22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-MHMHT1992ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 19 >»"--_\ Samba gösterisi Dünya şampiyonu otomobilyanşçısı AşrtonSenna aynı zamanda eğlcnceye düşkünlüğüylede tanınıvor. Brezılya'nın dünyaca ünlüRio Karnavalı sırasındada karşısınaçıkan bütün genç kızlarla sokaklarda sabahakadar samba vaptı. (Fotoğraf: AP) Domuz evde bakılır mı ABD'nin Kuzey Dakota eyaletindekı Mınot kentı hayvancılığıyla bilinıyor. Minot'ta y aşa> an VValsh ailesi de hayv an. özellıkle domuz bcsliyor. Âncak Vietnam cınsi domuzlan Frankie diğerdomuzlarakıyasladaha fazla bü> üv üp gelışınce Walsh aılesı neyapacağını şaşırdı. Şimdi 62 kiloluk Frankie VValsh ailesının e\ ınde. salonun baş köşesinde bir kanapede keyif çatıyor, ona bebeklergibi bakılıyor. (Fotoğraf: AP) Sigara içmeyenler de zehirleniyor CUMHURİYET (AntaJya) - Sigara içmeyen, fakat sigara içilen ortamda uzun süre du- man soluvan kişilerin (pasif içiciler) solunumlan orta de- recede sigara içen bır kişininki kadar bozuluyor. Yapılan araştırmalarda, gü- nümüzde kapalı ortamlarda havayı kirleten en önemli et- kenin sigara dumanı olduğu saptandı. Araştırmacılar or- tamdaki sigara dumanında 4 bin kadar parçacık halinde madde türü ve 500'den fazla gaz türü bulunduğunu belirte- rek "Sigara içmediği halde dumanlı havayı soluyanlann kanlanndaki karbonmonok- sit. nikotin ve zehirli mad- delerin miktarı artar." diyorlar. • f%İWt Fillerin korunmasj içingösteri Doğal hayatın korunması, aynca da nesilleri tükenmckte olan vahşi hay\ anların katliamına son verilmesini sav unan bırgrupmılitan Nevv York'taki BM merkezi önündcgösterileryaptılar. Mılılanlar. fil ve ABD Başkanı Bush kılığında gösteri yaparlarken yakında toplanacak Lluslararası Nesilleri Tükenen Hayvanların Ticaretine Son Verilmesı Kongresi'nde ABD dekgelerinin Afrikafillerininnesilleri tükenmckte olan hayvanlarlistesinde kulmaları için oy vermeleri çağnsmda bulundular. (Fotoğraf: AP) OLAYLAREV AJÜDESDAKI TSE ve MPM basmı ödüllendirdi GERÇEK • ( Baftara/i 1. Sayfada) Yunus Nadi, gazeteyi şöyle ta- nımlıyordu: "Gazete sayfalan her giin binlerce insanın beraber . toplamp, beraber düşündükleri, konuştukları, toplantı meydan- larıdır." Yunus Nadi ödülleri de 46 yıldan beri sanat ve kültür dün- yamızın öncii "toplantı meydanlarından" biri olmuştur. Toplumumuzun her kesiminde ileriyi gören, gelişmeye umut bağlayan herkes bu "toplantı meydanlarının" korunmasına, güçlenmesine, çoğalmasına des- tek olmahdır. "Yaşasın sanat!.. Yaşasın dü- şunce!" diyenlerin çoğaldığı ve seslerini duyurduğu bir toplum- dan umut kesmeye kimsenin hakkı yoktur. * • • Haber Merkezi - Milli Prodük- tıvıte Merkezi (MPM) "Verim- liliğe Katkı Ödülü"ne Cumhu- nyet, Dünya, Milliyet, Hürri- yet, Tercüman ve MESS gazete leri değer görülürken. Türk Standartlan Enstitüsü (TSE), ""Başanlı Gazeteciler Ödülü"- nü. aralannda Ekonomi Servisi Şefımiz Meral Tamer'in de bu- lunduğu 16 gazeteci ve kuruluş paylaştı. MPM'den yapılan açıklama- >a göre 1991 yıhnda yayımla- dıklan haber, makale, araştır- ma, program ve yayın etkinlik- lenyle toplumda verimlilik kültüriinün oluşmasma ve ge- lışmesine katkıda bulunan ba- sın ve yayın kuruluşlan ile bu kuruluşlarda çalışanlar için oluşturulan "Verimliliğe Katkı Ödüllen" 18 basın yayın kuru- luşu ile 17 çalışana 17 nisan tari- hinde düzenlenecek bir törenle verilecek. Ödüle değer görülen basın ve yayın kuruluşlan ile çalışanlan söyle: Kitlesel basın kuruluşlan: Dünya Gazetesi, Milliyet Ga- zetesi, Hürriyet Gazetesi, Cum- huriyet Gazetesi, Tercüman Gazetesi, MESS Gazetesi. Yerel basın kuruluşlan: Yo- rum gazetesi (Ankara). Iki Ni- san Gazetesi (Van), Yozgat Gazetesi (Yozgat), Burdur Ga- zetesi (Burdur), Mücadele Ga- zetesi (Aydın). Haber ajanslan: Anadolu Ajansı. ANKA. UBA. Kitlesel iletişim kuruluşlan: TRT Genel Müdürlüğü, Haber Dairesi, TV Dairesi. Radyo Dairesi. Kitlesel basın çalışanlan: Mustafa Mutlu (Dünya), Ne- cati Doğru (Milliyet), Meriç Köyatası (Hürriyet), Abbas Sa- tır(Günaydm). Yerel basın çalışanlan köşe yazarlan: İsa Kayacan, Naci Alan. Mustafa ÇezİK. Ercan Taraşlı. Haber ajanslan çalışanlan: Cihat İleri, Nursel Gürdilek. Funda Uzunyol (Anadolu Ajansı). Kitlesel iletişim kuruluşlan çalışanlan: Adnan Vangölü, Türker Atakan, Namık Kemal Gönenç. Mehmet Yaman. Yıl- dız Balkan. Selma Özinanır. Sevinç Külahlı. TSEMûlleri 14 Mart 1992 tanhinde Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenecek olan törende ödül alacak basın mensuplan: Peiin Yanardağ (Güneş), Gül- den Tozkoparan (Meydan). Füruzan Topsümer (Günay- dın), Tamer Çerçi (Hürriyet). Meral Tamer (Cumhuriyet). Emin Demircioğlu (Milliyet). Mustafa Kutlay (Para), Gök- han Bulat (Yatınmlar Dergisi), Fahri Ustaoğlu (Tüketici Kla- vuzu), Mustafa Karaalioğlu (Tüketici Test), İhsan Şenbol (Dünya Gazetesi), Yalçın Şim- şek (Ekonomik Panorama), Ekonomi Servisi (Anadolu Ajansı), Ekonomi Servisi (UBA), Ekonomi Servisi (AN- KA). lstanbul Bölge Müdürlü- ğü (TRT). 16 martta İzmır Ticaret Odası'nda düzenlenecek tören- de ödüllerini alacak olaniar: Ali Kayadibi (Tercüman), Elvan Feyzioğlu (Milliyet), Nurettin Aşkar (Türkiye)- Demet Soysal (Güneş), Nadir Verit (Hürri- yet). Belgin Pasin (Hürriyet), Haluk Cansın (Yeni Asır). Sel- çuk Akalın (Tüketici Rehberi). Izmir Bölge Müdürlüğü (TRT). Demirel'den Güneydoğu halkınaçağn • (Bastarafi I. Sayfada) dedık'.' Kontrol altına alırız di- \en çıksin meydana" dedi. Dcmırel. Türkıye'nin Avru- pa. Ortadoğu vedünyadaki ge- lı-fiııclcr karşısında hcnı fırsat- larla hem de /orluklarla karşı karşıya olduğunu belırtcrek. konuşnnısının büyük bölümü- nii ANAPı eleştırilere avırdı. Dcmırel. ülkede kan dökül- düğunü bclırterck. ""Yurdun bır a/ız köşesı rahatsızdır. Bu 1991 kasım avında veya 1992 şubatında olmuş değildir"' dıve konuştu. İ^tıkrarsızlık \c kan dökül- mesının ıktıdann oiayı olmadı- jiını bclırtcn Demırel. ""Ne hali- niz \arsa görun. dıyebilırsinız ama bızım bu ışlerin altından kalkmamamız dururnunda siz dczarargorürsünüz. İşlerkötü- \c gıderse ne menfaatiniz var" diye^ordu. Demircl. istedikleri bütçeyı getıremediklerini ıfade ederek. İ992 büıçesınin "dc facto"" bir durum olduğunu söyledı. De- mirc!. konuşmasını şöyle sür- dürdu. •'Bu bütçe ile yatınm yapma imkcnıvoktur. Birçöpüçöpüs- tüne ko\mak mümkün değil- dir. Bı/cnflasvonu kontro! altı- na aacağız diye geldik. Ama 100 :ünde enfİasvonu kontrol altın.. alınz dedik mı'. 1 100 gün- de cnflasyonu kontrol altına alırır dıven çıksın ortaya. biz mi d.-dik? Bbm \aatlerimız 100 günde yapucak işler değildir." D.mirel. 'EnflasNonun sebe- bi bz değiliz beyler" diyerek, ANlP ıkıidarlannı suçladı. AN^P dönemınde enflasyo- nunJevlet polıtıkası haline gel- diğiı sa\unan Demirel. "Niye enfl_<\onu ındiremedıniz diye sorıclara şaşanm"" diye konuş- tu. Pemirel. "Polemik yapma- ya elmedım. ama biraz pole- mik yapacağım" dıyerek. kon^masını şöyle sürdürdü: —£.\ela de\letin günlük işle- rir»i ürüteceğiz. Her kuruşun yeriı: gitmesine nezaretçi ola- caeı Bunlan yaparken de mür\ün olabildiğince tasarruf yap^ağız. Her kör kuruşun yanı yere gıttiğinı görürseniz buınü hesabını bızden sorun." Dejrrel'in muhalefetin "vergi afiFı'ıa iüşkın eleştirilerini va- nıtl/ken. 1983"te çıkanlan ya- sa : ^ergi borcunun yüzde 25~rn. faiz borçlannın da tü- müun affedildiğini anımsat- m a üzerine, ANAP'lılar " K « çıkarmış acaba" diye laf attı:. laıirel. ANAFlılara. "Işi- ni^zt.elince askeri idareyi över- simııma" diye karşılık verdi. V ^ E borcunu ödeyemeyenle- riM-ı oğunun esnaf olduğunu bertaı Demirel, ANAP'lılar ••^^jı yararlananlann isirnlen açn .nsın" diye seslenince "Piw_>e Bakanlığı isimlerini bi- l e : r t Bu insanlar vergi daire- le^M-:gidip borçlannı ödeyince ı s i r n de açığa çıkacak. O za- nm^ıay, hay . İsimlerini açık- la^-^-n. Ama bugünden bile- nWc ki" diye konuştu. toıirel. Yılmaz'ın İpragaz'- ın*^ :lleştirilmesini eleştınnesi- nLj«rxlenini anlamadığını be- iı_ tjc. şöyle konuştu: "İpragdz'ın özellcştinlmesi karannın altında Başbakan Mcsut Yılmaz"ın imzası var. Bi- ze neyin hesabını soruyorsu- nuz? Bız, sizin döneminizde alınan özelleştirme tekliflerini muameleye koyuyoruz. Sırca köşkte oturuyorsunuz. Başka- sına taş atarken dikkat edin." Demirel. Yılmaz'ın Çitosan'- ın özellcştirilmesı konusunda Danıştay'aaçılan ve kazanılarr davanın bugün ıkıidar tarafm- dan temyizinin istendiği biçi- mindekı eleştirisini de şöyle yanıtladı: "Biz. kanuna uymadığı için blok satışı yapmanızı eleştirdık. Mahkeme bizi haklı buldu. Bu- nu sıyasi parti olarak yaptık. Şımdı hükümetteyiz." Demirel sözünü laf atarak kesen ANAP'lılara. "Sakin olun. üstüme sıçramayın" dedı ve sözlerinı. "Elımizde mahke- me karan var. Devlet kaybet- miş. Ama bız. şimdi. duvann öbür tarafındayız. Devletin ya- pacağı şev. bütün muamemeîeri tamamlamaktır. Devlet. baba- mızın çıftlıği değil" diye sürdür- dü. Demirel. olağanüstü halin uzatılması isteğinin hükümet tarafından değil, Millı Güven- lik Kurulu tarafından getirildi- ğini anlatırken. ANAP'lılar "o temenni" diye laf attılar. Demi- rel bunun üzerine. "Olağanüstü hali siz getirmediniz mi?"l 3 defa getirdiniz. DYP uzatma karan vermedi mi?" diye sordu. ANAP'hlar. Demirel'e HEP kökenli mılletvekillerini göste- rirlerken. Demirel. "O bölgede dağ başında gece-gündüz görev yapanlar ışgal ordusu değildir" dedi. Bunun üzerine DYP ve ANAPmiIletvekilleri Demırel'i alkışlarken. SHP milletvekilleri sessız kaldı. Demirel. olağanüstü halin uzatılması için tüm partilerden destek ıstedı. Demirel. Yılmaz'- ın atamalara vönelik elcşıınleri- ni ise, "Kişi dürüst olacak poli- tize olmamış olacak" diye yanıtladı. Demırerın bu sözlcri ANAP milletvekillerinin gülüş- melerine yol açarken. Demirel. "Canım sızın kaybeden adayia- nnızı koyduğunuz arpalıklan temızlemek için akla karay ı seç- tik" diyerek sözlerini sürdürdü. Karabağ Demirel. Yılmaz'ın Karabağ konusunda hükümetin pabif kaldığı yolundaki eleştirilerini yanıtlarken de İnönü'nün Mit- terrand ile buluştuğunu ve akan kanın durmasını istediğıni açık- ladı. ANAP'lılar. "Geç kaldı- nız" diye laf atınca sinirlenen Demirel. "İnsanlar Rus tankı altında ezilirken siz neredevdı- niz? 300 bin kişi elinde bohçala- n ile Bulgaristan'dan sınınmıza dayanınca zatıâliniz Türkiye'- nin mi. Uganda'nın mı dışişleri bakanıydınız?" sorusunu sora- rak Mesuı Yılmaz'a çattı. Demirel. MİT Müsteşan'nın bir gazetede çıkan sözlerini de Mesut Yılmaz'ın çarpıttığını öne sürerek, "Tek bir karakol- da da olsa güvenlik güçleri iie PKK "sen bana dokunma' diye anlaşıyorlar diyor. Bir yer baş- ka, birçok yer başka" diye ko- nuştu ve Yılmaz'ın konuyla il- gili sözlerini esefle karşıladığını bildirdi. Demirel. Azerbaycan olayh- nnın kimse tarafından kullanıl- mamasını da ısteyerek. "Rus tanklan 800 kişiyi katlederken. yüksek yerden ses geldi. "onlar bizim mezhebimizden değil" di- ye" diyerek Özal'ı adını verme- deneleştirdi. Demirel. konuşmasını. "Ge- lin bu ülkeye devlet bir. bayrak bır resmi dil bir olarak sanla- lım" diyerek bıtirdi. KOT YAĞMASriVDAN NOTLAR AIıp kaçtını, peşime düştüler! TAYTUN GÖNÜLLL (İs- tanbul) - Yaşamım boyu böy- le bir şey görmedim. Gökten kot yağıyordu. Gülmekten ikı büklüm olmuş, hem helikop- ten hem de halkı izlemeye ça- lışıyordum. İki kez üzerimdcn geçtiler. Içine hava dolan kotlar. fü- ze gibi aşağıya ıniyordu. San- ki kotlann içindegörünmeycn bir şeyler vardı. Helikopterin ilk turundan sonra çevremi daha net görmeje başladım. Birçok kot ikişer kişi tarafın- dan yakalanmıştı. Paylaşamı- yorlardı. Polıs dahıl herkes gülüyor. Bir tek zabıta memurlannın yüzlen asık. Kotu pa> laşamayanlar. po- lise gıdiyor. Polis ilgilenmek istemiyor. ama gözlerinin önünde bir adlı olay meydana gelecek. Vatandaşın biri ba- ğırdı "En iyisi yazı tura atın". Bu ses birden Sultanahmet Parkı'nın her köşesine yayıldı. "Adilane yazı tura mahkeme- leri" kuruldu. Adlıye binası- nın pencelerinden yüzlerce görevli olayı izliyor. Bir \ azı tura olayı da hemen benim yanımda oldu. 30 yaş- lannda biri kotun tamamına yakın kısmını karnına bastıra- rak tutmuş. Diğeri sadece kemer kısmını yakala>abil- mış. Ama mücadeleyı bırak- mıyor. Polıs kotu aldı. Cebın- den demir bir bınlık çıkardı. Havaya atmadan önce kotu "tut" diye bana verdi. Polis paravı havaya attı. Binlik dö- ne done yere suzülürken ben de hadi eyvallah diyerek koş- maya başladım. Herkes şaşır- mışıı. Polisler. vatandaşlar pcşimde. Ben kot elimde gül- me krizi geçiriyorum. Kotu geri verdim. 7'den 70'e herkes Sultanah- met'te. Temiz giyimli bir ba- yan. elinde siyah bir kot, eşine söyleniyor: "Şu ağaca bır çıkamadın. Bak ben nasıl aldım. Erkeksın güya. Çıksana ağaca.." "Hanım nasıl çıkayım. dal- lan çok ince. Düşerim valla". "Olsun. Oteki çocuğa da kapmamız lazım. Ne deriz şimdi 1 .' İkı genç 7-8 kot birden kap- mışlar. "Oğlum bu kot giyilır mı. üstünde resimler var." •"Aslanım. biri diskotek, bi- ri sokak için. Peki geri kalanı ne yapacağız?" Gençler bağırmaya başladı- lar. "Hadi tanesi 50 bin lira". Güçlüler karşısında yeni- lenler hemen gençlerin başına üşüştüîer. Dev bir helikopter. gür gür ikincı, üçüncü kez meydana >aklaşıvor. Kotlar yeniden atılmaya başlandı. Bu kez he- likopter yerini ayarlayamadı. Adliye binasının bahçesi, tapu kadastro binası, ağaçlar kotlardan ısabet aldı. Ağaçla- n, kotlardan kurtarmak iste- yen gençler ıncecik dallarda. Adliye binasınin bahçesi ana baba günü. 700 milyon kan parası • (Baştarafı 1. Sayfada) selerde yine sanallanna uygun işlerde 'geçici' olarak tertip edilecekler. Kozlu ocakları aşamalı şekilde işletmeye açıldı- ğında, öteki müesseselere nakledilen işçi- ler, kendi asıl yerlerine ve işlerine geri dön- dürülecekler. Protokol işçilerin bu işlem- ler sebebiyle hiçbir ücret ve iş kaybına uğ- ramayacağını hükme bağlıyor. Kozlu bölgesinde yeraltındaki yangınla- nn daha çabuk söndürülmesi amacıyla ka- patılan ocaklara su pompalama çahşma- larına başlandı. TTK Genel Müdür Yar- dıması Vahit Çelikel dıin yaptığı açıklama- da, su pompalama işlemi için bonjJann dö- şenmeye başlandığını belirterek şöyle ko- nuştu: "Ali Soydaş ve Uzun Mehmet 2 kuyula- rından ocaklara 2 milyon metreküp su pompaJanacak. 35 santimetre capında bo- rularla Kozlu Deresi'nden kuyulara bağlan- tı kuracağız. Kozlu Ulutan Barajı'nın sa- vakları kademeli olarak açılarak, Kozlu Deresi'nden su çekilecek. Bütün galeriler ve boşluklar su ile dolacak. Ocaklar aşa- ğıdan yukan doğru dolacak, bu işlem 15 günde tamamlanabilir. Bosaltırken, yuka- ndan aşağıya doğru cenazeleri alarak kont- rollü şekilde, yüksek kapasiteli tulumbalar- la yeraltındaki su kısa sürede tahliye edi- lecek" Yüksek kapasiteli tulumbaların te- mini için yurtdışından yardım çağrıları al- dıklannı, aynca ocaklara azot DomDalava- rak yangının söndürülmesi konusundaki önerilerin değerlendirildiğini belirten Va- hit Çelikel, yangının sönmesi için oksijen miktarının yüzde 6'nın altına, karbonmo- noksit miktarının sıfıra inmesi gerektiği, son ölçümlerde oksijen oranının yüzde 10.5, karbonmonoksit oranının da yüzde 0.6 olarak tespit edildiğini bildirdi. Sendika, 'İhmal var1 Genel Maden-lş Sendikası Genel Baska- nı Şemsi Denizer, sendika teknik heyetinin patlamayla ilgili hazırladığı rapora daya- narak yaptığı açıklamada olayda ışverenin kusur ve ihmalinin bulunduğunu belirtti. Denizer, "Özellikle Kozlu ve Armutçuk bölgeleri metan gazı ve ocak yangınlan ba- kımından çok hassas bir yapıya sahip. Sen- dikamız her iki bölgedeid tehlikelere dik- kat çekmiş, iş güvenliği birimlerinin en ni- telikli elemanlarla takviye edilmesini istemiştir" dive konuştu. TTK yönetiminin Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı mufettişlerinin uyanları- nı dikkate almadığı, 1987 yılından ben yap- tıkları ferdi karbonmonoksit maskesi alın- ması Önerilerinin de yerine getirilmediğini belirten Denizer, şöyle konuştu: "Eğer ferdi karbonmonoksit maskeleri zamanında alınmış, eğitimleri yapılmış, ocaklarda ça- lışan arkadaşlanmıza dağıtılmış olsaydı, kazadaki kayıplanmız kesinlikle böyle bü- yük bir rakama ulaşmayacaktı. Bu eksik- likler bütün üretim bölgelerinde devam et- mektedir." Şemsi Denizer, ocaklardaki iş güvenliği ve üretim koşullannın yeni yatınmlar ya- pılarak çağdaş seviyeye getirilmesini iste- yerek şöyle devam etti: "Devlet, Zongul- dak'ta başka iş alanları yaratmak için bir an önce altyapı oluşturma çalışmalanna başlamalıdır. TTK'ya yeni işçi alımı, ön- celikle yaşamını yitiren arkadaşlarımızın yakınlarından başlatılmalıdır. Üretim zor- laması yapılmadan herkese gücü oranında iş verilmeli, işyeri koşullanna göre çalışma saatleri yeniden düzenlenmeli, bugünden itibaren kurum olumsuz poiitikalardan anndınlmalı, dar politik çıkarlara alet edil- memelidir" TEV'den burs Türk Eğitim Vakfı, grizu faciasında ba- basmı veya velisini kaybedenlerle çalışama- yacak kadar sakat kalanların çocuklarına burs vereceğini açıkladı. Burstan yararlan- mak isteyen ilk, orta ve lise ile dengi okul- lardaki öğrencileri Zonguldak Valiliği'ne, universitede okuyan oğrenciler de TEV'e başvurabilecekler. Starl televizyonunda 12 mart perşembe akşamı 'Zonguldak İçin Çözum' konulu bir açıkoturum yayımlanacak. Açıkoturu- ma Genel Maden-İş Başkanı Şemsi Deni- zer, işadamı İshak Alaton ve Mehmet Bar- las katılacak. • (Bastarafi 1. Sayfada) izdiham. Zabıta görevlileri ve polisler şaşkın, çaresiz; her şeyi oluruna bırakmış durumda. Birbiri ar- dına bırakılan kotlar, oradan oraya koşuşturan binlerce in- san, sesler "inanılmaz' bir gö- rüntü çıkanyor ortaya. Bir kot pantolonu kapmak için kıyasıya mücadele eden üç kişi. aralannda kura çekıyor. 7'den 77'ye herkes ellerini yağ- mur duas^na açmışçasına hava- ya açmış, bir pantolon bekli- yor. Bazı pantolonlar ağaçlann dallanna takılı kalıyor. bunlan almak isteyen gençler kedi mi- sali ağaçlara tırmanıyorlar. Şanslılann gözleri gülerken, şanssızlar beklemelerini sürdü- riiyor. Helikopterler birer 'talih kuşu' kimliğine bürünüyor meydanda... Her şey bir panto- lon için! Dalgalanmalar sijrerken yol kenarlannda park etmiş araba- lardan bazılan hasar ğörüyor. Park görevlileri kızgınlık ve ça- resizlik içinde etrafa küfürler savuruyor. Tıpkı ağaç dallanna takılan birkaç pantolonu ala- rak aşağıya inmek isteyen gen- cın diğerlerinin pantolonlanna "göz koyduğunu' anlamasın- dan sonra 'çekilin lan, venmem. benim' demesı gibi. Tam bir keşmekeş... Arabasının camlan kınlan, aynası kınlan araç sa- hıpleri 'kimden isteyeceğiz bu- nun hesabını, bu ne rezalet' gibi «Sû2^rl& is\aBİannı.,dik .geüri- yorlar. Pantolon kapamayanlann ıs- yanı hepsinden daha içler acısı! Ama umutlannı son ana kadar yitirmemek istiyorlar ve öylesi- ne sağa sola koşuyorlar. Olayı izleyeh polislerden birisi daha fazla dayanamayıp şapkasını çıkanyor ve diğerlerinin arası- na kanşarak ellerini havava açıyor. O da insan ne de olsa! Uzun süre kargaşaya seyirci kalan polislerden iki kişilik bir devriye ekibi daha fazla "daya- namayıp' kalabalığın arasına girdi. Kotlan kolay yoldan aşa- ğjya indirmek için elinde uzun demir bir sopa tutan gencin elinden sopayı alan polis kala- balıea vurarak dağıtmaya baş- ladıT Bu sırada bacaklanna hızJı bir darbe yiyen Günay dın gaze- tesi foto muhabirlerinden Hicri Kınay yere düştü. Bir süre son- ra 'şimdiye kadar neredeydiniz. şimdi de sopayla gazetecilere vuruyorsunuz' şeklinde polise çıkışan Hicn Kınay'dan önce özür dileyeri polis memuru, da- ha sonrda çağırdığı sivil polis- lerle birlikte Kınay'ı bir ekip otosuna bindirerek merkeze ^ötürdü. 'inanılmaz olay' hasar gören arabalar. sevinçli ve üzüntülü bıraktığı insan yüzlen ve çiğnenmiş çimenler bıraka- rak böyle sonuçlandı... Sultanahmet'tekı bu büyük kargaşanın nedeni Veysi Balin"- in sahibi olduğu Balins Jean'- lerin ilginç reklam atağıydı, Balins Jean "etkileyici ve uçuk bir reklam kampanyasıyla SU- SER'den küçüğünü saat 850 dolara. büyüğünü isesaati 2 bin dolara kiraladığı 2 helikopter- den attığı 2 bin kot pantolon ile "reklamı doğrudan halka ulaş- tırma" arzusunu gerçekleştirdi. 550 milyon piyasa değerinde kot attığını belirten Veysi Balin operasyonu Taksim Meydanı'n- da trafiği 'altüst' eder gerekçe- sıyle izin verilmemesi üzerine beledıyeden aldığı izinie Sulta- nahmet Meydanf nda yaptıkla- nnı söyledı. Balin, bu reklam kampanyasının diğer büyük şe- hirlerde tekrarlanarak "gele- neksel' hale getirileceğini açık- ladı. ÇAĞEMT4NIĞI ÜÇY\ZAR Hikmet Çetinkaya 2. bası 10.000 lira (KDV içjnde) Çağdaş Yaymlan Türkocağt Cad 39-41 Cağaloğlu-/stanbul Ödemeli gönderilmez. A.Ü. KütüphaneKimliğimi, Medıko Sosyal İlişik Kesme Belgemikaybettim. Hükümsüzdür. H604D077 \f 4 HLR DİPŞO Erbakan neden ABD'ye gidiyor? UFUK GÜLDEMİR (Was- bington) - Refah Partısı Genel Başkanı Necmettin Erbakan, gizlı tutulan bir ziyaret çerçeve- sinde önümüzdekı hafta sonu- nu ABD başkenti VVashing- ton'dageçirecek. Erbakan, satır aralan gözden kaçınldığı takdirde anti-Batı mesajlar veren bir lider olarak tanınıyor. Oysa Türkiye'deki dinci hareketleri yakından ta- kıp eden Amerikalı uzmanlara göre "sadece yükseköğrenimini Almanya'da yapmış olması, hem de pozitif bir bilım dalında profesörlük payesi almış olması dahi başlıbaşına değer taşıyor." Geçen yıllarda İstanbul'da başkonsolosluk yapmış olan Daniel Nevvberry, ne zaman Erbakan ya da Korkut Özal gı- bı liderleri evinde ziyarete gitse. "Anadolu usulü ilk karşılaşma- nın. yerini. iş sohbete geldiğinde Batılı tür bır kafa tarzına terk ettiğini" bize bir Türkiye gözJe- mi olarak aktarmıştı. Aynca bundan iki yıl önce yayımlanan ve Türkiye'de hayli yankı yapan "Türkiye'de İsla- mi Canlanma " adlı rand şirketi raporunda, ABD yönetimine. Türkiye'deki İslamcı çevrelcr- deki "nüanslar"a dikkat etmesi ve diyalog ımkânı araması öne- rilmişti. Raporda, her ne kadar Batı aleyhtan bir ton içinde gö- rünseler de İslamcı aydınlann referanslannın hep Batı'ya dö- nük olmasının öneminin altı çızilmisti. ABD'nin. Erbakan'a bakı- şmda da bu tür bir incelik var. Örneğin emekli olduktan sonra kendisi ile yaptığımız bir söy le- şide, ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Robert Strausz Hupe bize şunlan söylemişti: - Erbakan'ı nasıl tanıvorsu- HUPE - Erbakan'la hiç ta- nışmadım. Oysa muhalefetle konuşmak benim işlerimden bi- risiydi. Ama Erbakan'ın zama- nı voktu. - Görüşme isteğiniz oldu da böyle bir yanıt mı aldınız? HUPE - Şimdi hatırlamıyo- rum, görüşme isteği bizden gitti mi. gıtmedi mi. Doğal olan, gö- rüşmemizdir. Onunla görüş- mekten çok memnun olurdum. Benim zamanımda zaten onun dikkat çekici bir siyasi faaliyeti yoktu. Türkıye'deyken kaygı- landığım bazı dini sesler ise tah- min ederim ki Erbakan'ın dı- şında gelişiyordu. Amerika'nın Türkiye'deki dinci çevrelere dönük bu ilgisi tek taraflı değil. Türkiye'de ideoloji olarak fslamı benimse- miş çevrelerin de Amerika'yı daha iyi tanımak, politikalanru daha ıyi kavramak yönünde bir arayışı var. Nitekım Erbakan'- ın Amerika ziyareti tamamen kendi inisıyatifi ile gerçekleşi- yor. Erbakan. hatta Kongre üyeleri ile dahı görüşmek isti- yor. Onlara kuşkusuz Ame- rika'nın politikalannın yanlış olduğunu söyleyecek. Ama bu "dışandan değil. içeriden" bir eleştiri olacak. Erbakan, ABD'ye Birleşmiş Milletler kapsamında bir faali- yet için geliyor. Bu da siyasi bakımdan kendi kamuoyuna karşı Amerika gezisini açıkla- ma olanağı sağlıyor. BM'nin Amerika topraklannda olması, Amerika ziyaretinı Erbakan açısından meşrulaştınyor. Du- rum bu olsa da Amerikan yöne- tirrı Erbakan'ı Amerika'da görmekten memnun olacağını vurguluyor ve VVashington'da kendisine her türlü misafırper- verliğin gösterileceği ifade edili- vor. KULIS • (Bastarafi 1. Sayfada) olmayacağı söylentilerini birkenara bırakırsak Erdal İnönü ve son kurultayda genel başkanlık yanşından önceki konuşmasında bile aday olduğunu "resmi" olarak açıklamayan, ancak adı "bütün zamanlann adayfna çıkan DenizBaykal.. Üçüncü aday ise. her ne kadar bu doğrultuda birçalışma yapmadığını söylese de. y tne de böyle bir görev den "kaçılamayacağı" şerhinı koyan Ankara Anakent Belediye Başkanı Murat Karavalcın. . Karayalçın'ınadaylığı hakkındaiserivayetmuhtelif... Rivayetlerin başında. hem Genel Merkez yönetiminin, hem deBaykalekibininKarayalçın'ıyıpratmakvehenüz kartlannı tamamen açmadan bu işten vazgeçirmek çabası içinde olduğu geliyor. Hazırlandığı iddia edilen dosyalara atfen de neleranlatılıyor neler! Belediye ihalelerinde birkaç şırketin kayınlmasından tutun da, bazı gazeteciler de dahil olmak üzere Karay alçın'ın parayla ""adam" satın aldığına kadar. belge değilse de dedikodularşimdidenyayılmayabaşladı. Henüz sözleşmesi bile yapılamayan metro gibi büyük bir projeyi tamamlamanın "hayal" olduğu. Karayalçın'ın böyle bir kaynağa sahip olmamasına karşın kamuoyunu bilerek yanılttığj ve metro için Kızılay'da kazılan çukurlann sonunda "yeraltı çarşısı" olarak düzenleneceği de söy lentilerarasında. Söyledik ya, bunlann hepsirivayet...Hem İnönü, hem de Baykal taraftarlanrun bu işe soyunmalan ise. Karayalçın'ı ufukta görünen en yakın aday olarak görmelerinden. İnönü yanlılanna göre ise. Baykal'ınartık genel başkan olamayacağı kesinleşti. Kemikleşmiş Baykal taraftarlan dışında Yeni Sol'a destek verenler. biraz da Genel Merkez'in uygulamalanna kızan küskünler. Bu durumda olanlara verilen örneklerin başında da Ertuğrul Günay geliyor. Genel Merkez yöneticilerine göre Baykal'ın durumu böyle tespit edilince. en ciddi aday olarak Karayalçın çıkıyor ortaya. Onun için de "katli vacip" görüiüyor. Bütün bu gelişmelere karşın Karayalçın ne mi yapıyor? Şimdilik sessiz kalmayı yeğliyor. Gelelim SHP'nın genel başkan adayı olduğu öne sürülen 4. isime. Oda. halen araştırmadan sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürütcn Ercan Karakaş. Ancak Karataş da bir yorum yapmaktan kaçınıyor. KADIKÖY AHKAMIŞAHSİYE Davalarına Bakmakia Görevli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Sa>ı 1991 630Vesa>el Halen Kadıkö) Selamıçeşme M ustafa Mazhar Be> Sok. No- 24 D. 30'da Kâmııran Mehmet SERHATLİavnıadresteikameteden kardeşı Mehmet Kjnııl SERHATLİ ye rahatsızlıö nedeni ilevasi tayin edılmı^tır. Kevfiyetılanolur. Hakım: I2107
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear