22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 ARAUK1993 PAZAR 8 PAZAR YAZILARI KağıtkülahsızNoel düşünülemezNoel Gecesı geçüğimız Cuma gecesiydi. Dün. Noel Günü'ydü. Bugün bir şey değil. Pazar tatili sadece. Yann ve öbürgün de ta- til. Sonra ikibuçuk gün var arada. Gelecek cuma akşamı, Türkiye'dekı gibi tatil. Cu- martesi-Pazar-Pazartesi tatil. Noel resmen 3 Ocak günü bitecek. Ama tütsülü kafa- lann ayılması için daha en az bir hafla gere- kecek. Noel çünkü Hıristiyanlann en kutsal bayramı. Ve en alkollü, en tıkınmasyonu boî olanı. Rehaveti en zor geçeni. Bilgisayar oyunlan eski tür tombalanın yerini'de alsa. baa şeyler değjşmiyor. Noel yemeklerinde en vazgeçilmezi, iki ucundan iki kişinin âsılarak çekip "pıf diye küçük bir paürtı ile ikiye ayırdığı boru şeklindeki kağıt rulodan çıkan plastik "hediyelik'*ler ve krepon kağıdından külah. Bu külah, Noel'de olmazsa olmaz. Noel Gecesi 24 Arahk'da yenilen geleneksel yemekte kafa- ya oturtmak adet. Bu. Noel öncesinde verilen ardı kesilmez "ofis partifcri"nde de şeften sekretere, mü- dürden memura kadar herkesin kafası- ndadır. Noel denildi mi akla gelen Noel Baba kadar, kiliselerde sakin sakin okunan dualar ve hep birlikte söylenen ilahiler. ışıklı çam ağaçlan ve pınltılı süslemeler ka- dar Noel geleneğinin bir parçası bu külah. Fransızlar eskiden badem şekenni kre- pon kağıdına sararmış. I847'de İngiliz ak- tarTom Smith. bunlann içine manıler koy- maya başlamış. Çok tutmuş bu iş. Bakmış ki bunu sadece Noel öncesinde artan alı- şveriş sırasında yapıp sonra bırakmasına hıç neden yok, badem şekerlerini ınce uzun borulara koymaya başlamış. İçi nasıl açıla- cak? İki kişi çekiştirecek. Kağıt yırtılırken bir de mini-patlama ol- sun bari demiş. Bunu da özel bir kağıtla sağlamış. Kolay yırtılmayan, ama bir çektin mi pat diye yırtılan türden. Ve 1870'de borunun içine bir de kağıttan külah koymuş. Tabii bürüp dürerek. İşte geleneklerine son dere- ce bağlı İngilizler. aktar beyin buluşuna bayılıyor. Elbette başka tür külahlarda var. Plasti- ği, kartonu, parlağı. matı. çene altmdan lastikle tutturulanı. Ama ingiliz usulü kağıt külah. sadece İngjltere'de değil. bü- tün eski kolonilerde. Avustralya. Güney Afrika, Hong Kong ve Fiji'de de hala po- püjer. Üstelik gelenek gereği. külahın iğreti oturması gerekiyor. Bu da sınıfsal geçim- sizliği çok yüksek olan İngiliz hallu için, sınıfsal engelleri hiç olmazsa kısa bir süre için dahi olsa ortadan kaldıran (kaldırdığı sarulan) bir şıklık. Aşkınolmadığı yerdegerçekyoktur Kayıp ilanı: Aşık aranıyor Artık eskisi kadar sık rastlan- mıyor aşık olanlara. aşklara. Geçim derdinde herkes. Maddi gercksinim- leröneçıktıartık. Açık vegızlifuhuş doğallaştı; karşılıksız sevme dönemi bitti. Üstelik kadınlann özgüriük ve eşıtlik savaşımının bazı sonuçlannın aıleyı zayıflattığı. boşanmalan artırdığı öne sürülüyor... Adım başı karşılaşıyorum bu yargılarla. Rusya toplumu ve basını böylesine kötümser. aşk konusun- da. Büsbütün haksız olduklannı söylemek olanaksız. Tümüyle des- teklemek zor; hem acı. Sararmış kağıtlara yazılmış bazı "güzel sözler"e bakma gereksinimı duyuyorum. Aşka daha sık rast- landığı dönemlerde, Rus büyüklen ne demişler aşk üzerine diye... Aleksândr Puşkin, "Aşkın ol- madtğı yerde gerçek de yoktur" dı- yor. Aleksândr Blok da aynı kesinlikte yazıyor: "İnsan olmak için \ apılacak tek şey sevmektir; aşk ağını her yana savurmak, ağa takılaniarı birer birer toplamaktır." Ivan Bunin onlan bir başka vak- laşımla destekliyor: "Mutsuz aşk olur mu hiç? Dünyanın en acıklı mö- ziği bile, insana mutluluk vermez mi?.." Anton Çeho\ ısc. bir yerde "Erkek- siz kadın solar, kadınsız erkek aptal- laşır" diyor. Bir başka yerdeyse daha kötümser görünüyor: "Kimse rçimi/deki sıradan insanîara aşık ol- mak istemiyor; ne kötü!" Kadın >e aşk konularındaçoksayı- da kötümser anlatım kullandığı bili- nen F>odor Dostoyevski'run. evlihk- le ilgili şöyle bir yargısı var: "Evlilik, HAKAN AKSAY her türlü gururlu nıhun ve her türlü bağuraulığuı ahlaki ölümü demek- tir." Bir başka ilginç yaklaşım da Ser- gey Yesenin'e ait: "Bir kez sevetı bir daha sevemez; bir kez yanmış olanı bir daha kimse yakamaz." Andrey Platonov, belki de en katı yargılardan birini savunuyor: "Aşk peşinde koşunlar, tophımsal işlevi ol- ma> anlardır." Aleksândr Grin şöyle bir genelle- me yapıyor: "Bir kadının iki yolu vardır: Birincisi se>diğine gider, ikin- cisi birlikte rahat edeceğine." Yalnız yollar değil, Rus büyükle- rinin aşk. kadın ve evlilik üzerine yazdıklan da birbirinden oldukça farkh. Bu fark yalnız Rus büyüklerine özgü değil tabii. Bizde de bu konu- larda birbirinden çok farkh göriişler dile getinlmemiş mi? Orneğin. defalarca aşık olan Nazım Hikmet. şu dizeleri yazacak kadar bağlıdır aşka: "Gelsene dedi bana. / Kalsana dedi bana. / Gülsene dedi bana. / Ölsene dedi bana. / Geldim, kaldım, güldüm, öldüm." Oysa Orhan Veli öyle mi: "Bütün güzel kadmlar zannettiler ki / Aşk üstüne y a/dığım her şiir ken- dileri için yazılmıştır. / Bense daima üzüntüsünü çektim / Onları iş olsun diye yazdığımı bilmenin." Noel'i buruk bir sevinçle kutiamak STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN ' ClintonaüesiNoelalışverişindeABD Başkanı Bill Clinton, bu yıl Noel'e buruk bir sevinçle girdi. Beyaz Saray'daki ilk Noeli olan Clinton geçen haftayı kendisine yöneltilen suçlamalaraltında geçirdi. Clinton. Arkansas valisiykcn evlilik dışı ilişkileri olduğuna ilişkin suçlamalardan ailesini korumak amacıyla Noel haftası ailesinin yanından hiç aynlmadı. EL§i Hilary, 13 yaşındaki kızı Chaelsae ile birlikte Noel alışverişine çıkan Clinton. Noelgecesini dar bir aileçevresiylebirlikte BeyazSaray'da kutladı Kocdsının evlilik dışı ilişkileri olmadığı ve mutlu bir ailc olduklannı her konuşmasında vurgulayan Hilary Clinton da Noel gecesi kocasının yanından hiç aynlmadı. Clinton ailesi tutucu Amerikan halkının bu söylentilerdenetkilcnmemesi için bütün bir haftayı mutlu biraile tablosu vererek geçirdiler. Noel öncesi alışvenşe hepbırlikte çıkan aile Noel gecesi Washington Ulusal Katedralinegiderek kalabalık bir grupla birlikte ilahiler söylediler. Katedral'de Amerikan halkına bir mcsaj gönderen Clinton "Herkese mutlu NoeUerdilhorunı. Gelin hep birlikte çe\ remize ve rüm dün\ ay a barış getirmek için çalışalım dedi." Televizyondaki haber programında, Saraybosnalılann, daha önce çoktan ke- silip kullanılmış olan ağaçlann. şimdi de köklerini kazarak çıkarmaya çalışmalan gösterildi. Aynı anda İsveç halkının Noel ve yılbaşı tatilinde evlerini şenlen- dirmek, çevresinde şarkı söyleyerek dön- mek için kullanacaklan cam ağaçlannın sokak ve meydanlarda satışına başlanı- yordu. Her yıl 2-3 milyon ağaç. bu amaç- la yetiştirilrnekte ve tatil bitince de bal- konlardan bahçelere fırlatılmakta... İsveçliler, bunda yalnız değıller; Noel ağacı süslemek, bütün İskandinavya'da çok yaygın bir gelenek. Yine de ınsan ke- yifliyi görünce keyifsizı. toku görünce açı düşünmeden duramıyor. Belki yurtdışı- nda yaşayanlar, uzaktakiler konusunda daha duyarlılar; sevdiklerini içlerinde yaşatmaya daha düşkünler. Bilmiyo- rum; ancak şurası kesin kı bu yılbaşı, eğ- lenmek için güzelce giyinip süslendikten sonra sokağa çıkan her genç kızı gör- düğümde; İstanbul'da kendi evinde, giz- lendiği koltuğun arkasında tek kurşunla polis tarafından öldürüldüğü ıçın yeni yılı göremeyecek olan liseli kızı düşüne- ceğim. Gece ilerleyip, kahkahalar sokak- lara taştıkça gözümün önüne, bu kızın talıhsız annesinin ağlayan yüzü gelecek... İsveçliler, yerinde izleyerek öğrendik- len gerçeklerden daha çok etkılenıyor- lar. Be nedenle, gittikleri ülkelerde sor- duklan sorular, çoğu kez epey şaşırtıa oluyor evsahipleri için: dönünce anlattı- klan da, buradakileri etkiliyor aynı şekil- de. Ülkenin çocuklara yardım için kurul- muş en büyük örgütünün başkanı Karin Söder, Saraybosna"dan yenı döndü. Ga- zetecilere. hastaneye getırilen \arali ve ölü çocuklan anlatırken yüzünü göre- cektiniz. Ressam olup, şaşkınlığın ve hüznün resmini çizmek isterdıniz. Karin Söder, Sırplann çocuklan özellikle hedef aldıklannı söylüyor. "Bir halkın gelece- ğini yok etmek istiyorlar" diyor. Sanınm onun da aklı. bu y ıl sonu. başka konular- la meşgul olacakür. Bir çocuğun yüzü, bir annenin bakışlan. süslü. aydınlaül- mış çam ağaanın dallan arasından gö- rünecektir ona. Artık onun için Saray- bosna. hiç de uzak değildir Stocİc- holm'e... ARMAGAN FUARI'NDA 18-31 ARAUK 1993 EN GÜZEL İARMAĞAN 'KİTAPT1R IMZA GUNU BUGUN 26Arahk Pazar 14.00-16.00 YALVAÇ URAL SEVIM AK YARIN 27 Araiık Pazartesi 14.00-16.00 FÜSUN ERBULAK fc Heraün 11.00-20 00 FM Fuar Merkezı. M AVNİ SÖZEN Cad. Mecidiyeköy Tel. 275 42 23 FM MALİ İŞLER VE FİNANSM AN MÜDÜRÜ ARANIYOR Danışmanlığını yaptığımız, İstanburda faaliyette bulunan büyük bir hiz- met işletmesi için, konusunda deneyimli. Mali Işler ve Finansman Müdürü aranmaktadır. İlgılilerin. özgeçmişlerini de içeren dilekçeleri ile aşağıdaki adrese yazılı olarak başvurmalan rica olunur. Akın Erdem Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş. Şehit Muhtar Cad. Vo; 13 D. 12 80090 Taksim - İSTANBL'L Yılbaşında yeniden akdeııizli isliktal Cad. BÜYÜkparmakkapı Sok. No:27/I Taksim / Istanbul Tel: 249 56 60 Ispaııyolgençliği söz dinlemez oldu ' 'günümüz için bir ayin ŞEYH BEDREDDİN DESTANI Nâzım Hikmet TUNCEL KURTİZ veSEMA DtMOve. Yer : Yerebatan Sarayı Tarih: 23-24-25 Araiık. saat 19.30 26 Araiık saat 17.00 Son oyun Davetiyeler, Yerebatan Sarayı gişesinde; 522 12 59. SORUMLUSU Genel Muhasebede 3 yıl deneyimli * Mevzuata yatkın * Üniversîte mezuruı * Tercihan Link bilen * Askerliğini yapmış * Bay veya Bayan eleman P.K. 888 Sirkeci / ISTANBUL Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel: 554 08 04 T.C. MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1992 413 Davaa Vakjflar Genel MüdürlüğiTne izafeten Adana Vakıflar Bölge Mûdürlüğû ile davalılar Kostantin Nadir mirasçılan arasında tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında: davalılar Vik- torya Ibrahım Elhajı. Mişel Kostanlın Nader. Fılıp Kostantin Na- der. Cezar (Kayzer) Kostantin Nader. Nıkola Kostantin Nader. jskender Nader (Kostantin), Aleksandıra Selım Hayat. Elıas Anuın İskender Nader ve Hanne Nader'e (Jan Teres İskender Nader) da\a dilekçesi \e duruşma günü adresleri tespit edilemediğinden. teblığ edılemediğinden adı geçen davalılara 13.5.1992 günlü dava dılekçesı- nin ve duruşma gününün ilanen teblığıne karar verilmiş olup. karar gereğince: Davacı Vakıflar Genel Müdurlüğü vekili A\. Haluk Polal. 13.5 1992 günlü dava dilckçesınde: İçel ili. merkez Mesudiye Mahallesi. 240 ada, 4 parsel ve 241 ada 7 parsel sayılı taşınmazlann Valide Sul- tan Vakfı'ndan icare tayinli olduğunu. ancak tapuda malik olarak Lübnan uynıklu Kostantin Nadir görüldüğünü, Kostantin Nadır'ın Mersin 2. Aslive Hukuk Mahkemesi'nden vcnlcn 20.3.1985 tarih ve 977/1108sayıhilamı ilefirarı olduğunu 13 Eylül 1331 tarih ve351 sa- >ılı kanun ılc 15 Nısan 1339 tarih ve 333 sa>ı!ı Envali Metruke Ka- nunlan gereğince, ya bana uyruklu fıraki ve mûtegayyip eşhastan kişılenn malları meıruken Vakıflar Genel Müdurlüğü adına intikal etügini. bu konuda Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 12 3 1980 tarihı ile ilamı bulunduğunu. 2828 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 2. maddesinın son paragrafında da (bu madde gereğince mülkıyetin mutasanflarına geçmiş olan gayri menkullerden maliklenn Hazine'den başka vans bırakmadan ölümlerı halindc mülkıyetin malülen vakfına rücueder) denıldiğinı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nde halen yürürlük- te bulunan ve bu konuda genelgeleri bulunduğunu. bu nedenle firan ve mülegayyip eşhastan olan Kostanlin Nader adına kayılı Valide Sultan Vakfi'ndan icra tayinli 240 ada, 4 parsel ile 241 ada. 7 parsel sayılı laşınmazlann Koslantin Nadır adına olan tapu kayıllannın ıp- tali ılc adı geçen taşınmazların Vakıflar Genel Müdurlüğü adına tcs- ciline karar venlmesinı ıslemij olduğundan, yukarıda isımlcri yazılı davalılannbudavaııcıigilı ıbrazctmck ıstediklcri belgclcn 25 3 1994 gününe kadarduruşmayagelırmesı \eya kendilerinin duruşmaya gel- meleri. duruşmaya gelmedıklcri. bu belgelen ibraz etmediklcri ya da bir vekil tarafından temsil ettırilmedıklerı takdırde yargılamaya yok- luklannda dcvr.m cdıkccği ve karar venlcceği hususu ilanen teblığ olunur. 15.12.1993 Basın: 50558 l^^M^C'est la vie! ^^^HJ J A Z Z C L U B ^ Y l L B f l Ş l P R R T İ S t ^ 1 VİVİAN ARALoHnRüzaon 1 1 X GORDON LEE Piono £ 2 "T" TAHSİNÜNÜVARjozzûuarter T _ b ı 251II 10»liesl«nnlıen)inM«nü,smazH'i<İJ.700 000,-Tl«l«*Kİd 2W.M0.-Tl _ Zsantral Hotel Rool, Sıratehriler Tel: 2511110 (Pım k.iç ktr^n vvrtn ıttan.) £. ILAN T.C. ELBİSTAN 2. İCRA TETKİK MERCtİ HAKİMLİĞİ EsasNo: 1990/21 Karar No: 1993/23 Davaa: SSK Genel Müdurlüğü Ankara Vekılı: A\ ukat Taha Tannverdi M.Maraş Davalılar: 1- Muhittin Kılıç Elbistan Vekili: Avukat Hasan Ucak, Elbistan 2- Uğur Eke. Hoş Dere Cad. 115 15. Yukan Ayrana Ankara Dava. İstihkak İddiası DavaTarihi: 17.9.1990 Karar Tanhi: 11.5.1993 Davaa SSK vekili mahkememize verdıği 17.9 1993 tariMi dava di- lekçesınde: davalılardan Uğur Eke'nin SSK'ya ait Elbistan ılçesinde- kı hastanevi müteahhit olarak yaptınrken işi tamamlamadan bıraktı- ğını. hastanede bulunan kurumlanna ait mallan davalılardan Muhit- tin Kılıç'ın Uğur Ekc'den olan alacağı nedenıyle Elbistan İcra Müdürluğü'nün 1990,368 sayılı takıp dosyasında haczettırdiğinı. haczedilen bu mallann Uğur Eke'ye ait olmayıp, kendı kurumlanna ait olduğundan bahisle istıhkak iddıasında bulunmuş. mahkemece yapılan >argılama sonucunda 11 5 1993 tarihli karar ile istihkak id- diasının rcddine karar venlmiştir Verilen bu karar. davalı Uğur Eke'nın açık adresi tespit edılemediğinden tebliğyapılamamışolmak- la: Yukanda taraflan ve numarası yazılı bulunan davanın ret olduğu- na ilişkin kararın. davalı Uğur Ekc"yc ilanen teblığıne. ilan tarihinin teblığ tarihı saulucağı ilanen teblığ olunur. Basın 53654 Sız hiç l genç' oldunuz mu? Yaşınız onbeş yırmibeş aralan oldu mu hıç? Başkalannın isle- dığı gibi değil de. ıçinizden gel- diğı gıbı. dolu dolu yaşadınız mı? 'Dünü" düşünmeden. 'gele- ceği* düşünmeden bugünü ya- şadınız mı korkusuz? İçinızde sıcacık kan. tüm kurallan çiğ- neyıp "Bu, yaşamakrır!" diye bağınp doludizaın koştunuz mu? Bir gençliktır. onbeş/yirmi- beş. belli yaşlann içinden geçer gıdersıniz. ama yaşayamazsı- nız. Bir yaşamdtr biter gıder; doğru mu yanlış mı bilemezsi- niz. Haydı baştan. diyemezsi- niz. İçinizdeki bu ateş, bu kan. yann aynı değildir. Daha dur- gun mudur. ateşli midir: daha korkak mıdır. yüreklı midir bıl- mem. ama aynı değildir. deği- şiktir. yenileyemezsıniz, var edemezsıniz bir daha. Bir şeyler oldu İspanyol gençlığine. Söz dinlemez oldu. Kurallara uymaz oldu. Ardına bakmadan. önüne bakmadan koşturuyor. Hiç ölmeyecekmiş gibi koşturuyor; yann ölüvere- cekmiş gibi son damlasına de- ğin "an'mı yaşıyor. Doymuyor. sonsuzu istıyor. Çılgınlık bit- mesin istiyor. zaman yetmiyor: geceleri gündüzleri birleştiri- yor. Değer mi üzülmeye. deger mi hüzün katmaya böylesine kısacık yaşantıya? Değmez. İspanyol gençliğine vız gelir hüzün. Ekonomi vız gelir. işsizlik v ız gider. Hem, vız gelip vız gıtmese ne yazar? Du- yarlı olsan ne yazar toplumun 'sorunlarına"? Kimın elinde, eğ- ri bellı dünvanın eğriliklerini düzeltmek? Üzüldüğünle kahr- sın. o kadar. Yaşamana bak. Doludızgin. Bir bakan, gençle- rin enenilerini hafta sonlannda Bakalao Yollan'nda tüketme- lenne üzülüyor. Nerede tüket- meli gençlik enerjisini? Doludizgın 'Bakalao Yol- lan'nda' İspanyol gençliği. so- rumsuzluğu yaşıyor yaşamınçt- kmazlaruıda. Alabildiğine ko- şuyor Bakalao Yollan'nda. Çok geç olmadan. ıçindeki kan soğumadan. Bakalao. monna balığı demek. Neden bu ismi koymuşldr pek belli değil. Şehir dışlannda üç beş on bin kişilik dcv dıskolara gıden yollara de- nıliyor. Bakalao Yollan. Mon- na balığıyla kimın. nasıl. ne za- man bir ilgı kurduğunu bilen yok. Bakalao diskolannda alkollü içkiler değil. bir şişe su ile *hap' içilir. Sonra içki içilmez. İçki, hapın etkisini alır yoksa. Ve uyuşturur içki. bayar, uyutur. Bakalao Yollan'nın en temel prensibi. en az kırk sekiz saat hiç uyumamak, gözlerini kırp- madan doludizgin yaşamaktır. Coca cola, uykuya karşı ve su- suzluğu gidermek için içilebilir. Fransa, İngiltere. Amenka gençliğının çoktan tanıştığı bu 'aşk haplarr, İspanya'da ancak yayılmaya başladı. Bir hafta so- nunda -gençliğin deyimiyle bir weekend"de- yanm milyon genç aşk hapı alıyor. Extask, ya da kısaca X denilen aşk haplan, ilk kez 1898 yılında bulunmuş. Daha sonra parkinson hastalı- ğının tedavisinde kullanılmış. Metilenodioximetanfetamina ya da MDMA denilen bir kim- yasal madde içeriyor. Zararlan kesin olarak bilinemiyor. Fay- dası. beynin çılgmlaştığı bircoş- kuyuyakalamak. Gençlerin Bakalao çılgınhğı, İspanyollann, işsizlik kadar ön- de gelen, giincel bir sorunlan oldu çıktı. Özellikle cuma günü akşamlan bir Bakalao koştur- macası başlar tüm İspanya'da. Cçer beşer arabalara doluşur gençler, Bakalao diskolanna! Tekdüze, *dom!', 'dom!' bir mü- ziktir Bakalao müziği. Söz yok- tur. Söze gerek yoktur. Çılgınh- ğın sözü yoktur. Gerçek dünya- nın sıkıntılanndan dışlamak için kulaklan sağır edercesine bagjnrmüzik. Sabah olur. Bin- lerce genç, üç yüz, beş yüz kilo- metre uzaklarda başka şehirle- re doğru, başka bir Bakalao diskosuna doğru yola koyulur. Madrid'den Valencia'ya, Zara- goza'ya. Doludizgin. Ve ölüm beklemektedir yollarda. Tatsız, yavaş, ağır çekim bir yaşamı sentetik haplarla ateşle- miş; doludizgin. sevincin, coş- kunun doruğunda gençlik. Do- ruklar alçak geliyor, yetmiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear