Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
-MHMHT1992ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 19
>»"--_\ Samba
gösterisi
Dünya şampiyonu
otomobilyanşçısı
AşrtonSenna
aynı zamanda
eğlcnceye
düşkünlüğüylede
tanınıvor.
Brezılya'nın
dünyaca ünlüRio
Karnavalı
sırasındada
karşısınaçıkan
bütün genç
kızlarla
sokaklarda
sabahakadar
samba vaptı.
(Fotoğraf: AP)
Domuz evde bakılır mı
ABD'nin Kuzey Dakota
eyaletindekı Mınot kentı
hayvancılığıyla bilinıyor. Minot'ta
y aşa> an VValsh ailesi de hayv an.
özellıkle domuz bcsliyor. Âncak
Vietnam cınsi domuzlan Frankie
diğerdomuzlarakıyasladaha
fazla bü> üv üp gelışınce Walsh
aılesı neyapacağını şaşırdı. Şimdi
62 kiloluk Frankie VValsh ailesının
e\ ınde. salonun baş köşesinde bir
kanapede keyif çatıyor, ona
bebeklergibi bakılıyor. (Fotoğraf:
AP)
Sigara
içmeyenler de
zehirleniyor
CUMHURİYET (AntaJya) -
Sigara içmeyen, fakat sigara
içilen ortamda uzun süre du-
man soluvan kişilerin (pasif
içiciler) solunumlan orta de-
recede sigara içen bır kişininki
kadar bozuluyor.
Yapılan araştırmalarda, gü-
nümüzde kapalı ortamlarda
havayı kirleten en önemli et-
kenin sigara dumanı olduğu
saptandı. Araştırmacılar or-
tamdaki sigara dumanında 4
bin kadar parçacık halinde
madde türü ve 500'den fazla
gaz türü bulunduğunu belirte-
rek "Sigara içmediği halde
dumanlı havayı soluyanlann
kanlanndaki karbonmonok-
sit. nikotin ve zehirli mad-
delerin miktarı artar." diyorlar.
• f%İWt
Fillerin korunmasj içingösteri
Doğal hayatın korunması, aynca da
nesilleri tükenmckte olan vahşi
hay\ anların katliamına son verilmesini
sav unan bırgrupmılitan Nevv York'taki
BM merkezi önündcgösterileryaptılar.
Mılılanlar. fil ve ABD Başkanı Bush
kılığında gösteri yaparlarken yakında
toplanacak Lluslararası Nesilleri
Tükenen Hayvanların Ticaretine Son
Verilmesı Kongresi'nde ABD
dekgelerinin Afrikafillerininnesilleri
tükenmckte olan hayvanlarlistesinde
kulmaları için oy vermeleri çağnsmda
bulundular. (Fotoğraf: AP)
OLAYLAREV
AJÜDESDAKI TSE ve MPM basmı ödüllendirdi
GERÇEK
• ( Baftara/i 1. Sayfada)
Yunus Nadi, gazeteyi şöyle ta-
nımlıyordu: "Gazete sayfalan
her giin binlerce insanın beraber
. toplamp, beraber düşündükleri,
konuştukları, toplantı meydan-
larıdır."
Yunus Nadi ödülleri de 46
yıldan beri sanat ve kültür dün-
yamızın öncii "toplantı
meydanlarından" biri olmuştur.
Toplumumuzun her kesiminde
ileriyi gören, gelişmeye umut
bağlayan herkes bu "toplantı
meydanlarının" korunmasına,
güçlenmesine, çoğalmasına des-
tek olmahdır.
"Yaşasın sanat!.. Yaşasın dü-
şunce!" diyenlerin çoğaldığı ve
seslerini duyurduğu bir toplum-
dan umut kesmeye kimsenin
hakkı yoktur. * • •
Haber Merkezi - Milli Prodük-
tıvıte Merkezi (MPM) "Verim-
liliğe Katkı Ödülü"ne Cumhu-
nyet, Dünya, Milliyet, Hürri-
yet, Tercüman ve MESS gazete
leri değer görülürken. Türk
Standartlan Enstitüsü (TSE),
""Başanlı Gazeteciler Ödülü"-
nü. aralannda Ekonomi Servisi
Şefımiz Meral Tamer'in de bu-
lunduğu 16 gazeteci ve kuruluş
paylaştı.
MPM'den yapılan açıklama-
>a göre 1991 yıhnda yayımla-
dıklan haber, makale, araştır-
ma, program ve yayın etkinlik-
lenyle toplumda verimlilik
kültüriinün oluşmasma ve ge-
lışmesine katkıda bulunan ba-
sın ve yayın kuruluşlan ile bu
kuruluşlarda çalışanlar için
oluşturulan "Verimliliğe Katkı
Ödüllen" 18 basın yayın kuru-
luşu ile 17 çalışana 17 nisan tari-
hinde düzenlenecek bir törenle
verilecek. Ödüle değer görülen
basın ve yayın kuruluşlan ile
çalışanlan söyle:
Kitlesel basın kuruluşlan:
Dünya Gazetesi, Milliyet Ga-
zetesi, Hürriyet Gazetesi, Cum-
huriyet Gazetesi, Tercüman
Gazetesi, MESS Gazetesi.
Yerel basın kuruluşlan: Yo-
rum gazetesi (Ankara). Iki Ni-
san Gazetesi (Van), Yozgat
Gazetesi (Yozgat), Burdur Ga-
zetesi (Burdur), Mücadele Ga-
zetesi (Aydın).
Haber ajanslan: Anadolu
Ajansı. ANKA. UBA.
Kitlesel iletişim kuruluşlan:
TRT Genel Müdürlüğü, Haber
Dairesi, TV Dairesi. Radyo
Dairesi.
Kitlesel basın çalışanlan:
Mustafa Mutlu (Dünya), Ne-
cati Doğru (Milliyet), Meriç
Köyatası (Hürriyet), Abbas Sa-
tır(Günaydm).
Yerel basın çalışanlan köşe
yazarlan: İsa Kayacan, Naci
Alan. Mustafa ÇezİK. Ercan
Taraşlı.
Haber ajanslan çalışanlan:
Cihat İleri, Nursel Gürdilek.
Funda Uzunyol (Anadolu
Ajansı).
Kitlesel iletişim kuruluşlan
çalışanlan: Adnan Vangölü,
Türker Atakan, Namık Kemal
Gönenç. Mehmet Yaman. Yıl-
dız Balkan. Selma Özinanır.
Sevinç Külahlı.
TSEMûlleri
14 Mart 1992 tanhinde
Atatürk Kültür Merkezi'nde
düzenlenecek olan törende
ödül alacak basın mensuplan:
Peiin Yanardağ (Güneş), Gül-
den Tozkoparan (Meydan).
Füruzan Topsümer (Günay-
dın), Tamer Çerçi (Hürriyet).
Meral Tamer (Cumhuriyet).
Emin Demircioğlu (Milliyet).
Mustafa Kutlay (Para), Gök-
han Bulat (Yatınmlar Dergisi),
Fahri Ustaoğlu (Tüketici Kla-
vuzu), Mustafa Karaalioğlu
(Tüketici Test), İhsan Şenbol
(Dünya Gazetesi), Yalçın Şim-
şek (Ekonomik Panorama),
Ekonomi Servisi (Anadolu
Ajansı), Ekonomi Servisi
(UBA), Ekonomi Servisi (AN-
KA). lstanbul Bölge Müdürlü-
ğü (TRT).
16 martta İzmır Ticaret
Odası'nda düzenlenecek tören-
de ödüllerini alacak olaniar: Ali
Kayadibi (Tercüman), Elvan
Feyzioğlu (Milliyet), Nurettin
Aşkar (Türkiye)- Demet Soysal
(Güneş), Nadir Verit (Hürri-
yet). Belgin Pasin (Hürriyet),
Haluk Cansın (Yeni Asır). Sel-
çuk Akalın (Tüketici Rehberi).
Izmir Bölge Müdürlüğü (TRT).
Demirel'den Güneydoğu halkınaçağn
• (Bastarafi I. Sayfada)
dedık'.' Kontrol altına alırız di-
\en çıksin meydana" dedi.
Dcmırel. Türkıye'nin Avru-
pa. Ortadoğu vedünyadaki ge-
lı-fiııclcr karşısında hcnı fırsat-
larla hem de /orluklarla karşı
karşıya olduğunu belırtcrek.
konuşnnısının büyük bölümü-
nii ANAPı eleştırilere avırdı.
Dcmırel. ülkede kan dökül-
düğunü bclırterck. ""Yurdun
bır a/ız köşesı rahatsızdır. Bu
1991 kasım avında veya 1992
şubatında olmuş değildir"' dıve
konuştu.
İ^tıkrarsızlık \c kan dökül-
mesının ıktıdann oiayı olmadı-
jiını bclırtcn Demırel. ""Ne hali-
niz \arsa görun. dıyebilırsinız
ama bızım bu ışlerin altından
kalkmamamız dururnunda siz
dczarargorürsünüz. İşlerkötü-
\c gıderse ne menfaatiniz var"
diye^ordu.
Demircl. istedikleri bütçeyı
getıremediklerini ıfade ederek.
İ992 büıçesınin "dc facto"" bir
durum olduğunu söyledı. De-
mirc!. konuşmasını şöyle sür-
dürdu.
•'Bu bütçe ile yatınm yapma
imkcnıvoktur. Birçöpüçöpüs-
tüne ko\mak mümkün değil-
dir. Bı/cnflasvonu kontro! altı-
na aacağız diye geldik. Ama
100 :ünde enfİasvonu kontrol
altın.. alınz dedik mı'.
1
100 gün-
de cnflasyonu kontrol altına
alırır dıven çıksın ortaya. biz
mi d.-dik?
Bbm \aatlerimız 100 günde
yapucak işler değildir."
D.mirel. 'EnflasNonun sebe-
bi bz değiliz beyler" diyerek,
ANlP ıkıidarlannı suçladı.
AN^P dönemınde enflasyo-
nunJevlet polıtıkası haline gel-
diğiı sa\unan Demirel. "Niye
enfl_<\onu ındiremedıniz diye
sorıclara şaşanm"" diye konuş-
tu. Pemirel. "Polemik yapma-
ya elmedım. ama biraz pole-
mik yapacağım" dıyerek.
kon^masını şöyle sürdürdü:
—£.\ela de\letin günlük işle-
rir»i ürüteceğiz. Her kuruşun
yeriı: gitmesine nezaretçi ola-
caeı Bunlan yaparken de
mür\ün olabildiğince tasarruf
yap^ağız. Her kör kuruşun
yanı yere gıttiğinı görürseniz
buınü hesabını bızden sorun."
Dejrrel'in muhalefetin "vergi
afiFı'ıa iüşkın eleştirilerini va-
nıtl/ken. 1983"te çıkanlan ya-
sa : ^ergi borcunun yüzde
25~rn. faiz borçlannın da tü-
müun affedildiğini anımsat-
m a üzerine, ANAP'lılar
" K « çıkarmış acaba" diye laf
attı:.
laıirel. ANAFlılara. "Işi-
ni^zt.elince askeri idareyi över-
simııma" diye karşılık verdi.
V ^ E borcunu ödeyemeyenle-
riM-ı oğunun esnaf olduğunu
bertaı Demirel, ANAP'lılar
••^^jı yararlananlann isirnlen
açn .nsın" diye seslenince
"Piw_>e Bakanlığı isimlerini bi-
l e : r t Bu insanlar vergi daire-
le^M-:gidip borçlannı ödeyince
ı s i r n de açığa çıkacak. O za-
nm^ıay, hay . İsimlerini açık-
la^-^-n. Ama bugünden bile-
nWc ki" diye konuştu.
toıirel. Yılmaz'ın İpragaz'-
ın*^ :lleştirilmesini eleştınnesi-
nLj«rxlenini anlamadığını be-
iı_ tjc. şöyle konuştu:
"İpragdz'ın özellcştinlmesi
karannın altında Başbakan
Mcsut Yılmaz"ın imzası var. Bi-
ze neyin hesabını soruyorsu-
nuz? Bız, sizin döneminizde
alınan özelleştirme tekliflerini
muameleye koyuyoruz. Sırca
köşkte oturuyorsunuz. Başka-
sına taş atarken dikkat edin."
Demirel. Yılmaz'ın Çitosan'-
ın özellcştirilmesı konusunda
Danıştay'aaçılan ve kazanılarr
davanın bugün ıkıidar tarafm-
dan temyizinin istendiği biçi-
mindekı eleştirisini de şöyle
yanıtladı:
"Biz. kanuna uymadığı için
blok satışı yapmanızı eleştirdık.
Mahkeme bizi haklı buldu. Bu-
nu sıyasi parti olarak yaptık.
Şımdı hükümetteyiz."
Demirel sözünü laf atarak
kesen ANAP'lılara. "Sakin
olun. üstüme sıçramayın" dedı
ve sözlerinı. "Elımizde mahke-
me karan var. Devlet kaybet-
miş. Ama bız. şimdi. duvann
öbür tarafındayız. Devletin ya-
pacağı şev. bütün muamemeîeri
tamamlamaktır. Devlet. baba-
mızın çıftlıği değil" diye sürdür-
dü.
Demirel. olağanüstü halin
uzatılması isteğinin hükümet
tarafından değil, Millı Güven-
lik Kurulu tarafından getirildi-
ğini anlatırken. ANAP'lılar "o
temenni" diye laf attılar. Demi-
rel bunun üzerine. "Olağanüstü
hali siz getirmediniz mi?"l 3 defa
getirdiniz. DYP uzatma karan
vermedi mi?" diye sordu.
ANAP'hlar. Demirel'e HEP
kökenli mılletvekillerini göste-
rirlerken. Demirel. "O bölgede
dağ başında gece-gündüz görev
yapanlar ışgal ordusu değildir"
dedi. Bunun üzerine DYP ve
ANAPmiIletvekilleri Demırel'i
alkışlarken. SHP milletvekilleri
sessız kaldı.
Demirel. olağanüstü halin
uzatılması için tüm partilerden
destek ıstedı. Demirel. Yılmaz'-
ın atamalara vönelik elcşıınleri-
ni ise, "Kişi dürüst olacak poli-
tize olmamış olacak" diye
yanıtladı. Demırerın bu sözlcri
ANAP milletvekillerinin gülüş-
melerine yol açarken. Demirel.
"Canım sızın kaybeden adayia-
nnızı koyduğunuz arpalıklan
temızlemek için akla karay ı seç-
tik" diyerek sözlerini sürdürdü.
Karabağ
Demirel. Yılmaz'ın Karabağ
konusunda hükümetin pabif
kaldığı yolundaki eleştirilerini
yanıtlarken de İnönü'nün Mit-
terrand ile buluştuğunu ve akan
kanın durmasını istediğıni açık-
ladı. ANAP'lılar. "Geç kaldı-
nız" diye laf atınca sinirlenen
Demirel. "İnsanlar Rus tankı
altında ezilirken siz neredevdı-
niz? 300 bin kişi elinde bohçala-
n ile Bulgaristan'dan sınınmıza
dayanınca zatıâliniz Türkiye'-
nin mi. Uganda'nın mı dışişleri
bakanıydınız?" sorusunu sora-
rak Mesuı Yılmaz'a çattı.
Demirel. MİT Müsteşan'nın
bir gazetede çıkan sözlerini de
Mesut Yılmaz'ın çarpıttığını
öne sürerek, "Tek bir karakol-
da da olsa güvenlik güçleri iie
PKK "sen bana dokunma' diye
anlaşıyorlar diyor. Bir yer baş-
ka, birçok yer başka" diye ko-
nuştu ve Yılmaz'ın konuyla il-
gili sözlerini esefle karşıladığını
bildirdi.
Demirel. Azerbaycan olayh-
nnın kimse tarafından kullanıl-
mamasını da ısteyerek. "Rus
tanklan 800 kişiyi katlederken.
yüksek yerden ses geldi. "onlar
bizim mezhebimizden değil" di-
ye" diyerek Özal'ı adını verme-
deneleştirdi.
Demirel. konuşmasını. "Ge-
lin bu ülkeye devlet bir. bayrak
bır resmi dil bir olarak sanla-
lım" diyerek bıtirdi.
KOT YAĞMASriVDAN NOTLAR
AIıp kaçtını,
peşime düştüler!
TAYTUN GÖNÜLLL (İs-
tanbul) - Yaşamım boyu böy-
le bir şey görmedim. Gökten
kot yağıyordu. Gülmekten ikı
büklüm olmuş, hem helikop-
ten hem de halkı izlemeye ça-
lışıyordum. İki kez üzerimdcn
geçtiler.
Içine hava dolan kotlar. fü-
ze gibi aşağıya ıniyordu. San-
ki kotlann içindegörünmeycn
bir şeyler vardı. Helikopterin
ilk turundan sonra çevremi
daha net görmeje başladım.
Birçok kot ikişer kişi tarafın-
dan yakalanmıştı. Paylaşamı-
yorlardı.
Polıs dahıl herkes gülüyor.
Bir tek zabıta memurlannın
yüzlen asık.
Kotu pa> laşamayanlar. po-
lise gıdiyor. Polis ilgilenmek
istemiyor. ama gözlerinin
önünde bir adlı olay meydana
gelecek. Vatandaşın biri ba-
ğırdı "En iyisi yazı tura atın".
Bu ses birden Sultanahmet
Parkı'nın her köşesine yayıldı.
"Adilane yazı tura mahkeme-
leri" kuruldu. Adlıye binası-
nın pencelerinden yüzlerce
görevli olayı izliyor.
Bir \ azı tura olayı da hemen
benim yanımda oldu. 30 yaş-
lannda biri kotun tamamına
yakın kısmını karnına bastıra-
rak tutmuş. Diğeri sadece
kemer kısmını yakala>abil-
mış. Ama mücadeleyı bırak-
mıyor. Polıs kotu aldı. Cebın-
den demir bir bınlık çıkardı.
Havaya atmadan önce kotu
"tut" diye bana verdi. Polis
paravı havaya attı. Binlik dö-
ne done yere suzülürken ben
de hadi eyvallah diyerek koş-
maya başladım. Herkes şaşır-
mışıı. Polisler. vatandaşlar
pcşimde. Ben kot elimde gül-
me krizi geçiriyorum. Kotu
geri verdim.
7'den 70'e herkes Sultanah-
met'te. Temiz giyimli bir ba-
yan. elinde siyah bir kot, eşine
söyleniyor:
"Şu ağaca bır çıkamadın.
Bak ben nasıl aldım. Erkeksın
güya. Çıksana ağaca.."
"Hanım nasıl çıkayım. dal-
lan çok ince. Düşerim valla".
"Olsun. Oteki çocuğa da
kapmamız lazım. Ne deriz
şimdi
1
.'
İkı genç 7-8 kot birden kap-
mışlar.
"Oğlum bu kot giyilır mı.
üstünde resimler var."
•"Aslanım. biri diskotek, bi-
ri sokak için. Peki geri kalanı
ne yapacağız?"
Gençler bağırmaya başladı-
lar.
"Hadi tanesi 50 bin lira".
Güçlüler karşısında yeni-
lenler hemen gençlerin başına
üşüştüîer.
Dev bir helikopter. gür gür
ikincı, üçüncü kez meydana
>aklaşıvor. Kotlar yeniden
atılmaya başlandı. Bu kez he-
likopter yerini ayarlayamadı.
Adliye binasının bahçesi,
tapu kadastro binası, ağaçlar
kotlardan ısabet aldı. Ağaçla-
n, kotlardan kurtarmak iste-
yen gençler ıncecik dallarda.
Adliye binasınin bahçesi ana
baba günü.
700 milyon kan parası
• (Baştarafı 1. Sayfada)
selerde yine sanallanna uygun işlerde
'geçici' olarak tertip edilecekler. Kozlu
ocakları aşamalı şekilde işletmeye açıldı-
ğında, öteki müesseselere nakledilen işçi-
ler, kendi asıl yerlerine ve işlerine geri dön-
dürülecekler. Protokol işçilerin bu işlem-
ler sebebiyle hiçbir ücret ve iş kaybına uğ-
ramayacağını hükme bağlıyor.
Kozlu bölgesinde yeraltındaki yangınla-
nn daha çabuk söndürülmesi amacıyla ka-
patılan ocaklara su pompalama çahşma-
larına başlandı. TTK Genel Müdür Yar-
dıması Vahit Çelikel dıin yaptığı açıklama-
da, su pompalama işlemi için bonjJann dö-
şenmeye başlandığını belirterek şöyle ko-
nuştu:
"Ali Soydaş ve Uzun Mehmet 2 kuyula-
rından ocaklara 2 milyon metreküp su
pompaJanacak. 35 santimetre capında bo-
rularla Kozlu Deresi'nden kuyulara bağlan-
tı kuracağız. Kozlu Ulutan Barajı'nın sa-
vakları kademeli olarak açılarak, Kozlu
Deresi'nden su çekilecek. Bütün galeriler
ve boşluklar su ile dolacak. Ocaklar aşa-
ğıdan yukan doğru dolacak, bu işlem 15
günde tamamlanabilir. Bosaltırken, yuka-
ndan aşağıya doğru cenazeleri alarak kont-
rollü şekilde, yüksek kapasiteli tulumbalar-
la yeraltındaki su kısa sürede tahliye edi-
lecek" Yüksek kapasiteli tulumbaların te-
mini için yurtdışından yardım çağrıları al-
dıklannı, aynca ocaklara azot DomDalava-
rak yangının söndürülmesi konusundaki
önerilerin değerlendirildiğini belirten Va-
hit Çelikel, yangının sönmesi için oksijen
miktarının yüzde 6'nın altına, karbonmo-
noksit miktarının sıfıra inmesi gerektiği,
son ölçümlerde oksijen oranının yüzde
10.5, karbonmonoksit oranının da yüzde
0.6 olarak tespit edildiğini bildirdi.
Sendika, 'İhmal var1
Genel Maden-lş Sendikası Genel Baska-
nı Şemsi Denizer, sendika teknik heyetinin
patlamayla ilgili hazırladığı rapora daya-
narak yaptığı açıklamada olayda ışverenin
kusur ve ihmalinin bulunduğunu belirtti.
Denizer, "Özellikle Kozlu ve Armutçuk
bölgeleri metan gazı ve ocak yangınlan ba-
kımından çok hassas bir yapıya sahip. Sen-
dikamız her iki bölgedeid tehlikelere dik-
kat çekmiş, iş güvenliği birimlerinin en ni-
telikli elemanlarla takviye edilmesini
istemiştir" dive konuştu.
TTK yönetiminin Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı mufettişlerinin uyanları-
nı dikkate almadığı, 1987 yılından ben yap-
tıkları ferdi karbonmonoksit maskesi alın-
ması Önerilerinin de yerine getirilmediğini
belirten Denizer, şöyle konuştu: "Eğer ferdi
karbonmonoksit maskeleri zamanında
alınmış, eğitimleri yapılmış, ocaklarda ça-
lışan arkadaşlanmıza dağıtılmış olsaydı,
kazadaki kayıplanmız kesinlikle böyle bü-
yük bir rakama ulaşmayacaktı. Bu eksik-
likler bütün üretim bölgelerinde devam et-
mektedir."
Şemsi Denizer, ocaklardaki iş güvenliği
ve üretim koşullannın yeni yatınmlar ya-
pılarak çağdaş seviyeye getirilmesini iste-
yerek şöyle devam etti: "Devlet, Zongul-
dak'ta başka iş alanları yaratmak için bir
an önce altyapı oluşturma çalışmalanna
başlamalıdır. TTK'ya yeni işçi alımı, ön-
celikle yaşamını yitiren arkadaşlarımızın
yakınlarından başlatılmalıdır. Üretim zor-
laması yapılmadan herkese gücü oranında
iş verilmeli, işyeri koşullanna göre çalışma
saatleri yeniden düzenlenmeli, bugünden
itibaren kurum olumsuz poiitikalardan
anndınlmalı, dar politik çıkarlara alet edil-
memelidir"
TEV'den burs
Türk Eğitim Vakfı, grizu faciasında ba-
basmı veya velisini kaybedenlerle çalışama-
yacak kadar sakat kalanların çocuklarına
burs vereceğini açıkladı. Burstan yararlan-
mak isteyen ilk, orta ve lise ile dengi okul-
lardaki öğrencileri Zonguldak Valiliği'ne,
universitede okuyan oğrenciler de TEV'e
başvurabilecekler.
Starl televizyonunda 12 mart perşembe
akşamı 'Zonguldak İçin Çözum' konulu
bir açıkoturum yayımlanacak. Açıkoturu-
ma Genel Maden-İş Başkanı Şemsi Deni-
zer, işadamı İshak Alaton ve Mehmet Bar-
las katılacak.
• (Bastarafi 1. Sayfada)
izdiham.
Zabıta görevlileri ve polisler
şaşkın, çaresiz; her şeyi oluruna
bırakmış durumda. Birbiri ar-
dına bırakılan kotlar, oradan
oraya koşuşturan binlerce in-
san, sesler "inanılmaz' bir gö-
rüntü çıkanyor ortaya.
Bir kot pantolonu kapmak
için kıyasıya mücadele eden üç
kişi. aralannda kura çekıyor.
7'den 77'ye herkes ellerini yağ-
mur duas^na açmışçasına hava-
ya açmış, bir pantolon bekli-
yor.
Bazı pantolonlar ağaçlann
dallanna takılı kalıyor. bunlan
almak isteyen gençler kedi mi-
sali ağaçlara tırmanıyorlar.
Şanslılann gözleri gülerken,
şanssızlar beklemelerini sürdü-
riiyor. Helikopterler birer 'talih
kuşu' kimliğine bürünüyor
meydanda... Her şey bir panto-
lon için!
Dalgalanmalar sijrerken yol
kenarlannda park etmiş araba-
lardan bazılan hasar ğörüyor.
Park görevlileri kızgınlık ve ça-
resizlik içinde etrafa küfürler
savuruyor. Tıpkı ağaç dallanna
takılan birkaç pantolonu ala-
rak aşağıya inmek isteyen gen-
cın diğerlerinin pantolonlanna
"göz koyduğunu' anlamasın-
dan sonra 'çekilin lan, venmem.
benim' demesı gibi. Tam bir
keşmekeş... Arabasının camlan
kınlan, aynası kınlan araç sa-
hıpleri 'kimden isteyeceğiz bu-
nun hesabını, bu ne rezalet' gibi
«Sû2^rl& is\aBİannı.,dik .geüri-
yorlar.
Pantolon kapamayanlann ıs-
yanı hepsinden daha içler acısı!
Ama umutlannı son ana kadar
yitirmemek istiyorlar ve öylesi-
ne sağa sola koşuyorlar. Olayı
izleyeh polislerden birisi daha
fazla dayanamayıp şapkasını
çıkanyor ve diğerlerinin arası-
na kanşarak ellerini havava
açıyor. O da insan ne de olsa!
Uzun süre kargaşaya seyirci
kalan polislerden iki kişilik bir
devriye ekibi daha fazla "daya-
namayıp' kalabalığın arasına
girdi. Kotlan kolay yoldan aşa-
ğjya indirmek için elinde uzun
demir bir sopa tutan gencin
elinden sopayı alan polis kala-
balıea vurarak dağıtmaya baş-
ladıT
Bu sırada bacaklanna hızJı
bir darbe yiyen Günay dın gaze-
tesi foto muhabirlerinden Hicri
Kınay yere düştü. Bir süre son-
ra 'şimdiye kadar neredeydiniz.
şimdi de sopayla gazetecilere
vuruyorsunuz' şeklinde polise
çıkışan Hicn Kınay'dan önce
özür dileyeri polis memuru, da-
ha sonrda çağırdığı sivil polis-
lerle birlikte Kınay'ı bir ekip
otosuna bindirerek merkeze
^ötürdü. 'inanılmaz olay' hasar
gören arabalar. sevinçli ve
üzüntülü bıraktığı insan yüzlen
ve çiğnenmiş çimenler bıraka-
rak böyle sonuçlandı...
Sultanahmet'tekı bu büyük
kargaşanın nedeni Veysi Balin"-
in sahibi olduğu Balins Jean'-
lerin ilginç reklam atağıydı,
Balins Jean "etkileyici ve uçuk
bir reklam kampanyasıyla SU-
SER'den küçüğünü saat 850
dolara. büyüğünü isesaati 2 bin
dolara kiraladığı 2 helikopter-
den attığı 2 bin kot pantolon ile
"reklamı doğrudan halka ulaş-
tırma" arzusunu gerçekleştirdi.
550 milyon piyasa değerinde
kot attığını belirten Veysi Balin
operasyonu Taksim Meydanı'n-
da trafiği 'altüst' eder gerekçe-
sıyle izin verilmemesi üzerine
beledıyeden aldığı izinie Sulta-
nahmet Meydanf nda yaptıkla-
nnı söyledı. Balin, bu reklam
kampanyasının diğer büyük şe-
hirlerde tekrarlanarak "gele-
neksel' hale getirileceğini açık-
ladı.
ÇAĞEMT4NIĞI
ÜÇY\ZAR
Hikmet Çetinkaya
2. bası 10.000 lira (KDV içjnde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağt
Cad 39-41 Cağaloğlu-/stanbul
Ödemeli gönderilmez.
A.Ü. KütüphaneKimliğimi,
Medıko Sosyal İlişik Kesme
Belgemikaybettim.
Hükümsüzdür.
H604D077 \f 4 HLR DİPŞO
Erbakan neden
ABD'ye gidiyor?
UFUK GÜLDEMİR (Was-
bington) - Refah Partısı Genel
Başkanı Necmettin Erbakan,
gizlı tutulan bir ziyaret çerçeve-
sinde önümüzdekı hafta sonu-
nu ABD başkenti VVashing-
ton'dageçirecek.
Erbakan, satır aralan gözden
kaçınldığı takdirde anti-Batı
mesajlar veren bir lider olarak
tanınıyor. Oysa Türkiye'deki
dinci hareketleri yakından ta-
kıp eden Amerikalı uzmanlara
göre "sadece yükseköğrenimini
Almanya'da yapmış olması,
hem de pozitif bir bilım dalında
profesörlük payesi almış olması
dahi başlıbaşına değer taşıyor."
Geçen yıllarda İstanbul'da
başkonsolosluk yapmış olan
Daniel Nevvberry, ne zaman
Erbakan ya da Korkut Özal gı-
bı liderleri evinde ziyarete gitse.
"Anadolu usulü ilk karşılaşma-
nın. yerini. iş sohbete geldiğinde
Batılı tür bır kafa tarzına terk
ettiğini" bize bir Türkiye gözJe-
mi olarak aktarmıştı.
Aynca bundan iki yıl önce
yayımlanan ve Türkiye'de hayli
yankı yapan "Türkiye'de İsla-
mi Canlanma " adlı rand şirketi
raporunda, ABD yönetimine.
Türkiye'deki İslamcı çevrelcr-
deki "nüanslar"a dikkat etmesi
ve diyalog ımkânı araması öne-
rilmişti. Raporda, her ne kadar
Batı aleyhtan bir ton içinde gö-
rünseler de İslamcı aydınlann
referanslannın hep Batı'ya dö-
nük olmasının öneminin altı
çızilmisti.
ABD'nin. Erbakan'a bakı-
şmda da bu tür bir incelik var.
Örneğin emekli olduktan sonra
kendisi ile yaptığımız bir söy le-
şide, ABD'nin eski Ankara
Büyükelçisi Robert Strausz
Hupe bize şunlan söylemişti:
- Erbakan'ı nasıl tanıvorsu-
HUPE - Erbakan'la hiç ta-
nışmadım. Oysa muhalefetle
konuşmak benim işlerimden bi-
risiydi. Ama Erbakan'ın zama-
nı voktu.
- Görüşme isteğiniz oldu da
böyle bir yanıt mı aldınız?
HUPE - Şimdi hatırlamıyo-
rum, görüşme isteği bizden gitti
mi. gıtmedi mi. Doğal olan, gö-
rüşmemizdir. Onunla görüş-
mekten çok memnun olurdum.
Benim zamanımda zaten onun
dikkat çekici bir siyasi faaliyeti
yoktu. Türkıye'deyken kaygı-
landığım bazı dini sesler ise tah-
min ederim ki Erbakan'ın dı-
şında gelişiyordu.
Amerika'nın Türkiye'deki
dinci çevrelere dönük bu ilgisi
tek taraflı değil. Türkiye'de
ideoloji olarak fslamı benimse-
miş çevrelerin de Amerika'yı
daha iyi tanımak, politikalanru
daha ıyi kavramak yönünde bir
arayışı var. Nitekım Erbakan'-
ın Amerika ziyareti tamamen
kendi inisıyatifi ile gerçekleşi-
yor. Erbakan. hatta Kongre
üyeleri ile dahı görüşmek isti-
yor. Onlara kuşkusuz Ame-
rika'nın politikalannın yanlış
olduğunu söyleyecek. Ama bu
"dışandan değil. içeriden" bir
eleştiri olacak.
Erbakan, ABD'ye Birleşmiş
Milletler kapsamında bir faali-
yet için geliyor. Bu da siyasi
bakımdan kendi kamuoyuna
karşı Amerika gezisini açıkla-
ma olanağı sağlıyor. BM'nin
Amerika topraklannda olması,
Amerika ziyaretinı Erbakan
açısından meşrulaştınyor. Du-
rum bu olsa da Amerikan yöne-
tirrı Erbakan'ı Amerika'da
görmekten memnun olacağını
vurguluyor ve VVashington'da
kendisine her türlü misafırper-
verliğin gösterileceği ifade edili-
vor.
KULIS
• (Bastarafi 1. Sayfada)
olmayacağı söylentilerini birkenara bırakırsak Erdal İnönü
ve son kurultayda genel başkanlık yanşından önceki
konuşmasında bile aday olduğunu "resmi" olarak
açıklamayan, ancak adı "bütün zamanlann adayfna çıkan
DenizBaykal..
Üçüncü aday ise. her ne kadar bu doğrultuda birçalışma
yapmadığını söylese de. y tne de böyle bir görev den
"kaçılamayacağı" şerhinı koyan Ankara Anakent Belediye
Başkanı Murat Karavalcın. . Karayalçın'ınadaylığı
hakkındaiserivayetmuhtelif...
Rivayetlerin başında. hem Genel Merkez yönetiminin, hem
deBaykalekibininKarayalçın'ıyıpratmakvehenüz
kartlannı tamamen açmadan bu işten vazgeçirmek çabası
içinde olduğu geliyor. Hazırlandığı iddia edilen dosyalara
atfen de neleranlatılıyor neler!
Belediye ihalelerinde birkaç şırketin kayınlmasından tutun
da, bazı gazeteciler de dahil olmak üzere Karay alçın'ın
parayla ""adam" satın aldığına kadar. belge değilse de
dedikodularşimdidenyayılmayabaşladı. Henüz sözleşmesi
bile yapılamayan metro gibi büyük bir projeyi tamamlamanın
"hayal" olduğu. Karayalçın'ın böyle bir kaynağa sahip
olmamasına karşın kamuoyunu bilerek yanılttığj ve metro
için Kızılay'da kazılan çukurlann sonunda "yeraltı çarşısı"
olarak düzenleneceği de söy lentilerarasında. Söyledik ya,
bunlann hepsirivayet...Hem İnönü, hem de Baykal
taraftarlanrun bu işe soyunmalan ise. Karayalçın'ı ufukta
görünen en yakın aday olarak görmelerinden.
İnönü yanlılanna göre ise. Baykal'ınartık genel başkan
olamayacağı kesinleşti. Kemikleşmiş Baykal taraftarlan
dışında Yeni Sol'a destek verenler. biraz da Genel Merkez'in
uygulamalanna kızan küskünler. Bu durumda olanlara
verilen örneklerin başında da Ertuğrul Günay geliyor. Genel
Merkez yöneticilerine göre Baykal'ın durumu böyle tespit
edilince. en ciddi aday olarak Karayalçın çıkıyor ortaya.
Onun için de "katli vacip" görüiüyor.
Bütün bu gelişmelere karşın Karayalçın ne mi yapıyor?
Şimdilik sessiz kalmayı yeğliyor.
Gelelim SHP'nın genel başkan adayı olduğu öne sürülen 4.
isime. Oda. halen araştırmadan sorumlu Genel Sekreter
Yardımcılığı görevini yürütcn Ercan Karakaş. Ancak Karataş
da bir yorum yapmaktan kaçınıyor.
KADIKÖY
AHKAMIŞAHSİYE
Davalarına Bakmakia Görevli
2. Sulh Hukuk Mahkemesi
Sa>ı 1991 630Vesa>el
Halen Kadıkö) Selamıçeşme M ustafa Mazhar Be> Sok. No- 24 D. 30'da
Kâmııran Mehmet SERHATLİavnıadresteikameteden kardeşı
Mehmet Kjnııl SERHATLİ ye rahatsızlıö nedeni ilevasi tayin
edılmı^tır.
Kevfiyetılanolur.
Hakım: I2107