Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 EKIM1993 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
YetmişlikDelikanlı: Cumhuriyet
Cumhunyet, yetmış yıl önce bızlere kendı tınımızı, kendı
dılımızı, kendı sesımızı vermıştır yenıden. Kendımıze
güvenmeyı, varoluşumuzun aynmına varmayı, egemen ve
onurlu bır ulus olmanın ovuncunü tattınp bızlere öğreten de
yıne odur
ERTUĞRULEFEOĞLU Yıldız Teknik Üniversitesi
Çurûmüş eskı toplumsal bedenımız
yok olup gıtü, ama çağımıza yaraşır
uygar bır tınle "biz", daha gelışkın ve
yuzu ılenye, geleceğe donük bır top-
lum olarak yuzyıllar once yıtırdığımız
asıl kımlığımıze yenıden kavuştuk yet-
mış yıl önce
Yetmış yıl once başlaülan bır atılı-
mın daha sonrakı yıllarda bızlere sun-
duğu olanakJann, armağanlann tadı-
m çıkardık Yûzyıllardan sonra ılk kez
kulluktan kurtulup yurttaş olduk
Yuzyıllardan sonra ılk kez kendı yaz-
gımıza kendımız egemen olduk Ilk
kez kendı dıbmızle düşunup hıç çekın-
meden kendı dılımızle vazdık, konuş-
tuk Ilk kez, yûzyıllardan sonra ılk kez
kendı yurdunda hor gonılen ınsanlar
olmaktan kurtulup uygar bırer kardeş
olduk
Yuzyıllardır hıç bu denlı yakın ol-
mamıştık bız bırbınmıze Hıç bu denlı
kardeş, akraba. bu denb dost, arkadaş
olmamışuk Yoktuk, yok gıbıydık
çunkü bız1
Osmanh donemınde ulusu-
muz, yüzyıllar geçükçe, zaman ılerle-
dıkçe, ılkın kendı dılını ve sonra da her
şeyını yıürmışü bırer bırer Gorunü-
mü "efendi" ıken gerçekte bır "köle"ye
donmuş ve bu konumuyla yuzlerce yıl
B
ır ınanışa gore, tınler
(ruhlar) ölmezler, hep ye-
nıden dınhrlermış zaman
ıçınde Ustehk orîlar, her
yenıden dınhşlennde, bır
öncekınden daha ergm,
daha gelışkın olurlarmış
Yenıden doğuşumuz
Toplumlann bu tür soylencelennde
en sık behren, en sık yınelenen ımge,
"yenHİen doğuş", "diriliş" ımgesı ol-
muşturhep Bırçoktoplum artıksıbn-
meye yuz tutmuş, ınandınabklannı
çoktan yıürmış kahramanhk anılan ve
"yeniden doğuş" soylenlenyle (mıtos-
lanyla) "toplumsal tin"lenru canlı tut-
ma çabası ıçındeyken, Turk toplumu,
çok değıl daha >etmış yıl once söylen-
ceyı gerçek bır destana donuştürmeyı
başarmışur Yalan değıl, daha once-
den bız olmuştuk, oldürulmuştuk
Yetmış yıl önce bır kez daha >enıden
doğduk Ustehk bu yenıden doğuşu-
muzda daha ınançlı daha çağcıldık
Bır öncekı aşamada artık tümuyle çu-
rûyüp yıtmış olan bedenımızden, yet-
mış yıl once, yepyenı bır bedende gelış-
kın bır tın olarak \enıden doğmayı
bıldık'
sürûp gıden aaklı bır gulduruyu oyna-
mıştı o
O, egemenı olduğunu sandığı bu-
dunlarca gerçek anlamda egemenhk
altına alınmış, onlan yonettığını sanır-
ken onlar tarafmdan yonetılmış ve çe-
hşkı dolu bır sahne oyununda, bu ıçler
aası konumunu hıç gormemış, "soy-
tanlan" tarafından "şamar oğlanı"
durumuna düşürülduğünü hıçbır za-
man anlamamışür Ama ışın daha da
aaklı yanı şu kı, Cumhunyet döne-
mmde yeüşmış olmalanna karşın bır-
takım ınsanlarca "Osmanlı'nın engin
hoşgorüsü" olarak algılanan bu ağlatı-
sal şamar oğlanlığı, Turk toplumu soz
konusu olunca urpertıcı bır norgoruye
dönuşmuştur çoğu kez Osmanlı yo-
neücısı, Osmanlı seçkını kendı embn-
yonunu yadsıyarak, ümmetın öbur
bıleşenlenne öncelık vermış, tartışma-
sız bır bıçımde yalnızca onlann ustün-
luklennı kutsamışur Denılebıkrse
eğer, o kendını "efeadi" sanan bır "kö-
len
, kendı kölesı olduklannı sandığı
"cemaaflenn bır uyruğu obnuştur
Bız, ışte bu kölelıkten. bu uyrukluk-
tan Cumhunyet'le kurtulduk Yetmış
yıldan bu yana artık ne köleyız ne
efendı1
Her bmmız özgur bırer bırey,
sorumlu bırer yurttaş olma yolunda
gıtgıde daha çok şey ofcrenıyoruz Bu
uğurda acılarçekıyoruz' öğrendıklen-
mız yeterlı değıl hıç kuşkusuz Ama en
yetkın konuma, en ıstenılen duzeye
enşmek ıçın hıçbır engel tanımıyoruz
Çünkü bızler, Cumhunyet devnmının
hepımıze armagan ettığı "özgürluk bt-
linci" sayesınde. her guçluğun, onü-
müze konulabılecek her engelın uste-
sınden gelme ıstenanı ve yeüsını laşı-
yoruz ıçımızde
Bu "özgüriük büinci" bızlere. hıçbır
oğretımn tutsağı olmamayı. dınsel
ınaklann ardına gızlenmeme>ı, Turk
halkının gerçek egemenının gene ken-
dısı olduğunu, Tann'nın kendı adına
ış gormek ûzere yurdumuza herhangj
bır temsılcı göndermedığını oğretmış-
tır
Cumhunyet, yetmış yıl once bızlere
kendı tınımızı, kendı dılımızı, kendı se-
sımızı vermıştır >enıden Kendımıze
güvenmeyı. varoluşumuzun aynmına
varmayı, egemen ve onurlu bır ulus ol-
manın ovuncunü tattınp bızlere oğre-
ten de yıne odur Çunku Cumhunyet
halkın gucu, halkın ünı demektır bır
bakıma Kendı egemenbklennı kendı
ellennde tutan tum ozgür uluslar gıbı,
Türk ulusu da kendı kendısını yonete-
bılecek obnanın sorumluluk gerektı-
ren erdemını. hıç yadırgamaksızın
benımseyıp onu yürekten üstlenmışür
Kaldı kı bu erdem (fazılet) ulusu-
muzun yabancısı olduğu bır ozguluk
de değıldır Cumhunyet bızlere, ote-
den ben ıyesı (sahıbı) olduğumuz nıte-
bklenmızı gen vermış, ummet aşama-
sındayken ehmızden alınıp bızlere
unutturulmaya çahşılmış olan butun
erdemlenmızı bızlere bırer bırer yenı-
den anımsatmış, yenıden tanıtmıştır
Gerçek kimliğimiz
Halktan kopuk seçkıncı Osmanb
yönetıcısı ve onun çevresınde obeklen-
mış olan dıncı somurgenler dışında,
Türk toplumu, butun Anadolu halkı
kendısme özgü bır laıkhğı öteden ben
surdüregelmış, dınsel ınançlannı, ken-
dısını tutsak kılabılecek bır tutuculuğa
donuşturmekten kacınmıştır her za-
man Bu nıtelığımızı ortaya çıkaran da
Cumhunyet'ür
Türk halkı, ummet aşamasında ger-
çek kımhğını yıtırmış olan Osmanb
tarafmdan küçumsenen ve horgorülen
dılını de ınançla yaşatmış, her türlu
yadsımaya karşı onu dırençle savun-
mayı surdurmuştür Cumhunyet, bu
dırencın otekı adıdır
Bır ummet toplumu olarak Os-
manlı'nın yuzyıllar süren tanhı bo-
yunca, kendısıne yalnızca tanm ışçısı
olma hakkı tanınan Türk ınsanırun
yaratıcı ve uretken tozunu bulgula-
yan, bu tözü one çıkanp ınsanımızın
kendısıne olan ınancını pekışüren de,
Cumhunyet olmuştur yıne tşçı ola-
rak, ışveren olarak, bdrm adamı ve
sanatçı olarak bugünku gebşmışhk
duzeyımızı yeterlı bulmuyorsak, bu,
kendımıze olan ınançsızhğımızdan,
kendımıa yeteneksız ve ya da yetersız
olarak gormemızden değıl, tam tersı-
ne, bızlere çok daha fazlasını yapabıle-
ceğımızı oğreten, bızlere çağdaşbk
ulkusunu aşılayan Cumhunyet'ın gos-
terdığı yolun, onun behrledığj hedefle-
nn bır an önce otesıne geçme ısteğı ve
ıstenandendır
Ve ışte 1993'ün şu Ekım ayında,
yurttaş olarak her bınmız yetmışbk bı-
rer dehkanb gıbı duyumsuyoruz ken-
dımızı Yetmış yıl once bızlen yenı-
den dınlten, yenıden doğuran ekim
ayı, sen ne guzel bır aysın'
ARADABIR
ABDÜLKADİR PAKSOY
Laik Şarkılar
'Carmına Burana' Benedıktbeuern 'ın şarkılan" an-
lamına gelıyor 19 yuzyıl başındakı laıkleşme sırasında
Yukarı Bavyera dakı Benedıktbeuern ın Bavyera Ma-
nastın'ndakı kıtaplıkta bulunan Ortaçağ şıırlerınden bır
bolumünu Carl Orff, dunyevı şarkılar olarak duzenler
Ilk kez 1937de Frankfurt'ta seslendırılen 'Carmına Bu-
rana", bestecının sanat yaşamında bır donum noktası-
dır 1895 Munıhdoğumlu olan Carl Orff, 1935yılınakadar
gerçekleştırdığı tum eserlerını ınkâr etmıştır Kendı an-
latım yontemını ılk kez 'Carmına Burana' ıleelde etttğı-
nı soyler
'Carmına Burana' her ne kadar' /Talıhın tekerleğı
donuyor I ınışıyle alçalırken bırı I yukselır bır dığerı I ''
dıye başlangıç ve bıtışte bır yazgı çemberı çızse de, bu
çember mıstıkdeğıl, olumudeyaşamın ıçıne alan, değı-
şımın sonsuz yasasının çemberıdır Şarkıların genel
karakterı, yaşamı, aşkı ve doğayı kutsamasıdır Carmı-
na Burana yı dınlerken coşkun bır yaşama sevıncıne
kapılmaktan kendını alıkoyamaz ınsan insan bedenını,
bedenın kendı doğasını tanıma ve tatma etkınlığını gu-
nah sayandınsel dogmaların tersıne,'gunah' takı gızlı
"sevabı' ortaya çıkanp ışıklar ıçınde saçar onumuze
Işte, 9 Ekım 1993'te Ankara'da Hıpodrom alanında,
Ankara'nınbaşkentoluşununvecumhurıyetınkuruluşu-
nun 70 yıldonumu çerçevesınde, Gürer Aykal yonetı-
mındekı Cumhurbaşkanlığı Senfonı Orkestrası'nın usta-
lıkla seslendırdığı bulaık şarkılan dınlerken, o coşkun
yaşama sevıncını bınlerce Ankaralı olarak bız de duy-
duk
Guz'un saçlarını tararken gıderayak yaz Frıgya baha-
r/nı konuk ettık bır gunluğune başkentte Orpheus un
gızemlı çalgısının eşlığınde Bakhalarla dans ettık
" /Sevm genç erkekler l sevılecek kadınlan I Aşk cesa-
retlendırır sızlerı I ve yuceltır şerefınızı I " dedık ma-
nastırdan kaçan yaşama susamış rahıbelerle Ve Mı-
das ın Gordıon'dakı gızlı mahzenlerınden gelen bın yıl-
lık şaraplarla esrıdık
Ama, "kızaran kuğu"nun acıklı şarkısı da yureğımızı
sızlattı
Sevıncı ve elemı bırlıkte tattık
Bır yandan yurtıçınde laıklığe ve cumhurıyete saldırı-
ların yoğunlaştığı, bır yandan yurtdışında ozellıkle Al-
manya da Turklere karşı Neonazı saldırılarının arttığı şu
gunlerde, Carmına Burana'nın Ankara'da seslendırıl-
mesı çok anlamlı oldu Elbette herhangı bır yanıt ya da
karşılık olsun dıye sunulmadı bu konser, ama hem laık-
lık ve cumhunyet duşmanlarına hem de ırkçılara karşı
kendılığınden bır yanıt verılmış oldu 'Çağdaş uygarlık
duzeyme ulaşmak' ısteyen Mustafa Kemal'ın halkına
da ancak bu yaraşırdı
Konser başlamadan Kultur Bakanlığı adına kısa bır
teşekkur konuşması yapan Kultur Bakanlığı Musteşarı
Sayın Emre Kongar'tn, "çokseslı muzığe sahıp çıkan
tek Islam ulkesı oluşumuzu, ' laıklık ve Ataturk"u vur-
gulayan sozlerını bınlerce Ankaralıyla bırlıkte alkışlar-
ken başımı bıraz yana çevırıp, ışıklar ıçındekı Ankara
Kalesı'ne şoyle bır baktım
Goğe atılırken taş kesılmış çrft başlı bır Hıtıt kartalı gıbı
selamlıyordu, Rasattepe den Hıpodrom'dakı konserı
gulumseyerek ızleyen Gazı Paşa'yı
TARTIŞMA
SERVER TANILLI
DÜNYAYI DEĞİŞTİREN ON YIL
230 sayfa < 50 000 TL
DEVLET VE DEMOKRASİ
480 sayfa- 120 000 TL
İSLAM ÇAĞIMIZA YANIT VEREBİLİR Mİ?
268 sayfa / 50 000 TL
FRANSIZ DEVRİMİ'NDEN PORTRELER
278say'a 50 000 TL
NASIL BİR DEMOKRASİ İSTİYORUZ?
222 sayfa 40 000 TL
YÜZYILLARIN GERÇEĞİ VE MİRASIII
640 sayfa 120 000 TL
cemri}
yoyıneviV/
Kuaıkpofmobopı
bekSokoğıNall
90060 Tobfr st
fel 243 053C 2432C23• Foks 244 1533
HUKUKSUZ DEMOKRASİ
HalitÇelenk
3 bası 10 000 (KD\ ıçınde)
Çağdaş YaMidarı Turkoca%ıLadfy-41Cagaloğlu-lstanbul
Ödemeb göndenlmez
Devlet, kaçak inşaat yapmıyor mu?
2
7 Arabk 1992 Pazar
gunku gazetelcnn
bazılanndaANKA
ajansının gecüğı kısa
bır haber yer aldı
Haberde Devtet
Bakanı Say ın Ekrem
Ceyhun un "Turkije'de her vd
1500 camınin ıbadete açddığı;
camilerde 62 bin 567 ımam hatip
mezunu. 10 bin 546 müezzin
çabştığı, ancak bunların
yetmediği, 93 v ılında yeni kadro
isteneceği, halen kadrosu
buhınmay an 5 bın camı
bulunduğu vb." şeklındekı
açıklamasıyeralıyordu Bızım
açımızdan bu açıklamayı ılgınç
kılan, her yıl ıbadele açılan
camı sayısıdır Enüstduzeyde
bır>etkılının verdığı hervıl
1500 camınin ıbadete açıldığı
bılgısı. kanımızca
tartışılmayacak doğruluktadır
Ve >ıne buyuk oranda yenı
yapılar anlamına gelmektedır
Zıra camı, başka amaçlı bır
yapının tadılatı ıle
sağlanamayacak ozgulluğu çok
yuksekbıryapıtıpıdır Yanı
Sayın Bakan'ın
açıklamasından yola çıkarak
Törkiye'de her yıl 1500 yenı
camı yapılarak hızmete açılıyor
dıyebıhnz
Oysa bu durum, konuyu az çok
bılenlenn dıkkaünı çeİctığını
umduğumuz bır paradoksu
sergılemektedır aynı zamanda
Zıra Devlet tstatistik
Enstitusü nun "'Bina tnşaatı
İstatistikleri"'ne bır goz
auldığnda. saynlar arasındakı
uçurum açıkça gorulecektır
DİE, bu venlen yerel
yönetımlerden toplamaktadır
Venı yapı ya da tadılat ıçın
venlen yapı ruhsatı, yanı inşaat
ızın belgelen ıle bıten yapılar
ıçın ıskan. yanı kullanma ıznı
veren belgelenn bırer orneğı,
yerel yonetımlerce DIE"ne
gondenlmektedır Belkıbu
bılgı aktanmlannda ufak tefek
aksamalar olmaktadır Ama
bılebıldığımız kadanyla bu
ışleyış, oldukça gebşkın
düzeyde surmektedır
Böylesı bır çahşma sonucu
hazırlanan DÎE'nun
"1990-Bina tnşaatı
lsUtistikleri"negore 1985 te 78
adet, 1986'dal35,1987'del37.
1988-
del36,1989'dal74,
1990'da 132 adet dınsel yapının
yapımına t aşlanmak uzere ızın
abnmış ve oıldınm yapılmıştır
Yıne aynı kaynaktan, bu
yıllarda tamamlanarak
kullanıma açılan, yanı ıskan
ıznı abnan dınsel yapılann
sayilannın 1985'te 10,1986'da
20,198Tde21,1988'de33,
1989'da47.1990'da 29 olduğu
oğrenılmektedır
Ebmızde 1991 ve 1992
ıstatıstıklen henuz yoktur
Ancak 6 yılbk venlerden yola
çıkarak, buyuk bır sapma ya da
sıçrama olmayacağı
söylenebilır
Şımdı, Sayın Bakan'ın verdığı
yılbk 1500 camı sayısı ıle
DİE nun. dınsel yapılar genel
haşlığı altında topladığı. camı
ıle bırlıkte belkı ımam evını.
belkı bbseyı bıle kapsayan ve
en çoğu 174 olan ınşaata
başlama ruhsat sayısmı, yasal
olarak yapının kullanılabılmesı
ıçın alınması zorunlu olan, en
çoğu yılda 47 adet ıskan abnmış
dınsel yapıyı yan yana
duşundüğumuzde ne sonuca
varacağız
7
Kanımızca cikanlabılecek ılk
sonuç, "De> let, kaçak inşaat
> apıyor" y a da "Devlet, kaçak
inşaedilen>apdan
kullanıy or-kıillandutıyor"
olacakûr
sorumluluğunu bu kurumlarda
çalışan mımar-muhendıslenn
ustlenebılmesıdır Kıbu
durumda bıle yapılacak ınşaatın
ımar durumuna uyması,avan
projenın yerel yonetıme
onaylatılması, fennı mesulıyetı
kurumun ustlendığının
belgelenmesı ve bunlann
hepsının yerel yonetıme
bıldınlmesı kullanma ıznının
yıne buradan alınması
gerekmektedır Oysafıılı
durum boy le olmadığı ıçın 47
ıle 1500 gıbı bırbınnemertebe
olarak bıle yakın olmayan
sayılar ortaya çıkabılmektedır
Belkı "Canım. ne olacak v anı;
neticede yapılmış olması önemli
değil mı, ru>e gereksız burokrasi
savunuculuğu yapıh) or?"
duşuncesı akıllara gelebıbr
Belkı zaten bu tarz duşunce
egemen olduğu ıçın sonuçlar
boyle olmaktadır
Öncehkle "çifte standart"
taşıyan bu yaklaşımlardan
kuşaklann yaşam olanaklannı,
çevrelennı etkıleyecek
nıtelıktedır
Aynca Türkıye'de "imar affı"
uygulamak doğal afetlen,
ozellıkle depremı gözardı
etmek. vatandaşlann yaşamını
nske atmak anlamını
taşımaktadır Camılergıbı
ozelbk arzeden taşıyıcı sıstem
tasanmının bılınçlı yapılması
zorunlu olan, halkın toplu
halde bulunduğu bır yapı
turünun plansız, projesız, ehıl
olmayan kışılerce rastgele
y apılması "ha> ır işi" olamaz
Vatandaşa saygısızlık ve
>aşamını tehlıkeye atmak
anlamına gelır
Yıne hızla tükenen kent
arazilennın rastgele
kullanımına goz vummak,
herhalde acıklanması gıderek
guçleşen bır sorumsuzluktur
Ve bunlan devlet yapıyorsa
yurttaşlar ruye yasaya saygı
PENCERE
Zıra yasal platformda kalınsa
ıdı, sonucun boyle olmaması
gerekırdı 3194sayıblmar
Yasası'na gore ısterozelsektor
kuruluşlan kışıler, ısterse
kamu kurum \ e kunıluşlan
olsun, yapacaklan her çeşıt
inşaat ıçın yerel yönetımlerden
bıldınmde bulunarak ızın
aimak zorundadır Yapılmak
ıstenen ınşaatın planda
tanımlanan ımar koşullanna
uygun olması mıman
statık-betonarme tesısatvbnın
projelendınlerek onay latılması
bu projelerle bırlıkte
uygulamanın da yasaya gore
ehıl kışılerce >anımımarve
muhendıslerce yapılması \ e
denetlenmesı zorunludur
Kamu kurum ve kuruluşlan
ıçın tanınan tek ayncalık
uygulama projelennın bu
konuda vetkılendınlmı^
(örneğın Bayındırlık ve Iskan
Mudurluğu) kurumlarda
onay latılabılmesı ve yapım
hem kışıler olarak. hem de
devlet örgutlen olarak, artık
hızla kurtulmalıyız Yasayı
çıkaran yonetım çıkardığı
yasa>a kendısı uymuyorsa,
vatandaşlann uymasmı ancak
"zor"kullanarak
sağlavabılecektır "Zor"da
gunumuzde sureklı
olamayacağınagore vasadelık
deşık olmakta. ustelık devletın
onculuğunde delık deşık
olmaktadır Artık
gormezlıkten gelıneme\en
kentleşme sorunlan karşısında
sozde onlemler alınmaya
çalışılırken cumhun>ettanhı
bovunca "imar afları"nın
peşpeşe çıkanldığı da
dnımsanmaktadır
"ArTetmek büyüklüğün
şanındandır" duşuncesı bu
alanda geçerlı olamaz Zıra
afiedılen şey. yanı kaçak
yapılaşma aftedenlenn
>etkısının çok ustünde. onlann
> aşam suresı sonrası gelecek
duysun kı
9
Alt katına dukkan
der üstune lokal. en ustüne
mescıt-camı. yapar kaçak
ınşaatı, hem kendı kazanır,
hem mahallesıne hayır ışı
yapmış olur Devlet de buraya
kadrolu ımam atar, sıstem
çalışır Herkes memnun. ışler
y ürur gıder'
Sanılmasın kı yalnızca dını
yapılar ıçın durum boyle
Merkezı yonetıme bağb tum
kuruluşlar ve hatta y erel
vonetımler benzer şev len
vapmaktadır Asken
bolgelerde yapılan ınşaatlar,
okullarvb
Burada sadece konuva
okurlann ve ılgıblenn dıkkatmı
çekmek amaçlanmıştır Yerel
\onetirrun yetkılendınlmesı ve
çıfte standartın terk edılmesı
çerçevesınde tartışmanın
surmesınıdılenm
A. Solmaz Marşan
İnş. Mûh.
Ehımlu Dağı yaylalan ve erozyon
C
umhunyet 2'nın
arka sayfasında
bırdoğatutkunu
olduğu her
satınndan
anlaşüan Ahmet
Arpad'ın yazısını büyük bır
beğenı ve zevkle okudum Çok
güzel yakın çekım ıkı resmının
yanında baskı nedenıyle bozuk
çıkmış Dumlu Dağı'nm
zırvesını gosteren resım, bazı
şeylere tek boyutla bakan ve
yok oluşu görmeyen, doğa
sevgısı ıle dopdolu yazara bır
şeylen haürlatmak gereküğını
düşundurdu bana
Sayın Arpad'ın çektığı resımler
ıçensınde. emınım kıl çadırlar
yanında yer alan koyunlar ve
bu güzehm yaylaktan çeşıth
omeklerdevardır Çokyoğun
oüatma nedenı ıle yok olan ve
şıddetb erozyon etkısı ıle ust
toprağımn buyuk bolümunu
yıtıren Dumlu Dağı'nda şu
anda en hakım bıtkı, çoban
yastığı olarak yerel ısımle
ısımlendınlen gevenler
kalmıştır Yayladakı otlar,
tohum tutmay a fırsat
bulamadan goçerler tarafmdan
geünlen koyunlarca gece ve
gündüz tuketıbnektedır Buda
ozeüıkle ılkbaharda mayıs,
hazıran aylannda yağan kısa
süreb yağmurlarda
Güngörmez ve Yeşıldere
koylennı basan sel sulannda
kendını gostermektedır
Yurdumuzun tumünde etkıb
olan toprağın taşınması olgusu,
gerek aydınlanmızca, gerekse
halkımızca yetennce addıye
alınmamaktadır Ozelbkle
oluşumunu tamamlamamış
genç dağlardakı topraklar,
jeolojık yapılan nedenı ıle
aşınmaya ve taşınmaya çok
musaıtür Bıngol, Erzurum,
Muş yaylalanndan getınlen
goçer hayvanlar, yurdumuzun
su kaynaklannın yok oluşuna
zemın hazırlamaktadır
Konunun çözumü mera ve
yaylak kıralanmalannın
bır ıkı yıl planlanması ıle
çozulebılecekür Özelhkle
yaylaya cıkış zamanını, otlann
tohumlannı döktuğu temmuz
ayı sonlanna ertelenebıbrse
toprak aşınım ve taşınmasının
bır olçude onüne
geçılebılecektır
Sayın Arpad, doğa gezılennde
konunun bu yonüne dıkkat
çekebüırse. ulkemızı buyuk
boyutlarda tehdıt eden erozyon
canavan ıle savaşımda doğa
tutkunlanna buyük hızmet
vermış olacakûr Yurdumuzu
belkı de enflasyon ve terör
tehdıdınden daha onemlı
ölçude etkıleyen bu tehbkenın,
ne yazık kı bu ışle uğraşanlar da
dahıl olmak üzere, hıçbır
aydınımız farkında değıl
Ozellıkle ıçme suyu
kaynaklannın hızla kırlenmesı,
azalması, mera ve yaylaklann
bıhnçsız kullanımı sonucu
kendını göstermektedır
Mahir Keskin
Or.Yuk.Moi.
Orman Bölge Müd. /
Erzurum
Uyamrken Uyutubnak
fetenen KürL.Osmanlı Imparatorluğu nda ulusal uyanış once Bal-
kanlar'dakı halklarda uç vermış
Çunku Hınstıyan toplumların Avrupa ıle daha yakın
ılışkılerı var, 1789 Devrımfnın fikırlerı çevreye yayılıyor,
Sırp, Yunan, Bulgar derken Anadolu'dakı Ermenı'de
mıilıyetçılık bılıncı ayrılıkçılık sıyasetını korukluyor
Musluman daha uykuda
20 ncı yuzyılın başında Turk de Turk olduğunu aynm-
samaya başlıyor
Imparatorlukta Turkçuluk, boluculukle eşanlamlı
Ne var kı onune geçılemez bır tarıhsel gelışme yaşa-
nıyor, bu yolda suçlu aramak nafıle
Kapıtalıst gelışme surecınde, ınsanın kul kımlığınden
bıreye dönuşumü, ıster ıstemez ulusal kulturün arayışı
ıçınde gerçekleşır Kışı daha once bır ummetın uyesıdır,
dınsel bıhnçte benlığı erımıştır, ama, surgıt boyle yaşa-
yamaz, ılle de uyanış sırası ona gelecek, gozlerını aça-
cak
Anadolu'da Kurtlerın uyanışı gecıkmış, ama doğal bır
evrımın sonucu sayılmalı
Ulkede kapıtalıst gelışme hızlandıkça Kurt de gerçek
kımlığıyle sıyasal yaşama katılmak bılıncını kazanacak,
oysa eskıden boyle değıldı
•
1950 den sonra Doğu ıllerı parlamentoya halkın ger-
çek temsılcılermı gonderemedı
Kurt ağaları parlamentoda halkın komısyoncuiuğunu
yaptılar Doğu Anadolu seçmenı aşıretınınreısınıMeclı-
se gonderdı Feodal ılışkılerı korumak, parlamentodakı
Kurt mılletvekılı ıçın hayat memat sorunu sayılıyordu,
halk bır uyanırsa ışı bıterdı O donemde halkın uyanması
ıçın çalışan solcular komunıst ve Kurtcu sayılarak
damgalandılar
Ama parlamentoya gıden yollar tıkalı kaldıkça terore
gıden yollar doşenıyordu
12 Eylul'de ışkenceyı kurumlaştıran Dıyarbakır Hapıs-
hanesı, PKK'nın temellerını atan bır okul ışlevı gordu,
Bekaa Vadısı'ndekı PKK kamplarından daha çok şıdde-
te yatırım yaptı, demokratık yollar kesıldıkçe, sılahlı ey-
lemden gayrı yontem olmadığı yolundakı tezler ağır
bastı
•
Kurt aydınlarında ulusal bılınç ıster ıstemez gelışıyor
halka da yansıyor Bu, tarıhsel gelışmenın doğal evrımı
sayılmalı Sırp'ta Turk'te Fransız'da Ermenı de Yu-
nan da, Arap'ta ve başkalarında aynı uyanış yaşanmadı
mı?
Turkıye'nın seçtığı kapıtalıst gelışme yolunda, bu ol-
gu, kaçınılmaz bır sonuçtur
1960larda sosyalıstler, Turk ve Kurt emekçılerını sı-
nıfsal bılınçle bırleşmeye çağırdıkları zaman kıyamet
kopmuştu, ama Anadolu da barışın ve demokrasının
çağdaş yolu, bu bırlık ve beraberlıkte doşenecektı
Pekı, demokrasıyı Batı dakı gıbı 'emek-sermaye he-
saplaşması na oturtmak ısteyen sol ve sosyalıst akımla-
rı engelleyenler, Turkıye nın parçalanıp bolunmesıne
yatırım yaptıklarını bılıyorlar mıydı'?
Kımbılır?
Bugun etnık çelışkı bırıncı sıraya oturmuştur, emekçı-
nınsesısoluğukısıldı , , ,,,,,^,1 ,
• ' " •>. > î" ,fl Oi
"TurklerKurtlerı somuruyorlar' yada ' TCsomorgecı
devlettır" gıbı bılımsel temelden yoksun tezler, sınıfsal
çelışkıyı gerıye ıtıp Anadolu dakı halkları bırbırıne kırdır-
mak ışlevını goruyor
Anadolu'da somuru çarkını durduracak ve emperya-
lızmın oyunlarını bozacak tek guç emekçı halk kıtlelerı-
nın bu yolda bırleşmelerıdır Yoksul Kurt ve Turk emek-
çılerını bırbırıne boğazlatan her sıyaset, emperyalızmtn
ekmeğıne yağ surer
Evet Kurt uyanıyor kımhğını arıyor, ama, 2000 yılına
yaklaşırken Kürt, mıkromıllıyetçılığın bağnazlığına kapı-
lırsa, buna uyanış dıyebılır mıyız?
YAYINLARI
HILMIYAVUZ
GULUN USTASI
YOKTUR
toplu şıırler 1
43 000 hra
ERGUVAN SOZLER
toplu şıırler 2 / 51 000 lıra
"Hılmı Yavuz, şıınmıze yepyenı bır duyarlıkla gırdı
Bır daha çıkmamak uzeı e (Oktay Akbal)
Hılmı Yavuz, şıııleıını sevdığım, ılgıyle ızledığım bır
şaıı, şunnı bılınçle yazaı, bunun ıçın de ne yaptığmı
bılen bıı şan " (Fethı Nacı)
Kıskançhk duysam Hılmı'ye duyardım Şıır denılen
gızlı varlığı bulan, bıçımle ıçenğın kutsal bırleşmesını
gerçekleştıren bu buyuk şaır, artık gençlık yülann-
dan uzaklaşıyor, ama olumsuzluğu de sırtlamış gıdı-
yor."
(Cahıt Kulebı)
CAN YAYINLARI/BâbıâlıCad No 19KatZ 34410 Cagaloglu, IsUnbul
ZerrinVardai
1971-....
NevinOluk
1969-....
Trafik kazasında kaybettığımız ıkı canımızı saygıyla
aruvoruz
Tüm Devrimci ve Demokrat arkadaşlan adına
Ercüment Şahin Çenatoğlu