22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM1993 ÇARŞAMBA 12 DIZIYAZI Zayıfbir petrol lambası ışığı... Başkan, Yunus Nadi Bey maddeleri okumakta, Celal Nuri karan kaleme almaktadır... Sonrasını şöyle yazacaktır:"O yüce yasayı özel bir kağıt üzerine, özel bir demir kalemle ve mavi mürekkeple yazdık. Birinci madde, Cumhuriyef le ilgili madde, saat tam 19.37'de bir alkış yağmuruarasmda kabul edildi." B A S I N D RUMHURİYET T A R T I Ş M A S Î NALANSECKİN 1leri Gazetesi yazan Celal Nuri, Cumhuriyet'in metne geçirilişini anlatıyor: Denıir kalem, mavi mürekkep-4- Cehd Nuri, Meclis'teki bu tarihi birle- şım hakkında İleri Gazetesi'nde şunlan yazdı: "Saat 21.00... Pek tatlı bir yorgunluk- la, tam on bir saat aralıksız çaltştıktan sonra evime gekUm. Bu satırian yazma hevesim her türiii ihtiyacımdan üstûn. Ben canı tez bir adamım. Bu yazıyı mut- laka.kaleme almak, henüz soğumayan coşkulu duygularımı kağıda dökmek ts- tiyonım. Dostum. kardeşim Ahmet Saki (Antalya milletvekili) Bey: *Şimdi yor- gunsun. Makaleni yann yazar postaya verirsûı' diyorsa da, bir türlü duramıyo- rum. Mutlaka sevincimi yazıya dökece- ğim. Çfinkü uğrunda çok savaşım verdi- ğim soylu ulusumun bugün yeni bir kur- tuiuş dönetnine girdiğini anladım. "Bu sabah erkenden parti grubunda topiandık. Orada olan biteni yazmaya- cağım. Çünkii buna resmi yetkim yokhır. Şu kadarını söyleyebilirim ki, bu birieşi- mimiz. resmi oturumumuzu ha/ırlamtştı. "Anadolu lokantasında çok acele bir yemek yedik. Caddede. lokantada. Mec- lis odalarında, koridorlarda hep düşün- düğümüz, söylediğimiz, kuvvetn' bir hü- kümete, düzene, yenileşmeye. ruha ra- batlık veren bir sorumlu kurula sahip oi- mak ve y önetim biçimimizi y eniden belir- lemekten ibarerfi. "Bu konudaki fîkir birkaç yıl önce ohtşmuş, gerçekleştirilmesi çalışmalan- na da birkaç ay önce başlanmıştı. Sonun- da buna bir resmi biçim verilmesi gereki- yordu. "Gnıpta öğleden sonra gizli toplanti yapıidı. Medis'teki resmi toplantı 18.00 dotayında, pek geç açıklı. Anayasa Ko- misyonu üyeieri, başyazman Veysel Bey'in odasmda maddelerin redaksiyo- nunu yapıyorlardı. "Başkan Yunus Nadi, zayıf bir petrol lambasının altında maddeleri okuyordu. Ben karan kaleme aldım. A/i/ üstaduruz Samih Rıfat (Biga-Çanakkale milletve- kfli) yanıbaşımda bana yardım ediyordu. Salonda elektrik yanıyor \ \ V oplantı devam ediyor. Ara sva I komisyonagelenarkadaşlarişi ' çabuklaştırmamızı rica ediyoriar. Bir iki kez okunup y apılan pek az değjşiklikten sonra karar benimsendi. "Yasalar kaleminde tek bir efendi kalmtş. Hemen oraya gidip karan yazdırttım. Maddeleri numaralayan ko- misyon üyeieri de bana öteki odada ka- bul edilen maddeleri getiriyorlardı. O yüce yasay ı özel bir kağıt üzerine özel bir demir kalemle ve mavi mürekkeple yazdık. "Meclis'te doktorlarla ilgili bir yasa görüşülüyor. Birkaç günden beri biiyük salon elektrikle a\ dınlatılıyor. Üveler tam. Dinleyki locaları dolmuş. Hatta sa- lonun içinde bile dinlevici dohı. Hemen kürsüye çıktım ve dört gözle beklenen yasa tasansını sundum. Akdlı ve zeki ya- zar Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey tasanyı yüksek sesle okudu. Uyeİer biiyük bir dikkatle onu dinliyorlar. Herkeste bir he- yecan ve büyük olaya tanık olmanın onu- ru var!. Sıralarda oturacak yer yok. Ge- leceğin cumhurbaşkanı öndeki sıralar- dan birine ilişmiş. Fethi (Okyar) Bey bi- raz ötemde. Ozan Mehtnet (Emin Yur- dakul) Bey coşkun bir dunımda. Herke- sin yüzünde bir beğeni var. Tüm iç ve dış düşmanlanmızı yenmiş kişiler olarak üs- tün bir durumdayız. Meclis etkisini anlı- yor ve göriiyor. "Bizi gücsüz görenlere, töhmetlen- direnlere karşı gülümsemelerimiz dudak- lanmızda.. "Bir milletvekili, elinde bir gazete pa- çavTası, Ağaoğlu Ahmet Bey'le bana bir fötoğraf gösteriyor: 'Bakın ikinize sah- nede ne oyun oynatıyoriar!' "Bir kahkaha ve bir omuz silkmesi... "Bir başkası 'Karagöz'ü gördünüz mü? Onun karikatürii de ikinizle eğleni- yor." Bir kahkaha ve bir omuz silkmesi daha... "-'Dört halife döneminden beri ilk ya- sal devlet budur' sesieri hoca efendilerin yetkili ağızlanndan çıkıyor ve salona kök salıyor. "Zaten özgürlüğü saptamak dernek olan (Cumhuriyet) sözcûğünün kullanı- Iması ve bir gereksuıim olan hükümet ku- nılması hakkının cumhurbaşkamna ve- riunesi üzerinde Meclis'te uyuşma ve bir- lik vardı. Genel Kunıl'da karar ve mad- deler hakkında destekkyici sözler bunun icin söylendi. 'Tartısma ounadı' desem. yaraşır". "Birinci madde, CumhuriyetTe ilgiK madde. saat tam 19.3Tde bir alkış yağ- muru arasında kabul edildi. Tarih yazar- lan bu dakikaları kaydetsinler! Bu girişi- mi başkan efendi üstadımdan beklerim. "Maddeler sürekli alkışlar arasında bemmseniyor. Halkın bu denli birliğine ender rastlanır. Sevinç içindeyiz. Salon heyecanda \e harekette. Dinleyiciler hu- zur ve sessizlik içinde dinliyorlar. Gaze- teciler görüşmeleri not etmekte.. Yurtse- ver ozan Emin Bey, iki madde arasında söz aldı. Kürsüye çıkıp çok heyecanlı, yüksek ve coşkun. pek ozanca ve ateşli bir söylevle hareketliliğimize yeni bir pariaklık getirdi. Sevimli ozanımız, tüm Mecbs'in ayakta üç kez 'Yaşasm Cum- buriyet' diye bağırmasını önerdi. Sevinç duygulanmız son noktasına ulaştı. Her- kes ayakta, eller çırpılıyor. "Yaşasın Cumhuriyet' duası Meclisimizin o zarif binasım çınlatıyor. l lusu yaşamaya çağıran bu sese, Emin Bey'in çağnsına, inanıyorum ki, göklerdeki melekkr bile katıbnıştır. "Yeri gelmişken yazmalıyım: Şimdi bu sanrlan kaydederken, Ankara'nın kutsal ufuklarında 101 top atdıyor. Saki Bey ve Menmet Efendi'y le çılgınca coşu- yoruz. Sanldık ve öpüştfik. "Cumhuriyet'e bir başkan gerek. Bu başkanın kim olduğunda hiç mi hiç kuş- ku yok. Meclis'te genç, dinç. metin. cid- di, çakmak bakışlı biri duruyor. Bu kişi- nin adı: Mustafa. İkinci adı: Kemal. Namı: Gazi Pasa. Cumhurbaşkanı seçil- di. 158 oyun 158'i de Gazi'ye bir teşek- kür borcu olarak bin'nç ve kıvançla veril- di. "Oylar tüzük uyannca ad çekimiyle olu- şan üç kişilik bir kurula saydınlır. Bu üç kişi kimler olsa beğenirsiniz? Fethi (Ok- yar-İstanbul nülletvekiü') Bey, Fevzi Paşa (Çakmak-İstanbul mülervekili)... İsmet Paşa orada bulunmadığından ÜÇÜDCÜ kişi, Paşa Hazretleri'nin yoluna canını \erecek arkadaşlanmızdan Yahya Galip (Kargı-Kırşehir milletvekili) Bey kardeşimiz oldu. Hemen başkanuk odasma gittik. Oylar çabuk sayıldı. Sayım-ayınm komisy onu üyesi ounama- ma karşın, o>1an ben de saydım. Ne tatlı bir ödev! "'Mustafa Kemal Paşa'nın cumhur- başkanlığı, Mesüs'in alkışlan arasında tatlı bir heyecanla açıklandı. Koca Cumhurbaşkanı bir heykel!.. Tüm gör- kemi ve gücüyle teşekkür etmek için kürsüye çıktı. Ajprbaşlı ve çınlayan bir ses. akıllı, bilgili ve erdemli bir dille, bu- lunduğu yerle bağdaşan, güzel. bir ulus için büyük şeyler yapılacağını bildiren bir konuşma yaptı. •'Gazi Paşa, kendi-kendini mutluluk- lara, en büyük devrimlere kavuşturan yüksek karakterli Türk Ulusu'ndan bu dakikada ödüllerini ahyordu. Paşa'nın sözleri alkışlarla karşılanmaktaydı. "Gazi'yi cumhurbaşkanı seçmek. şan bıçimi vermiştır. Mustafa Kemal bugüne değin yalnız bir Başkomutan ve bir Meclis Başkam'ydı. Hükümetin ku- rulması göre\i O"na ait değildi. Bundan sonra Cumhurbaşkarumız hükümeti kurmada da büyük bir yetenek göstere- cektir. Paşa'nın komutanlıktaki yetene- ği. hükümetçilikte göstereceği kudretin kanıtıdır. Doğuştan asker ve büyük bir komutan olan Gazi Mustafa Kemal. her işinde kendisine özgü bir uygu- layıalığı sürekli göstermektedir. Yapı- tlannda bir askerük dehası ve hesabı vardır. Güzel göriir ve düşünür, iyı danışır. Danışma işini kendisınden iyi yapana rastlamadım. En bunalımlı dö- nemlerde, ulusunu kurtarma konusun- da Cumhurbaşkaru Hazretleri. büyük bir görüş sahibidir. Çoğu kez denedım; birçoklan, hatta herkes umutsuz bir du- cl^^bylu bilginler -o elleri öpülesi dinsel bilgileri yüksek soylular- Cumhuriyeti ululama ve ağırlama konusunda kimseden geri kalmak istemiyorlar. Bunlarda adeta bir kıskançhk var. Gerçekten, bu konuda konuşmakta olan Nadi'den (Yunus Abalıoğlu) başka hep bu zeki, İslamiyet hayranlan düzenleyici oldular. Eyüp Sabri, Rasih, Şeyh Servet (Yetkin, Urfa Milletvekilı-Halveti Dergahı Postnişini) efendiler. üstatlanmız... Meclis için pek tatlı bir görevdi. Dün- yanın en büyük politikacısı. dahisi ve askenne hakjı olduğu yeri vermek de özel bir tattı. İşte ben, bu tadı duymakla mutlu oldum. Ulus. Gazi Paşa'nın yük- sek değerini, soyluluğunu öğrenmiştir. "Bugün bu ödevi ulus hakkıyla yaptığı gibi. tarih, belki de ondan faz- lasını yapacaktır. Tüm engeller bittik- ten. ışler ve olaylar billurlaşıp belirdik- ten sonra tarih. bu metin kışiyi mutlaka çok büyük harflerle yazacaktır. "Efendiler! Böyle büyük bir yüzü çağ her zaman yaratmaz. Çağ biraz cimri- dir. En bunalımlı dönemlerinde ulus- lan. böyle bir kutsal uğurdan çoğu kez yoksun bırakır. İşte çağ ve uğur. bizden yana bir ayncalıkta bulunmuştur. Mus- tafa Kemal bir sanatçıdır. En zor döne- minde ulusu eline almış ve ona en yakı- rumdayken, Mustafa Kemal'in zekası, bir şimşek gibi çakar ve ortaya, basit ve basit olduğu ölçüde güzel bir çözüm ko- yar. Çoklan ve hatta herkes , belki tüm bir Meclis, bir çıkacak kapı arar. fakat bulamaz. Mustafa Kemal parmağıyla bir işaret eder. hemen görürsünüz ki karşınızda büyük bir kurtuluş kapısı açılmıştır. Asker olanlar. Mustafa Ke- mal'in bu özelliğini savaşlarda toz ve dumanlar içinde daima ve daima göre- gelmişlerdir. Tarih böyle dahileri kaç kez yazmışür? "Mustafa Kemal'i birçok büyüklerden ayıran ve O'nu onlardan yüce bir kata çı- karan bir erdemi daha unutulmamalıdır! O da her şeyi kendisi için değil, ulusu için yapmasıdır. Türkiye Cumhurbaşkanı'- nın kişisel hırsı yokrur. Başkanımız tüm kazancını ulusun yükselmesinde görmüş- rür. Napolvon kendi hırsının, Bismark Hohenzellem Hanedam'nın hizmet- karıydı. Mustafa Kemal Paşa Türk yur- dunun ve Türk ulusunun hizmetkarıdır. "Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı savaş alanlarında gördük. ora- dan tanırız. DevTİmci Mustafa Kemal Paşa'yı Erzurum-Sıvas Kongreleri'nde. Ankara'da BVIM'de gördük, oralardan tamnz. Şimdi ise gene Ankara'da Türki- ye Cumhuriyeti'nin başkentinde Cum- hurbaşkanı olarak >e hükümet örgütün- de göreceğu. Gerçek eleşrirmenler sabvsızhk göstermesinler. Kanşık dü- şünceli eleşthrnenlerse, ilan edilen Cum- huriyet'in temizliğinde ve gerçekliğinde boğulsunlar. kahrotsunlar. "Türk Ulusu egemenliğine sahip ola- madığından. her ulus gibi bugüne değin gelişme alanında kendisini göstereme- miş, insanlığın ortak kalkınmasına bu- gün dek katıbunanuştı. Çünkü bağımsız değildi, özgür değildi! İçten saltanat, dıştan yabana devletlerin eziyeti, baskısı. halkımızı sıkıştınyordu. Cum- huriyet bu iki ejden de geberttı. "Türkiye için mutlu bir gelecek vardır. Türk Ülusu'nun pek yakın bir gelecekte en parlak derecelere yüksele- ceğine inanmamak ancak küfür etmek- tır; ulusun bırlığini yok sayan bir ifti- radır. Bugüne değin başarma ûstünlü- ğünü askerlıkte gösteren Türk. aynı üs- tün başansını bundan böyle biümde ve ekonomide gösterecektir. Bunun için çağa uygun yeni bir hükümet gereklidir. Bunu da Türkiye Cumhuriyeti ve Tür- kiye Cumhurbaşkanı yapacaktır. "'Cumhuriyet'e. kötü gözle bakan gözler kör olsun. Onu. sıkıntı çeken Türk ulusunun amaç birliği doğurmuş- tur. Amacımızın bu doğruluğudur ki, gene bizi azla yetinmemeye, mutluluğa doğru ilerlemeye yöneltecektir. "Benim tanıdığım Türkiye'nin yüksek ve Saygıdeğer Devlet Başkanı, şaşırtıcı dehasıyla düşündüğünü yapabilir, oluştu- rabilir. Bu iktidann biçimini ve tarihini oekkyip görelim ve sabırsızlanmayalun. "Ben de Sayın üstat Emin Beyle bir- likte yüksek sesle haykınyorum: Yaşasm Cumhurivet!.." Yarın: Halifcden gelen kutlama BAŞBAKANLIK GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI ATATÜRK HAVA LİMANIGİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Sayı:B.07.0.GÜM.l. 10.03,K.HİK Konu: 155,76981-68496 Mahmut Ardıç Sok. No: 8-10 Bahçelievler adresinde faaüvet gös- teren ve müdürlüğümüze kamu alacağından 11.380.250. TL.'ıle a^n- ca hesaplanacak para cezası ve gecikme zammından borçlu bulunan Faik Fidan Soydan Ticaret firmasından mezkur kamu alacagırun tahsili için çıkanlan 48548 sayılı 12.7.1993 tarihli tebügat, fırmanın gösterilen adreste bulunamaması nedeniyle iade edilmiştir. Gümrüğümüzde bulunan evraklar üzerinde yapılan inceleme neti- cesinde tebligata esas başkaca bir adres tespit edilememiştir. 7201 sayılı tebügat kanununun 2. maddesi uyannca zabıta marife- ü'yle tebliği de mümkun olunamadığından aynı kanunun 28 ve 31. maddeleri gereğince tebügat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine karar verilmiştir. Yukanda belirtilen nedenlerle anılan adreste faaliyet gösteren şir- ketin belirtilen borcunun 7 gün içerisinde gümrüğümüz Saymanlık Müdürlüğü veznesıne yatınldığına daır vezne makbuzunun Atatürk Hava Limanı GırişGümrük Müdürlüğü'neibrazedilmemesı halinde 6183 sayılı AATUH Kanunu'nun 55,60 ve 114. maddeleri gereğince işlem yapılacağının bilinmesi ilanen tebliğ olunur. Not: Gelir eksigi 76981,612.1990 sayı ve tanhli beyanname ilgilidir. PENDtK ASLİYE BİRİM İ HUKL'K MAHKEMESf 1993-5OEsas Hakim: İsmet Yıldınm 18570Katip: M. Kemal Keskin Davaa Sami Karabulut ve vekiü avukat Sabıha Türker tarafından davah Safıye Karabulut aleyhine mahkememizde açılan şiddeüi ge- çimsizlik sebebiyle boşanma davasıran yapılan açık duruşması sıra- smda; Şen Sokak No: 9 Çmardere'Pendık,İSTANBUL adresinde otur- duğu bildirilen ve mahkememizde davab olarak gösterilen Hasan kızı Saü'dan olma 1957 doğumlu Safıye Karabulut'a davetiyemız ve du- ruşma günü ve saati tebliğ edilemediğı gibi yapılan tüm araştırmalara rağmen davalının tebligata sanh açık adresinin tespiti mümkün ola- mamaktadır. Duruşma günü ve saatinin davabya ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla; Kocaelı ili Kandıra ilçesi Ketenönü köyü cilt: 019/02 sahife: 55 kü- tük: 134'te nüfusa kayıtlı bulunan ve halen Şen Sokak No: 9 Çınar- dere-Pendik İSTANBUL adresinde oturduğu bildirilen davalı Safıye Karabulut'un 16.11.1993 günü saat 11 "deduruşmayagelmesi, boşan- ma davasına karşı delilleri var ise yazılı olarak bildirmesi mazaretsiz duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda tahkıkat icra olunarak boşanmaya hükmolunaağının davalı Safiye Karabulut tarafından bilinmesi, davalı Safiye Karabulut'a HMUK'nın 509 ve 510. madde- leri gereğince davetıye yenne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur 13.10.1993 Basın:10958 BEYOĞLU ASLİYE BİRİNCt HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 992-585 Davacı Mesude Çelebi tarafından Davalı Feridoon Abroufa- rakh arasında görülmekte olan boşanma davası sonunda Nevşehir Avanos ilçesi Orta Mah Özkonak kasabası cilt 24 05 sayfa: 65 kü- tük: 151 'de nüfusa kayıtlı taraflann boşanmalanna. müşterek çocuk- lann velayetlerinın davaa anneye verilmesine karar venlmiştir. İşbu karann gazetede ilanını müteakip kanunui süresı içinde temyiz edil- mediği takdirde kesinleşürileceği ilanen tebliğ olunur Basm:10979 YAZARLARINEVİ KURUÇEŞME BALIK en taze ve en ucuz bizde yenir. Lütfen günün balık fiyatlanru bizden öerenin. Rez.: 257 67 87/257 67 88 22 10 1993tarihindeNüfus cüzddnımı kaybettım. Hükümsüzdür TARKA.\ÇÖİE\ER Pasomu kaybettım. Hükümsüzdür. MEHMETHLLL'Sİ TANRIÖVER POLTITKA VE OTESI MEHMED KEMAL Cumhuriyet Yaşadıkça... Bir ortaokul öğrencisiydim; Cumhuriyet'in onuncuyıl- dönümü çok görkemli kutlandı, bilirim. Kentin sokakları bayraklarla donanmıştı. Taklar yapılmış, fener alayları düzenlenmişti. Ankara bir büyük bayram kentine dönüş- müştü. Sözleri Faruk Naflz Çamlıbei ve Behçet Kemal Çağ- lar'a ait olan Onuncu Yıl Marşı'yla 'yer gök' inlemişti. Atatürk'ün "Büyük Nutuk" u pek çok sayıda basılmış, halka parasız dağıtılıyordu. Herkesin dilinde, "Ne mutlu Türk'üm" öğüncü vardı. Ankara Halkevi'nin önündeki namazgâhta marşlar hem öğreniliyor, hem söyleniyor- du. "Türküz, cumhuriyetiz, göğsümüz tunç siperi..." Yurdun dört bir yanından izciler başkente dolmuştu. Izciler, barındıracak yer olmadığı için okullarda kalıyor- lardı. Sanıyorum o zaman 57 il vardı; 57 de oymak gel- mişti. Biz ortaokul öğrencileri 'yavrukurt' oluyorduk. Yürüyüşe katılmıyorduk ama, yol boyu sıralanıyorduk. Resmi giyim frak, smokindi. Ancak bu giyimle protokol- de yer alınıyordu. Gazi, şeref tribünündeki yerinde frak- lıydı. Konukları Rus generalleri Buddyyeni ile Voroşilof askeri giysilerini giyinmişlerdi. Voroşilof'un Ziraat Okulu'na' ait bir anısı vardır, onu daha sonra anlatırım. Bayram için Cumhuriyet baloları veriliyordu. Bir uy- garlık gösterisi olan balolara gitmek için çok kişi can atı- yordu. Ankara Palas ve öteki kapalı salonlarda balolar veriliyordu. Atatürk'ün, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1927 kurulta- yında söylediği Nutuk şöyle başlıyordu: "...1919 yılı mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye.." diyor ve anlatıyordu: "...Osmanlı devletinin dahil bulunduğu grup, Büyük Sa- vaş ta yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir mütareke imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları içinde millet yorgun ve yoksul bir halde. Mil- let ve memieketi savaşa sokanlar, kendi can derdine düşmüşler, memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında oturan kişi, kaçmak için tedbirlerarıyor: Or- dunun elinden silah ve cephanesi alınmış ve alınıyor." Ülke kurtarılıyor, Cumhuriyet ilan ediliyor, onuncu yılı kutlanıyordu. Bugün Cumhuriyet'in yetmişinci yılı kut- lanmakta... Voroşilof'un öyküsünü anlatacağım demiştim, şöyle: Cumhuriyet Bayramf nda bulunmak üzere iki Rus gene- rali (Buddyyeni ile Voroşilof) de konuk olarak gelmişti. Bunlardan Voroşilof'a yeni okullar gezdirilirken, Tarım Okulu da gezdirilmişti. Voroşilof da bu gezintinin bir anı- sı olarak okulun bahçesine bir çam ağacı dikmişti. Yıllar geçti bu ağaç büyüdü, gölgesinde oturulacak hale geldi. Gençler bu ağacın gölgesinde oturup ders çalışıyorlar- dı. Okulda gün gelip sağcıhk, solculuk atışması başlayın- ca, sağcılar, ağacın altında ders çalışanları "komünistlik ediyor" diye gammazlıyorlar. Gençler tutuklanıp Anka- ra Cezaevi'ne sokuluyor. Bu çam ağacı, beş on yıl öncesine kadar yerli yerin- deydi. Şimdi nasıldır bilemem. Türlü illerden derlenip, toparlanarak Başkent'e gelen izciler arasında atışmalar olmuyor değildi. Her il kendi- ne bir üstünlük payı çıkarıyordu. Gençler arasında olur. Atatürk, yıllar öncesinden bu yana Cumhuriyet'i genç- liğe emanet etti. Bugün gençlikle birlikte hepimize ema- nettir. Cumhuriyet yaşadıkça demokrasi de yaşayacak- tır. Demokrasiyle birlikte çok partili, katılımcı, özgürlük- çü düzen de yaşayacaktır. Bugün Cumhuriyet'e var gücümüzle sarılışımız bundandır... BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Tek kişilik iskambil oyunu. 2/ Sahip... Gemi- ci, işçi gibi kimselerin eğ- lenmek için gittikleri içki- li ve danslı yer. 3/ Çeşitli amaçlarla kullanılmak için tel ya da halattan örülerek yapılmış ağ... Verme. ödeme. 4/ "Ha- yır" anlamında kullanı- lan söz... Bir dokuma maddesi. 5/"Üzerinde sa- yı saymaya yarayan bon- cuklar bulunan dikdört- gen biçiminde tahta levhaak. 6/ Adın durum eklerinden biri... Tut- sak. 7/ Kütahya'nın bir ilçesi... Üzeri toprak ya da otla örtülmüş saman yığını. 8/ İstatistikte bir grup veri içinde en sık görülen de- ğer... Dennlıği aynı olan sığ su ala- nı. 9/ Başa örtülen dört köşe ör- tü... Tüy. kıl. YUKARmAN AŞAĞIYA: 1/ Tekkelerde ayini yöneten kim- se. 2/ Bir hayvan... Bir sesin yanm ton kalınlaştınlacağını gösteren nota işareti. 3/ Mürekkepbab- ğından elde edilen koyu kahverengi boya maddesi... Büyük erkek kardeş. 4/ Yosma. 5/ Yünden dövülerek yapılan•kahn ve kaba kumaş... Bir görevin yürütülebilmesi için merkez olarak seçilen yer... Demirin simgesi. 6/ Olumsuzluk belirten bir önek... Sıcaktan ya da terlemekten vücutta görülen küçük pem- be kabarülar. 7/ Kısa külot... Yapmaakh davranış. 8/ Yolcu evi... Haarlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen du- nımu. 9/ Gidilmesi çok süren... Eskiden Karagöz oynatılan kahvelere verilen ad. İLAN ANTALYA ASLrYE 1. HUKUK MAHKEMESİ 1992634 Davaa S.S. Akdeniz Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi ve- kili Av. Salih Pınar tarafından davalı Ömer Çağan aleyhine açılan el atmanın önlenmesi ve kal davasının mahkememizde yapılan açık du- ruşmasında: Karar gereğince. Ünsal Mah. 4581 Sk. Antalya adresinde mukim Ömer Çağan'ın adresine tebligat yapılamamış. başkaca adresi tespit edilememiştir. HUMK.'nun 213 ve 377. maddeleri gereğince duruş- ma günü olan 6.12.1993 günü saat 9.05'te mahkeme salonumuzda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettırmesı. hazır bu- lunmadığı ve kendisini bir vekille temsil ettirmediği takdirde dava dilekçesı tebliğ edilmiş sayılarak yargılamaya yokluğunda devam olunacağı ve sonuçlandınlacağı ilanen tebliğ olunur. 12.10.1993 Basın: 52018 İLAN MAZGİRT1. NOLU KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1959,1076 Karar No: 1961)486 ParselNo:ll45 Mahkememizce verilen 18.9.1961 tarih ve 1959'1076 Esas, 1961/486 Karar sayılı hükmü ile Mazgirt ilçesi Riçık (Geçitveren) köyü hudut- lan dahıünde kalan 1145 nolu parselin yapılan tespitınin iptali ile davalılar Ali oğlu Mehmet Akdoğan, Hıdır Akdoğan ve Kibar Ak- doğan'lar adına tesciline karar verildiği, davaa Şükrü Alim mirasçı- lan Güneş, Veli Yusuf, Inci ve Adil Alim'lerin adresleri meçhul oldu- ğundan ve kendilerine karar tebliğ edilemediğınden işbu ılanın gaze- tede ilanından 30 gün sonra davaa mirasçılanna karar yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 51929
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear