Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 EKHM1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Gayrimenkul hisse senedi satmayı planladığı halde 'Halkın parasıyla iş yapmıyorum' diyor
Kastellihalkagüvemııiyonıııış!
BÜLENT KIZANLIK
Banker Kastelli, Türkiye'nin
gûndemine dördüncü defa yine
"Bu kez farkbyun" mesajıyla geli-
yor. Kasım ayı başında gayn-
menkul piyasasında faaliyete ge-
çecek olan Banker Kastelli. ka-
muoyunun güvenine sahip oldu-
ğunu iddia edıyor. ancak artık
halkın parasıyla iş yapmayacağı-
nı söylüyor.
Cevher özden. her ne kadar
"Halktan para toptamayacağınT
diyerek kamuoyunun tepkisini
yatıştırmaya çalışsa da açıkladığı
proje bu sözlenyle çelişiyor. Çün-
kü yapacağı işi "emlakçıhğa" in-
dirgemekten özellikk kaçınan
Kastelli, değeri yüz milyarîarla.
trilyonlarla ifade edılen dev arazi
ve mülkleri, fınansman dehası. iş
zekast ve uzman kadrosu ıle ucu-
za getirip büyük karlar sağlarnak
peşinde. Bunu da sadece kendi
parasıyla yapamayacağı için
"merzuat elverirse" bulduğu bu
karh gaynmenkullen şirketleşti-
receğıni ve hisselerini halka sata-
cağıru söylüyor.
Abidin Cevher özden, gayn-
menkul organizasyonunu "yeni-
den doğuş"un başlangıcı olarak
görüyor. Bunun 1970'lıyıllardan
beri ideali olduğunu söyleyen Öz-
den, Borsa'ya gjremediğı için
gaynmenkul pıyasasını seçtiği id-
dialanna karşı çıkıyor. Kastelli.
gaynmenkul piyasasında gelece-
ğe dönük tasanmlannı Cumhuri-
yet'eşöyleanlattı:
- Sayın özden, gaynmenkul pi-
yasasına girişiniz kamuoyunda en-
dişeyle >e tepkiyk karsılandı.
Eleştirileri ıtasıl karşdı\orsunuz?
- Bir defa benım için önemli
olan kamuoyu. Emlakçılann be-
nim hakkımda karar vermesi
mümkün değil. çünkü emlakçıhk
yapmıyorum. Benım yaptığım
şey emlakçıhk değil. yine yanlış
ahlaşıhna var. Emlakçılar bu ül-
kede iyi bir görev görmüşlerdir.
Hiçbirisini aşağılamıyorum. kü-
çümsemiyorum, ama benım işim
emlakçıhk değil. Onlara muha-
tap değilim. Ben ucuz adamlarla
muhatap olamam. Herkes gayn-
menkul borsası kuruyorsun. ne
yapıyorsun onu merak ediyor.
Siz de merak ediyorsunuz.
- Tabii asıl onu öğrenmek tsti-
yoruz.
- Gaynmenkul borsasının ça-
hşmalan başladı. Tabii yasal dü-
zenlemesini devlet yapar, bizimle
ilgisi yoktur. Ama biz tatbikatta
devlete ışık tutacağız.Sual soru-
lursa onlan da cevaplandıra-
Fotoğranar: ERDOĞAN KÖSEOĞLU
75 ntilyar borç, oldıı 150 nulyar"Önce yarun bıraktığı işleri tamamlasuı"
şekhndeki eleştinlere karşilık Kastelli;
borçlanrun büyük bölümünu ödediğini,
ancak yüksek faiz isteyen alacakhlann
yakasını bırakmadığıru söylüyor.
Kastelli'nın anlattığına göre, alacakhlar
kalan 15 milyar liralık borca karşılık 150
milyar lira istiyorlar.
Cevher Özden. Kastelli adı altında yanm
bırakıığı bir tek "Bayramoğlu projesi*'nin
bulunduğunu savunuyor. Bu projeyi
başlamadan ıptal ettiğıni kaydeden Özden
üstüne basa basa heceleyerek \-urguluyon
"Onun dışında yarun kalmış hiçbir
pro-je-miz yok-tur."
Tercüman Mahallesi'ni kooperatif haline
geürdığıni söyleyen Kastelh', 1988'in
rakamlanyla oraya yaptığı 35 milyar liralık
yatınmı karşılıkh anlaşmayla üyelere "hdal
ettiğini" belirtti.
Cevher Özden, Bayramoğlu'na kaydolan
müşterilerin paralannın gen ödendığini,
ancak aralanndan 36 kişinin 4 yıldır izlerine
rastlanmadığını ileri sürdü. Burada 1988
temmuzundan itibaren yaklaşık 1.5 milyar
lira toplandığını kaydeden Özden, bu
paralann 1989 ocak aymdan itibaren geri
ödenmesi nedeniyle mağduriyet
doğduğunu da kabul etti.
Kastelh. 1989'da bir hemşerisini ikna
ederek 5,5 milyar lirasını Borsa'da Ereğli
Demir Çelik hisselerine yatırdığıru ve 5-6
ayda 110 milyar lira kazandıklannı anlattı
ve"15gündahadursaydı 140 milyar
kazanacaktım" dedi Hıssesinedüsen 50-60
mil> ar lırayla müşterilerini çağinp
borçlannı ödemeyecalıştığını anlatan
Kastelli, bu kez de alacakhlann astronomik
faiz hesaplanyla karşılaştığını söyiedi.
" 1988 yılında 35 mil\ ar lira borcum vardı. Şu
ana kadar 275 mil\ ar lira ödedim. ancak
daha 35 milyann 20 mil_> aıiık kısmını
kapatabikiim'" dıycn Kastelli, tefeaden
aldığı paralann kendisine çok pahahya
patladığını sö>leyerek şu olayı anlattı: "60
tane dükkan diktim Konak Çarşısı'nda. 60
dükkanı ben 2 milyara sattım. Benden alan
adam Vakıflar Bankası'na 18 milv ara sattı."
cağız. Bizim ışimiz emlakçıhk de-
ğil. Gaynmenkul pazarlaması-
nda fınans organizasyonu ile pa-
zarlama organizasyonu yapa-
cağız. Yani biz girdiğimiz her şir-
kette satacağımız her mahn mut-
laka sahibiyiz. Ya yüzde 30 or-
tağıyız ya yüzde 80 ortağıyız ya
yüzde lOOortağıyız. Nasıl sahibi-
yiz. ya parayla satın almışızdır.
iki fınans etmişizdir, pürüzlerini
temizlemek için organize etmişiz-
dir. üç hisse almışızdır izaleyi şu-
yua çıkarmışızdır para almışız-
dır. dört icrada satın almışızdır.
>ine para yatırmışızdır. Yann
emlakçı ilan edeceksiniz, onu da
biliyorum. Ama daha ilk röpor-
tajımda söylüyorum, biz komis-
yonla iş yap-mı-yo-ruz
-Pekibirzenginimizgefcli,"Ce\-
her Be> benim Boğaz'da yalım
var. Satmak isriyorum fiyatı da
şudur" dedi. Bunun satış orga-
nizasyonunu üsüenmeyeceksiniz o
zaman...
- Üstleneceğim.
- Size ait bir hisse yok ki...
- O satışı kaç para dedi bana.
en asgari fıyata çekeceğim. Ben
Tüpraş Genel Müdürü Işık, istifa
için Çiller'e ulaşmayı bekliyor
BenbuKIT'i
'kârlaııdırırdım'İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bûrosu)-TÜPRAŞ Genel Müdü-
rü Kemal Işık. sağlık sorunlan
nedeniyle görevinden istifa
edeceğini bır basın toplantısıyla
açıkladı. Işık, 1990 yıhnda geçır-
diğı by-pass ameliyatı nedeniyle
sıİcıntı ve üzüntü yaşamaması ge-
rektiğinı belirterek Başbakan
Tansu Çiller'e ulaştığında isti-
fasını bildireceğini söyiedi. Ke-
mal Işık. TÜPRAŞ'ın özelleştiril-
mesi konusuna da değindi.
özel sektörün TÜPRAŞ'ı
daha rasyonelçalıştıracağmı kay-
deden IşikTÜPRAŞ devletin de-
ğil benim oLsa. ürünümden tonda
iki dolar değil, beş dolar kazanır-
dım"dedi
Irak ambargosunun şirketı
olumsuz etkılediğini belirten Işık.
"Irak'tan Adana Yumurtalık te-
sislerine getirilen hampetrol. em-
niyet ve kalite açısından TÜP-
RAŞ için son derece önemliydi. Bu
perrolün \okluğu nedeniyle pek
çok rafınerimizde u\gun olmayan
hampetrol kullanılıvor. Bu da bü-
yfik oranda \erim düşükliiğu ya-
ratiyor
r>
diye konuştu.
Önümüzdeki bir aylık süreç
içinde TÜPRAŞ ürünlerine zam
ya-pılmayacağını vurgulayan
İşık. "Bugüne kadar hiçbir hükü-
met bana zam yap demedi, zam
karannı hep ben götürdüm" dedi.
Kazançgüdüsü
mûşteriyeyenikEkonomi Servisi - Müşteri. şir-
ketlerin kar güdüsünü alt etti. Es-
kıden kahteye yüksek fıyat biçen
firmalar. aruk kaliteyi hem çok
ucuza hem de kısa bır sürede
üretmek zorunda. Müşterilerin
son on yılda değişen kimliği, fir-
malara, kardan önce rekabet or-
tamında ayakta kalmanın yol-
lannı aratıyor. İlk çözüm olarak
teknolojilerini yenileyen firma-
lar, prensip ve inançlannı da de-
ğiştirmek zorunluluğuyla karşı
karşıya kaldılar.
Bu ihtiyaçtan hareketle. Tür-
kiye Tekstil Sanayii İşverenler
Sendikası'nın "Üretim Yönetimi
tlkc ve Uygulamalanndaki Son
Getişmeler'' konusunda düzenle-
diği seminerde, ABD'lı profesör-
ler Türk sanayicilerine "'Daha ka-
liteli. daha ucuza, hıziı üretin.
müşterinin ihti>açlannı onlardan
önce tespit edin, şirket organizas-
yonunuzu gözden geçirin" tavsiye-
lerinde bulundular.
IBM. General Foods, Buck-
man Laboratories gibi finnalann
danışmanlığın] yapan ABD Indi-
ana Üniyersitesi Tümüyle Mü-
kemmel Üretim Bölümü Başkanı
Prof. Robert Jacobs. "1970Terde
rekabet fazla değildi. ne üretilse
satılı\ordu. Bu durumda çok üre-
rip rnaliyetleri düşürmek gereki-
yordu. Ama 1990larda çok büyük
rekabet var. Tüketiciler çok daha
titiz. Artık endüstriye direktifleri
büyük perakendeciler veriyor.
Çok hızli hareket etmek gereki-
yor" diyerek, sanayicilere zama-
na karşı verdikleri yanşı kazana-
bihneleri için şu tavsiyelerde bu-
lundu: "Müşterinin ihtiyaçlannı
hızla tanımlayın, harekete geçin.
Ürünleriniz ö\le gelişmiş olmalı ki
müşteriler buna daha önce ihtiyaç-
ları olduğunu bile düşünmesin. "
Yönetim düsüncesinde
Dün Bugün
Şirket bir varlıktır
•Şirket malik demektir
Ölçüt«Konorr«sı
-Yönetici kadro iierlemey*
sağlar
Dikey organizasyonlar
-Yukarıdan aşağı ıletişım
Karonclegetir
-Maityether şeyden
önemltdlr
Performans ölçütu
-Maliölçütler
egemen
Şirket kişilerden oluşur
-Varlıktoplamıdır
Zamart ekom>mîsi •
Herkes laktm rıaltmle ttertemeyt
sağlar
Yatay organizasyonlar
-Çok yonlu iletişim
Kaltteörıdegeîir
-Yaraîıcı düşunce veJükettci
tatmtni bir numaradir
Performans olçütu
Tüketıcı tatmını ve mali olmayan
ölçütler egemen
de en üst düzey fiyatı koyacağım.
Mukaveleyi yapacağım, muka-
valede sattığım fıyatla asgari
onun talep ettiği fıyat arasındaki
farkı ben alacağım.
- Ama o kişiden kendiniz satın
alıp da satmazsamz aradaki fark
yine komisyon olur.
'Komisyoncu değilim'
- Hayır komisyon değil o. Satış
bedelidir o. Pazarlama payımdır
benim. komisyon değil. Ben o or-
ganizasyonu yapıncaya kadar
birtakım medya masraflan yapa-
cağım. Belki üzerinde birtakım
pürüzleri var, onlan temizleyece-
ğim. Benim yatınmlanm olacak.
- 1 trihonluk bir gaynmenkul
portfbyünden söz ederek "Benim
bir kuruşum bile yok" diyorsunuz.
Bu şirketin parasal kaynağı nere-
den oluşacak?
- Şirketin sermayesi şu anda 10
milyar lira. 1 milyar yazıyor, 10
milyara yükseldi ve tamamı
ödendi. Şimdi talimat verildi, 2.
etapta 25 milyar liraya çıkıyor.
- Hangi kaynaktan?
- Ortaklanndan. Kimse ortak-
lan onlardan geliyor. Benden, ço-
cuklanmdan. akrabalanmdan,
kimse ortaklar onlardan geliyor.
- O zaman sizin kuruşunuz var
bu portfbyün içinde.
- Gayet tabii var. 1 trilyonluk
portföy, tek kuruşum yok. daha
kuruş koymadım içine. Şimdi
Hekimbaşı ÇiftliğTnde 4 milyon
metrekare arazi bana getirildi.
Bunun bir hissedan bana müra-
caat etti. Ve o hissedann hissesini
satın almak üzere şu anda tetkik-
lere başladım. Hissedan ola-
cağım, organize edeceğim ve hal-
ka satacağım. Zaten bu, başlı-
başına 1 trilyon liranın üzerinde.
Veyahut da bir arazi var, 12 bin
metrekare. bana talimatı veril-
miştir. Bunu verilen fıyatın üze-
rinde satacağım. Ve içinde yine
masraf yapıyomm. masraflanmı
ben karşılıyorum. Üçüncüsü, Si-
de'de bin 500 yataklı bir tatil
köyü bana verilmiştir. bunun sa-
üşı yapılacaktır. Şimdi trilyonun
anlamı kaldı mı ki?
- Siz o zaman değerli gaynmen-
kullerk iş yapacaksınız. Vatandaş
şu dalresini getiremeyecek size.
- Yok. Şimdi tabii ki o düzeye
inebiliriz. Ama şu asamada değil.
Bir de başında bir şey söylemişti-
niz, "Vatandaş artık Kastelli'ye
itimat ediyor mu?" Artık Kastelli
vatandaşın güveni ile alakalı iş
yapmıyor. Parasıru bastırarak iş
yapıyor. Binaenaleyh vatandaş
elbette ki Kastelli'ye yine güveni-
yor, güvenmiyor değil; mutlaka
güveniyor da ama artık vatandaş
yani artık gel bana güven ben se-
nin paranla iş yapacağım diye bir
slogaru yok.
- Gaynmenkul hisse senetlerini
Borsa'ya girdikten sonra mı satışa
sunacaksınız?
- Hayır. Büyük bir arazi geldi
bize. Diyelim İci trilyonlarla ifade
ediliyor değeri. Bunun eksperüzi
yapılıyor, bu trilyonlarla ifade
edilen arazi yüz milyara satın
alındı ise 10'a 1 veriyorsunuz. Şir-
ketin kaynağı ile tamam mı? Şir-
ket de bundan büyük kar elde
edecek. Tabii ki bunun Borsa'da
satılabilmesi için ne olur? Yasal
platformdan geçer, buna müsaa-
de alırsın ve hisselerini Borsa'da
satarsın. Tabii ki bu bir şirkettir,
yann ikidir, üçtür, beştir, bu şe-
kilde üreyecektir. Bu demek de-
ğildir ki Kastelli, Kastel Emlak
Inşaat şirketinin hisse senetlerini
gaynmenkul piyasasında sata-
cak. O.menkul kıymet piyasasın-
da satıhr. Gaynmenkul piyasa-
sında ise işte bu bahsettiğim arsa
arazi hisse senetleri prim yapar,
alım ve satımı yapıhr.
- Peki onu nereye kote ettire-
ceksiniz?
- Yeni borsa kurulacak, yeni
kurulacak borsaya kote ettirile-
cek o. Yani emlak borsasında
kote edilecek. Tabii bunun yasal
çerçevesi oluşturulacak.
- Ama siz biınu beklemeyeceksi-
niz. Siz bunu yapacaksınız, yasal
düzenleme arkanızdan getecek, siz
ışık tutacaksmız...
Devlet arkadan gelecek
- Gayet tabii canım. biz nasıl
sermaye piyasasında hareket et-
tik? Neyle hareket ettik? O za-
man yamlmıyorsam 1449 sayılı
1929 senesinde çıkmış Menkul
Kıymetler Kambiyo Özel Hukuk
Borsalan Kanunu vardı. Ne
yaptık? Biz yürüdük. devlet, hü-
kümet yasal çerçeveyi hazırladı.
Yine yürümeye devam edeceğiz.
- Peki siz yürürken vatandaşın
teminatı ne olacak?
- Gaynmenkul orada.
- Ama gaynmenkulün yönetimi
de şirket yönetiminde. Ucuz fiy ata
satılırsa ne olacak?
- Hissedarlar tayin edecek şir-
ketin yönetimini. Şirket yöneti-
mine hükümran hissedarlardır.
- Yani yasal zetnine oturana ka-
dar güven müessesesi olacak?
- Bugün de güven müessesesi
vardır zaten. Borsa'da güven mü-
essesesi yok mu? SPK var da, bu-
rada sen hisse senedi çıkanrken
lalettayin hisse senedi çıkanp da
satamazsın ki. Yine bir SPK'dan
falan geçeceksin yani.
- Peki geçebilecek misiniz?
- Geçerse. geçemezse bir şey
yok. Niye geçmesin ki, eğer yasal-
sa. SPK'ya takılacak engel bir
hali yoksa niye geçmesin ki? Eğer
onu durdururlarsa bu ülke hiçbir
zaman demokrasiye gidemez, hu-
kuk devleti olamaz.
- Ama hisse senedi olmasa da siz
bu ise devam edeceksiniz. galiba..
- Kendi paramla devam ede-
rim. Bakın olayı çarpıtmayalım.
Ben bütün olaylan kendi param-
la organize ediyorum, açıklığa
kavTişturuyorum, gerekiyorsa
halka açıyorum. Halk satın aiır
almaz, halkın bileceği iştir.
,JL. Yıldızlar
çok yakında;
mısınız?^
1995 yılında
ekonomik sınırlar kalkıyor!
Türkiye ile Avrupa Topluluğu
arasında "Gümrük Birliği"
kuruluyor. Bu, malların serbestçe
dolaşım. demek.. gümrük
vergilerinin, fonlann, harçların,
kotaların kaldırılması demek. Bunların
da ötesinde AT'nin üçüncü ülkelere karşı uyguladığı
kota, anti-damping, anti-sübvansiyon koruma
uygulamalarının içinde yer almak demek.
Kısacası bu Türkiye'nin ekonomik sınırlarını
kaldırması ve koruma duvarlarının yıkılması demek!
Görülüyor; yıldızlar çok yakında! Yakın gelecekte
yaşayacağımız yeni ekonomik ortama hazır mıyız?
Hazır mısınız?
Gümrük Birliği'nin yaratacağı değişim hakkında
"doğru bilgi" ye sahip misiniz?
Piar-Gallup bu ihtiyaca cevap vermek için özel bir
bölüm oluşturdu: PİAR-AT
PİAR-AT; Türk ekonomi dünyasının bu önemli
geçiş sürecinde, düzenli bilgi akışını sağlayacak,
ayrıca isteğe özel projeler gerçekleştirecek.
Yıldızlar gelmeden yıldızlara ulaşmak isteyen tüm kişi
ve kuruluşlar (0212) 274 32 52 ve [02)2) 273 05 78
numaralı telefondan ayrıntılı bilgi alabilirler.
P İ A R A R A Ş T I R M A L İ M İ T E D Ş İ R K E T İ
Gazeteciler Mohallesi 23 Temmuz Meydanı
No: 8 Esenlepe 80300 İstanbul
Tel: (0212) 274 55 66 / 5Hat
Fax. ( 0212 ) 272 66 27 GALLUP
EKONOMYE BAKIŞ
TANER BERKSOY
Teröpün Kökeni ve Çözûmü
Bugünlerde pek çok olumsuzluğu bir arada yaşıyo-
ruz.
Ekonomide göstergeler yakın gelecekte ciddi güçlük-
leryaşayacağımıza işaret ediyor. istikrarsızlığıngetirdi-
ği sorunlar, ekonomi ufkumuzu karartıyor.
Toplumsal sorunlarımız da var. Ülke çapında bölücü
terör neredeyse baş gündem maddesi oldu. Asayiş bo-
zukluğu ise günlük yaşamımızın olağan bir parçası gibi.
Ekonomik ve toplumsal sorunlar birbirinden kopuk
değil. Tersine, bunlar birbirini besleyen, büyüten geliş-
meler.
istikrarsızlık önce gelir dağılımını vuruyor. Gelirin bi-
reylervesınıflar arasındaki dağılımı son 15yı Idaolabile-
ceği en bozuk konuma geldi. Akıl almaz zenginliklere
ulaşan rantiyelere karşılık, emeğinin karşılığını dahi
alamayan kitleler oluştu.
Gelirin bölgeler arası dağılımı da çarpıldı. Hızla zen-
ginleşen, neredeyse gelişmiş ülke tüketim düzeyine
ulaşan Batı illerimize karşılık, geçen yüzyılda kalan ille-
rimizin sayısı çoğaldı. Doğu ve Güneydoğu'nun insanı,
tarım ve hayvancılık gibi doğadan ürettikleri günlük ya-
şamlarından bile kopartıldılar. Doğadan kopartılan in-
sanlara sanayi işçisi kimliği vererek kentlere taşıyacak
ivme oldumolası düşüktü. Rant gelirlerinin böylesine
cazip hale gelmesi, bu ivmeyi neredeyse yok etti.
Ekonomik istikrarsızlık, toplumsal istikrarsızlığı besle-
di. Gelir dağılımının daha da bozulması, beklentisi ol-
mayan, tatminsiz, huysuz milyonlarca insan yarattı. Dü-
zenin çözümsüzlüğe ittiği bu insanlar kırsal alanda dağ
başlarında, kentlerde sokak aralarında kendi çözümleri-
ni üretmeye yöneldiler. Terör buradan üredi ve çoğaldı.
tstikrarsızlıktan gelir bölüşümüne, oradan toplumsal
dengesizliğe ve teröre ulaşan çarpılma süreci kendi
içinde çözüm üretmiyor. Tersine, geriye dönüp kendisi-
ni besliyor. Terörün gündem belirlediği birortamın istik-
rarlı olması olanaksız. Istikrarsızlığın güçsüzlüğe yarar
getirdiği ise hiç görülmemiş. Bireysel kazançları besle-
yen istikrarsızlık, toplumsal kazanımları sürekli erteli-
yor. Toplumsal kazanım geri plana düşünce, çarpılma
düzelmiyor. Dengesizlik ve terörün boyutu büyüyor.
Kısacası terör, sorunu çözmüyor. Kan akıtıyor, can alı-
yor, türedi siyasi liderler yaratıyor, ama sorunu pekiştir-
menin dışında bır işe yaramıyor.
Sorunu bu çerçevede algılayınca, terörü salt karşı te-
rörle, devlet terörüyle çözmeye uğraşmanın da kalıcı bir
sonuç getirmeyeceğini görmek kolay.
Devlet terörü, adeta bir refleks. Korunma güdüsünün
yönlendirdiği bir ilk tepki. Devletin güvenlik organları
böyle bir reflekse dönük olarak yapılandırılmış. Şiddete
şiddetle tepki göstermeleri bunların varlık nedeni. Bunu
anlamak mümkün. Güvenlik örgütlerine bunun ötesinde
bir misyon yüklemeyi anlamak ise mümkün değil.
Çok sayıda ekonomik ve toplumsal halkanın birleşme-
sinden oluşan terör zincirini salt bir güvenlik refleksiyle
kırmanın olanağı yok. Terörü göğüslemek, durdurmak,
sindirmek gibi işlevleri yerine getirecek bir refleksten
köklü çözüm beklemenin sorunu çözümsüzlüğe sürük-
lemek gibi bir maliyeti de var.
Terör eğilimini ekonomik ve toplumsal planda çöz-
mek zorundayız. Bunu yapacak olan da sivil siyaset ku-
rumu.
Ip de burada kopuyor zaten. Yıllardır devletin tepesin-
de oturan toplumsal düşünce özürlü siyasetçiler, bırakın
çözüm üretmeyi, bu sorunların konuşulmasına bile ya-
naşmıyorlar. Karmaşık bir toplumsal sorunun çözümü-
nü, adeta taşeron kullanırcasına güvenlik güçlerine iha-
le etmenin kolaycılığından sıyrılamıyorlar.
Sorunu sivil siyaset çözecek. Başka çaresi yok. Bu-
nun için öncelikle siyaset ortamının, yılların yorgunu çö-
zümsüzlük mimarından ve ekonomiye önerdiği sihirli
çözümlerin toplumsal sonuçlarını kestiremeyen çapsız
liderlerden arındırılması gerekiyor.
Toplumun yönetimini, toplumsal düşünce özürlüler-
den devralacak yeni kadrolara ihtiyaç vardır. Esas sivil
çözüm dabu olacak.
İZSİAD'DANVERGİ İADESİNİN
KALKMASINA TEPKİ:
Maliyebîndiği
dalıkeser
• KDV iade işlemlerinin hızlandınlması gerektiği
belirtilen raporda. "İhracatçılar ile temel gıda maddesi
üretimi yapan işletmelerin KDV iadesi taleplerinin
tniktar itibanyla teminat mektubuna bağlı olsun veya
olmasın kısa zamanda yerine getirilmesi gerekmektedir"
denildi.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu)-İzmir Sanayici ve İşa-
damlan Derneğı (İZSİAD),
vergi iadesinin kaldınlmasmın
"Maliye'nin kendi bindiği dalı
kesmea" anlamına geleceğini
açıkladı.
Dernek Yönetim Kurulu
Başkanı Tnrgay Veşilbaş. iş
dünyasındakı sorunlarla. vergi
yasalannda yapılacak değişik-
liklere yönelik önerilerinin yer
aldığı bir rapor hazırladıklannı
belirtti.
KDV iade işlemlerinin hız-
landınlması gerektiği belirti-
len raporda, "İhracatçılar ile te-
mel gıda maddesi üretimi \apan
işletmelerin KDV iadesi talepJe-
rinin miktar itibarıyla teminat
mektubuna bağlı olsun >eya ol-
masın kısa zamanda yerine geti-
rilmesi gerekmektedir" denildi.
Belge düzeninin yerleşti-
rilmesi için götürü usulden
vergilendirmenin kaldınlması
gerektiği raporda yer alırken.
bunun yapılabilmesi için küçük
esnafın 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu'nun9. maddesindebe-
lirtilen esnaf muaflığı kapsamı-
na alınması y5nüne gidilmesi
önerildi.
İZSİAD'ın raporunda, 1992
yılında belgesiz olarak toplam
hasılattan indirilen götürü gi-
deri miktannın yaklaşık 80 tril-
yon olarak belirlendiği açık-
landj. Raporda, Maliye Ba-
kanlığı'nın vergi oranlannı
yükseltmek yerine, vergilendi-
rilmemiş kaynaklan ortaya çı-
karmaya çaüşması gerektiği be-
lirtildi.
İZSİAD raporunda, kalkın-
mada öncelikli bölgelerde vergi
muafıyet ve istisnalan uygula-
masının olumlu karşılandığı
açıklanarak "Ancak böige ve
yöre tabirlerinin uygulama «çı-
sından yanhş olduğu kamsmda-
yız" denildi.
Tasarruf kesıntisi. konut yar-
dımı ve çalışlırma vergisinin is-
tihdamı engellediğini belirtilen
İZSİAD raporunda. "Bu kesin-
tiler, 9 işçiden fazla işci çalıştı-
ran işyerlcrinde uygulanmak-
tadır. Bazı orta >e küçük ölçekli
işyerleri bu hususta katı davraıt-
makta ve iş)erinde çahşmakta
olan işçi say ısını 9'dan yukarı ÇH
karmamaya özen göstermekte-
dir. Çünkü yapılan bu kesintile-
rin tamamı işverene yansımak-
tadır" görüşü savunuldu ve
kaldınlması önerildi.'
Zarar eden mükellefın hayat
standardı temel göstergelerine
göre vergilendirilmesinin, Gelir
Vergi Yasası'nın beyan esası
hükmüne ters düştüğü raporda
belirtilerek hayat standardı uy-
gulamasmdan vazgeçilmesi is-
tendi.
Raporda, Maliye personeli-
nin, kamu görevlileri arasında
en düşük ücreti aldığına yer ve-
rilirken personelin yüzde 20 ka-
dannın yüksekokul mezunu ol-
duğu ve hizmet içi eğitimin ge-
rektiği belirtildi.