25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24EKİM1993PAZAR 12 DIZIYAZI B A S I N D RUMHURİYEJ ^ ^ T A R T I Ş M A S I NALAN SECKİN SUNUŞ İnsanmkinde olduğu gibi, devletyaşammda da küometre taşları vardır. Türkiye tarihinin en önemlikilometre taşlan BMM'nin açılması, yani devletin kurulması, Cumhuriyet 'in ilanı ve demokratik düzenin ayrümaz parçası çokpartilisiyasalyaşamageçilmesidir. Bu üç olay içiride en zorlugerçekleştirilen Cumhuriyet 'in ilanı olmuştur. Çünkü, günümüzde olduğu gibi 70 yıl önce de Cumhuriyet 'in amansız karşıtları vardı. Mustafa Kemal'in çevresindeki akılcı din adamları Cumhuriyet 'i alkış ve dualarlaselamlarken, yeni yönetimingetirdiğihükümet dışında kalanlaryaygara basmak ve çalakalem eleştiriyap- makıangerikalmıyorlardı. Tıpkı.Falih Rıfkı'nın Cumhuriyet 'in ikmından sonra Akşam Gazetesi'nde kaleme aldığı başyazısmdaki örneklemesigibi: ' '-Neden hükümet yanlısısmız? "-Büyükelçi olmak için... "-Neden hükümete karşısınız? "-Büyükelçi olamadığun için..." ' 'Büyükelçi" 2000 'liyıllar öncesindeki Türkiye'de ' 'iktidar "yada' 'bakanlık' 'layer değistirebilir. Mustafa Kemal'in karşıtları, Cumhuriyet aleyhinde kamuoyu oluşturmaya önce "fısütı gazetesV'yle başladılar. BMM kurulunca. ilkgün değilse bile, ayı ardmdan kendilerinigösterdiler; alınan her kararaya karşı oy verdiler,yada çekimser kaldüar. BMM 30Ekiml 922'de "Osmanlı Devleti'nin son bulduğu"kararınıalmca tutucular karşıtlıklarını dışa vurdular. Padişah Vahdettin 'in İngilizler 'e sığınıp kaçmasma hiç değinmediler ama ''Cumhuriyet''sözcüğünü duyunca, günümüzdeki ' 'İkinci Cumhuriyet'' çığırtkanları gibi kalemşör kesildiler. Dizıde, Cumhuriyet ilan edüirken buyönetim biçimine karşı çıkan veonusavunangörüssahiplerininyazılarıyla, Cumhuriyet 'e oy veren ve bu erdemliyönetimin 50. yıluıı gören 2. dönem milletvekülermin anilarvu bulacaksınız. NALANSEÇKÎN 'Şayak kalpaklı adam' tarihselkarannı vermişti: 'Cumhuriyet'dedi. Gerküer hemen çırpınmayakoyuldu: 6 Ne demekCumhııriyet?' Yd 1973. 'Ne demek' çığlıklarına karşın kurulmuş cumhuriyet 50 yaşında. 1923'te 'Cumhuriyet'diyen 12 milletvekiHnden 8"i (Soldan sağa: İsmet İnönii, Fahrettin Altay, Ka/ım Vehbi Oral, İhsan Hamit Tigrel, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve arka sırada sağdan sola: Şeref Uluğ ve Ekretn Rize -gözlüklü- 2. sıra soldan ikinci Remzi Güreş) işte budur'der gibiler. (Yazarın özel arşivinden) - 1 - "Mflli Möcadefe" adh eşsız kitabın sayfalan utkuyla kapaülmış. devrim- lerinki açılmaya hazırlanılıyordu. tşe Meclis'ten başlanılması zorunluluğu .vardj. "Şayak kalpaklı adam" 1923 • Martı'nın son gûnlerinde "Meclis ye- '. nilenip hükümet biçûninin adı konma- '. dıkca, ulus ve ülkenin ağır ve sonmdu- hık isteyen işterini çekip cevirmenin olanaksızlığını" düşünüyordu. Seçim yapılmah. gelenler anayasada gerekli değişikliği gerçekleştirerek yönetimi "Cumhuriyet" olarak adlandırmalıy- dı.(l) "Şayak kalpaklı adam"ın adı Mus- tafa Kemal Paşa'ydı ve Büyûk Millet Meclisi Başkanı'ydı. Aslında bu dü- şüncesi yeni değildi. Taa Manastir'- daki öğrencilik yıllanna dayanıyor- du. Selanik'in k'ıyı gazinolanndakı kaçamaklannda arkadaşlanna. "Bir gün gelecek seni bakan yapacağmT diyetakılırdı. Yıllar sonra o güne ilk adım atıldı ve 1919 Temmuzu'nun bir Erzurum gecesinde Mazhar Müfit'e (Kansu) "Yaz çocuk" dedi ve ekledi: "1- Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacakür. 2- Padişah ve hanedan hakkmda zamanı getince ge- reken işiem yapdacaktır. 3- örtünme kalkacaktır. 4- Fes kalkacak, uygar uluslar gibi şapka giyikcektir. 5- Latin harfleri kabul edikcektir." (2) BMM Başkanı, konutu Ankara is- tasyonunda bulunan Başbakan Rauf Orbay'ı telefonla aradı. "Bakanlar Kurulu'nu toptaym, ben de gelece- ğün.." dedi. Gündem: Meclis'in yenilenmesiy- di. Hükümet kısa bir tarüşma sonun- da öneriyi kabul etti. Şimdi sıra Ana- dolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu yöneticilerindeydi. Bakanlar Kurulu'na onlar da çağnldı. Aralan- . ndanbirkaçıbaşlangıçtaistemıyersiz bulup şaşırdıklannı söylediler. Bu ne- denle görûşme ertesi güne değin sür- düyse de, sonuçta anlaşma sağlandı. Erken seçim önerisini grup da benim- seyince iş, yasa taslağını Meclis Baş- kanlığı'na sunmaya kalıyordu. Genel Kurul, 120 milletvekilinin imzasını taşıyan önergeyi 1 Nisan 1923'te ya- salaştırdı. Karar uyannca Meclis, ikinci dönemini lamamlamadan ağustos ayında halka gidecekti. Ancak, bu secıme katılacaklarda öncekilerden farklı bir özellik aranı- yordu. Milletvekili adaylan, Mustafa Kemal'in kaleme aldığı, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu'- nun 8 Nisan 1923'te yayımladığı '9 il- ke'yi benimsediklerini bildirmek zo- rundaydı. (3) Ne demek Cumhurivet? geçilmez biçimde Türk ulusunun ger- çek ve tek temsilcisi TBMM'nin manevi kişiliğinde toplanmış bulun- duğuna daır 1 Kasım 1922 tarihli ka- rar hiçbir şekilde değiştirilemez bir ilkedir. Maddelerin içerikleri ortalığı kanş- urmaya yetti. Yaklaşık beş aydır sa- man altından su yürüten din devleti ve saltanat yanlısı tutuculara yayhm ateşi başlatürdı. Camîde, kışlada, okulda, Rahvede, köy odasında kulaktan kulağa fısı- ldanan dedikodu gün yüzüne çıkanldı; konuyu aydınlaücı konfe- rans ve konuşmalar kaynak gösterile- rek gazetelerde soru açıldı: "Ne de- mek CumhuriyetTT Aslında çekişme yeni değildi. tkiye bölünme ve bunlann da aralannda üçlü gruplar oluşturmalan taa 1921 başına, ilk anayasa değişikbğinin ger- çekleştiriküği döneme uzanıyordu. Gruplanna toplandıklan kahve (Te- sanüt) adım yakışüran "Biriikçfler"le manı) eski Başbakan Rauf Orbay ve Meclis'teki ikinci gruptan görüyor- lardı. (5). Cumhuriyetfelaketmiş! • • Ç buçuk yıl önce BMM'yi açar- 1 1 ken kendisini "kafirtik"le suçla- %M yanlara arkadaşlan araalığıyla Kuranı Kerim armağan eden Musta- fa Kemal yönünden bu sorunun da çÖzumü vardı. Bir yandan yakın dostlan Yunus Nadi, Ziya Gökalp, Ahmet Ağaoğlu, Celal Nuri, Falih Rıfkı ve Ruşen Eşref gibi gazeteciler yazılanyla görüşlerini desteklerken, milletvekiUeri de yurdun dört bir yamna dağjlacaklar, konuya ilişkin aydınlatıa konuşmalannı yoğunlaştı- racaklardı. Ekonomi eski bakanı Mahmut Esat Bozkurt, Ankara'dan İzmir'e bu amaçla gitti. Tilkilik'teki Gençlerbir- liği lokalinde "Cumhuriyet" hakkın- dakonferansveriyordu.TevhidiEfkâr Yalnız bir cumhurbaşkanı seçmek, boş olan o makamı doldurmakla iş olup bi- ter. Ben Ankara'dayken Halk Partisf- nin benimsediği biçim buydu. Llusal egemenliği çiğneyici hiçbir karar alın- madı. Savaş ilan etmek, barış yapmak, bütçenin incelenmesi gibi öteki önemli işler gene BMM'nin yetkileri arasında bulunacak ve cumhurbaşkanına sınırlı bazı yetkikr verilecektir." Tevhidi Efkar, haberini şu yorum özetiyle noktaladı: "Hiçbir cumhuriyete benzemeyen bir cumhuriyet kurmak ne denli başan- h olabilir? Burası anlaşılamamaktadır! Çünkü, tüm dünya hükümetlerinin ce- şitli denemeler sonucu kabul ettikleri devlet biçimini btrakıp da ikide bir yö- netim biçiminüzi başkalaştırmaya ve değiştirroeye ülkenin sabrı yoktur. "Anlayamadığımız bir şev daha var: Üç buçuk vıldan beri uygulanan ve ta- rihin eşini hiç kavdetmediği bir başa- nyla da taçlandırılan devlet biçûninin (BMM Hükümeti) acaba ne gibi sa- B,ir Erzurum gecesinde ve daha 1919yılındasanşın bir adam Mazhar Müfit'e (Kansu) "Yaz çocuk" dedi." 1-Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır. 2- Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince ge- reken işlem yapılacaktır. 3- Örtünme kalkacaktır. 4- Fes kalkacak, uygar uluslar gibi şapka giyilecektir. 5- Latin harfleri kabul edılecektir."O, Atatürk'tü. B ildirgenin ilk iki maddesi şöy- leydi: llke: 1- Egemenlik kayıtsız ve koşulsuz ulusundur. Halkın kendi kendisini yönetmesi esastır. Ulusun gerçek ve tek temsilcisi TBMM'dir. TBMM'nin dışında hiçbir kişi, kuvvet vemakam ulusun yazgısına egemen olamaz. Bundan dolayı yasalann hazırlanmasında, devlet örgütünde, yönetimde. genel kültürde ve ekonomik yaşamda ulusal egemenlik esaslanna göre davranılacakür. llke: 2- Saltanaün kaldınldığına ve ulusal egemenliğin bölünmez ve vaz- "Müiiyetçiler" ve "Komüastler", de- ğişiklikle ilerleme ve aşama yapılma- smı istiyorlardı. Kendılerine "MiHi- yetçüer" diyen ikinci grupta da "Ye- nilikçüer", "Tutucular" ve "Uberal- ler" yer ahyorlardı. (4) Gazeteciler, Tevhidi Efkâr'da Velit Ebuzziya, Tanin'de Hüseyin Cahit (Yalçın), Vatan'da Ahmet Emin (Yalman), Ikdam'da Ahmet Cevdet veAkşam'daNecmettinSadak, "Cum- huriyet^ karşı görüşlerini kâğıda dö- kerken, bol-bol eski muhaliflerin gö- rüşlerinden yararlanıyor, dur- maksızın a>Tu soruyu yineliyorlardı: "Ne demek Cumhuriyet?!'' Soru sahipleri baş desteği de "Ben padişaha ve halifeye duyarüukla bağu- yım. Bizde kamu birliğini korumak güçtûr. Bunu ancak herkesin erişeme- yeceği ölçüde yüksek görüuneye ahşd- nuş bir kat sağiayabUir. O da padişah- lık ve haüfelik katıdır. Bu katı kaldır- mak ve onun yerine başka nitelikte bir kat koymaya çaltşmak, yıkıma yol açar ve büyük acı doğurur, bu hiç uy- gun ounaz" diyen (Hamidiye Kahra- haberi okurlanna "Cumhuriyet bir çık«ş yolu değil, felaket!" yorumlu başhğıyla saptırarak duyurdu. Habe- ri Istanbul'a beş günde ulaşan gazete- nin muhabirine göre, Mahmut Esat Bey (bir avuç aydına seslendiği) ko- nuşmasında özetle şöyle diyordu: "...Efendiler, Fransa'da olduğu gibi sınıriı birliğe, Amerika'da olduğu gibi kuvvetler aynlığına dayalı bir cumhu- riyet biçimini benimsemek, ülkemiz için bir felaket ohır. Bu iki biçimden bi- rini kabul etmek eskiye dönmek, geri- ciliğj benimsemek demektir. Bunlar- dan birini kabul etmekle halkçıuğı, ulusculuğu kurmak için yülardır dök- tüğümüz kan, harcadığımız emek yok olacaktır. Hükümet, genel poütikasını çiftçinin sabanıyla çizmeudir. BMM üyeleriıun çoğunluğu çiftçi ounaudn-. "Oysa ölçüye ve kuvvetler ay nlığına dayanan modeli kabul etmekteki amaç açıkjhr. . "Llkemiz için uygun olan yönetim biçiıni, birliğe dayanan cumhuriyettir. Kuvvet birtiğine dayanan cumhuriyet, ulusal egemenlik esaslannı çiğnemez. kıncalan görüldü de, cumhuriyet ku- ruunasına zonmluluk duyıddu? "Mahmut Esat Bey bu yönü açıklar- sa kendi hesabnnıza çok sevineceğiz." İmzasını kullanmadığı yorumu yet- medi, Velit Ebuzziya, başyazısında da cumhuriyete ver yansın etti. Durumun sorumlulan B u karşı çıkışa yanıt İleri Gazete- si'nden geldi. Gazetenin sahip ve başyazan Celal Nuri (İleri) ateşli bir cumhuriyet yanlısı, aynı za- manda Gelibolu milletvekili ve devle- tin yeni şeklini belirleyecek değişikliği gerçekleştirecek Anayasa Komisyo- nu'nun da sözcüsüydü. Celal Nuri "cumhuriyet karşrtlan" na köşesinden şöyle seslendi: "Suçlama ve görûslere karşı çıkma, acıdır ki, hiçbir büünsel esasa dayan- mamaktadır. Bunun »cindir ki sric sık alaya ve ekştirel yazılar kaleme aluı- makta.. "Bugün birçok görüş sahibi yöneti- mimizi ekştimıekte, açık hatalar bui- maktadıriar. Fakat eleştiri bicimkri yanltştır. Yönetimi kim düzenler, işleri yoluna kim koyar? Hükümet... İşte projektörü oraya dikmemiz gerekiyor. Düzenli bir yönetim, düzgün bir hükü- met.. Onu da düzenli bir devlet kurar!. "Yüzyülarca bir hükümet etinde ka- lan, ardından da on vıldan fazla savaş- larda yuvarlanan ve sonunda devrimle varlığını kurtaran ulusumuz, yeni bir yönetime muhtactır. Bu yönetimi yeni bir hükümet getirecek ve düzenleye- cektir. Ve bunu da ancak devleti ktır- duktan sonra başaracağız. Bundan do- layı bize 'Yönetiminiz şunu kapsamak- taıur' diye Hüseyin Cahit Bey gibi, Ebuzziy aoğlu Velit Bey gibi, hele hele karşı çıktşlarıyla pek çok ün yapnuş kimselerin ağızlanna geieni söylemele- ri doğnı değildir. "Hangi çağda bulunduğumuzu bu beyler pek iyi bilemiyorlar. Tüm nok- sanlanmızın sorumlulan, bizi bu duru- ma getirenlerdir. "Cumhuriyet yanlılan çağm gerek- krinipekâlâbildiklerinden,bugüngüzel bir hükümet (ve dolaytsıyla bir yöne- tim) kurmak için devlet yönetidîerine güç veriyoriar. Devlet örgütü iki daki- kada kuruhnaz, kurulamaz! "Önce ihtiyaçlar derin derin düşü- nülmelidir. "Bizim ihtiyacımız neyedir? Her şeyden önce bir hükümete! "Banş sağlaıuncaya değin sahnede başka sorunlar vardı. O dönemde tek amacumz savaşı kazanmaktı. Bunun icindir ki anayasa konusundaki eksik- liklerimiz giaerilemiyordu. Fakat or- tam doğaUaşmca bu gereksinim sınrtı. "Devlet somut bir temsikiye muh- tactır. Bu temsiki tüm manevi değerie- ri, devleti, hükümeti, toplumu, ortakh- ğı kişiliğinde toplaınalıdır. Yabana devletier bizimle yeniden ilişki kura- caklardır. İşte bunlaria konuşacak bir kişi gereklidir. "Ku»etlerin ayrüması, ulusun ege- menüğini doğrular. "Cumhurbaşkanmı Meclis. yani ulus seçecek. Dolayısıyla bu makama sahip olan da ulustur. Llusumuzun ba- şında yalnız babasuun oğlu olan biri, bir suhan, ya da somürgeciliktc olduğu gibi bir yabancı değil, ulusun başı sayı- lan bir yıırttaş bulunacak. "Hukuk bilginlerinden Feu'\ Moro der ki: 'Özgüriüğünü kazanmtş bir ül- kenin başında bulunan kimsenin. hal- kının seçtiği bir kişi ohnası, o ulusun onurunun, namusunun gereğidir." İşte bundan ötürüdür ki, Türk halkı cum- hurbaşkanını kendisi seçecektir. Ulu- suna hizmet eden her kişinin bu yüce makama erişebihnesi, politikanm, de- mokrasinin gereğidir. Bizde yeteneğini sözle değil, çahşmalanyla kanıtlayan tek kişi de Mustafa Kemal'dir. Çünkü Gazi Paşa, bir ulusun ancak beş-ata yüzyılda bir yetiştirebileceği bir dahi- dir." (1)- (NUTUK, Cilt: 2, ATATÜRK, Mustafa Kemal -1927) (2)- (Mustafa Kemal'in Cumhuriyet Defteri Alptekin, Mahmut-Variık Dergisi Kasım 1972) (3>- (Doğnı YoU Gökalp, Ziya -1923) (4)- (Kuvayı MUIiye Ruhu, Ağaoğlu, Samet -1964) (5)- (Türk Devrim Tarihi, Kili, Suna) Yarın: 'i$lm daha bltmemlstlr' ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ İstedikleri Ne? Bir terör uzmanıyla konuşuyorum. Gerçekte, adının ya- zilmasında bir sakınca görmüyor. Ancak, elimin, dilimin alışmaması için ben yazmıyorum; belki -yine izniyle- yaza- rım adını. Onunla konuşurken heyecanlanıyorum; Uğur Mumcu geliyor gözümün önüne. Soruyorum: - Uğur Mumcu'yla konuşmuş muydunuz? -Evet, diyor konuştum. Son olarak, Devlet Konukevi'ndö Doğan Avctoğlu 'nun oğlunun nikâh töreninde, bir direğin dibinde konuştûk. Bana Abdullah öcalan olayını, Kesire olayını anlatti, çok ilginç şeylerdi. Bunlan, Uğur'un öldürül- mesinden sonra çıkan, "kürt Dosyası" adh kitabında göre- medim, şaşırdım! Uğur'un "Kürt Dosyası" adtyla yayımlanan -kendisinin görmediği- kitabında, Ocalan'ın, Kesire'y'e evlenmeleri şöyle anlatılmaktaydı: "Abdullah Öcalan, bugunlerde Gazi Üniversitesi'ne bağ- lı Basın-Yayın Yüksekokulu öğrencisi Kesire Öcalan ile 24 Mayıs 1978 günü Ankara Gençlik Parkı nikah salonunda evlendi. Abdullah Öcalan ın tanıklığını Muzaffer Hayat yap- tı. Kesire Yıldırım'ın tanığı da, Tuncelilibiryakınıydı. Kesire Öcalan, Tunceli'nin Mazgirt ilçesinde, çevresinde CHP'li olarak tanınan Yıldınm ailesinin büyük kızıydı. Aile Alevi kökentiydi. Ancak Kürt değildi. Aile 4O'lı yıllarda Tunceli'- nin Mazgirt ilçesinden Elazığ'ın Karakoçan ilçesine yerles- mişti. Baba Ali Yıldınm, dava vekilliği yapmaktaydı. Kesi- re, Karakoçan Yenimahallede oturan Ali Yıldırım'ın altı çocuğunun en büyüğüydü. 21 Ekim 1951 tarihinde doğmuş, doğum tarihini sonradan düzelttirmış, Elazığ Lisesi'ni 1973 yılında bitirdikten sonra, Karakoçan ilçesinde Yeniköy llko- kulu'nda öğretmenlik yapmış, 1974 yılında da Ankara'da Gazi Üniversitesi Basın-Yayın Yüksekokulu'na girmişti. Kesire, Gazi Üniversitesi Basın-Yayın Yüksekokulu Radyo ve Televizyon Bölümü'nü 1977-78 ders yılı Şubat dönemin- de bitirdi. Üç ay sonra da evlenip, hemen Diyarbakır'a gitti- ler..." Uğur'un kitabintn 31. sayfasında başlayan Kesire böUJ- mü, çok ayrıntıya girmeden böyle sürüp gidiyor. Ama, uzmanın Uğur'dan dınlediği bölüm yok! Terör uzmanının asıl anlattığı, ABD'nin, PKK'ya yaptğı yardımlar. Şöyle dıyor. - PKK silahları nereden alıyor? Nereden geliyor bunlar? Amerika'nın yardım ettiği kesin. PKK'cılar, narkotik işlere bulaştılar. Bu işler öyledir: "Şu kadar mal karşılığı şu kadar silah!" Uzmana göre: Türkiye terörist avından vazgecip, Ame- rika'nın "siyasal çözümde direnmemesini" sağlamak ol- malı. Nedir Amerika'nın "siyasal çözüm" önerisi? Bu, bir anlamda Lozan'ın yerle bir edilmesi anlamındadır. "Bask" modelinden vazgeçilmesini sağlamalıdır Türkiye. ABDöte- den beri, 36 Paralel'in üstünde, kendi denetiminde, kısmen bağımsız bir Kürt devleti kurulsun ıstiyor. Türkiye henüz karar verebilmiş değil. Askersel çözüm mü, siyasal çözüm mü? Genelkurmay'ın, polisin askersel çözümden yana ol- dukları kesin gibi. Terörle savaş ise, henüz başlamadı uzmana göre; bu konuda bir eşgüdüm yok; bir "Terör Müs- teşarlığı" yok. Terörle ılgilı olayları yönetecek bir merkez yok. jandarma ayrı, polis ayrı, asker ayrı çalışıyor. Terörist avlamakla, terör önlenebilir mi? Kaynağı kurutmak gerek- mez mi? Güneydoğudaki sonolaylar, gazetecilere, siyasal parti- lere yönelik baskıiar, gerçekte şaşırtıcı değildir. Abdullah Ocalan'ın. PKK'nın şaşkınlığının açık belirtisidir. PKK için, Öcalan için basın özgürlüğü, demokrasi önemli değildir. Demokrasiden yararlanarak, Türkiye'de bin yıla yakın sü- redır kardeşçe yaşamış insanları birbirlerine düşman ede- rek, ABD'nin ıstediği "KürtDevleti'ni kurabitmektir. Neye mal olursa olsun. Apo, Güneydoğu'da daha çok Kürt köyle- rine saldırıyor, onları yakıyor, üç aylık çocuklar Kürt çocuk- lan! O daha kolayına geliyor. "Keklik" avına dönüştürüyor eylemlerini. Kürt kökenli devlet adamlarıyla, kimı milletve- kiUeri onun gözünde "fcefr//*"tirler. Pekı, Türkiye'de, PKK'- nın asıl arkasında ABD'nin olduğu anlaşılıyor mu? Yoksa: - Canım nereden çıkarıyorsunuz? Bak, Clinton bile, Tan- su Çiller'e, "PKK terör örgütü!" dedi. Uzmanımız dıyor ki: - £ee, dedi de ne oldu? Hem Clinton kim? Amerika 'da güç odakları ıçınde üçüncü sırada bile değildir! Dev tröstler var orada. Egemen güçler, Türkiye'de yeni bir faşizmin kurulması- na mı oynuyorlar? Onlar için Türkiye'de demokrasi olmuş olmamış önemli değil mi? "United States of America gibi, United States of Turkey olsun! Mustafa Kemal Türkiyesi'nin devrimci niteliği, bağımsızlığı, bütünlüğü öldürülsün! Ame- rikanofillerln yürekleri yağ bağlasın. Yoksul Kürdün, yoksul Türkün anası ağlayacakmış, ağlarsa ağlasın. Bin yıllık Türk-Kürt kardeşliği, düşmanlığa dönüşsün!" istedikleri bu mu? Demokrasi ne güzel! Bundan ödün vermemeliyiz. Ülke- de bir sıkıyönetim ilanına karşı çıkmalıyız. PKK'nın Güney- doğu'da gazetelerin dağıtılmasını, bürolannın çalışmasını yasaklaması, demokrasi ile özgürlükle bağdaşmayan fa- şistçe bir davranıştır. Orada yalnız "Özgür Gündem "in sat- tırılmak istenmesi ise, anlaşılması güç olaydır. Ozgür Gündemciler, buna karşı çıkmalıydılar. Biz. yazar olarak, ÇGD olarak onların özgürlüklerinı savuna geldik. Yine de savunuyoruz. Ancak, demokrasiden, özgürlüklerden ya- rarlanarak, demokrasinin, özgürlüklerin yokedilmesine izin vermemeliyiz. "Özgür Gündem"de yazan "Ali Fırat" imzalı kişi, Abdullah Öcalan mıdır? Ali Fırat, "Binyılınrüya- sı gerçekleşiyor" diyor. Ali Fırat, yani Öcalan, dağlarda yaptığı konuşmalan banda aldırıp, sonra bunlan toplatır- mış. Gönderirler, fakslarlarmış "Özgür Gündem"e. Dilin- den, kaleminden kan damlarmış! Ona da birşey demem, o da yayımlanmalı. Ama, mertçe olmalı; Türk generalini vu- rup, Kürt çocuklarını öldürüp, sözde "demokrat" geçinerek değil! Bu, herkesi kör âlemi sersem sanmak demektir. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 3 1/ İç Anadolu'da. birçok kuş türünü banndıran bir göl. 2/ Belirtiler... Demir- yolu. 3/ Hoşgöriisü geniş, açıkyürekli ve güvenilir kimse... Arapça bir söz- 4 cükte kısa "ı" ve "i" sesi- ni okutan işaret. 4/ Ağzı- mızdaki dişlerin bir 6 bölümüne verilen ad... İl- kel benlik. 5/ Kaçan kim- seyi ele geçirmek. 6/ Bir nota... Osmanlı devletin- deki sivil rütbelerden biri. 7/ Damızlık dişi hayvan... Akarsu yatağı. 8/ İskambilde koz... Yük- sek bir makama sunulan mektup ya da dilekçe. 9/ Tellal. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tekirdağ'ın bir ilçesi... Spor karşılaşması. 2/ Vücuttaki AIDS virüsünü saptamakta kullanılan test... So>xından gelinen kimse. 3/ "Aşk söyletir en — türküleri / Ay buluta girdiği gecelerde" (Cahit Sıtkı Tarancı)... Eski Türklerde ölüler için yapılan tören. 4/ Ödeşme, razı olma... Etrafı suyla cevrili kara parçası. 5/ İlaç... Uluslararası Çahşma Örgütü'nün simgesi... Güzel sanat. 6/ Borç ödeme... Arka geri. 7/ Uzerinde maden dövülen demir araç... Bir yerde oturan, ikamet eden. 8/ Bir çoğul eki... Dökülen tohumlarla ertesi yıl çıkan tahıl. 9/ Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri... Tuzla- nıp kurutulmuş yiyecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear