23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3TEMMUZ1992CUMA 12 DIZIYAZI Güvensizlik, korku, insanı bir yaşam boyu etkisi altına alıyor 0, artıkyenilmişve yaralıbiri •Tutukluluk ve işkence yaşantısı sonrasında ortaya çıkan ruh sağlığı sorunlan -çoğu kez- uzun yıllar sürmekte*, ve görebıldiğimiz kadanyla, -gene çoğu kez-, kronikleşme eğilımi göstermektedir. Tutuklanan, işkence gören insanın, soy ve özgeçmişi, yaşamöyküsü, çocukluğunun eyrimi, birincil ve ikincil toplumsallaşma dönemleri, ana-baba ilişkileri; eğitim, kültür, meslek, ekonomik, toplumsal konum;tamamıyla alt üst olmaktadır. İşkence yaşanunı tanımış bır insanın tutukluluk konumunun sona ermesı, böylesı bır bırey-ınsan ıçın -artık- "öz- gurlüğe" kavuşmak olarak değıl, gun- luk yaşamın ıçıne "fırlatılıp aülmış" (Heıdegger, Hoefer) olarak (da) de- ğerlendınlmektedır çoğu kez Bu konumdakı ınsanlann kendılen- nı sıradan gunluk yaşamın ıçınde (bıle) çaresız, kararsız, korunmasız ve güç- süz duyumsamalan surmektedır Bu durumdakı bıreyın, toplumdan, ınsanlar arası ılışkılerden sureklı ola- rak gen-çekılmesıne karşın, duyumsa- dıjp guvensızlıkler, korkular, kuşkular azalmamakta, tersıne artmakladır Bu koşullarda, "dışanda olmak", "özgûr olmak", işkence gormüş insanı mutlu etmek yenne, yakından tanıdığı "olağanüstu yaşantı", devlet terörü karşısındakı güçsüzlüğünü pekışür- mekte ve 'kuzulann sessızlığıyle" bu durumu onaybyor gıbı görunen dığer ınsanlara karşı olan güvensızbğını, korkulannı ve kuşkulanru arttırmak- tadır Tutuklanmış, işkence gormuş ınsanlann, özgurluklenne kavuştuk- tan sonra da kendılennı ruhsal ve top- lumsal bır gergınhk alanının etkısınde duyumsadıklan, yakın ve uzak çevre- sıyle, toplumla, aralannda her gun bı- raz daha dennleşen, büyüyen bır yank oluştuğu söylenmektedır Böylesı ko- numdakı ınsanlar, kendılennı artık "yenilmiş", "yaralı" konumda değer- ledırmekte, yaygın korkulann, buna- bmlann, kuşkulann yaşamlanrun tum alanlanna yayıldığını duyumsamakta- dır Sonuç İŞKENCE SONRASI RUHSAL SORUNLAR ıSEROLTEBER özet bır toparlama yapmaya çahşır- sak - Tutukluluk ve işkence yaşantısı sonrasında ortaya çıkan ruh sağûğı so- runlan -çoğu kez- uzun yıllar sürmek- te ve grebüdığınuz kadaroyla -gene ço- ğu kez- kronıkleşme eğüımı göster- mektedir - Burada, gerek ruhsal sağhk sorun- lannın ortaya çıkmasmda ve gerekse de ortaya çıkan ruhsal bebrülennın özellıklennı belırlemede çeşıth etkenle- nn -kımı kez belırleyıcı- rollennın bu- lunduğu saptanabıhr Bunlan kısaca şoyle anımsatmak mumkun olabıhr a) Tutuklanan, işkence gören insa- nın, soy ve özgeçmişi, yaşamöyküsü, çocukluğunun evnmı, bınncıl ve ıkın- cıl toplumsallaşma dönemlen, ana- baba ıbşkılen, eğıtım, kültur, meslek, ekonomik, toplumsal konum, böylesı bır olağanustü yaşanüya -hıç olmazsa düşünsel duzeyde- onceden haarlıklı olma ya da olmama durumu, kışılığuı ıçe ya da dışa dönuk olma özellıklen, vb b) Aynca. yaşanan olağanustü ko- şullann özellıklen, gozaltı, tutukluluk dönemlen, uygulanan işkence yon- temlennın özellıklen, kalınan hapıs- hane koşullan, dışanda bırakılan ya- kınlann durumlan, vb c) Kendı toplumundan aynlmak zo- runluluğunu duytnuş polıtık göçmen- lerde, aynca, göç edılen toplumun ozelhklen, yabancı dıl bılme durumu, karşılaşılan çalışma ve toplumsal ko- şullar, kurulabılen ınsanlararası ılışkı- ler, ekonomik durum, gende kalan yabnlann durumu vb gıbıetkenler - İşkence gormüş ınsanlarda ortaya çıkan sağhk sorunlan, çoğu kez, hem bedensel ve hem de ruhsal şıkâyetler, behrtıler bıçımınde surmektedır Gorulen ruhsal şıkâvetler genelbkle, yaygın korkular, uykusuzluk, korkulu düşler, yorgunluk, unutkanhk, kon- santrasyon bozukluklan, reaktıf dep- resvon. kusku. dızanlenmesı zor heye- can knzlen, ınsanlar arası ılışkı bozuk- luklan. gen çekılmeler (regresyon), ızolasyon, vb bıçımınde ortaya çıka- bılmektedır Ve zaman ıçınde, kronik- leşme durumunda böylesı bır ruhsal yapırun koşulladığı, korkulu, depresıf, pasıf, ofkelı, saldırgan, kuşkulu bır kı- şılık değışıklığının ortaya çıkabıleceğı- nı gozlemek mümkun olabılmektedır - Eskı tutuklulann, işkence gormüş ınsanlann, aıle üyelenyle, arkadaşçev- relenyle ve dığer ınsanlarla olan ılışkı- lennın önemlı olçulerde bozulabıldığı gözlenmektedır - Eskı tutuklulann, işkence gormüş ınsanlann yetışkın çocuklannda kımı zaman, ana-baba ıle "bırhkte yaşama- ya zorunlu otmak" (Margaret Maler) gereğınden ve her bır şeye karşın, ana- babadan aynlmak, kendı kımlığını bulmak ıstemınden kaynaklanması olası bır "sınır kışdığı" (Borderleın Kı- şılığı) ve psıko-patolojısı soz konusu olabılmektedır - Tutuklanmış, işkence görmuş ın- sanlann gosterdıklen ruh sağhgı so- nınlan, belkı bugün bıle klasık ruhbı- Um kıtaplanndakı venlere, nomekla- turada belırlenen tanılara uygun duşmeyebılır Ancak, bunlann klasık kuramlara uygun düşmemesı, "ger- çeklen varolmaktan ahkoyamamak- tadır' (Chorcot, aktaran Freud ) anlamakta ve anlatmakta kımı onemlı zorluklar getırebıUr Burada, olaya daha çok, bıyolojık ve noro-fizyolojık kökenü organık bır vurguyu getıren (Nıederland), "örselenme Sonrası Stres Hastalıklan" (Post traumaüc stress dısorders) tanımlamalannın ye- tersız olduğunu duşunuyorum Bunun yenne, olağanüstu vaşantılann ınsan- lann ruhsal yapılan üzenne olan kalıa nıtehklennı anlamaya çok daha fazla yardım edebılen, işkence sonrası kışı- hk değışıklığı yaklaşımlannın böylesı olgulann temebndekı dınamığı çok daha anlaşıbr kılabılecegı kanısmı pa>laşıyorum - Tutukluluk ve işkence sonrası or- taya çıkan ruh sağlığı sorunlannın te- davılenmn ne denb zor olduğu hep bıbnmektedır Ancak, tum zorluklan- na karşın, bu ınsanlara, toplumsal bır sahıp çıkmanın. onlara, toplum vıcda- nında kendılen ıçın guvenceb yerler bulunduğunu gostermeye çalışmanın, bu konunun uzun erımlı, fakat en sağ- lam tedavı yöntemı olabıleceğını sanı- yorum - Tutuklu kabnış, işkence görmuş ınsanlann, yaşamlannın sonrakı do- nemlennde, özelbkle entelektuel yete- neklennı kullanmakta cıddı zorluklar çektıklen, ve bu nedenle de uygun ko- şullarda ve kendılenrun de çok ısteme- lenne karşın, duzenlı bır çalışma yaşa- mı kuramadıklan gorülmektedır Bu son kerte onemh durum goz onüne ab- nıp bu ınsanlann erken emekbhk gıbı kımı toplumsal haklanyla ılgib ışlem- lenn ıvedıbkle sonuçlandınlmasının ruhsal tedavılen kolaylaştıncı bır et- ken olacağını duşunuyorum - Pobtık göçmen olarak yabancı ul- kelerde yaşayan eskı tutuklulann, iş- kence görmuş ınsanlann ıçınde bulun- duklan konumlanrun zaman ıçınde, ustüne ustluk fazladan kımı olumsuz- luklar taşıdığı gözlenmektedır Bu nedenle de pobük goçmenlenn yurtla- nna gen donüşlennde onlara ozel bır sevgı gostenlmesının ve kendılenne koşulsuz sahıp çıkıldığının guvencesı- nın venlmesmın kaçınıbnaz gerekbbğı olduğu kanısındayım Burada, baştan ben ozetlemeye ça- bştıklanmızı bıraz daha dennlemesıne ve kapsamb olarak kavrayabılmek ıçın böylesı olağanustü yaşanülann en üç ekstrem örneklennı gösteren, Nazı Almanyas dönemının genış tutukla- malannın sonuçlannı ve arta kalanla- nn ruhsal durumlanru sergüeyen, "Toplama Kampı Sendromu"nu ye- nıden ve yenıden tartışmanın kaçınıl- mazhğmı duşunuyorum - İşkence yaşantısını sıradan bır "stres" olayı olarak goımek, konuvu ^ YOK'te skandal sonıştıırınası YOK TÜRKİYE'DE ÜNİVERSİTE VE YÜKSEKÖĞRETİM 1870-1991 ITUNCER GÜVENÇ • YÖK yönetımı, ıdari denetimi çok zorda kalmadıkça işletmez Üniversıtede skandal, YÖK sıstemını sarsaçağı ıçın bır YÖK dekanının dedığı gıbı "Kol kırılsa da yen ıçınde kalır" yeter kı kol YÖK yonetımmın olmasın. İdan soruşturma bır decezaı soruşturma gerektınyorsa ve ustehk konu olan kışıler YÖK sıstemının yonetıcılen ıse ıdan soruşturma bıle açılmayabılır ve 1913 tanhlı Enver Paşa'nın devletmemurlarının mahkeme edılmemelen ıçın çıkarttığı geçıcı yasaya dayanılır - 7 - Eğitim kalitesini yûksdtmek: Eğıtım kalıtesının yukselülmesı, herkesın bıl- dığı onemlı bazı hususlann sağlanma- sına bağlıdır Bunlardan bın, ortaöğ- retımde oğrencılenn yüksekoğreümı ızleyebılecek duzeyde yetışmış olarak gelmesıdır Bu, konumuz dışmdadır ve ne yazık kı yuksekoğretım yetkıble- nnce ele alınmamaktadır Gerçek şu- dur kı genelde oğrencılenn sevıyelen yeversızdır Bunun dışında • Eğıtım olanaklannın sağlanması, var olanlann bakımı, onanmı ve yenı olanaklann sağlanması (dersbkler. la- boratuvarlar araç ve gereçler, uygula- ma olanaklan vd), özelbkle bu ola- naklann yeterlı bır duzeye getınlme- sınden sonra, artan oğrencı ve öğretım uye ve elemanlan \le orantıb olarak arttınlması, • Nıtebklı oğretım uye ve elemanlan- nm sayısının artünlması ve her öğre- tım uye ve yardımcısına duşen oğrencı savısmın azbğının sağlanması, • Ders kıtaplannın hazırlanmasının, basım'nın ozendınbnesı, yabancı dılde yazılmış olan temel bıbmsel kıtaplann çevınlennın yapılması ve basılmasının sağlanması • Kıtapbklann zengınleştınbnesı, •Yerb ve yabancı bıhmsel dergılenn ızlenebılmesı ıçm duzenlı şekılde kı- tapbklar sağlanması Eğıtım olanaklannın sağlanması so- runu her şeyden once bır yatınm ve butçe sorunudur YÖK. oncesı duru- ma yapılan eleştınlerden bın de buy- du Acaba YOK suresınce unıversıte- lere yapılan yaünmlar, 1981'de var olan durumun duzelubnesı ıçın yapı- lan >atınmlar ve aynca yenı kurulan veya adlandınlan unıversıtelenn yenı kurumlannın yatınmlan nedır9 Bunun ıçın devlet butçesındekı MEB butçesının ve bunda YOK but- çeMnın oranlannı gorelım Bu oranlar 1981 -1990 arasında M EB ıçın yuzde 8, 4-11, 5 arasında değışmış, YOK ıçın aynı surede bu oranlar yuzde 2, 7-3,9 arasında değışmıştır Fakat 1979 yıhn- dakı vuzde 4 32 sayısına enşememış- tır Bu da YOK suresınce unıversıtele- nn >atınmlannın on bır yü boyunca 1979 yılı oranına enşemedığı, dığer bır deyışle 1980'den 1990 yıbna kadar unıversıtelenn kapasıte artUrma çaba- lannın yaünmlarda arttırma yapılma- dan gerçekleştınldıgını, yanı nıtehkten odun venlerek kapasıte artunldığıru gostenr Kapasıte arttınmı 25-30 kışı- lık olanağı olan dersbklere \e labora- tuvarlara 50-60 oğrencı alarak gerçek- leştınlmışür Dolayısıyla 1980-1990 yıllan açıkça unıversıtelerde nıtehk- ten odun verme yıllan eğıtım ve araş- tırmada sevtye duşme yıllan olarak kavıpyıllardır Nıtebklı öğretım uyesı sorunu da doçentbk ve profesorluğe getınlen ko- laylıklarla bır tarafa bırakılmıştır Hızlı ve kolay sayısal aruşlar voluna gıdılerek nıtebkten vazgeçme benım- senmıştır Nıtelık aranmadan eğıtım kalıtesı ıçın oğretım uyelenne duşen oğrencı sayılan da şoyledır Bır profesore duşen oğrena 1981'de 103 7 ıken 1986'da 186 7 ve 1987 de 187 2 ve 1988 profesorluk aşamasında getınlen kolavlıklarla artan profesoı sayısııle I989'da95 3'eduşmuştur Bu oran 1991 ıçın 95 l'dır Nıtelık aran madan sayısal artış sağlanarak elde edılmıştır Bır doçente duşen oğrena savısı ıse 1981'de 99 3 ıken 1986'da 120 olmuş ve 1989'da 168,gıttıkçeartarak 1991 - de 174 7 olmuştur ve bu sayı 1981 sayı- sının ıkı katına ulaşrruştır Öğreüm uyesıne (profesor ve do- çent) duşen oğrena sayısı ıse 1981'de 50 7 ıken 1986'da 73 4 olmuş ve 1991'- de 62 olmuştur ve on yıl sonra 1981 sayısının oldukça uzenndedır Bir öğretim yardımcısına (geçıcı sta- tudekı yardımcı doçent, araştırma gö- revlısı vd) düşen öğrenci sayısı îbe 1981'de 14 5, 1986'da 22 3 ve 1991'de ıse 16'dır Açıkoğretım de dıkkate alındığında duşen sayı 25'tır Yıne bu da eğıtım kabtesının duşmesını göste- nr Kısaca oğretım üyesı ve>a yardımcı- sına duşen oğrencı sayısı on yıllık YOK vonetımı sonunda sayılara ve oğretım uyebğınde nıtebğe venlen ödünlere rağmen YOK oncesı sa>ıla- nna enşememışur Ders kitaptan konusunda sozu tu- muyle bır YOK raporuna bırakalım Unıversıtelenn basımev len ders kıtabı basma amacıyla kullanılmakladır Tahsıs edılen ka> naklar > ılda bır kıtabın basımım bıle finanse edeme\ecek duzev- de kalmaktadır Buna yalnızca ekleye- ceğımız husus bırderskıtabınıbasılacak hale geürebılmek ıçın bır daktılo ve tek n\k ressam bulmak ıçın YÖK vonetım kademesınde olmak gereklıhğıdır Ya bancı dılde yazılmış ders kıtaplannın çe\ınsı ıse ongorulmemıştır Kıtapbklann zengınleştınlmesınde soylenecek bır şey yoktur Unıversıtele- nn bu konudakı odeneklen kesılmış ve YÖK'te bır dokümantas\on merkezı kurularak butun yavınlar burada top- lanmıştır Ankara ıçınde unıversıteler ıçın bıle büyük olçude kullanım zoriuğu olan bu merkezın taşradakı unıversıteler ıçın kullanımı ıse olanaksız gıbıdır Mer kez yalnızca 198^ sonrası vayınlan top- lamakta ve lum unıversıtelerde, bu tek merkezın de bır gün Bılkent Unıversı- tesı ne devredılecegı soylentısı ve korku- su yaşanmaktadır Yayınlan vemını ıçın YÖK 1980'den sonra unıversıte ku- tuphanelenne gelen yayın (yerb ve ya bancı) sa>ısında artış olmadığı gıbı onemlı azalışlar olmuştur Merkezın Turkıve duzeyındekı ıhtı>açlan karşıla- maktan uzak olduğunu gostermektedır' demektedır Buna eklenecek bır şe\ N ok tur Kısaca nıtelığın anması da kapasıte artmas>ı da her şeyden once bır vatınm sorunudur ve bu sorun YÖK suresınce duzelmedığı gıbı çok vahım bır duruma duşmüştur Ünıversite Sayısını Arttırmak ve Yurt Düzeyine \ayma: YOK oncesınde 19 unıversıte ve bunldra bağlı çeşıtb ıl ve ıl- çelerde fakülte enstıtu ve vüksekokul ıle Mılb Eğıtım Bakanlığı na bağlı yukse- kokullar tam olarak 62 ıl ve 9 ılçede (1981 vonetım duzenıne göre) bulun- maktaydı 2S47 sayılı \ OK Yasası (6 11 1981)ıle41savıhKHK(20 7 1982)ıle MEBvel750sayıh yasa suresınce kurul- muş bazen kendı adlanvla ve bazen de venı adlar venlerek çoğu bolunerek 27 unıversıte olarak duzenlenmışür Bugun Ortadoğu Teknık Unıversı- tesı nın Gazıantep bınmlennden oluştu rulan Gazıantep Unıversıtesı ıle YOK suresınce kurulan ıkı vakıf unıversıtesı olan Bılkent ve Bezm-ı Âlem unıversıte- len ıle (her ıkısının kuruluşu da 9 4 1991 "?708 s>) tam 30 unıversıte vardır Bun lardan28tanesıMEBve 1750 sayılı yasa suresınce kurulmuş olan unıversıtelenn YOK çe venıden vapılandınlmalan ıle ve ıkı vakıf unıversıtesı ıle Hacettepe Vakfı (Bılkent) ve Bezm-ı Âlem Valıde Sulıan Mazbut Vakfı (Bezm ı Âlem) ta rafından kurulmuştur Kısaca YOK suresınce sadece ıkı unı- versıte o da vakıf unıversıtesı olarak kurulmuştur Dığerlen YOK oncesv ku- rumlann adlandınlmalanndan oluş- mustur YOK oncesı unıversıtelerde bıbmsel ve ıdan yonetım pek çok kere haklı ola rak eleştınlmıştır Acaba YOK duzenı- nın gettrdıgı denetım daha mı ıyıdır ve nasıl ışlemektedır0 Bılımsel denetım her yıl anket şeklın- dc doldurulan taalıyet raporlanyla sınır bdır Bu raporlar da ıstatıstıklere yara makta ve bır denetım oluijturnıamakta dır Burada ne kadar vavın vaptınız hangı bıldınkrı bundunuzveva hangıju nlerde gorev aldınız gıbı sorular vcr al maktadır Bunlar da YOK c gondcnl mektedır ^ OK orneğın on bcj >ıl hıı. yayın yapmamış ve kıtap yazmamış bır doçente ne gıbı bılımsel denetım uvgu- lar9 Sadece onu protesorluğe (kolav pro- fesorluğe) başvurdugunda verlı bır dergıve ıkı makale ver de ^enı profesor yapalım der ve >apar Aslında akade- mık kurullarda (>ıldd ıkı defa toplanma sı ongorulmuş danışma organı) v apılrna- sı gereken bılımsel etkenbklenn denetimi bu kurullarda da yapılmaz Kurullar toplanmasa ne olur1 Toplanmavan aka demık kurullann u>elen dekan veva rek tör vd olsa ne olur' Hıçbır şev Sadece ders vcrmekle >etınen profesorlere ıkı makale yaz da dıve de olmaz Doçent ıse başvurusundan sonra hazırladıgı ıkı makale de basılmadan profesor olur YOK duzenındc bılımsel denetım bu- dur Idan denetım ıse daha da v urekler acı sıdır Yasal olarak yapılması ongorulen toplantılar yapılmazsa ne olur' Hıçbır ^ev YOK vonetımı ıdan denetımı çok zorda kalmadıkça işletmez Unıversıte de skandal "V OK MStemını sarsacagı ıçın bır YOK dekanının dedıgı gıbı Kol kı nlsa da ven ıçınde kalır yeter kı kol YOK yonetımının olmasın Idan soruşturma bır de cezaı soruştur- ma gerektınyorsa ve ustehk konu olan kışıler YOK sıstemının vönetıcılen ıse ıdan soruşturma bıle açılmavabılır ve 1913 tanhlı Enver Paşa nın devlet me- murlannın mahkeme edılmemelen ıçın çıkartügı geçıcı vasa>a dayanılır Ornc- ğın ünıv ersıte vonetıalen bır kışıv ı koru mak vc bır dığennı engellemek ıçın unı- versııecvrakında tahnfat yapsd (orneğın (8-9 tane) ve bu tahnfat Turkıve Cuîn hunvetı mahkemelennce atanan bılırkı- şıce tespıt edılıp adalet dosvalanna gır;>c ve unıversııe bu bılırkışı rajx>runa ıtıra7 da ctmese vt durum VOKe ılctılır^c YOK nc yapar9 Bu soruya kım cevap verebıbr' ANKARA...AJNKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Körfezin Mavisi Havran a doğru kalbım çarpıyor Sağ yanımda dağlar, ida'nin eteklen Sarıkız ın saçlarını tutargıbıyım Zeytınle- rın mavı yeşılınde ılerlıyorum Bıraz bıraz daha derken denıze varacağız Ege nınmavılığıne Yıllardıryaparımbu yolculuğu kımı zaman Istanbul dan, kımı zaman Ankara'- dan Bu anın çarpıntısı hıç dınmez 1 Belkı de ozlemın doruk anı bu' Tomurcuğun çıçege donuşmesını yaşar gıbı bır olay Karadan denıze ulaşmanın sevıncı Denıze ulaşmak guzel olay gerçekten Kıreç çağı vızgelıyor bırden Ozle- mımız sevgımız kalbımız belleğımız kıreçlenmeden ya- şamanın sevıncıyle dırılıyor ınsan Balkonda guneşle randevum var Çok gorkemlı karşılı- yor benı Yenı renkler seyredıyorum denızde Bır ımbat sonu şarkısı soyluyor dalgalar Yanda buyuk dostum ida Arkeolog arkadaşlarımla kulağını çok çınlattık son gunler- de Kıyıdan kahkahalar Adrymıtton Çocuklar< Bır solukta ben de daldım denıze kulağımda doktorun uyarıları bır kulaç bır kulaç daha, ışte ören deyım 1 Ören de olmak bır dınlence koşesınde olmaktan ote bır şey elbet Ören dost trafığının de yoğunlaştığı bır koşe be- nımıçın Herhaldan her kuşaktan dostlarım var bu kıyılar- da Eskı başkentlıler 27 Mayısçılar CHP lıler, TlP'lıler, bılımadamları sanatçılar Telefonçalıyor merhabadıyor- lar durmadan merhaba Korfez Ana merhaba Adrymıtton Cocukları nın teyzesı merhaba merhaba Denızden çı- karken çocuktardan bın seslendı teyze oradan gelme yosun var Çok hoşlandım bu seslenışten once yosunlar- dan sozettık denıze ılk kez gırıyor ayağına dolaşan otlar- dan korkuyor Korkusunu yendım bıraz Gulerek uzaklaşn, arkadaşlarına katıldı Balya'dan gelen bır oğrencı grubu bızım koyda tatıl yapıyor bu yaz iskelenın yanındakı ortao- kulda kalıyorlar Ûtekı koylarda kıyılarda da başka kamp- lar var belkı Yıllarca once rahmetlı Abdullah Başturk ıle bırkonuşmamızı anımsıyorum Genel-lştesıslerındedogu ıllerınden gelen temızlık ışçılerını anlattı bana Ûnce de- nızden korkuyortar sonraçoksevıyor aynlmak ıstemıyor- lar Dınlerken gozlerım yaşardı Anadolu kocaman bır yarımada ama denızden guneşten kaç kışı yararlanıyor hâlâ> Derken torunlar dolanıyor eteğıme ilhamı Soysal'ın ve Bahrı Savcı nın torunları kuçuk Keremier Uçuncu kuşak boy verıyor şımdt' Sonraonlarıncocukları Durmadan yenı kuşaklar Hepsı bu denızde yuzecek kumda guneşlene- cek, bır kuşağın uç-beş kuşağın tekelınde değıl bu guzel- lıkler öyle sananlara anlatmak, çarpık polıtıkalann acı faturalarını yuzlerıne vurmak gerekır Sevındırıcı bır olay, ulkemızde bır çevre bılıncı oluşuyor artık Toplumda bellı bır duyarhk var doğamızı ve kultur varlıklarımızı korumak yolunda gırışımler atılımlar gıderek yoğunlaşıyor Işte Gokova Alıağa Pamukkale Işte "Pamukkale beyazlığını koruyacak dıyen Başbakan Demırel Yardımcısı Erdal inonu 1 Denızden çıkarken bır delıkanlı sordu oncekı gun - Korfez de mavı kalacak mı sonuna kadar'' Başta delıkanlı hepımız yanıtlayacağız bu soruyu Kor- fezın mavı kalması bıze bağlı Mavıyı soldurmak, denızı kırletmek ıstemıyorsak kanıtlamamız gerekır Kışıler ku- rumlar kuruluşlar partıler, hukumetler olarak Çevre kır- lenmesıne karşı duyarlı olmak kırleten davranışlara, polı- tıkalara tepkı gostermek, uyarmak gerekır Bu duyariılığı yeterı kadar gosteremedık şımdıye kadari Gelırken ofke ve uzuntuyle seyrettım yeşıl Bursa soluk tozlu dumanlı bırkentşımdı Şettalıbahçelerındebacalartutuyor Nılufer Çayı ndaatıksular Uludağ'ındasoluğutukenıyor'Bursah okurum pıyango bıletçısı Adem Gerçek'ın kulakları çınladı mı bılmem Onu çok andım Bursa yi geçerken Pekı izmıt Koıiezı nasıl kırlendı Bogaz ın mavı suları nasıl karardı ve guzel izmır neden pıs kokulu bır lıman ol- du? Adrymıtton Cocukları na buyuk gorev duşuyor sozun kısası Korfez o zaman mavı kalacak sonuna kadar Öğretmen dostum özguçlu uğradı bıraz once Çoktan emeklı ama oğretmenlığını koruyor Her zamankı gıbı umutla lyımserselamladıbenı DİSK ten, Başturk ten Ke- mal Nebıoğlu'ndan eskı TlP'lılerden koy enstıtulerınden soz ettı bır solukta Sonra gundemde yer alan bır tasarı- dan Korfezde bır kıyıda çevre tısesı kurma gırışımlerı var SHP lı yerel yonetıcıler de ıçten desteklıyor tasarıyı Kuş- kusuz desteklemelerı gerekır Yerel yonetıcıler çevreye ozen gösteren çabalarıyla onurlanır ancak özguçlu yu umutla dınledım ben de Tasarı ne zaman gerçekleşır bıl- mem ama Adrymıtton Cocukları kolları sıvamış bulunu- yor 1 Kolay gelsın eylemlerı kutlu ve mutlu olsun BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ B'ı radyo ya da telcvızyon reklamı •çm bestelenmış ya da uyarlanmış, ko- layca akılda kalabı- lecek kısa muzık Kuzu sesı 2/ Şarkı, turku Başkalanrun sırtından geçınen kımse. 3/ Guney Af- rıka Cumhurıyetı- nın para bırımı . Alınrruş bır şeyı gerı verme 4/ Nışanlı, sözlu 5/ Sağır ve dılsız Bır bağlac. 6/ Renklı cam parçalarıyla yapılan pencere suslemesı ya da resım Bır renk 7/ Kâfi gelmeyen İlaç. Dın- gıl 8/ Soz, lakırdı Avrupa Toplu luğu'nun ortak para bırımı 9/ Gu ve onleyıcı olarak kullanılan antısep- tık madde. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ucu demırlı ve uzun cırıt değneğı 2/ Ka- rakter Bıtlıs'm bır üçesı 3/ Çerkez- lerın ulusal destanı Bır nota 4/ Ağır ve her ıkı tarafı keskın kıbc. 5/ Sahıp Buyukluk, ululuk 6/ Dın ışlerını devlet ışlenne kanştırmayan Kalsıyumun sım- gesı 7/ Çocuğun eğıtım ve oğretımıvle ılgılı erkek bakıcı Sarp bolgede kurulmuş Kafkas dağ köylerıne venlen ad 8/ Ufak ye- şıl yaprakları yenılen bır kır bıtkısı 9/ Kurnaz, açıkgöz Sınır hucresının govde kısmından çıkan tek uzantı İLAN FATSA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No 1991/324 Davacı Sevınç Altuntaş vekılı Av Abdullah Çam tarafından davalı Fatsa ılçesı Kösebucağı köyü nufusuna kayıtlı ve halen Fatsa Sakar ya Mahallesı'nde oturduğu, oradan da Fransa'ya turıst olarak gıden SeUm oğlu Emıne'den olrna 21 9 1953 doğumlu 1SMAİL HAKK1 YAL- MAN ale>hme vasıyeun tenfıa davası nedenıyle, açılan davanın ya pılan yargılaması sırasında, davalı İsmaıl Hakkı YaJman göstenlen ad reslerde bulunamadığından, adresı de tespıt edılemedığınden ılanen tebhgat yapılmasına karaı venldığmden davalı 1SMAİL HAKKI YAL- MAN'ın 10 9 1992 günu saat 09 OO'da yukarıda numarası yazılı vası yetın tenfızı davasının Fatsa Aslıye Hukuk Mahkemesı'ndekı duruş masında hazır bulunması veya kendısını bır avukatla temsıl etttrme sı, gelmedığı takdırde HUMK'nın 213, i"1 ! maddelerı uyarınca yargı lama>a yokluğunda devam edıleceğı ve huku-n verıleceğı davetıye ve dava dılekçesı leblığıne kaım olmak uzere ılanen duyuıulur 18 6 1992
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear