22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtiyaz sahıbı: Beria Nadi • Genel Yayın Yonetmenı: Ozgen \cs: • Genel Yayın Koordınatöru: Hiknet Çetinkaya • Yazı Işleri Muduru: OlaJ Başlangıc • Görsel Yönetmen. Ali Acar • Duzenlemf Mustafı Saglamer • Ankara Temsilcisr Ciintyt Arc»>ürek Haber Mudıirlerı Muslafa BaJbay, Işık Kaasu Izmır Temsılcı V: Scrdar Kızık Adana Temsılcısı: Çetin Yigenoglu tstanbul Haberlen: Şcnay Kalkan Dış Haberler: Ergaa Balcı Iş-Ekonomi: Şnkraa Keteaci Yun Haberlert: Mehmet Saraf Makaleler Sani Kanören SporAMalkadir Yucelman Du- zeltme: Abdallah Yaaci • Mılessese Müdur V. Erol Erkut • Koordınatör: Ahmet Konılsan • Muhasebe: Biltol Ytntr • Idare Hüscyin Gortr • lşletme: Öader Çdik • Bilgı-lşlem: Nail lnı! • Bilgisayar Sıstetn: Minıvet Çiier • Reklam: Reha lşıtmau Basım: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık TA.Ş • Yayımlayan Yenı Gun Habei* Ajansı Basrfı >e Yayıncılık AŞ Turkocajı Cad. 39/41 Cagaloglu J4334 lsı PK: 246 tstanbul. Tel: 512 03 05 (20 hat), Te!ex: 22246. Fax (1) 513 85 95 • Burolar: Aakarr: Z. Gökalp Blv. Inkılap S No 19/4, Tel 433 II 41-47, Telex. 42344, Fax: (4) 433 05 65 • lunir. H Zı>-a Blv. 1352 S 2/3 Tel 83 12 30. Telex 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adaaa: lnönu Cad. 119 S No. 1 Kat. 1, Tel- 59 '" 52 (4 hat). Telex 62155, Fax (71) 59 25 78 TAKVİM 2OCAKI993 İmsak. 5 50 Güneş 7 22 Oğle 12.12 İkındı: 14.31 Akşam:16 52 Yatsı:18 18 TVr kam-koca • İZMİR (AA) - Televizyon kanallan daha geniş izleyici kıtlelerine ulaşabilmek için birbırleriy lerekabetederek güzel programlarsunarken aşın televizyon seyretmenin eşlerdecınsel uyumsuzluk yarattığı önesürüldü. Psikiyatrist Doktor Bekir Grebene, AA muhabirinin sorulanru cevaplandınrken "Eşler televizyondan başlannı kaldıramıyorlar, televizyon kan-koca arasına giriyor. Bu da cınsel uyumsuzluk yaraüyor" dcdi. Grebene, boşanma davalannın yüzde90'ının şiddctli gcçimsizlikten kaynaklandığım belirterek şunlan söyledi: "Şiddetli gecımsizliğin gerçeğınde de cinsel uyumsuzluk yatar. Bunun oranı ise yüzde 80 dolayındadır. Zatûrreede anne sötünön önemi • DİYARBAKIR(AA)- Anne sütünün çocuklarda zatürree hastalığına yakalanma riskini azalttığı bıldırildi. DicleÜniversitesi Tıp Fakültesi öğretım üyelerinden Doç. Dr. Sacit Taşdemir. gelişmemiş ülkelerde çocuk ölümlerinin büyük bir bölümünün zatürreedcn kaynaklandığını, bunun önlenmesi ıçin anne sütünün terah ve teşvık edilmesi gcrektiğini söyledi. Zatürreenınçok nskli bir hastalık olduğuna da değinen Doç. Dr. Taşdemir. akciğerin iltihaplanmasıyla başlayan hastalığın. kalbin altında su toplanmasıyla kalp yetmezliğinc yol açüğını ifade etti. Taşdemir şöyle dedi: "'Annesütünde koruyucu maddeler vardır. Anne sütü alan çocukta bulaşıcı hastalık çok ender görülür." Daniel ve Rebeccahâlâ • LONDRA(AA)- İngiltere'dcanncve babalann çocuklanna verdıkleri en yaygın isimlerin başında, klasik îngiliz isinıleri olan "Daniel' ve 'Rebecca'nın geldiği açıklandı. 'Parasol' adlı bir fotoğrafçıhk şirketi tarafından gerçeklcştirilen ve 1992 yılında dünyaya gelmiş 16bin bebeğı kapsayan bir ankette. en çok verilen erkck isimlcn arasında 'Thomas' ve 'James'ın 2 ve 3. sıralan aldıklan, 'Joshua' 6. sıraya yüksclirken, 'Luke'un ise yerinı Ryan'a birakarak.en çok verilen 10 ısım lıstesinden düştüğü açıklandı. ModadaVOli yıltara dönüş • FRANKFURT(AA)- Moda dünyasında yaz kreasyonlannın tanıtıldığı şu günlerde, modacılann 70'li yıllara dönüş yaptığı ve hippi modasını geri getirdiği açıklandı. Voguedergisi, önümüzdeki yaz modasının ilk örneklenni tamttığı son sayısında, giysilerdc '70'li yıllann çizgilerineağırlık verildığinı bildirdi. Geniş yer verdiği moda sayfalannda bol paçalı pantolonlar. mini şortlar, saçaklı, dantel bluzlann yanısıra "açık göbekler"in sergilendığine dikkat çeken Vogue, saç modellerindede '70'li yıllara dönüldüğünü ve mankenlerin ortadan aynlmış "düz" saçlı olduklanna işaret etti. Modanın "Zevksizdönemi" olarak tanımlanan '70'li yıllann dönüşüne, '80'Ii yıllann "kariyer" görüntüsûnün sıkıcı etkisinin neden olduğunu öne süren dergi, "70'li yıllarda Vietnam sa\aşını protesto eden hippilerin yarattığı modayı. '90lı yıllarda "80'H yıllann sahte değerlerini" protesto eden gençlerin benimsediğini önesürdü. Aslanlapa yem oluyordu • LONDRA (AA) - Londra Hayvanat Bahçesi'ni ziyaret eden bir kişi, demir parmaklıklan tırmanarak aslanlann kafesinegirincebir aslanın saldınsına uğrayıp ağırşekildeyaralandı. Aslanın göğsünü ve karnını parçalamasından sonra hayvanat bahçesi personelinin aslanlann üzerine vangın söndürücü köpük sıkmalan ve havaya ateş etmeleriyle hayvanlann elinden alınara'k mutlak bir ölümdcn kurtanlan ve ismi saklı tutulan kişi. bir ilk yardım helıkopteriyle hastancyetaşındı. Lakap geleneği Anadolu'da hâlâ sürüyor. İnsanlann en kısa adresleri lakaplan olmuş adeta Can çıkar san çıkmaz5 > ...• Urfa'da bir araştırmaya göre 40 bin İbrahim var. Pekiyi aradığınız İbrahim hangi İbrahim? İşte lakabın etkisi burada. İnsanlar sevdiklerine lakap takıyor. Urfa'da yemekle bütünleşen baa lakaplar şöyle:"Çiğköfte Ahmet, Peynir İbo, Karnıyank Mıho, Söğürme Ömer, Yoğurt Mıhey, Tırşa Ahmey, Bamya Sait." MEHMET FARAÇ "en kısa adres" yerineolduğundan, geçebiliyor. Şanlıurfalı folklor araştırmacısı Abu- zer Akbıyık, lakaplann aslında yöre in- ğ y y p yerde ailelerin lanıtılmasında da kul- lanıldığını belirten Akbıyık, kentte la- kaplann kişilerin kendi özelliklerini ŞANL1URFA - Şanlıurfa'da soyadı yasasıyla birlikte adçta yerleşik düzene geçen lakap geleneği, etîcisini yaygınla- sanının hazır cevaplılığından kaynak- şarak sürdürüyor. Kabadayısından es- landığinı söylüyor. Lakapların kimi nafma. kamu yöneticisınden türkücü- süne, her kesimden insanlann çift tsimle anıldığı Urfa'da, insanlann lakaplan da adeta patentleri, dahası adreslen gibi ol- yansıttığını ve aşın samimiyetten konul- muş. duğunu söylüyor. Şanlıurfa'da insanlann çift isim ya da lakapla anılması aslında hem sıcak ilış- Lakaplar patent gibi kilerden hem telaffuz kolaylığından hem de benzer isimlerin çokluğundan kaynaklanıyor. İnsanlara fizıki yapı- lanndan. mesleklennden, becenlenn- den. ekonomik, sıyasal, bölgesel. feo-y dal.aıleselvckarakterlerindenötürüla- kap takılan Şanlıurfa'da, kışilerle öz- deşleşen lakaplar etkın bir tanıtım aracı Şanlıurfa'da bazı lakaplann yüzvı- llardır adeta patent gibi aynı özellikleri taşıyan kişiierc takılarak günümüze ulaştığını belirten Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Hasan Fehmı Hayırlı da bu konudaki çalışmalanyla tanınıyor. "Urfa'da kim, hangi lakapla niçin anılır" sorulanna Hasan Fehmi Hayırlı. ancak bu konuda hazırladığı bir listeyle yanıt verebihyor. Lakaplann Urfada soyadmdan daha etkili olduğunu belir- len Havırlı: "Urfa'da bınnı anyorsa- nız. adresınden önce lakabını öğrenin. çabucak bulursunuz." Örneğin Urfa'da resmi araştırma so^ nucuna göre 40 bin İbrahim var. Peki aradığınız İbrahim hangi İbrahim? İşte lakabın etkisi burada başhyor. İnsanlar sevdiklerine lakap takıyor. Urfa'da ye- mekle bütünleşen baa lakaplar şöyle: "Çigköfte Ahmet. Peynir İbo, Karnı- yank Mıho, Söğürme Ömer. Yoğurt Mıhey. Tırşa Ahmey. Bamya Saıt." Çeşıtli kişilerin fiziksel yapılan şu la- kaplan almalanna yol açmış: "Cin Bakko. Kıllı Ahmet, Kör İmam, Kör Teffo, Çengesiz Reşşo, Çilo Müslüm. Ölü Mıhey. Kız Mıççe, Kel Hamza, Kelo Muhmin, Bıyığo, Duda- ğo. Bıyıklı Reşşo, Kaytan Ehmo. Kuv- vetli Hello, Naylon İmam, Tahta Hello, Kayış Ali, Tokkaç Abo. Topal Halaf, Kız Çello. Fil Mihey. Tazı ibo. Deve Ali. Çulluk Reşo. Tazı İbo. Kumkuma Ose. Suıtı Mihcy. Yılan Mihey. Eşek Hello. Taksi Mihey. Kepçan Saik. So- ğuk Mıççe. Ebu Kelle. Çıplak Bozo.. Kıı Miççe. Hoş Hello. Zıç Mıhey, Çar- pana Bako. Hımhım Ömer, Şububup Abev. Dalaz Miçev." Her kesimden insana lakap Urfa'da yalnızca sıradan insanlara la- kap takılmıyor, futbolcusundan öğret- menıne. müdüründen valisine değin her kesimden insanlar bir özellıklerinden ötürü lakap sahibi olabiliyorlar. Bu la- kaplann da bazılan şöyle: 'Babo (Eski Vali), Lokantacı Ham- me (Eski Vali), Zoppo Mahmut, Zılğıt İbo, Cağcağ Alo, Rolyef Mıççe, Ahveîa Mıso, Şıh Tampon, Damidam Ali, Yantın Reşo, Bıfınn Ahmey. Papık AIı. Zındık Mıççe, Rus Mıçço, Gavur Cello, Japon- Ahmey. AltınÜfağıBahn." Bınlerce lakabın kullanıldığı Şanlıur- fa'da ünleri çok geniş kesimlere yayılmış bazı kişiler de adlan ot- maksızın yalnızca lakaplan>la tanını- rlar. Bunlardan en ünlüleri şunlar. 'Körey, Katbaz, Hadizm, Bülbül, Pi- lot, Koçço, Tiğğo, Dodo, Lolo. Hoho. Dogey, Cıllado, Hassetek, Kir Casus, Kurrik, Kiliseyesıçan, Ebu. Kelle, Şeyh Tampon, Kahkey. Hançerli, Şıhşelle, Kırli, Barbar, Keddare, Halo Cengiz, Amigo Mame." Bir Japon fırması toprağın bedava olduğu Ay'da mezarbk kurmayı planlıyor Ay'da bir mezar ister ıııisiııiz? • Japon fırması, ilanlarında "Sakinlik denizinde huzur içinde yatın'"sloganıyla Ay'daki mezarlığı pazarlıyor. Böylece ölü kişinin akrabalan gece Ay gökyüzünde göründüğü zaman yakınlannı saygıyla anabilecekler. • Firma yumurta biçimindeki binanın Amerikan uzay teknolojisinden yararlanılarak lOyıl içinde inşa edileceğini belirtiyor. Haber Merkezi - Japonya'da gayrimenkul sıkmtısı ve nüfu- sun hızla vaşlanması. insanlann kendilerine öldüklerınde yata- cak sakin bir yer bulmalanna engel oluyor. Bir cenaza kaldması soruna dahice bir çö- züm önerdı: Ay'da mezarlık kurulması. Güney Japonya'da Kita- Kyushu'daki Sunray fırması, toprağın bedava olduğu Ay'da mezarlık kurmayı planlıyor. Böylece. akrabalar, gecc Ay gökyüzünde göründüğü zaman yakınlannı saygıyla anabılecek- İer. Japonya'da mezarcdığın vıllık cirosu 200 trilvon lira Fııma. ilanlarda "Sakinlik denizinde huzur içinde yatın" sloganıyla Ay'daki mezarlığı pazarlıyor.Bugün Japonya'da mczarcılığın vıllık cirosu 200 trilyon liraya ulaşmış bulunu- yor ve bu pazann her yıl büyü- yeceğıne kesin gözüyie bakılı- yor. 2020 yılma gelindiğmde, Japon halkınm dörtte biri 65 yaşının üzennde olacak ve kişi başına gelir daha da arttığı ıçin insanlann cenaze için harcaya- caklançok paralan butunacak. Oysa mezarcılann en buyük sorunu arazi bulma. Özellikle Tokyo çevresinde yeni mezar- DÜNV A DOLDL. SIRA AY'DA - Mezariarda yer kabnaması Türkiye 'de de kath mezar yapılması gereksinimini yarattı. Ja- pon> a 'da da bir tek mezar bir aileye kuşaklar boyu hizmet veriyordu. Bakalun Japonlar Ay'da mezarlık fikrine nasıl bakacak? lıklar açacak toprak bulanamı- yor. Eskıden, bir tek mezar bir aileye kuşaklar boyunca hizmet veriyordu. Aıleden binsı öldü- ğü zaman, mezar taşı kaldınlı- yor ve külleri içeren kap mezara yerleştiriliyordu. Bugün Japonya'da aileler birbirlerinden kopuyor, insan- lar ülkenin farklı bölgelerinde yaşıyor, dolayısıyla mezarlık talebi gittikçe artıyor. Tokyo'- da insanlar zaten kutu gibi ev- lerde>aşıyorlar,ölüleriçinayn- lacak yer ise hiç kalmadı. Tokyo'da hizmet veren bazı kamu mezarlıklan var. Her yıl Ağustos ayında yerler satışa çı- kartılıyor, fakat talep mezar sayısının 25-30 katına ulaşıyor. Bunun alternatifı özel mezar- lıklar, ama bunlar da kentın çok dışında bulunuyor. Tapı- naklann yönettıği mezarlıklar dışında Tokyo'da özel mezarlık yok vebunlannbirteki210mil- yon ile 350 milyon lıra arasında satılıyor. En küçöğü 50 milyon lira En küçük bir mezarlık alanını satın almak için 50 mil- yon lira ödemek gerekiyor. ay- rıca her yıl bunun üzenne ba- kım masraflan bınıyor. Örne- ğin Tokyo'nun 65 kilometre dışında Narita Havaalanının yakınındakı batıya bakan 3 metreye 2 metre bir mezarlık 105 milyon liraya. doğuyu ba- kanı ise 120 milyon liraya satılı- yor. Doğuya bakan mezarlıklar Güneş'in doğuş yönüne dönük olduklan için daha yüksek fıya- ta alıcı buluyor. Tokyo'da mezarlık sorununa bir çözüm olarak bırkaç kattan oluşan mezarlıklar kurulmuş. Örneğin Tokyo'nun kuzeyin- dekı bir mezarlık altı katlı 321 mezardan oluşuyor. Bu mezar- lıktan bir yerin fıyatı sadece 63 milyon lira, ancak burada da boş yerler nerdeyse bitmek üze- re.TokyoluIann çok esnek in- sanlar olmalanna karşın, Sun- ray firmasının Ay'da bir mezar- lık kurulması planına nasıl ba- kacaklan bilinmiyor. Firma jumurta biçimindeki binanın Amerikan uzay tekno- lojisinden yararlanılarak 10 yıl içinde inşa edileceğini ve 10 bin kişinin küllerini içerebileceğinı belirtiyor. Daha sonra, Sunray, akrabaiann Ay'da ölülenni zi- yaret etmelerini sağlayabılır. Tabii msanlann uzay gıysıleri içinde gözyaşı dökmeleri nasıl bir manzara oluşturacak, o da pek bilinmiyor. Sevişme, duygusal uyuşturucu Uyuyamıyorsanız sevişin Haber Merkezi - Güzel bir uyku çekmek istiyorsanız, se- vişmeyi deneyin. Gece uyuma- dan önce son iş olarak aşk yapma hem daha kolay uyumanızı sağlıyor, hem de ağnnız varsa kesiyor. Sevişme ve orgazm sırasında beynin salgıladıği uyuşturucu maddeler insana rahatlık duy- gusu vererek uyumayı hız- landınyor. İngiliz Kraliyet Tıp Vakfı, uyku üzerine çalışmalan bira- raya getirerek doktorlar için bir kılavuz hazırladı. Kı- lavuzda iyi uyumak için neler yapıl- ması, ne za- man ilaç alın- ması gerekti- ğı anlatılıyor. Ancak araş- tırmalar se- vişmenin kendisinın bir ilaç ol- madığını gös- teriyor. Bir uyku uzmanı olan Dr. George Beaumont. gece spor yapmanın uyumayı ko- laylaştır- madığını söylüyor. k d sırasında beyinden salgılanan maddeler uyumayı hızlandınyor. Orgazm sırasında beyinde serbest kalan endorfinin ağndan uyuyamayanlara da yardımcı oluyor. yor. Ancak hırsla yapılan bir futbol ya da tenis maçını, do- yurucu bir cinsel birleşmeden ayırmak gerekiyor. Cinsel bir- leşme ve özellikle orgazm sı- rasında beyin bazı uyuşturucu maddeler salgılıyor, bu da « vişme sonrasında bir rahatla- ma ve yorgunluk duygusu ve- riyor. Orgazm sırasında be- yınde serbest kalan endorfinin ağn kesici bir niteliği var. Ta- bii bu, ağndan uyuyamayan- lara yardımcı oluyor. Orgazm, aynı zamanda gün boyunca uğraşüğinız şeyleri unutturuyor. Sevişme, fizik- sel olarak da gevşetiyor, kaslar gevşi- yor. Duygusal olarak da uyuşturucu. Bazı insanlar uyumak için mastürbasyon yapıyor. Ingiltere'de 18-64 yaş arasındaki 2 bin 500 kişiye uyku hak- kında sorular yöneltildi. Bunlardan yüzde 21 'i uyuyama- k y y maktan, gece uyanmaktan ya da sabah erken kalkmaktan yakındı. Uykusuzluğun ya- şam kalitesı üzerinde olums etkıleri var. İnsanı sinirli ve ve- Gece yarısına kadar spor yapan in- sanlar, bu kadar yorulmalan- na karşın kolay uyuyamıyor- lar. Oysa sevişme bunun dışında kalıyor. Sevişme aslın- rimsiz kıhyor. İyi uyuyama- da çok şiddetli bir egzersız yanlaragünü nasıl geçirdikleri türü. Üstelik birleşme sırası- nda vücudun fiziksel değişik- liklerini düşündüğünüzde, bunlann insanın uyumasını cngelleyeceğı aklınıza gelebi- lır. Ancak sevişme uyumayıy engellemıyor, aksine hız- landınyor. Sevişme sonrasında neden bu kadar kolay uyunduğu doktorlann kafasını kanştın- y g g sorulduğunda, yüzde 54'ü si- nirli olduklannı, yüzde 27'si akşam bir yere gıtmekten kaçındıklannı, yüzde 26'sı eş- leriyle tartıştıklannı belirtti. Araştırmaya göre, erkekleri uyanık tutan şeylerin başında işlerine, statülerine sinir- lenmeleri geliyor. Kadınlarise ılişkiieri. ailelen ve aşklan hakkında endışeleniyor. Italyanprofesör Lagona: Türkiye'detarih İtalya'dan da büyük Amerikalı yazar Susan Faludi'nin kitabı Avrupa'yı da dalgalandınyor Kaduılarmsözcüsükitap: Backlash GÜRHANUÇKAN • Faludi"nin kitabı 'Backlash' (Karşı Tepki) ABD'de fırtınalar yarattıktan sonra Avrupa'da da büyük ilgi gördü. Birçok dile çevrilen yapıt, en son İsveççe yayımlandı. Faludi kitabında soruyor: "Bizim, anadan doğduğumuz gibi gözükme özgürlüğümüz yok mu? Hem güzel hem de başanlı olacağız ya da evde, tavuk gibi doğuracağız!" larafından ırzına geçılen kızçocuğunun kürtaj yaptırabilmesi için bir halk hareketi gerekebiliyor. Türkiye'de, bir müzik topluluğunun ba- yan üyelennin 'bakireliği. poliszoruyla kontrol' edilmek istenebiliyor ve olay. gazetelerdeancak mikroskopla bulunabiliyor. Tek farklılıği oluşturan ve kupon değil, gazete veren organ ise 60 milyonluk ülkede yaşama savaşı vermek zorunda kalabiliyor! Evet, kadınlar, herkesin bır kez yenildiği ortamlarda, kadın olduklan için, iki kez yenihyorlar. Bu saptama, ABÛ'den tutun, kadınlann resmen "sünnet edildıği!" Afnka ülkelerine dek her yerde geçerlı. İşte bu gerçeği Su- san Faludi, "Backlash" adhyapıtında bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Faludi, "'Kadınlann • bır karış toprak kazanmasmın. toplumun STOCKHOLM - Çiçekler ve haşhaşla başlayan 70'li yıllann cinsel devrimi, 80'li yıllarda yavaş yavaş toprak yitirmeye başladı. Şimdılerde ise AIDS öcüsü bahaneedilerek kadınlann cinsel özgürlüğü konusu yeniden tabu ilan edilmckte Kürtaj hakkından tutun, > atak odasında hayır deme özgürlüğü- ne dek birçok kazanılmışhak, sus-pus yöntemiyleyıtinliyor. Feodal toplumlann yapısı gereği görülen bu çarpık görüntü. gelişmiş toplumlarda. erkek yöneti-mi nedenıyle varlığmı sürdürüyor. Avrupa'nm göbeğinde kadmlarsavaş orospulan gibi kullanılırken. kurulan kamplar, "böylede olmaz ki!" türünden tepkiciklcrlegeçıştiriliyor. İrlanda'da arkadaşının babası erkekler tarafından yönlendirilen bütün kademelerinde büyük tepkilereyol açtığmı" yazıyor. Öysa savaş, erkeklere karşı değil, her iki cinsin eşitliğini kanıtlamak için veriliyor! Biz erkeklerdejı birşey almak istemiyoruz, yalnızca eşit ve özgür yaşamak iştiyoruz!"diyor. Ülkesindekı yoksul insanlann üçte ikisini kadınlann oluşturmasınm bir rastlantı eseri olmadığını ve kadınlann en düşük gelirli işlerde çalışmalannm da, beceriksizliklerine bağlı bir gerçekten kaynaklanmadığını savunuyor. 80'li yıllarda, "eünın hamuruyla erkek işine kanşan" kadınlann karşısına bir başka düşman çıktı: Güzellik endüstrisi. Kariyer kadını. hem erkeklere karşı her an kendini kanıtlayacaktı hem de güzel ve cazip olacak tı. Güzellik çabaları Şişmanlığa, dik olmayan göğüslere yer yoktu. En az 20 kadının. bedenindeki yağlan emdirirken öldüğü bıliniyor. Aynca. göğüs güzelliğı için yapılan plastik ameliyatlannın en az beşte birinin başansızlıkla sonuçlandığı bir gerçek. Yüzde yapılan cerrahi girişımlerin % 15'inın bir daha düzeltilmesi olanaksız olan yaralara yol açtıği, istatistıkle saptanmış durumda. Faludi soruyor: "Bizim, anadan doğduğumuz gibi gözükme özgürlüğümüz yok mu? Hem güzel hem de başanlı olacağız ya da evde, tavuk gibi doğuracağız!" Bu kitap İsveçlilere ne verecek?.. Şunu: Akademisyenierin sendikal örgütü SACO'ya bağlı işyerlerinde aynı işi yapan erkekler ve kadınlar arasındaki " 2.000 kronluk gelır farkının; kadınlann erkeklerden haftada 20 saat daha fazla çalışıyor olduklan halde yılda 20 bin kron daha az para kazanmalannın; her hafta bir kadının kocası ya da sevgilisi tarafından dövülerek öldürülmesinın ve en az 10'unun ırzına geçilmesinin yanlış olduğunu gösterecek. Bu kadar basit! Biz bunlan yazarken, erkeklerin mutlu olduklannı ileri sümıüyoruz. O ayn bir konu: kablolu TV yayınlannda pornografının mantar gıbı artmasının da ayn bır konu olduğu gibi... Bakalım "Backlash"i kım yayımlayacak Türkiye'de? Ya da gerek yok mu acaba? ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR - İtalyan profesör Sebastiana Lagona arkeolojik kazı ve araştırmalar yapmak üzere 24 yıldır Türkiye'ye geli- yor. Catania Üniversitesi öğretim üyesi olan Prof. Lago- na, "Sicilya ve Türkiye aynı. o yüzden burada çahşmayı se- viyorum" dıyor. Prof. Lago- na'ya göre "Türkiye'de tarih büyük. hatta İtalya'dan da büyük." 1968'den beri yıhn 3-4 ayını Türkiye'de geçiren Prof. Lagona, ülkenin 'Van dışında' her yerini gezip gördüğünü söylüyor. Van'a henüz gıtme- mesinin gerekçesini ise. "Ora- ya bir Türk arkadaşla gitmek gerekiyormuş" diye açıklıyor. "Türkiye'deki her tarihi kenti, her kazıyı biliyorum, İtalya'yı bile bu kadar iyi bilmiyorum" diyen Prof. Lagona, bir Sicil- yalı olarak Türkiye'yi Sicilya"- ya benzetiyor. Bu yüzden îzmir'de kendisini evinde his- sedior. Prof. Lagona'nın Türkiye ile tlişkisı 1968 yılında baş'h- yor. Iasos'da yapılan kazılara bır İtalyan profesör ile birlikte katılıyor 1979 yılına değin çahştığı lasos'ta kazılann sona ermesinden sonra Türkiye ile ilişkisini kesmiyor ve iki yıl bo- yunca Ege ve Akdeniz'de bü- tün kıyılan dolaşıyor. Daha sonra kendi deyimiyle," Anka- ra'ya" bir mektup gönderiyor ve çok sevdiğj Türkiye'de baş- ka kazı yapmak istediğini bil- diriyor. Böylece Prof. Lagona, 1981 yılında konuk olarak katıldığı Aliağa yakınlannda- ki Kyme antik kentindeki kazılan, I982yılındanitibaren görevli olarak, 1986 yılında da kazı başkanı olarak bugün<* değin sürdürüyor. Kazüar yaşamuun parçası Kyme antik kentindeki kazılar. Prof. Lagona'nın ya- şamında çok önemli bir yer tu- tuyor. îtalya'da sürdürdüğü iki kazıdan birisi bittiği için Türkiye'deki kazılara daha fazla zaman ayırabileceğine seviniyor. Söyleşiyi dönüp do- laştınp Kyme'ye getiren Prof. Lagona, prehistorik dönem- den ortaçağa kadar her zaman büyük ve önemli bir kent olma niteliğini koruyan Kyme'de li- manın günümüzde hala işlevi- ni sürdürdüğüne dikkat ceki- vor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear