Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 EKİM1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA -)
EKONOMI 11
ŞİRKETLERDEN
HABERLER
• VAKIF LEAStNG 1993
yıhnın ilk 9 ayhk net kânnı
geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 135 arttırarak
63.9 milyara ulaştırdı.
BDEMPA
PAZAR-
LAMAAŞ
h
>
getirdiği yeni
üriin
"Astrid"in tanıtımını yapü.
• GOSSARTstrestch
elbiseler ve süveterlerte
giyilmek üzere özel şişirme
teknolojisiyle ürettiği
sutyenler475 bin liradan
satışa çıkanlıyor.
•ESCORT
COMPUTER geçen yıl
piyasaya sürdüğü 486
tabanh bilgisayar modeli
olan"486DX2-66"
serisinden sonra, şimdi de
"Escort Pentium"u
tüketiciye sunuyor.
ş ş & s ş BIBM
X -S3.SF5. Karma
— — — — r
— Bilgisayar
Sanayi ve Ticaret Limitet
Şirketi'ni, sabit disk ve
diğer bilgi depolama
ürünleri için dağıtıcı olarak
belirledi.
•BOEESGFtRMASI
Türk Hava Yollan'nın
60'ıncı yıldönümü
dolayısıyla Amerikalı
işadamlan ve büyük
seyahat acenteleri
yöneticileri için New
York'ta bir resepsiyon
düzenje_
• IAA
ULUSLAR-
ARASI
REKLAMCILIK Demeği
Mövenpick Otel'de 3 kasım
tarihinde " 1993 Cannes
Reklam Festivali'nin
ardından" konulu basın
toplantısı dÜ2enliyor.
• AFEKS"3'üncü
Uluslararası îmalat
Makineleri, Mekanik Alet
ve Donatımlan Fuan"nı
2-6 kasım tarihleri arasında
Mefidiyeköy FM Fuar
Merkezi'nde düzenliyor.
•RIFLE
1991yılma
göre1992
yılında
saüşlannı adet bazında
yüzde 113, TL bazında ise
yüzde 340 arttırdı. 1993
yıhnınilkaltıaybk
döneminde üretim
adetlerini 1992'ye oranla iki
misli yükseltti.
•UTELL
EVTERNATIONAL,The
Marmara İstanbul
Oteli'nde yılbk Avrupa
Konferansı'nı düzenledi.
Konferansta " 1994 yıh satış
ve pazarlama programı"
ûzerinde duruldu.
• CHR
ULUSLARARASI
FUARCILIK ve Ticaret
AŞ Dûnya Ticaret
Merkezi'nde "Uluslararası
Takım Tezgahlan ve
Yüksek Teknoloji
Fuan"nın ikincisini 10-14
kasım tarihleri arasında
düzenliyor.
BRAY
StGORTA
1993 yıhnın ilk
sekizayında
yüzde 125'lik
artış
sağlayarak prim üretimini
338.4 milyarliraya
yükseltti.
• BAŞER
COLGATE
deterjan ve camaşır suyunu
birarayagetirerek
haarladığı yeni ürünü
"Axion Ev"i piyasaya
sürüyor.
• REPRO'nun müşteri
portföyleri arasına Başak
Sigorta da girdi.
BEMEK
. y
sekizayında
131 milyar liralık prim
üretirni gerçekleştirdi.
•GÜNEŞHAYAT
Sigorta acenteler
toplantısıra Antalya
ICemer'deki Clup
Salima'da gerçekleştirdi.
•ANADOLU
HAYAT
Sigoıta
îzmir'in önemli
sotaklannı sanatla
bütünleştjrmek amacıyla
dizenlenen gecenin
sp^nsorluğunu üstlendi.
•DEMtRERKABLO 10
mlyon dolarlık yeni
ystınmıylahalen 30 milyon
dolarolanihracat
pw>tansiyelini 50 milyon
delara çıkartmayı
tatdefliyor.
•3ÜNEŞ SİGORTA
Otaca'da bulunanSan
V i k turisdk tesislerini
2 0 milyar liralık teminatla
t i mriskJerekarşı
Sügortaladı.
Yasal düzenleme olmadığı için trilyonluk piyasada kanunsuz uygulamalar yaygınlaşıyor
Emlak mafyası kol geziyor
BÜLENT KIZANLIK
Kastelü'nin gelişinden tedirgin olan em-
lak piyasasında asbnda uzun süredir maf-
yayı aratmayacak kununsuzluklann kol
gezdiği belirtiliyor. Emlakçıhk sektörünü
temsil eden kuruluşlar. milyarhk mülkle-
rin alışverişine konu olan piyasada, hiçbir
yasal düzenleme olmaması nedeniyle, teh-
dit, hile ve kaba kuvveti yöntem olarak
benimseyen kişi ve kuruluşlann da rahat-
ça at oynattığını savunuyorlar.
ÖzeÜikle Istanbul'un Anadolu yakasın-
da yoğunlaşan olaylar nedeniyle bu bölge-
deki bazı emlakçılar mesleği bırakmayı
bile düşündüklerini söylüyorlar. İstan-
bul'un Avrupa yakasında daha çok Tak-
sim-Osmanbey bölgesinde para alıp sata-
rak tefecilik yapan baa kışilenn, geçen yıl
emniyet gûçlerince bu olaylann üzerine gi-
dilmesi ûzerine şehrin karşı yakasına geçe-
rek burada emlak komisyonculuğu gö-
rûntûsü altında aynı işleri sürdürdükleri
öne sürûlüyor. Ancak iddialann daha da
ürkütücû olan boyutu, baa emJak kuru-
luşlannın da mafyavari yöntemlerle çahşı-
yor olması. Isimlerinin yayımlanmaması-
nı isteyen emlakçılar duyduklan, gördük-
leri ve bildikleri olaylan şöyle sıralıyorlar:
Dönen dolaplar
# Eznlak mafyası bulunduğu bölgedeki
mülklerin, mal sahibince ya da kendileri
dışındaki bir emlak bürosunca pazarlan-
masını kabul etmiyor. Anahtan kendilerine
verilmeyen boş binaların kilidini değiştire-
rek pazarlamayı tekeUerine ahvorlar.
• Mülkün sahibıne ya da onun pa-
zarlama görevi verdiği emlak bürosuna
kendi adamlannı müşteri gibı yollayarak
sözkonusu gayrimenkulün koşullannı öğ-
reniyor ve pazarlamasını üstlenıyorlar.
# Kendilerine karşı direnen gayrimen-
kul sahiplerine kaba kuvvet uyguluyor ya
da mülke zarar veriyoriar.
• Bu şekilde ele geçirdikleri mülkler
için gazetelere ilan vererek neredeyse yan
fıyatını duyuruyorlar. Bu fıyata kanarak
gelen yüzlerce müşteriye aynı gayrimen-
kulü gösterip kapora topluyorlar. 600-700
milyon liralık bir daire için herkesten 50
•Emlak komisyonculannın çalışma koşullannı düzenleyen yasa
taslaklan bir türlü Meclis gûndemine gelemezken bu piyasaya
kolayca giren bazı kişi ve kuruluşlann tefecilik, tehdit, hile ve
kaba kuvvete kadar her türlü mafyavari yöntemlerle milyarlar
vurduklan ileri sürûlüyor.
milyonun altına düşmeyen kaporalar is-
teyerek, sahibi kılığına girmiş kendi
adamlanyla sahte telefon görüşmeleri
yaptırarak sözde anlaşmalar yapünyor-
lar. Kapora aldıklan kişilere de makbuz
verip "Sahibi yurtdışına gidiyor. 1 ay son-
ra dönünce tapuda işlemi yaparız" şeklin-
de gerekçeler ileri sürüyorlar. Onlarca,
yüzlerce kişiden toplanan milyarlarca lira
kaporayı ışleterek vurgun vuruyorlar.
• Karariaştınlan tarihten 1 gfin sonra
bile gelen müşterileri "Kaporanu yandı"
biçiminde geri çevirirlerken zamanında ge-
ienlere "Sahibi haberimiz olmadan baş-
kasına satmış" diyerek kuliandıklan ka-
poraları hiçbir faiz ödemeden iade ediyor-
lar. Bazı müşterilere ise "Şu an kasada
para yok" denilerek kaporanın iadesi için
daha sonraya gün verüiyor.
Bu yöntemleri kullanan emlak bürola-
nnın büyük bölümünün orada çalışan ele-
manlar ya da hizmetliler adına kayıth ol-
duklan kaydedibyor. Işin gerçek sahipleri
de resmi kayıtlarda gözükmedikleri için
yapılan işlerdesorumluluktan kurtuluyor.
Bu işi son derece profesyonelce yapan em-
lak ofıslerinin girişlenne gizli kameralar
yerieştirerek gelen müşterileri önceden de-
ğerlendirdikleri de belirtiliyor. Müşterinin
dış görûnüşünden "kolay aldatılabilir ol-
madığı" anlaşıldığında, bu gibilerin gazete
reklamlanndaki ucuz fıyath emlaklann
satıldığı söylenerek geri çevrildiği de yine
iddialar arasında.
tstanbul Emlak Komisyonculan Der-
neği (İEKD) Başkanı Sabri Ateş, bu der-
neğin eski başkaru ve İTO Meslek Komi-
tesi üyesi Ceyhan Uras ile Birleşmış Em-
lakçılar AŞ Acenteler Koordinatörü Fatih
Çetin, çeşitli kişi ve kuruluşlar hakkında
kendilerinin de bu tür duyumlar aldı-
klanru söylediler. Ancak ilgilililer, "emlak
komisyonculuğu" ile ilgili Türkiye'de bir
mevzuat bulunmadığı için ellerinden bir
şey gelmediğjni de eklediler.
Emlak komısyonculan ile ilgili mevzua-
tı düzenleyen Bankalar Kanunu'nun 2
maddesi dışında hiçbir yasa maddesi bu-
lunmadığı ve söz konusu bu maddelerde
de "tellallık" terimi kullanılarak komisyo-
na hak kazanmak için yazıh bir akdın var-
Uğı koşulunun getirildiği belirtiliyor. Em-
lak komisyonculuğunu düzenlemek
amaayla ANAP İstanbul Milletvekili Or-
hafl Ergüder'in yanı sıra Tapu Kadastro
Genel Müdürlüğü'nce hazırlanmış ve son-
radan değişikliğe uğramış 2 ayn yasa tas-
lağının bulunduğu biliniyor. Sektör, sade-
ce güvene dayah olarak çalışan geleneksel
yapının yerine, bu mesleği yerine geüre-
ceklerde >r
üksek6ğrenım koşulunun aran-
ması, maddi teminat zorunluluğu getiril-
mesi ve oda biçiminde örgütlenmeye gidil-
mesi gibı temel beklentileri taşıyor.
Politikacılar yanaşmıyor
Muhasabea ve mali müşavirlerle güm-
rük komisyonculanna getirilen yasal dü-
zenlemeler konusunda emlak komisyon-
culan için gecikildiğini vurgulayan tEKD
Başkanı Sabn Ateş. bu alandaki yasa tek-
liflerinin bir türlü Meclis'te gündeme geti-
rilmediğini söyledı. Ankara'daki demek
başkanının Tapu Kadastro Genel Mü-
dürlüğü'nün bağlı bulunduğu Devlet Ba-
kanı Mehmet Batallı'ya konuyu götürdü-
ğünde. "I lükümetin ne kadar devam edece-
ği, benim bu görevde ne kadar kalacağım
beili değil. Onun için böyle bir yasal çalış-
ma için zamanlamayı uvgun görmüyonım'"
yanıtıyla karşıla^tığını söyledı. fstanbul
Milletvekili Bedrettin Dalan'ın da verdiği
sözleri unutup bu konuda hiçbir girişimde
bulunmadığıru söyleyen Sabn Ateş, Istan-
bul'da Maliye'ye kayitlı 100 bin emlakçı
bulunduğunu ilen sürerek bunlardan an-
cak 2 bin 300'ünün demeğe kayıtü oldu-
ğunu belirtti.
Birleşmiş Emlakçılar AŞ Acentalar Ko-
ordinatörü Fatih Çetin de mevzuat boşlu-
ğundan her önüne gelenın bir masa bir te-
lefonla bu işe soyunduğunu belirterek sek-
törü söyle tanımladı:
"Öy le bir alışveriş düşünün ki, alan sata-
na. satan alana, her ikisi de komisyoncuya,
komisyoncu da her ikisine gihenmiyor. fşte
emlak piyasasında işier böyle yüriiyor"
MAASTRICHT ZtRVESÎ
A\rupa
Merkez
Baııkası'm
Almanyaâldı
CEM SEY
BRÜKSEL- Avrupa Topluluğu üyesi ül-
kelerin liderleri, Maastricht Anlaşması'nın
topluluğun önündekı tek çıkar yol oldğunu
vurgulayıp önümüzdeki dönemde anlaşma-
nın nasıl uygulanacağmı tartıştı. ATnin
Brüksel'de yapılan zirve toplantısında Ma-
astricht Anlaşmasfmn tüm maddeleri teyid
edildi ve ilgili bakanlar konseylerine gerekli
çalışmalann yapılması talimatının verilmesi
kararlaşünldi. Uye ülkeler arasında bu zir-
venin en tartışmab sonınu olan Avrupa
Para EnstitüsiTnün yerinin ise Frankfurt
olmasına karar verildi.
Topluluk liderleri, ortak bir dış politıka
ve savunma politikası oluşturubnası ile
uluslararası sorunlan, birlikte yedikleri öğle
yemeği sırasında ele alarak, Rusya ile ilişki-
ler, Bosna'ya insani yardım, Ortadoğu ve
Güney Afrika konulannda ortak tavır sap-
tadılar. Zirvenin tamamlanmasından sonra
Topluluk Dönem Başkanı ve Belçika Baş-
bakanı Luc Dehaene ile AT Komisyon Baş-
kanı Jacques Delors, yaptıklan basın top-
lantısında, Bosna'ya insani yardımlann
sürdürüleceğini açıkladılar. ancak tarafla-
nn bir an önce ateşi keserek yeniden görüş-
me masasına dönmeleri çağnsmda bulun-
dular. Aynca. ATnin Rusya'da 12 aralıkta
yapılacak seçımlere gözlemci gönderme ka-
ranna vardılar.
12'lerin olağanüstü zirvesinin en zor so-
runu olarak görülen ve bu toplantıda çözül-
mesi beldenmeyen bir sorunda ise uzun
süren görüşmeler sonunda bir anlaşmaya
vanldı. Ileride Avrupa Merkez Bankası'na
dönüşmesi öngörülen ve Maastricht Anlaş-
ması'na göre 1 Ocak 1994 tarihinde kurul-
ması gereken Avrupa Para Enstitüsü'nün
Almanya'nın Frankfurt kentinde olması
kararfaşUnldı.
Satsuma dışsatınu sonmlu başhuh
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-
Hafta içinde kesim çalışmalanna
başlanan satsumanın dışsaumında
kriz yaşanıyor. pışsatımalar,
Yunanistan ve İspanya'dan önce
piyasaya girmekJe saglanan a vantajm
karayolu taşımacılığında gecikmeler
ve mabyet arüşlan yüzünden
kaybolduğunu belirtıyorlar.
Dışsatımalar bu nedenlerle Çeşme
Ro-Ro iskelesinin devreye
sokulmasını istiyorlar.
Satsumada yeni dönem sancılı
başladı. Dışsatımalar, Türkiye'nin
tek avantajının satsumayı rakip
ülkeler İspanya ve Yunanıstan'dan
önce piyasaya çıkarması olduğunu
belirterek," Ancak her geçen yıl daha
geç kalınıyor ve risk de artıyor"
dediler. Ege'de satsuma alanlan
gjderek darabrken dışsatım da bazı
güçlüklerle karşı karşıya. Birçok
üretia girdilerdeki sürekli artış
nedeniy le üretimden vazgeçip tanm
alanlannı konut kooperatiflerine
şatarken üretim de giderek düşüyor.
Izmir ve yöresinde beş yıl önce 2
milyonu aşkın satsuma ağacı bu-
lunduğu. bugün bu rakamın 1 milyon
214 bin olduğu bildirildi. Ege Yaş
Sebze ve Meyve Mamulleri Ihracatçı
Birliği yetkilileri satsumada geçen
hafta başlanan kesim çalışmalannın
yoğun biçımde sürdüğünü belirterek
şu bilgileri verdiler:
'"Dışsatımda zaman çok önemli,
İspanya >e Yunanistan'dan önce
piyasaya girmek zonındayız. Voksa
satsuma ihracatından sağlanacak gelir
her yıl düşer. Kaldı ki naktiye gibi çok
önemli bir sorun karşunızda. Bunu
çözmek gerekiyor."#
Yetkililer, geçen yıl Izmir ve
yöresinden 77 bin 429 ton ürün
alındığını bu yıl da üretimin aynı
düzeyde gerçekleşmesinın
beklendiğini vurgulayarak. "Geçen yıl
57 bin 578 ton satsuma ihraç edilerek
24 milyon dolar döviz sağlandı. Bu yıhn
satsuma ihracatıy la ilgili rakam
vermek için henüz erken" diye
konuştular. Ege Yaş Meyye-Sebze
İhracatçılan Birliği Yönetim Kurulu
Başkaru İzzet Ürüncfi .uluslararası
pazarlarda rekabeti sağlamak için
dünya fıyatlanru yakalamanın ve
zamanında teslimin öneminedikkati
çekerken taşımacılıkta çağdaş cizginin
yakalanması gereklılığine dikkatleri
çekti.
İNİİŞÇİNİN EVRENINDEN
Şt?KRA]NKETENCİ
Dupum Vahim, Ama
Umutsuz Değil
Cumhuriyet'in 70. yılını, cumuhuriyetin, demokrasi-
nin, laikliğin tartışıldığı bir ortamda soruniar yumağı
içinde kutluyoruz. Süper güçler Ortadoğu haritasını ye-
niden düzenleme sevdasında.
Insan haklarının çiğnenmediği, her tür ayrırncılığın
kalktığı, yerel demokrasinin işletildiği, gerçek demok-
rasiye ulaşmayı bırakınız, 12 Eylül'ün getirdiği yasakçı
düzenden kurtulmayı başarabilmiş değiliz.
Laikliği çiğneyen pek çok uygulama yanında, şeriat
taraftarları yaşamın her alanında hızla güç kazanıyor.
Ekonomide, kapitülasyonları çağrıştıran borçlar bata-
ğında, uluslararası para kuruluşlarının IMF, Dünya Ban-
kası recetelerinin doğrultusunda çalışanların ücretleri
aşağı çekilirken, toplu işçi çıkarmaları, özelleştirme uy-
gulanıyor. Haksız kazanç, rant gelirleri büyük ölçülerde
artarken, çalışan kitleler yoksullaşıyor, değer yargıları
yıkılıyor.
Cumhuriyetin 70. yılında bu tabloya bakıp çok mu
umutsuz olacağız? "Durum vahim, ama umutsuz değil"
Yıllar önce, '1969da' 1. Meclis'ten hayatta kalan 13
milletvekili ile bir yazı dizisi için görüşmüştüm. ismet
Inönü, Celal Bayar, köyünde yaşayan Abdülgani Ensa-
ri'nin de aralarında olduğu, I. Meclis üyelerinin bölük
börçük anılarının en çarpıcı odağı, toplumun davranış
çelişkilerinin analiziydi. Osmanlı Imparatorluğu'nun çö-
küş yıllarında her tür moral değerini yitirmiş, savaş
yılgını, umutsuz toplum, önce "direnelim" diyenlere
karşı çıkıyor. Aydınlarmandacılıkla, Amerikan, Ingilizçı-
karlarını, tezferini savunarak var olmaya çalışıyor. Halk
direnmek isteyenlere ateş açıyor. Derken Anadolu'nun
parcalanması yaşama geçirilmeye çalışılıyor. Acı ger-
çek insanların yüzüne çarptığında, her tür moral değeri-
ni yitirmiş, çökmüş toplum birden değişiyor. Mustafa
Kemal'in peşinde, kurtuluş destanı yazılıyor. Yetmiyor,
Atatürk'ün öncülüğünde, yaratılan büyük moral değer-
lerle, devrimler gerçekleştiriliyor. Dine dayalı impara-
torluktan, padişahlıktan, şeriat düzeninden, halka dayalı
ulus devlete, cumhuriyete, laik düzene geçiliyor.
Bugün dünya bir cihan savaşından geçmedi. Ancak
Doğu Bloku'nda yaşanan parçalanmanın ardından, eski
dünya savaşlarından bedeli ve boyutları çok daha ağır
olan bir iç savaşlar, bölgesel savaşlar süreci yaşanıyor.
Halen savaşın olduğu ülke sayısının 9O'ı bulduğu,
uluslararası barış ve Kızılhaç örgütlerinin kayıtlan ile
ortaya çıkıyor. Dünya bir kan gölü halinde. Her yerde in-
san hakları katlediliyor
Bir yandan da korkunç bir açlık, işsizlik, kitlelerin ço-
ğunluğu için yoksullaşma yaşanıyor. Oysa çağımız
sanayileşme toplumundan, bilgi toplumuna geçiş çağı.
Insanlığın bilgi birikimi, gelişen teknoloji, çok daha az
emekle, istenen çok daha fazla ürünû'n elde edilmesine
olanak tanıyor. Yeni dünya düzeni denilen düzende, teo-
rik olarak insanların çalışma ve yaşam koşullarının iyi-
leşmesi gerekiyor.
Ortada tersine giden bir şeyler var. Tek pazar, çoku-
luslu şirket, ekonomide globalleşme derken, ülkeler
ırklara ve dinlere göre yeniden parçalanıyor. Sovyetler
Birtiği, Yugoslavya düzeyinde programlanmış ekono-
mik yapılar çökerken, kazanan, başka ülkelerin çokulus-
lu şirketleri oluyor.
Az gelişmiş ülkelerde özel sektörün gerçekleştireme-
diği, devlet eliyle yaratılmış sanayi özelleştirme rece-
teleri ile yok edilırken. bu ülkelerin pazarları da başka
gelişmiş ülkelerin çokuluslu şirketlerinin eline geçiyor.
Ozgürlük adına, çağa aykırı hortlayan ırkçılık ve dincili-
ğin yarattığı iç savaşlar ve çatışmalar. yine başka ülke-
lerin çokuluslu şirketlerini, silah tüccarlarını zengin edi-
yor.
Yeni dünya düzeni, yaşam pratiğinde, en büyükler, en
güçlüler için dahadabüyümevezenginleşme, çoğunluk
için insan hakları gaspı, ölüm, açlık, yoksulluk, işsizlik
gibi hepsi birbirinden kötü, olumsuz anlamlar taşıyor.
Uluslararası Çalışma örgütü Genel Kurulu'nun uyarısı,
"Doğu Bloku'ndakiparçalanma, 18. Yüzyıl'ın ilkel kapi-
talizminin uygulanması, sosyal dampingin gerekçesi ol-
mamalı" yyarısı şimdilik pek bir işe yaramıyor. Dünya-
daki siyasi partiler, sendikalar, demokratik örgütlenme-
ler, teorisyenler, yaşanan hızlı değişim karşısında, in-
sanlığın çoğunluğunun acı çekmemesinin çözüm yol-
larını bulabilmiş değil.
Bugün çağımıza aykırı olarak, aynı toprakları payla-
şan insanlar arasında yaşanan ilkel ırkçılık ve dincilik
çatışmaları, Karadeniz de birbiri ile ilişkisiz iki Lazın,
Güneydoğu da birbırini tanımıyan iki Kürdün İstanbul'-
da, sosyal güvenliksiz, Istanbullu olamadan, birbiri ile
dayanışması, bir diğeri ile çatışması gibi, bir doğal ve il-
kel korunma güdüsü olarak açtklanabilir.
Dünyada ve ülkemizde olup biteni yerli yerine oturtup
örgütlenmeler içinde sorunlarımıza çözüm üretebildiği-
miz ölçüde, sorunların üstesinden gelebileceğiz.
Cumhuriyetin 70. yılında, cumhuriyeti, demokrasiyi, la-
ikliği, insan haklarını tehdit eden ağır soruniar karşısı-
nda 'teslim olma' reçetelerini mi kabul edeceğiz? "Dire-
nelim, çözüm ürütelim" diyenlerin mi yolundan yürüye-
ceğiz. Birincisinde. yeni dünya düzeni' yutturmacasının
arkasında açık pazar olmak var. Bir diğerinde güçbirliği
iie kurtuluş gözüküyor.
Bir konu
Birkonuk Türkiye-ATilişkileri »İı
M
HALUK CEYHAN
(İKV eski genel sekreteri)
Türkiye, 1950'lersonlanndayaptığıçokger-
çekçi analizler sonunda, kendisi için önemli ka-
ran verip, Yunanıstan'ı izleyerek, 31 Temmuz
1959'da AETye katılmak üzere başvurdu. O
zamanlarda bir kimlik sorunu olan ve kendini
uluslararası alanda kabul etürme çabasındaki
AET bu iki ülkenin başvurusunu kıvançla
karşıladı, yapılan ekonomik ve poliük incele-
meler sonunda her iki ülkenin de tam üyebk
yükünü birden üslenemeyeceklerini gördükleri
için, her ikisine de Ortakbk Statüsü'nü teklif
ettiler.
Ankara Anlaşması
Yunanistan'ın 9 Temmuz 1961 "de ve Türki-
ye'nin de 12 Temmuz 1963'te imzaladıklan.
AET ile ortakbk kuran anlaşmalan, ülkelerin
topluluğun yardımlan ile desteklenmiş geçiş
dönemlerinde aşamalı şekilde. gümrük birbği
kurmalannı ve sonra tam üye olmalannı ön-
görmüştür.
Ankara Anlaşması. bugün artık elde edile-
meyecek çok önemli hususlan ihtiva eden mü-
kemmel bir anlaşmadır. 1960 başlannın kımbk
bunalımı. uluslararası ekonomide yaşanan çok
elverişli konjonktür ve Batı Avrupa'mn ekono-
mik ve işgücü gereksinimleri göz önüne alına-
rak iki yeni ortak üyeye agk elli davranılmış ve
bugün hiçbir ülkenin elde edemeyeceği avan-
tajlar verilmiştir, öyle ki son yıllarda AT yöne-
timi böyle bir anlaşma yapmış obnanın piş-
manbğını açıkça belirtmekte ve "gençtik ha-
tas" dediği bu anlaşmadan Türkiye'yi vazge-
çirmek ve "tam flyeKk" sözü geçmeyen, daha
gevşek yeni bir anlaşma yapmaya teşvik etmek
için her vesileji kulianmaktadır.
- Sonuçta tam üyeliğı öngören ortakbk,
gümrük birbği esası üzerine oturtulmuştur,
- Taraflar, koşullan ve takvimi 23 Kasım
1970'teimzalanıp 1 Ocak 1973"te yürürlüğe gi-
ren Katma Protokol'de bebrlenrniş 22 yılbk sü-
rede aşamab şekilde gümrük birliğini kuracak-
lardır,
- Bazı Türk tanm ürünlerine AT'ye ithabnde
avantajlar tanmmaktadır,
- Türk işçilerinin, esaslan 1986 yılına kadar
saptanacak serbest dolaşımlan sağlanacaktır,
- Türkiye'nin gümrük birlığının yüklerinı
taşımasma yardıma olmak üzere mali yardı-
mda bulunulacaktır.
Topluluk. Türkiye ile ilişkılere sıcak baktığı,
Türkiye'yi yakın bir süre sonrası için tam üyesi
olarak gördüğü 1960'h yıllann son yansı ile
1970'li yıllann ilk yansında bu avantajlan
daha da genişletmiştir:
- Daha, Katma Protokol yürürlüğe gir-
meden, 1 Eylül 1971 *de Türkiye çıkışlı sinai
ürünlerden gümrükte alınan her türlü vergi ve
resimlerle, her türlü kısıtlamalan tek taraflı
olarak kaldırmıştır.
- O yıllar için önemli ihraç mallanmız olan
tütün, kuru üzüm. kuru ıncır, fındık ile baa
meyve ve sebzelere ve babklara, o günler için
önemli, miktar kotalan çerçevesinde avantaj-
lar tanımış ve
- 1 Ocak 198Tden itibaren Türkiye menşeli
tanm ürünlerine gümriikleri kaldırmıştır.
(AT'nin başka araçlarla saglanan yüksek ko-
rumaalığı karşısında bu, önemli avantaj değil-
dir.)
- Mab yardımlar gene bu ilk on yılda önemb
sayılabilecek seviyededir. Ancak sonra hem
Topluluğun yüklerinin artması ve hem de
1981 *de tam üye olan Yunanistan'ın yeni
yardım yapılmasını engellemesi sonucu 30
yılda Türkiye'ye yapılan mali yardım 735 mil-
yon ECU gibi, Topluluğun sadece ticari ibşkisi
olan bazı Akdeniz ülkesine yapılan yardımlar-
dan bile düşük kalmıştır.
- îşcilerin serbest dolaşımı konusu, Batı Av-
rupa'da gebşen işsizlik nedeniyle Türkiye'nin
bütün zorlamalanna rağmen hiç ele abn-
mamıştır.
Türkiye ise 1973'te ilk gümrük indirimini
yapmış ve 1975'ten iübaren gelişen pobtik,
ekonomik ve sosyal sıkıntılan nedeniyle AET-
ye karşı yükümlülüklerini yerine getirememiş-
tir.
AT, kuruluşundan itibaren sağladığı hızlı
ekonomik gelişme ile kendisini uluslararası or-
tamda kabul ettirmeye başlamış vi birçok ülke
AT'ye katılmak ısterken. birçok ülke de avan-
tajb ticaret anlaşmalan elde etmek gayreti içine
girmışlerdir. ATnin 1970'lerden itibaren bu
anlaşmalarla verdiği avantajlar Yunanistan ile
Türkiye'ninkileri erozyona uğratmaya baş-
lamıştı. Aynca itiban artan AT. ortaklanna
arük eski önemi de venniyordu. Bu durumu ilk
fark eden Yunanistan. 1975 yıbnda ATye.
Roma Antlaşması'mn 237. maddesi uyannca
tam üye olmak üzere başvurdu. O yıllarda içte-
ki sorunlan ile uğraşan Türkiye bu adımı, bazı
AT yöneticilerinin ikazlanna rağmen atamadı
ve Türkiyedekı 12 Eylül 1980 darbesi ve Yu-
nanistan'ın 1981'de AT'ye tam üye olması so-
nucu bu olanağmı kaybetti. 1980 Eylülü'nden
sonra Türkiye-AT ilişkilennde verilmiş ticari
ve mali haklar devam etü, fakat yenilerinin ve-
rilmesine Yunanistan engel olmaya başladı,
Türkiye'de AT'nin deraokrasi anlayış ve pren-
siplerine aykın durumlar yaratıldığı için siyasi
ilişkiler tamamen dondurulup ibşkıler en kötü
dönemine girdi. tlişkilerin bu durumundan ya-
rarlan Avrupa'daki Türkiye karşıtı odaklar
yaptıklan çabşmalarla Türkiye'nin göriintüsü-
nü tamamen değiştirerek, Avrupa kamuoyun-
da çok olumsuz durum yarattılar. Biz ise, her
zaman olduğu gibi, bozulmuş olan görüntü-
müzü düzeltecek, gerçek bizi tanıtacak etkib
çalışmalar yapamadık.
Türkiye, aleyhindeki duruma bir çıkış yolu
olarak 17 Nisan 1987'de tam üyelik başvuru-
sunda bulundu. Fakat yaklaşık 10 yıl gecikmiş
bu başvuru. Avrupa'daki olumsuz görüntü ve
kamuoyu, içte de hala çözüm bulamadığımız
sorunlanmız nedeniyle reddedildı. Türkiye'nin
bütün çabalanna karşın, AT yöneticileri gö-
zünde yeri, tam üye olabilme zincirindeki Av-
rupa ülkeleri içinde en sonuncudur.
ATye katılabilmek için şimdi Türkiye'nin
eünde sadece ortakbk anlaşmasını işletip bu
yolla tam üyeliğe ulaşma olanağj bulunmak-
tadır, bu da Ortakbk Anlaşması uyannca. za-
manında gümrük birlığının kunılmasıdır AT
ile arasındaki gümriikleri ve eş etkib her türlü
vergi ve resimleri ve miktar kısıtlamalannı
kaldıracak AT dışı ülkelere AT'nin Ortak
Gümrük Tarifesi'ni ve gümrükleme usullerini
uygulayacak. AT'nin üçüncü ülkelerle yaptıği
ücaret anlaşmalanm üstlenecek ve ticaretinde
AT'nin rekabet hukukuna uyacak Türkiye ilk
zamanlar ekonomik sıkmtıya düşebilir. Fakat
uymak durumunda olduğu aynı hukuk kural-
lan. hukuki entegrasyonu ve beraberinde de
AT ile entegrasyonu ve tam üyebği getirecektir.
Türkiye'de kamunun ve özel sektörün alacağı
önlemlerle sanayiinin büyük bölümü sıkıntıyı
aşıp rekabet gücüne erişebilecektir.
Gümrük birliği
Türkiye, anlaşması uyannca 1 Ocak 1995'te
gümrük birliğini gerçekleştirme durumun-
dadır.
Avrupa yakında, bir siyasal bütünleşme du-
rum una geçecektir.
Türkiye dünyadaki üç bloklaşma hareketin-
den kendine en yakını ve eskiden beri sıkı ilişki-
ler içinde bulunduğu AT hareketinin dışında
kalmamak içinde bu gümrük birliğini başar-
mak zonındadır.