22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15OCAK1993CÜMA 12 DIZIYAZI Kim korkap radyasyondan ŞÜKRAN KETENCİ Okurlann ilettiği bilgiler Yavınım.vla birhkte yurdun her yenndski okurumuzdan,çok önemlı katkılar, tamamlayıcı bilgiler ıle geliyor. Karut nitdığındcki baa öraeklere burada değinmek istiyoruz. . Sankamış'ta (an pdr 27) olarak ifadc edikn bir araçla yapılmış ölçiimlerde. mayısın 5'inden başlayarak alınan sonuçlarda. ölçü birimi olarak 5 milirattan baslayarak rad>usyon yükselmesi saptanmış. Günlük aruşlarla havadakı radyoaktivite 45 miiirata kddurçıkmış. Mayıs ortalanna doğru da tekrar Dormale, 5 miiirata kadar düşmüş. Doğu Karadeniz'i '•arleten radyasyon bulutlanaın dik dağlan aşamayıp, yağmurla hHıkte indiğini, arkaya ge,emediğini biliyoruz. Buna rağmen Sankamışa kadar uzanan normalm 10 katına kadar | kirlenmebiranlamifadeedermi? J . Döri'-min çeşitli çay fabri' Kindaçahşmış yön- uulerden gelen bilgilere gör.:. dört beş aybk birçay üretim süna, normal seyrindedevam etmış. Ondan sonra TAEK'den bazı uzmanlar gelmiş. Kendılcrine hıçbir bilgi verilmiyormuş. Sadece ölçüm yapan aletlerin sinyallerini görebıuyorlarmış. Daha sonra jayJaF gnıplara«ynlarak paketlemeve başlanmış. Zaman içınde, kirli olduklan öğrenilen çaylar, ayn yerlere alınmış. Uzun bi r süre de harmanlanarak kullanılmış. Ancak aralık ortalannda. radyasyonlu olarak aynlan çaylann kullanılmaması için ilk uyanlar gelmiş. Taklit paketler . Cmraniye Çakmak Mahallesi Harman Sok. No: 45'te açılmış bir işyen. Mahalknin kızlan çabş- tınlarak 1988'de çay paketlemesi yapılmış. Paketler, Çay-Kur pa- ketlerinin aynısı ya da çok yakın bir taklidıymiş. Komşu iş yerle- nnden duyuruyu yapanlar "Ö za- man radyasyonu, kaçak çay olaymı anlayamamışük. Özel üre- tim olduğunu ya da kurumdan saün alındığıru sanıyorduk" dı- yorlar. . Olaydan 7 ay sonra yapılmış ve TAEK'm Çay-Kur'a da bildir- miş olduğu baa ölçüm sonuçlan. Giresun depolanndaki çaylarda endüşük 15 bin bekerel. Artvm- de 30 bin, radyasyondan en çok etkılenen Çayelı ve Pazar bölge- sindeki fabrikalarda 65 bin beke- rel. Aynı tarihte yörede yapılan ölçümlerde ıse Rize'de 18Ö0. Art- vin'de 929, Trabzon"da 373 beke- rel kirhlik saptanıyor. Bu rakam- lar. süreç göz önüne alındığında, Trakya kirlenmesinin birkaç katı. Yuptdışında İ n g i l i z c e nasıl öğrenilir? FİGEN ATALAY HÜRRİYETUYMAZ -13- Birazfikra gibi olacak ama Karadenizli'nin sorusu aynen şöyle: Hepsi kaç becerelJBL —» KJ CO '.*». in Oi '-^1 03 Radyasyon tartışmalan sayesınde dilimıze yeni bir ölçü birimi girdi. Ar- tık televizyon yayınlanmızda, günlük konuşmalanmızda "bekerel"den söz cdıyoruz. SağJık Bakanı Yıldınm Aktuna ile bırlikte Karadeniz yöresindeki tarama gezisine katılan bugünkü Türkıye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Yal- çın Sanalan, kanser korkusu içinde toplanmış Karadenizlileri sakinleştiri- i cı bir konuşma yapıyormuş. Radyas-1 >on kirlenmesinin çok hafıfe abnan bekereJ miktarlannın da çok düşük ol- duğunu örnekleriyle anlauyormuş. Dinleyicilerden bir Karadenizli, ken- dineözgü üslubuyla patlarruş: "Ordan üç becerel, ordan on becerel, ordan 20 becerel. Bunlann hepsi ne edey?.." Sağlık sözkonusu olupca 27 yılbk gazetecilik yaşamımda bu yazı dizisi kadar çok telefon, mektupla uyan aldığım bir başka konu anımsa* mıyorum. İnsanın yaşama güdüsünü, saglıkla ilgib duyarlıbğinı gösteriyor. Sabahm çok erken saatinde, Trab- zon'dan çok öfkeli bir kadın çocuk doktorunun sesi: "Burada insanlar panik içinde, kanser kontrolü için ço- cuklannı sıraya sokuyor. Ne yapaca- ğımızı şaşırdık. Lütfen sağduyulu bir- şeyler yazın." Gerçekten altı yıl önce, radyasyonlu çayın çoğunu içmeden uyarmaya ça- hştığımız, büyüklerinin yolunda gidip olaya duyarsız kalanın tersine, bu kez, çok gereksiz, anlamsız, abarulı bir korku içindekı toplum var. Kanserü çocuklann görûntüJeri, yayınlar, in- sanlan fazlasıyla ve panjk düzeyinde korkutmuş durumda. Çernobil rad- yasyonuna bağb olarak, siyası iküdar ve görevlilerin sorumsuzluğuna rağ- men, insanlann öyle korkulan büyük sayılarda kansere yakalanmalannın söz konusu olmadığını sürekli vurgu- lamak gerek. Basının sorunlan günde- me getirmeklc çok anlamlı bir görev yaptığını, ancak sansasyonel haberler- le de gereksiz panik yarattığını kabul etmek de bizden bir özeleştin. Matematiksel hesaplar Paniğin gereksiz olduğunu, en iyisi. bazı araştırmalara dayandırmak. Çekmece Nükleer Araşürma ve Eği- tim Merkezi'nden Dr. Hasan Alkan'ın yapüğı bir calışmaya göre, Çernobire bağlı olarak Türkiye'de 650 kişinin ölümcül kansere yakalanacağı, mate- matiksel olarak hesaplanmış. Tür- kiye'deki yüzde 12 Ranser ölüm öraru- nm değişmemesine dayanılarak yapı- lan bu matematiksel hesaba göre, Çer- nobil kazasının Türkiye'de yüzde 0.012. AT ülkelerinde yüzde 0.010 ve eski Sovyetler Birliği Avrupa kesimin- de yüzde 1.25 oranında artış yaratması bekleniyor. Araştırmada, Çernobil kazasının Türk toplumuna yüklediği kanserriskininçok küçük olduğu vur- I ı ı ı ı I ı ı r I I I T I Bulgaristan JAvusturya 13 Yunanistan I Romanya ! Finlandiya Çekoslovakya I Italya 1 Polonya 1 Isviçre 3SSCB Macaristan ] Doğu Almanya Türkiye isveç ] Bat) Almanya Irlanda Lüksemburg İsrail Kıbrıs Rum Kesimi Fransa } Hollanda Belçika Danimarka Ingiltere } Suriye ]Çin ]Japonya ispanya f2> 0 7 TAEK verilerine göre bile Almanya, İsveç, Danimarka ve Norveç düzeyinde etküendiği gdrülen Türkiye,önJem alınmışotsaydı, bu ülkekrden dahaşansiı konumda olacaktı gulanmakta. Tabii TAEK'nin Türkiye için sapta- dığı kirlenme ölçülerine dayanarak yürütülmüş araştırmanın, bize göre bir başka anlamlı boyutu, Türk toplu- munun aldığı radyasyonun, birinci yıl- da yüzde 66'sının çaya ve ikinci yılda da tamamının yine çaya bağb olduğu- nu vurgulaması. Sonuç olarak, araş- tırma, bile bile radyasyonlu çay içiril- miş ohnasının, halka fazladan radyas- yon yüklemesi olduğunu kanıthyor. Bir diğer boyutuyia da. Türkiye'nin, - AT ülkelerinden biraz daha riskli bir konumda olduğunu kabul etmck olu- yor. Karadeniz Tıp Günleri 27-29 Mayıs 1992'de Trabzon'da yapılan Karadeniz Tıp Günleri Kong- resi'ne sunulan araştırmanın bir diğer bölümünde. ülkelerin, kazanm bir yı- bnda hedef olduklan kirlenme dozla- nnın verileri var. Buna göre Türkiye de Norveç, Danimarka, AJmanya ve İsveç düzeyinde bir doz almış bulunu- yor. Bu doz da elbette TAEK'nin sap- tamalanna bağlı olarak hesaplanmış oluyor. Söz konusu dozun Türkiye'de doğal radyasyondan alınan yılbk do- zun yüzde 19'unu oluşturduğu vurgu- lanıyor. Durum çok iyi olabilirdi Bu saptamaya ilişkin de bir vurgula- mayı yapmadan gecemeyeceğiz. Bu yazı dizisinde de vurgulandığı üzere, rüzgar yönleri ile bağlantılı. önemü bir şans olarak. Türkiye'nin üzerine, Çer- nobil'den yayılan ana bulutlann hiçbi- ri gelmemişti. Bir ana bulutun ucun- dan Trakya kirlenmişti. Bir de bizden o zaman saklanmış olan, Karadeniz'e gelmiş ve çok daha hafif kirlenme yap- tığı öne süriilen bulutlar vardı Bunlar, ana bulutlardan kopmuş parçalardı. Doğal olarak, önlem alınmış olsa, TA- EK verileriyle bile AJmanya, isveç, Danimarka. Norveç düzeyinde etki- lenmiş görünen Türkiye insanı, çok daha şansiı bir konumda olacaktı. Yetkiiilerin Ugi^ne Kırlenmerun olduğu Rize'den gö- türdüğümüz ve Almanya'da 1 Aralık 1986 günü anabzi yapılan Rize topra- ğınm kirliliği, o tarihlerde Abnanya'- nın çeşitli bölgelerinden abnan top- raktan birkaç kat daha temizdi. Yanı toprakta kalıa \z bırakmayan. daha hafıf bir kirlenme söz konusuydu. An- cak TAEK'nin verilerine göre dahı in- sanımızın ortalama hedef olduğu rad- yasyon miktan. o zamanki Baö Al- manya'dan daha fazla olarak ortaya çıkıyordu. Kaldı ki, bu araştırma so- nuçlanna, saklanan bulutlann, önlem ahnmaması nedeniyle, yöre insanı üze- rindeki birinci dereceden olumsuz et- kisinin katıldığmı hiç sanmıyoruz. Çayla ilgili hesaplara da bizim piyasa^ dan aldığmız yüksek radyasyonlu dozlann değil, resmen ilan edilmiş ve zararsız olduğu savunulan ölçülerin katıldığmı düşünüyoruz. Aksi doğru ise, yetkililer, ortaya koyacaklan veri- lerle birbkte, lütfen bizi uyarsınlar. Belgeler ve yaymlar Uzun bir görüşme yaptığımız ve za- manlannı fazlasıyla aldığımız TA- EK'nin bugünkü başkanı Yalçin Sa- nalan ve arkadaşlan, bize bir dizi yayın ve belge de verdiler. Bir bölümü ile TRT-TV programlannda da yer alan bu araştırma ve veriter. Türkiye'- deki kirlenmenin dozunun çok hafif ve insan sağbğını tehdit etmeyecek ölçü- lerde olduğuna ihşkin. Aynı şekilde, çaydan alınan radyasyonun da önemü bir tehüke oluşturmayacağı kapıtlan- maya çalışılıyor. Verilere ve uzman çabşmalanna dayalı bu araştırmalara ve doğruluklanna, kuşkusuz saygı du- yuyoruz. Bir kez daha altını çizelim; sadece ve sadeoe bütün bu ^raştırma ve verilerin içinde ahnmayan önlemle- rin, bilerek içiribniş yüksek radyas- yonlu çaylann etkisinin hesaba katıl- madığına inanıyoruz. Bu. elbette, ne insanımızm aşın dozda radyasyon al- dığı, ne de kanser arüşlannın önemli sayilarda olacağı iddialannı yapuğı- mız anlamına gelmiyor. Kirlenmenin aşın olmaması bir şans. Ancak, rad- yasyon bulutlannın saklanması ve radyasyonlu çaylann içirilmesi, suçla- nnı hafifletmiyor. Çok fazla insanımı- zın kansere yakalanmayacak oluşu bi- bmsel doğru olsa da, sonımlulan suç- lama ve hesap sorma hakkımızı or- tadan kaldımuyor. SÜRECEK Bir bardakBir bardak çaya düşen radyasyon he- sabı, bunun konuşulmaya değniez, an- lamsız bir doz mu oMuğ.t. yoksa bir risk mi taşıdığı. bitrnez tûk;r...iez bir tarüşına olacağa benayor. Bilim a<jına yapılan bu (anışmalann sonu belki karakolda bitme- yecek. ancak hakaret boyutlanna ulaştığı, mahkemeye kadar uzandığ) da bir gerçek. Saym Ozemre'nin deyımi ile, bir bar- dak çayda fırtına mı kopartıldı? Özemre konuya ilişkin açıklamala- nnda. paketknmiş çaydk 12.500 bekerele kadar radyasyon kalacak şekilde harman- lama yapıldığını söylüyor. Piyasada bu ûst kirlenme sının ile satılan çayın da en fazla lıtresine 370 bekerei radyasyongeçti- ğını, bunun da zararsız bir üst sınır oldu- ğunu savunuyor. Berlın Senatosu RadyoaküT Ölçüm Merkezi. Berlin piyasasından alınan g}da ürûnleri analizlen kap&anunda Türk çayının demknmiş halinden de bir analız yapmış. Günlük gıda analızlerinın ya>ı- nlandığ) bültende 17 kasun tarihini taşı- yan araştırma sonucuna göre, bir bardak Türk demli çaymda 308 bekerel ve apk çayında da 96.8 bekerel radyasyon bulun- mus Almanya'da çay bardaklanrun bû- yük olduğunu gözönüne alarak, bizim çay bardakian için radyasyon oranlannı yan vanya mdirelım. Bir bardak demli çay içinde 150 bekerel, yine korkunç bir ra- kanı olarak görülüyor. Almanya'y a ihraç edilen çaylann, rek- lam amaayla mayıs sürgûnü ağırlıklı ve daha kirli olduğu sonucuna varalım İyımser bır yaklaşımla, Türk pıyasasmda satılan çaylardan da ikı-üc kat daha çok kirlı olduğunu düşünelim İne ine, bir bar- dak demli çayda 50 bekerele kadar inebili- >oruz. Bu hesaba göre, demsiz çayda da 15 bekerelın alüna öüşemiyoruz. Şımdi, buradan harekeüe. günde 5 bar- dak içen bir tiryakı 250 bekerel. az tirya- kı ıse 75 bekerel fazladan radyasyon almış oluyor. Çernobil olayında tarüsılan ve çayda bulutan radyoaiktif maddelerin vü- cutta kahrıa sûreçleri en az 20 gün ve yûz kopaıı fiıtıııagüne kadar uzandığına ve biz de sadece bir gûn değıl. her gûn sürekli çay içtiginıi- ze göre; en alt sınırdan 20 günün yığıbnası olarak. vûcudumuza sadece çaydan yük- lenmiş radyasyon miktan, tiryakilerde 5000 bekerel ve açık çay içenlerde 1400 bekerel çıkıyor. Bunlar da hayli yüksek sonuçlar. Çayla aldığımız radyasyon vü- cudumuzda ortalama biümsel sürece göre 50 gün kalmışsa, tiryakiler için 12.500 be- kerel. açık çay içenler için de 3750 bekerel- lik sürekli bir yüklenmeye hedef ofanak gibi korkutucu durumlar sözkonusu olu- yor. Tanışmalann yapıldığı dönemde TA- EK'nin ve Ozemre'nin verileriyle, Türk piyasasındaki çaylann en kirli 12.500 be- kerel olması koşujuyla yapılan hesaplar da vardı. Oönemin sorumlu Bakanı Cahit Aral, Cumhuriyet'te yayınlanan ünlü açık- lamasmda. sözkonusu çaylann 50 yıl sü- rekli içilmesi halınde. 10 milyon kişiden ancak 176'anın kansere yakalanacağını söylüyor," 150 milyar ödeyerek çay ithal etseydim, tüyü biunemiş yetimin dövizini harcamış olurdum" diyordu. (9 Aralık 1986) Biz de bunun üzerine, Almanya'da yapılmış bir bardak çay analizini hir yana bırakarak. Türkiye'de piyasada satılan ve 5 bin-25 bin bekerel arasında radyasyon içeren çaylann demlenmesinde, suya rad- yoaktivite geçişıni yüzde 50 kabul ederek bir hesap yapmışDk (özemre, bugünkü açıklamasında, yüzde yüzlük bir geçişi de kabul ediyor). Bir bardak çaya geçen radyasyon mik- tan, 5-25 bekerel düzeyınde ortaya çıkı- yordu. Bu da her gün 5 bardakçay içme ve ortalama 50 günlük birikimle vücutta sa- dece çaydan 1250-6250 bekerelhk ek bir radyasyon yükü anlamına geliyordu. tlki 11 aralık tarihinde yayınlanan ve "çaylar zararsızdır" iddialanna karşı birçok kez vurgulamak zorunda kaldığrmLz bu so- nuçlar için, hangi bilim adaroı "anlamsu ölçulerde, önemsız" sözcüklerini kullana- bilir? Adnan Derln'den sutfamalara yanıt: şte British Council denetimli okullar Meridian School of English 9 Yarborough Road, Southsea Hants, PO5 3DZ Tel:9.9.44 70581 6023 faks-9.9.44 705 MLS Collegc 8 Verulam Place, Bournemouth DorsetBHI 1DW Tel: 9.9.44 202 29 15 66 faks. 9.9.44202293846 Haftalık kurs ücreti: 90-168 pound MM Oxford Study Services Lımited 44 Blenheim Drive, Oxford 0X2 8DQ Tel: 9.9.44 865 513788 faks. 9.9.44 865 31 1988 Haftalık kurs ücreti: 285-325 pound The New School of English 52 Bateman Street, Cambridge CB2 1LR Tel: 9.9.44 223 35 80 89 faks: 9.9.44 223 315276 Haftalık kurs ücreti: 150 pound -Kamuoyunda au pairlik olaymı Tür- kiye'de başlatan ilk acente olarak en fazla eleştiriye ve suçlamaya maruz ka- lan birfirket oldunuz. "Siz buraya au pairiiği tanıtan bir haber hazırlayacağımzı söyleycrek gelmiştiniz, şimdi neden böyle yapı- yorsunuz?" -Sektörünüzde olumlu yanların dışm- da olumsuz pek çok nokta var ki, bunla- nn büyük bir bölümü sizi de ilgilendiri- yor. Bu nedenle yapacağınız açıklama- lar önemli. "Yaalanlann hepsi kasıt'ı. Bizim au pairlenmizdn başına öyle hiçbir vaka gelmemiştir. Au paırliğın ne olduğunu bilmeden giden bir tek au pairimiz yokturöyle. Biz. İngjltere'de kendi bü- rosu olan tek acenteyiz. zor durumda kalanlar oraya başvurur. Diğerleri ya- bancı acentelerle çalışıyor. halbuki bu iş karşıda kendi yeriniz obnazsa çok zor. -Londra'daki büronuzu kim yöneıi- yor? "Biz, bu ışe kızımız Gülgün'ün saye- sinde başladık. Gülgün, 1976 yıbnda tngiltere'ye au pair olarak gitti ve ora- ya yerleşti. Orada bir fngilizle evli ve büromuzda bize ve başka ülkelerden kızlara aile buluyor. Bir Türk olduğu için au pairlerimizin sorunlanru bili- yor Buraya İspanyol, Fransız kızlan da geliyor. Çok zor durumda kalan olursa, evinin bir odasını pansiyon olarak veriyor. ömeğin, Atlas var. Gi- din, British Council'ın altındaki hanın sahibine sorun. Orada bir büro tut- mak istedik, ama Atlas, 'Buraya baş- ka bir acente gjremez' diye taahhütna- me imzalatmış hanın sahibine." -İlk ydlarda buradan İngilıere'ye au pair gönderen acenteydiniz ve bu yolla giden au pairlerin bir kısmı orada pek çok sorunla karşüaştı. Dil bilmeyen gençkızlan İngiltere 'yegönderiyor'' di- ve suçlandmız. "Maksat başta au pairin derdini an- latması değil ki! İngiliz aile Beni anla- yabih'yor muT der. 'Evet', 'Hayır' is- ter. Onu anlayabiüyor ve ona kısa da olsa cevap verebiliyorsa, aile için.ye- ABD'DEAUPAIR'LİK Gerçek can yoldaşhğı İngiltere'deki au pair- lik •"Hizmetçilik" ile öz- deşleşirken, ABD'ye gençler gerçek anlamda au pair olarak gidiyor. sadece "Çocuk bakıalı- ğı" yaparak Ingilizceleri- ni geliştirip geri dönüyor. Yabancı dilini geliştir- mek üzere İngiltere'nin yanı sıra. ABD'ye au pair olarak giden ve gitmek is- teyen gençlerin sayısı hiç de az değıl. Özellikle tn- giltere'deki au pairlik deneyimi sırasında Türk kızlannm, fngilizler'in çocuklanna yapan, ev iş- lerinin tamamını yapan ve büyük bir çoğunluğu- nun da kötü koşullarda birer "hizmetçi" olmaya zorlandığı duyulduktan KamflToros sonra, ABD'ye lalep gi- derek artmış durumda. Ancak. bu programa. fn- giltere için olduğu gibi her aklına escn, "Organi- zasyon ücretini" ödeye- bilen giremiyor. Adayla- nn öncelikle 18- 25 yaş barajını asmamalan. bu arada konuşabilirdüzey- de bir İngilizce ile bir oto ehliyetine sahip olmalan gerek iyor. Türkiye'de au pair acentelerinin ABD'ye gönderebildiği au pair sa- yısı 3-5 kişiden öteye geç- mese de. "The Experi- menl in Turkey", çok planlı, programlı bir şe- kilde, 1989 yılmdan bu yana ABD'ye her yil 150 au pair gönderiyor. The Experiment in Turkey yöneticisi Kamil Toros, kuruluşlannın UNESCO denetiminde faaliyet gösteren ABD'- deki "The Experiment in Intemational Living"in Türkiye temsilciliği oldu J ğunu belirtiyor. terlidir." -Au pairlere gitmeden önce "Çocuk bakıcılığı yaparak İngilizce öğrenebile- cekleri" söyleniyor, ama oradapek çok au pair ev ifi yapmaktan okula gitmeye bile zaman bulamıyor. "Olmaz öyle şey, Ingiltere'de au pa- irlik yasası var. Çoğu acente bundan habersiz, hep bize sonıyorlar. O yasaya göre, aile hiçbir zaman seni haftada 30 saatten fazla çabştıra- maz. Okul için muhakkak izin vermek zorundadır. Haftada bir gün iznin vardır. 'Light housework' denen hafif ev işleri ya- parsın. Au pair asla cam, yer sibnez, bu istenirse senden, gider acentemize başvurursun." -Ama sizin aracûığınala giden genç- lerin bugibidurumlarla karşılaştığı kaç kez basında dayer aldı. '"Bunun nedeni, Ingütere'deki Kürt- ler. Onlar au pairlerimize, 'İngilizlenn hizmetçiliğini yapmayın. Biz size iş bu- luruz'dediler. O haberler o yüzden çıktı. Bizde hiç öyle vaka olmamıştır. Sen git, Derin'le gitmiş bir tane öyle kız göster, ben bu büroyu kapatınm." -Onları Home Offîcee bildirmekle tehdit ediyormuş kızmız. "Biz ailelerimizden aynlanlan ora- ya bildirmek zorundayız, hatta bizden önce aile bildirmek zorunda. " SÜRECEK AJNKARA-ANKA Mt'gERREF HEKİMOĞLU Yitîk Dosdap,Çağnşımlap... Kaç yıldır görmedim, dolaylı haberler aldım ortak dostlardan. Sağlığı iyi değil, giderek kötüleşiyor. Şimdi daha rahat uyuyor sanırım. Ama ölümüne inanmak ko- lay değil. Hayalimdeki Ragıp Sarıca hiç değişmiyor. Tünel'de, Markiz'de bir masa düşünüyorum, öğle saat- leri hep aynı yerde oturur, gazetelerini okur, yemeğini yer, dudağının ucunda sigarası dostlannı selamlar. Ko- nuşurken içim aydınlanır, dünyamızda, ülkemizde hâlâ boyle kişiler var diye mutlanır, onurlanırım. 27 Mayıs'tan sonra İstanbul da ilk karşılaşmamız, Kurucu Meclisaçıl- dıktan sonra anayasa çalışmaları döneminde evimizde yapılan toplantılar canlanır gözümde. Profesör Ragıp Sarıca anıt türü dikilir birden. Odün vermeyen bir bilim adamı, sigarasını tüttürür, sesini yükseltmeden tartış- mayı sürdürür. Konu ne olursa olsun bilimin ışığı, kültür birikimi sözlerine yansır, güzel bir aydınlık aktanrçevre- sine. Gerçek bir aydının ışığını... Çocuksu gülüşüyle, gözlüğünün arkasında parlayan gözleriyle, sessiz ve derinden coşkusuyla güzel bir insan. Onu çok özlemiş- tim, şimdi daha çok özleyeceğim. Ragıp Sarıcalar giderek azalıyor değil mi? Çok mutlu- yum, onları yakından tanıdım ben, dostluklarıyla onur- landım, güzel birikimler oldu, yeni ufuklar açıldı yaşa- mımda. Umudum. iyimserlığim, yaşama sevincim onlardan kaynaklanıyor kuşkusuz. Yaşamları solsa da verdıkleri soluk insant diriltiyor... • • • Sayın Emel Korutürk'ü de güzel bir solukla selamla- dım geçen akşam. Resim Heykel Müzesi'nde dolaşır- ken. Fikret Mualla'nın tabloları önünde neier anımsa- dım. Fikret Muallaları, Bayan Korutürk kazandırdı müzeye. Otuzdörttablosuna 180 bin liraödeniyor 1970'li yıllarda. Bugünkü değerleri milyarlara ulaşıyor. Rah- metli Hasan Işık'ı anımsıyorum sonra. Fikret Muallaların Paris'ten ülkemize gelmesi için çağrılar yapmasını. O, satın almayı düşünmüyor hiç! iiginç bir olay, Fikret Mu- alla'nın neredeyse bir şişe şarap parasına resim sattığı dönem, Paris'te görevli hiçbir Türk diplomatı koşullar- dan yararlanmayı düşünmüyor. Olanakları varsa sanat- çıya el uzatıyorlar. Güzel dönemlermiş değil mi?Salon- lardan birinde ünlü ressam İbrahim Çallı'nın iki yaprtı var. Biri çıplak kadın, öteki bir portre. Başka bir duvarda da Hoca Ali Rıza'nın tablosu. Portrenin adı yok, oysa Emel Korutürk'ün annesi, Atatürk'ün yakın arkadaşı Sa- lahCimcoz'uneşi. Moda'nın, Istanbut'uneskigüzelliğini yansıtan bir kadın. Emel Korutürk, adının yazılmasını is- temiyor, çünkü armağanların da gizli kalmasını diliyor. Bu yazıma da üzülür belki, özür diliyorum, ama özellikld yazıyorum. Çankaya'dan böyle bir kadının geçtiğini bil- mekgerekir. Koşk'te onlarla birlikte çalışan birdiplomat anlattı geçen gün, çocuklarının varlığından Çankaya- daki görevliler de habersiz uzun süre Dışişleri'ne giriş sınavına iki kez giriyor cumhurbaşkanının oğlu, ayrıca- lık yok! Başkent Ankara'nın bir Resim Heykel Müzesi kazanması da Bayan Korutürk'ün çabasıyla. Devlet Ba- lesi sanatçılarmın çalıştığı eski Halkevi'nin müzeye dö- nüşmesinde büyük rolü var. Resim ve Heykel Müzesi'nde uzun bir onanmdan son- ra yeniden açıldı salonlar. Üç yüz yapıt sergileniyor, oysa daha yüzlerce tablo var. Onları da sergilemek için yeni müzeler, galeriler bekleniyor. Kültür Bakanımız müjdeyi verdi, yeni bir galeri hazırlanıyor, sanırım Atatürk Kültür Merkezi'nde. Ayrıca resim dalında genç yeteneklere destek sağlanıyor. Yeteneğini gelıştirmek, araç ve gereçleri alabilmek için bir tür kredi. Yıllarca ön- ce Helsinki de Arabia porselenlerinin galerilerini gez- dim. Gözlerimde renk bayramı, tüm sanatçıları selamla- dım. Arabia kocaman bir merkez, güzel porselenler üretilen bir fabrika, bir de özel atölyeler bölümü var. Pa- rasal olanaklardan yoksun sanatçılara çalışacak bir oda, araç, gereç veriliyor, fırından yararlanmaları sağ- lanıyor. Sergi açma olanaklan yaratılıyor. Bir yetenek gelişiyor, Fin sanatınataze kan geliyor. Böyle biryönte- min başlaması ülkemiz için de olumlu bir gelişme kuş- kusuz. Kültür Bakanlığı'nı kutlarım. Ancak bir uyarım var. Yetenekleri kim değerlendirecek, kim saptayacak? Bir kurul oluşacaksa o kurulda kimler yer alacak? Bu konuda acele etmemek, iyi düşünmek, yanlışlığa yol açan davranışlardan kaçınmak gerekiyor galiba. İyi ni- yet yetmiyor! Restorasyon dalında acı deneyler var sa- nırım. Onarımı yapacak kurullar iyi seçilmeyince sonuç amacına uymuyor. Bergama Tiyatrosu bir örnek buna. insan keşke onarılmasaydı diye düşünüyor neredeyse! Başka örnekler de var, müteahhit hesapları ağır bası- yor, onarım uzuyor, yozlaşıyor. Her zaman yazarım, kültür varlıklarını, doğal güzellik- leri korumak çok önemli bir görev. Aslında bize ödünç veriliyor bu güzellikler, bir yaşam boyu ya da yüzyıl irt- sanlık tarihinde ne yer tutar! Binlerce yıl içinde bir yüzyıl kısa bir süreç ancak. Sonra başkaları gelecek, yeni ku- şaklar yaşayacak, bizi de nasıl anacaklar acaba? Güzel- likleri çirkinleştirmek, çevreyi kirletmekle de suçlayabi- lirler, teşekkürle de anabilirler. O tesekkürü hak edecek miyiz? Ben yazımı Kültür Bakanı'na teşekkürle sona erdiriyo- rum. Ressamlar, heykelciler, tiyatrocular. baleciler, çal- gıcılar, şarkıcılarla yüzlerce sanatpı bir araya geldi Resim Heykel Müzesi nde. Soğuk bir başkent gecesirv de sevgiyle, ilgiyle ısındılar, müzikle karşılandılar, mü- zikle uğurlandılar. Vivaldi'nin Mevsimleri'yle. Hayli duygulandılar ve onurlandılar. Resim Heykel Müzesi'ndeki akşamı Ragıp Hoca'nın ya da Erdem Buri'nin de yaşamasını isterdim. Çok deği- şik iki kişi ama ortak çağrışımları da var. Ben o cağrışım- larla yaşadım. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 1/ Cerat Fehmi Başkııt'- un bir tiyatro yapıtı... İlaç. 2/ Kimbği belirlene- meyen uzay cisimlerine verilen ad... Şiddetli. 3/ XIX. yüzyıl sonlannda gelişen şiir, edebıyat ve sanat akımı. 4/ Kale hen- deği... Birim. 5/ Pirinci kabuğundan ayırmak ya da bulgur dövmek için kullanılan dibek.. Bir bağlaç. 6/ Üstün bir yet- kinin gücünü simgeleyen değnek... Dolunay. 7/ Boyalann inceltilmesinde kullanılan sıvı... Radon elementinin simgesi. 8/ Ha- beş soylusu. 9/ Boyu yüz metreyi aşabilen birağaç. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Cahit Atay'm bir tiyatro yapıü... Bir nota. 2/ Vurguncu, dalavereci. 3/ İyi talih, iyi haber... Nijerya'nın para birimi. 4/ Akarsu kıyısında bulunan ağaçhk... Kimileri uğur sayar. 5/Ağırkokulu birgaz... Ya- şaimak ve geliştirmek için gereken besinJeri yedirip içinme işi. 6/ Tek başına oynanan bir kâğjt oyunu. 7/ Dınsel tören ve kuralla- n... Satrançta bir taş. 8/ Matbaacılıkta kullanılan ince bir çeşit harfe verilen ad. 9/ Bir aydınlatma aracı... Yurdumuzda kurul- muş yirmi bir köy enstitüsünden biri.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear