25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19ARALIK1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA DÜNYADAN Muz: Mısr-İsraildosüuğununsimgesi Diplomasıden çok maymun- lan çağnştıran muz, benzer- siz bir büyükelçı olma yo- lunda. İsrail ve Mısır arasında 14 yıl ön- cesine dayanan ilişkı. Kahıre ve İs- kendenye arasındaki yol boyunca uzanan bınlerce dönümlük kumlu arazide büyümeye başlayan bu meyveye çok şey borçlu. İskenderiye'nin yaklaşık 70 kilo- metre güneyındeki El Mağribı çıftli- ğinin yöneticilerinden bıri olan Bas- shıni el-Kattan, "İsrail bize ne mi ver- di? İşte bakın!" dıyor Yeşil kabuklanna rağmen, dev yapraklannın altında bir muz deni- zinin uzandığı görûlüyor. Böylece muzlar, yalnız Mısırlılann damak zevklerine hitap eden bir meyve ol- makla kalmayıp, ikıli ilişkılerinin önemli bir unsuru haline geldi. Tanm Bakanı Yusuf Yali,"Orta- doğu pazanna girebilmek için İsraiT- le yakın bir işbirüği vapmak niyetin- deyiz" dıyor "İsrailli meslektaşlan- mızDi üniversite mezunlarını ve çiftçi- leri çöl tarımı konusunda eğiteceği bir eğitim merkezi kuracağız." İsrail ve Mısır. 1979'da imzala- dıklan Camp David antlaşmasın- dan beri aralannda ekonomik, hat- ta siyasal işbirüği konulannda bü- yük gelişmeler gerçekleştirmiş du- rumdalar Ancak. Mısır hala İsraıl'den bıraz uzak duruyor. Geçen yıl Mısır'a ge- len 120 bin İsrailli turiste karşın, Is- rail'e ejden Mısırlılann sayısı hala çok az. İki ülke. aralanndaki kültürel ve ekonormk değişime yönelik bir dizi antlaşma ımzalamış durumdalar. Ancak, bu antlaşmalann çoğu yü- rürlüğe girmedi. Mısır'daki okul ki- taplannda hala İsrail sınırlannın ye- rinde Filistin devletini gösteren hari- talar basılıyor. Ne kı. İsrail çölde meyve ve sebze tanmıru geliştirme konusunda tek- nolojik ve uzmanlık yardımı önerdı- ğinde Mısır kabul etti. IBarışın savunuculan: Muz üreticileri Sonuçta. Mısır toplumunun küçük bır bölümü banşın güvenilir koruvuculanna dönüştüler. İsrail yetkıhleri bunun daha geniş bir iş- birliğinin başlangıç noktası olacağı- ru umuyorlar. Ozellikle de Batı Şe- ria'daki Eriha ve Gazze'de Filistin özerk yönetiminin devreye girme- sinden sonra. İsrail'in Mısır Büvükelçisi David Sultan, "İki ülke arastndaki tarımsal işbirüği son derece ileri bir düzeyde. Şimdi bu işbiriiğini tek bir alanla sı- nırtamayıp daha geniş alanlara yayü- masmı sağlamaya çalışıvoruz" dı- yor. Çöl tanmı Mısır'a Nil vadısindeki dar verimli alanlarla kısıtlanmayıp ekim alanlannı çok daha geniş böl- gelere yayabılmesini sağlamakla. Bu sayede Mısır Körfez ülkelenne lanm ürünlen satmaya başladı bile. Mısır yetkilıleri projenin mil- yonlarca dolar getirdiğini söyledıler. Bö>lece. çoğu çöl çiftliklerinin des- teklenmesınde kullanılan İsrail'ın tohumlar ve donanımı da içeren 18.7 milyon dolarlık ihracatını da karşılamış olacak. İsraılle işbirliğinin gerçek yandaş- lan Tanm Bakanlığı mensuplan. Bakanlık geçen yıl 300 kadar tanm uzmanı ve tanm okulu öğrencisini araştırma amacıyla kısa dönemler ıçin İsrail'e gönderdi. Yeni yeni ekiplerin neredeyse her ay eğitim amacıyla İsraıl'e gönderilmesıne de- vam ediliyor. • Çöl tanmında İsrail'le işbirliği Mısır'ı zenginleştiriyor. Bakanhktaki iki uzman akıcı dü- zeyde İbranice konuşuyorlar ve ku- zeydeki çöl çiftliklerine yaptığımız yolculukta bakanlık yetkilileri ara- bada İsrail'in Arapça yayımnı dinle- memiz için ısrar ediyor. Bakanlık yetkililerinden olan ve daha önce defalarca İsrail'i ziyarel eden Fuda Ebu Hadab, "Tannîcılar yalnızca toprağın dilini konuşuriar. Biz politikaya aidınş etmeyiz" diyor. Ortak tanm projesı 1979'da baş- lamıştı. İki İsrailli tanm uzmanı çöle gelerek Tanm Bakanlığı adına 10 dönümlük bir çiftlik kurmuşlardı. İsrailli Büyükelçilik sözcüsü Ja- kob Setti. "Kendi ülkemizde çöle karşı verdiğimiz savaşı kazandık. Komşulannıız da bunu becerebilir" diyor. Fakat Mısırlılann çoğunun gö- zünde İsrail hala düşman bır ülke. Basın İsrail'i devamlı olarak suçlu- yor. Tanm Bakanı Vali de, İsrail'le yakın ilişkileri nedenıylesuçlanıyor. Muhalif bir gazete olan El Şaab'- ın tanm muhabiri Salah Bedevi. "İs- rail bize hastaiıklı tohumları verdi. Bu proje başladığından beri kanser \e böbrek hastalıkları \iikseldi. İsrail'e Mısırlı tanm uzmanlannın gönderil- mesi aslında Mısır gençliğini mahvet- mek için düzenlenmiş Yahudi oyu- nundan başka bir şe> değil" dıvor. Iİslamcılar İsrail'le ilişkiye karşı Cumhurbaşkanı Hüsnü Müba- rek'i devirmeye çalışan İslamcı mılı- tanlann başlıca malzemelennden olan tehlikeli boyutlardakı İsraıl- karşıtlığı, İsrailli uzmanlann tarla- larda ancak koruma altında çalışa- bilmesini getıriyor. Tohum üretımı uzmanı olan 42 yaşındakı Gad Regev, İsrail hiikü- metıne bağlı olarak Mısır'daki Tanmsal Gelişme projesınde çalışan iki İsraılliden biri. Otomatık bır sılah taşıyor, bir de Mısırlı koruması var. İskendenye'deki evi de polis ko- ruması altında. "Beş dakika için bırakmtş olsam bile arabama patlavtcı konup kon- madığını kontrol etmem gerekiyor" diyor. Bununla birlikte, tanmsal işbirüği Mısır pazanna gjren çeşitli İsrail meyvelerinde üriinlerini vermış du- rumda. Çöl tanmını geliştirme ça- balanna önemli boyutlarda destek veriliyor. Bin 500 dönümlük Mağrjbı çiftli- ği ışcileri muz hevenklerini İskende- riye'de satılmak üzere kamyona yüklediği sırada Hasan el-Ramah. "Bu İsrail muzlan gerçekten çok ka- liteli. Bende bu muzlardan olduğumı öğrenen kişiler satın almak için kuy- nığa giriyor. Haftada 60 ton muz sa- tıyorum" dıyor. Tanm Bakanı Vali. "Tarih boyun- ca Müslümanlar ve Yahudiler arasın- daki iiişkiler çok iyi olmuştur. Haçlı seferleri sırasında beraberce öldürül- müşlerdir. Dinsel bakış açısından, bizler arasında çok büvük bir fark ol- madığını söjlemek yanlış olmaz" dı- y o r Chris Hedges HawmElev 'aloluCya veda ecüyovha- ABD'nin Havvaifyle ilişkileri yerli Polinezya kültürünün yok olmasına yol açıyor. Yerli kültürü korumaya yönelik olarak başlayan hareket, ABD nüfuzuna karşı koymaya yöneliyor. Ulusal egemenlık yanlılan, artık turistleri w aloha' selamıyla karşılamayı istemiyorlar. Fransa'nınkirligeçmişi Nantes'taortaya serildi SfceJfet»JJork & oire'daki nhtımlar boy unca yanyana sıralanmış heybetlı konakJar. Nantes'ın Fran- sa'nın sömürgecilik günle- rinde çok önemli bir liman olduğu günlerden kalma. Sütunlann ve in- celikle işlenmiş demırden yapılma balkonlaıın ardında Amerika kı- tasmdaki Fransız topraklanndan değerli ürünler getirmek için, bölge halkına göre, büyük bir cesaretle Atlantiği aşan gemiciler ve kaptan- lar yaşardı. Ancak Nantes'da yaşa- yan çok az insan bu kentın bu kadar zenginleşmesinin ardındaki gerçek nedeni biliyor ya da hatırlamak istı- yor. Kent, bir tabuyu yıkarak Nan- tes'ın gecmişteki zenginliğinin Af; rika'dan Yeni Dünya'ya götürülen köleler sayesinde elde edildiğinı gös- teren bir sergi duzenledi. Nantesh gemiciler köle abşverişınde öylesine becerikliydi ki. kent kısa zamanda Fransa'nın en büyük limanı haline geldi. 18. yüzyıl boyunca ve 19. yüzyıl başlannda Nantes, Afrikah esirleri satın almak için 1.800 civannda ke- şıf gezısı duzenledi ve bu gezdlerin sonucunda 5 yüz binın üzennde ka- dm ve erkeği Amerika kıtasına taşı- dı. Bu limandan kalkan köle gemile- ri, insandan oluşan yükünü genel- likle Haiti'de gene çoğunluğu Nan- tes'dan gelme çiftlik sahiplerine sa- tardı. Geçmişindeki aa veren ger- çeklerle yüzleşmek Nantes için hiç de kolay olmadı. Serginin düzenle- yidsi Marie Hetene Juzeau, "Bu ser- ginin açılması çok zor oldu. Fazlasıy- la hassas bir konuydu." dıv or Sergi- nin açılması ıçın 1984 yıhndan beri yûrütülen çalışmalar, tutucu bir beledıye reisi ve çoğunluğu köle ta- cirlerinın soyundan gelen bölge halkının itirazlanyla durdunılmuş- tu. İtirazda bulunanlar serginin hıç ilgi çekmeyeceğini ye sadece kentin airu kötüye çıkaracağını iddia edi- yorlardı. Ancak bundan üç yıl önce göreve gelen sosyalist belediye baş- kanı, projeye mali destek sağlamayı kabul etti. Bundan bir yıl önce Bri- tanya Dükleri şatosunda açılan ser- gi>i bugüne kadar 200-bin ziyaretçi gezdi. Kent meclisi, sergiyi 29 mayıs tarihine kadar uzatma karan aldı. Başka Avrupa kentleri de bugüne kadar ders kitaplanrun cilalayıp süsleyerek yer verdiği, kölea geç- mişleriyle yüzleşmeye karar verdı. Daha ufak çapta da olsa, bugüne kadar Fransa'da Le Havre ıle Bel- çika'daki Liege kentlerinde bu tür sergıler düzenlendi. IKöle ticareti merkezi: Liverpool Tarihçiler, her ikişi de köle ticareti yapan ülkeler olan İngiltere ve Hol- landa'da insan trafığıni ve bunun baü Avrupa'ya ekonomik yönden etkilerini araştıran çalışmalann hız- la artmakta olduğunu behrüyorlar. 18.yüzyılda Avrupa'nın en büyük köle ticareti yapan kenti haline ge- len Liverpool. önümüzdeki yıl köle- lik konulu daimi bir sergi açmayı planlıyor. Liverpool'da birmüzenin müdürlüğünü yapan Tony Tibbels,-- "Atlantik ekonomisinin geüşiminde köle ticaretinin ne denli önemli oldu- ğu yeni farkedilmeve başlandı. İnsan- lar, köleliğin Afrika'v ı nasü etkiledi- ği, Avrupa'daki üretimi nasıl arttırdı- ğı, elde edilen kazançlara ne olduğu ve Endüstri Devrimi'nin orta\a çık- masını ne dereceye kadar etki ettiği gjbi sorular sormava başladı." Nantes"de sergıfenmekte olan bel- geler, çizimler ve eşyalar buradaki köle ticaretinin nasıl ışlediğıni, Nan- tes ve diğer Avrupa kentlerinın o za- manki adıyla "ücgen ticaret'ten nasıl kazanç sağladığını gösteriyor. (Gemiler, Avrupa mallanru Afrika'- ya taşıyıp karşılığında köleleri alıp Amerika'ya götürürdü. Amerika - dan Avrupa'ya ise şeker. tütün. kah- ve. kakao ve başka tropık ürünlerle yüklü olarak dönerlerdı.) MarUse Simons loha diye karşılayan sesle- rin ve adanın rengarenk çi- çeklennın ardında Hawa- ii'de herşey göründüğü ka- dar güllük gülistanlık değil. Kaptan Cook'un adaya ayak basmasından tam iki yüz yıl sonra Polinezya yerli- leri, kültürlerini geri istiyor. Adadakı tunzm endüstrisi içinde üstlendıkleri rolden aıtık bıkan yerli halk, öylesine kökten bazı değişik- liklerin savunuculuğunu yapıyor ki, bu değışıklıkler VVashıngton'la ara- dakı bağlann yıpranmasına neden olabilır. Bugüne kadar adada yaşa- yan diğer ırklar tarafindan ciddiye alınmayan Havvaiililerin egemenlıği için yürüttükleri kampanya, bir an- da hîz kazandı. Adada Havvaiililerin egemenliğı için yünitülen kampan- ya, bugüne kadar adada yaşayan di- ğer ırklar (Japonlar, Çinliler, Fili- pinliler. ve Avrupalılar) tarafindan ciddiye alınmamış olsa da hareket bugün bir anda hız kazanmaya baş- ladı. Ortaya çıkmakta olan egemenlik yanlısı hareketin en radıkal kanadı- nın savunuculanndan olan 27 ya- şındaki öğretmen Kaleikoa Kaeo, "Bundan böyle turistlere 'aloha' denmeyecek. Hawaiililer olarak bı- zim artık haklanmızı istememizin zamanı geldi. Turistleri araç olarak kullanabiliriz. Havaalanına ve sa- hillere gidip turistlere artık gelme- melerini söyleyebiliriz." Kaptan Cook'un adayı tesadüfen bulduğu tarihten itibaren boyun eğ- meye zorlanan Hawaiı yerlileri. uzun zamandır kendı topraİclannda sayısal ve toplumsal yönden azınlık durumunda bulunmanın ezikliğini yaşıyorlar. Üstüne üstlük ölüm. ha- pıs, evsizlik vb. kötü istatistiklerin tümünü onlar oluşturuyor. Egemenlik duygusu, Hawaii yer- lileri arasında 1970'lerin başlann- dan beri gittikçe artmakta. Ancak bu yıl meydana gelen olaylar bir an- da tüm harekete yeni bir hız ve gü- ven ekledi. En önemlisi bu \ıl anakı- ta Amerika'da hatta Havvaiidebile çok uzun zamandır unutulmuş olan bır olayın 100. yıldönümü: Hawaii hanedanının son üyesı Kraliçe Liliu- kalanı'nin 1893 yılında bir grup be- yaz isaddmı tarafindan tahttan indi- nlışi. Tahttan indiriliş tarihi olan 17 ocağın 100. yıldönümü, "ulusal ege- menlıği" savunan yaklaşık 15 bin kışinin Honolulu kentinindışındakı lolanı Sarayı'nın önünde toplanma- sı ve Hawaii valisi John VVaihee'nin emriyle ABD bayrağının gecici ola- rak indınlmesiyle kutlandı. Ancak yıldönümünü izleyen olaylann hızı baza yerli eylemcileri bile şaşkına çevirdi. Hawaii yerlileri- ne devlet içerisinde hür irade hakkı- nın verilmesi için şıklan araştırmak üzere eyalet meclisi tarafindan bir komisyon kuruldu. Komisyonun çalışmasını bu hafta bitirip doğal egemenlik hakkı için önümüzdeki yıl bir referandum düzenlenmesinı önermesı bekleniyor. En az bu denlı Artık turistik amaçlı danslan ve 'alohaian ile tanınmak istemiyorlar. şaşırtıcı olan bir başka gelişme ise bundan iki hafta önce ABD kongre- sı tarafindan onaylanan dilekçe. Bu dilekçeye göre kongre, geç de olsa Liliukanı'nin tahttan indirilmesın- den dolayı Havvaiililerden özür dili- yor ve "yerli Havvaii halkı ile ABD arasında bir uzlaşma için sağlam bir zemin temin edileceği" sözü verili- yor. Bunlann yanısıra Kongre geçen ay. Hawaiilılen en çok üzen konu- lardan biri olan Kahoolawe adası- nın Hawaii'ye gen verilmesi konu- sunda da harekete geçti. İkinci Dün- ya Savaşı'ndan bu yana ABD deniz kuvvetleri tarafindan bombaiama hedefı olarak kullanılan adanın Ha- waii'ye gcri verilmesiyle ilgilı bir yasa tasansı kongre tarafindan onaylandı. Tasanya göre, ok_\anus tannsı Kanaloa'dan adını alan ve arkeolojik kalıntılarla kaplı ada. "yerli Havvaii varlığı" kurulana ka- dar Havvaii eyaletinın himayesı al- tında bulundurulacak Son haftalarda yaşanan gelişme- lere rağmen geleceİc hala belirsiz gö- züküyor. Atılacak ilk adım, eyalet komisyon üyesı Kınau Kamalii'ye göre "soyu Kaptan Cook'tan geriye uzanan" her Havvaiı'ye açık olacak bir referandumun önerilmesı ola- cak. Bu referandumda Havvaiihlere bir hür irade modeli üzerinde karara varmak ıçin bir konferans düzenlen- mesi gerekip gerekmediği sorula- cak. Havvaiililerin konferansın dü- zenlenmesinı isteyecekleri muhak- kak. Ancak hangi modele karar ve- rileceği ayn bir sorun oluşturuyor. Kamalii, anakıtadaki Kızılderililere venlene yakın bir şey öngörüyor: her zaman avantajlı olmayabilen, ulus içinde ulus olma durumu. IMiDiyetçiIerinisteği '^"" ABD'den aynlmak Muhalefet işaretleri şimdiden be- lirginleşmeye başladı bile. En büyük egemenlik yanlısı grup olan Ka La- huı Havvaii'yi üyelenni eyaletın kuk- lalan olmakla suçlayarak komısyo- nun çalışmalannı boykot etmeye çalışıyor. Ancak Havvaiılilenn ege- meniiği hareketinin en önemli ko- nusu olan toprak sahiplığı hala gün- demdeki yenni koruyor. 1959 yılında Havvaii'de ABD cyaletliği ıçın oylama yapılmasının ardından federal hükümet, eski Havvaii hane- danının topraklannı devleıe geri verdi. Bu topraklann hiç bir bölü- mü yerel nüfusa dağıtılmadı. Bun- dan da kötüsü, 1921 yılında Kongre tarafindan Havvaii'nin yerli halkına dağıtılmak üzere kenara aynlan topraklann büyük kısmı ticari geli- şimcilere \erildı. Toprak sorunundan kaynakla- nan bu öfke Kaleikoa Kaeo gibileri- nin sadece hür irade değil aynı za- manda ABD'den tamamen aynl- mak gerektıği önensıni ortaya at- malanna yolaçtı. y£ THE INDEPENDENT Fransız kültürel değerlerininin savunmasını şimdi Fransız temsilciden dinleveceğt I European By HAGEN m Vcnku Gaat Herald Tribune Herald Tribune Amerikan süvcrisi geri çeküiyor. Der Standart (Viyana-Avnsturv a)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear