29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3ltART1992SALI CUMHURÎYET SAYFA DIŞ HABERLER 11 CNnton ve marihuana m\A (New York) - ABD seçimlerinde bajkmlık yanşında George Bush'un ratib BillClinton, üniversite yıllannda biıkaç kez marihuana kullandıgını açıkkdı. CBS felevizyonu'na bir demeç veren Clinlon, Oxford'da öğrercilik yıllannda birkaç kez marihuana kullandığını, ancak hoşuna gıtmedığını söyledi. 'İngiltere'deyken, tnarihuanayı denetniştim, ama hiç hoşuına gitmedi. Daha sonra da bir daha kullanmadım" diyen Chnton, daha önce hiç uyuşturucu kullanıp kullanmadığı konusundakı bir soruya "hayır" yanıtını venrişti. Barzani Ankara'da • AA (Ankara) -1 rak Kürdistan Dcmokrat Partısi lideri Mesut Barzani, Nevruz kutlamalannda Güneydoğu'da meydana gelen olaylardan üzüntü duyduğunu belirterek "Sorunlar şiddetle çözülmez" dedi. Mesut Barzani, baa Avrupa ülkelerinde hükümet yetkılılenyle yaptığı görüşmelerden sonra Ankara'ya geldi. Barzani, Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorulannı yanıtlarken Güneydoğu'daki şiddet ola> lanndan duyduğu üzüntüyü dile getirerek sorunlann şiddetle değil, karşılıklı anlayış ve dostça ortamlarda çözülebilcccğini söyledi. Ortadoğu göröşmelepi • AA (Washington) - ABD'nin tsrail ve Arap devletlennı, Ortadoğu Banş Konferansı çerçevesinde gerçekleştirilen ikili görüşmelerin yeni aşaması için 27 nisanda Washington'a davet ettiği doğrulandı. Üst dûzey bir ABD yetkılisi, ABD Dışişleri Bakanı James Bakerın görüşmelere ilişjcin davetiyeleri geçen hafta İsrail, Urdün, Suriye, Lübnan ve işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinlilere gönderdiğini kaydetti. Rum kesiminde haşhaş • AA (Lefkoşa) - Rum polisinin, Hiopetri köyü sahilinde 22 kilo haşhaş ek geçirdiği ve olayla ilgili olarak "Husein" adîı Lübnan bandıralı geminin kaptanı Abdulrahman El Bitar'ı (31) tutukladığı bildirildi. Tutuklu kaptan polise verdiği ifadede, uyuşturucu maddenin bir balıkçı teknesiyle Güney Kıbns'a getirildiğini söyledi. Bonn ile varolan krize yumuşak bir çözüm bulmaya çalışan hükümet, ABD ile ortak girişimlerde bulunacak Ankara, Almanya'yakarşıdestek anyorSEMİH İDİz (Ankara) - Güneydoğu'daki gelişmeler üzerine Almanya ile patlak veren kriz devam ederken Türkiye konuya ilişkin çok yönlü girişimlerini sürdürüyor. Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Öz- dem Sanberk dün ABD Büyükelçisi Richard Barkley ile görüştü. Sanberk ile Barkley arasında yapılan bu Büyükelçi Sanberk'in yann vereceği bir görüşme sonrasında Ankara ile V/ashing- ""' *-- J - J - * T >-------'-•-<---:- -- ton'un konu ile ilgılı olarak önümüzdeki günlerde ortak girişımleri olacağını belir- ten Dışişleri yetkilileri, buna karşın şu anda aynnlıya girmediler. Büyükelçi Sanberk dün aynca Avrupa Topluluğu içinde "Troyka' diye bilinen ül- kelerin büy ükelçileri ile de bir araya geldi. Troyka. şu anda topluluğun şimdiki dö- nem başkanı Portekiz, bir önceki dönem başkanı Hollanda ve bir sonraki dönem başkanı Ingiltere'den oluşuyor. Troyka' nın böyle bir dönemde bu üç ülkeden oluş- ması ise Ankara açısından bir avantaj ola- rak görülüyor. öğle yemeğınde de AT büyükelçilerinin tü- müyle bir araya gelip kendilerine Güney- doğu'daki gelişmelerle ilgili aynntılı bilgi- ler vereceği belirtılıyor. Sanberk'in bu cerçevede 7 nisanda AT'den çıkabileceği bildirilen karan yumuşatmaya çalışacağı kaydediliyor. Aynı şekilde EFTA büyükeî- çilenyle de bir araya gelineceği ifade edili- yor. Türkiye'nin bu görüşmelerde savunaca- ğı temel tezi özetleyen yetkililer, şu görüşle- reyervcriyorlar: "Nevruz ile ilgili olarak beklenen geliş- meiere rağmen Güneydoğu genelindeki halkın, PKK'nın ayaklanma çağnlanna fazla itibar etmediği ortaya çıkü. Yerli ve yabancı basm ve yayın kuruluşlannın geniş biçimde sunduklan olaylar, aslında bölge- nin genel nüfusu çerçevesinde küçük çaplı sayılabilir. Bu da PKK için fıili bir darbey- di. Ancak Almanya'nın bu şekilde ortaya çıkması, PKK'nın yelkenine taze rüzgâr getirdi." Dışişleri yetkilileri, diplomasi açısından gereken girişimlerin yapılacağını belirtir- lerken bunlann yine de 'anlamJı' kılınabil- mesi için, hükümetin özellikle koalisyon protokolünde vaat ettiği insan haklan pa- ketinin hızla devreye sokulmasının önemi- ni de hissettiriyor. Geçen hafta Ankara'da bulunan Tür- kiye'nin Bonn Büyükelçisi OnurÖymen'in görevinin başına döndüğünü de hatırlatan yetkililer, "Büyükelçinin yapacağı hasar tespitinden sonra Almanya ile şu anda ü- kanmış bulunan komüniİcasyon kanallan- nı açmaya çalışacağız" diye konuştular. Öte yandan Almanya'nın AT ve AGIK'i de Türkiye aleyhinde seferber etmeye çalış- tığına işaret eden yetkililer, Türkiye'nin de bu konu ile ilgili olarak sadece Almanya'yı muhatap almak yerine diplomatik girişim- lerini çok yönlü olarak gerçekleşüreceğini kaydediyorlar. Bu önümüzdeki dönemde de yoğun bir şekilde sürdürülecek olan bu gjrişimlenn sadece Avrupa nezdinde değil, daha geniş bir ülkeler grubu nezdinde ger- çekleştirileceğini ifade ediyorlar. JUmuya'duMdNtiltr Bu arada Türkiye'nin Almanya'dan te- mel beklenüsi değişmiş değil. Almanya'nın "PKK'yı yasaklarsam yeraltına gider" şeklinde ifadesini bulan argümanını huku- ken yanlış bulan Ankara, Bonn'un PKK'yı "net ve anlaşılır biçimde kınamasını" isti- yor. Almanya'nın Kürtlere self-determinas- yon istemesinin aslında esas mesele oldu- ğunu ifade eden yetkililer, buna rağmen Almanya'nın Türkiye'yi parçalamak iste- diğine inanmadıklannı da belirtiyorlar. Bonn'un "'self-determinasyon" argümanı- nın altına Almanya'da yaşayan ve etkin bir lobi oluşturan Kürtlerden, Almanya'nın birleşmeden sonra süper güç olmaya so- yunmasına kadar uzanan geniş yelpazeyi kapsayan açıklamalar getiriyorlar. öte yandan bir ilginç yorum da Cum- hurbaşkanı Özal'ın Körfez knzd sırasında Almanya'yı 'güvenilmez müttefik' olarak ilan etmesiyle ilgili olarak getınliyor. Buna yoruma göre Özal'ın bu sözleri o anda bir- leşmenin kritik bir aşamasında olan Al- manya'yı dış dünyaya karşı zor durumda bırakmış ve özellikle Dışişleri Bakanı Genscher'in Türkiye'ye zaten var olan an- üpatisini arttırmış. Bonn'un önerisi, AT toplantısında görüşülecek Kınama olasdığı arttıSABETAY VAROL (Brüksel) - Almanya'nın, Güneydoğu'daki olaylar nedeniyle Türkiye'nin kınanması için AT ülkelerine götürdüğü ta- lep, yann Lizbon'da yapılacak dışişleri bakanlan müsteşarlan toplantısının gündemine alındı. Hindistan ile Pakistan arasında gerginlik yaratan Keşmir sonınu canlılığıaı konıyor. Hint yönetiminin, Keşmir ve çevresinde toplu >ürü>üş ve gösteri yapılmasını yasakiayan son karan kentte yaşayanlarca protesto edildi. Kcntin ana alanında toplanan yüzlerce Kesmirli, yönetimin karannı kınayan sioganlar attüar. Göstericilcr, Keşmir halkını Hindistan'dan ayrılma vanlılannca düzenlenecek ikinci sınırı delme girişimini desteklemeye çağrdılar. Anımsanacağı gibi Hindistan-Pakistan sınırını geçerek Pakis- tan'a girmeye yönelik ilk girişim, Hintli gmenlik güçlerince kanlı biçimde önknmişti. (Fotoğraf: AP) AT üyesi ülkelerin Türkiye'deki büyü- kelçilerinden beklenen raporlann bir bö- lumtt henüz ilgili başkentlere ulaşmadı. Alman hükümetinin. hafta sonu ve dün diğer ortaklar üzerinde ağırhğım hisset- tirmeye devam ettiği gözlendi. Alman önerisine en ciddi muhalefetin, çıkacak bildirinin Bask ve Kuzey İrlan- da'daki' terörizm sorunlannda emsal oluşturabileceği kaygısı yüzünden Ingil- tere ve Ispanya'dan geldiği ifade edildi. Topluluk çevrelerine yakın ve adının açık- lanmasını istemeyen bir kaynak, çar- şamba günü Lizbon'da uzlaşma sağlan- masının Londra ile Madrid'in bu sıkıntı- lanna cevap veren bir ara formül bulun- ması ile mümkün olacağını bildırdi. Avrupa P'arlamentosu eski Başkanı İs- panyol Sosyalist Enrique Baron Crespo, Almanya'nın AT nezdinde yaptığı Tür- kiye'yi kınama girişimininin muüaka so- nuçlandınlmasını isteyerek, "PKK terö- rizmine Avrupa Parlamentosu olarak başından beri karşı çıktık. Ancak bu ge- rekçeyle Türkiye'nin sivil halka baskı uy- gulaması mazur gösterilemez" diye ko- nustu. Öte yandan, Belçika'da hükümet koa- lısyonunun en büyük ort^ğı olan Flaman Hınsuyan Demokratlan bir açıklama yaparak, Belçika'nın Türkiye'ye yaplığı silah satışına son vermesini istedi. Hol- landa'nın ise Türkiye'yi kınamaya eskisi kadar karşı olmadığı vurgulandı. Geçen yılın sonunda yapılan Maast- richt doruğunda, AT ülkelerinin ortak dış politika saptaması öngörülmekle bir- likte, bu konuda birlik anlaşmasına geti- nlen yeni hükümler henüz yüriirlüğe gir- medi. Bu nedenle, topluluk, 'politik' Işbir- liği' adı verilen ve olanaklan son derece kısıtlı eski bir ortak dış politika mekaniz- masına göre hareket ediyor. Buna göre, uluslararası siyaseti ilgilendiren bir ko- nuda, ortak tutum belirlenmesi için tüm ülkelerin olumlu görüş btldirmesi gereki- yor. Geçen perşembe günü diğer AT baş- kentlerine başvuran Bonn, Türkiye'nin kınaması için 'politik işbirliğf sürecini harekete geçirmiş, ancak ilk anda bazı başka ülkelerin muhalefetiyle karşı- laşmıştı. Buna karşıhk, Türkiye'yle ilişkilerin- den ziyade kendi özel durumlannı dikka- te alan ve kınama bildirisinin emsal teşkil edeceğinden kaygılanan İngiltere ve Ispanya dırençlerini düne kadar sürdür- dü. Hatırlanacağı gibi, iç terörizmlerin- den dolayı Ispanya ve İngiltere, Yugos- lavya konusunda da Almanya ile karşı karşıya gelmişler, ancak Almanya so- ı'ıunda istediklenni bu ülkelere kabul et- tirmişti. Bakanlık müsteşarlanndan olu- şan siyasi komıtenin Lizbon'da çarşam- ba günü yapacağı toplantısında ko- nunun resmen gündeme alınması, Al- manya'nın ATden ortak kınama bildiri- sî çıkarma niyetinden vazgeçmediğini ortaya koydu. Ancak dönem başkanı Portekiz'in Ankara nezdindeki büyük el- çisinin dışiskrine giderek sözlü bir kınama mesajı vermesi veya hiçbir karar alınma- ması gibi olasılıklar geçerliliğini konıyor. Hitier rejimi benzetmesi Almanya'yı en zayıf noktasından vurdu Türkiye BM'ye de şikâyetedilecek DtLEK ZAPTÇIOĞLU (Berlin) • tktidardaki muhafazakâr Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) milletvekili Herbert Scharrenbroich, Tür- kiye'nin Birleşmiş Milletler'e (BM) şikâyet edilmesini istedi. Mu- halefetteki Sosyal Demokrat Parti (SDP) ise, "Türkiye'nin sivil Kürtlere karşı giriştiği operasyonlanrun" bu hafta meclisin özel bir oturumunda ele alınmasını istiyor. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın "Hit- kasım ayında "yardımı durdurma** kara- ler rejimi" benzetmesi, Almanya'yı İstanbul İçin Somut Bir Adım İstanbul Dergisi, İstanbul ve Istanbullu için Istanbul'un ve Istanbul'da yaşamanın güzelliğine sahip çıkmak ve bunu bilinçli bir tutum kıbnak için yayuılanıyor. İstanbul Dergisi bu ciddiyetin bilinciyle çıkıyor. Derginin Yazı Kurulu; Prof. Filiz Ali, Prof. Dr. Metin And, Doç. Dr. Tülay Artan, Prof. Dr. Afîfe Batur, Cengiz Bektaş, Prof. Dr. Mustafa Cezar, Prof. Dr. Kriton Curi, Prof. Dr. Sencer Divitçioğlu, Atilla Dorsay, Prof Dr. Semavi Eyice, Prof. Dr. Mehmet (îenç, Çelik Gülersoy, Prof. Dr. Halil înalcık, Prof. Dr. Haydar Kazgan, Prof Dr. Mübeccel Kıray, Orhan Koloğlu, Doç. Dr. Sema Köksal, Prof. Dr. Dogan Kuban, BMneiSayuun Yazarlan Adalet Agaoğiu Bılgı Attınok Metın And Celal Başlangıç Cengiz Bektaş Murat Belge Umur Coşkun Edhem Eldem Nazlı Eray Yurdagüt Erkoca Semavi Eyıce Alan Duben Çelık Gülersoy Serpıl Gündüz Cahıt Kayra Şükran Ketenc: Mübeccel Kıray Orhan Kologiu Sema Köksal Doğan Kuban Pınar Kür llber Ortaylı Femunde özbay Füsun özbılgen Levent Poyrazoglu Samıh Rıfat Latıfe Tekin Zafer Toprak Mete Tunçay Birinci Sayının Sanatçılan Latıf Demırcı Abıdın Dino Mengu Ertel Seiahattın Gız Ara Guler Ismaıl Gulgeç Tan Oral Semıh Poroy Turhan Selçuk en zayıf noktasından vurdu ve büyük tepki- lere yol açû. Başbakan Helmut Kohî'un partisi CDU'nun milletvekili Scharrenb- roich "Türkiye'nin Almanya'yı Nazi reji- mine benzetmesi, Kürtlerle ilgili yapılan en kötü tahminlerin haklı olduğunu gösteriyor" dedi. "Tank skandajı"nın gizli tutanaklan ortaya çıktıkça, Bonn'un Türkiye politi- kasındaki büyük çelişkiler de gözler önü- ne seriliyor. Tutanaklara göre, Alman Dı- şişleri Bakanlığı, bütçe komisyonunu n almadan önce uyardı ve "Türkiye'ye askeri yardımın askıya alınması Anka- ra'ya karşı çok yanlış bir sinyal verecek- tir" dedi. Dışişleri Bakanlığı Siyasi Işler MUdürü Dieter Chrobog'un da savunma bakanlı- ğına yolladığı mesajda "yardım durduru- lursa Türk-Alman ilişkileri bundan zarar görecektir" dediği ortaya çıkü. Bütçe ko- misyonu ise yardımı askıya alma karan- na gerekçe olarak "Kürt azınlığa yapılan baskılan" göstermişti. Alman Dışişleri Bakanlığı'nın beş ay içinde yüz seksen derece dönerek Tûr- kiye'de koşullar değişmediği, hatta iç banş aleyhinde sertleşüğı bir dönemde tam ters bir tavra gırmesi siyasi gözlemci- ler tarafından "kaba diplomasi örneği" olarak nitelendi. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın deme- ci köşe yazarlannın sütunlannda şiddetk kınanırken, "Hitier ve Nazi dönemi" benzetmeleri Almanya'da en üst siyasi düzeyden sokaktaki adama kadar büyük rahatsızlık yaratu. Dışişleri bakanı Hans-Dietrich Gensc- her'in Türkiye ziyaretini iptal ettiği yo- lundaki haberlerin yanlış olduğu, ba- kanlık müsteşan Jürgen Chroborg ta- rafından yinelendi. Chroborg, ziyaretin "Henüz bir tarih saçtanamadığîndan erte- lenmesi söz konusu değildir" şeklindeki açıklamanın basın organlannca yanlış değerlendınldiğini belirtti. Burhan Oğuz, Prof. Dr. Über Ortaylı, Dr. Nazan Ölçer, Prof. Dr. Ferhunde Özbay, Prof. Dr. Jale Parla, Prof. Dr. Metin Sözen, Prof. Dr. Mete Tapan, Doç. Dr. Mete Tunçay, Prof. Dr. Erol Tümertekin ve Prof. Dr. Stefanos Yerasimos'dan oluşuyor. Yayın Kurulu'nda ise; Doç. Dr. Murat Belge, Uğur Büke, Doç. Dr. Edhem Eldem, Cahit Kayra, Prof. Dr. Zafer Toprak, Hilmi Yavuz ve Yayın Yönetmeni olarak Zeynep Avcı yeralıyor. Derginin Yayın Koordinatörlüğünü Orhan Silier üstleniyor. îstanbul Dergisi'nin sahibi. Türkiye Tarih Kurumu adına Prof. Dr. Ühan Tekeli. Leninist Kürt devletirıi kinı istiyor? TARİH VAKFI Dr. Gûlru Necipoğlu, Dr. Nevra Necipoğlu, Bilgi için: 243 3127 - 264 66 90 İLK SAYI NİSANDA BAYİLERDE BRÜKSEL - İcışlen Bakanı Ismet Sez- gin, Baulı devletlerin Türkiye'yi bölmek ve zayıf düşürmek amaayla PKK'ya des- tek verdiklerini, bununla asıl hedefledik- leri şeyin Güneydoğu'da 'Marksist Leni- nist' bir devlet kurmak olduğunu Cum- huriyet'le yaptığı bir söyleşide dile getir- di... Bu konuşmasında 'Batılı devletler' ge- nellemesıyle yetinen Bakan, ülke adı açıklamadı. Ama daha sonra ortaya çıkü ki, Türkiye topraklan üzerinde 'Mark- sist Leninist Kürt devleü' kurmak isteyen ülkelerin başında, Almanya geliyormuş. 'Azınlık haklan' için AGIK'e başvuran Avusturya da son anda kendini ele verdi. Alman spyundan gelme bu iki ülke, as- len bir 'Hint Avrupa' kavmi olan Kürt- ler'in 'ırk temeline dayalı' milliyetçiliği- nin romanuzmine mi kendilerini kapürdılar? Yoksa Kohl ve Genscher, Alman asıllı Karl Marx ve Engels'in ku- rucusu olduklan Komünist Enternasyo- nal'in cocukluk hastalığına mı yaka- landılar? ABD hükümeti son günlerde Türkiye'- yi destekleyen bir tutum aldı. Ama yakın geçmişte, p da, 'mide bulandıran' bir dizi faaliyet göstermişti. Amerikalılann, bir- kaç hafta öncesine kadar, Marksist Leni- nist bir devlet kurma niyeti içinde olduk- lan, son kanlı olaylarla birlıkte gerçeği görüp akıllandıklan düşünülebiür ya da nihai hedeflerini gizlemek için Marksist Leninist devlete karşı çıkıyormuş gibi gö- rünmek istiyor olabilirler. En iyisi, CIA eski Başkanı George Bush'un, McCarhty Komisyonu'nda dosyası olup olmadığı- na bakmak. Kürt lobilerinin cirit attığı, 'Kürdistan Komiteleri'nin, 'Kürt Enstitüleri'nin pıt- BRÜKSEL SABETAY VAROL rak gibi bittiği Fransa, İngiltere, Isveç, Danimarka gibi dost ve müttefiklerimiz, son olayda nispeten sessiz duruyorlar. Ama Fransa'da yöresel seçimler yeni bitti, önümüzdeki günlerde Mitterrand'- ın Türkiye gezisi başlayacak. Aynca Fransızlar Türkiye'ye mal satmaya calışıyorlar. Avrupa'da son zamanlarda kol gezen 'nüfuz alanlannı paylaşma' sa- vaşımı, Paris'in, Marksist Leninist devlet kurma konusundaki dayanılmaz şehevi arzulannı bir süre için frenlemesine ne- den oluyor. Ancak her an, onun da nefsi- ne hâkim olamayıp 1848 ihtilal barikat- lanna .geri dönmesi beklenebilir. İngiltere'de ise Başbakan John Major tekrar seçılme derdinde. Gercekte İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Marksist Leninist Kürt militanlan tarafından, üpkı grav- yer peyniri gibi içinden kemirilip delik deşik edilmiş durumda. Hiç kuşkunuz ol- masın kı, ufak tefek seçimsel engeller ber- taraf edilir edilmez, onlar da öbür ülke- lerde Marksist Leninist devlet kuruluşu- nu teşvik etme ahşkanlıklanna hızla geri döneceklerdir. Her türden, casus Lau- rence kompleksine de yenik düşmeleri kimseyi şaşırtmamahdır. Kısacası, uzak yakın ne kadar dost sandığımız, komşu diye bağnmıza bastığunız ülke varsa, hepsi tek bir hedef- te birleşiyor: Güneydoğu'da Marksist Leninist Kürt devleü kurmak. Şaka bir yana, Saym Bakan'ın, Güney- doğu'daki olaylann temeünde yatan ne- denlerle ilgili bu analizini, denn bir samj- mıyetle yapüğına hiç kuşku yoktur. Çün- kü. ne yazik ki günümüzde bu sözlerin en ufak bir propaganda değeri kalmamış- ür... Ama asıl kötü clanı da budur. Bir başbakanın, bir içişleri bakanının, 'psikolojik harp' kapsamında, kendisini gerçekten de Marksist Leninist ilan eden PKK. gibi bir örgütü, yabancı ülkeler tarafından beslenip üzerimize salınan, salt dış kaynakh bir örgüt gibi tanıtmak istemesi çok kolay anlaşılır bir tavırdır. Nitekim, birçok başka ülkenin iç güven- likten sorumlu yetkilileri de benzer du- rumlarda benzer suçlamalar (Batıhlann Marksist Leninist devlet kurmak isteme- leri hariç) yapmaktan kaçınmamışlardır. O halde, kımine göre "örtülü', kimine göre 'açık' savaş halinde olduğunuz bir örgütün, bu arada genel olarak teroriz- min, gerçek mantıksal mekaniklerini ve ilişkilerini bizzat kendiniz kavramakta büyük güçlük çekiyorsunuz demektır. Düşmanın ilişkileri hakkında derin yanılgı içindesiniz. Duygusalhğınız akılalığınıza ağır basıyor, bu duygu- sallığınız yüzünden, aslında istemediği- niz yör.tem olan 'zor kullanma' dışında, bu savaşı akıla ve bilimsel yollardan ka- zanma şansınız azdır. Almanya, İngiltere, Fransa ve hatta ABD'nin Marksist Leninist devlet kur- ma girişimi içinde olduklan tarihte gö- rülmüş müdür? Lütfen tek bir başka ör- nek verin ve bu ülkelerin akıüannı peynir ekmekle yiyip yemediklerini söyleyin.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear