14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET 25 MART1992 ÇARŞAMBA 14 GORUŞLER BELKI MURATBELGE PanzerveMehter Tedavi Yöntemi K orkanm geçen haftanın olaylanyla, Kürt soru- nunda yenı bır donemece gırdık Bu yenı done- meçte, şımdıye kadar hıç değılse bazılanrruzın dı- lımızden duşürmedığımız, "banşçı ve demokra- tık çozûm" ıyıce solgun bır hayale donuştu Yenı hükümetın şansı yuksek gorunmuştû Bütun top- lumda ve Kürt halkı arasında bu yenılenmeden beklenüler vardı Demırel "ve fnönü'nun Doğu zıyaretlennde halkın coşkusu bu ıyımser beklentılenn gostergesıydı Ama hıçbır şey somutlaşmadı, hıçbır sozun arkası gelmedı Buna karşı- lık, baskı arttı ve "faılı meçhul" anayetler çoğaldı Hukumet vaatlennı savsaklar, Meclıs, Kürt konusunda soz soyleyen parlamenten yaka paça kursüden ındınrken, bu gelışmelere en doğru teşhısı herhalde PKK koyuyordu Sorunun demokratık platforma oturtulamayacağı tahrru- nıyle, bu örgüt, Nevruz ayaklanmasını planlamaya başladı Bu arada, çeşıtlı yayın organlanna, gorece ılımlı demeçler de venldı Ama orgute, ayaklanma ıçın haarlık emn gonde- nldı Daha öncekı yaalanmda, 12 Eylül sonrası polıtıkalann, halkı PKK'ya nasıl ıttığıne sık sık değınmıştım Bu nedenle, Demırerın "halka şefkat, PKK'ya bastırma" sloganını fulı düzeyde gercekleştırmenın ne kadar zor olduğunu da söyle- mıştım Nevruz'da olay çıkan her yerde bu bellı oldu Gene Kısa vadede, bir başka alternatifvardı: Göstericiler bazı taşkınlıklar yapsa da güvenlik güçleri hazır bulunabilir ve müdahale etmeyebilirdi. öncekı bır yazımda, Kürtlenn hedeflen ve yontem- len arasında beiırsızhkler olduğunu söylerken, "demokra- tık", "dıplomatık" ve "asken" yöntemlen saymıştım Şımdı görulüyor kı PKK, asken yontemden bazı dıplomatık sonuçlar alma yolunu seçmıştır Başka bır söy- leyışle, bolgede halk ve guvenlık guçlen çatışır ve çok sayıda ınsan hayatını kaybederse, uluslararası müdahale ıhtımalı artar, boylece oluşacak dıplomatık platformda PKK'nın, Turkıye'dekı Kurt halkının temsılcısı ya da temsılcılennden bın olarak tanınma şansı da yukselır Her yerde değıl, ama behrlı noktalarda, guvenlık guçlen- nın olaya cevap verme uslubu, bu stratejının gerçekleşme şansı kazanmasına katkıda bulundu Aralannda çocuklar, kadınlar, yaşlılar bulunan 50-60 ınsanın olümü, demokra- tık hukumetienn taşıması pek kolay olmayan bır yuktur Şımdıye kadar oluşan genlım, bu sayının yükselmesı sonu- cunu da getırebılır Butün bu gelışmeler, Turkıye'de olduğu gıbı dunya kamuoyunda da sorunun bu ulkenın ıkı halkı arasında dostca çözulebıleceğı umudunu ve beklentısını aşındıracaktır " Pekı, devlet ne yapsaydı" dıye sorulacaktır Bunun ceva- bı hıç kolay değıl, çunku şımdıye kadar yapılmış olanlar, bugün boyle bır durumda yapılabılecek şeylen adamakıllı guçleştırdı Gene de kısa vadede, bır başka alternatif vardı Gostencıler bazı taşkınlıklar yapsa da guvenhk guçlen ha- zır bulunabilir ve müdahale etmeyebilirdi Bundan, hıç kımse, "devletın guçsuz olduğu ya dakorktuğu" sonucunu çıkaramazdı Karşılıklı guç dengesı ortada Sanatın evrensel bır etkısı var Bır şıır dızesı, bır melodı, bır fılmde bır ımge, butun dunyada ınsanlann hayal gucune nakşoluvor Coppola'nm Apocalypse NOH filmınde, Vıet- nam'da Amenkahlar, gumbur gumbur bır Wagner muzığı eşlığınde hehkopterlere bmıp sefere çıkıyorlardı Helıkop- terde Wagner'e, panzerle mehter şeklınde naare yapanlar, bunu bıldıklen ıçın mı, yoksa bılmedıklen ıçın mı bu hoşjes- te gerek duydular 9 60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET 1932:Yunanistan'da vaziyet Dun Atına'dan gelen yenı haberlere nazaran, kabıne ıstıfasını henüz vermemıştır Malı komıtenın Yunan taleplen hakkında verdığı karar, Yunan hükümetıne resmen teblığedılmıştır Kabıne elyevm bu karann metnını tetkık etmektedır M Venızelos'un, karan, evvelce bıldınlen şekılden daha musaıt bulduğu soylenmektedır Kabmenın ıstıfası hakkındakı karar bu metnın tetkıkı hıtam bulduktan sonra venlecekür Maamafıh M Venızelos'un bır temerkuz kabınesı teşkılı hakkındakı fiknnde ısrar etmekte olduğu da bıldınlmektedır Bugün Reısıcumhur M Zaımıs'ın nezdınde bütun sıyası fırkalann ışürakıle vuku bulacak muzakerede Başvekıhn fıknnı ızah edeceğı ve aynı zamanda malı komıte tarafından venlen karar metnmın de bır suretıru firka reıslenne tevdı ederek mutalaalannı ıstıyeceğı anlaşılmaktadır Her ctns uvuüar vc vumuruhn Guvercınlcr Ccrırun kın»ryjl«n Fcn nf kuroHcr, >cmlcr Uunbul \nktn caddcd Vı tı/ı (Vılivct lnmltndc HATTAT MUSTAFA RAKIM 1826'PA SUGUN, UAJLU /CIM 63 YAŞtNDA ÖLMÜŞTU. ÜAJYE 'OE DO6AN MÜSTAFA KAK/M, *4TT#r OiAN A6A8EYfS(N- PEA/ 0E&S AL/U&1*:, REStM AHA LARtMOA YOĞUA/ MfŞTT. BU Ç Ç SONPA tSE, IT AAAHMC/r'UM KO&UMASfAL- TfA/PA gaLUNAftlfnj. OZECUKLE "CEL? " İ St/MPA &ES/M StLGfSMIA/ ÇOK OlMÜŞTU. YAPirtAB/ iÇtH&E, A/U£GET7y£ CAMtf V- METROPOL ATİLLADORSAY Her Şeyî Bilen Adamlar Olkesi B ırbın ardına açılan acılı-bıalı TV kanallanmızda gerçek an- lamda kulture. sanata dönuk kaç tane program var 9 Hıç yok desenız, herhalde yanılmış olmazsmız Bu yenı kanallar, Türkıye'dekı hangı aydın, yazar-çızer, kultür adamı, sanatçı potansıyelını seferber edıyor, nasıl bır kulturel heyecan havası getınypr, ulke- rruzın ve çağımızın kultür yaşamına nasıl katkılarda bulunmaya hazırlaru- yor, turünden sorulan ıse hıç sorma- manız yeğlenır Çünku bu turden çaba- lar, kaygılar ve tavırlar ortalarda hıç mı hıç gözükmuyor Yenı açılan kanallar, aslında daha once var olan kanallann ve onlardan da once var olan yazılı ıletışım araç- lanmızın temel kultür (veya kultursüz- lük) pohtıkasınoan farkh bır şey yapmı- yorlar Onlar da temelde eğıtılmemış, kulturel gereksmmelen pek oluşmamış bır toplumun olabıldığınce genış bır ke- sımını "tavlamak" ıçın programlannı sayısız pembe veya mor dızılerle, bırbın ardına dızılen filmlerle, havanda su dö- vülen "talk-show"laria, hıçbır şey oğret- meden, topluma ve kışıye hıçbır şey ver- meden yapılan laklakıyatı "soyleşı" dıye yutturan bır anlayışın ürünlenyle doldurup duruyorlar Boyle bır prog- ramcılık anlayışında, gerçek sanatçı, gerçek kültur adamı, gerçek aydın ne yapsın kı 9 Sorun, zaten daha da genış bıçımde, gunumuz Turkıyesı'nde aydının, kendı- sını bılgı ve kulturle donatmı$ kışının gıtgıde dışlanmasından, kuçumsenme- smden, unutulmasından kaynaklanı- yor Bır dığer deyışle, toplum kendısıne etkı yapan ceşıtlı mekanızmalar aracılığıyla, gıtgıde aydını onemseme- meye, gıderek dışlamaya çağnhyor Her alanda gerçekten bılen, uzman- laşmış, kendısını o alanın gereklı her turlü bılgısıyle donatmaya çabalamış kı- şıler yenne, her alanda bırazcık bılgı sa- hıbı olduğunu sanan her konuda lafet- mekten veya kalem oynatmaktan kaçan- mayan, her salataya ma>danoz kışıler one çıkıyor Ve bunlar gerçek uzman, gerçek bılgı sahıbı, gerçek aydın dıye karşılanıyor Bu gerçek aydın duşmanlığı, bu her alanda "vasatıstan cumhunyetı" mantığı nereden kaynaklanıyor 9 Kemal Tahır veya Atılla Ilhan'da da neredeyse "aydın duşmanlığı" denebıle- cek yoğun bır aydın eleştınsı, Turk aydınının tanhsel mısyonundakı yanlışlık ve aksaklıklar uzenne sureklı bır eleştın çabası vardı Bilgi çağına, uzmanlaşma çağınagirerken toplumumuzun, a ydını dışlayıp yüzeysel bilgilerle donanmış yapay aydınlara böylesine rağbet etmesi, doğnKu şaşırtıcı bir şey. Ama onlar bır tur 'şeytanm avukat- lığı"nı yapıyor, gerçek anlamda aydını ve aydın olmayı savunmak ve yücelt- mek ıçın yanlış, yapay ve haksız "aydınlığı" eleştınyorlardı -Bugunku gorünum ıse gerçek anlamda bır aydın, bır bılgı, bır uzmanlaşma düş- manlığıdır örneğın basınımızın artık en çok okunan, en gozde kalemlen koşe yazarlan değıl, her gun bıkıp usanma- dan açtıklan "yer"lennde daldan dala atlayarak her konuya değınen, her alan- da fetva veren kışılerdır Onlar trafikten sağlığa, ekonomıden sanata her alanda sankı uzmandırlar tstanbul'a gokdelen mı lazım, gece- kondu mvP KİTler kaunalı mı, kalk- malı mı 9 Hangı oyuna veya fılme gıtme- lı, hangı kıtabı okumalı, hangı kıtabı okumamalı, hangı lokantada yemelı 9 Tum bu sorulann yanıtı onlardadır Her gun farkh bır konuya değındıklen ıçın eleştınlen köşe yazarlannın yennı, şımdı her gun bır değıl, bırçok konuya değı- nen bu kalemler almıştır Ama o köşe yazarlan hıç olmazsa değındıklen ko- nuyu enıne-boyaına ınceler, sureklı okur, dünyayı ızlerlerdı Bunlar ıse her şeye şöyle bır dokunup geçıyorlarmış Negam 9 Aydından, uzmandan, bılgı ve dü- şünoeden bu kaçış eğılımı, kımı en ünlu düşunce gazetelenmızı bıle etkılemış ve bunlann yıllar yılı kamuoyunu oluştur- muş duşunce yazılanna aynlan ozel say- falan, hallaç pamuğu gıbı dağıtılmışür Bılgı çagına, uzmanlaşma çağına, her alanda gerçek bınkımın önem ka- zandığı bır yenı çağa gırerken toplumu- muzun aydıru dışlayıp yüzeysel bilgilerle donanmış, yan-aydın bıle denemeyecek bu yapay-aydınlara boylesıne rağbet et- mes:, onlan gazetelerden TV kanallan- na her yerde toplumun onüne çıkar- ması, doğrusu şaşırtıa bır şey Bu olumsuz genel gıdışe karşın, kımı olumlu şeyler de var örneğın -bütçesı reddedılrnış olsa da- kultür alanımızda gerçekten de çok olumlu şeyler yapabı- leceğme mandığım bır Kultür Bakanı, çevresıne Mehmet Altan, Hasan Bulent Kahraman, Vecdı Sayar, tsmet Demı- roğlu, îbrahım Karamehmet gıbı her bın kendı alanında uzman genç ınsan- lan topluyor, Prof Emre Kongar gıbı bır değerlı adı müsteşar yapıyor, Prof Oğuz Onaran, Prof Samı Şekeroğlu gıbı adlan ünıversıtelennden ızın alarak ek gorevle danışman atıyor, Telıf Hak- lan Genel Müdurlüğü'ne Necmettın Karaerkek'ı, sınemanın bağlı olduğu müsteşar yardımahğına ıse Gülşen Ka- rakadıoğlu'nu atıyor Bu bakanlıkta geçmış yıllarda ve dönemlerde uzman, danışman dıye tutulan çoğu toplumca meçhul kışıler ve adlar duşunulduğun- de, bu tavır onemlıdır Hele gerçek bır aydın kıyımı ve erozyonu yaşadığımız şu gunlerde SEMtHBALCIOĞLU Deprem Bir Kader Değildir Prof. Dr. ALİ KEÇELİ Akdeniz Ünv. Isparta Mühendislik Fak. Jeofizik Müh. Bl Bşk. Y uk yıkılınca yol gösteren çok olur denır Ama aşağıdakı hu- suslar bu kabılden değildir Son gunlerdekı afetlerde goru- len can ve mal kaybının yuksek ol- masının sorumluluğunun buyuk bır kıs- mını eğıtım ve öğretımdekı noksanlıkta bulmaktayız Bu bakımdan, konunun teknık nedenlennı açıklamayı bır görev kabul edıyoruz Çünkü, bır muhendıslık yapısı projelendınlırken zemımn depre- me karşı davranışı dıkkate abnarak na- sıl projelendınhr ve hazırlanmış bır pro- je yetkılılerce nasıl kontrol edılır veya nasıl kontrol edılmesı gerekır, aynca, bu konularda ülkemızde yeterh teknık ele- man yetıştınhyor mu, bu hususlann ıyı bılınmesı gerekmektedır Temmuz 1975 tanhınde Imar ve İs- kan Bakanlığı Deprem Araştırma Ens- tıtusü Başkanlığı'nca yayımlanan "Afet Bolgelennde Yapılacak Yapılar Hak- kında Yönetmelık" ıncelendığmde, dep- reme dayanıklı yapılar ıçın hesap ılkelen bölümunde yapı ıçıne ve zemıne aıt pa- rametreler olmak uzere ıkı ayn ılkenın bulunduğu gorulur Yapı ıçı, yanı yapı malzemelennın seçımı ve kullanım tek- nıklen ıle ılgıh olanlar "deprem muhen- dıslığı", zemın ıle yanı zemının depreme karşı ıvmesı, zemın hakım tıtreşım pen- yodu, taban kaya dennlığı. enıne dalga hıa vb parametrelerle ılgılı olanlar "mu- hendıslık sısmolojısı" bılım alanlannın konulannı teşkıl etmektedır Bır deprem bolgesınde bır yapı yapılırken bu ıkı ayn ılkeden hıçbınnın ıhmal edılmemesı ge- rekır Deprem muhendıslığı, ınşaat muhen- dıslığının uğraşı alanına, muhendıslık sısmolojısı (sısmolojı Deprem bılımı) ısejeofızık muhendıslığının uğraşı alanı- na gırmektedır Bu ıkı bıhm alanının pa- rametrelen projelerde usulune gore kul- lanıldığında deprem hasan ıle karşılaşıl- mamaktadır örneğın zemının ve yapının hakım tıtreşım penyotlan aynı olursa (resonance), yapı hasar gormek- tedır Erzıncan'da olduğu gıbı zemının ger- çek parametre değerlen dıkkate alınma- dan rastgele projelendınlmış yapılarda gevşek zemın uzenndekı çok katlılar da- ha kolay rezonansa gırdıklennden, da- ha çok hasar gormüşlerdır Onun ıçın zemın penyodundan daha küçük ola- cak şekılde yapı penyodunun projelen- dınlmesı gerekmektedır ABD'de ve Japonya'da deprem kuşaklarındaki yüz küsur kath yapılarda, aynı şiddetteki bir depremde, hasar göriilmemekte ve can kaybı olmamaktadır. Bu sebeple, deprem afeti bir kader değildir. Tartışma konusu olan SSK Hasta- nesı'ne aıt bır dığer örnek ıse çok katlı ve az katlı ıkı yapı bıtışık ve bu ıkı yapının penyotlan farklı olması halınde ıkı ya- pının çarpışması sonucu oncehkle az katlı olanı hasar gormektedır Bu ne- denlerle yukanda adı geçen ıkı muhen- dıslığın koordmasyonu zorunludur Ulkemızın >-uzde doksanı deprem bolgesı, yanı bır afet bolgesı olduğu hal- de, muhendıslık sısmolojısı konulan lı- sans düzeyındekı çoğu muhendıslık eğı- tımlennde mustakıl ders olarak okutul- mamaktadır Bazı derslerde bazı oğre- tım uyelen belkı bıraz konuya değın- mektedır Yuksekhsans sevıyesınde ıse ınşaat ve jeofizık muhendıslenne seçım- lık ders şeklınde teonk olarak okutul- maktadır Pratıkte, ınşaat muhendısı, yonetme- lıktekı zemın ıle ılgılı parametre değerle- nnı yapacağı muhendıslık projesı ıçın çoğunlukla tahmını olarak kullanmak- tadır Halbukı çoğu kez, zemın o kadar heterojen ve karmaşıktır kı bıtışık ıkı ya- pının zemınının muhendıslık özellığı bırbınnden çok farkh olabılmektedır Ve hatta bır yapınm kendı zemını ıçen- sınde bıle oneırîh farklıhklar bulunabıl- mektedır Zemın parametrelen her bır zemın özeilığı ıçın sabıttır, zemın ıyıleştırmesı yapılmadan değıştınlemez Bu bakım- dan, herhangı bır hasar olmaması ıçın ınşaat yapılacak bır zemının gerçek pa- rametre değerlennın öncelıkJe mutla- ka ölçülerek saptanması ve bılahara yapı projesının parametrelennın teknı- ğıne göre saptanarak projelendınlmesı gerekmektedır Sözü edılen yonetmelıkte zemın para- metrelennı doğnıdan olçerek saptama zorunluluğu olmaması nedenıyle yönet- melık noksandır ve uygulamalar bu se- beple hatalı olmaktadır Bu noksanlık yonetmehkte tamamlansa bıle uygula- mada ve kontrol mevkılenndekı ılgılı mühendıslenn yonetmenlığın gereğını yenne getırecek şekılde yetıştınlmesı ve yenı bır ıstıhdam duzenlemesının yapıl- ması gerekmektedır Şuphesız kı depremler bır afettır, an- cak bır musıbet değildir Ülkemızdekı son afetler, günumuz teknolojısını yete- nnce kullanmadığımızı somut fakat aa delıllerle gostenrken, ABD'de ve Japon- ya'da deprem kuşaklanndakı yuz kusur kath yapılarda, aynı şiddetteki bır dep- remde, hasar goruimemekte ve can kay- bı olmamaktadır Bu sebeple, deprem afetı bır kader değildir POLİTİKA JLVEÖTESİ MEHMED KEMAL Ormanlarımız Gibi Hazin... •^2 -j- nlu bır yazanmız, Bursa ovasına baktıkça şöyle • I demekten kendını alamıyordu "Bursa ovasını, • J ormanlanmız gıbı hazın bır masal olarak hatırh- ^^0/ yoruz " Uludağ'dan Bursa ovasına bakıldığında bır yeşıl cennetı ıle karşılaşırsınız Şımdı baktığınızda artık bır ova yoktur Ekılı alanlar, şeftalı bahçelen ve dut ağaçlan yıtmışür Nılufer Çayı kunımuştur Aacık akan varsa, şım- dı zehır kusuyordur Fabnka artıklan tek canh bırak- mamıştır Bursa'run başına konan yeşıl artık yoktur Doğanın verdıklennı boyle hoyratça kopanp atmak ıçın fabnkacüar ozel bır eğıtım mı gormüşlerdır 9 Doğayı yık- jnak ıçın de özel bır eğıtım var sanıyorum Gazetede gör- dum, ekıme açık topraklann üstune beton yığmak ıçın koo- peratıfçılık adındakı bela gücünu gostermeye başlamıştır. Devlet, bır yemyeşıl ovayı yozlaştınrken varlığını göste- nyor Yeşıl, Bursa ovasmı korumak ıçın bır süs bıle değıl' Bundan kaç yıl on- ceydı, Bursa'ya bır tele- vızyon roportajı yap- mak ıçın gıtmıştık , w , • , Ağaçlan kesmek, yeşıiı bagrışırken ormanlan da söküpgötürdüler. Ormanları gözleyen, askersıkısıimiş... Beykoz kıyılanna demokrasi girsin diye ğ k l d yok etmekle yetınme- mışlerdı, toprağa da düşmandılar Yanlış okumadınız, toprağa da kıymışlardı Tuğla ocaklan kurmuşlar. toprağı da alıp götüruyorlardı' "Tann'nın toprağı " dememe de kalmamış, yanımdakı yetkılı, "Bunlar her şeye kıyarlar "demıştı "Bunlar" dedı- ğı, 'devlet'ı elıne geçırmış olanlardı, başkalan değıl Çevre Kültur Değerlennı Koruma Vakfi'ndan yana olanlar Beykoz'da fıdan dıkıyorlardı Fabnkacının atık ve artıklannın dökulduğu yerlere şımdı fidanlar dıkılıyordu Sanayıci, büyük ışadamımız şımdı doğayı koruyordu Şu sözlen sevınerek okudum " Ormanlanmız o hale gelmıştır kı devam eden toprak erozyonu dolayısıyla her yıl Kıbns büyük- lüğunde toprak denız akmaktadır Fınlandıya'da devletın ıznı olmadan kımse bahçesındekı ağaçlan dahı kesemıyor " Sultan Abdülhamıt ızın vermese Halıç bugunku hale gel- mezdı Padışah, fabnka kurulmasına ızın verdı, Hahç de bugunku halıne geldı Cumhunyet'ten sonra Halıç kıyılan- nı fabnkalarla dolduranlar kımlerdı 9 Her şehırcılık uzmanı bılır, bır yere fabnka kurdunuz mu, ardından gecekondu, nüfus çoğalması, çevre kırlenmesı gehr Bedrettın Dalan Halıç'ın temızlenmesıne ne çabalar harcadı, kımlerle karşı- laştı' Dalan gıttıkten sonra da Halıç hangı kılıklara bürun- du 9 Beykoz tepelen yenıden ağaçlandınlmak ıstenıyor Bu te- pelen askerler koruyordu Sıvılı de sokmuyorlardı Beykoz kıyılanna demokrasi gırsın dıye bağnşırken ormanlan da sokup götürduler Ormanlan gozleyen, asker sıkısı ımış . Yenıden ağaçlandırmak ıstıyorlar, bakalım guçlen yetecek mı 9 Şaır şoyle der Ormanlar, bızım onnanlanmız Koklennde baltamızın yarası OKURLARDAN Montreux Sözleşmesi'ran değiştirilmesi Boğazlarda vuku bulan sık ve lehlıkelı kazalar Montreux Sozleşmesı'ndekı gemılenn boğazlardan gecerken klavuz kaptan alma mecbunyeunın olmamasına daır madde sebebı> le Turk kamuoyunundıkkatını Montreux Sozleşmesı nın değıştınlmesı konusuna cektı Bu konuda değerlı fikır adamlan fıkırlennı Cumhunyet'te belıntıler Montreu\ Sozleşmesı'nın değıştınlmesı bazı bazı Amenka Bırleşık Devletlen denızcılık donanmave fikır çevrelennce de ona> a atılmaktadır Bız bu konuda Tanh Kurumu'nun Belleten dergısının son sayısında Ingılızce "ABD'nın Turk Boğazlanna Karşı Sıyasetlen* başlıklı uzun bır makale vayımlamış bulunuyorıız ABD Kıev-1 adlı Sovyet savaş gemısının Turk boğazlanndan 18 Temmuz 1976'da gecmesınden ben zaman eaman uçak gemılennın Montreux Sozleşmesı ıcabı boğazlardan gecemeveceğı tıraanı Turk hukumetıne bıldırmektedır Sovyetler Kıev-l'ı deruzaltıavası kruvazör olarak bıldırmışlerdı Ensonda2 Arahk 199 l'de Sovyetler Bırhğı'nmen buyuk uçak gemısı Kuznetsov boğazlardan geçerek Kuze> Denızı neçıktı Sovyet goruşu uçak gemılennın boğazlardan geçışının Montreux Sözleşmesrnde yasaklanmadığı şeklındedır Bu konuda Serkov adlı Rus \azan şunlan yazmıştır "Montreux Sozleşmesı nın dıkkatlı ıncelenmesı, Karadenız'de kıyısı olan devletlenn bütun savaş gemılennın boğazlardan geçebıleceklennı, bu geçışın sozleşmenın lafzına ve ruhuna aykın olmayacağını gostenr" (Serkov, Legal Regulatıons for the Black Sea Straıts, Moskoı Sbornıkınopı, 7 July 1976) Turk goruşu Montreux Sozleşmesı*nın hıçbır yennde uçak gemılennın trapsıt geçışını yasaklavan açık bır hukum>oktur şeklındedır Nılekım ABD de vefat eden buv ukelçımız rahmetlı Munır Ertegun uncena/esı de o zamanlar bır saygı esen olarak uzennde Japonlarla teshm antlaşması ımzalanan Mıssun uçak gemısı ıle ABD hukumeü tarafından İstansul'a geünlmışü Ben Montreux Sozleşmesı nın bugun ıçın deâştınlmesınden yana değılım Montreux Sozleşmesı, akdedıldığınde Turk boğazlannın kontrol yetkısını vesılahlandınlma hakkını Turk hukumetıne vermıştı Budeneümaynı zamanda sozleşmeyı uygulama ve gunden güne yorumu hakkını da Türk hukumetıne vemıışür Montreux Sozleşmesrnın taraflan Turkıye ve Sovyetler den başka Bulganstan, Fransa, tngıltere. Yunanıstan Japonya, Romanya ve Yugoslavya'dır Bıldığımız kadanyla bunlardan hıçbın valnız ve kolektıf olarak Montreux nun değışünlmesını talep etmemıştır Ikına Dunya Savaşı sonunda Stabn m bu sozleşme> 1 değışunneye teşebbusu o zamankı Turk hükumeunın kararh reddı karşısında başansızlığa uğramıştır Bu sozleşmenın değıştınlmesının Türkıye'nın lehınde olacağı ılen surülemez SSCB'nın yıkılmasıyla Karadenız'de >ennı alan Bağımsız Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Gürcıstan, bugun Karadenız kıyısındakı devletlenn lehınde olan boğazlar rejımının değıştınlmesının haklı olarak karşısında olacaklardır NıtekımRus Federasyonu'nu ayaret eden Sayın Dışışlen Bakanı HıkmetÇeUn "Rus yetkılılerle Montreux Sozleşmesrnın hıç değışmeden devam etmesi konusunda tam bır gorüş bırlığı ıçındeyız" demıştır Montreux Sozleşmesı gıbı dıplomatık bclgeler tanhın akışı ıçınde \ orumlanmamalıdırlar Polıtık gerçekler ve teknolojının gelışmelen en ıyı Montreux Sozleşmesı'nın bugunku şeklı ıle koaınmaktadır Prof.Dr. VILMAZ ALTUĞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear