25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 KAStM 1993 PAZARTESİ CUMHURtYET SAYFA DUNYADAN Kosova, Sırplaştirmayadireniyor E skiden özerk bir bölge olan Kosova'da Belgrad'ın yöneti- mi kontrol altına almasının ûzennden üç yıl geçtı. Bölgedeki iki milyon nüfusun yüzde 90'ını oluştu- ran Amavutlar üzerindeki baskılar sürûyor. Arnavutlar, Sırplaştırma ve baskı ûzerinc kurulu politika karşısında pasif direnişlerini sürdü- rûyor. örgütlü direniş, ilk önce gizli, daha sonra da hemen hemen yasal denebilecek yapılaşmayı somut- laşürdı. Arnavut öğrenciler, tamamen Sı- rplardan oluşan kurullarca belirle- nen orta okul ve üniversite prog- ramlannı kabul etmeyince okullar- dan kovuldu. Bunun ûzerine 1992 şubatında dört yüz bin Arnavut öğ- rencinin Arnavutça eğitiminin gizli- ce yapılmasına karar verildi. Baş- langıçta öğretmenler ve öğrenciler evlerde duvarlan yıkarak alelacele sınıflar oluşturdu. Bu evler dûzenli olarak değişürilerek Sırp polisinin dikkaıini çekmemeye özen gösteril- di. Bu gizli eğitim zamanla Belgrad rejiminin karşı koyamayacağı bir gerçek durumuna geldi. Bu durum sağlık hizmetleri için de geçerli. 1990'da yıhnda maaşlı Amuvatlann yüzde 80'ini etkileyen toplu işten çı- karmalardan sonra, Arnavutlar, tam anlamıyla Sırplaştınlan hasta- neleri boykot etmeye başladı. Has- tanelerin yerini gizli dispanserler aldı. Bugûn bu dispanserlerin yansı yoüarda hizmet veriyor. Kamu kuruluşlannda tekrar iş bulma şansı olmayan Arnavutlar ti- carete atıldı. Özel sektöre geçişin hı- zlanmasıyla kentin her tarafında iriK ufakh birçok dükkan açıldı. Eski Yugoslavya'nm en fakir bölgelerin- den biri olan Kosova'da, özellikle yiyeoek alanında büyük bir ticari patlama gerçekleşti. ITicareti Arnavutlar kontrol ediyor Kosova'nın ekonomik potansiye- linin yağmalanması politikasıyla sûslenen Belgrad'ın baskısı Kosova- b Sırplar için zararlı bir sonuç yarat- tı. Çünkü bu baskı, Arnavutlann ti- careti kontrol etmelerini sağladı. Bugün özel sektörün yüzde 95"i Ar- navutlann elinde ve Arnavutlar kamu sektörûnde çabşan Sırplar'- dan çok daha fazla kazanç sağlıyor. Bu sonuç karşısında küçük düşen Belgrad, son bir yıldır mali kontrol- leri ve kamulaştırmalan arttınrken, Kosova'da yeni şirketlerin kurul- masını durdurdu. Tüm engellemelere karşın Arna- vut toplumu gelişmiş dayanışması ve iyi örgütlenmiş ağıyla gereksi- nimlerinin çoğunluğunu karşılıyor. Bağımsız bir gazeteci 1990'dâ Priş- tine'de bulunan 20 bin ailenin hiçbir geliri olmadığını belirtiyordu. Bu- gün bu aileler Arnavutluk'un gerek parasal gerekse yiyecek yardımıru abyor. Birçok yerel insani örgüt (Theresa Ana. Caritas, Merhamet vb.). zo- xJelgrad, iki milyon nüfusun yüzde 9O'ı Arnavut olan Kosova'yı iki yıldır Sırplaştirmaya çalışıyor. Bugüne kadar Arnavutlar pasif direniş gösterdi, ancak Sırbistan Kosova'ya özerkliğini vermezse bağımsız bir cumhuriyet olarak tanınmak için mücadeleye kararlılar. Kosova, Balkanlar'da yeni bir sıcak çatışma bölgesi olmaya aday. runlu göçle Kosova'da zor durum- da olan aileler arasında bağ kunı- yor. Bağımsızlıkçı Arnavut hükü- meti ya da Kosova Cumhuriyeti'nin gizli makamlan özel sektörün kann- dan yüzde üç vergi ahyor. Alman vergilerden oluşan bütçe, ilk olarak geliri olmayan ailelere ve eğitim gi- derlerine aynlıyor. Başlangıçta gö- nüllü olarak çalışan öğretmenler (yaklaşık 20 bin öğretmen çahşıyor) bugün 40 ila 70 mark arasında aylık alıyor. Gazeteci ve politika yazan Shkel- zen Maliki, Kosovalı Arnavutlann kendilerini sefalete ya da göçe sü- rükleyebilecek bir durumu avantaja AVUSTURYA 200 ton YUNANİSTÂN çevirmeyi başardığıru belirtiyor. Ama bu üç yıl içinde 300 bin Arna- vut ekonomik ve politik nedenler- den dolayı göç etti. Bu göçte baskı- nın devam etmesinin hatta artması- nın da payı yüksek. 28 yıl hapis yattıktan sonra ser- best bırakılan Adem Denuıd tarafın- dan yöneülen İnsan Haklan Konse- yi, AGİK gözlemcilerinin temmuz ayında bölgeyi terk etmelerinden sonra tutuklamalann, gözaltına alı- nmalann. polislerin sertliğinin ve iş- kencenin artüğını belirtiyor. Bugün bölgede polis ve Sırp askerlerinden oluşan 40 bin kişilik silahb bir ordu sürekb alarm durumunda bulunu- yor. Sırplara göre ise durum çok fark- b. Onlar Arnavutlann üzerinde hiç- bir baskı bulunmadığını, Arnavut- lann sosyal ve sivil haklardan yok- sun durumda olmasının nedeninin Sırp devletini tarumamalan olduğu- nu belirtiyor. İnsan Haklan ve Azmlıklar Bakanı Margit Savovjç Arnavut sorunu üzerindeki görüşle- rini belirtirken şöyle diyor: "Seçim- lerden okullara. herşeyi boykot edi- yorlar". Malıki'ye göre, Arnavutla- nn aynmcı kanunian resmen ilan eden bir devleti boykot etmekten başka yapacak bir şeyleri yok. Bugün iki taraf arasında diyalog yok. Eğer Sırplar Kosova'ya özerk- liklerini geri vermezse, Arnavutlar cumhuriyetten vazgeçmeyecek. Ar- navutlann ilan ettiği cumhuriyet Kosova'nın Sırbistan'a bağlı oldu- ğunu belirten Baülı ülkeler tarafın- dan desteklenmiyor. Birçok Arna- vut lider, Bosna ve Hırvatistan için belirlenen ilkelerin Kosova'da da uygulanması için uluslararası toplu- luğu etkilemeye çalışıyor. Bosna'nın etnik paylaşımı uluslararası toplu- luk tarafından onaylanırsa, Koso- vab Arnavutlar aynı kuralın uygu- lanmasını ve çoğunluk olduİclan bölgeleri kapsayan topraklar üze- rinde kendi cumhuriyetlerinin ku- rulmasmı isteyecekler. Ve eğer bu hak tanınmazsa silahlar konuşacak. IKosova için tek çözüm bağımsızlık Maliki'nin Sosyal Demokrat Par- tisi ya da Bekay'ın Avrupa Hareketi gibi birçok ılımb parti tek çözümün Kosova'nın Yugoslavya içinde fe- derasyona üye bir cumhuriyet oi- ması olduğunu düşünüyordu. Bu- günse bu düşünce pek kabul edilmi- yor. Federasyon, ancak bağımsızbk için referandumun gerçekleştirilme- sini sağlayacak bir geçiş süreci ola- rak kabul edilebibr. Asbnda birçok düşüncenin varlı- ğı, Arnavut toplumu içinde tam bir uyumun ya da birliğin oluşmasını engelüyor. Ama yine de Ibrahim Ru- gova ve onun önderlik ettiği Ko- sova'nın Demokratik Birliği olayla- nn ve düşünce farkülıklannın bir sa- vaşa, özellikle de bağımsızhğa yö- neük bir savaşa dönüşmesini öıüû- yor. Ama bu durum daha ne kadar sü- rer? Birçok Arnavut eski Yugoslav- ya üzerine yapılacak Banş Konfe- ransı'nda kendilerine ait olanlann veribnemesi durumunda savaşın başlayacağını söylüyor. Maliki ise bu durumda Filistinlilerin yaşadıgı olaylann Arnavutlann da başına gelmesinden korkuyor. Rugova pasif direnişten yana ol- duğunu belirtir ve bunu destekler- ken yazar Recep Kosya daha etkin bir yöntemden yana. Bu etkinliği si- Iaha sanlmak anlamında değil, grevler, protesto gösterileri ve Sırp yetkililerin emirlerine karşı itaatsız- lik olarak düşünüyor. Değişikliklik- lerin gerekli olduğunu belirten Kos- ya sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bugüne kadar tzlenen yol bizd öz- gfiriüğe ve bağımsjzlığa götûremeye- cek. Amaçlara banş konferanslany- la ulaşılmaz." Daha saldırgan bir yöntetnin Beigrad tarafından kanh bir şekilde yanıtlanma olasıbğının kendisıne anımsatılması üzerine Kosya özgür- lüğün bir bedeli olduğunu beHrti- yor. Kosova sorununun çözümü için Belgrad'da birçok senaryo üretib- yor. Bu senaryolann hepsinde Ko- sova'nın doğal zenginliklerinin bu- lunduğu bölüm Sırbistan sınırlan içinde kabyor. Sonuç olarak Sırplar Kosova'nın yüzde 40'ını ellerinde tutmak istiyor. Florence Hartmaım insan haklannıntemeli, inançözgürlüğüdürGeçen hafta Mısır'da idam edilen üç kökendinciyle bir- lûite, bu yıl ölüme mahkum edilen şeri- atçı militanların sayısı 18'e ulaştı. Mi- litanlar ekim ayı so- mmda Güney Mısır'- daki Kena kentinde üst diizey bir polis yetkilisini öldürmüş- lerdi. Hüsnû Müba- rek üçüncü altı yıllık başkanlık dönemine • başlarken, Mıstr'm ikiyıldan kısa birsüre içinde, 200 kişinin ölümûne yol açan şid- det çemberinde sü- rüklenişi devam edi- yor. Mısır 'ın en tanmmış aydınları- ndan biri olan Farag Foda'nın geçen yıl haziran ayında katle- dibmesi üzerine, hü- kümet sert bir anti-terör yasası çıkardı. Aslmda hükümetin en sert eleştirmenlerinden biri olan Foda, bu yazıstnda, Hıristiyan Mısırlılara karşı uygulanan resmiayrımcılığm, 1991 'de, Kahire'ninyoksulbir semıi olan İmbaba'da, Hı- ristiyanlara yönelik saldırı/ara yol açan hoşgörüsüzlük atmosferini özendirdiğini belirtiyordu. Hükümetin köktendinciliğe ortak olduğu şeklindeki suçlamalarının doğruluğu bugün kanıtlandı. Resmi dinsel ku- ruluşlar, düşüncelerini mahkum edip kitaplarını yasakladı. Daha sonra ise bürosunun hemen dışında vurularak öldü- rüldü. B ir toplum için, bir bütün ola- rak insan haklanndan, ana- yasal düzenden ve uygarlı- ktan ne denb uzak olduğunu İceşfet- mek kadar büyük bir utanç olamaz. Toplumun bu değerlerden aynlışının, yapısı içinde yeni birolgu değil. yerleşik bir durum olması daha da utanç vericidir. İmbaba'da ayaklanan güruh, trampeti çalanlann, yani Mısır med- yasının yankısıdır; trampeti omuzu- na asan Mısır yönetimi. trampetin sahibi ise Mısır'daki siyasal Islam hareketinin önderleridir. Evet. bu, halkı, cumhurbaş- kamnın doğrudan izni olmaksızm kibse inşa etmekten abkoyan bir ya- sayı geçiren düzenin çirkın ifadesi- dir; bu düzende, kiliselerin banyo- lan bile cumhurbaşkaniığından yaab onay ahnmaksızın onanla- maz; bu düzen, Hıristiyanlan polis kolejine, kara, deniz ve hava harp okullanna kota sistemiyle almaya devam eder. Bu düzen, üniversitelerin pek çok bölümlerinde uygulanan gün gibi asikar avnmabğı da görmezbkten gebr. Bu düzende bir üniversite, El Ezer Üniversitesi yalruzca Müslü- manlara açıktır. İmbaba'daki kitleler, aynı zaman- da gece gündüz Hıristiyanlan lanet- leyen dinsel bderlerin sözlerinin vah- şi bir ifadesidir. İmbaba'daki kitleler. bugün dün- yayı sarsan insan haklannın değe- rinden habersiz oluşumuzun ifadesi- dir. tnsan haklannın temel ilkesi. inanç özgürlüğüdür. Gelgelelim, burada inanç özgür- lüğü yalnızca İslam'a bağlı olmak anlamına gebr. İnanç özgürlüğü- müz değişik bir görüşü dile getirdik- leri zaman, insanlanmızın bunu canlanyla ödemesi demekür. Eğer bunun bir kamtını isterseniz. kitaplara uygulanan sansürü anı- msayın ve utanın. Düşüncelerinden ötürü yargılanan yazarlan anı- msayın ve utanın. Bir Müslümanın. Hıristiyan olması üzerine yakıian ateşleri, cenazeleri, engellemeleri, tu- tuklamalan anımsa>ın ve bir de bunu bir Hıristiyanın Müslüman ol- masıyla yapılan kutlamalarla. rek- lamlarla ve mutlu gecelerle karşılaş- ünn. Görkemli inanç özgürlüğümüzün ışığı altında Bahai tapınaklan ka- patıldı, kiliseleryakıldı ve 1979 Banş Antlaşmasf ndan önce sinagoglann kapılanna kibt vuruldu. Sanatcılar ve aydınlar sapkınbkla suçlandı. Fetva Kurulu Başkanhğı, Mısır'ın en ünlü besteci ve şarkıası olan Ab- dül Vahap'ı kafır olmakla suçladı. Dinsel bderlerin çoğu, Mısır'ın No- bel Edebiyat Ödüffü yazan Necip Mahfuz'u İslam'ın yolundan ayn- Imakla suçladığında ise tam an- lamıyla seyirbk bir tutum sergiledi. Bütün bunlara karşın, kravatını takan aydın, kravatının onu uygar dünyaya sokmaya yeteceğini düşün- mekten utanmıyor. Bütün bunlar içinde devletin konumu ne? Önümde Halk Mecb- si'nin, din işleri komisyonunun dev- let televizyonunda dinsel program- lann arttınlmasına ilişkin öneriler duruyor. Bunlann içinde Kuran öğ- retilerine yönelik yeni bir üniversite- nin kurubrıası da yer abyor. Bu gibi uygulamalar Mısır ve halkı için yı- kıcıdır; bize bunu içtenbkle söyleyin. Mısır'ın bir din devleti olmasını mı istiyorsunuz? Açıkça söyleyin. O zaman ya size savaş açacağız ya da sizin kokuşmuş dünyanızdan göç edeceğiz. Hiç utanmadan söyleyin. Bu ülke- nin artık yalnızca Müslümanlara ait olduğunu söyleyin. Benim de size şunlan söyleyecek cesaretim var, ben de bir Müslümanım ve buna hakkım var: Mısır, Hıristiyanbktan önce de vardı, İslam'dan sonra da olacaktır. Bütün şu Mıarh aydınlar ve hükumetlerinin, bu geüşmeler karşısındaki tutumlan boş sözler- den ibaret: Dışanda harika slogan- lar, içerdeyse çöküntü. Bugün ve gelecek karanbk. Bütün bunlann değişmesi gerekiyor. Bunlan kendi hesabıma duydu- ğum korku yüzünden söylemiyo- rum. Herkes benim bir korkak ol- madığımı bilır. Bir Müslüman olan oğlum Yaser'i koruyacak ve yalnı- zca Hıristiyan olduğu için bir başka Çocuğa haksız davranacak ülkem için acı çekiyorum. Duygusal davrandığım için beni affedin. Ancak, size gerçeği başka nasıl tüm çıplaklığıyla anlatabılir- dim? Eskiden, en iyi günlerimizin henüz yaşamamış olduklannıız ol- duğunu söylerdik. Şimdı tersinin dogru olduğunu söylemem gerekiyor: Eğer her şey aynı yolda giderse, en acı günkrimiz henüz yaşamadıklanmız olacak gibi görünüyor. Farag Foda Hakkarî İstanbul arası şimdi 30 saniye... TEK TELEFONLA YANINIZDA...Renault Yardım, aynı anda hem Tûrkiye'nin her yerinde hizmet veren, hem tek telefonla ulaşılabilen, hem ücretsiz arama olanağı veren , hem haftanın 7 günü, 24 saat çalışan, hem de 1 yıllık garanti sûresi içinde ücretsiz hizmet sunan Türkiye'nin ilk ve tek servis organizasyonudur. Renault Yardım, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da en gelişmiş iletişim sistemleriyle hizmet vermektedir. Renault Yardım'a Türkiye'nin neresinde olursanız olun, tek telefon numarasıyla ulaşacak, üstelik yapacağınız görüşme için hiçbir ücret ödemeyeceksiniz... Renault Yardım'ı aradığınız anda, bilgisayarlar size en yakın servis aracını bulunduğunuz noktaya gönderecek... Yaşadığınız sorunun niteliği ne olursa olsun, asla yolda kalmayacak, mutlaka çözüm bulacaksınız... REN 328 Yetkili Servis ve Yetkili Atölye ile Türkiye'nin en güçlü satış sonrası organizasyonuna sahip olan RENAULT-MAİS'in benzerieriyle kıyaslanamayacak hizmeti Renault Yardım'la artık Türkiye'nin her metrekaresi bir Renault servisL 980014100Renault Yardım'ı Türkiye'nin her yerlnden hiçbir ücret ödcmcdcn arayablllrslnlz. :İİLv7İ RENAULT-MAİS f f " " ü r ü " *" hlzmetlerlyte ılgıli ayrıntııı bılgi almak ıçın bu numarayı a r a y ı n ı z . Y A Ş A M A B A Ğ L A N 1 N RENAULT YAŞANACAK OTOMO6İLLER
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear