar 817 milyon dolar oldu. Bu rakam 1992 yılında 1 milyar 702 milyon dolara düştü. Ege'nin eskiden ihracat mer- kezi olduğunu, bu merkezin daha sonra İstanbul'a kaydığmı anımsatan Özman şunlan söyledi: "Ekonominin ağırlığı da ora- ya kaydı. Ege Bölgesi'nin eski Genel ihracat içinde Ege'nin yeri Ege bölgesi ihracatının genel ihracattaki payı yüzde 17.6'dan yüzde 25"c yükseldi. Buna karşın ihraeatçılar i iBunaktan yakmyor. agırlığını kazanması için sana- yınin gelişmesi gerekir. Hükü- metten bu konuda taleplerimiz var. Bunun için bir güçbirliği oluşturuldu. Inşallah bu güç- birliği devam eder. Ege'nin sa- nayisini hızlandırmak lazım. Aynca İstanBul'la olan bağ- lantının arttınlması gerekiyor. Bunun için İstanbul otobanının hemen başlatılması gerek. îhra- catta ulaşımı çözütnlemek lazım. Serbest liman bir an önce yapılmalı, serbest bölgeye işler- lik kazandınlmahdır. Aynca bölgemizin önemli özellikleri var. Doğa. turizm, tanm. Bun- lara ağırhk verilmeli." îzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş. dünya ekono misinde süregelen durgunluğa karşın son iki yıldır Türkiye'nin ihracatının ytîzde 10-12'Ük bir artış göstermesinin önemli ol- dözeye ulaşa- duğunu vurguladı. Bölgedeki mallann üretimi ile pazarlan- masında son derece önemli olan organizasyonlann etkin- likıen uzak çalıştığını vurgula- yan Demirtaş, "Bunlardan or- ganize sanayi bölgesi ile serbest bölge atıl kapasite ile calışmak- tadır. îzmir Limanı büyük to- najlı gemilerin yanaşmasına olanak vermemekte. mevcut altyapı donanımı ihtiyaçlan karşılayamamaktadır. Fuar, it- halai fuan olmaktan çıkartılıp ihracat fuan görüntüsüne ka- vuşturulmalıdır" dedi. Sanayi ürünü 2. planda EBSO Yönetim Kurulu Baş- kan Vekili Kemai Çolakoğlu. Ege Bölgesi'nde tanma dayalı ihracatın yoğun olarak gerçek- leştirildiğini. sanayi ürünü ihra- catının ikinci planda kaldığını belirtti. Ege Bölgesi'nin ihra- catta gerçek potansiyelini kul- lanamadığını kaydeden Çola- koğlu, "Sanayicilerin yaptığı ihracatı. kiasik ihracattan so- yutlamak mümkün değil. Böl- gede yetiştirilen tütün, incir, pa- muk. zeytin gibi bütün üriinler Ege Bölgesi'nde işlenmekte, ih- raç edilmektedir. Ege Bölgesi Türkiye'de tanma dayalı sa- nayi ihracatının en önemli mer- kezidir. Ege Bölgesi'nin diğer bir özelliği de en büyük özel de- mir çelik fabrikalannın bölgede bulunmasıdır. Bu, ikinci büyük potansiyeli yaraüyor. Ege Böl- gesi'nin ihracattaki potansiyeli yüksek" dedi. Son dönemlerde özellikle sa- nayide birtakım sıkıntılar ya- şandığını ve bunun da ihracaü olumsuz etkilediğini vurgula- yan Çolakoğlu, bu yüzden ihra- catta tam bir potansiyel kul- lanımının olmadığını vurgu- ladı. İzmir Limanı'nın şu anda ihracatta büyük bir sorun ya- ratmadığmı, ancak ılende ne olacağı endişesi' taşıdıklannı vurgulayan Çolakoğlu şunlan söyledi: Çalışmalar yetersiz "Kısa bir süre sonra, liman Ege Bölgesi'ne yetmeyecek. İzmir Limanı'nın nereye taşı- nacağma ilişkin kesinleşmiş so- mut bir gösterge yok. Yapılan geliştirme çalışmalan da yeterli değil. İzmir Limanı'nın serbest liman haline getirilmesi gerekir. Bunun yanmda yeni bir liman yapılması şart. Bunun için yer saptaması ve fızibilite çahşma- lanna bir an önce başlanmalı." SURtYE İLE UYUŞMAZLIK MASADA Yılan hikayesinde ıııııtlıı soııa doğru •TBMM'de konuya ilişkin soru önergesini yanıtlayan Dışişleri Bakaru Hikmet Çetin, 63 yıldan bu yana sürüp giden ve karşıhklı olarak kamulaştırma ve hak dondurulmalara kadar varan anlaşmazlığın çözümü için Türkiye ve Suriye yetkililerinin çahşmalan hızlandırdığını söyledi. KİLİS (Çumhuriyet) - Tür- kiye ile Suriye arasında 63 yıldır süregelen arazi uyuş- mazlığının çözümü için kom- şu ülke makamlanna yeni bir öneri paketi sunuldu. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Türk yurttaşlanna ait 467 bin dö- nüm arazinin, tazminat öden- meden, Suriyeli makamlarca kamulaştınldığına dikkat çe- kerek "Türkiye'deki Suriye yurttaşlannın haklan da bu nedenle donduruldu" dedi. '1930'lardan kalma' Gaziantep Milletvekili Han- nan Özüberk'in soru önergesi üzerine güncelleşen "TüĞ- kiye-Suriye arazi uyuşmazlı- ğı" yeniden masaya yatınldı. Milletvekili Özüberk'in TBMM'de yönelttigi soruyu yanıtlayan Dışişleri Bakanı Çetin, şu bilgileri verdi: "Suriye'nin 1930'lann ba- şmdan itibaren uygulamaya koyduğu bir dizi önlem ve bu bağlamda 27 Eylül 1968 tarih ve 161 Sayılı Toprak Reformu Kanunu uyannca aldığı, 'ya- bancılann sahip olduklan 300 hektan aşan topraklann ka- mulaştınlması' yolundaki ka- rar çercevesinde. vatandaş- lanmıza ait 467 bin 927 dö- nüm arazi dönüm arazi her- hangı bir tazminat ödemeksi- zin kamulaştınlmıştır." Çetin. bu gelişme üzerine T.C. Hükümeti'nin. Suriye uynıklulann ülkemizdeki ta- şınır ve taşınmaz malian üze- rindeki tüm haklannı dondur- duğunu ve yönetimini Maliye Bakanhğı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'ne verdiğini belir- terek şunlan söyledi: "Bu uygulamamıza karşıhk olarak Suriye Başbakanlığı da 19 Ekim 1966 tarihinde aldığı bir kararla T.C. uynıklulann Suriye'deki taşınmaz malian üzerindeki tasarruf ve yetkile- rini dondurmuş ve bu taşın- maz mallann gelirlerinin Tür- kiye'ye transferine izin verme- miştir. Vatandaşlanmızın Su- riye'deki taşınmaz mallarına ilişkin haklannı korumak ve iki ülke arasında verilecek bir anlaşma ile uzun süredir sü- rüncemde kalan bu konuyu kesin çözüme bağlamak üzere başlatılan çalışmalar son aşamaya gelmiştir. Haarla- nan emlak anlaşma taslağı Su- riye makamlanna iletilmiştir. Türkiye-Suriye Emlak Anlaş- ması tasansı incelenmektedir ve duruma göre iki ülke heyet- leri arasında görüşmeler yapılacaktır." Sarp'ta ticaret artışı, kıyı tkaretinn getirilmesinden sonra 90'da yüzde 52'ye, 91'de de91'e çıktı. Trabzon'da ticaret canlanma dönemini yaşıyor Sarp Kapısı'ndangelen ıımııt TRABZON (Çumhuriyet) - Sarp Sınır Kapısı'nın ticarete açılmasıyla biıiikte canlanma> a başlay an sınır ticareti, Trabzon ekonomisine de soluk aldırttı. Canlanma sonucunda, Trabzon'da şirket sayısındaki artış, geçen yıl yüzde 107 olarak gerçekleşti. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mazhar Afacan, v akın bir gelecekte Trabzon'un uluslararası ticaretin odak noktalarından biri olacağım, şehirdeki gelişmelerin bunun işareti sayılması gerektiğini belirtti. Daha 3-4 yıl öncesine kadar büyük ekonomik ve sosyal sorunlann içinde kıvranan Trabzon ve Doğu Karadeniz Bölgesi Sovyetler Birliği'nin \ikilmasi, Sarp Kapısı'nın açılması; Rusya, Gürcistaru Türk cumhuriyetleri ve diğer yeni devletlerle ekonomik ve ticari ilişkiterin artmasından sonra önemli gelişmelere tanık oluyor. Bölgede, ner gün gelecekte oynanabilecekrollereilişkin yeni belirtiler kendini gösteriyor. Bunlann en önemlilerinden biri de daha çok ticari amaca y önelik yeni şirket sayısındaki artış. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası verilerine göre Trabzon'da geçen yıl 172 şirket kapandı, 357 yeni şirket kuvruldu. Kurulan şirketlerin 153'ü limited. 124'ü ferdi, 45'i kooperatif, 36'sı anonim, 5"i de kolektifşirket oldu. Verilere göre geçen yıl şirket sayısındaki artış yüzde 107 olarak gerçekleşmiş oldu. Artışhızı 1987'de yüzde 51'den 1988'de yüzde 1 l'e, 1989'da da yüzde 5'e düşmüştü. Sarp'ta ticaretin artış hızı, kıyı ticaretinin getirilmesinden sonra 1990'da önce yüzde 52'ye, 1991'de de yüzde 91'e yükseldi. EKONOMI DUNYASI TANER BERKSOY Kirleıtmeye Tepki Uğur'un öldürülmesi birçok şeyi ktpırdattı. Adeta toplumsal bir refleks gibi oluşan muhteşem cenaze töreni ve evinin önünde hala süregelen mum- karanfil törenleri toplumun genış bir kesıminin huzur- suz ve güvensiz olduğunu sergiledi. Toplumun bu kesimi genellikle sessiz. Şikayetlerini ve isteklerini demokratik ve barışçı yöntemlerle ser- giliyorlar. Şiddet, nereden gelırse gelstn bu kesimi rahatsız ediyor. Demokratik yaşamda önemli ağırlığı var bu insanların. Gelişme ve kentleşme hızlandıkça bu ağırlık artacak, belirleyicı hale gelecek. Oluşacak tepki ve bunu biçimlendirme yöntemlerı toplumun sessiz belkemiğinin, şikayetleri ve talepleri olduğunu gösteriyor. Genellikle kirlenmeden şikayetçiler. örneğin siyasal kirlenmeden şikayetçiler. Dünya görüşlerine uygun bulup gönül verdikleri siyasi parti- lerin kişiler ve beziran gruplar etrafında kilitlenip par- çalanıp bölünmesinden şikayet ediyorlar. Son dö- nemlerde istisnadan çok kural haline gelen kapkaççı politikacı tipinden rahatsızlar. Başrollerıni siyasetçi- lerin oynadığı dev boyutlu yolsuzlukların genelleş- mesi, yutulması zor bir lokma oluşturuyor alınteri, el emeği ile geçinen sessiz çoğunluk ıçın Siyasi otoritenin yıllardır bıreysel ve toplumsal çı- karlar konusunda kararsız ve ehlıyetsiz görüntü ver- mesinin yarattığı siyasal boşluk bu insanları huzur- suzluğa itiyor. Kendi oylarıyla bu boşluğu kapatmaya çabalıyorlar. iktidarı değiştirmeye yeter oyları, gün- cel siyasetoyunlarını değıştiremeyince özgüvenleri- ni yitiriyorlar. Karamsarlığasürükleniyorlar. Genelde aydınlık olan bu insanlar, karanlığı sevmiyor. Aydınlığı vaatedenleri değil. gerçekten ufku aydınla- tacak olan siyasetçileri özlüyorlar. Değerlerdeki kirlenmeden de şikayetçi bu sessiz çoğunluk. öğrendikleri, belledikleri ve giderek ya- şam biçimine dönüştürdükleri değerler sisteminin aşındırılmasından şikayetçiler. Genç neslin depoliti- zasyona itilmesi. köşe dönücülük ideolojisiyle yetişti- rilmesi ve tüm iletışım araçlarının böylesine değer yoksunu birdünyayı özendirmesi rahatsız ediyor ses- siz ana babaları. Kendi değerlerini çocuklarına aktarmalarını güç- leştiriyor bu kirienme. Eğitim sisteminden umacak- ları bir medet kalmamış. Eskiyen kalıplar, değerler sistemine yönelen kirienme tehdidine karşı etkisiz. Siyaset, hanedan oluşumundan boşalıp bu kirlenme- ye karşı çözüm üretemiyor. Bireysel direnç oluşan toplumsal baskıya karşı yetersiz kahyor. Başıbozuk biçimde ellerinden kayıp giden değerlerin arkası- ndan bakakalmayı sevmiyor bu insanlar. Yeni dün- ya^ı kucaklayacak tutarlı bir değerler sistemini, bunu savunacak kadroları özlüyorlar. Toplumsal güvenlik kirlenmesi en büyük şikayeti sessiz çoğunluğun. Yılların mafyalar, Ağcalar, Ziver- bey Köşklerı, güvenlik mahkemeleri arastnda akıp geçtiğtne tanık olmuşlar. Şimdi de adını bile zor sök- tükleri gizli servislerle iç tçe yaşadıklarını keşfediyor- tar Ortadoğu'nun bitmez tükenmez hile ve desiseleri- nin kendi sokaklarma kadar ulaşmış olmasına şaşı- yorlar. Yol geçen hanına dönmüş, güvenlik sistemı böyle- sine kirlenmiş bir ülkede yaşıyor olmayı hazmedemi- yorlar. Toplumun değerli evlatlarmı bu kirlenmeye feda edilmesini kabul edemiyorlar. Güvenlik kirlen- mesine kimin hangi kısır hesaplarla göz yummuş ol- duğunu kavramayaçalışıyorlar. Gerçeklerı gördükçe çoğalıyorlar, dikleşiyorlar, seslerı yüseliyor. Toplumun belkemiği olan bu sessiz ve barışçı kitle- nin tepkilerinin önemsenmesı gerektiğini düşünüyo- rum. Uğur Mumcu yaşamı boyunca yaptığı katkılar kadar önemli bir katkıyı da ölümüyle yaptı. Sessiz kit- leye ses verdi. Bu şikayetlerin basit polemiklerle geçıştirilebılece- ğini ummak aymazlık olur. Takkeleri öne koyup dü- şünmek gerektiriyor bu şikayetler. Bunlann bir kez daha böylesine kapsamiı biçimde seslendirilmesine olanak verecek bir Uğur Mumcu daha yok.. AT'NIN POLITIKASIBALTAHYOR Narenciye darboğazda • Özellikle portakal ve greyfurt ihracatında son yıllarda yaşanan tıkanıkhğın bir yandan AT ve diğer Avrupa ülkelerinin engellemesinden. bir yandan da yeni ürün üretiminin başanlamamasından kaynaklandığı gözleniyor. MERStN (Çumhuriyet Güney tlleri Bürosu) - Naren- ciye dışsatımında yaşanan darboğazın. AT ülkelerinin uyguladığı fıyat politikalan ve gümrük vergilerini arttı- rmalanndan kaynaklandığı ileri sürüldü. Akdeniz İhracatçı Birlikle- ri tarafından yayımlanan ra- porda, narenciye dış satımı- nda yaşanan sıkıntılann AT ve öbür Avrupa ülkelerinin yüksek gümrük vergilerin- den kaynaklandığı ileri sürü- lürek şu görüşlere yer verildi: AT engelliyor - _ "Portakal ve greyfurt ıhra- catımızda beklenenin altında ihracat yapılırken mandali- na ve limonda 'tahmini ihra- cat' Doğu Avrupa ve Suudi Arabistan için beklenen he- defe ulaşmıştır. Ancak geçen yıl turunçgil meyveleri pa- zanndaki önemli sıkıntı ve darboğazdan en çok etkile- nen ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Bunun en önemli nedeni olarak da AT ülkelerinde uy- gulanan fıyat sistemleri ve di- ğer Avrupa ülkelerindekı gümrük vergileri Türk tu- runçgillerinin Avrupa pazar- lanndaki rekabet gücünü zorlaştırmaktadır. Aynca aralık ayında nakliye fırma- lanndaki pahalılık narenciye ihracatımızı olumsuz etkiler- ken daha önce ihraç ettiğimiz narenciyelerimizın büyük bir kısmının Avrupa'daki depo- larda beklemesi de yeni ihra- catımızı olumsuz etkileye- cektir." Portakal düşuyor Dış pazarlardaki olumsuz- luğun giderilebilmesi için tu- runçgillerde yeni çeşitlerin üretiminin yapılması gerekti- ğıne değinilen raporda "son yıllarda, piyasaya sürebilece- ğimiz yeni bir çeşidin olma- ması yüzünden son 5 yıldır portakal ihracatımızda sü- rekli düşüş yaşanmaktadır. Bu konuyla ilgili acil tedbir- lerin alınması gerekmekte- dir. İç piyasada da düşüşü göriilen narenciye çeşitleri- mizin ıslahında gerekîi çalı- şmalar yapılmazsa .- aşam mücadelesi verdiğimız dış pazarlanmızı kaybedebili- riz" denildı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear