Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 EYLÜL 1992 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
OIAYLARIN
ARDENDAKI
GERÇEK
W Baştarafi 1. Sayfada
kesine yaşadığımız tarihle ka-
vuştuk; Osmanlmm çöküş dö-
rtemi ardı arkası kesilmeyen sa-
vaşlarla doludur; Türkiye Cum-
huriyetil9U Trablus Harbi'n-
den başlayarak 1922'de biien
siirekli savaşlar sonucunda ku-
ruldu; ardından iç isyanlar bas-
tınldı; İkinci Diinya Savaşı'nm
dışında kalabilmemiz bu dene-
yimlerden aldığımız tarihsel
dersler sonucunda oluşan bilin-
cimizi vurgular.
Bugün alkemizi tedirgin eden
terör sorununu koalisyon hükü-
metinin hukuk devleti kapsa-
mında ve demokrasi çerçevesin-
de çözümleme kararı, halkın da
katıldığı bir doğru siyasettir.
Toplumda etnik gruplar ara-
sında kanlı kavgalar yaratmak
isteyenlerin hüsrana düşecekle-
rine inanıyoruz.
Ne var ki günümüzde ve böl-
gemizde iç barış, kolayca sağla-
namıyor. Bugünkü dünyada
yoksullan birbirine kapıştırarak
büyük çıkarlannın kurulu düze-
nini sürdürmek isteyen güçlerin
varlığı yadsmamaz.
Türkiye bu alanda yeterli ta-
rih birikiminden oluşan bir bi-
lince saniptir. Her şeye karşm
elbirliğiyle barışı korumak yo-
lunda verilmesi gereken savaşı-
mı göze aimalıyız.
Çelişkili gibi görünse de ba-
nşı sağlamak ve korumak için-
de insanoğlunun bir savaşımı
göze alması gerekiyor.
• • •
Türkiyeİden
kiırt
fideriere
uyarı
ANKARA (Cumhuriyel Bii-
rosu) - Türkiye, Ankara'da bu-
lunan Kürt liderlerini PKK'nın
Kuzey Irak'tan yaptığı saldırıla-
ra karşı uyardı. Kiırt liderler Me-
sut Barzani ve Celal Talabani,
yaptıkları ortak açıklamada
Türkiye'nin şu anda Kuzey Irak
topraklarında operasyon yap-
madığını ve Kuzey Irak'ta polis
gücünün oluşmasıyla PKK'nın
Kuzey Irak topraklarım saldın
amacıyla kullanmasına izin ver-
meyeceklerini Türkiye"ye bildir-
diklerini aktardılar.
Kürdistan Demokrat Partisi
(KDP) lideri Mesut Barzani ve
Kürdistan Yurtsever Birliği
(KYB) lideri Cetal Talabani dün
ilk kez birlikte Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin'le görüştüler. Çe-
tin, görüşmeden önce gazeteci-
lere yaptığı açıklamada, Kürt li-
derlerle Irak, Kuzey Irak'taki
durum ve PKK saldınlannın ele
alınacağını açıkladı. Dışişleri
kaynakları, toplantıda Kürt li-
derlerin verdikleri işbirliği sözü-
ne rağmen PKK'nın Kuzey Irak
topraklannı kullanmaya devam
etmesinden duyulan endişenin
aktarıldığını bildiriyorlar.
Talabani ve Barzani, görüş-
meden sonra yaptıklan ortak
basın toplantısmda Irak Kürdis-
tanı'nda yeni bir parlamento ve
yerel hükümetin oluştuğunu
vurgulayarak, bu yeni hüküme-
tin kendi topraklan üzerinden
Türkiye ve diğer komşu ülkele-
re yönelik olarak herhangi bir
Kürt grubun saldırmasına izin
vermeyeceğini söylediler.
Kahraman
M Baştarafi 1. Sayfada
Palandöken "Biz zamlann asıl
sorumlusunu tüketicive gös-
termek istiyoruz" diyerek şu
görûşleri dile getirdi: "Tüketici-
de marka imajı çok kuvvetli.
Kimyasal formülü aynı ama
promosyonla yanında tabak,
çanak verilerek fıyatı şişirilmiş
üç deterjan firması piyasaya hâ-
kim. Promosyonda tüketiciye
verilen döküntüler. bir de top-
tancıya verilenler var. Bu piya-
sa 2 trilyonluk bir pazar. Biz
kalite ile yanşı istiyoruz, pro-
mosyonla degıl. Promosyonla
fıyatlar yüzde 50 şişiriliyor. Biz
fıyatlan farklı olan deterjanlar-
dan ucuz olanı alın diyeçağnda
bulunacağız."
Omo, Omomatik, Domeks
deterjanlannı üreten Lever-İş
Saüş Direktörü Taner Kara-
mollalıoğlu deterjan fiyatlann-
daki artışın. yıllık enflasyon
rakamı akında kaldığıru belir-
terek şöyle konuştu:
"Lever olarak baktığımızda
deterjan fıyatlannın 1990 yıhn-
da yuzde 35 (enflasyon yüzde
64), 1991 yılında yüzde 65 (enf-
lasyon yüzde 71) artüğı görül-
mektedir. 1992 yılında ise son 8
aydaki fıyat artışlan çeşitli ma-
mül yapılanna göre değişmekle
birlikte, ana mamüllerde yüzde
4 ile 36 arasında olmuştur. 1992
yılı sonu itibariyle beklentimiz
yine de deterjan fıyatlannın yıl-
lık enflasyon rakamı altında
kalacağı şektlindedir." Kara-
mollalıoğlu "Deterjan sektörü-
nü ülke gerçeklerinden soyutla-
mak imkansız olduğuna göre
sektörün önemli maliyet unsur-
lan olan, devalüasyon, gümrük
vergi ve fonlan, hammadde gir-
dileri, işçüik maliyetleri gözardı
edüerek, belli periyodlardaki fı-
yat artışlannı eleştirmek tutar-
sızhktır" diye konuştu.
GUNCEL
CUNEYT AKCAYUREK
U Baştarafi 1. Sayfada
bir amacın peşinde. Şu ya da bu hükümet ayrımı yaptığı, ya-
pacağı yok. İster Demirel, ister Mesut Yılmaz olsun, kanlı
eylemlerini sürdürecek.
Önümüzde Kıbrıs sorunu varmış. Batılıların baskısı da-
ha da artabilirmiş. Işbaşında başka bir hükümet otsa, BM
Genel Sekreteri'yle Güvenlik Konseyi'nin beş üyesi daha
değişik bir siyaset izlerlermiş gibi, hükümet güm! Daha,
daha... 9 Eylül'de CHP toplantısı, ardından SHP'den istita-
lar... Düştü hükümet! Ya "a/fernafıY"?.. Tabii, ANAP!
Ne var ki Keçeciler'in ANAP adına yaptığı hesaplar, da-
ha hükümet kurulurken Demirel'le inönü arasındaki gö-
rüşmelerde öngörülmüştü. Kürt kökenli milletvekilleri
ayrılabilirlerdi, ayrıldılar. Kurultayda liderliği yitiren Bay-
kal ve arkadaşları -o sırada CHP sancısı henüz başlama-
mıştı- partiden kopabilirlerdi. Bütün bunlara karşın dokuz
ay önceki varsayımlarda hükümeti destekleyen sayının
226'nın altınadüşmeyeceği saptanmıştı.
Hükümet kalır
CHP'yle birlikte, 70 kişilik SHP grubundan -on üç, on dört
beklenmesine karşın- diyelim ki 20 milletvekili istifa etti.
178 kişilik DYP grubuyla, SHP'den Meclis'te hükümete
destek verenlerin toplamı en azından 228 olacak.
Ya hükümet düşürecek cephenin rakamları: ANAP 115,
RP40, HEP18, MHP6, DSP7, CHP 20, IDP3...Toplam, 209!
Bu rakamlarla ne köy olur ne kasaba... GeçendeTempo
dergisinde de söylediğimiz gibi, bugünkü Meclis aritmeti-
ğine göre; DYP'siz, daha doğrusu Demirel'siz bir hükümet
düşünülebilir mi? Öyleyse? Bir hükümet işbaşındayken
yenisini aramanın anlamı var mı? Yoksa muradınız gözü
kapalı hükümet bunalımı yaratmak mı?
Yadsınmâyacak öğelere karşın bir hükümet bunalımın-
dan söz açmak, tümüyle yapay kimi irdelemeleri bir araya
getirerek yalan yanlış bir bina inşa anlamına geliyor.
Keçeciler gibi pek çok siyasetçinin bel bağladığı, hükü-
meti zorlayacak bir başka öğe, 1 Kasım yerel seçimleri... 6
Haziran seçimleri öncesiyle sonuçlarında da görüldüğü
gibi 1 Kasım'da da, 20 Ekim'de o yörelerde alınan sonuç-
lar üç aşağı beş yukan aynen çıkabilir.
1 Kasım'da seçim yapılacak yörelerde ANAP, toplam
oyun yüzde 24.86'sını almış. SHP, yüzde 22.61 'ini DYP işe
DSP ile atbaşı; yüzde 17.41 ve 17.42.
ANAP, beklenen ve bilinen bu gerçekleri an:msatmadan
şimdiden 1 Kasım'da her partiden daha çok oy alacağını,
DYP'nin alta düşeceğini öne sürüyor. 1 Kasım sonuçları
sanki bütün yurtta yapılan yerel seçimin sonucuymuş gibi
propaganda hazırlığına girişiyor.
Bu açılardan bakınca hükümetin 1 Kasım seçimleri ya
daöteki kimi tutarsız nedenlerle "gitmesi"söz konusuola-
bilir mi?
Ne var ki ANAP yeniden hükümet olmaya iştahlanıyor.
Bir iki gün önce ANAP genel başkan yardımcılarından
biriyle konuşuyorduk. ANAP'ın yeniden nasıl hükümet ola-
cağını içeren planı "ifşa etti."
Plan şu: Bütün partilerin katılacağı bir "milli koalisyon"
kurulacakmış. Bu hükümet enflasyonla, terörle fazla uğ-
raşmayacak, sabah akşam yeni bir anayasanın hazırlığı-
na çalışacakmış. Anayasa tamamlanır tamamlanmaz
derhal erken seçime gidilecekmiş!
Tabii erken seçim sonucu belli; ANAP tek başına iktidar!
Vatan, millet, Sakarya ile planı kabul ettireceklermiş.
Rafta dolma var, yiyen olursa!
Firarierin
sığınma
talebi
LEFKOŞA (Reuter) - Rum
yetkililerin bildirdiğine göre
Kuzey Kıbns'taki Türk birli-
ğinde görev yapan bir Kürt asıl-
lı asker fırar ederek, Güney
Kıbns'tan sığınma hakkı istedi.
19 yaşındaki Dersimli Ali
Gungordan, curnartesi günü
otomatik tüfeği ile sının geçe-
rek Rum polisine teslim oldu.
Ali Gungordan, Rum polisine
verdiği ifadede, PKK. örgütünü
desteklediğini söyledi.
Emekliye
• Boştorafi I. Sayfada
bugün 4 kamu bankasının ge-
nel müdürüyle bir toplantı ya-
pacak. Toplantıya, SSK'lılann
emekli ayhklannı ödeyen Zira-
at Bankası. Vakıflar Bankası,
Halk Bankası ve Emlak Bank
genel müdürleri ve yetkilileri
katılacak. Toplantıda, banka
.yetkililerinin, aylıklann öden-
mesini kolaylaştırmak yönünde
iyileştirici önlemler önerecekle-
ri belirükii.
Işçi partililerden soru yağmuru
UBaştarafı 1. Soyfada
ğini anımsatarak öncelikle res-
mi binalardaki hasarlann belir-
leneceğini. zarar tespitlerinin
bir ayı alacağını söyledi. Olay-
lan kendi içimizde halletmemiz
gereküğini belirten Malay,
"Maalesef Suriye, Irak, İran'-
dan sızmalar oluyor. Sının ko-
rumak güç. İç-dış kanşıyor."-
diye konuştu.
Malay. dün makamında İP
Genel Sekreteri Hasan Yalçın.
Genel Sekreter Yardımcısı Yal-
çın Büyükdağlı, Merkez Karar
Kurulu üyeleri Guri Benzer ve
Avukat Nusret Senem'le görü-
şerek olaylar hakkında bilgi
verdi. Malay. Hasan Yalçın'ın,
"Olaylarda güvenlik kuvvetle-
rinin Leopard tanklannı kul-
landığı yönünde haberler var.
Doğru mu" sorusuna, şu yanıtı
verdi:
"Çok değişik silahlar kulla-
nıldı. Askeriyenin kullandığı da
ilgili makamlarca soruşturulu-
yor. Kim, nerede, ne, nasıl, ne
kadar kullandı, soruşturulu-
yor. Havanlar, tanklar, roketle-
rin. polis. asker ve teröristler
tarafından kullanıldığı tam bir
vahşet yaşandı. Genelkurmay
Başkanhğı, onu kendi açısın-
dan soruşturuyor."
Kentte çok acı olaylann ya-
şandığını ve büyük bir tahribat
meydana geldiğini anımsatan
Malay, öncelikle resmi binalar-
daki hasarlann belirlenecegini,
zarar tespitlerinin yaklaşık bir
ayı alacağını bildirdi. Tapu def-
terlen kayıtlannın bile kaybol-
duğunu kaydeden Malay, Şır-
naklılann evlerinin oturulama-
yacak durumda olduğunu
kaydetti. Olayla ilgili soruştur-
malann sürdüğünü ifade eden
Mustafa Malay. Hasan Yal-
çın'ın. "Olay sırasında güvenlik
kuvvetleri mübalağalı bir cevap
mı verdi" sorusuna karşılık,
"Tabii. bir yerde silah patladı
mı. nerede olduğunu tespit ede-
miyorsunuz. Nokta hedeflerini
sağlamak son derece güç. Kar-
şılıklı kördövüşü gibi geçti.
Merminin adresi belli değiT. her
yere gidiyor" dedi.
Malay, "Sizin Şırnakhlarla
ilişkilerinizin iyi olduğu, ope-
rasyonlan siz yürütseydiniz,
sonucun farklı olacağı söyleni-
yor.
Doğru mu" sorusuna,
"Polis tek başına olsaydı. bazı
aksakiıklan önlemek daha ko-
lay olurdu. Ama polis yetersiz
kalıyor. Polis. asker. jandarma
birlikte müdahale ediyor" kar-
şılığını verdi. Malay, büyük bir
tahribatın meydana geldiği ve
bazı evlerin yakıldığı bildirilen
Balveren, Yoğurtçular ve Dağ-
konak köylerindeki askeri ope-
rasyonlann henüz sürdüğünü,
kendisinin de bu köylere daha
gjdemediğini bildirdi. Malay'-
ın, bu köyleri gezmek isteyen IP
heyetine. izin başvurusunu Şır-
nak Sınır Jandarma Tugay
Komutanlığı'na yapmalannı
bildinnesi dikkat çekti. Askeri
operasyonlann devam ettiği bu
köylerin asker koruması altın-
da olduğunu kaydeden Malay,
Yalçın'ın, kendileriyle beraber
Yoğurtçular. Balveren ve Dağ-
konak köylerine gelmesi öneri-
sine, "işlerinin olduğu ve ope-
rasyonlann sürdüğü" gerekçe-
siyle olumlu yanıt vermedi.
"Vatandaş bize güvenmedik-
HAVA DURUMU
ten sonra huzuru sağlamak zor
olur. Yaralar sanlacak" diyen
Malay, Şırnak'tan Kumçatı,
Cizre. Silopi ve diğer yerlere
göç eden yurttaşlann parça
parça dönmeye başladıklannı,
Şırnakhlann büyük bir çoğun-
luğunun önümüzdeki günlerde
kente geri döneceklerini tahmin
ettiğini kaydetti.
Malay, Hasan Yalçın'ın,
"Şırnaklılar, 'Silahlar şehre
çevrilmesin' diyorlar" sözlerine
karşılık olarak, "Tabii, vatan-
daş onu istiyor. Silah sesi duy-
mak istemiyor" diye konuştu.
144'ü Tugay Komulanlığı'nda,
23'ü de Emniyet Müdürlüğü'-
nde olmak üzere toplam 167
kişinin halen gözaltında oldu-
ğunu bildiren Malay. soruştur-
malann "karma komisyonlar
marifetiyle yürütüldüğünü" be-
lirterek, yakında tamamlanaca-
ğını söyledi. Bugün Cizre ve
Silopi'ye giderek evlerini terke-
den Şımaklılara, "Geri dön"
çağnsı yapacağını belirten
Mustafa Malay, bir başka soru
üzerine. "Olaylan dışı kanştır-
madan kendi içimizde hallet-
memiz lazım. Maalesef Suriye,
Irak, İran'dan sızmalar, müda-
haleler oluyor. Sının korumak
güç. İç-dış kanşıyor" diye ko-
nuştu.
Malay, bir başka soru üzeri-
ne, "Gerçekler neyse onun üze-
rine gitmek lazım. Gerçekleri
yansıtmak lazım. Ama herkesin
görevi ve sorumluluğu farklı"
diye konuştu.
Malay, görüşme sırasında
kendisine telefon eden Kızılay
Başkanı'na, yiyecek ve içecekle-
rinin kalmadığını, un ağırlıklı
olmak üzere gıda malzemesi
gönderilmesini, şeker, pirinç ve
peynire gereksinim olduğunu
söyledi.
Yalçın, görüşme sırasında
1.5 ay önce Şırnak'ta gözaltına
alman Avukat Abdürrahim
Demir'den haber alınamadığı-
nı, gözaltında baskı gördüğü
için yaralanarak hastaneye kal-
dınldığı şeklinde duyumlan
olduğunu belirterek, Demir'in
durumu hakkında Malay'dan
yardım istedi.
Bu arada kenti terk eden me-
murlann büyük bölümü. Ma-
lay'ın, önceki gün yaptığı "gö-
reve dön" çağnsı sonunda dün
Şırnak'a döndüler. Memurla-
nn Şırnak'a sabah gelip akşam
konaklamak üzere Cizre ve Si-
lopi'ye geri dönecekleri bildiril-
di.
Iran: Türk askeri sının
geçmişse rahatsız oluruz
Ttirkiye, Irarfa nota verdi
• Baştarafi 1. Sayfada
gözyumulduğu kesin.
Son hareket de bunu gösteri-
yor. Bundan önceki bir sınır
baskını da gene İran hudutlan
içinden yapıldı. Bu, ilk baskın
değil.
-Önceki günkü çatışmada
İran sınınnı geçtik mi?
SEZGİN - Üç gruptan ateş
ediyorlar. İki grubu kaçıyor.
Kaçınca oradaki güvenlik güç-
leri. kaçan düşmana yapılanı
yapıyor. Nereye kadar yapıyor,
görüldüğü yere kadar yapıyor.
-İran'a karşı nota dışında
herhangi bir girişim olacak mı?
SEZGİN - Bakalım notayı
ne yapacaklar. Bugüne kadar
haberimiz yok di>orlardı. Ha-
berimiz yok diyen İranhlann
konuşmalannın gerçeği yansıt-
madığı ortaya çıktı, anlaşıldı en
azından.
Sezgin'in önümüzdeki günler-
de İran'a gitmesi bekleniyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-İran*ın Ankara Büyükel-
çiliği Maslahatgüzan Nasır
Hamidi Zareh, Iran'ın hiçbir
zaman PKK'yı desteklemediği-
ni bildirerek. "Türk askeri İran
topraklanna girmişse, rahatsız
oluruz" dedi.
Önceki gece geç saatlerde Dı-
şişleri Bakanlığı'na çağrılan
Zaheri, dün Cumhuriyet'e yap-
tığı açıklamada, Dışişleri yetki-
lilerinin bir grup PKK'hmn
İran topraklanndan Türkiye'ye
girerek güvenlik güçlerine sal-
dın düzenlediğini kendisine ak-
tardığını bildirdi. Buna karşılık
olarak ellerinde bu konuda bil-
gj olmadığını aktardıklannı
söyleyen Zaheri, Tahran'dan
bu konuda bilgi beklendiğini
kaydetti.
Türkiye'nin bu konuda sözlü
ya da yaalı "nota" vermediğini
kaydeden Zaheri, "Sadece bilgj
aktanldı" dedi. Dışişleri kay-
naklan da İran ve Türkiye'nin
terorizm ve uluslararası konu-
larda işbirliği yapmalanrun ve
aralanndaki işbirligini geliştir-
melerinin gerekli olduğunu be-
lirttiler.
Türk ordusunun saldırgan
teröristleri takip ederek Iran
topraklanna gjrmelerinin ra-
hatsızlık yaraüp yaratmadığı
sorusuna karşılık Zaheri şöyle
konuştu:
"Tabii. Her ülke komşusu-
nun kendi topraklanna gjrme-
sinden rahatsız olur. Ancak şu
anda bizde, İran topraklanna
girildiği yolunda bir bilgi yok."
Zaheri, İran'ın hiçbir zaman
PKK'ya destek vermediğini sa-
vunarak, "Bunu kaç kere en üst
düzeyde Türk hükümetine ak-
tardık. Dışişleri Bakanı Çetin'e
aktardık. Cumhurbaşkanımız
Rafsancani, özal'a söyledi.
İran PKK'ya destek venme-
mektedir. Hiçbir zaman da ver-
memiştir."
İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'-
in mayıs ayında yaptığı Suriye
ziyareti sırasmda PKLK'run Su-
riye topraklannda banndınl-
mamasını içeren bir protokol
imzalanmıştı. Bu imzadan son-
ra, PKK'nın İran topraklannı
kullanmaya başladığı yolunda-
ki haberler üzerine Türkiye de
haziran ayında İran'ı uyararak,
İran içlerindeki PKK faaliyetle-
rini engellemesini istemişti.
Bu arada, çeşitli kaynaklar,
Cudi ve diğer dağlarda operas-
yonlann sürdüğü, Kuzey Irak'a
yönelik bir kara harekatırun
gündeme geldiği bir sırada,
PKK'nın İran tarafından tak-
tik bir saldın yaptığına dikkat
çekiyorlar. Kaynaklar, PKK-
nın Iran-Türkiye ilişkilerini ger-
ginleştirerek, Tahran'ı kendine
çekme poütikası uyguladığjnı
bildiriyorlar.
I*etrOİ
Kimlik yeııııe silah gösterdi
W Baştarafi 1. Sayfada
göre, Mecidiyeköy-Reşitpaşa
seferirü yapmakta olan 34
MLU 86 plakah İETT otobü-
süne Maslak'taki otobüs dura-
ğından 19 yaşlannda bir kişi
bindi. Şöför Mehmet Ali Kah-
raman, binen kişinin gösterdi-
ği mavi karttan şüphelendi ve
kimliğini göstermesini istedi.
Gösterilen kimlik ile mavi kar-
tın birbirine uymadığının anla-
şılması üzerine tarüşma çıkti.
Tartışma sırasında silahını çe-
ken genç, şoförden otobüsün
kapılannı açmasını ve yolcula-
nn indirilmesini istedi. Atış
Poligonu durağının önünde
duran otobüsten yolcular iner-
ken saldırgan. şöför Mehmet
Ali Kahraman'a, hemen ya-
nında bulunan İETT planton-
luk görevlisi Adem Şen'e ve
olaya müdahale etmek isteyen
83 yaşındaki yolcu Kâmil Ba-
şeyrnez'e birer el ateş etti.
lETT'den emekli Kâmil Ba-
şeymez başına isabet eden tek
kurşunla olay yerinde ölürken,
şöför Mehmet Ali K.ahraman
sıründan. plantonluk görevlisi
Adem Şen kasığından yaralan-
dı. İstinye Devlet Hastanesi'-
nde tedavi edilen yaralılann
durumlannın iyi olduğu ögre-
nildi.
Saldırgan olaydan sonra
fabrikalar yönüne kaçmaya
başladı. Bu sırada 055'e olayın
ihbar edilmesi üzerine bölgeye
giden polisler, çevrede geniş
Ekrem Akın Savaş -1 kişiyi öl-
dürdii, 2 kişi yaralandı.
İETT görevlileri yaralandı.
güvenlik önlemleri aldı. Fabri-
kalar mevkiinde 34 TEM 53
plakah ticari taksiye binen sal-
dırgan, kendisini takip eden
poüslere ateş açtı. Daha sonra
saldırgan. taksiyi terk ederek
Kaplıcalar Mevkii Lale Sokak
1 numaradaki Sami Yetkin'e
ait eve girdi. Kendisine yapılan
uyanlara ateşle karşılık veren
saldırganla polis arasında ça-
tışma çıktı. Saldırgan, eve gi-
ren Terörle Mücadele Timi
tarafından öldürüldü.
TURKIYE'DE
Baştarafi 1. Sayfada
ANAP'lı Solhan ilçe encümen
üyesi İhsan Köse'yi kurşuna
dizdiler.
Bir grup PKK militanı ön-
ceki gece saat 22.00 sıralann-
da Diyarbakır'dan 35 kilo-
metre uzakhktaki Sheü'e ait
petrol dolum tesislerini basü.
Tesislerde görevli gece bekçisi-
ni etkisiz hale getiren militan-
lar, içinde 5'er ton ham petrol
bulunan dört toplama tankını
ateşe vererek olay yerinden
kaçtılar. Yangının söndürül-
mesi için Diyarbakır ve ilçe it-
faiyeleri seferber oldu. Petrol
tanklannda patlama olasılığı
nedeniyle söndürme çalışma-
lannm güçlükle yürütülüdüğü
bildirildi. Yangın söndürme
çalışmalan sürdürülüyor. Böl-
gede çıkanlan petrolün top-
lanma ünitesi olan tesisteki
yangında maddi hasann yük-
sek olduğu bildiriliyor.
Bitlis'te çatışma
Bitlis'in Aşağıölek bölgesin-
de önceki gece devriye gezen
güvenlik kuvvetlen. bir grup
PKK'lı militanla karşılaşü.
Çıkan çatışmada 5'i kadın 6
PKK'lı öldürüldü. Olağanüs-
tü Hal Bölge Valiliği'nden
yapılan açıklamada, altı uzun
namlulu silah, yedi el bomba-
sı, bir RPG-7 roketatan, bir
roket, dört roket fışeği ve çok
sayıda patlayıcı madde ele ge-
çirildiği kaydedildi. Açıkla-
mada Hakkâri, Bitlis ve Van'-
da 8 PKK'hnın teslim olduğu
bildirildi.
Bingöl'ün Genç îlçesi'ne
saldın düzenlemeye kalkışan
PKK'lılarla güvenlik güçleri
arasında üç saat süren bir ça-
üşma oldu. Yetkililer ölü ve
yarah sayısının belirlenemedi'-
DÜNYA'DA
Meteoroloıi Genel Mü-
dûriûğü'nden alınan bilgi-
ye göre yağış beklenmi-
yor. Bütün bölgelerimiz
açık ve az bulutlu geçe-
cek. Hava sıcaklığı artma-
ya devam edecek. Rüz-
gâr, yurdun güneybatısın-
da gûney ve batı, diğer
yerierde kuzey ve doğu-
yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Denizlerimizde rûzgâr, Kara-
deniz, Marmara ve Kuzey Ege'de yıldız ve poyraz, Güney Ege'de günbatısı
ve karayel, Akdeniz'de kıble ve lodostan 2-4 kuvvetinde, saatte 4-16 deniz
mili hızla esecek.
Mana
Atyon
sıslı A-açık B-bukjöu 6-gûne«i K-kJH S-sısh Yyajmurlu
Amsterdam
Amman
Atina
Bajdat
Brûksel
Cmvre
FranUuıt
LBİkoşa
Pstttsburg
londra
Madnd
Mılano
Moskova
Mûnih
Oslo
Pans
Prag
Kyad
ftoma
Vıyana
Zûnh
Y
A
eA
Y
Y
Y
A
Y
Y
Y
Y
A
Y
Y
Y
A
A
A
A
Y
20°
34°
33"
40°
22°
33»
30°
38°
18°
21°
32»
32»
19»
30°
18»
26°
33»
42°
31°
35°
34°
ğini açıkladılar. PKK'Ulann
bölgeden uzaklaşmalanna fır-
sat verilmeyeceği ve çevreleri-
nin sanldığı bildirildi.
Yine Genç ilçesinin Güze!-
dere köyü yakınlannda gü-
venlik güçlerine pusu kuran
PKK'lılar 4 jandarma erini şe-
hit etti. 7 eri de yaraladı.
Dün saat 08.30 sıralannda
Güzeldere köyüne saldın dü-
zenleyen PKK'lılar köy yakın-
lannda devriye görevi yapan
jandarma erlerini de pusuya
düşürdüler. PKK'nın açtığı
ateş sonucu jandarma erleri
Atilla Sunar, Şenol Gül ,
Mehmet Koşçu ve Jandarma
onbaşı Mehmet İkiz şehit ol-
du. 7 jandarma eri de yaralan-
dı.
Muş'tan Elazığ'a giden yol-
cu treni de PKK'lılann raylar
üzerine koyduğu bombanın
patlaması sonucu devrildi.
PKK'hlar dün 17.30 sıralann-
da Muş- Elazığ seferini yapan
yolcu treninin güzergâhı olan
Genç-Palu arasında raylan
sökerek bomba yerleştirdiler.
Bombanın patlaması sonucu
58 yolcusu bulunan 16 vagon-
lu tren devrildi. Olayda 4 kişi
agır yaralandı. Pusuya yatan
PKK militanlan trenin devril-
mesinden sonra yolculann
üzerine ateş açmaya başladı-
lar. Bölgeye gelen güvenlik
güçleriyle de bir süre çatışma-
ya giren PKK'lılar daha sonra
olay yerinden kaçtılar.
Solhan'dan Diyarbakır'a
giden bir yolcu otobüsü önce-
ki gece saat 20.00 sıralannda
Diyarbakır-Genç arasında,
yola barikat kuran bir grup
PKK militanı taraftndan dur-
duruldu. Yolcu otobüsünde
kimlik kontrolü yapan PKK'-
lılar, ANAP'h Solhan ilçe en-
cümen üyesi İhsan Köse'yi
otobüsten indirerek kurşuna
dizdiler.
Batman'da önceki akşam
saat 21.00 sıralannda meyda-
na gelen olayda. 28 yaşındaki
nüfus memuru, kimliği belir-
lenemeyen bir kişinin silahlı
saldınsı sonucu öldürüldü.
Şırnak olaylan sırasında gö-
zaltına almanlann mahkeme-
ye sevki başladı. Dün Şırnak
Sulh Ceza Mahkemesi'ne gön-
derilen 30 kişiden 5'i tutukla-
narak Diyarbakır DGM'ye
gönderildi. Diğerleri serbest
bırakıldı.
GÖZLEM
UĞURMUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
"Polis devleti", yönetenlerin hiçbir kurala bağlı olmak-
sızın devleti yönettikleri baskı rejimidir.
"Hukuk devleti" devletin erkinin temel hak ve özgür-
lükler yararına sınırlandığı; yetkilerin, yasalara, çağdaş
ve evrensel hukuka göre biçimlendirildiği demokratik
yönetim düzenidir.
Parlamentolar, hükümetler ve kolluk güçleri, soyut
kavramlardan değil; aramızda yaşayan ve devlet adına
bazı yetkilerle donatılmış insanlardan oluşur.
Devlet aygıtı içinde yer alan bu insanlardan bazıları
görev yaparlarken adam öldürür ya da işkence yaparlar.
Polis devletinde bunlar doğaldır, kimse kimseden he-
sap sormaz. Hukuk devletinde ise başta kamuoyu, basın,
siyasal partiler ve dernekler, bu cinayetleri aydınlatma-
ya ve işkenceleri yargı önüne getirmeye çalışırlar.
işkence yapan ve adam öldüren kamu görevlileri hak-
kında dava açan ve bu görevlileri cezalandıran da aynı
devlet çatısı altında görev yapan kamu görevlileridir.
Bu yüzdendir ki insan haklarının en büyük güvencesi;
kamuoyudur, basındır, siyasal partiler, dernekler ve ba-
ğımsızyargıdır.
Bu gibi konularda soyut devlet kavramını bir yana bı-
rakmak gerekir.
Peki insan hakları yalnızca kamu görevlileri tarafından
mı çiğnenir? Terör örgütleri, insan haklarını çiğner ve
yaşam hakkında olduğu gibi insan haklarını büsbütün
yok etmezler mi?
Bu konu, uzun süreden beri bütün dünyada tartışılıyor. .
Uluslararası hukuk belgelerinde terör örgütlerince kul-
lanılan şiddet yer alıyor. Söz gelişi, BM Genel Kurulu,
bildiri yayımlıyor; AGİK Viyana ve Kopenhag belgelerin-
de etnik ve ideolojik görüşlere dayalı şiddet eylemleri
kınanıyor.
21 Kasım 1990günlü "PahsŞartı" terör konusundaşu
ilkeyi benimsiyor:
-Her türlü terörist eylemleri, yöntemleri ve uygulama-
ları açıkça suç olarak kınıyor ve bunlann ikili olduğu ka-
dar çok taraflı işbirliği ile ortadan kaldırılması için çalış-
maya kararlı olduğumuzu ifade ediyoruz.
"Amnesty lnternational=Uluslarası AfÖrgütü"? Eylül
1991 günü yayımladığı "Yoklohama Bildirisi"nöe devlet
dışındaki kuruluşların "insan hakları ihlallerine" de yer
vereceğini açıklamış, 1992 mayıs raporunda da PKK ci-
nayetleri yer almıştır.
insan hakları kavramındaki son gelişmeler bunlardır.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Kamuoyunu
oluşturan kanallar açıktır. insan hakları çiğnenince, ka-
muoyu harekete geçiyor, gazeteler bu konulan işliyor,
milletvekilleri önergeler veriyor.
Devlet görevlilerince yapılarr teröre hep birlikte karşı
koyuyoruz.
Terör örgütleri, birçok insanın yaşama hakkını yok
edince ne yazık ve acı ki birçoğumuz susuyor. Sustuğu
gibi insan haklarının yalnızca devlet tarafından çiğnene-
ceği yolunda yapay kuramlar ve dayanaksız gerekçeler
de oluşturuyor.
Bu aymazlıktan kurtulmadıkça inandırıcı olunamaz.
Kimse de insan haklarının içtenlikle savunulduğuna
inanmaz.
Herkes insan haklarından eşitçe yararlanmalıdır. Suç
örgütleri de, kamu görevlileri de, pusularda can veren
erler de, astsubaylar da, subaylar da, polisler de, evle-
rinde kurşunlanan Oramiral Kayacan ve Orgeneral Ad-
nan Ersöz gibi emekli komutanlar da, Prof.Muammer
Aksoy, Doç.Bahriye Üçok, Abdi lpekçi, Çetin Emeç, Tu-
ran Dursun gibi aydınlarda, Güneydoğu'da birbiri ardın-
dan öldürülen gazeteciler de, Şırnak halkı da...
Evet, herkes, herkes...
insan haklarında ne "devlet ve terörörgütü"ayrımı ya-
pıltr, ne renk, ne dil, ne cins ne de rütbe ayrımı.
Türkiye'de son yıllarda birçok kavram yozlaştı.
örneğin, Sovyet işgallerine karşı çıkan Marksist aydın-
lar, övüleceklerine suçlandılar; 12 Eylül öncesi Türkiye'-
ye silah sokan Bulgar şirketleri sosyalizm adına görmez-
likten gelindi.
Şimdi de aynı ideolojik sapiantılar insan hakları konu-
sunda kendisini gösteriyor.
İnsan hakları, etnik ve ideolojik renklere büründürüle-
cek yüzeysel ve tek boyutlu bir kavram değildir.
İnsan hakları, devlete ve terör örgütlerine karşı aynı
inanç, aynı tutarlılıkla ve aynı kararlılık ile savunulmazsa
hiç inandırıcı olunabilir mi?
\ahudi Soykırını Anıü
• Baştarafi 1. Sayfada
deki bir mülteci yurduna tam 5
gün devam eden Neonazi saldı-
rısından sonra Almanya'nın
dört bir yanından saldın haber-
leri geliyor. Leipzig'te mültecile-
rin kaldığı çadırkent kundakla-
narak tamamen yakıldı.
Cottbus'a Neonaziler bir
mülteci yurduna üç gece üst üs-
te molotof kokteylleri ve gaz ta-
bancalanyla saldırdılar. Doğu
Almanya'nın Brandenburg,
Mecklenburg, Sachsen ve
Sachsen-Anhalt eyaletlerinde bir
düzineyi aşkın kentte mülteci
yurtlarına Neonazi baskınları
düzenlendi. Almanya'nın batı-
sındaki Saarloiwis ve Bad Lau-
terberg kentleri de ırkçı saldın-
lara sahne oldu. Saldırılarda
şans eseri yaralanan olmadı. Ba-
zı kentlerde helikopterlerle olay
yerine gelen özel timler çok sa-
yıda silaha el koydu.
Neonazi terörünün tırmanışı-
nı protesto için Rostock'ta haf-
ta sonunda 15 bin kişi yürüdü.
Aralannda Berlin'den çok sayı-
da Türk gençlerinin de bulundu-
ğu yürüyüş sıkı güvenlik önlem-
leri altında olaysız geçti. Daha
önce Neonazilere alkış tutarak
destek veren Rostocklular, pro-
testo yürüyüşünü uzaktan izle-
mekle yetindiler.
Başbakan Helmut Kohl, Do-
ğu AJmanya'nın Rostock kentin-
deki beş günlük Neonazi saldı-
nlannın eski gizli polis "Stasi"
üyelerince örgütlendiğini iddia
etti. Alman Parlamentosu'nun
İçişleri Komisyonu dün toplana-
rak Neonazi eylemlerine karşı
önlemleri görüştü. Düşünülen
önlemler arasında aşın sağ terö-
re karşı özel timler kurarak bun-
ları helikopterlerle olay yerleri-
ne göndermek ve mülteci yurt-
larının çevresinde tampon böl-
geler oluşturmak yer alıyor.
Mülteci akınının durdurulma-
sı için Alman Anayasası'nın "si-
yasi iltica hakkı"nı güvenceye
alan maddesi büyük olasılıkla
yılbaşına kadar değiştirilecek.
Anayasa değişikliğine şimdiye
kadar karşı çıkan Sosyal De-
mokrat Parti, sokağın baskısına
boyun eğerek rota değiştirdi.
Hükümetin yabancılar görevlisi
Bayan Schmalz-Jacobsen, Neo-
nazi eylemleri sürerken İltica Ya-
sası'nın tartışılmasını çok sert
bir dille kınadı ve bunun aşın
sağa teslimiyet anlamına geldi-
ğini belirterek "büyük bir so-
rumsuzluk örneği" olarak nite-
ledi. İltica Yasası'nın /e yaban-
cılann bugünlerde en üst düzey-
de tartışma konusu yapılması,
eylemcilere ve onlara destek ve-
ren halka "hakh olduklan" duy-
guşunu veriyor.
Öte yandan kabinedeki liberal
Adalet Bakanı Bayan
Leutheusser-Schnarrenberger,
olaylar sırasında Neonazilere
destek veren halka karşı cezai
önlemler alınmasını istiyor. Ros-
tock'ta halk mültecilere saldıran
Dazlaklan alkış tutarak, slogan
atarak desteklemiş ve polise kar-
şı da arasına alarak korumuştu.
Der Spiegel dergisinin Alman
kamuoyu araştırma enstitüsü
Emnid'e yaptırttığı ve dünkü
nüshasında açıkladığı anketin
sonuçlarına göre Alman halkı
"ülkenin en büyük sorunu" ola-
rak yabancıları görüyor. "Ya-
bancılar yuzünden aşın sağ par-
tileri anlayışla karşüıyorum" di-
yen Almanların oranı aralık
ayında yüzde 24 iken haziranda
yüzde 38'e yükseldi. ZDF tele-
vizyonunun bir anketine göre
Doğu Almanların yuzde 60*ı
"Almanya'da bu kadar çok ya-
bancı yaşamasına karşıyım" di-
yor. Açıkça "Yabancıları sevmi-
yorum ve ülkeyi terk etmelerini
istiyorum" diyenlerin oranı yüz-
de 40 ile ürkütücü bir boyuta
ulaştı.
Berlin Sosyal Bilimler Ensti-
tüsü'nün son anketine göre Do-
ğu Almanlann yüzde 85'i "ülke-
ye artık tek bir Türk girmesin"
diyor. Yüzde 82'si "nefret" sıra-
lamasında önce Çingeneleri,
sonra Türkleri ve Afrikahlan
anıyor. Doğu Almanlann yüzde
60'ı da "Doğu Avrupalılardan
(Polonyalılar, Ruslar, Macarlar
vs.) nefret ediyorum diyor.