22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13EKİM1993ÇARŞAMBA HABERLER Akyol: Ecevft sağakaydı •ZONGÜLDAK(AA)- CHPGenelSekreter Yardımcısı Barün Milletvekili Hasan Akyol, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in sağa kaydığını, soldan koptuğunu söyledi. Hasan Akyol. sosyal demokrat partilerin birleşmesi konusunda kendılerinin samimi olduğunu belirterek birleşme konusunda somut adımlar aülmasına devam edilmesini istedi. Akyol, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'i de eleştirerek "Ecevit, kendi başına hareket etmek istiyor. Birleşmeye karşı çıkıyor. Ona saygım olmakla birlikte yaptığı doğru değil. Ecevit hakkındaki kararı, kamuoyuversin." dedi. Bütün: Türkiye Soroali'den çekilmeliılir' • ANKARA (AA) - Büyük Birlik Partisi Genel Başkan yardımalanndan Esat Bütün, ABDnin Somali'de BM'den ayn hareket ettiğini iddia ederek "Türk birliğinin derhal Somali'den çekilmesi gerektiğini" söyledi. Bütün, dün bir basın toplantısı düzenleyerek hükümetin dış poliükasına ilişkin görüşlerini açıkladı. Uluslararası ilişkilerin karşılıklı çıkar temelleri Ü2erine kurulduğunu, izlenen dış politikalann başansının, geürdığj ve götürdükleriyle ölçüldüğünü anlatan Bütün, şunlan söyledi: "Dış polıtikada alınan kararlar, aynı zamanda birer ekonomik karardır. Dünya ile beraber hareket etmek için dünyanın da bizimle beraber hareket etmesini isıemek, mi llet olarak en doğal hakkımızdır." Perinçek: İthal malı ref orm ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek. Başbakan Tansu Çiller'in Güneydoğu sorununun çözümü için dile getirdiği Bask modelini, "ithal malı ref orm" olarak nitelendirdi. Perinçek, şiddetin durdurulması gerektiğini savunarak "Şiddetle kınlan gönül, ithal malı reformlarla tamir edilemez" dedi. Perinçek. dün yaptığı yaalı açıklamada. Genelkurmay Başkanı'mn "büyük riskleri göze alan şiddet politikası izlemekten yana olduğunu" savunarak. bu tutumu eleştirdi. Muhalifler, Cindoruk'un peşindeI ANKARA (ANKA) - DYPOlağan Kongresi'nde Başbakan Tansu Çiller'in karşısına aday çıkarmak için çalışmalar yapan ve öncülüğünü eski Devlet Bakanı Gökberk Ergenekon'un yaptığı muhalif kanat, genel başkan adaylığı için ikna edemediğiTBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un desteğıni almak için çalışmalar başlattı. ANKA'nın DYP kaynaklanndan edindiği bilgilere göre kasım ayında yapılacak kongrede, "Çiller'in karşısında kazanacak bir aday" iddiası ıle genel başkan adayı çıkarmaya çalışan ve öncülüğünü eskı Devlet Bakanı. Antalya Milletvekili GÖkberk Ergenekon'un yaptığı ekip, TBMM Başkanı Cindoruk'uadaylık konusunda ikna edemedi. Erbakan'ı yargılayanhakim RFde • ANKARA (UBA)- Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan." 12 Eylül darbesinden sonra beni yargılayan hakimlerin RP'ye katılmasından mutluluk duyuyorum. Bunu çok tabii sayıyoruz" dedi. "Askeri hakimlerin hepsinin inançlı. temiz memleket evlatlan olduklannı" belirten Erbakan, bu konuda şunlan söyledi: "O zaman da bu hakimlerimiz, aynı asaleti göstermişlerdi. Bugün de aynı ınançla aramıza katıldılar. Sayın Hamdi Sevinçde havacı İsmet Albayımızda bizi yargılayan, ancak görevi gereği bunu yapan hukukçulanmız. Ama şimdi Refahlılar. Bu çok sevindirici. sevindirici olduğu kadar da tabii bir gelişme." Başbakan, Viyana'da îspanya Başbakanı Gonzales üe görüşmesinden sonra ortaya atılan haberleri şaşkınlıkla izlediğini söyledi BaskmodeHnöfcbilmiyorum Bask modelini yalanlayon Başbakan 'Verilecek tek çakıl taşımızyoktur'dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tan- su ÇiDer. Güneydoğu'ya Bask modeli önerdiği haberlerini yalanladı. Çiller, Viyana'da İspanya Başbakanı FeKpe Gonzalez ile yaptığı görüşmeden sonra ortaya atılan haberleri şaşkınlıkla izle- diğini belirtirken "Ben, Bask modeli ne- dir bibniyoruın" dedi. Çiller, hükümeti kurduktan sonra çıktığı 'liderler turu'- nda da Kürtçe yayın ve eğitim konulan- nı gündeme getirmiş, ancak özellikle DYP grubunda kendisine yöneltilen sert eleştiriler üzerine. bu haberleri de yalanlamıştı. Çiller, dün partisinin TBMM grup toplantısında muhalefetin ve Cumhur- başkanı Süleyman Demirel'in de eleştiri- lerine hedef olan Bask modeli haberle- riyle ilgili bilgi verdi. Viyana'daki görüş- mede Gonzalez'ın yalnızca Bask yörele- nnde aldıklan önlemleri anlattığını ve kendisinin dinlediğini belirten Çiller, "kendisinin böyle bir modeli bilmediğini" söyledi. Bask modekyle ılgılı bir kanun hazırlığına girişmediklerini. hiçbir yakınına bu konuda çalışma yapması talimatı vermedigini. konuyu Bakanlar Kurulu'na getirmediklerini anlatan Çil- ler. sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konuda yazılanlaruı benim ağznndanmış gibi veribnesini bir büyük şaşkınlıkla izliyorum. Eski genel baş- kanımızın dediği gibi 'Benim ağzımdan duymadığınızsözlerbenımdeğildir.'Ben Bask modelinin ne olduğunu bile bilmiyo- nun. Bu konuda y apılmış erken beyanlar varsa, tepkiler >arsa, bunlar da benim dışımdadir. Türkiye'nin topraklaruıdan verilecek tek bir tavizi, >erüecek tek bir çakıl taşı yoktur. Biz büyük bir kararub- kla terör meselesinin üstüne gjttik. Terö- rün üstesinden geldik demiyorum, ama bu kararlılıkla bir dönüşme oldu, turnanışı tırpanladık. Bu kararlılıktan taviz venneviz." ANAPın Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak iptal ettirdiği KHK'lar so- rununa da değinen Çiller. ANAP Genel Başkam Mesut Yılmaz'ı bu konuda çe- lişki içine düşmekle suçladı. Yılmaz'ın KHK'lardan 'hukuk dışj yöntem' diye söz ettiğini söyleyen Çiller. Özal döne- minde 185. Akbulut döneminde 40. 3 aylık Yılmaz döneminde ise 25 KHKçı- kanldığını anımsattı ve şöyle dedi: "Hukuk dışı yöntem ise niye siz de KHK çıkarttıntz? Bu yanlış değilse, niçin anayasaya başvurup iptal ettiriyorsunuz? Yoksa bu KHKIann içeriğini mi istemi- yorsunuz? Yani 550 bin ögrencinin üni- versiteye girmesini, terörle mücadele edenlere, hakimlere yeni olanaklar geri- rilmesini. kadın hakları için müsteşarlık kurulmasını mı istemiyorsunuz? Neye hayır deniyor? Bunlardan hangisinin içe- riğine karşısınız? Bu çözümleri beğenmi- yorsanız, 'bu çözüm daha iyi' diye orta- ya çıkın. Engellemesinler, korkmasınlar, destek versinler." Çiller, ekonomik konulara değinir- ken de 1994 yılı için umut vermedi. Çil- ler, 94'ün "ne iyi ne kötü bir yıl olacağı- nı" bildirdi, hedeflerinin 1995 ve 96 yıllan olduğunu söyledi. Çiller, 1994 içinde yapılacak vergi reformu ve özel- leştirme gibi gjrişimlerin sonuçlannın ancak 1 yıl sonra alınabileceğirû belirtir- ken "10 yüdır birikmiş olan bu sorunlara neşter vurmazsak. önlem almazsak, Tür- kiye'nin büyümesi durabilir" diye konuş- tu. "Gonzalez'den çok etkilendim" Çiller. Viyana'da Gonzalez ile yaptığı görüşmeden sonra gazetelere yansıyan açıklamalannda. "Sayın Gonzalez'den çok etkilendim. Kendisi bana İspanya'da terörün nasıl önlendiği konusunda son dere- ce inandıncı bilgiler verdi" demişti. Terö- rün önlenmesi için yerel yönetimlerde ye- niden yapılanmanın etkili olacağını. bu- nun için fspanya'run deneyiminden yarar- lanılacağını ve bu yönde çalışma başlata- cağını kaydeden Çiller, Gonzalez ile Bask modelinin ele alındığı görüşmeyı şöyle ak- tarmıştı: "Kendisi terörün önlenmesi için önce gi- dip Fransa Cumhurbaskanı Mitterrand ile görüşmüş. Terörii önlemenin birinci şarh, komşu ülkeyle anlaşıp sınırı güvence altına almak. İkinci adını olarak parlamentoda bir uzlaşmanın sağlanması gerekiyor. Par- lamentodaki bütün partilcr, teröre hiç taviz verilmemesi konusunda bir uzlaşmaya var- malıduiar. Bu uzlaşma sağlanınca, gfiven- lik güçlerinin işi kolaylaşacak ve mücadele daha etkili olacakür." Mücadelenin üçüncü ve en önemli ayağının yerel yönetimlerin güçlendiril- mesi olduğunu vurgulayan Çiller. aynı de- mecinde şöyle devam etmışti: "Biz de yerel yönetimler konusunda yeni bir yapılanmaya hazırlanıyoruz. Ancak Sayın Gonzalez'in burada altını çizdiği çok önemli bir nokta var. Yerel yönetimlerde başanlı ofanak icin bazı bölğeiere farklı özellikler vermek gerekir. Yani bu özellik- lere uygun bir yapı sağlanmalv." Karayalçın, solda birlik konusunda Ecevit'le görüşmesinden sonra gruba bilgi verdi. (Fotoğraf: AA) 'Ya çokbaşlılığı bitiririm ya da genel başkanlıktan aynlınm' dedi Karayalçın'dan SHP grubıınarest ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın. bilgı- si dışında yasa önerileri verilmesıni. televizyon konuşmalan yapılmasını eleştirerek grubuna rest çektı. SHP lideri, "Ya bu çokbaşlılığı bitiririm ya da aynlınm" dedi. Karayalçın. Başbakan Tansu Çiller'in Güneydo- ğu sorununun çözümü için dile ge- tirdiği Bask modeli konusunda da "Her neyse Bask modelini de tarttş- malıyız. Hatta federasyonu savun- mak isteyenler de bunu tartışabilme- li. Bunların şiddetle ilgisi yok" değer- lendirmesini yaptı. SHP TBMM grup toplantısının basına kapalı bölümünde. SHP Grup Başkanvekillerinden Ercan Karakaş ile bir grup arkadaşının Te- rörle Mücadele Yasasfnda değişik- lik yapılarak şiddet eylemleri dışın- da aynlıkçı görüşleri savunmanın suç kapsammdan çıkanlması görü- şünü içeren yasa önensı tartışıldı. SHP Grup Başkanvekillerinden Ni- hat Matkap'ın da olağanüstü halin uzatılması konusunun Bakanlar Kurulu'nda ele alınmadan, mutlaka grupta konuşulmasmı istediği öâre- nildi. Edinilen bilgiye göre Çorum Millet- vekili Cemal Şahin. Karakaş ve arka- daşlannın yasa önerisini eleştirerek. gırişimin "yaıtfış anlaşılabileceğini" bu nedenle önce grupta mcelenmesı gerektiğini söyledi. Malatya Milletve- kili Mustafa Yılmaz'ın. Terörle Müca- dele Yasasf nın "MGK'nm baskısıyla, dayatmasıyla çıktığını" söylediği, An- kara Milletvekili Mehmet Kerimoğlu - nun da "Yeterince radikal ve sol çıkış- larımız olmadığı icin eleştiriliyonız. Genelkurmay kafasıyla olaylara yak- laşılmamalı" dedığı öğrenıldı. Kara- • SHP lideri Murat Karayalçm, dün SHP grubunda çok sert bir konuşma yaptı. Bilgisi dışında yasa önerileri verilmesini, TV konuşması yapılmasını eleştiren Karayalçın, aksi durumlar devam ederse genel başkanlıktan aynlabileceğini söyledi. kaş da önerinın parti ilkelerine, yasa tekniğine uygun olduğunu. herhangi bir uygunsuzluk görmediklerini, sos- yal demokrat partilenn her fikrin dile getirilebilmesı olanağını sağlaması ge- rektiğini vurguladı. Karayalçın'ın resti Karayalçın. Karakaş ve arkadaşla- nnın vasa önerisi konusunda kendisi- ne bilgi vermemesinı eleştirdi. Kara- yalçın'ın, "GazetecUer bana soruyor, 'Bılmiyorum' demeye utanıyorum. Gnıba bir çekidüzen >erilmeli. Grup di- siplinine uygun davranılmalı" dedığı öğrenildi. Karayalçın'ın. bazı parti yonetıcılerirun T\" konuşmalanna da tepki gösterdiği ve grubu "Başından beri çokbaşlılik olmayacağını söylüyo- rum. Ya bu çokbaşhlığı bitiririm ya da aynlınm. Çokbaşlüık surmez" diye uyardığı bildırildi. SHP Genel Başkanı Karay alçın'ın öncelıkle tartışma konusunun iyi sap- tanması gerektiğine dikkat çekerek, sosyal demokratlann her türlü düşün- cenin savunulmasına fırsat vermesi gerektiğini söylediği belirüldi. Edini- len bilgiye göre Karayalçın, şunlan söyledi: "Elbette, Tûrkiye'nin bölünmesinh parçalanmasını savunmamn fıkir düze- yinde kalıp kalmadığı tartışılabilir. Bu, eylem olarak da kabui edilebilir. Her neyse Bask modeli de tartısılmalı. Hat- ta federasyonu savunmak isteyenler de bunu tartışabilmeli. Bunların şiddetle ilgisi yok. Biz, Tûrkiye'nin bir parçası- nın kopanlmasının savunulmasına ka- tılamayız. Ama Kürt yurttaşlann so- nınlarını, Türk insanının da savunması gerekir. Esasen anay asanın flkir özgür- lüğüyle ilgili maddesi dikkate alınarak. bununla çelişen tüm yasalardaki mad- deleri değiştiren bir düzenleme daha iyi olurdu." BAYKAL^DAN ÇILLERE Yıunurtlanıayı bıraksın^artık omletyapmaya başlasın • Uygulanan yanlış politikalar nedeniyle üniversitelerin artık 'ayaklandığınMfade eden Baykal,'Üniversite öğretim üyeleri 2 gündür derslere girmiyor ve bir şey anlatmaya çahşıyorlar'dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Başbakan Tansu Çiller'ı n laubali bir iş tarzı' y üruttüğünü bchrtcrek "Başbakan artık yumurtlamayı bıraksuı, omlet y apmaya başlasın" dedi. Başbakan'ın son olarak Güneydoğu için Bask modeli önerdiğine dikkat çeken Baykal. "Ama Başbakan, 3 gün sonra onu da bir kenara itecektir""dedi. Başbakan ileCumhurbaşkanı arasında her geçen gün artan bir gerginliğin varlığına dikkat çeken Baykal. Türkiye'de bir 'kakafonT yaşandığını söyledi. Baykal, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada. hükümetin "terör, su sorunu, üniversiteler" konusunda başansız olduğunu vurguladı. TBMM'nin uzun süreden beri etkinliğini yitirdiğini ifadeeden Baykal, "Türkiy e'de parlamento \ ar mı yok mu. beUi değil. Tûrkiye'nin meselelerine parlamento el koydu mu koymadı mı, beUi değil"diye konuştu. Parlamentonun gündeminin. çalışma yönteminın bellı olmadığını savunan Baykal. "Bu konularda tam bir dağınıklık, tam bir kargaşa egemendir" dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in kendisini orkestra şefıne benzettiğine dikkat çeken Baykal,"Doğmdur. Ancak,Türkiye'de öyle senfonik bir armoni yoktur. Tam bir kakafoni yaşamyor" görüşünü dile getirdi. Hükümet ile Anayasa Mahkemesi arasında bir kriz yaşandığına dikkat çeken Baykal, Başbakan'ın. Yetki Yasası'nın iptal edilmesine tepkisinin. "Bizi kimse yolumuzdan çeviremez" şeklinde olduğunu söyledi. Başbakan Çiller'in Güneydoğu sorununa yönelik Bask modelini önermesinededeğinen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de terör sorunu olağanüstü bir şekilde hissedilİnce, terör sorununun çözümüne y önelik özel ordu tartışmasını ortaya atıyor. Özel ordu tartışması orada kalıvor. Gördüğü reaksiy on üzerine bu konu bir kenara bırakılıvor ve o tartışma orada kalıyor. Bir süre sonra Avnıpa Konseyi Toplantısı'nda Sayın Gonzalez'le karşı karşıya geliyor, birden Bask'ı keşfediyor. Bask deneyiminin getireceği şanslar konusunda eğitim olanağı olarak değerlendiriy or \e daha sonra büyük bir heyecanla. Bask modeli diye Türkiye'ye aktarıy or. 3 gün sonra bunun da bir kenara itileceğinden hiç kimsenin kuşkusu ounamalıdır." ANAP Genel Başkanı Yılmaz, Çiller'in Bask modelini eleştirdi: Başbakan'ınkonuştııkhuvnckküyeahnaym • Yılmaz, Çiller'in kulağına en son kim ne fısıldarsa onun şarkısını söylediğini bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. ''Güneydoğu'ya Bask modeü"nin devlet kade- melerinde tarüşılmadan ortaya atılmasını eleştirerek bu konu- da Başbakan Tansu Çiller'e yüklendi. Yılmaz, "Başbakan'- ın konuşmalarını ciddiye alma- yın, sağolsun en son kulağına kim ne fısıldarsa onun şarkısını söylüyor" dedi. Başbakan Çiller. DYP gru- bunda Bask modeli haberlcnni yalanlayıp "Bask modelinin ne olduğunu bile bilmiyorum" dcdı- ği saatlerde, ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yılmaz. ANAP grubunda eleştirilerini günde- me getirdi. Başbakanlığı sıra- sında İrlanda ve İspanya'daki terör örgütleriyle mücadele yöntemlerini inceletüğini, ETA ve IRA ile ilgili bu incelemeler konusunda devlet arşivlerinde raporlar bulunduğunu bildiren Yılmaz. sorunun çok yönlü araştınlması gereğine dikkat çekti. Bask modeli Mesut Yılmaz. Çiller'in Gü- neydoğu için Bask modeli öner- diği haberleri konusunda şöyle konuştu: "Sağolsun, en son kulağına kim ne fısıldarsa onun şarkısını söylüyor. Böyle devlet tdaresi ol- maz. Bu devletin kurulları, kur- mayları ve bir Bakanlar Kurulu vardır. Bir Başbakan, buralarda tartışmadan her kulağına söyle- neni uluorta söyleme hakkına sahip değildir. Meseleyi çok yönlü araştvmak gerekir. Bask modelini savunmak yanlıştır. İs- panya'da 17 adet otonom bölge vardır. İspanya bir nevi federal devlet statüsündedir. Türkiye ise üniter devlettir. Bu önerinin Tür- kiye'de ortaya atılmadan önce devletin her kademesinde tartı- şılması gerekirdi. Başbakan'ın bu açıklamalarını ciddiye alma- dım. Bir hafta önce Alman Baş- bakanı ile Zonguldak'a niikleer santral kuruyordu, bundan Tür- kiye'de hiçbir Allah'ın kulunun haberi yoktu. Gonzalez'le Bask'ı görüştü, yarın Clinton ile de başka bir şey konuşur. Başba- kan'ın. konuşmalarını ciddiye almay ın. Çiller istiyor diye, mil- letin istemediği kötü hiçbir şey olmaz." Çiller başkanlığındaki koa- lısyonun 100. gününü doldur- duğunu vurgulayan Yılmaz, hiçbir zaman azgın muhalefet yapmadıklannı. ancak Çiller'in sorumluluğunun 3 ay önce baş- ladığı yaklaşımma onay verme- yeceklerini söyledi. Çiller'in hem meclis hem parti desteğin- den yoksun olduğunu bildiren Yılmaz. hükümete seçimler ko- nusunda da uyanda bulundu ve yerel seçimlerle genel seçimlerin 26 martta birlikte yapılması önerisini yineledi. Yılmaz, şöyle konuştu: "Bu şartlarda bir yandan or- tağma taviz vererek koltukta oturmakta ısrar ederse hiçbir so- runa çözüm geriremez. Onun için koalisyon hükümetine düşen en büyük görev, mart ay ında y apıla- cak yerel seçimleri genel seçim- lerle birleştirmekrir. Bu Türki- ye'de 5 yülık kesintisiz bir icraat dönemi başlatacaktır. Bunu parti menfaati açtsından değil, üike menfaati açısından söylüyorum. Hükümet o zamana kadar dayanırsa yerel seçimler koalis- yonun sonu olacaktır.Türkiye'- nin bu Meclis'ten yeni bir hükümet çıkarması mümkün değildir. Ardından erken secim gelecektir. Ancak ülkenin bir bölümünde 'güvenlik sağlanamı- y or' diy e, tek sandığı da kaçırma- ya çalışuiarsa >ay hallerine." HAFTAYABAKIS AHMETTANERKIŞLAU YÖK ve Yalanlar Pek Sayın Doğramacı gitti, ama "eseri" olduğu gibi duruyor. Belli ki yerini alacakları iyi yetiştirmiş. Yöntemler de aynı, söylemler de.. Sadece gazetecilerin kayıt aygıtları- nın ya da TV kameralarının önünde ağzını açıp kapayan "zat" farklı.. llke çok "ilkel", ama çok geçerli. Bir yalanı bıkmadan usanmadan, aynı inançla yineler- seniz . Işin içyüzünü bilmeyenler -ve de bu işe fazla kafa yormak gereğini duymayanlar- sonunda yalanı "ger- çeAr"sanabilirler. Hatta sonunda, o yalanı allayıp pullayıp sunanlar da kendi yalanlarına inanmaya başlayabilirler. Yalanın ne- rede bitip gerçeğin nerede devreye girdiği, giderek bir- birine karışır. Kuzu postundaki "kurf'un sevdiği ortam da budur za- ten.. ••• YÛK Başkanı Prof. Mehmet Sağlam ın geçen hafta Cumhuriyet'te yayımlanan söyleşisinde, altı çizilmesi gereken üç "mesa/" vardı. Birinci mesaj: YOK derse girmeyi zorunlu kıldı, onun için eleştiriliyor. Hiç siz, "derse girmeyi zorunlu kıldığı için'' YÖK siste- mine karşı çıkan bir öğretim üyesi gördünüz mü? Önce yaptığınız "ender" doğru şeylerden birisini eleştiriliyormuş gibi gösterin. Sonra da çıkıp "Bakın biz doğru yapıyoruz, onlar eleştiriyorlar" diye yakının.. Buna "bakkalkurnazlığt' demek, bakkallarasaygısız- lık olmaz mı? İkinci mesaj: Üniversitenin yöneticilerini seçmesi kö- tüydü. çünkü ipler "seçmen'ln elinde kalıyordu. YÖK sistemi, gerek öğretim üyesine gerek yöneticiye "dina- mizm" vermiştir. Ama "hocalanmızın rahatmı kaçırdı- ğı" için karşı çıkılıyor. Işık Kansu arkadaşımıza bu savunmayı yaparken Sa- yın YÖK Başkanı'mn bilmem yüzü kızardı mı? Kızarma- dı ise en az kendinden önceki "zat "kadar "profesyonel- 'leşti demektir. Böyle bir durumda "yalan makinesi'rim sonuç ver- mesi de çok zor. İçinde yaşadığım için biliyorum. Sayısız örneklerini alt alta sıralamaya hazırım.. YÖK, Türk üniversiteler tarihi- nin, "en keyfi", en denetimsız yıllarının sorumlusudur. YÖK dönemi. gerek yönetim ılkeleri gerekse "bilimsel ahlak"açısından "yüzkarası"olaylarla doludur. Yandaşların, yeteneksizlerin, kişilik yoksunlarının en rahat korunup kollandıkları dönem YÖK dönemidir. Eği- timin düzeyi de, bilimsel araştırmaların düzeyi de aynı dönemde yıllarca gerıye gitmiştir. Çünkü üniversite içindeki demokratik denetim kanal- ları "tamamen"tıkanmıştır. ••• Üçüncü mesaj: Türban sorun olmamalı. Yasakla de- ğil, ikna ile sonuç alınabilir. 18 yaşını bitirmiş insanların kişiliklerine ve "şahsi hayaf'larına saygı gösterilmesi gerekir. Ve Sayın YÖK'çü daha da ileri giderek ekliyor: "Ben üniversite içinde öpüşen gençlere kızmam.." Türbana da hoşgörü, öpüşene de.. Gençlerin kişilikle- rine saygı.. Bundan daha "demokratik" bir yönetici ko- lay kolay bulunabilir mi? İyi de acaba bu düşüncelerin sahibinin bir ikizi mi var: Bundan daha birkaç yıl önce yapılan "Milli Eğitim Şu- ras/'ndagençliktemsilcilerine "ikincisınıfinsan"mua- melesi yapan.. Komisyonlarda "aday" olmalarına bile tahammül gösteremeyen.. "Üniversite Gençliğinin Sorunları Komisyonu"r\öa en "çağdışı" ve en "antidemokratik" kararların alınmasın- da etkin rol oynayan.. Bir "ikiz.." Eğer böyle bir ikiz yoksa Sayın Sağlam'ın "ortama uy- ma" ve "değişme" yeteneğine hayranlık duymamak elde değil!.. ••• YÖK öncesi üniversitelerde, düzeltilmesi gereken çok yanlışlar vardı. Ama sıstemin kendisi doğruydu. YÖK dbnemi üniversitelerde bazı doğrular var. Ama sistemin kendisi yanlış. YÖK'çü üniversite yönetimleri, bir zamanlar General Evren'e "onursaldoktora" vermişti. Geçenlerde de Sa- yın Demirel'e vermişler. Ben olsam öyle birer tane ile yetinmez, birkaç tane daha verirdim.. Bir tane "hukuk doktorası". bir tane "/a- iklik" doktorası, bir tane "Kemalizm doktorası" ta\an.. Hem boylesi "dinamik ve gerçekçi" YÖK sistemine daha uygun düşerdi.. Hem yayımianacak yeni "YÛK'sel istatistik'ierde, verilen doktora sayısı daha kabarık gö- rülürdü.. Hem de değerli üniversite büyükleri, gelecek seçim- lerde de yerlerini "daha" iyi güvence altına almış olur- lardı.. Fena mı?.. Eczacıbaşı'na Saygı Sayın Nejat Eczacıbaşı nın aramızdan sonsuza dek ayrıldığını öğrenmek beni çok hüzünlendirdi. Bulundu- ğu toplumsal konumun gereklerini en iyi yerine getiren insan "büyük"tür. Düzeyi, yapıcılığı, alçakgönüllülüğü, çalışkanlığı ile örnekti. Sadece ekonomik alanda değil, sportif ve özel- likle de kültürel alandaki katkılarıyla "kalıcı birsaygı"yı hak etmişti. Kederli ailesine ve kültür dünyamıza "en içten" baş- sağlığı dileklerimi sunuyorum. MezarcL, RP lideri Erbakan^a başkaldırdı MKYK'dan istifa eden Mezarcı, Erbakan 'ı Yeltsin 'e benzetti. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Refah Parüsi'nde (RP) yeniden genel başkanlığa seçi- len Necmettin Erbakan'a ilk tepki İstanbul Milletvekili Hasan Me/arcfdan geldı. Erbakan'ı Yeltsin'e benzeten Mezarcı. kongre sonucunda partide hiçbir şeyin değişmedi- ğini belirterek MKYK yedek üyeliğinden istifa ettiğini açı- kladı. Taban kul köle Mezarcı, yaptığı yazılı açı- klamada "kutsal parti, kutsal devlet anlayışı ile Islami bir dü- zen değil, Vatikan ya da Suudi tipi bir diktatörlük" oluşa- cağıru söyledi. Köle düzenini değiştirmeyi vaat edenlerin İslam adma teşkilatlan ve ta- banı kendilerine kul köle ettik- lerini ifade eden Mezarcı, "Ya düzenle iktidar arasındaki farkı bilmiyorlar ya da kendile- rini arkasında Amerika ve Kıa- lordu bulunan Yeltsin zannedi- yorlar" dedi. 'Dözen nasıl değişecekT Hasan Mezarcı. "Sayın Er- bakan düzeni kiminle ve nasd değiştirecek" diye sorarken "Tayin edilenleri seçenler ve se- çilmiş delegeleri gözü kapalı onaylatanlar bu hakkı İslam- dan mı alıyorlar?" görüşünü dile getirdi. RP'nin düzeni değiştirebi- leceğine inanmadığını vur- gulayan ve kongre sonucunu "Eski tas, eski hamam" diye niteleyen Mezara, "Yanlış ol- duğuna inandığım hiçbir siy asi harekete susarak dahi katkıda bulunmak istemiyorum" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear