22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21EKİM1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Akbank'takâr patlaması •Ekonomi Servisi - Akbank 1993 yılının ilk 9 ayında vergi öneesi kannı 2 trilyon 640 milyara ulaşürdı. Akbank'ın 9'uncu ay sonu itibanyla ödeyeceği vergi tutannın ise 610 milyar lira olacağı belirtildi. Akbank Umum Müdûrü Hamit Belli yapüğı acıklamada "bu neticelerin elde edilmesinde banka aktiflerinin en iyi şekılde değerlendirilmesinin ve banka yönenminin dinamik bir şekilde piyasa şartlannı yakından takip etmesınin etkili olduğunu" belirtti. HenaultYardım' • İSTANBUL(AA)- Renault Mais, ücretsiz telefon aracılığıyla Renault kullanıcüannın ayağına koşacağı" Renault Yardım"' adıyla yeni bir hizmet başlatü. Renault Mais AŞ Genel Müdûrû Ateş Ünal Erzen, 365 gün ve 24 saat çalışan Renault yardım uygulaması ile Türkiye'nin yüzölçümünü kapsayan bir servis alanı sağladıklannı bfldirdi. Uygulama hakkında bilgi veren Erzen, şunlan söyledi: "Renault Yardım Servisi,980014100 numaralı ücretsiz telefon aracılığıyla hizmet verecek. Bilgjsayar sistemi ile anında devreye giren Renault yardım bilgi operatörleri, en yakın yardım noktasını en kısa zamanda olay yerine yönlendirecekler." Automotive93 fuan • İSTANBUL(tÜHA)- Uluslararası Automotive 93 Fuan 10-14 kasım tarihleri arasmda yapılacak. Ankara Altmpar ANFA fuar alanında dûzenlenecek fuarda, tüm motorlu araçlar özel amaçh taşıtiar, motor ekipmanlan ile otobüs terminal donanımlan sergilenecek. Inform tarafından düzenlenen fuar İthal Otomobilleri Tûrkiye Mümessilleri Derneği, Otomotiv Sanayii Demeği KOSGEB, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı,İGEMEve Ankara Büyükşehir Belediyesı'nin katkılanyla 'haarlandı. Fuara Güney Kore, Italya, Romanya, Bulgaristan, İngütere, Hindistan, Almanya, Fransa, Brezilya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Singapur, Ukrayna, Surinam ve Urdün katılacak. Hazine ihalesi • Ekonomi Servisi - Hazine 1 yıllık devlet tahvili faiande geçen ihaleye göre 0.29 puan düşüş oldu ve faiz 86.79 puana indi. Hazine a>nca iç borçlanmada bir rekor kırarak 26 trilyon 159 milyar liralık satış yapü. Sigorta Şirketlerî Birliği başkanı • Ekonomi Servisi- Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği Başkanlığına Cahit Nomer seçıldı. Milli Reasürans TAŞ'de 1981 yılından bu yana genel müdürlük görevini sürdüren Nomer, aynca bu tarihten beri Fair Afrika-Asya Sigorta ve Reasürans Şirketleri Federasyonu gibi uluslararası kuruluşlann Türk Delegasyonu Başkanlığı da yapıyordu. 'Kemer sıkmakta geçkaldık' • Bürokratlara göre 1994 bütçesinin acı reçeteye uygun olarak değiştirilmesi mümkün değil NURSUNEREL ANKARA - Başbakan Tansu Çfller'in VVashington'da IMF ve Dünya Bankası yöneticileri ile görüştükten sonra açık- ladığı "kemer sıkma" politikası. An- kara'da gerçekçi bulunmadı. Hüküme- tin ekonomik yaklaşımlannın en önemli ifadesi olan 1994 bütçe tasansının TBMM'ye gönderildiğine dikkat çeki- lerek "O tasanda ifadesûıi bulmayan kemer sıkma programı, hangi uygulama- larla gündeme getirilecek" sorulan yö- neltiliyor. Ekonomi bürokratlannın konuya ilişkin görüşleri şöyle: KREDLBtLİTE EMtzt - Kamu açıklannın TL cinsinden fınansmanı için hükümet bir süredir dış borçlanma yoluna gidiyor. Bu durum yavaş da olsa Türkiye için bir dış kredibilite sonınunu gündeme getiriyor. Standard and Po- ors'tan 3-B puanını bile güçlükle almış- ken Moodys'in dış dünyaya verdiği olumsuz sinyalleri ciddiye almak gere- kir. Eğer burada bir tırmanma olursa Türkiye ciddi bir kredibilite krizi ile kar- şdasabilir. NBBBN BÖVLET - Türkiye'nin mikroekonomik göstergelerinde negati- fe gidiş var. Dışfinansçevrelerini en çok ilgilendiren konu ise özelikle dış ödeme- ler dengesi. Şu anda 9 milyar 300 milyon dolarlık bir cari açıkla karşı karşıyayız. Bu rakamın yıl sonunda 15 milyar dola- n bulabileceği endişeleri gündeme geli- yor. Bu noktada dış finans çevrelerinin tedirginliği doğaldır. çünkü onlan en çok Türkiye'nin ödeme problemi olup olmayacağı ilgilendırecektir. NEIAFTTABtT.tM?- İçinde bulu- nulan mali yıl itibanyla talep yöneümi- nin ithalatı teşvik eder biçimde şekillen- dirilmemesi gerekirdi. Bu yapılmadı. şimdi dığer bir seçenek ise kurun hızh değiştirilmesi yoluyla ıthalaün cezalan- dınlması. Bu takdirde de döviz rezervi- miz içinde yer alan ve 5 milyar dolara yaklaştığı Uhrrtın edilen sıcak paranın kaçması ihtimali var. Bazı siyasi çevre- ler tarafından telaflfuz edilen ithalata kota konulması yolunun ise çok sakın- cah olacağıru söylemeye gerek yok. Gümrük Birliğine katıhnamıza 1 yıl ka- la böyle bir uygulamaya girmek bizi özellikle AT karşısında çok zor duruma bırakır, 1980 öncesine dönüş yapmış oluruz. KEMEM SIKMA - 1994 bütçesi TBMM'ye sevk edildi. Bütçe açığı ma- lum. Yeni Vergi Kanunu'nun da 1 Ocak I994'e yetişip yetiştirilemeyeceği bilin- miyor. Kemer sıkma programını hangi kanuni metinler üzerinde gündeme geti- receksiniz? İstikrar öngörmeyen, baştan 200 trilyon liralık açıkla yola çıkmış olan bütçe tasansının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda değiştirilmesi ta- bii ki mümkündür, ama siyasi atmosfer acaba buna izin verir mi? Dolayısıyla 1994'e ait hedefler ve poliükalar belli ol- duktan, kanun tasansı Meclis'e sevk edildikten sonra kemer sıkmaktan söz etmek pek gerçekçi olmuyor. ENTIASTOS - Aynca Toplu Ko- nut İdaresi başta olmak üzere bir sürü kamu kuruluşuna Varlığa Dayab Men- kul Kıymet (VDMK) ihraç izni verili- yor. Bu demektir ki iç piyasada Hazine daha yüksek faizle borçlanmak duru- munda kalacak, bu da enflasyonu yük- seltecektir. Bu zincirde doğal olarak dö- vizin kıtlaşması, TL'nin hızla değer kaybı da sıradadır, Marttaki yerel se- çimler dikkate almdığında Türkiye'nin 1994'ü istikrarsız bir ekonomik tablo ile tamamlayacağını söylemek hatalı ol- maz. Wall Street Journarın "Orta Avrupa Ekonomileri" ekindeTürkiye bölümü de yer aldı OrtaAsya'da Türk-Rus ekonomi savaşı Türkiye'nin ticari ilişkileri MMMUSNİ9IAN - Azerbaycan ;te hrmertötan arasıMak.1 Dağlık Karabağ yûzunden çıkan sa- vasşta Türkiye Azerbaycan'm arkasındayer aldtgı için ttişlciler köfcî 1932 rakamlan ıte Türktye ile ti- caret mtktan 7 milyon dofar (90 mıtyar Ura). Bu- nun buyuk btr kısmı küçûk ghişimciier tarafından gerçekteşöriHyer. 4 f ^ f « 4 M M J V - T.VIriyi. ılo ^l»f» »Mritari R.R yanîıst eski KGB şefı Aliyev'ın darbe ı(e Törk yanlıst Elçib^ *in yerine geçınesi nedenıyte so- ğudu-1992 tîcaret hacmi 90 mıtyon dolar (1 tril- yon 158 mKyar lira) Yaönm yaptlan sektörler ise şuntar Enerjı, Tefekomûrukasyon, Inşaat Azer- beycan'a yattrtmian Töıfen, FîokserTetetil, Pet Ntetaş, Teletaş. Koç gıbf biıyükTiırKfirmaian ger- çe«eştiı1yof. mtfSIA - B0T }çind«TCrtdye'nins i bûyök ti- caret ortağı Gerçekte Ka&asiar ve Orta As- yada«Scinl* bakımından Tûridye'nm en bu- yükrafcibı 1962 Ttcaret hacmi 1.4 milyar dofar (18 trityorı tıra). llıştulerin bukınduğu aianları Enerjı, Inşaat, Tanm, Rnans. Yaîmm yapan Tüfk firmalan: ENKA, E c z a c * ^ , Aiarko Kı*jrA.Kt#TâW -IVtşküer tyi dûreyde 1992 ö- caret hacmi 4 miiyOTi dolar (51.5 milyar itra). OzeSlıkle ınşaat sektörOnde ilışkıter bulunuyor CMMâJOU — Tûrttiye açtstndan büyük bir po- tansiyel var. 1992 ticaret hacmî 280 milyon doîar (3frtlyonlira). Yatnm yapilan aîanlanlnşaat, tu- ketim maliarı. Faatiyet goeteren ftrmalar Tek- fen, Eczactbsşt. ' l TtMMOaNtSTAN ~ llişkiler mütemmel ; dûzeyde 1992 ticareihacmi: 100 miVyondoiar (1 tntyon 287 milyar lira). Yatırtm alanfan: Enerji, tekstil, inşaat. 8u ûikede tş yapan Ttirk firmalan ise şunlar: Alarto, Bdncıler, Oegere, Simco. Bo$aziçi Tekstil ! KUUUMÂafZMJf — fltşkiler gelişivor. 1992 ti-1 care< hacmî 60 mityort dolar (772 rmlyar l»a). Yatınm yapılan alantar Enarji, MadencHik, tü- ttetiro rnailan GtMdSTTAA/- LBkedekı içsavaşyûzÖKten ticaret yapmak imkanstz hate setdt TOrktye bu savaşta Sevardnadze nın tarafını tutuyor vaş yüzüfKfen ticaret hacmt 6.5 milyon dolar (83 rnifyar lira) düze- yınde kaîdt. Yatınm aianları: Tu- rizm, tnşaaf, tuketım mailan AZMKKtKTAK- ll^kiter iyi rfcı- rumcfa. 1992 ticaret hacmi 275 mityofi dolar (3.5 trtîyon) Yaörtrn yaptlan atanlar: inşaai, tekstil. enerji. Faaliyette butunan firma- tef. Boıküit Bo^tiçı T ö « « . Eo- zacıbaşı. maaaa MVSIA - tiişfcier fazia de§tl 1992 ticaret hacmi 4 mrfyon dolar (515 müyBrHra). Ekonomi Servisi - Türkiye, dağılan Sovyet Birliği'nin ar- dından bağımsızlığını kazanan Türki cumhuriyetlerin üzerin- de etkili olmayı hedefliyordu. Şimdi ise Rusya ve Iran'ın böl- gede etkili olması Türk işa- damlannı endişelendirmeye başladı. Wall Street Joumal'ın Orta Avrupa ekonomileri konusun- da hazıriadığı ekte Türkiye bö- lümü de yer aldı. Türkiye'nin Orta Asya ülkeleriyle ticaret ilişkilerinin değerlendirildiği araştrmada, Türkiye'nin böl- gede ticari anlamda yayılmaya başladığı vurgulanıyor. Araş- tırmada özbekistan'da görev yapan Türk diplomatı Vakur Erkul'un Rusya'nmçardönemi politikalanna döndüğü ve ken- dini bölgenin polisi gibi görme- ye başladığı görüşlerine yer ve- rildi. Türkiye'nin bölgedeki giri- şimcilerini teşvik etmek için çe- şitli yollara başvurduğu belirti- len araştırmada Türk Hükü- meti'nin 2.7 milyar dolarlık ucuz maliyetli krediyle 700 ka- dar fırmasını yatmm için des- teklediği yer aldı. Türkiye'nin 5 Orta Asya ülkesinde toplam 6.5 milyar dolarlık yatınm yapüğı hatırlaülan araştırmada, takas ile ticaret yolunun seçildiği be- lirtildi. Dışişleri Bakanhğı bün- yesinde kurulan Türkiye Işbirli- ği ve Kalkınma Ajansı Başkanı Umnt Ank'ın görüşlerine yer verilen araştırmada. "Türkiye'- nin eski Sovyet cumhuriyetleri ile olan ticaret bağlantıiannın toplamının önümüzdeki 5 yıl içinde 3 milyar dolan geçmesi bekieniyor" denıldi "Tûrkler, Kazakistan, Türk- menistan ve Özbekistan gibi ti- cari potansiyeli yûksek pazar- larda tekstil sektörü başta ol- mak üzere, enerji ve tûketim maddeleri konusunda büyûk bir patlama bekliyorlar" denilen araşurmada şu görüşlere yer verildi: "Türkiye bilgi ve teknolojisini kullanarak Türkmenistan'daki ucuz ve kalitdi pamuğu işlemeye başladı. Bu geUşmeler ile birlikte Türk şirketleri bölgede pay sahi- bi oWu. Örneğin Eczacıbaşı AŞ bölgedeki en büyük serum, ikinci büyük ilaç ureticisi şirket duru- munageidi. Bölgedeki diğer bir önemli ko- nuda petroi ve doğalgaz çıkanl- ması ve aktarunı. Tekfen Hol- ding'den Nihat Gökyiğit Batı. yeni pazar yaratılmasmı ve bu ülkelerin serbest piyasa ekono- misine gecmesini istiyorsa Ak- deniz'e petroi ve Avrupa'ya do- ğalgaz naklini gerçekleştinl- meli' diyor. Ancak Türkiye yük- sek enflasyon oranı ve borçlan ile bölgedeki petroi kuyularını tşletme konusunda Bablı şirket- ler ile rekabet edebilecek gibi gö- rünmüyor." YAŞARHOLDİNG Gümrükbirliğiyle 'almadanvermeyelim' tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Yaşar Holding Yö- netim Kurulu Başkanı Sel- çuk Yaşar, AT'ye girmeden gümrük birliğine gidilmesi- nin Türkiye'de başta tanm ve tanma dayah sanayi ol- mak üzere büyük bir kesimi sıkıntıya sokacağını belirte- nek "Bu, almadan vermek ohır" dedi. Pınar Süt'ün Dünya Ban- kası'ndan aldığı 15 milyon dolar uzun vadeli krediyle gerçekleştirilecek ek tesisin temeli atıldı. Törende konuşan Selçuk Yaşar, ilave tesise 10 milyon dolar ayırdıklannı belirte- rek, süttozu ve donmuş et it- halatının Türk gıda sanayiini olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Gıda sanayiine yanm tril- yon lira yatınm yapmayı he- deflediklerini anlatan Selçuk Yaşar, Pınar Süt'ten hisse se- nedi alanlara "gönüllü müfet- tiş" olmalanru önerdi. -Yaşar, Türkiye"nin güm- rük birliğine girmeye haar- landığı bu asamada poütika- alan daha duyarlı olmaya çağırarak, "Politikacüar, gümrük birliğine girme hevesı içinde pek çok olumsuzluğu gözardı ediyor, Türkiye için birinci şart ATye girmek ol- malıdır. Bu olmadan gümrük birli- ğine dahil edilmek, Türkiye'- yi almadan vermeye zorla- maktır. Bu şartlarda gümrük birliğine girmek Türkiye'nin tarunı ve sanayiyı bırakması, turizm, eğlence gibi ticaret sektörûne yönelmesi demek- tir" dedi. İşadamlannın AT ile gümrük birliğine bakışı: 'Hemağlarızheıııgideriz' işadamlarının beklentisi Birliğinetkisi Yüzde TürkiyeyasancısermayeacKmdanoaziöe mertezi o»acak, ATîoniarîndanyararlanacak 21.0 Tasarruf Sahiplerine Duyuru . Türkiye İş Bankası A.Ş. Altıncı Menkul Kıymetler Yatırım Fonu İçtüzük Değişikliği Bankamızca yönetilmekte olan Türkiye İş Bankası A.Ş. Altıncı Menkul Kıymetler Yatınm Fonu içtüzüğü, Sermaye Piyasası Kurulu'ndan alınan 15.10.1993 tanh ve OFD/1517 sayılı izin doğrultusunda aşağıdaki şekilde değişiirilmiştir. ESKt ŞEKİL 3.1. Fon'un tutarı 360.000.000.000 TL'dir. (Üçyüzaltmışmilyar TL'dir.) 3.3. Fon 36.000.000 (otuzaltımılyon) paya bölünmuş,tür. 12.000.000 (onikimilyon) pay Fon başlangıç tutarını temsilen, 24.000.000 (yirmidörtmilyon) pay ise artınlan 240.000.000.000 (ikiyüzkırkmilyar) TL'lik tutarı temsilen ihraç edilmiştir. YENİ ŞEKİL 3.1. Fon'un tutarı 700.000.000.000 TL'dir. (Yediyüzmilyar TL'dir.) 3.3. Fon 70.000.000 (yetmişmilyon) paya bölünmüştür. 36.000.000 (otuzaltımilyon) pay fon başlangıç tutannı temsilen, 34.000.000 (otuzdörtmilyon) pay ise artmlan 340.000.000.000 (üçyüzkırkmilyar) TL'lik tutarı temsilen ihraç edilmiştir. AT ye tanınan ımtıvazla r dan yararlaracak »Itemmarfdeweara 9 » * » ucuziayacak,oretim rinaöyster* döşecek. Tekno(o|i yenilenecek Tetaikwigefleroftadan kalfeacsk, daha rahât sattşyapmao{afta§ı<io$acak. Işletmelerımızın kararalma mekanizması rasyonel esaslara oturacak Bılmıyor, fıkrı yok 195 16.0 1Z1 7 g 0.2 50 QA \ Yüzde KtsavsdedegüçBkter yaşanacak, areak zarnariSaolıtmkı S5.4 Türkiye gıderek daha fazla ithalata bağımlı hale gelecek 16.2 15.3 l Ekonomi darboğaza girecek. 8.6 Önemli bir eitisi S.4- Bilmryor, fikri yok 10 0.1 Ekonomi Servisi - fşadamlan. Avrupa Topluluğu ile I995'te gerçekleştirilecek gümrük birli- ğinın ilk asamada kendilenni zor- lasa bile iieride daha avantajlı hale getireceğini düşünüyor. Olu- şacak yeni rekabet ortamında gjrdi maliyetlerinin yüksekliği, verim ve kalite düşüklüğü gibi ne- denler dezavantajlar olarak sıra- lanırken Türkiye'nin yabancı ser- maye için cazibe merkezd haline gelmesi, AT fonlanndan yarar- lanma imkanı, hammadde ve gir- di maliyetlerinin düşmesi. tekno- loji yenileme fırsatı gümrük bir- liğinin sağlaya- cağı avantajlar olarak göriilü- yor. PtAR araştı- rma şirketi bün- yesinde oluştu- rulan Avrupa Topluluğu Bö- lümü'nün ger- çekleştirdiği ilk araştırmanın so- nuçlanna göre işadamlannın yüzde 55.4'ü gümrük birliğinin kısa vadede olumsuz etkileri olsa bile uzun vadede Türkiye ekono- misini olumlu etkileyeceğini dü- şünüyor. tşadamlannın kendi sektörlerine ilişkin beklentileri de olumlu gözüküyor. Ankete yatut veren 250 büyük firmanın yüzde 46.2'si gümrük birliği ile ortaya çıkacak rekabet ortamından olumsuz etkileneceklerini görme- lerine karşın, gümrük birliğinin beraberinde getireceği yeni avan- tajlardan ötürü oldukça iyimser bir görüş acısını paylaşıyorlar. İşadamlannın yüzde 26.2'si işlet- melerinın uluslararası düzeyde rakipsiz olduğu yanıtı vererek, kendileri için Türkiye'nin ulus- lararası rekabete acılmasının hiç- bir sorun yaratmayacağını bildir- diler. Yaşamsal sorunlarla kar- şılaşacaklannı belirtenlerin oranı ise yüzde 8.5. Hiç rekabet şanslan olmadığını düşünenler ise binde dört oranında kahyor. İşadam- lannın yüzde 11.4'ü gümrük bir- liğinin 1995'te kurulacağına inanmadığı için bu soruyu gün- demlerine alrtııyor. PÎAR*m250bü>-ökfinna arasında yapüğj anket, işadanılanran gümrük birliğinin iieridegetireceği avantajlar içm ilk asamada ı karşılaşacakian sorunlan göze aldıidanaı gösterdi İşadamlannın yüzde 67.8'i Türkiye ile AT arasında gümrük birliğinin 1995'te kurulacağına inanırken yüzde 29.2'sine bu ta- rih inandına gelmiyor, yüzde 3'- ünün ise bu konuda fîkri yok. Gümrük birliğinin kaçınılmaz- laşması ve giderek yaklasması karşısında işdamlannın kendile- nni bu sürece hazırlamak için arayışa girdiği görülüyor. Yüzde 54.7'si gelişmeleri takip ederek gerekli çalışmalan yapmak için araştırma içine girerken yüzde 16. l'i gelişmeleri yakından takip etmek istedikleri halde ne yapma- lan gerektiğini bilmiyor. İşletme bünyesinde ayn bir bölüm oluş- turarak bütün stratejik karar- lannı bu bölümün kararlan doğ- rultusunda uygulamaya geçirme aşamasmda olanlann oranı ise yüzde 9.3. Yüzde 1.7'si ise oluşturduklan ayn bölümün geliştirdiği görüşle- ri marjinal buluyor. Yine yüzde 13.6'lık bölüm 1995 tarihine inanmadığı için hiçbir hanrhk yapma gereği duymuyor. Işadamlan gümrük birliği ger- çekîeştiğinde karşılaşacak reka- bet dezavantaj- lannı ise girdi mali- yetlerinin yüksekli- ği (yüzde 30.7), iş- gücü verimliliğinin düşüklüğü (yüzde 19.1), Türk ürünle- rinin pahalılığı (yüzde 14), kalite yetersizhği (yüzde 6.5) olarak sırab- yorlar. Devlet yardımı mekanizmasının güm- rük birliği koşullan içinde değişe- rek teşyiklerin eksileceğinden en- dişe ediyorlar. Gümrük birliğiyle sürecinde teşvik mekanizmasında da ön- meli değişiklikler olacak. İşa- damlannın yüzde 58.1'i ATnin de gizli teşvikler aracıhğıyla ken- di sanayisinj desteklediğini savu- narak Türkiye'nin benzeri bir yapı geüştirmesini isterken, yüz- de 28.4'ü sorunu teşviklerde de- ğil, rekabet koşullannın eşitlen- mesinde görüyor. IŞÇENIN EVRENINDEN ŞÜKRANKETENCİ Acıilaç Kendimi bildim bileli, özellikle 1970'li yıllardan bu yana, Türkiye ekonomisini düze çıkarma adına, bize acı ilaç yut- turulur. Insanın canını yaktığı için, acı ilaç benzetmesi belki biraz doğru, ancak ben ekonomiyi düze çıkaran bir acı ilacı' hiç anımsayamıyorum. Her seferinde yanan bizim canımız oldu. Her acı ilaç yutturmacasının ardından da hasta ekono- mimizin sorunlan biraz daha büyüdü. Acı olmasma çok acı da, bu can yakan yutturmacanın ilaç özelliği neresinde onu hiç goremedik. Bu acı ilacın en ağırını bize 12 Eylül ile birlikte yutturma- mışlar mıydı? Sadece askeri yönetim döneminde değil. Oturtulan özgürlüksüz düzen, yaratılan örgütsüz, suskun toplum, köleleştirilmiş tepkisiz insan davranışlan sayesinde çok daha pervasız olarak Özal iktidarları döneminde. Çalı- şanların ücretleri istendıği gibi aşağı çekilmlş, yaratılan zo- runlu tasarruflar istenilen yerlere aktarılmış, pervasız, katksız, IMF, Dünya Bankası, uluslararası para fonlarının reçeteleri uygulanmıştı. Sonu ne oldu? Birileri çok fazla zengin oldu. Birileri, daha doğrusu ça- lışanlar, emeğı ile geçınenler, köşe dönmeyi beceremeyen- ler, çoğunluk çok daha fazla yoksullaştı. insanı yok sayan, insana ağır bedeller ödetilerek elde edilen kaynaklar çarçur edildi. Para yatınma değil ranta aktı. Üretım artmadan, geçi- ci önlemlerle sağlanan ihracat artşı, insanımızdan alınanla sağlanan denge, kısa bir süre sonra yeniden daha sorunlu olarak bozuldu, ihracat-ithalat açığı daha da büyüdü. Üretim zengini değil, rant, haksız kazanç, vurgun zengini türedi 19701er sonrası başlatılan, 12 Eylül ile doruga çıkartılan, etkili kampanyalar ile işçı haklarının, ışçi ücretlerindekı artı- şların enflasyonun nedenı olduğuna toplum, işçinin kendısi bile inandırılmışb. Gerek askeri, gerekse sivil iktidarlar elirt- de, işveren cephesi ile ıttıfak içinde 12 Eylül sonrası ışçıler, bütün ücretliler çok ağır biçimde yoksullaştırıldılar. Gerçek ücretlerde dünyada örneği görülmeyen bir yoksullaştırma, 5S yılda %50'yi aşan reel kayıplar gerçekleştirildi. işçinin, ücretlinin bu ağıryoksullaşması karşısında Türkiye'de önfla- yon hız kaybetmedı. Aksine yeniden hız kazandı. Çalışanlar çok ağır bedeller ödediler, ancak hiç değılse enflasyonun sorumlusu olmadıkları, enflasyon canavarını yaratmadı- kları, Türk ekonomisinde enflasyonun çok başka nedenlerle azdığı ortaya çıktı. Ücretliler, işçileraklandı. özal'a, Thatcher'a çoközenen, Çiller iktıdarında, şimdiler- de, ücretleri asağı çekerek enflasyonu indirmekten pek söz edilemıyor. Sendikal haklardan yararlanabilen işçı sayısı toplam içinde bir avuç sayılacak kadar azalmış. fizelde sa- dece 300 bin kişiden söz edilebllıyor. Göz dikılebilecek bir 900 binlik kamu işçisi kalmıştı. Şimdi bu rvedenle özelleştir- me çok fazla moda. Bu kez özelleştirme ile Türk ekonomisin- de mucize yaratma sevdasına kapılındı. PTT'nın Tsi ya- bancılara sablarak, Sümerbank'ın istanbul'un göbeğindeki arsalarınagökdelenlerdikilerek Türk ekonomisi düze çıkarı- lacak. Kamuda yığıldığı, verimsiz çalıştığı söylenen işçiler işten atılarak, kamu açıkları ortadan kaldırılırken yığılmış borçlar, kamu maliarı peşkeş çekılerek ödenecek. 12 Eylül sürecinde, gür çıkamayan, çatlak ilan edilen bazı sesler, bazı bilımsel gerçekleri ortaya koymaya çalışıyor- lardı. Çalışanının %90'ının ücretJi olduğu gelişmiş sanayi ül- kelerirtde dahi çalışan ücreti ile enflasyon arasında bilimsei doğrudan ilişki kurulamadığını anlatıyorlardı. Türkiye'de ışçi ücretlerini aşağı çekerek asla enflasyonun aşağı çekileme- yeceğini, enflasyonun başta yüksek faiz, ekonomik bozuk yapıya ilişkin çok başka nedenlerden yaşandığını bilimsel darakortayakoyuyorlardı.Kimsenıoışınegelmeaığı içir»bu bilimsel gerçeklere kulak tıkandı. Sonucu ortada. Şimdi de yine çatlak olarak değerlertdirilen, gür çıka- mayan bazı sesler, yine bilimsel verilerle, özelleştirme ile Türk ekonomisinde mucize yaratmanın olanaksız olduğunu anlatmaya çabalıyorlar. Yaratılmış çarpık kamuoyunun aksi- ne, KlT'lerdeki bütün olumsuzluklara, patizanca uygulama- lara karşın, abartılan kadro fazlalıklarının olmadığını, verim- liliğin hala özel sektörden daha yüksek olduğunu bilimsel olarak ortaya koyuyorlar. Kım dinler? IMF, Dünya Bankası, uluslararası finans kuruluşları tek koro halinde "Özelleştirme" dıye dayatıyor. "Acı ilaç"veril- sin deniyor. Çiller, ABD'den dönmeden, direktif Türkiye'ye ulaşıyor. Bakanlar Kurulu, koalisyon ortağı SHP, DYP'li mıl- letvekilleri, parlamento çoğunluğu ne düşünüyor? Hiç önemli değil. İlk acı ilaç olarak işçinin aldığı KDV geliri kalkı- yor. Zorunlu tasarruf ve konut kredisi yarı yarıya indirilirken, işçinin kullanımı adına sözde toplanmış büyük fonlann, işçı çıkarmasında, işsizliksigortasını getirme adına kullanılması programlanıyor. KİT'lere "zam serbest, işçisine fazla mesaı yasak" de- nıyor. Çok daha önemlisi, KIT'ler özelleştirılmese de biraz daha çökturülmesi, göçtürülmesi anlamına gelen her tür harcamanın durdurulması kararı geliyor. Üretimin, bırakınız verimli hale getirilmesı, çağdaş teknolojiye uyum sağla- ması, devam ettirilebilmesi için gerekli, bakım-onarım yatırı- mlan dahi yasaklanıyor. Açılmış ihalelerin iptali isteniyor Türkiye nasıl bir yapıya, nereye sürüklenmek isteniyor? Ku- lak tıkanan, gür çıkamayan sesler, bilimsel gerçekler, çok korkulması. ürkülmesi gereken uyarıları yapıyor. Dinleyen çikarsa? Çıkmazsa ne olur? Bir kez daha toplum olarak "acı ilaç" diye yutturulan, bize bedeli çok ağır, ancak ekonomimiz için de ilaç nıteliğinde ol- mayan, sadece başkalannın çıkarlarına hizmet eden bir uy- gulamayı daha görmüş oluruz. Ders alır mıyız? öncekiler- den ders aldık mı ki? "Canımızın yandığı, ağır bedel ödediği- mizle kalırız" diye kaygılanmaktan öte henüz yaptığımız hiç- bir şey yok. Bu siyasal yapı, bu sendikal yapı, bu basın, bu yozlaşma böyle sürüp gittikçe, aksine bir şeyler beklemek fazla iyimserlik mi acaba? Ben kendi adıma ilaç olmayan bir şeyin, bana "acı ilaç" diyeyutturulmasını, doğrusu insanlığı- ma, onuruma yediremiyorum. Benim gibi düşünenlerin az olmadığını da sanıyorum. Sorun galiba bizlerin seyirci ve örgütsüz, örgütlerin ise yozlaşmış ellerde olmasında. Z0RUM.U TASARRUF Yılbaşındanitibaren kesintilerazalacak ANKARA (AA) - Aylık ve ücretlerden yapılan zorunlu tasar- ruf kesinti oranı, yüzde 50 oranında düşürüldü. Yeni kesinti oranlan işverenler için yüzde 3, çalışanlar için de yüzde 2 olarak belirlendi. Yeni kesinti oranlannın uygulanmasına 15 Ocak i 994 tarihinden itibaren başlanacak. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu karan uyannca, çalışanlann aylık ve ücretlerinden yapılan tasarruf kesintisi oranı yüzde 2. devlet (işveren devlet _ . . r r . , ise) veya işverence sağla- Bakanlar Kurulu zorunlu tasarruf oranlannı yüzde 50 azaltarak işverenler için yüzde 3, çalışanlar için yüzde 2 olarak belirledi. nan katkı oram da yüzde 3 olarak belirlendi. 3417 sayılı çalışanlann tasar- rufa teşvik edilmesi ve bu tasarruflann değerlendi- rilmesine ilişkin kanun uyannca, tasarruf kesin- tisi nispeti, çahşanlar için halen, briit maaşın yüzde 4'ü, devlet veya işverenin katkı oranı da yine brüt maaşın >iizde 6'sı olarak uygulanıyor. Yeni uygulama ile zorunlu tasarruf hesaplanna aktanlan toplam kaynak, aylık briit maaşın yüzde 10'u iken bu oran 15 Ocak 1994 tarihinden itibaren yüzde 5'e düşecek. Bir başka anlatımla aylık brüt maaşı 10 milyon lira olan çalı- şanın, bordrosundaki tasarruf kesintisi miktan 400 bin lira iken bu kesinti, 200 bin liraya inecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear