25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15OCAK1993CUMA CUMHURfYET SAYFA EKONOMI Pakistan'a itfıal kolaylığı •ANKARA (AA)-Pakistan menşeli pamuk ipÛğine 1991 yılı eylûJ ayından beri uygulanan yüzde 20 oranındaki antıdamping vergisi kaldınldı. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'nın bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğinegöreiç piyasaya saüş ve Türkiye'ye ihraç fîyatı konusunda yapılan araşürma sonunda, damping marjı tespit dilmediği için halen aygulanmakta olan yüzde 20 oranındaki antidamping vergisinin kaldınlmasına karar verildi. GönrûktePde tasfîye.., • İZMlR (AA) - Maliye ve Gümriik Bakanlığı Gümrükler GeneT Müdürlüğü'ne bağlı Tasfıye ve Satış İşletmeleri Müdürlüğü'nce. I992yıhnda yapılan tasfıye işlemlerinden, 148 milyar lirahk gelir sağlandığı bildirildi. 1992 yılında yapılan tasfîye işlemlerinden en fazla gelir sağlanan müdürlükierin Ankara, Edime, Izmir, İstanbul, Adana, Erzurum ve Diyarbakırillerindeki tasfıye işletmeleri olduğu belirtildi. zam • ANKARA (ANKA)- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay Bağ-Kur çiftçi emekli aylıklannın yüzde 222-258 -»ranlan arasında .lünldığını açıkladı. Moğultay'ın yapüğı açıklamaya göre daha önce birini basamakta 86 bin 583 lira olan en düşük çiftçi emekli aylığı zamla birlikte 319 bin 800 liraya yükseldi. Altıncı basamakta 164 bin 52 lira olanemekli ayhğı 569 bin 800 liraya, 12"nci basamakta 273 bin 420 lira olan emekli aylığı ise 880 bin 600 liraya çıktı. Denizyosunu ihaleye çıktı • tZMtT(AA)-İzmit Körfezi'ndeki deniz yosunlannın toplatılması için ıhaleaçıldı.Kocaeli ; Defterdarlığı Milli Emlak Müdüıiüğü'nden edırulen bilgiye göre kozmetık sanayiinde kullanılan deniz yosunlannın toplanmasıyla ilgili olarak Izmit Körfezi 5 yıllığına kiralanacak. Yunanistan'tfa enfiasyon •ATÎNA(AA)- Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis, ülkesinde enflasyonun yirmi yıldan bu yana ilk kez 1993 sonunda tek basamakh rakama ineceğin) önesürdü. Demip-çeliğe zam • ANKARA (AA) - Türkiye Demirçelik İşletmeleri'ne bağlı tskenderun ve Karabük fabrikalannda üretilen demirçelik üriinleri, dünden geçerli olmak üzere >-üzde 5 ile 6 oranında zamlandı. Terör sigortası • Ekooomi Servia - Güneş Sigorta. terör olaylannı sigorta kapsamına aldı. Güneş Sigorta"dan yapılan açıklamada, yangın sigortası kapsatnının genişletilerek terör konusunun ihtilaflara yer bırakmayacak şekilde yangın poliçesine dahil edildiği bildirildi. Gıdada memup sendikası • Ekonomi Serrisi - Kamu sektöründe kurulu gıda işyerlerinde çalışan memurlar Tüm Gıda-Sen adı altında dün İstanbul Valiliği'ne sendika kuruluş başvurusunda bulundular. Agjrlıkh olarak Tekel işyerlerinde çalışan memurlann oluşturduğu Tüm Gıda-Sen'in 83 kurucu •"•yesi bulunduğu ve genel a$kanhk görevini Hasan Hüseyin Ulucan'ın üstlendiği bildirildi. YrcabESİAD üyesi ltZMfR(CumhuriyetEge Bürosu)-Egeli işadamlanndan. eski Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)eski bakanı Rona Yırcaü Ege Sanayicileri ve Işadamlan Demeği'ne (EStAD) üye oldu. Yırcah, halen Yapı ve Kredi Bankası ileTuryağ Yönetim Kurulu başkanlıklannj yürütüyor. Savaş deyip aldıkları borçlan ödemeye yanaşmıyorlar Bunlarda turizmiııyüzsüzleri• Hûkümetin YPK karanyla Körfez Krizi'nden kaynaklanan • Aftan yararlanmak için süre 31 ocakta dolmasına rağmen • borçlannı 2 yıl ertelemesi ve dolar cinsinden 130 milyon dolarhk toplam borçlan 1,5 trilyon liraya ulaşan 399 turizm şirketinden borcu marka dönüştürmesine rağmen, turizm şirketleri bu aftan bugüne kadar ancak 20 tanesTjCalkınma Bankası'na sadece 25 yararlanmak için eski borçlannı ödemeye yanaşmıyorlar. milyar lira ödedi. NURSUNEREL ANKARA - Hükümet, Yük- sek Planlama Kurulu'ndan, 1991 yılmdaki Körfez krizin- den etkilenen turizm şirketleri- nin 130 milyon dolarhk borç- lannın bir kez daha ertelenme- sine ve borçlann ABD dolan yerine Alman Markı'na çev- rümesine ilişkin karar çıkardı. Karann, Kalkınma Bankası'na borcu bulunan 399 şirketi ilgı- lendirdiği, ancak şirketlerin, bu ertelemeden yararlanabilmeleri için bu ay sonuna kadar yap- rnalan gereken eski borçlan ödemeleri gerçekleştirmedikleri öğrenildi. 399'dan 20si ödedi Kalkınma Bankası 'ndan edi- nilen bilgiye göre şu ana kadar 399 şirketten sadece 20'si öde- me yaptı ve yaünlması gereken 21 milyon dolarlık (185 milyar TL) rakamın sadece 25 milyar lirası ödendi. Turizm şirketleri- nın bu tutumunda ••hükümet bu borçlara yeni bir erteleme ya da af getirebilir" beklentisinin etkili olduğu bildirildi. YPK'dan 21 Arahk 1992 tarihinde çıkan karar, ertelerne- nin uygulanma koşullan üze- rinde Kalkınma Bankası'nı yet- kili kılıyor. Kalkınma Ban- ın ı.>e. ertelemeyı yapabıl- mek için şirketlere 31 Ocak 1993 tarihine değin süre tamdığı. bu sürenin sonunda alacaklannı tahsil edememesi halinde "icra" yoluna başvura- cağı bildirildi. Kalkınma Bankası Genel Müdürü Özal Baysal, Cum- huriyet'in sorulannı yanıtlar- ken, "Güçlükle temin edikn kaynaklann bankaya geri dö- nüşü sağlanamazsa, üstlendiği görevleri yerine getirmekte zor- lanır. Üstelık tanınan ikinci bir kolaylığa rağmen, bu yükümlü- lüğü yerine getirmezlerse, şir- ketlerin iyi niyeti de tartışmalı Bakanlar Kurulu'nda, 1993 yılı ekonomi vernali politikalan görüşüldü Hükümetkemerleri sıkıyor haıle gelir" diye konuştu. YPK'nın 21 Arahk 1992 ta- rihh' "Turizm kredilerinin erte- lenmesi" başlıklı karannda, şöyle deniliyor: "YPK'ca, Körfez krizi nede- niyle zor durumda bulunan yatınmcılann Türkiye Kal- kınma Bankası'na olan 31 Arahk 1990-31 Ağustos 1991 tarihleri arasında tahakkuk et- miş faiz ve anapara borçlannını tahakkuk tarihi itibanyla ABO Dolan'na çevrilerek 11 ağustos 1992 tarihınden başlamak ve bu tarihten itibaren altışar ayhk taksiderle tahsil edilmek üzere 2 yıl süreyle ertelenmesi ve bu amaçla. bankaya 100 milyon ABD Dolan kaynak temin edilmesi 13 Şubat 1991 tarihin- de uygun görülmüştü. Ancak sorunlann 1991 yıh sonuna ka- dar devam ettiği ve sektörün bu defa tam bir rehabiütasyona tabi tutulabilmesi için, konu- nun yeniden gözden geçirilerek söz konusu karann aşağıdaki şekilde degiştirilerek uygulan- masına karar verilmiştir: ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümet, 1993 yılında uygulanacak ekonomi \e mali polıtikalanna ilişkin toplantıla- nnı sürdürüyor. Kamu kesi- minde israfın önlenmesi için yürütülen çalışmalar doğrultu- sunda, Başbakanlık bir tasarruf genelgesi yayımlayacak. SHP- nin önerisine karşm. götürü vergılendirme yönteminin bu yıl da yürürlükte kalmasının kararlaştınldığı hükümeı çalış- malannda, uğradıklan tnlyon- larca zarar nedeniyle kaynak kaybına neden olan tanm satış birliklerinin, tanmsal destekle- me pohtikalannda devreden çıkanlması planlanıyor. Bakanlar Kurulu dün Başba- kan Süleyman Demırelbaşkan- l ğ f e i û J l dlığwçfet 4ogia^ûu Japl*ni*da$ 1993 yılında uygulanacak eîo- nomi ve malı pohtikalar üzenn- deki görüşmelere devam edıldi. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Akın Gönen. toplantı- dan sonra vaptığı açıklamada, bütçe yılının başı olması nede- niyle ülkenin en büyük sorunla- nndan biri olan israf ve kırtasi- yecilikle mücadeleye ilişkin çalışmalann gözden geçirildiği- ni belirterek "Bütçe uygulama- sının bu ılkeler doğrultusunda nasıl olması gerektiğinin pren- sipleri üzerinde anlaşmaya va- nldı. Önümüzdeki günlerde bütçe uygulama talimatı Baş- bakan'ın imzasıyla tüm birim- • KAMUOA TASARRUF Baş bakanhk. önümüzdeki günlerde bir "tasarruf genelgesi" yayımlayacak. Kamununelinde bulunan taşıtlarla telefonlann kullanımına ilişkin sınırlama getirilmesi ve kamu kesimine ait dinlenme sitelerinin turistik tesislere dönüştürülmesi doğrultusunda çalışma yürütülüyor. • TARIMDA ARACISIZ DESTEKLEME Başbakan Demirerin "Destekleme meblağlan köylüye jiUa^röiyor. Aracı ye banka sigterrıi arastnda.' ,»..». Kayboluyör" şeklinde görii^ av'iklamasından sonra hükümet. tanmsal desteklemelerde kaynak israfına neden olan ve trilyonlarca lira zarar eden tanm satış birliklerini devreden çıkarmayı planhyor. lere gönderilecek" dedi. Gö- nen, baa işkollannda devam eden toplusözleşme görüşmele- riyle ilgili gelişmelerin de ele ahndığını bildirdi. Vergi refor- mu laslağırun en geç gelecek hafta başında TBMM'ye gön- derileceğini kaydeden Gönen. parlamento gündemine sunula- cak ve ivedilikle görüşülecek konulara ilişkin yeni bir liste hazırlandığmı söyledi. Bakanlar Kurulu, kamu ke- siminde israfı önleyici çalışma- lar konusundaki değerlendir- melerini dün gece yaptığı ikinci toplantıda da sürdürdü. Ka- munun elındekı taşıt ve telefon- lann kullanımına kısıtlama ge- tirilmesi öngörülen çalışmalar- da. kamu kuruluşlanna ait dinlenme sitelerinin turistik te- sis olarak değerlendirilmesı üzerinde de duruluyor. SHP'nin •'servet beyanı getiril- mesi" ve "menkul değerlerin ver- gilendirilmesi" önerilennin DYP tarafından kabul görmediği vergi reformu çah$malannda. götürü vergılendırme usulünün kaldınl- ması da kapsam dışında tutuldu. Sanayı ve Ticaret Bakanı Tahir Köse, Cumhuriyet'in sorusu üze- rine götürü sistemin kaldınlma- yacağını belinirken Devlet Baka- nı Mehmet Ali Yılmaz da götürü vergilendirmenin buyıl yapılacak bır düzenlemeyle kaldınltnasının zoriuğuna işaret etti. Tanmsal destekleme politika- lannı da gözden geçiren hükü- met. tanm satış kooperaıifleri birlikleri aracıiığyla yapılan des- tekleme alımlannın hedefıni bul- madığı düşüncesınden hareketle. dpiieklçme aftmlarıoda bırlıklen flevreden çıkarnjayı planlıyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse, bakanlığına bağlı bırlıklcr araalığıyla geçen yıl desiekleme alımlan için 2 tnlyon lira harcan- dığını. ancak bırlıklenn zarannın 7-8 trilyon lira olduğunu belırttı. Köse. destekleme alımlannın. birliklen devreden çıkartarak toprak büyüklüğüne. ürün mık- tanna bağlı olarak yapılmasını düşündükİenni söyledi. Bırlıkle- nn Zıraal Bankası'na olan borç- lannın 17 trilyon lira dolayında olduğunu belirten Köse. birlik zararlannın destekleme alımla- nndan çok. birlıklerin iştiraklc- rinden kaynaklandığını söytedi. l-YPK'nm 18. 2. 1991 tarih ve 91/T-14 sayıh karan uya- nnca ertelemeye tabi tutulan ve yatınmcılann arahk 1990 ile ağustos 1991 dönemlerine iliş- kin borçlannı kapsayan hü- kümlerinin devam etmesi, 2-Turizm yatınmcılannın YPK'nın erteleme karan kap- samı dışında kalan 31. 12.1990 öncesi borçlan ile 31. 12. 1991 tarihinde tahakkuk eden ana- para ve faiz borçlannın 31. 12. 1992 tarihine kadar ödemeleri koşuluyla kriz döneminde ta- hakkuk eden ve ödenmeyen anapara ve faiz borçlannın ta- hakkuk tarihleri itibanyla Al- man Markı'na çevrilerek 30. 6. 1994 ve 31. 12. 1994 tarihlerin- de iki eşit taksitte ödenmek üze- re ertelenmesi, 3-Bu amaçla Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'nca bankaya 75 milyon ABD Do- larhk borçlanma imkanutra Sözkonusu 399 turizm şir- ketının bundan önce çıkanlan bir YPK karan ile ertelemeye tabi tutulan borçlannın 55 mil- yon dolar olduğu. o tarihte Ja- pon Yeni cinsinden olan borç- lannın yenin yüksek, ABD Do- lan'nın düşük seyretmesi nede- niyle ABD Dolan'na çevrildiği bildirildi. Aradan geçen zaman içinde ödenmeyen bu borçlann, son dönemde 75 milyon dolar artış kaydettiği, bu kez de ABD Dolan'nın hızlı seyretmesi dik- kate ahnarak, borçlann Alman Markı'na çevrilmesinin karar- laştınldığı kaydedildi. KONUK YAZAR Prof. Dr. TEVFİK DALGIÇ Ekonomik ve Sosyal BiümlerAra§tırma Kurumu 970'lerin başında Ankara'da TÜ- ve araştrma kuruluşları değil, bakanlıklar, BlTAK'ta çalışan bir kaç işletme- savunma sanayii, özel ve kamu kesimine ekonomi kökenli kişiden birisi ait işletmeler ile hizmek sektörüne ait şir- Iidim. Değerli dostlarım Profesör Ergun Türkcan ve Profesör Yal- çın Tuncer ile birlikte (tabi o za- manlar hiç birimiz akademik dünyaya katıl- mamıştk) TÜBİTAK paraleli fakat TÜBİ- TAK'ın yapısal özelliğinin biraz daha geliş- miş bir yapısal çerçevesi içinde bir Ekono- mik ve Sosyal Bilimler Araştırma Örgütü" (ESBAK)nun ülkeye önemli araştırma katkısı sağlayabileceğini ümitlendik, ama blir türlü rüyalar gerçek olmadı. Şimdilerde bu örgütü rüya olmaktan çıkaracak bazı ge- lişmelere tanık olmaya başladık. Umarım kuruluş hazırlıkları iyi yapılır ve ülkenin ön- celikleri ve aratırma ihtiyaçlan hakim olur. Kuruluş bir klikler ve parti- zanlar yuvası değil, bilimin objektifliği, ülkenin ncelik- leri ve araştırma ihtiyaçlan hakim olur. Kuruluş bir klik- ler ve partizanlar yuvası de- ğil, bilimin evrenselliğine inanmış ve ülkenin çıkar- larına yönelmiş, ülke sana- yii ile bütünleşmiş, ülkenin stratejik amaçları doğrultu- sunda çabalar yapan, araştırmalara destek veren bir örgüt olarak ortaya çı- kar. Kerameti kendinden veya midesi ile bağlı olduğu politik yapılaşmadan değil de, kendini dünyaya kabul ettirmiş, "refereed jornals-" dediğimiz, objektif ve bilimsel araştırma yayınlanndaki yazılarından ve ekonomi ve sosyal bilimlere katkılarından kaynaklanan, dürüst ve çalışkan kişilerin elinde yönetilir. Bu konuda yurt dışındaki değişik ülkelerde değişik araştırma ve eği- tim kurumlannda görev almış, Türk asıllı, çok sayıda iktisatçı, işletmeci ve toplum bi- limciden yararlanmak gerektiği kanısında- yım. Bu kişiler en azından Türkiye'deki bazı araştırma ve eğitim kurumlarındaki politi- zasyonun dışında kalmış kişilerdir göreceli olarak onların daha yapılaşması sırasında yurt içindeki ve yurt dışındaki benzer kuru- luşlarla ilişki kurması ve y ayın yapması da yer almalıdır. Kendine dönük, içine kapalı ve daha doğmadan ölmeye mahkum bir ku- ruluşun kimseye faydası olmaz. Bu ilişkiler arasında sadece ülke içindeki üniversiteler Kendine dönük, içine kapalı bir kuruluşun kimseye faydası olmaz. ketler de dahil edilmelidir. Sadece küçük bir elitist grubun akademik ünvan alması için kullamlmasının doğuracağı sakıncala- ra da dikkat etmek gerekir. Kuruluş aşama- sında Bilim Politikası, Bilişim Teknolojisi, Çevre Ekonomisi gibi konulann da ağırlık taşımasına önern vermek gerektiği kanısın- dayım. Bu yeni kruluşun bir rüya, olmaktan çıkrılması sırasında emeği geçen herkese teşekkür etmek de bir borçtur. Yerinde bir yaklaşımın belirtiler. Bu tip gelişmelerin teşvik edilmesine ve destek- lenmesine gerek var. Bu konuda diğer TVa kanallarının da aynı yolu izlemesini diliyoy- rum. TV yayınlarındaki bir başka önemli ve kutlanmaya değer gelişme, ki ben bunu olumlu bir de- ğişme olduğu için gelişme diye nitelendiriyorum; o da Inilizcede Investigatıve TV Reporting-Araştırmaya Da- yalı TV Haberciliği adı veri- len olayın ülkemizde de ba- şarılı örneklerine rastlan- ması oldu. Hürriyet Yapımı Arena programı başlı başı- na bir başarı. Değerli Uğur Dündar'ı ve bu programın editörü, hem gazetecilikten, hem akademik hayattan meslektaşım olan Sayın Dr. Haluk Şahin'i yürekten kutlamak istiyorum bu sütunlarda. TRT'de başlatılan buna benzer bir program da ufak eksikleri- re ve sunuş hatalarına rağmen iyiye yöne- lik araştırmacı bir adım. Interstar'da sunu- lan benzer bir başka program da araştır- macı gazetecilik örneğinin başarılı temsil- cileri, kafaları kuma gömmeaden, dünyada olup bitenlere açık, hiç aşağılık duygusuna ve aşırı hayranlığa kaçmadan ülkemizde de ciddi TV programları yapabilmenin mümkün olduğu ortaya kondu. Gerçi bu olayları yaratabilmek için TRT Kanunu'nun bazı boşluklarından yararlanıldı ise de, or- taya çıkan hiç de Türk Televizyon yapımcılı- ğı açısından küçümsenecek bir olay değil, Yapılacak ilk iş ülkede iletişimi çağın tekno- lojik gerçekleri ile bağdaştırmak ve yasal yapıyı gerçekçi bir temele oturtmak. Bu da biraz yaratıcı güç ve ülkenin geleceğine yö- nelik bir "Çağdaş Türkiye Vision'u gerekti- MIKRÜ DİNÇ TAYANÇ Bakiyye-i Osmanl! Büyükler'den biri konuşurken duydum; Türkiye Cum- huriyeti, Osmanlı'nın 'bakiyesi' imiş! önce tüylerimde ür- perti... Sonra, yüreğimden beynime bir yaman alazlan- ma... Sonra da 'ya ben yanlış biliyorsam' kuşkusu. önce TDK'nın Türkçe Sözlük'üne sanldım. Bakiye: Is., Ar., ba- kiyye esk. Arhk, artan, kalan, geri kalan, kalınö (Cilt 1, sf. 133)... Yanlış bilmemenin üzüntüsü (!) kapiadı içimi... De- mek büyüğümüzün' yakışnrması ile cumhuriyet bir im- paratorluğun kalıntısı imişü! Derin bir soluk alıp, kendimi Gazete'nin yoluna vur- dum. Atbğım adımların aynmında bile olmaksızın düşü- nüyorum. Osmanlı 'dan 'kalan' ne ola ki? Devr-i Saadet'te, Kanuni Sultan Süleyman nam padişah hazretJerinin 'vakt-i esereğine' denk gelmiş. Çağırmış Fransız' kafiri- nin' elçisini huzuruna ve dile benden ne dilersen' buyur- muş. Kefere bu, kaçırır mı hiç fırsati! Ticaretten hukuka, mülkiyetten askeri desteğe kadar ne kopartabildiyse kc- partmış... Olur mu olur. Osmanlı'da Hazine-i Hümayun' dolmuş da taşıyor o günlerde. Resmi tarihin bile yazdığına göre, Osmanlı'nın bu 'ih- sanı' zamanlatüm 'Diyar-ı küffara' yayılınca, adı dadeğiş- miş ve de kapitülasyon' oluvermiş. Işler 'tkırında' gider- ken iyi de gün olup Osmanlı Viyana kapıları falan deyip, almaya gittiği yerlerden toprak vererek dönmeye başlayı- nca giderek hazine de tamtakır' hale düşmüş. Kapitulas- yonlar ise, yayıldıkça yayılmış... Bizim 'Kanuni'ye, Avrupalı Muhteşem Süleyman' der. Bu Muhteşem1 lafı, Osmanlı'ya yaşattığı görkemden çok, sanayi devriminin eşiğinden girme hazırlığındaki Avru- pa'ya akçe ve hak olarak sağladığı kaynak'tan türemiş' olamaz mı? Avrupalı "sanayi devrimini gerçekleştirdiğinde, Os- manlı artık 'savaş tazminat' ödemekten ve de sürekli top- rak yitirmekten yorgundur. Avnjpa'nın Hasta Adamı1 la- kabına hak kazanmasına(!) çok kalmamıştır... Köylülük- ten kurtulamayan, sanayileşmeyi gavurluk' sayan Os- manlı artık ihsan bahşeylediği' küffardan borç istemekte- dir. (Alman ilk borç Ingiltere'den olup, rivayet edilir ki (!) Dolmabahçe Sarayı nın yapımında kullanılmıştır!) Borçlana harçlana 20'nci Yüzyıl'a giren Osmanlı, yeni yüzyılın ilk çeyreğini bile göremeden yıkılır gider... 'Baki- ye' olarak Düyun-u Umumiye'yi Türkiye Cumhuriyeti'ne devrederek! Gazete'nin önünde derin bir soluk alıp, başımı karşımt- zdaki İstanbul Erkek Lisesi'ne çevirdim. Şimdiki eğitim yuvası, bir zamanlar Düyun-u Umumiye'nin Osmanlı borçlannı 'tahsil eylediği' merkezmiş... Genç Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı'nın borcunu kendi 'namusu' sayıp son kuruşuna değin, hem de aitın değeri üzerinden ode- miş. Köylülükten kurtulup sanayi toplumu olabilme ereği- nin tüm yükünü omuzlayarak. Gazete'ye girer girmez, yol boyu düşündüklerimi ak- tardım arkadaşlara. Orhan Hançerlioğlu'nun Ticaret Söz- lüğü'nü tutuşturdular elıme Bakiye sözcüğünün yerini Türkçemizde kalanca' sözcüğü almış. Açıklaması da Bir hesabın alacaklı ve borçlu tutartarı arasındaki fark' şek- linde... (Orhan Hançerlioğlu. Ticaret Sözlüğü, sf.236) 'Şimdi oldu!' diye geçirdim içimden. Elbette ki büyüğü- müz' cumhuriyet için "Osmanlı'nın bakiyesi' derken, he- sabın alacaklı' tarafını 'kastetmiş'(!) olmalıf!) Yoksa, du- rup dururken (Aslında durup duran yok. Bir Osmanlı hay- ranlığı, bir geçmişe özlemcilik sarıyor çevremizi hızlı hızjı...) Osmanlı'yı horüatacak' hali yok ya! Osmanlı'yla bögünkü tek benzerliğimiz, 1980lerin başından beri uy- gulandığı sanılan serbest piyasa ekonomisi sayesinde (!) hızla ve sürekli artan dış borçlarımızdan öteye geçemez ki!.. Osmanlı için Anadolu insanının düzdüğü tekerleme geçti aklımdan; Şalvarı şallak Osmanlı, Eğeri kaltak Osmanlı, Eken de yok, biçen de yok, Yemede ortak Osmanlı! Kuşkusuz, cumhuriyette de salt yemeye ortak olmak is- teyen ve bunu 'başaran'lar yok değil. Ama bizler, alınteri- mizle ekmek ve emeğin karşılığını biçmek isteyenleriz... Ana fikir: Resmi tarihlerle yanlış belletilmiş 'şanlı geç- mişi' öve eve hortlatmak' isteyenfer çıkabilir. Anafıkrin ana fikri: 'Hortlak' bilim öncesi çağlardan ka- lan ve çağdaş dünyamızda ancak gülüp geçilen bir fikir 'bakrye'sinden öte değildir. Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin raporu: Taşeronlar anayasayıdeliyorADANA (Cumhuriyet Güney tBcri Bürosu) - İşcınin. sendika- sız ve görece düşük ücretle ça- lıştınlmasını hedefleyen taşe- ronluk sistemine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı'nın da karşı olduğu ortaya çıktı. Bir yıl kadar once Adana'nın Cey- han ilçesindeki bir işyerinde so- ruşturma yapan Bakanhk mü- fettişlerinin, müteahhitlik - ta- şeronluk sistemi hakkında "İşçi- lerin Anayasadan kaynaklanan sendikalılaşma hakkını engelle- mek amacıyla yoğun biçimde kullanılmaktadır" diye görüş bildırdıgı öğrenildi. Ankara 8. İş Mahkemesi'nin de bir dava nedeniyle "taşeron- luk sözleşmesi sendikasız kişile- ri çalıştırmaya dönük ve grev uygulamasını başansız kılma amacına yöneliktir" diye karar verdiği belirtildi. Türkiye İşveren Sendikalan Konfederasyonu (TİSK) Baş- kam Refik Baydur'un da "tşci sendikası ne kadar güçlüyse biz de o kadar güçlü oluruz" görü- şünden yola çıkarak karşı oldu- ğunu vurguladını taşeronluk sistemine, Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da karşı. Bakanhk müfettışjen Sabahat- tin Şen ve Necdet özgür'ün, işci çıkışlan üzerine Ceyhan'daki Toros Gübre Fabriksında yap- üklan inceleme sonucu hazırla- dıklan rapprlanna "taşeron- luk-müteahitlik uygulamasını- nı muvazaalı ve yasaya aykın olduğunu" yazdıklan belirlen- di. Asıl işveren olarak tanımla- nan Toros Gübre ve Kimya Endüstrisi A.Ş.'nin, sırsıyla To- ros Terminal Servisleri A.Ş., Melih Müteahhitlik ve Ticaret Ltd. Şti ve son olarak Ersay Ti- caret adlanyla taşeron işveren- ler çahştırdığını saptayan mü- fettişler Şen ile Özgür, şu görüş- leri dile getirdiler "Müteahhitlik - taşeronluk. özellikk 1980'li yıllann sonlan- na doğm sendikasız ve ucuz iş- gücü kullanmak amaayla yay- gın olarak başvurulan hukuîci bir düzenlemedir." Bu hukuki düzenleme, aynı zamanda Anayaa'dan da kay- naklanan ticaret vesözleşme yapma özgürlüğünün de bir so- nucudur. Ancak, müteahhitlik taşeronluk uygulaması, çalıştınlan işçilein sendikası- zlaştınlmasını amaçhyorsa, böyle bir uygulama ya da işlem hukuken savunulamaz. Olayımızda aynı işi hm müte- ahhıdin, hem de asıl işverenin işcileri yapmaktadır. Sermaye Piyasası Kurulu MENKUL KIYMETLERIM GERİ ALMA (RErO) VEYA SATMA (TERS REPO) TAAHIIÜDU İLE ALIM SAT1MI YETKI IELGESİ N—MrKl • I kı«*^ı lı-r *-3 '« Ha IH-IA. «.»fc»h* DEHAMenkul KıymetietAj. Mah.No: 72Kak4 *»»*»»*»««»»*j**###***»* Sermaye Piyasası Kurulu ALIM SAT1M ARACDJĞI YtTKİ BELGESİ ıtib»rea "Alıa Bu bel*« uhıbı »r«cı kıtnu, ilfılı w m u öncv halhft *rt ralırrlâ satılaıs **ra«** pı* Bu b*l(*, 37S4 Mrılı •'•• Jl'ı.ci oukhtm î«553!'213103
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear