23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 7 EYLÜL1992 PAZAR • • * • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 15 €ÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Basında geniş yer alan, kimi başlıklarla köşe yazılarına geçen "darbe'ye tek sözcükle değinilmiyor. Kamuoyunu geniş ölçûde uğraştıran "fconu'dan söz açılmıyor. 1 Ne var ki askerler basına lisan-ı münasiple ilettikleri ki- ; m i "rahatsızlıklan", MGK'dadahaaçıkdillesöylüyorlar. MGK'nınçıkardığı bildiride yer alan "varlıklannı demok- ratik rejime borçlu olan 'bazı kitle örgütleri' ile bazı 'kitle iletişim araçlarının' faaliyetlerine" örneklerle değiniyor- lar. Gerek MGK'daaçıkça söyledikleri gerekse açıktoplantı- lardadolaylı yollardan duyurdukları "rahatsızlıkların"ana öğeleri şöyle özetlenebilir: öncelikli sıkıntı HEP'ten kaynaklanıyor. Güneydoğu'da bir savaş veriliyor. Asker olsun, polis olsun güvenlik kuv- vetleri zaten sıkışmış, canını koymtış ortaya, kanlı olayla- , rın içinde görev yapmaya uğraşıyor. Oradakiler "Bu ülkeye başka bir bayrak diktirmeyece- ğim" diye can verirken, Ankara'da "başkalan" bir başka bayrak çekiyor. Bu, Güneydoğu'da görevde olanların, "neyin mücade- lesini yaptıklan" sorusunu tartışmaya başlamalarına ne- den oluyor. Ve... "Bünyedeçokbüyükrahatsızlığa"yol açıyor. Dev- letin "bu gidişe niçin dur demediği" zihinlere takılıyor. Punya müsaade etmez Kuşkusuz, askersel kanattan gelen bu irdelemelere sivil kanat, mantığın gösterdiği yolda yanıtlar veriyor. İzlenen sapıklıklar "hukukun içinde muamele görecek, bütün bun- lar demokrasi içinde olacak." örneğin," Demokrasi denilen olay orta yerde dururken her defasında çîğniyor, sonra yeniden aramaya gidiyo- ruz." PKK'nın hazırlattığı video kasete ateş püskürüyor, "8u, bir düzmece iştir" diyorlar. Askersel çevreler, yalanları kapsayan bir düzmeceyi "doğruymuş gibi alarak, canını dişine takmış mücadele eden askeri zaafa uğratmayı, sı- kıntıya düşürmeyi, moral bozmayı gereksiz" buluyorlar. ingiltere'deki terör olaylarını ele alıyor; IRA'nın, bizde olduğunun tersine parlamentoda. basında böylesine tartı- şılmadığını, terör örgütünden etkili ve yetkili organlarda . bizde olduğu gibi söz edilmediğini örnek otarak veriyorlar. Başbakan Demirel, daha geniş açıdan bakıyor. Dün, bir ara sözü yine darbe kışkırtıcılarına getiriyor. Yok iken var- mış gibi gösterme çabalarma değinirken, terörle darbeye köprü kuruyor, "Ankara'da müoadele yok. Sıkıntı Güney- doğu'da" diye başlıyor ve görüşlerini şöyle sürdürüyor: \ "Oradaki adamlarla halleşmen gerekirken, Ankara'yı 1 kargaşaya çevirmenin manası ne? Karşınızdaki demokra- si değil.parlamento değil, karşınızdaki PKK... Demokrasiyi, parlamentoyu yıkarak PKK ile mücadele nasıl yapılmış olacak? Haaa, vurduğu vurduk, doktüğü döktük, kırdığı kırdık bir yönetim... Ama ona dünya müsaa- de etmez." Başkentte "Güneydoğu-darbe" eksenindeki üstü örtülü ; gelişmeler yukarıdaki çizgileri içeriyor. ; Sinop işsizlikten yürüdü ; • Baştarafi I. Sayfada jdı. ! Sinoplular dün sabahın er- ! ken saatlcrinden itibarcn Sana- \ yi Çarşısı'nda toplanrnaya baş- ; ladılar. İlk gelenler SÖKSA ve | Sinop Cam Sanayii işçileri ol- ı du. Alan çevresinde polis tara- ı fından yoğun güvenlik önlem- ! leri alındığı dikkat çekti. | Yürüyüşe katılacaklar. polis ta- 1 rafından üzerleri arandıktan i sonra alana almdılar. Ellerindc. ; "Sinop'u kurtarahm'". "Sinop i bombalandı". "3 milletvckili ; biri bakan. Sinop'ta gel de ek- ; mek kazan". "Fabrikalar açıl- I sın". "Ana-baba işsiz. çocuklar i aç" pankartlan taşıyan kalaba- i Iık saat 11.00"de yürü> üşe baş- ' ladı. Sinop Belediye Başkanı ; AIi Karagüllc, sendika ve siyasi ; parü lemsilcileri yürüyüşçüle- ; rin başına geçtiler. İlk sıranın rarkasında. kazaklanna "Fabri- 'kalar açılsın" kâğnları iğnele- . miş çocuklar. kadınlar yer aldı. OLAYLARIN ARDENDAKI GERÇEK• Baştarafi 1. Sayfada En küçük bir fısıltıdan nem kaparak askeri darbe senaryo- ' ları üretmeye de baytlıyoruz; bir gün sonra da pişman oluyoruz- Devlet Bakanı Caviı Çağlar'ın bir tek demecinin Türkiye'yi hop oturtup hop kaldırması, basımmızın çabasıyla sağlana- bilmistir. Mesut Yılmaz'ı bir günde başbakan yardımcılığına oturtmak yine bizim masa ba- şındaki marifetimiz değil mi! Manşetlerimizde koalisyon hü- kümeti gelip gidiyor, bozulup kuruluyor; sonra hiçbir şey ol- madığı anlaşıhyor. İzlandalı bir anneyle bir Türk baba arasında- ki anlaşmazlıktan bir "cihaı" çağrısı türetmek bizim üstün ga- zeteciliğimizin niteliğini mi vur- guluyor? Kendi içine kapanık bir basın dünyamız var. Dünya ile bütünlesmekten her gün söz açıyoruz; ama, içe- ride kendi kendimize pireyi de- ve yapmak zenaatiniyeğliyoruz. *'Küreselleşme'' süreciniyaşıyor yeryüzü, Türkiye'de "dısa açılma" deyişi pek tutuluyor; ne var ki, basın kendi içine kapa- nıyor; kendi dünyasmı yaralı- yor. Bu yaratılan dünyamn ger- çek dünyayla yakmdan ilişkisı olduğu söylenemez. Bugün pazar!.. Kendi kendimizi eleştirmek için en elverişli gündür. Arada sırada iğneyi başkasına, çııval- dızı kendimize batırmakta say- makla bitmez yararlar vardır. Türkiye'de bugün muhalefet- siz bir iktidar sureci yaşanıyor. "Dördüncü kuvvet" de belki bunun için ne yapacağını şaşır- rnıştır. Dileriz ki bu süre geçici o/ur; yerden kesilen ayaklarımız tez zamanda toprağa basar. •k • • Bu arada DYP Sinop Milletvckili ve UlaşUrma Baka- nı YaşarTopçu'nun istifa ctme- sini isteyen sloganlar atan kala- balık. Sinop Valilik binasının önünde "Vali merkeze" diye bağırmaya başladı. Bir grup, valilik önünde çökerek. Vali Adil Yazar'ın Sinop'ta yaşanan sorunlara karşı duyarsız kal- masını protesto ctti. Bu kez yü- rüyüşcülerin örîüneelindeTürk bayrağı taşıyan bir işçi gecti. Kalabalık "Ankara uyuma Si- nop gelivor" sloganını atmaya başladı. Kalabalığın valilik önüne ulaşttğı sırada başlay an vağmur giderek yoğunlaştı. Miting bar- daktan boşanırcasına yağan yağmurun altında gerçekleşti- rildi. Kalabahğın bir kısmı çev- redeki ınşaatlara. dükkânlann önünde bulunan tentelerin altı- na sığındı. Y ürüv üşe destek için gelen bir grup Paşabahçc işçisi isc miıing alanında alkışlarla karşılandı. Mitingde konuşan organi- zasyon komitesi ve.Kristal-İş Sinop Şube Başkanı İsmail Us- ta. Şişe Cam"ın kapanmaması için işçiler olarak ellerinden ge- len tüm fedakârlığı gösterdikle- rini. işverene düşük zamla çalış- mayı önerdiklerini belirterek. "Yine de fabrikanın kapanma- sına engel olamadık" dedi. Sinop'ta ckonomik yajamın felcc uğradığını bclirıen İsmail L'sta. "Sinop bugünc kadar nc böyle bir kalabalık. nc de bö>le bir eylcm gördü. Sınoplu birbi- rine kenetlenmiştir. Yöneıicilcr buradan yükselen sese kulak vermek 2orundadırlar. Fabri- kalann açılmasını \e dinlenmc tesislerinin üniversiteve dönüş- türiilmesini istiyoruz" diye ko- nuştu. Miting alanına gelen DYP Milletvckili Cafer Kcseroğlu kalabalık tarafından voğun tepki gördü. Keseroğlu'nun. "Bu lepkıvi göstermekte haklı- smız. Bizi suçluyorsunuz ama izin verin ben de kendimi savu- nayım" sözlerine karşılık kala- balık. >uhalamayı sürdürdü. leror • Baştarafi 1. Sayfada len ekipler, iskelede iki dakika sonrasına ayarlanmış bir alev makinası ile 08.10"da patla- maya ayarlanmış saatli bom- bayı buldular. Silah ve bomba uzmanlar tarafından etkisiz hale getirildi. Bombanın yanında Dev- Sol'a ail bayrak bulunduğunu da belirten yetkililer. inşaatın beşinci katmdan Enmıyct Müdürlüğü'nün "Telsiz Mer- kezi"nin görülduğünü. mılı- tanların hedefının de bu mcr- kez olduğunun sanıldığını açıkladılar. Mılılanların, ınşa- attaki işçılerin kendılerını t'ark etmclcri üzcrine paniğe kapı- larak ulcv mukınası kullana- madan kaçiıklan bildirildi. HAVA DURUMU TURKIYE'OE DUNYA"DA Ifleteorolojı Genel Mû- dürluğu'nden alınan bılgı- ye göre yurdun kıaeydoğu kesımlerı parcah bulutlu. orta ve doğu Karaöenız. Iç Anadolu'nun kuzeydoğusu ıledoğu Anadolu'nun ku- zeyı yağmur ve^yer yer sa- ğanak yağışlı Otekı yerler '" az bulutlu ve acık gece- ^ k cek Hava sıcaklığında önemlı değışıklık olmayacak ffcgâr kuzey ve batı yönlerden hafıf, ara sıra orta kuvvette esecek. Denızlerımızde rüzgâf Doğu Karadenız ve Akdenız'de yıldız ve karayel, ötekı denıztenmızde yıldız ve poy- razdan 3-5 yer yer 6 kuvvetınde saatte 10-21 denızmılı hızla esecek Van Gölü'nde hava parcalı bulutlu gececek Ankara fcntalya Sursa CanakUle A DıyaröakK A Edırne A Eraırum Eskışeh» e Istartbu! iznnr Kars Konya MefSın Samsun Trabzon 26C 15C i6» p W 2° 18° 5° 28° 18° 28° 12° 20° 8° 22° 12° 22° 7° 22° 8° 12° 1° 18° 5° 20° 12° 26° '-3° 10° If 17° 6° 25° 16° 18° 12° 18" 12° 16° 8° ATisteröam AfTimai AUIU Bağdat Bruteel Cenevre Frankturt Lefkoşa PetersDurg Lotıdra Mad'ıfl Mılano Moskova Murah Osto Pans Prag Rıyad Roma Vıyana B "^° A 28° B 25° A 33° B 17° B 18° B A B 14° Y 16° Y B 18° 12° B 20° Y 17° Y 26° B 22° A 40° Y 28° B 20° kariı *-açık B-DuKıtlu G-güneşl K-kartı S-sıslı Yyafimurlu DISK12yıl sonrameydanda J J• Baştarafi 1. Sayfada metrehk yürüyüşle başladı. İzmit girişlerinde şehir dışından gelen oıobüsler tek tek arandı. Eski Sanayi mevkiinde topla- nan kortej. mavi beyaz renkli DİSK ve üye sendikalannın bayraklan. "gercek demokrasi- yi istiyoruz". "12 E>lül Anaya- sasına hayır". "sendika seçme özgürlüğü - referandum". "işçi kıyımına son" yazılı pankart- larla yürüyüşe geçti. Kortej, "yaşasın DİSK". "yaşasın ışçi- lerin birliği". "işçi kıyımına son" sloganlan ve alkışlarla Anıtpark Alanında toplandı. Mitinge DİSK üyesi sendikala- nn yanı sıra Bağımsız Laspet- kim-İş. Otomobil-İş Sendikal?- n ile memur sendikalan ve demokratik kitle örgütleri ka- tıldı. SHP Mıllelvekilleri Ercan Karakaş vç Salman Kaya, SHP İstanbul İl Başkanı Yüksel Çengel. SHP Kocaeli Örgütü yöneticilerinin de katıldığı mi- tingte konuşan DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu. hü- kümetın demokratikleşme pa- ketini geri çekmesini eleştirerek "Kuru gayretin çank eskittiğini herkes bilmelidir" dedi. 12 Ey- lül'ün kalıntısı beşyüz dolayın- da yasa ve yöncımeliğin hâlâ yürürlükte olduğuna dikkat çe- ken Nebioğlu. "Bueün ülkemi- zin 12 Eylül 1980'den daha demokratik olduğunu kim söv- leyebilir?"diye sordu. Demok- ratikleşme sürecinin kesilmesi- ne izin vermeyeçeklerini belir- ten Nebioğlu. "İktidan koalis- yon protokolüne uymaya. hükümet programını bir an ön- ce gerçekleşmeye devam ediyo- ruz" dedi. Kemal Nebioğlu yaygınlaş- ma eğilimi gösteren terörün bağlı. tutarlı bir polilik \akla- şımla önleyebileceğini kavra- malıdır" şeklinde konuştu. Kemal Nebioğlu. hükümeiın vaatleri doğrultusunda bir an önce demokratik bir anayasa- nın hazırlanması. işsızlik sigor- tası ve iş güvcncesinin ve 1LO ilkelerinin yasallaştınlmasını ıs- tedi. Kamu çalışanlannın sen- dikalaşmasını engellemek amacıyla ANAP döneminde çı- kartılan İçişleri Bakanlığı ge- nelgesinin kaldınlmasını da is- teyen Nebioğlu. tüm çalışanla- ra grevli toplu sözleşmeli sendikal haklannın verilmcsi gercktiğinı söyledi. İşçilerin sendikalannı özgürce seçmeleri için işverlerinde referandum va- pılmasının yasallaştınlmasını savunan Nebioğlu, Türk-İş vc ^ k İ k f d lşoven baskı veteröredayalı on- ^ak-İşkonfcderasvonlannada lemlerlc çözülcmeyeceğinı sa- seslenerek "Eğcr demokrasıve vunarak "iktidar teroru. ancak savgılanvarsagelsinlerreferan- insan hak \e özgürlüklerine dum hakkını birlikte sa>gılı. demokratik ilkelcrc lım"dedi. savuna- Mars'ta su için ABD-Rusya işbirliği M Baştarafi 1. Sayfada yonlara değmemişti. Hele Sovyetler'ın gönderdiği 17 araç. çok talihsizdi: Yolda kav- bolmuştu. Ya havada patlamış va Dünva vörüngesinden çıka- mamış va Mars'ı ıskalamış ya da üzerinc düşüp. parçalanmış- tı. Amcrikalılar da zaman za- man uydularıyla ilişkiyi kay- bettiler. Bıri dc denize düştü. Ancak bu kez durum farklı. Amerikalılar. en gelişmiş uzay araçlannı gönderiyor. Onceki gün fırlatıian "Mars Gözlemci- si", her şev yolunda giderse, 24 Ağustos 1993'te Mars'ın ku- tuplan üzerinden geçen bir yö- rüngeye oturacak. 675 milyon kilometrelik yolculuk sırasında Mars'ın ilk görüntüleri. önü- müzdeki aralık avından itiba- ren televizyon ekranlanna van- sıvacak. "Mars Gözlemcisi". yalnızca bilimsel değil, askeri amaçlı bilgi toplamakla da gö- revli. ABDSavunma Bakanlığı ta- rafından geliştirilen iki bilgisa- yar da şimdi Mars yoiunda. Amaç. 1998-2003 y'ıllannda Mars'a robot ındirmek vc artc- zı\en kuvusu açmak. Mars'ın atmosferi yüzdc 95 karbondi- oksit \e vüzde 2 azot; ama oksi- jen yok. Mars'a gidecek astro- notlann. kendi oksijcnlerini üretmelcri gcrekiyor. Eğer Mars'ta su varsa? Bu sorunun vanıtını. Mars'a 378 kilomcire kadar yaklaşaeak kamcralar sağlayacak. Özal, Karadenizlilerle - Cumhurbaşkanı Turgut Özal. İstanbul'da Çeçen Cumhurbaşka- nı Cahar Dudayev ile görüşıü. Harbiye Orduevi'nde yapılan ve yaklaşık bir saat süren Özal- Dudayey görüşmesine basın mensuplan alınmadı. Görüşmeden sonra Harbiye Orduevi'nden aynlan Özal. Köprübaşı Kültür ve Yardımlaşma Derneği'nin Atatürk Kültür Merkezi'nde dü- zenlediği "Karadeniz'den Bir Gün" adlı geleneksel şöleni Adnan.Kahveci ile birlikte izledi. Gecede yaptığı konuşmada köyden kente göç olayından söz eden Özal "Ankara. İstanbul gibi büyük şehirlere ilk olarak akılh Karadenizli göçmüştür. Sonra Orta Anadolu onlan takip etti. Doğu ve Güneydoğu'dan göç ?n son başlamıştır. Çünkü ulaşım zordur" dedi. Güneydoğu so- runiına da değinen Özal, "Konuyu sevgiyle. şefkatle halletmek için teröristle halkı ayırmanın yolunu bulmak gereklidir. Bunu yaparsak Güneydoğu mcselesi de hallolacaktır" dedi. (Fotoğraf: HATİCE TL'NCER) 6 Dil, demokrasinin temel direğidir' • Baştarafi I. Sayfada Atatürk tarafından kurulan Türk Dil Kurumu. 1980 sonra- sında kapatıhrken, Kenan Ev- ren'in kurduğu TDK. 9 yaşında olmasına karşın eski TDK'nin 60 ytllık mirasına sahip çıktı. TDK'nin Dolmabahçe Sarayı'- nda düzenlediği ilk Dil Kurul- tayı'nda olduğu gibi 60 yıl son- ra Cumhurbaşkanı himayesin- de bir Türk Dili Koneresi düzenledi. TBMM Başkanı Cindoruk. konuşmasında dil ve demokra- si arasında bilimsel bir ilişki bulunduğunu belirterek. "Bu- gün Türkçemiz. ülkede demok- ratik birliğin temel dircğidir" dedi. 60 yıl içinde Türk dihnin. halkın anladığı, konuştuğu. paylaştığı. özüne döndüğünü anlatan Cindoruk. Türkçe'nin Anadolu'da kanşık kültür bas- kılanna direndiğini. Orta Asya'da ve Kafkasya'da da egemen devlet kültürüne inanıl- maz bir başkaldınyı sürdürdü- ğünü belirtti. Dil vc demokrasi arasında bi- limsel bir ilişki bulunduğunu kavdeden Cindoruk, "Yazı ve haîk dili birbirınden farklı ise katılımcı demokrasi gerçekleşc- mez. Halk vc \önctenler arasın- da uçurumlar oluşur. Yöneten- lcr. dil farklılığmı sömiirerck baskıcı bir düzen oluştururlar. Bugün Türkçcmİ7. ülkede de- mo"kralik birliğin de lemel dire- ğidir" görüşünü dile gelirdi. Türk dcvletleriyle dil farknun gıderilmesi gerektığini kavde- den Cindoruk. "Türkçe konu- şan yüz milyonlann birbirlerini anladığı ortak dili hızla gerçek- leştirmeliyiz"" dedi. Törende Cumhurbaşkanı Turgut Özalın mesajı TDK Başkanı Prof. Dr. Hasan Eren tarafından okundu. Özal mesa- jında. Türk dilinin milli birlik ve bütünlüğü sağlayan en güçlü bağ olduğunu kaydetti. Türk dilinin Balkan Yanma- dası'ndan Çin Scddi'ne kadar uzanan geniş bir alan üzcrinde kullanıldığını belirten Özal. şunlan söyledi: "Çağdaş Türklcr arasında çözümlenmesi gcreken en önemli sorun. geçmişle kabul edilmiş olan alfabe sistemleri- nin değiştirilmesidir. Son yıllar- da >eni Türk cumhuriyetlcrin- de bu yolda ciddi çalışmalara girişilerek Türk alfabesine geç- mek için birtakım kai-arlar alın- maktadır. Türkçe konuşan uluslar arasında alfabe reform- lan sonunda, yazıda birliğin gerçekleştirilmesi. iletişimdc sa- vısız kolayhklar getirecektir." Başbakan Süleyman Demirel de mesajında Atatürk'ün dil vc Varih çalışmalanna çok öncm verdiğinı anlatarak. "Dil inkıla- bında dikkal edılecck en önemli nokta. Türk dilinin sadeleşme- sini vc özlcşmcsini. kuşaklara- rası kopukluk yaratmadan gerçckleştirmektir" dedi. Devlet Bakanı Şerif Ercan. SSCB'nin dağılmasından sonra bağımsızlıklannı kazanan Orta As>a Türk Cumhuriyetleri'nin Latin alfabesine geçiş hareke- tinde başanya ulaşması halin- de. küllür alanmda karşılıklı anlaşma ve yakınlaşma süreci- nin daha da kısalacağını vureu- ladı. Bakan Ercan. Türkive'nin bu cumhurivetlerlc yakın ilişkilcr kurmasının "Pantürkist bir si- vasetın ürünü olmadığını". tc- melindc dil ve küllür birliğinin vattığını sözlerine ckledi. Ankara'da devam edecck kongreye 28 Türk, 63 vabancı olmak iizere toplam 91 bilima- damı bildiri sunacak. Kongre 1 ekimde sona erecek. Dil Bayramı Ankara'da Dev- let Resim ve Heykel müzesinde düzenlenen bir toplantıyla kut- landı. Dil Derneği ve Çankaya Be- lediyesi'nce düzenlenen toplan- tıda konuşan Anayasa Mahke- mesi Başkanı Yekta Güngör Özden Türkive'nin en önemli sorunun ulusal ve siyasal birliği olduğunu belirterek, "Ulusal ve siyasal birliğin sağlanmasında cn etkin araç dildir" dedi. Dil Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerafeltin Turan. dıldcdev- rim olur mu? Olmaz mı? tartış- malannın vıllarca devam etıiği- ni. ancak. 60 yıl önce loplanan ilk Dil Kurultavı'nda dilin cv- rimleşmesi değil. devrimin esas alındığını söyledi. Baştarafi I. Sayfada du. 4 İtalyan gözaltına alındı, Saat I UOsıralannda Napoli Üniversitesi'nden 25-30 kişilik bir öğrenci ve öğretmen grubu İsianbul'a gitmek üzere Adnan Mcnderes Havalimanı'na geldi. Grubun _konirolleri sırasında Napoli Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden Pietro Munzian- ıc. Alessandra Schisa, Andrea Santacroca'nın üstünde ve va- lizlerinde boyutlan küçük tari- hi eserler bulundu. Bu arada çıkan karmaşa sırasında öğren- cile'rin tuvalete girdiğini gören güvenlik güçleri burada yaptık- lan aramada da 6 parça eser daha ele geçirdi. Eserleri incelemek üzere ha- valimanına gelen İzmir Arkeo- loji Müzesi'nden Restarotör Arkeolog Suzan özyiğit. 10 bu- luntudan 8'inin tarihi eser.nite- liğinde olduğunu saptadı. Özyi- ğit "Tarihi eserlerin yurtdışına çıkanlması yasaktır ve cezası vardır. Bulunıular Roma döne- mine ait. Bazı parçalann bir bütünden kopanldığı anlaşıh- yor. İtalyanlann üstünde bulu- nan bir parçanın da yüzeyde olması söz konusu olamaz. loprağın altından çıkanlrruş gibi görünüyor" dedi. Özyiğit buluntulann şunlar olduğunu söyledi: "Pietro Munzionle'nin üs- tünde bulunduğu -söylenen 25x15 boyutlannda mimari parça. Andrea Santacroca'nın torbasında 5 adet küçük kulp. kap ve seramik parçalan (Bazı- lan Helenistik dönemden Al- berto Ferlenga'nın üstlendiği 6 parçadan 5x8 5x7 ve 5x10 bo- yutlannda 3 küçük mimari par- ça ve sütun parçalan. 15x80 boyutlannda kabartmalı bir mimari parça. 5 kilo ağırhğında 15x25 cm. boyutlannda bir yer- den kınldığı ve kopanldığı sanı- lan mermerdcn İyon sütun baş- lığı. Aynca 25x25 cm. boyutla- nnda loprağın altından çıkanl- dığı sanılan Dionyzos başı." Michaera • Baştarafi 1. Sayfada recek. Teknık ekipler, gunde aralıksız 24 saat calışmayla sta- dı konsere ha^ırlavacak. Özel uçağıyla 2 ekimde gele- cek olan Michael Jackson. İs- tanbul'da Möwenpick. İzmir'- de ise Hilton Oıel'de kalacak . Sanatçınm her iki konserinin maliyeti. (tüm prodüksiyonlar ve Michael Jackson'ın alacağı ücret dahil) 18 milyar TL üze- rinde bir rakam luıuyor. Bugü- ne kadar 35-40 bin bilet satıldı. İnönü Stadı'nda gerçekleşli- rilecek konserin biletlerinin sa- tışı Vakıflar Bankası'nın tüm şubelerinde sürüyor. Saha içi ve açık tribün fıyatîannın 250 bin lira olduğu konserde, öğrenci indirimi de yapılmayacak. Ka- palı tribünler ise. Michael Jack- son'm İstanbul'daki konserinin sponsorluğunu üstlenen Pepsi Cola ve Interstar şirketlerinin konuklanna aynldı. Jackson'ın sahnesi, eski açık tribünün yer aldığı deniz larafına kurulacak. Kapılar. hazırlıklann bitimi- nc göre. saat 14.00-15.00 ara- sında açılacak. Konser ise saat 20.30'da başlayacak. Sanaıçının bu turnesinde de. her konserinde olduğu gibi 250 kişi görev vapıyor. Av nca 200'- den fazla teknisyen de sözleş- meli olarak çalışıyor. 70 kişinin aralıksız olarak çalışarak üç günde kuracağı 35 X 75 metre boyutlanndaki sahne, sladın deniz tarafındaki açık tribünle- rinin ön tarafına kurulacak. İnönü'deki iki köşe bayrağı arasındaki uzaklığın 70 melre olduğu gözönünc ahndığında. oldukça bü>ük bovutlarda. ka- palı bir sahne oluşacak. Aynca sahnenin iki yanında ve sahnenin tam karşısına. yeni açık tribunlerin uzerine 3 adet her biri 100'er meırekarelik dev ekran yerleştirilecek. Konser sı- rasında naklen yaym yapılma- yacak. Anlaşmaya göre. önce- den sapıanacak bazı parçalar çekilerek. konserden 15-20 gün sonra İnterstar tarafından TV'den ya>ınlanacak. Michael Jackson'ın malze- meleri tam 28 T1R tutuyor. Bunlar sahne. dekor, kostüm. ses, ışık gibi tüm gerekli malze- meyi getiriyor. Saha çimlerinin korunması için. ABD'dc özcl olarak yaptınlan. hava vc nem geçiren. yanmaz bir maddeden oluşan 10 bin meırekarelik halı 5 TIR tuluyor. Alttaki çimlcr kesinlikle zarar görmüvor. Michael Jackson'ın kosıumlcrı- nın ağırlığı da 2 tonu buluvor. Ağırlığın yalın/ca kumaslardan değil, aksesuar \e teknik aksanı- ları da kapsadığı belirtilıyor. GOZLEM UĞURMUMCU • Baştarafi I. Sayfada la Mustafa Barzani'nin yanında savaşan ve Kürt gençle- rine emrindeki kampta gerilla dersleri veren Dr. Sait Kızıltoprak ve "Türkiye Kürdistanı Demokrat Parti" lideri Sait Elçi'yi kimler öldürmüştü? Bu sorunun yanıtını geçert pazar günü alçakça pusuya düşürülerek öldürülen Musa Anter 1990 yılında yayımla- nan "Hatıralanm" adlı kitabında vermişti: -..Sait Elçi, Nusaybin'in Tahut köyünden Muhamede Bege adında bir genci yanına alarak Irak'ın Zaxo kasa- basına gidiyor. Zaxo kurtarılmış bölge idi. Barzani'nin mümessili Osman Qazi idaresindeydi. Osman aynı za- manda Şivan 'ın çok yakın arkadaşıydı. Sait Elçi nin Şivan hakkında yazdığı tüm yazılar da onun eline geçiyordu... Meğer Osman, bu yazıları Barzani'ye iletmiyor, Şivan a veriyormuş. Işte bu Osman Qazi'nin yanında iki Sait bir araya geliyor. Sait Elçi, Barzani 'nin yanına gitmek istedi- ğini söylüyor. Şivan "Olur, seni götürürüm, ama birkaç gün gel, benim kampımı gör" diyor. Şivan, SaitElçi'nin Barzani'ye gidip kendi aleyhinde bulunacağından kuş- kulanıyor. Osman Qazi hadiseyi bildiği için Elçi'nin Şivan ile gitmesini istemiyor, ama Elçi gitmek istediğini söylü- yor. Birlikte arabaya binip yo/a koyuluyortar. Yolda ara- larında sert bir tartışma çıkıyor. Nihayet Şivan bir yerde Elçi ve Muhemede Bege'yi arabadan ındirerek kurşuna diziyor ve orada gömüyor. (Anter, Hatıralar, s: 214-215) Anter'in anılarından, Dr. Sait Kızıltoprak'ın da Barzani tarafından kurşuna dizdirildiğini öğreniyoruz. 1929 yılında Ağrı Ayaklanması'na katılmak için iran1 - dan Türkiye'ye geçmek için yola çıkan Hamidiye Alayı komutanlarından Haydaran aşireti reisi Kör Hüseyin Paşa'nın yolda, Hacı Musa Bey'in oğlu Medeni tarafın- dan öldürüldüğü de ayaklanmanın lideri Ihsan Nuri Paşa'nın anılarındayazılıdır. (Ağrı Dağı isyanı, s: 58-59) Medeni, Kör Hüseyin Paşa'yı Ağrı Dağı eteklerinde uy- kudayken öldürüyor. Bu olaydan sonra da Kürt lideri Şeyh Mahmut Berzenci, yeğeni ile işbirliği yapan amcast Nuh'u da idam ettiriyor. (Osman Ayiar, Hamidiye Alayla- rından Köy Koruculuğuna, s: 262 ve s: 378) Haydaran aşiretinden "Behran" adlı bir genç de yıllar sonra Medeni'yi öldürüyor. Ortadoğu adı verilen bu karanlık, bu kanlı, dipsiz kuyu- da bugün de buna benzer cınayetler işlenebilir. Bu konudaki kuşkuların sahipleri de bazı Kürt aydınla- rıdır. Örneğin "Komal" ve "Rızgari" grubundan Ibrahim Güçlü, Dr.lsmail Beşikçi'ye 11 ağustos 1980 tarihinde gönderdiği mektupta şunlan yazıyor: -Apo'nun kendi yakın arkadaşlarını öldürmesi ve hayat arkadaşı hakkında ölüm kararı çıkarması nasıl izah edi- lebilir? Makyavelistler. Çünkü kişisel, şefsel ve partisel amaca (bu Kürt halkının ve ulusunun amacı değildir) var- mak için her türlü araç ve gereci kullanacağı gibi her tür- lü ilişkiye girmeye haztrdır. Suriye, İran ve Irak devletle- rinin Kürt halkının haklarını gasp etmesi, katletmesi, onlan ülkelerinden sürmesinin hiçbir önemi yoktur. (Serxwebun, 31 mart 1991, s: 24) Aynı çevreden M. Fevvzi'nin Beşikçi'ye gönderdiği 10 mayıs 1990 tarihli mektubuna göre öcalan "kendi mer- kez kadrolannı, üyelehni, diğer örgütierden devrimcile- h, yurtseverleri, ^undaktaki bebeleri katleaen" ve "yıl- larca Avrupa temsilcisi yaptırdığı arkadaşını MİT ajanı ilan ederek kurşunlatan 'bir insandır.PKK da "Boyunu aşan uluslararası planlara göre Kürdistan'da sürgün ve katüam planlannın uygulanmasında" bir öğe olarak kul- lanılanbirörgüttür. Mektubun bir bölümünü daha okuyalım: -Ortadoğu'da bazı Kürt örgütleri uşakça ilişkiler IÇHJ- dedirler.'Dur dersen dururlar, vur dersen vurutlar^' Böyle ilişkiler içinde en kötü noktada olan PKK'dır. Bunu ezbere demiyorum! PKK 'lılar, Suriye 'de artık muhaberat (istibharat örgütü) kimliği ile Suriye'de zorbalık yapıyor- lar... PKK lılar bir polis gibi rejimin hoşlanmadığı Kürtleh sorguya çekip işkence yapabiliyorlar (ismail Beşikçi, PKK Uzerine Düşünceler, s: 175) Bugün de işlenen bu cinayetler, tek nedene, tek örgüte, tek devlete bağlanarak ve "komplo teorileri" ile iyice içinden çtkılmaz hale sokularak açıklanmaz. Gizli istihbarat örgütleri, terör örgütlerini "taşeron" olarak da kullanabilirler. Güneydoğu'daki "Kürt Hizbul- lahı" ve bu örgütçe işlendikleri ileri sürülen cinayetler belki de böyle açıklanabilir Bu kanlı karmaşa içinde ve bu karanlık ve dipsiz kuyu- da kimin, kimi, niçin öldürdüğünü anlamak kolay değil- dir. Soyut ve genel suçlamalar da katillerin izlerini büs- bütün kaybettirmelerine yol açar. Bu ortamda ve bu koşullarda yaptlması gereken iş, devletin, eldeki somut ipuçlarını değerlendirerek cina- yetleri bir an önce aydınlatmasıdır. Bu aşamada yapılmaması gereken iş de "komplo teo- rileri" üretip etnik kinlerle Kürdü Türke, Türkü Kürde düşman etmek ve tırmandırılan terör ile yeni yeni siyasal kan davaları yaratrnaktır îş dünyasıMoğukay'ataktı IŞIK KANSL ANKARA - İşverenler. Ça- lışma ve Sosval Güvenlik Baka- nı Mehmet Moğullav'a. bu kez. işsizlik sigortası taslağı nede- niyle muhalefet ediyorlar. Tür- kiye İşveren Sendikalan Kon- federasyonu (TİSK). kıdem tazminatı kaldınlmadan ya da revizc edilmeden. işsizlik sigor- tasına "evet" demeyeceğini açıkladı. İşçi kesimi ise kıdem tazminatı ile işsizlik sigortası- nın birbinnden farklı uygııla- malar olduğunu ^ıvunarak. kıdem tazminatı kurumuna ke- sinlikle dokunulmaması gerek- üğindeısrarediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca laraflann görü- şüne açılan işsizlik sigortası konusunda onceki gün yapılan hükümel-işçi-işveren doruğun- da; işveren kesimi. işsizlik sigor- lasının kıdem tazminatı ile ya- kmdan ilgili olduğunu belirte- rek. kıdem tazminatı sorunu- nunu çözümlemeden işsizlik sigortası uvgulamasına geçile- meyeceğini bildirdi. Buna kar- şılık. toplantıya katılan Türk- İş. Hak-lş ve DİSK lemsilcileri. öncelikle iş güvencesi yasasının çıkmasını önererck. kıdem taz- minatı ile işsizlik sigortası ara- sında bağlantı kurulamayaca- ğını dile getirdilcr. TİSK Genel Sekreten Kubila> Atasa>ar.gc- tirilmesi düşünülen işsizlik si- gortasına karşı olmadıklannı. ancak bunun koşullannın var olup olmadığının araştınlması- nı istediklerini belirterek. şu görüşlcre>cı\crdi: "Acaba. rürkıyc'ye işsizlik sigortası mı. yoksa işsizlik yar- dımı mücsscbc mi getirmek doğru olur? Şu anda. 3.5 mil- yon sigortalı işçi var. çalışan. İşsizlik sigortası bunlara getiri- Iir. Bunlar işsiz kaldığı zaman yararlanır. ama bunun dışında 4 milyon işsiz var. Onlara hiçbir şcy yok. Yani sistemin gerçek ihtiyacı kime dönüktür? Bunun çok iyi bilinmesi lazım. Mevcut iş bulmuş olanlara daha iyi şartlar sağlanıyor. ama işsiz bir sürü adarha hiçbir şey yapılmı- yor. sonra da bu ülkede anarşi- den şikayet ediliyor." Kıdem tazminatı sorunu ele alınmadan ve onun alacağı şe- kil belli olmadan işsizlik sigor- lasının Türkiye've gelmesinin mümkün olmadığını dile geıi- ren Aıasayar.işsizlik sigortası geldiğinde. kıdem tazminaiının tümü>le kalkmasının ya da re- vizyona labi tutulmasının dü- şünülebileceğini söyledi. Atasa- yar. şöyle konuştu: "Kıdem tazminatı fonunun. işsizlik sigortasının içine alın- ması şart. Bunlar. ayn ayn ka- nunlar olmamalıdır. Kıdem tazminatını halledemezseniz, mevcut ekonomik kamburun üstüne yeni bir kambur getirir- siniz. Bence. Çalışma Bakanlı- ğı, kıdem tazminatı ile ilgili çöruşünü deklare etmelidir. Bunu vapmadan. işsizlik sigor- lasını kurnıak istivorum deme- si. biraz yatınmdır. Biz. her- hangi bir altcrnaıifi lartışmaya hazırız ." Türk-İş Genel Başkanı Şev- keı Yılmaz. kıdem tazminatın- dan vazgeçilmesinin mümkün olınadığını ifade ederek, Türk- İş olarak. iş güvencesi yasa tas- lağı yürürlüğe girmeden. işsiz- lik sigortası taslağının clc alın- maması görüşünde olduklannı \ ur.suladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear