22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHUPİYFT 10 ŞUBAT1993 ÇARŞAMBA 12 DIZI Prof.Dr. Oya Araslı, üniversite arkadaşı Mumcu'nun birçok zorluğu üstün yeteneği ile aştığı görüşünde İTÜldururken düşundururau MT rof. Dr. Oya Araslı (A.Ü. Hukuk Fakültesi Öğre- tim Üyesı): Uğur Mumcu ile AÜ Hu- kuk Fakültesi'nde asistan ola- rak göreve başladığım yıllar- da tanışmıştım. Yaşamdaki karşıthklan keskin bir zeka ve eşsız bir güldürü yeteneği ile gösterir; güldürürken düşün- dürür. düşündürürken guldü- rürdü. 1970 sonrasında ken- disine yaşatılan kötü günleri de bu yeteneği ile aştı. Vefalı dost Çok vefalı bir dosttu. Demokrasiye, Atatürk dev- rimlerine ve özellikle laikliğe gönülden inanırdı. Düşünce özgürlüğü üzerin- deki kısıtlamalara karşıydı; ülke bütünlüğünü bozmaya yönelık hareketlere ve her tür- lü sömürgealığe, sömürüye, sahtekarlığa, hırsızlığa, ka- çakçilığa. terorizme savaş açmıştı. • Düşünce özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalara karşıydı; ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik hareketlere ve her türlü sömürgeciliğe, sömürüye, sahtekarlığa, hırsızlığa, kaçakçılığa, terorizme savaş açmıştı. T I Y O R yeri" dıyerek eşıne sevgiyle bakan Uğur gözlerimin önü- ne geliyor. Sonra bir başka Uğur'u anımsıyorurn: Ölümünden birkaç gün önceki sohbetımız laikliğe karşı girişimler üzeri- nedir. Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı, anayasaya avkın ata- mayı eleştinr, hazırfadıs ki- tabında PKK ve bağîantı- larıyla ilgilı ilginç açıklama- larda bulunacağından söz eder ve son yıljarda öldürülen gazeteciler için alabildiğine üzüldüğünü söyler... Birkaç gün sonra bu gazetecilere ken- disinin de ekjeneceğini nere- den bilebilirdi? Uğur Mumcu hepimiz için ve hepimizin adına, tek kişilik bir ordu gibi korkusuzca ve ödün vermeden karanhklarla savaştı. Tehdıtlerden yılmadı, susmadı. Susturulamadığı için de katledildi ama yok edı- lemedi. Uğur'u yaşatmak Uğur Mumcu artık, yazı- lanna yenilerinı ekleyemeye- cek. Ama öyle inanıyorum ki, şimdi teker teker hepimiz. onun ideallerine inananlar. daha önceleri onun bizim için ve bizim adımıza yaptığı gibi karanhklarla savaşırsak. Uğur'u yaşatmış olacağız. DENEME ÜSESfrNİN MÜNAZARA TAKIMDTOAN ARKADAŞI AYDEV GÜVEN GÜRKAN MUMCIPYU ANLAITI K,anıtlayamayacağı, hiç- bir iddiayı ortaya atmazdı. Olaylan ve arkalanndaki ger- çeklen sabırla araştınr; bulgu- lannı büyük bir zevkle an- latırdı. Öylesine çok isim ve bağlantıdan söz ederdi ki, iz- lemekte güçlük çeker ve belle- ğinın gücüne hayran kalırdık. • Uğur Mumcu, hepimiz için ve hepimiz adına tek kişilik bir ordu gibiydi. HP-SODEP bh'kşmesiningirfimiman Belgelerinin ve üzerine gitti- ği olaylann fazlalığı. sonunda onu bilgısayarla çalışmak zo- runda bıraktı. Oturduğu çok güzel bir Ankara manzarası- na bakan apartman dairesine bitişik daireyi satın alarak, burayı bütünüyle bir çalışma merkezi haline getirdi. " ^ / alışma odam" dediği bu daireyi, eşimle bana gez- dırdiğı günü anımsıyorum. Bilgisayan hakkmda bilgi ve- ren, kitaplannı gösteren, ya- pacağı yeni araştırmalan he- vesle anlatan; sonra da çalış- ma masasının karşısındakı kanape için "bu da Güldal'ın i 3 HPgrupbaşkan vekille- nnden Aydın Güven Gürkan ile Uğur Mumcu'nun dostluğu Bahçeliev ler Deneme Lisesı günlerine dek uzanıyor. Gür- kan Mumcu ile 1955-56 yılla- nnda, lisedeyken tanıştığını. Mumcu'nun kendisinden bir sı- nıf küçük olduğunu söyledi. Gürkan Deneme Lısesi yıllannı şöyle anlattı: Kendine özgü Mr fise "'Orası kendine özgü bir li- seydi, aile gibiydik. Ayn sınıf- larda olmamız Uğur ile arkadaş olmamız konusunda engel oluşturmadı. Çok güzel bir dö- nemdı. Uğur da ben de edebi- yatta, siyasetle, sözü güzel söy- lemeye merakhydık. Münazara ekiplerinin yıldızlanydık. Çok yakın arkadaş olmamıza rağ- men aramızda örtülü bir reka- bet de vardı. Okul münazarala- nnda da Uğur, ben, Doğu Pe- rinçek okul ekıbıni oluşturur- duk. Uğur. sevdiğı ınsanlan ömürboyu aşkla severdi. Lisedeki arkadaşlanna so- nuna kadar sev- giyle bağlı kaldı. O arkadaşlanyla ruhu dinleniyordu . Lıse arkadaş- lanyla birlikte oî- duğu zamanlarda çoğu kez politika konuşmuyor- du. Onlar da Uğur'la politik tartışmaya girmezlerdi." Gürkan. "Lise yıllannda hep CHP'li olduklannı, Uğur Mumcu'nun da CHP'li olduğu- nu, üniversite yıllannda ise yol- lannın aynldığını" sö>ledı. Aynlan yollann kendilerini ne- relere götürdüğünü ve nereler- de yeniden Uğur Mumcu ile buluştuklannı da şöyle anlattı: "Uğur. daha çok o dönemde • Aydın Güven Gürkan: Uğur'la arkadaşlığımız lise yıllannda başladı. Uğur, sevdiği insanlan ömürboyu aşkla severdi. Çok yakın arkadaş olmamıza rağmen aramızda örtülü bir rekabetde vardı. devrimci diye anılan bir çızgı- dev di. O çevrelerle politik ilişki- sini bir süre sürdü. Ben ise daha çok devletçilikle özdeşleştiril- miş bir devrimci çizgiden mut- luluk duymadım. daha genış ufuklu bir sosyal demokrat çiz- giyi benımsedim. Üniversite yıl- lannda yakın bir politik birlık- teliğimız olmadı. Ben sonra Al- manya'va gittim, yollanmız aynldı. Tekrar 1983te ben poli- tikaya atıldığımda yakın, dos- tane ilişkilerimız oldu " Gürkan, Uğur Mum- cu'nun HP-SODEP bir- leşmesinin "gizli mıman' olduğunu kanısında. O günlere ilişkin baza anı- lan şöyle: "fki partinia. birie§- mesi konusunda gjzli mimar rolünü Uğur üst- lendi. İnönü'nün nabzını yok- ladı, olumlu izlenimler aldı. Be- nimle de görüştü. Bir senaryo sundu, tutabılır mi dıye. Bana da olabilir gibi geldi. Cumhuri- yet'te bir kampanya yürüttü. Birleşmenin nastl olabiteceği konusunda görüşlerini anlattı. Kamuoyundan da olumlu tep- kıleralınınca. ogüne kadar söz- sel düzeyde olan birliktelik için somut adımlar atıldı. Uğur, po- litik arabuluculuk rollenni üst- lenmezdi ya da doğrudan bir partiyle ilişkıde bulunmazdı. Ancak o günlerde bu konuyu çok önemsedi ve mesajını hep bu işe ayırdı. Sonra ilışkımiz sürdü.. Zaman zaman bana hoşgörüsüzlük gibi gelen tavı- rlan olurdu. eleştirirdim. o da beni eleştirirdi. Zaman zaman yazdığı bırleşmeyle ılgılı yazı- lan gerçekçi bulmadığımı söy- lerdim. O da, gündemde kalsın ıstiyorum, derdı. Kendisi de yazdıklannın gerçekleşebilır ol- duğuna çok ınanmıyordu." Aydın Güven Gürkan, Uğur Mumcu ile ılışkısıni "'Çok göl- gesiz, yakın bir ilişki" olarak ni- telendirdi. "Birbirimizi kır- madık. kazık atmadık, kazık yemedik. Birbinmizin değerini biliyorduk, lekesiz bir dostlu- ğumuz vardı" dedi. Gürkanın tanıdığı Uğur Mumcu'nun en önemh özellikleri neydi? Gür- kan, bu soruya da şu yanıU ver- di^ îyiye, güzele adanmıştı Yd 1958. L ğur Mumcu, ate^i bir Galatasarav taraftarı. Deneme Lisesinin bahcesinde Arilla De\a, Hüseyin Erso>, Re\man Samer, Özkan İzgi, Hasan Halis . Tüzel, Taoer Berksoy, Çağiar Ünal, Üstün Çevik, Önder Pekcan, Ateş Arsan, Öcal Beningtan, Uğur V urdakul >e Tokar Öner'le birlikte. Taner Berksoy, 'mahalle' ve okul arkadaşı Uğur Mumcu'nun grubu 'bireksik' bıraktığını söylüyor Aıtıkkahkahalarlaanılımyor MJ ahçelievler'depazardurağınjn karşı köşesi. Bu köşe. sonradan Fuat Sirmen'le evlenecek olan bir kadının evinin bahçe duvandır. Tarih. 1953-54'leri gösterir. Önder Pekcan, Taner Berksoy, Ateş Aslan, Toker öner, Ercüment Ulay ve Uğur Mumcu. henüz onlu yaşlannm saltanatını sürdürmektedir. Bahçelievler llkokulu'nun afacanlıklan henüz yaramazlığa terfı edememış bu grubunu. ders saatleri dışında bir tek yerde bulmak mümkündür, işte bu köşede. Birbirini hiç yitirmedi bu gnıp. Geçenlerde, bireksıkle, Caddebostan'da bir evde buluşuldu. İlk kez. köşe. kahkahalarla anımsanmadı. çünkü artık Uğur Mumcu yok. Ev sahibi Taner Berksoy. Mumcu'yla arkadaşlığı hem okuldan hem de mahalleden. * lkokulsıralannadönüyor Berksoy. Bir ödev verilmiş, Afrika mı? dünya mı? bir harita çizilecek. Mumcu'nun el becerileri pek iyi değil, onun da. Ablasının çizimleri ise mükemmel, sonradan ressam oluyor zaten. Ona çizdiriyorlar, sonra da yıllarca gülüyorlar, yaptıklan bu küçük hilekarlığa. Yine bir hafta sonu pikniğindeler. Mumcu, bisiklete binmeyi öğreniyor. Selenın üzerinde kendi kendisine konuşuyorsürekli. yine gülünüyor, hem de kahkahalarla. Ortaokulda. Deneme Lısesi'ndede bozulmuyorbu birliktelik. Mumcu Ankara Hukuk Fakültesine giriyor, Berksoy İstanbul İküsat'a. Köşcnin. havai sohbetleri, takılmalan. kendi anlatımlanyladerli toplu sululuklan yerini politize olmalara bırakıyor. Üniversite sınavma katılmak için Mumcu. Berksoy/la birlikte geliyorlstanbul'a. Kentı ilk görüşü Mumcu'nun, şaşınyor. Akıl almaz bir mizah gücü yaşamı boyunca sürüyor ama taklit yeteneğinı bir yerlere gizbyor Mumcu. Menderes ve İnönü'yle başlayan, Demırel'e uzanan bu taklitler köşede başlıyor. üniversite öğrenciliğine kadar şürüyor. Berksoy ve Mumcu, yine İstanbul'dalar. Ankara'ya dönme vakti gelmiş, trene yetışilecek. Mumcu, evin varendasında yere bıraktığı bavuluna kolunu dayayıp y ine taklitlere başlıyor. Konu, dönemın politik yapisı. Yine gülmelere başlanıyor ve zor bela yelışiliyor trene. 27 Mayıs-12 Mart arası dönem, Berksoy'a göre Mumcu'nun hayatının • en rahat dönemi. Artık popüler bir asistandır, isim yapmaya başlamıştır Ama 12 Mart'tan sonra bu dönemde yanında olanlar, yolda görmezlikten gelmeyi, ilişkiyi yavaşlatmayı, soğutmayı yeğlerler, üzülür, kınlır Mumcu. Sert, öfkeli, hemen hemen hiç taviz vermeyen yapısınm arkasında duygulu, duyarlı bir yan vardır. Vefalıdır, dostlanna düşkündür. Uzlaşılamayan konular yok değıldir, en çok da oğretim üyelerine kızar, " Yapmanız gerekenleri yapmıyorsunuz, bir sürü olay oluyor araşürmıyorsunuz, araştınlanlan da okumuyorsunuz" der. Köroğlu'ndaki eve taşmdıktan sonra kilo almaya başlar. Eşi Güldal ve Berksoy yürüyüşe zorlarlar. Kırk-kırkbeş dakikalık yol en aandan iki buçuk saatte tamamlanır. Her on adımda bir. birileriyle selamlaşılır, hatır sorulur. Kızar, Berksoy, "Bıktım, senin çenenden "diye yakınır ama yol yine de kısalmaz bir türlü. Araba almaya kaikıştığında yapılan direksiyon çahşmalannda da böyledir. Sevmez, direksiyon çalışmalannı Mumcu. Her seferinde bir yerlere uğranır, iki saatten önce de vazgeçilmez uğranılan yerden. Bir direksiyon çalışması sırasında, öğle saatlerinde uğranıhr Halit Çelenk'e. Çıkıldığında akşam sekiz mi, dokuz mudur ne? Futbola meraklı. ateşli bir Galatasaray taraftandır. B erksoy'un anımsadıklan arasında. Mumcu'nun ilk gazetecilik deneyimideyeralıyor. İngilizce öğrenmek için Londra'dadır Mumcu. 68'lilerin dünyayı kasıp kavurduğu dönem. Londra'da Tank Ali diye Pakistanlı bir öğrenci lideri vardır. Londra'yı tanımamış, dili öğrenmemiştir henüz ama gider bulur Tank Ali'yi, röportaj yapar. Akşam Gazetesi'nde yayımlanır bu röportaj. Giyimine de oldukça düşkündür, hep özel şeyler giymek ister. İşte bundan dolayı, Tank Ali'yle çck tirdiği fotoğrafta üzerinde bulunan beyaz pardesüye dikkat çeker yıllar boyu, yazısı kadar önemlidir, beyaz pardesü. Mumcu'dan Berksoy'a kalan ne mi? Ağız dolusu gülümseme ve vefa. " cn belirgin özelhği sözsel. evlemsel olarak kendini toplu- ma, insanlara, iyiye. güzele ada- masıydı. Başka gazetelerden aldığı tekliflere gösterdıği di- renç, Cumhuriyet'tekı olaylar- dan sonra yeniden geri dönmesi hcr insanın yapacağı şeyler de- ğıldı. Mıllıyet'ibırakıpCumhu- nyet'e döndüğünde ben itiraz ettım. buna hakkın yok. çocuk- lannın eşinin maddi güvenceye ihtiyaçlan var, dedim. Olmaz. çocuklar çağırdılar beraber yo- la çıktık, benzerı bir karşılık verdi. Cumhuriyet'ten aynldı- ğında çok öfkeli. üzgün görü- nüyordu. O günlerdeki aynl- manın ardında DYP-SHP mi. yoksa DYP-ANAPkoalisyonu mu sorusu da yatıyordu. Uğur. DYP-SHP koalisyonunu umut olarak görüyordu." \J ürkan, Uğur Mumcu'- yla son görüşmesini de şöyle anlattı: "Almanya'ya gıdip, PKK ile ilgili belgeleri topladı. Dönünce görüştük. Daha sonra da za- man zaman telefon edip heye- can duyduğu şeylen anlatıyor- du. Zaten Uğur. bir şeye kendi- ni adadiğı zaman susturmak zordur. Yıllarca Abdi İpekçi'yi dınledik. Bu kendi aramızda espri konusu olmuştu. Onunla yatar, onunla kalkardı. O gün- lerde neyi bulmuşsa. çevresin- dekilere hep onu anlatırdı." Gürkan öldürülmesinden sonra milyonlarca insanın "se- zisel olarak Uğur Mumcu'nun kendilen için kavga ettiğini fark ettiğini" söyledi. Gürkan. "Bel- ki Uğur'u okumuyorlardı. Ama halk, bu kendi evladını cömert bir biçimde ödüllendir- di. Cenaze merasimi büyüktü, ama evlerde yaşanan sessiz tö- rene göre mütevazı savılırdı. Türkiye düzeyındeki tören, caddelere akan törenin üzerin- deydı" dedi. Yarın UğurAlaca- kaptan, KerlmAf- $ar,AdllÖzkol POIİTtKA VE ÖTESt MEHMED KEMAL Gecmiş Gecelerde... Boğaz'da eskiden her keseye göre küçük meyhaneler vardı. Sıvaları dökülmüş, tahtaları çatlamış, pencerele- rinin pervazları sarkan, köhne yalıların alt katına sığış- mış, Boğazdantatalanlarıngittiği yerler. Böyleyerlere en çok Edip Cansever giderdi. Giderdi değil böyle yerle- ri keşfederdi. Bu içki evlerinin adları vardı. Ama Edip kendine göre buralara adlar koyardı. Çat Çat, Pat Pat, Kaptan gibi... Sonradan buralar bunlann adları olurdu. Edip, bir gün beni Küçük Bebek'in yol kıvnmında böy- le bir meyhaneye götürmüştü. Küçük Bebek'le büyüğü- nü hep kanşbrınm. Bu meyhanenin adı vardr Güneş! Kolejin kız, erkek öğrenci keselerine göreydi. Meyhane- ci o dönem öğrencilerinin keselerıni bıldiğinden ucuz- cuydu. öğrenciler limuzin arabalarla dolaşmazlardı. O yılların zenginleri, karaborsa da yapsalar, görgülüydü- ler. Adı Güneş olan bu meyhane şimdi de duruyor, ama her keseye göre değil. öte başta da bahçe içinde Nazmi'nin yeri vardı. Yıkt- lar, kocaman yapılar kondurdular. Bu meyhanelerin o yıllardaki öğrenci müşterileri şimdi kimbilir nerelerde- ler? Ya ünlü şair, yazar olmuşlar, ya da oralarda arök görünmeyen işadamları... Ucuz yerler aramıyorlar, ünlü barlara takılıyorlar. Tezgâha dirseklerini dayadıklarında barmene; "Viskimi lütfen!.." diyorlar, işaretlenmiş şişelerini istt- yorlar. Çok kişiye bu tuhaf gelebilir. Ama "âdet" budur. Eski ucuz meyhanelerin yerini alan barlar kıyıda de- ğil, sokak içindedir. Birbirlerine bakıyorlar, kimsenin manzara istediği yok. Ne manzara, ne fiyat.. sadece tez- gâh sohbeti. Kulis'in Mösyö Corç'unu anımsıyorum. Manzarasız, izbe, karanlığın içine karışmış, bir onun ye- ri vardı. Papirüs çok sonradır. Kulis'e özenenler açmış- lardı. Ben Kulis deyince Mösyö Corç'tan önce Fikret Adil'i anımsarım. Fikret'le daha çıktığında yadırganan mavi başlıklı 'Yeni Istanbul'da çalışırdık. Fikret, köşe yazan, ben de Ankara muhabiriydim. Fikret'in köşe yazısının başlığı istanbul dan ımzası da 'Bir istanbullu'ydu Sanı- rım Iş Bankası nda bırakılmaz bir işi olduğu için adıyla yazmıyor, takma ad kullanıyordu. Kulis bir kulüp gibi olduğundan herkes girip çıkamı- yordu. Bir yabancı göründü mü hemen yadırganırdı. Fik- ret, Kulis'in itibarlı üyelerindendi. Benim Ankara'dan gelip gitmelerimde Kulis'e rahatça girip çıkabilmem için yöneticıleri tenbihlemişti. Ondan olacak kimse ses çı- karmazdı. Fikret'in gençlik anılarını içeren Asmalı Mescit 74' di- ye bir kıtabı vardı. BundaÇallılar, Eşref Şefikler, Peyami Safalar, Necip Fazıllar, Fikret Muallalar, Nazım Hikmet- lerle geçen Beyoğlu gecelerini anlatırdı. Gençtik, biz de böylesi bohem gecelerine özenirdik. Yıllargeçti.Beyoğlu'nun küçük meyhanelerindenkimi kapandı, kiminin yerine yenileri açıldı. Yetişenler o gün- leri sevgiyle andılar. Yetişemeyenler o günlere özlemle baktılar. • Bir gece Degüstasyon göçtü, Çiçek Pasajı kapandı. Yerini Krepen Pasajı aldı. Kadınlı, erkekli belli 'müda- virnjeri' vardı. Bayram'ın Neşe'sinde aydınlar ve sanat- çılar görünürdü. Imroz, biraz daha kalantorlar içindi. Yıllar böyle geçti. Krepen de yıkıldı. Arka sokakta yenile- ri açıldı. Cumhuriyet yerli yerinde duruyor. Alt katı ber- duşların, üst katı akşamcıların... Lambo'yu Orhan Veli'- yle Mücap Ofluoğlu üne kavuşturmuşlardır. Şimdi yerin- de yeller esiyor. Geçende oradan geçtim. Sanınm köşedeki bakkal dükkânı Lambo'ydu. Pek çıktığım yok.. Şimdi akşamcı barlarının ve gece kulüplerinın gözde olduğu söyleniyor. Tanışlar, tanıdık- lar akşamüstleri toplaşıyorlarmış. Cahit Sıtkı kendi dö- nemi için bu toplanmalara, "Cümle, eş, dost, ressam, şair, serseri / Cümbüşte yoksam geceleri / Sanmayın tarafımdan ihanetvar" demişti. Ihanetolmasadakesat- lık, yolsuzluk var. BULMACA 1 2 3 1 2 3 I I 4 5 6 7 8 U I -KJ- 9 8 SOLDAN SAĞA: 1/ Uğur Mumcu'nun, "Gözlem" köşesinde çı- kan son yazısının adı .2/ Kesilen ağacın yerde ka- lan kutük dibi... Geminin orta bölümü. 3/ Bir par- çanın büyük bir ritm öz- gürlüğü içinde calınması gerektiğini belirten mü- zik terimi... Rubıdyum elementinin simgesi. 4/ Pfcrre Loti'nin bir roma- nı. 5/ îlenme, beddua... Fazla bön, avanak. 6/ Bi- rinin buyruğu alünda olan görev- li... Bırresmısulandınlmışrenkler- le boyama ya da gölgeleme biçimi. 7/ Avuç ici... Resmi kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer. 8/ Se- merin ya da eyenn kaymasını ön- lemek için kullanılan kayış... Olumsuzluk belirten bır önek. 9/ Ali özgentürk'ün bir fılmi... Tann. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Nikos Kazancakis'in, filme de- aktanlmış olan bir romanı... Kon- ya ilinde bir baraj. 2/ Avustralya'da yaşayan bir cins deveku- şu... Avlu. 3/ Harman savurmakta kullanılan çatal bıcıminde tanm araa... Tabut. 4/ tzin... Bir nota. 5/ İtalya'da yaşamış an- tik halk... Koyun, keçi ya da deve pisligi. 6/ Belirli bir süre biri- nin dikkat ve ilgisini başka bir şey üzerine çekme. 7/ Su... Kan, eş. 8/ Ahmet Haşim'in bir şıin. 9/ Avrupa'da bir ırmak... Duyu organlannın dıştan algıladığı bir nesnenin biünce yansı- yan benzeri. Gönül temiz hava çeke ceke oyalanır Ciğerlerimiz kiıli hava soluya soluya paralanır Havadaki kurşun yuta yuta dagılır Aldırma gönül aldırma... Istanbul'un nefes kesen havasına ilişkin aynntılar Gözlüklü Martı gazetesinde Adres: Harbiye, Halask&rgazi Cad. Sinan Apt. No: 38/16 Abone oimafc için Td.: 246 45 30 - 264 23 87 FATİH 3. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 991/116 Davacı Münevver Aksu tarafından, davab Kadri Cengiz Kıünç aley- hine açılan nafaka davasında; Akıncılar Mah. Orhan Cad. Gündilz Kıraathanesi, Güngören/ls- tanbul'da mukim olan Kadri Cengiz Kılınç'a tcblıgat yapılamadıgı, zabıta marifetiyle de adresinin tahkiki mümkün olmadığından adına yenileme dilekçesinın tebliğine karar verilmiş olup duruşmanın bıra- kıldığı 2.3.993 günü, saat 9.30'da ibraz etmek ıstedığıniz vesikalarla birlikte mahkemeye gelmeniz veya vekıl göndermeniz, aksi takdırde gıyap karan tebltğ edilmeyerek duruşmaya gıyapta devam cdilecegı HUMK'nun 509. ve 510. maddeleri geregince davetiye yerine kaim oU mak üzere ilan olunur. 14.12.1992 Basın: 655
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear