Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sal
Cumhuriyet!
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şırketi adına Bcrin !S«U Istanbul Haberlen: Şenay KaJkan, Dış Haberler: Ergun Bakı, lş-Ekonomr Şukran Ketenci, Yurt
~ Genel Vayın Vöneımeni: Özgen Acnr • Genel Yayın Koordinatoru: Hilcmtt Çelinkaya Haberlen: Mchmcl Saraç, Kıiltur: Ceial l slef, Makalder: Sami Karaoren, Spor Abdolkadir
Yazı l,s)erı MudurJen: FUJIM Ozbilgen (Sorumlu), Celal Başlangıç (Haber) • Görsel Yucelman, Düzchme: AbdaJlah Yazıcı • Mûessese Mndur V: Erol Erkul • Koordınatör:
Yûneımen. Ali Acar • Duzcnleme: Mustafa Sa&amer • Ankara TemsiJcisı: Cıineyı AJırael KonılsM • Muhasebe Bıık-ni Yener • Idaıe: HUseyin (.urer • Işletme: Öoder Çelik •
Arcayarek, Haber Mudılrlerı Mustafa Balba>, Işık Kansu, lzmır Temsilci V: Stritr Kıak, Bılgı-lşlem: Nail fnai Biıgısayar Sıstem. Muruvel Çiler 9 Personel: Sevgi Boslancıoglu
Adana Tcmsıicısı. Ç«(in Yıftenogiıı • Reklanı: Rrfea Işılman • Dış flişkıler: Hulta Akvol
Bauın ve Yayan: Cumhurıye! Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türkocagı Ca
39/41 Cağaloğiu 34334 Ist. PK: 246 Istanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Tele
22246, Fax: (1) 526 60 72 • Bürolar: Ankara: Z. Gökalp Blv. lnkılap S. N
19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4; 433 05 65 • Iznrin H. Zıya Bl
1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax- (51) «9 53 60 • Adaaa: Inör
Cd. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel- 19 37 52 (4 hat). Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 i
TAKVIM 6EVLÜLI992 fmsak 4 ^9 Güneş. 6 28 öğlel3O7 Ikındı 16.45 Akı>anı 19 36 Yatsı:2I.OO
BobGeldof
Özal'laröportaj
yaptı
•Haber Merkezi-Ünlü
rock şarkıcısı BobGeidof,
dün Cumhurbakanı Turgut
Özal ıle İngilız Televizyonu
Chanell-4 adına röportaj
yaptı. Rö(»ortajin ardından
gazeteciJenn sorulanru
yamtlayan Geldof, özaJ'a
kolay, zor her türlü sorulan
yönelttiğini veözal'uı da bu
sonılara büyük bir
samimiyet ve açıklıkla cevap
verdiğini söyledi. "Değerli
bir liderle görüştüm" diyen
Bob Geldof, röportajın saat
I4.00'te başladığını ve
yaklaşık 3 saat sürdüğünü
belirtti. Cumhurbaşkanı
Özal'ı "Çok dost ve hoş bir
insan" olarak nitelendiren
Geldof, kendisinin birşarkıcı
olduğunu, fakat politika iie
ilgili olduğu ıçjn
politikaalarla da görüşmeler
yaptj|ını sözlerine ekledi.
Hastanede
yangın
• İstaribui Haber Servtsi-
SSK İstanbul (Samatya)
Hastanesi, dün birfacianın
eşiğinden döndü. Sabah
saatlennde hastanenin
mutfak boJümündeçıkan
yangın, itfaıye ekiplerinin
olaya kısa sürede müdahale
etmesiyle söndürüldü.
Yangjnda can kaybı olmadı.
Olay sırasında yemekhanede
çalışan personelin kendilerini
pencerelerden dışan atarak
kurtarmaian, kazarun küçük
yara berelerje atlatılmasını
sağladı. İtfaiye ekiplerinin
verdiğı bilgiye göre olaya
kısa sürede müdahale
edilmesı, başlayan yangırun
mutfak bölümünün bemen
arkasındaki mazot
tanklanna sıçrayarak büyük
birfacianın çıkmasını önledi.
Hastane Müdür Yardıması
Nejat Er, yangının çıkış
nedeninin henüz
bilinemediğıni belirterek
"Bunu saptamak ıçin keşif
yapılıyor. Zaran da henüz
bilmiyoruz. Bunlan keşif
tamamlandıktan sonra
açıklayabileceğiz" dedi.
Çocuk ve
hapçlık
•ADANA(AA)-OkuI
çocuklanna fazla harçlık
verilmesinin, çocukta kendi
gayreti olmadan para
kazanma alışkanlığı
yaratabileceği belirtildi.
Harçlığını zamanından önce
bitiren çocuklara da yeni
harçlık verilmemesı önerildi.
AA muhabirinin sorulannı
çevaplandıran Çukurova
Üniversitesi Eğitim Fakültesi
öğretim Üyesi Psikolog Doç.
Dr. Banu İnanç, harçlık
verrne şeklinin çocuğa, okula
ve aile durumuna göre
değişebileceğini, temel
ilkenin diyalog kurularak
oluşturulması gerektiğini
söyledi. Harçlığın miktarve
veriüş biciminin, çocuğun
yaşına göre önemli olduğuna
dikkat çeken Doç. Dr. Banu
İnanç, özellikle ilkokul
çocuklanna günlük.
ortaokul çocuklanna da
haftalık harçbk verilmesinin
daha yararlı olacağını
söyledi.
Dedikodusuz
yapamıyoruz
•ISTANBUL(AA)-
Psikolog Suna Tanaltay,
"dedikodu"nun başkalannın
kişiüğini, ailesini ve çevresini
yaralamayacak dozda
yapıldığı zaman yararlı
olduğunu kaydederek,
"Erkekler de fazlasıyla
dcdikodu yaparlar" dedi.
"Dedikodunun insan
yaşamındaki yeri"
konusuridaki sorulan
yanıtlayan Tanaltay,
bilinçalüna iülmiş isteklerin
zamanla insanda oldukça
sıkıntı yarattığını belirterek,
bunun birşekilde ortaya
çıkması veifade edilmesi
gerektiğini söyledi. Güncel
yaşamda bu sorunun
dedikodu yoluyla
karşılandığına işaret eden
Psikolog Tanaltay, şunlan
söyledi: "Başkalannı anlatır
veya eleştirirken, kuşkusuz
kendimizden de bir şeyler
kaüyoruz. Doğrulanmız,
yanlışlanmız, başan veya
başansızlıklanmız, hatta
umutsuz özlemlerimiz
dedikoduya renk katmakta."
Kadın mesleği olarak bilinen ev temizliğine yavaş yavaş erkekler de girişmeye başladı
EUeriııiıı ııasırıyla kadın işiııebıılaştılaı• Erkeklereev
temizletmekpek alışılmış
birşeydeğil. Gündelikçi
bir kadın ev temizliği için
60 bin lira ücret alırken
temizlik şirketlerinde
çaJışan erkekJer yüz met-
rekarelik birev için 90bin
lira alıyorlar
GÜLDENÖZEN
Hemşirelik, öğretmenlik, ço-
cuk bakıalığı, sekreterlik, kasi-
yerlik, tezgahtarlık, konfeksi-
yon işcılığı, ev temizliği. Bunlar,
çalışma yaşamının cinsler ara-
sında bölüşümü konusunda
şartlanmış olan toplumumu-
zun kabul etüği geleneksel ka-
dın mesleklerinin bazılan. Er-
kekler ise mühendislikten kam-
yon şoförlüğüne kadar her tür-
lü meslekte çalışarak kazanabi-
liyorlar yaşamını. öyle ki son
zamanlarda öteden beri 'kadın
mesleği' olarak bilinen ev te-
mizliğinde de yavaş yavaş er-
kekler görülmeye başladı.
Çiftehavuzlar'daki büyük bir
apartmanın altıncı katındaki
bir dairenin geniş salonunda-
yız. Sıcak bir yaz gününde sade-
ce bakmanın bile insana huzur
verdiği durgun masmavi bir de-
niz manzarasını alan balkonda
Şevki, bir yandan camlan siler-
ken Sezgin de salondaki büfe-
nin tozunu alıyor. Salondaki
ortalama büyüklükteki bir ca-
mın silinip kurulanması yakla-
Tenuziiğe giftikleri evde yemek yemiyoriar, nuteemelerini kendileri getiriyorlar Erkek temizlikçikr yaran günde bûtön evi temizliyorlar.(Fotoğraflar:HATÎCE TUNCER)
şık üç dakikada gerçekleşiyor.
Camlar ve tozlar bittikten son-
ra ise Şevki ile Sezgin el ele vere-
rek halılan siliyorlar. Bütün
bunlar yapılırken ev sahibi Di-
lek Hanım da dergisini okuya-
rak çayını yudumluyor.
Ev temizliğinde yapılan işler,
cam, çerçeve, halı ve kapılann
silinmesi. balkonlann yıkan-
ması. banyo ve mutfak fayans-
lan ile lavabo ve küvetlerin te-
mizlenmesi ve vitrin içleri hariç
oimak üzere toz almak şeklinde
sıraianıyor. Temizlik işlerini or-
ganize eden şırketin genç ortağı
Şafak Gedikoğlu, bunlann
yanında sürekli temizliğegittik-
leri iyi müşterilerine zaman za-
man perde yıkama ve çocuk
bakıalığı gibi olağan program-
Ian dışında hizmetler de verdik-
lerini söylüyor.
Bütün bu işlerin yapılması,
birekipçalışması sonucunda üç
saat gibi kısa bir süre içinde ta-
mamlanıyor. Bunun için de 100
metre kareye kadar olan evlere
iki kişi, daha genişlerine ise üç
kişi gidiyor. EJemanlar, ekip
halinde çaüşırken hangi işi. kı-
min ve ne zaman yapacağını
bir-bir buçuk ay kadar bir süre-
de eğitilerek ögreniyorlar.
Gündelikçi bir kadın, bütün
bir gün çalışarak temizlediği ev
için 60 bin lira ücret talep eder-
ken bu tür şirketJer 100 metre
karelik bir ev için 90 bin lira,
100 metre karenin üzerindeki
evlerde ise fazladan her 10 met-
re kareye 9 bin lirafiyatveriyor-
lar. Bunun yanında, ücretteki
farka rağmen genç delikanülar,
pek çok kişi tarafından günde-
likçi kadınlara tercih ediliyor-
lar. Bunun nedenini ise şöyle
açıklıyor Gedikoğlu: "Biz, ev
sahibinı bütün gün eve bağla-
madan yanm günde bütün evi
temizliyoruz. Temizlik için ge-
rekli olacak her şeyi kendimiz
götürüyoruz. Ev sahibinden
yardım istemiyoruz, yemek is-
temiyoruz." Ev sahibi Dilek Sa-
ranlı ise "Çocuklar çok güzel
çalışıyorlar" diyerek güleryü-
züyle memnuniyetini ifade edi-
yor.
Temizlikçilerin ikisi de çok
genç. Şevki Karaman 21, Sez-
gin Ilişik ise 17yaşında. Konu-
şurken pınl pınl parlayan göz-
leriyle zeki bir delikanh olduğu-
nu belü eden Sezgin, İstanbul
Denızcılik ve Su Ürünleri Mes-
lek Lisesi öğrencisi. Yaz ayla-
nnda çalışarak harçlığını ka-
zandığını söylüyor. Sezgin'ın
yanında daha sessiz ve durgun
olan Şevki ise artık okumadığı
için yaz kış bütün zamanını bu
işe veriyor. O da işini severek
yaptığinı belirtiyor.
Erkeklere ev temizletmenin
pek alışılmış bir şey olmadığı
hatirlaüldığında Şafak Bey. za-
man zaman temizliğine gidilen
evin çevresınde meraklı bakış-
lar ve "Nereden geliyorsunuz"
sorulanyla karşılaştıklannı
söylüyor. Bunun yanında, bin-
de bir de olsa bazen "Bay gön-
deriyorsanız bekliyoruz" diye-
rek tercih belirtenler de oluyor-
muş. Şafak Bey, "Belli brr kül-
tür düzeyine ulaşmış kişiler için
evi temizleyenin kadın ya da er-
kek olmasının önemi olmuyor"
diyor. Dilek Hanım'ın evi, yak-
laşık üç saat içinde televizyon
reklamlannı andınr bicimde
pınl pınl oluyor. Halılann
renkleri daha canlı. Dışandaki
deniz manzarası ise temizlen-
miş camlann ardında daha bir
başka. Dilek Hanım, teşekkür
etmek için gençlere çay ikram
edıyor. Çaylannı çabucak içip
gıtmek zorunda gençler. Çünkü
hemen ardından başka bir evde
randevulan var.
Takvim
güz,
mevsim
yaz
Haber Merkezi - Özellikle son
bir aydır, bunaltıcı sıcaklann
etkisi altında kaldık. Deniz,
göl ve nehirlerde serinlemek
isteyen çok sayıda kişi,
yaşamını yitirdi. Menderes
Çayı kurudu. Yöredeki
üreticilerde, kaderini
akarsulara bağlayan öteki
pek çok üretici gibi. büyük
zararlara uğradı. Ancak,
sıcak ha valann, bir kaç gün
içinde, yerinı serin ve yagışlı
havaya bırakması bekleniyor.
Bizler bunu. meteorolojik
araştırmalardan ve artık
mevsimin degiştiğinden
anlıyoruz. Vedıyoruzki,
"Şunun şurasında ne kaldı ki?
Bugün yann demez,
sağanaîclar, rüzgarlar başlar.
Hatta aramaya başlanz
şakında terledığimiz,
bunaldığımızgünleri." Ya
onlarneyapacak?Onlara kim
söyleyecek sonbahann
geldiğini, dişlerini birazdaha
sıkarlarsa. serin günlere
vak'mda kavuşacaklannı?
Duygusallıkyüksek
tansiyon yapıyor
GÜNDÜZ İMŞİR
Tansiyonu etkileyen nedenler
Çağdaş yaşamın en can alıcı
iki saglık sorunu yüksek tansi-
yon ve damar sertİığı, genel nü-
fusun yüzde 20'sini tendit edi-
yor. Za-
manla
yanşılan
günümûz-
de, işinde ü-
tiz, duygu-
sal olanlar.
mükemme-
le ulaşma
uğruna
hata kabul
etmeyenler,
mutlulukla
başanyı bir-
birinden
ayırmayan
kişiler,
"Hipertansi-
yon " (yük-
sek tansi-
yon ) için
riskü kabul
ediliyorlar. '
Çok geniş bir kitleyi ilgilendi-
ren yüksek tansiyon hastalan
ıçin özel hastaneler Ve bazı özel
merkezlerde hipertansiyon bi-
rimleri kurulmaya başlandı.
Uzmanlar, son y'ıllarda yük-
sek tansiyon rahatsızlıklannda,
büyük bir patlama görüldüğü-
fiü, Türkiye'nin bundan payını
TUZ- Yüksek tansiyonun bes-
lenme ile ilgisi dikkate almdığında
her zaman en önemli etken olarak
tuz ortaya çıkıyor.
POTASYUM- Yakm zamanda
tuz üzerine yapılan araştırmalann
pek çoğunda potasyum -sodyum
ilişkisınin önemi üzennde durulu-
yor.
ŞİŞMANLIK- Şişmanlıkla yük-
sek tansiyon arasmda bir bağlantı
olduğunu araştırmaiarortaya ko-
yuyor.
ŞEKER- Şekerin (sakaroz) yük-
sek tansiyon üzerindeki etkileri
incelenmiştir. Batı ülkelerinde şe-
ker tüketiminin arüşıyla koroner
kalp hastalıklannın artışı arasmda
paralellik vardır.
ALKOL- Alkoüe yüksek tansiyon
arasındaki bağlantı yıüardanbuya-
naaraştınbyor.
ÇAY VE KAHVE- Çay ve kahvede
de kafein vardır. Aynca, metabolik
etkinliği olan bir çok madde de içe-
rirler.
SİGARA- Bazı araşürmalara göre,
sigara ile yüksek tansiyon arasmda
bir bağ vardır, bazılanna göre ise
yoktur.
DOYMÜŞ YAĞLAR- Yüksek
tansiyonunuz varsa hayvansal yağ-
lan ve kötü kaliteli margarinkri ye-
mekten vazgecmeüsiniz.
Kalamış'ın tarihi ikizevlerini apartmanlaştıran koruma kurulu karan yargı yoluyla durduruldu
Yıkılaıı eski eseıîıı oıımıı seri verildi
OKTAY EKtNCt
İstanbul'un Anadolu yaka-
sındaki tarihi köşkler için "çev-
resi apartmanlarla doldu" ge-
rekçesiyle verilen yıkım karar-
lanna, ancak yargı yoluyla
"dur" denilebildi.
Kalamış'taki "İkizkonak"
adıyla anılan ünlü "Tevfik Pa-
şa" Köşkü'nün, bölgeden so-
rumlu 3 Nolu Koruma Ku-
rulu'nca "gözden çıkanlması"'
üzerine acılan davada, İstanbul
4. İdare Mahkemesi yürütmeyi
durdurma karan aldı. Karann
gerekçesinde, bir kültür mi-
rasının çevresindeki yapılaşma
nedeniyle "tarihsel değerinı yi-
tirmeyeceği" vurgulanarak, ku-
rulun bu tür uygulamalannın
"bilime ve hukuka aykın" 61-
duğu belirtildi.
lstanbul'un tarihsel simgeleri
arasmda önemli yer tutan eski
köşk ve konaklann büyük bir
bölümü Kadıköy ilçesinde yer
alıyor. Zeyrek. Süleymaniye,
Galata, Balat gibi eski semtler-
deki "bitişik nizam"sivilmima-
n örneklennden farklı özellik-
ler taşıyan bu yapılar, genellikle
büyük bahçeler içerisinde yer
ahyorlar ve dönemlerinin zen-
gin estetik değerlerini yansıtı-
yorlar. Ne var ki, bu "talihsiz"
yapılar, özellikle geniş bahçe-
lerinin "arsa olarak" değer-
lendirilmek istenrnesi ve kent
içindeki konumlannın "çekicili-
ğı" nedeniyle yap-sat sektörü-
nün yıkımlanna karşı yeterince
korunamıyorlar. Çevrelerini
kuşatan "lüksdaireler" ve buna
bağlı "yüksek imar haklan"
altında ezilerek, teker teker
yok oluyorlar. Bu şekilde orta-
dan kaldınlan en son örnekler-
den Tevfik Paşa Köşkü ise, Ka-
lamış'a tarihsel kimüğini ka-
zandıran en önemli eserler
arasmda yer alıyordu.
Eski eser kayıtlannda, "İki-
zevler" olarak adlandınlan çifte
köşk, üstün nitelikteki bezeme-
leri, zarif cumbalan, geniş sa-
caklan ve ahşap ağuiıklı İstan-
bul sivil mimarisinin "pitoresk"
çizgileriyle, 1974 yıündan beri
"2. Grup Eski Eser" olarak
koruma altına alınmjştı.
Tarihi köşk, yaklaşık 15 yıl-
dır restore edilmeyî beklerken,
bölgedeki eski eserlere bakan
İstanbul 3 Nolu Koruma Ku-
rulu, 1990 yılında yapının tescil
derecesini 4. gruba düşürdü ve
yıkılarak apartmana dönüştü-
rülmesine yasal ortam sağladı.
Kadıköy'de bu tür birçok ta-
rihi yapıyı da benzer şekilde
yap-sat ekonomisine "armağan
eden" 3 Nolu Koruma Kuru-
lu'nun, Tevfik Paşa Köşkü için
yazdığ idam fermarunda ise şu
gerekçeler yer aldı: "Binanın
çevresinin yeni binalarla doldu-
ğu, gereksiz yere vergj muafi-
yetinden yararlandığı..."
İkizevler'in bu gerekçelerle
apartmana dönüştürülmesi
üzerine 1991 yılmda açılan
idari davada, yaklaşık 1 yıl
sonra yürütmeyi durdurma
karan verildi. Davacı Mimar-
lar Odası'nın savlannı haklı
bulan bilirkişi raporunda, bu
uygulamanın "kötü örnek"
olarak. "geriye kalan kültür
mırasını da yok edebileceği"
vurgulandı.
Kalamış'a tarihsel kimliğini kazandıran Tevfik Paşa Köşkü'nün eski hali 200 yıUık kdşkün yerinde şimdi böyle bir restorasyun var
fazlasıyla aldığını beürtiyorlar.
Yapılan istatistikler sadece
İstanbul'da 1 milyonu aşkın
_yüksek tansiyon hastası oldu-
ğunu ortaya koyuyor. Kalbin
her kasılması sonucu kalpten
atılan kanın atardamarlara
yaptığı basıncın normal değer-
lerden yüksek olması anlamma
gelen hipertansiyon, zamanın-
da kontrol altına alınmadığın-
da ölümie sonuçlanıyor.
Nedeni bilinmiyor
Hipertansiyon rahatsızlıkla-
nnda yüzde 80-85'inin nedeni
tam olarak bilinmiyor.
înternational Hospital Hiper-
tansiyon Merkezi Yöneticisi
Prof. Dr. Aydoğan Öbek, şun-
lan söylüyor:" Biz bu ilk gruba
yani nedeni tam olarak bilin-
meyen yüksek tansiyon gnıbu-
na primer adını veriyoruz. İkin-
ci grubu oluşturan nedeni bili-
nen (sekonder) grupta ise böb-
rek üste bezleri, tiroid, beyinde
hipofize bağlı hastalıklar, aort
darlığı, kalp kapak hastalıklan,
sinir sistemi hastalıklan hiper-
tansiyona neden olabiliyor. Bu
grup tüm hipertansiyonlu has-
talann yüzde 15-20 'sini oluştu-
ruyor. Hipertansiyonun nor-
mali 140-90 mm civa olduğunu
söyleyen Öbek, stres, aşın kilo,
sigara, aikol ve tuzun tansiyonu
arttırdığına dikkati çekiyor.
İstanbul Tıp Fakültesi Kaip
Damar ve Uygulama Merkezi'n-
den Prof.Dr Ferruh Korkut,
anne ve babada tansiyon yük-
sekse, çoçukJarda da tansiyon
yüksek olma şansının kuvvetli
olduğunu belirterek, "Bu tip
anne ve babadan riskli kişiler
tansiyonlannı ölçtürmelıler.
Çünkü bugüne dek yapılan
çalışmalar hipertansiyonun
kalıtımsal bir hastalık olduğu-
nu ortaya koyuyor." diyor.
Prof Korkut, herhangj bir yaş-
ta. herhangi bir cmsıyette, do-
ğuştan veya edinilmiş, değişken
veya sabit, yüksek kan
basınanın her türlü kalp ve da-
mar hastalıklannda önemli bir
tehlike faktörü olduğuna dik-
kati çekerek, yüksek tansiyo-
nun zararlannı şöyle sıralıyor:
" Pasif, aktivitesi olmayan ki-
şilerde kaiori sarfiyatı az oldu-
ğu içın hipertansiyon daha çok
görülüyor. Yüksek tansiyon
kalbe aşın yük binmesine ne-
den olur.
Kalp kanı
daha da
kuvvetli
pompala-
yacağı
için da-
marlar
kanıtaşır-
ken bü-
yük bir
basınç
altına gı-
rerek zor-
lanırlar.
Bu şekil-
de zorla-
nan da-
marlar eş-
liğinde
kalp uzun
bir zaman
normal-
den tazla çalışırsa büyür ve
zayıflar. Soluk almakta güçlük
çekiimeye başianır. Yüksek
tansiyon felce. böbrek yetmezli-
ğine, kalp yetmezliğine ve kalp
krizine yol açar. Aynca başka
organlafda, örneğin gözde tah-
ribata da yol açabiüyor. Yük-
sek tansiyon kilo fazlalığı, siga-
ra alışkanlığı. yüksek kolesterol
ya da şekergibi hastalıklarla bir
arada görüldüğünde felç ya da
kalp krizi tehlikesi artar."
Uzmanlar kan damarlannda-
ki basıncın, yani tansiyo-
nun her gün farklılık göster-
diğini, saniye gibi birzaman sü-
resi içinde de degisebilecegıne
dikkati çekiyorlar. Yüksek tan-
siyon, çoğunlukla hiç bir beiirti
hissetmeden seyrettiği gibi, bazı
kişilerde baş dönmesi ya da ne-
fes alm'a gibi zorluklarda yara-
tabüiyor. Bu nedenleyıllarca hiç-
bir beiirti hissetmeden yük-
sek tansiyon hastası olunabile-
ceğinden hareketle, doktorlar
belırli aralıklarla tansiyon ölç-
türmenin erken teşhıs açısından
yararü olacağını belırtiyoriar.
Yapılan araştırmaiar, yük-
sek tansiyonla ilgili şöyle bir
tabloyu ortaya koyuyor.
Gizfihastohk
Yüksek tansiyon herhangi
bir toplumun yüzde 20'sini et-
kileyen gızli bir hastabktır.
Tüm koroner hastahklann en •
az yüzde 25'inde yüksek tansi-
yon rol oynamaktadır.
Tıkayıa kılcal toplardamar
hastalıklannın yüzde 40'ının
nedeni yüksek tansiyondur.
-Felç oluşturan damar yetmez-
liklerinin yüzde 50'sinden faz-
lasında ana rolü, yüksek kan
basıncı oynar. -Yüksek tansi-
yonlu kimselerin yüzde 65'inde
ölüm nedeni kalp -damar has-
talıklanndan birisidir. Bu et-
kenler özellikle endüstrileşmiş
ülkelerde yaygındı. Dünyanm
her yerinde kan basıncı yaşla
artış gösterir. - Yüksek tansi-
yonlu bir kimse normal tan-
siyonlu birinden daha kolayca
kilo alacağı yapılan çalışmalar
sonucu ortaya konmuştur.