23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-14ŞUBAT1992CUMA CUMHURfYET SAYFA HABERLER Yasağa protesto • ANKA (Ankara) - -Sonsuzluk Ülkesinden Masallar" adlı kitabında böl ücülük propagandası yaptığı gerekçesiyle Ankara DGM tarafından t utuklanan yazar Metin Ciyayı (Dağlı), bu dururau protesto amacıyla saçlannı ustıırayla kazıttı. Metin Dağlı. avukatı M ustafa Derair aracılığıyla yaptığı açıklamada, kitap toplatılmasını, insanların düşünceleri nedeniyle tutuklanmasını protesto amacıyla saçlannı usturayla kazıttığını bildirdi. Dağlı açıklamasında'Kültür Bakanı bir yandan yasaklanmış kitap kalrnayacaic. kitaplar toplatılmayacak diyor, diğer yandan bizim kitaplanmız toplatılıyor, tutuklanıyoruz. Her türlü baskıya maruz kahyoruz, bu iki yüzlü, çifte standartlı bir uygulamadır. Bunu kınamak amacıyla saçlanmı kazıtıyorum' görüşlerine yer verdi. Kütûkler bilgisayanda lAA(Ankara)- TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, [TBMMPlanveBütçe K.omisyonu'nda seçmen I kütüklerinin bilgisayara i geçirilmesi için 40 milyarliraödenek ayrıldığını hatırlatarak "seçrnen kütüklerinin bilgisayara geçirilmesi demokrasimizde bir devrimdir" dedi. Cindoruk, YSK Başkanı Orhan Yalçınkaya'yı kabul ederek birsüre görüştü. Yalçınkay a, görüşmede yaptığı konuşmada. Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan seçmen kütüklerinin bilgisayara aktanlmasi yolunda çıkanlan karar için TBMM Başkanı'na teşeküretti. Cindoruk da seçmen kütüklerinin bilgisayara aktanlmasıyla tartışmasız seçmen kütüklerinin gerçekleşeceğini söyledi. Demirel'e de by-pass • ANKA (Ankara) - Eski Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu, Adalet Bakanlığı'na ilişkin düzenlemelerde Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı devre dışı bırakan yasa tasansının birçok atamada Başbakan Demirel'i de imza dışı bıraktığını söyledi. Yasa tasansı ile Adalet Bakanı'nın "şahsi gücünün" arttınldığını, bazı atamalarda sadece cumhurbaşkanının değil, başbakanın da devre dışı kaldığını ifade eden Mahmut Oltan Sungurlu, bakanlığın müşavirlik sayısımn müsteşar başta olma üzere üst düzey bürokratlann görevden alınmalarını kolaylaştırmak için arttınldığını öne sürdü. DEMKAD'ın tepkisi , • tstanbul Haber Servisi - Demokrasi İçin Kadın Hakları Derneği (DEMKAD), polisin kadınlara yönelik cinsel işkencesine, cinsel tacizine hükümetin ilgisiz vc duyarsız kalmasını protesto etti. DEMKAD tarafından yapüan yazılı açıklamada "Sağlık emekçisi Mediha Curabaz'ın gözaltında tutulduğu süre içerisinde yoğun işkenceye tabi tutulduğu ve elektrikli copla tecavüz edildiği için bulunduğu suç duyurusu ve dava açma istemi reddedildi. Mediha Curabaz'ın işkence ve tecavüzü belgelediği rapor. verdiği işkenceci polislerin yaka numaraları da yeterli delil kabul edilmiyor ve işkenceciler bir kez daha korunuyor" denilerek verilen karar protesto edildi. ANAP'tatasarruf • AA (Ankara) - ANAP. muhalefete düştükten sonra başlattığı tasarruf önlemlerini sürdürüyor. Alınan bilgiye göre ANAPGenel Muhasibi Salih Ergun'un hazırladığı rapor doğrultusunda. önümüzdeki günlerde partideçalışanlann birbölümünün işine son verilecek. ANAP'lı yetkililer. geçicikadrodakilerlebirlikte 138 kişinin çalıştığını belirterek 30 personelin tazminatlan da ödenerek işten çıkanlacağını söylediler. Öte yandan, biriken telefon borçlan nedeniyle parti genel merkezinin direkt telefonlanndan 20'si görüşmeye kapatıldı. Genel merkezin 20 hatlık santralı da daha önce 10 hata düşürülmüştü. Silah yüklü gemi • AA (tstanbul) - tstanbul Boğazı'ndan transit geçiş yaparken ambarlarında çok sayıda silahla yakalanan Kıbns Rum bandırah "Cape Maleas" adlı gemi hakkında acılan davaya devam ediliyor. Istanbul 1 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmaya sanıklar katılmazken, silahlann Iran'a ait olduğunu öne süren tran Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri hazır bulundular. Iranlı yetkililer, silahları tran'ın Bulgaristan'dan satın aldığını ve Benderabbas Umanına götürmek için Istanbul Boğazı'ndan geçtiğini söylediler. Öğrenci tazminatlan • ANKA (Ankara) - Askeri okullardan çeşitli nedenlerle aynlmak zorunda olan öğrencilere ödettirilecek tazminat miktan arttınldı. Milli Savunma Bakanlığı'nın resmi gazetede yayımlanmış yönetmelik değişikliğine göre askeri okullardaki eğitimini yanda bırakarak ayrılan öğrencilerin ödeyeceği tazminata konu olan giderlere yenileri eklendi. Bu öğrencilerin ödemek zorunda oldulan tazminatlann içine askeri liseler hazırlık sınıflan yabancı dil eğitimi, atış. personel ve amortisman giderleri deilaveedildi. Askeri okullardan ayrılan öğrenciler, bunlarla bırlikte 12 maddede belirlenen giderlerin toplamı kadar tazminat ödemek zorunda olacaklar. T üm sorun, sapla samanın birbirine karışmış olmasında. Birçok işimizde olduğu gibi, vergi affında da sap saman iç içe. Elbette vergi affı, vergisini zamanında ve tam olarak öde- yen mükellefe yapılan bir enayi muamelesi. Elbette vergi affı, asgari ücretle yaşadığı halde vergisini peşin veren milyonlarca insana yapılmış bir nanik. Elbette vergi affı, Gelir ve Kurumlar Vergisi'ni, değil peşin ver- mek, bir yıl sonra ve de taksitlerle ödeyenlere sağlanan enflas- yon kazancının da üstünde ek bir ayrıcalık. Ama bütün bunlar, vergi affı ile bundan birkaç yıl önce yapılan bir başka haksızlığın yine devlet eliyle önlendiği gerçeğini değiş- tirmiyor. Sayıca ve nitelikçe çok yetersiz ofan vergi denetim ve toplama elemanları, işin içinden çıkamayınca 3505 sayılı yasayı çıkartmış- lardı. Bu yasa, vergi memurlarının bir anlamda "intikam yasası" gibi işledi. Vergi memuriarı, vergi farklarını alamayınca şöyle diyoıiardı: "Madem ki verginizi vermediniz, tann değil, ama bizim 3505 sayılı yasa sizin cezanızı verir" Gerçekten söz konusu yasa, vergisini ödemeyen yükümlüyü ev- liya çarpmışa çeviriyordu. Örnek mi: Diyelim ki 1987 yılı hesaplarınız 1991 sonunda incelendi. Usul- süzlük yaptığınız ve eksik vergi ödediğiniz belirlendi. Asıl vergi bor- BAŞKENTTEN AHMET TAN Afedersiniz Vergi Affı... cunuz 5 milyon lira. Bu 5 milyon liraya, her yıl için ay üzerinden gecikme faizi uygulanıyor. Faizler anaparaya eklenerek ve her yıl için katlanarak toplanıyor. Bunun üzerine de gecikme zamları ek- leniyor. Ayrıca tahakkuk zamları ve vergi cezaları da eklenınce 5 milyon lira kimi hallerde 45-55 milyon liraya çıkıyor. İş hacmi orta halli olan yükümlüler için bu ölçekte bir borcun ödenmesi söz konusu olmadığından borç, faize faiz, cezaya ce- za hesabıyla çığ gibi büyüyüp gidiyor. Hükümet, bu yasa tasansı ile bir yandan Maliye ile vergi mü- kellefi arasında uzlaşma sağlamayı amaçlarken diğer yandan da ek gelir olanaklarım zorluyor. Devlet Bakanı Tansu Çiller, Meclis'te Bütçe Komisyonu'nda vergi affının bir zorunluluktan, daha doğrusu devletin zaafından doğ- duğunu belirterek "Kamu açığını kapatmak için bu paraları almak zorundayız" demişti. Bunu almanın tek yolu ise aftı. Tıpkı ANAP iktidarının daha geçen yıl, 25 milyon liraya kadar olan vergi borçlarını affettiği gibi. Tüm sorun sapla samanın birbirine kanşmış olması dedik. Evet öyle: "Devlet 27 trilyonluk vergi affı çıkarıyor" deniyor ya, bu 27 trilyo- nun 7.5 trilyonu Tekel Genel Müdürlüğü için. Yani devlet biraz da kendi kendini affediyor. 3.5 trilyonunu belediyeler için çıkarıyor. Bir de bu 27 trilyon liranın sapını, samanını ayırmak gerek. 27 trilyonluk miktardan gecikme faizleri, gecikme cezaları, ta- hakkuk zamları düşüldüğünde, affa konu edilen verginin aslı 10-12 trilyon lira olarak beliriyor. Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın belgelerine göre aftan yarar- lanacak yükümlülerin yüzde 86'sının borcu 25 milyonun aitında. Geriye kalan yüzde 14'ün içinde "hayaliciler" denilen ve devle- ti soymak için kurulan adı var kendisi yok, naylon fatura firmaları ile birtakım büyük firmalar var. Bu firmaların adlarını, bunların sahipleri arasında "önemli si- yaset ve ticaret adamları" olup olmadığını halkın öğrenmesi ise yasalara göre mümkün değil. Çünkü vergi Usul Kanunu'nun 5. maddesi, "vergi yükümlüleri- nin bu tûr ticari bilgilerinin devlet sırn gibi saklanmasım" öngörü- yor. "Kimlerin vergisi affediliyor" sorusunu yanıtlamak, bu yasa yü- rürlükte olduğu sürece olanaksız. Elbette, Meclis yeni bir ek ya- sa maddesıyle bu yasağı kaldırabilir. Ama bu da iktidarın "hür teşebbüs", "serbest girişim" söylemi- ne nasıl etki eder? O da Demirel'in sorunu... Ankaralı hâkim ve savcılar da yeni yasa tasansını destekleyen bir bildiri yayımladı Yargıda by-pass savaşı kızışıyorTURAN YILMAZ (Ankara) - Adalet Bakanı Seyfi Oktay tarafından hazırlanan "by-pass yasa tasarısı"nın yargıda başlattığı "bildi- ri savaşı" sürüyor. îstanbul'dan sonra Ankara Adliyesi'nde gö- revli yargıç ve savcılar da bir bildiri yayımlayarak, tasarı ile ge- tirilmek istenen düzenlemeleri savundular. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi üyesi Vural Savaş ise tasannın yargıçların özlük haklarına ilişkin maddeleri başta olmak üzere bazı düzenlemelerinin anayasaya ay- kırı olduğunu savundu. Ankara Adliyesi yargıç ve savalan, yap- tıklan ortak açıklama ile by-pass tasarısı- nı elestiren Uk bildiriyi eleştirdiler. Açık- lamada, "Kendilerine 'yüksek dereceli hâkimler' yakıstırmasını uygun bulanlar- ca yayımlanan bildiride, kendileri ile aynı maas ve hukuki statüye kavuşacakları ge- rekçesiyle 'adalet dağıtmak' gibi onurlu ve sorumluluk yükleyen bir görevi üstlenen yargıç ve savcıların küçümsenmeye çahşıldığı" beürtildi. "Bu çabaya girenle- rin hukukçu ve hâkim olduklanna inan- mak olanaksızdır" denilen açıklamada özetle şu görüşlere yer verildi: "Bağmısız Yüksek Hâkimler Kurulu kaldırüırken kula kulluk etmeden, el etek öpmeden, adalet dağıtmanın onur ve say- gınlığı ile görevlerinde aşama aşama yük- selen hâkim ve savcılar, yargı bağımsızlı- ğı ve hâkim güvencesinden yoksun bırakı- lırken tepki göstermeyen, seslerini çıkar- mayan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu'nun, Adalet Bakanı ve onun buyru- ğundaki müsteşann katıhmı ile oluşturul- masının, yargıyı yürütmenin denetimine soktuğu açık iken bu durumun yargı ba- ğımsızlıgını kaldırdığı gerçeği göz ardı edi- lip hiç değinilmeden, Adalet Bakanı'nın ki- şisel seçimi ve atamasıyla 'birinci sınıf hâkim' statüsü elde eden bakanhk görev- lileri ile örnek ahlaki tutum ve davranış, bilgi ve anlayış, Ustün çaba ve çahşması ile TUrk ulusu adına en az 22 yıldır yargı gö- revini yerine getiren hâkim ve Cumhuri- yet savcılarının da 'birinci sınıf hâkim' dü- zeyine getirilmesinin, bakanhk müsteşarı, yardımcılan ve genel müdürler yönünden anayasaya aykın olduğu itirazını ileri sür- menin hukukçu ciddiyeti ve güvenirliliği ile bağdaşır yönü yoktur," "Müsteşar ve diğer üst düzey yönetici- leri, hâkim ve savcıların idari yönden amiri" saymanın ancak hukukçuluktan nasibi olmayanlarca benimsenebileceği de savunulan açıklamada, "hâkimler arasın- da ast, Ust, emir ve denetim ilişkisi yok- tur. Yazıyı kaleme alan ve 'yüksek dere- celi •hâkimler' olduklarını ileri sürenlerin bu konuda da bilgi yoksunu bulundukia- rı anlaşılmaktadır" denildi. "Biz herhan- gi bir siyasal kuruluşun yanında ya da kar- şısında ve kesinlikle siyasetin içerisinde değiliz" diye sürdürülen bildiride, "Yar- gıyı bölerek yönetmek, yürutmenin dene- timini sürdürmek, her koşul ve dunımda kesin tarafsızlığını koruyan hâkim ve sav- cılan siyaset içerisine çekmek isteyenlerin kışkırtma ve oyunlanna gelmeyecek biünç ve olgunlukta olduğumuzun bilinmesi gerekir" göriişüne de yer verildi. Bildiri- İnönü, Demirel'in ABD'de olması nedeniyle Uk kez Bakanlar Kurulu'na başkanlık etti. (Fotoğraf: RTZA EZER) Erdal Inönü başbakan koltuğundaCUMHURİYET (Ankara) - Cumhur- başkanı Turgut özal, ihracata ilişkin üç Bakanlar Kurulu karannı 'redaksiyon hatası' olduğu gerekçesiyle iade ederken Sınır ve Kıyı Ticareti Yönetmeliği'nde yer alan bazı kalemlerin değiştirilmesini iste- di. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Akm Gönen, yönetmelik ile kararlann özal'ın 'direktiflerine' uyularak tekrar Cumhurbaskanlığı'na sunulacağmı büdi- rirken halen 90 kararnamenin Köşk'te im- za beklediğini söyledi. Gönen kadın sorun- lan bakanlığı kurulmasına ilişkin yasa ta- sarısının da TBMM'ye sevkine karar ve- rildiğini açıkladı. Bakanlar Kurulu, Başbakan Vekili Er- dal tnönü başkanhğında dün yaklaşık 3.5 saat süren bir toplantı yaptı. Inönü, Baş- bakan Süleyman Demirel'in ABD'ye yap- tığı resmî ziyaretin devam etmesi nedeniyle ilk kez Bakanlar Kurufu'na başkanlık etti. 10 bakan katılmadı Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısı- na Ankara dışında bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakam Mehmet Moğul- tay, Devlet Bakanlan Tansu Çiller, Erman Şahin, Mehmet Ali Yilmaz, Şerif Ercan, Mehmet Batallı ile Başbakan Demirel'le birlikte ABD'de olan Dışişleri Bakanı Hik- met Çetin ve Devlet Bakanı Cavit Çağlar katılamadılar. Başbakan Vekili tnönü, Milli Eğitim Bakam Köksal Toptan ile Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna'nın da TBMM'deki bütçe görüşmeleri nedeniyle toplantıya kaulamadıklarım açıkladı. SHP'de tstanbul örgütü sorun olduCUMHURİYET (Ankara/İstanbul)- SHP örgütlerindeki tıkanıklık so- rununun çözümü için görüşmelere îstanbul'dan başlandı. İstanbul İl Başkanı Bozkurt Nuhoğlu ve ilçe başkanlan ile toplanarak sorunu görüşen ŞHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi, "Çabamızm tasfiyeci- likle ilgisi yok. Yeniden yapılanma gereğini kabul edenler, bu söz- lerini unutmamalıdırlar" dedi. İstanbul il örgütündeki sorun nedeniy- le dün SHP genel merkezindeki toplantı- ya girerken görüşlerini Cumhuriyet'e an- latan Nuhoğlu, "Örgut tıkanıklık içinde. Ben bu sorunları masaya yatınyor ve çö- zümlenmesi için çözüm arıyorum. Bence bir süre dikey örgutlenme gerekir" dedi. Nuhoğlu, "Jstifa eder misiniz" sorusuna, "Talep ederlerse ederim" yanıtını verdi. Kurultay öncesinde istifası istendiğinde karşı çıktığının anımsatılması üzerine Nu- hoğlu, "O zaman farklıydı. Şimdi ben so- runu gündeme getiriyorum" diye konuş- tu. Nuhoğlu, toplantının da örgütün iste- mi üzerine düzenlendiğini söyledi. Selvi: Tasfiyecilik değil Cevdet Selvi ise kurultayda herkesin ye- niden yapılanmadan söz ettiğini vurgula- yarak "Partinin çağdaş yapıya ulaşması- nı istiyoruz. Bu isteğimizi gerçekleştirmek için elbette arkadaşlanmızla ara>ış, içine gireceğiz" dedi. Selvi, çabalannm tasfiye- cilikle ilgisi olmadığını, kimsenin de bu ça- badan rahatsız olmaması gerektiğini söy- ledi. Sağlıksız, bozuk bir temel üzerine ye- niden yapılanmanın mümkün olmadığını anlatan Selvi, "Bunu istismar,etmeye de kimsenin hakkı yok. Bir talep gelmiştir, çözümü de demokratik biçimde birlikte bulacağız" diye konuştu. Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Kara- kaş'ın da katıldığı toplantıda ilçe yöneti- cileri de örgutteki sorunu anlattılar ve i! yönetiminin çahşamadığını savundular. Çözüm için Nuhoğlu ve yönetimin birlik- te istifası yoluyla kongre yapılması konu- sunda da bir görüş birliği sağlanamadı. Ancak görevden almanın da kabul edile- mez bir tavıf olacağı dile getirildi. Millet- vekili adaylıkları nedeniyle yönetim kuru- lunun ağırlıklı olarak yedeklerden oluşma- sının tıkanıklığın nedenlerinden biri olduğu kaydedildi. Altı saat kadar süren toplantı sonunda İstanbul'da yeniden değerlendir- me yapılması kararlastmldı. Bozkurt Nuhoğlu: İl yönetimi istifa et- mesine karşı çıktı. Cevdet Selvi, toplantı sonrasında kara- ra ilişkin sorumuza, "Zaten sonuç alına- cak bir toplantı değildi. Arkadaşlarımızı dinleme imkânı bulduk" dedi. Selvi, "İl- çe başkanlan da örgutün yapısından kay- naklanan sıkıntılar olduğunu, yeniden du- zenleme gerektiğini söylüyorlar" biçiminde konuştu. Selvi, Nuhoğlu'nun toplantıda ı>.- tifadan soz etmediğini de sözlerine ekledi. Öte yandan konunun pazartesi günü ya- pılacak merkez yürütme kurulunda ele alı- nacağı beürtildi. MYK'da "örgutteki tıkanıklık" ve bunun aşılması yönteminin yanı sıra çalışma programının da günde- me gelmesi bekleniyor. Genel merkez yoneticileri, kendilerinin istifa için yönlendirme girişimleri olmadı- ğını savunmalanna karşın, yapılmak iste- nenin istifalar yoluyla bazı illerde kongre- Ier yapılması ve böylece haziran ayındaki ara yerel seçimler öncesinde kendilerini gü- venceye almayı amaçlamak olduğu da öne süruluyor. Görevde kalma karan Bu arada İstanbul il yönetim kurulu üyeleri önceki akşam bir araya gelerek du- rum değerlendirmesi yaptılar. Toplantıda İl Başkanı Bozkurt Nuhoğlu'nun istifası- nın doğru olmayacağı gorüşü benimsenir- ken üyelerin çoğunluğu gorevde kalma ka- rarı aldılar. Nuhoğlu'nun istifası halinde, il yönetim kurulu üyelerinden Fikret Yil- maz, Mustafa Kuçuköner, Yılmaz Altay ve Süleyman Gülbek'in de ayrılacağı be- lirtiliyor. SHP İstanbul İl Sekreteri Nuret- tin Ertürk, yönetim boşluğu doğuracak sa- yıda istifa olmayacağını belirterek ayrılan- ların yerini yedek üyelerle doldurarak baş- kan secebileceklerini bildirdi. de, tasannın, göreceli de olsa bir hakkın iadesini gerçekleştirdiği de kaydedildi. Vural Savaş'ın ttirazı HSYK ve Yargıtay üyesi Vural Savas ise konuya ilişkin değerlendirmesinde, tasan- daki başta yargıçların özlük haklarıyla il- güi düzenlemeler olmak üzere bü-çok mad- denin anayasaya aykın olduğunu savun- du. Tasannın, bakanhk üst düzey yöneti- cilerinin, bakanın önerisi üzerine HSYK'ca adli ya da idari yargıdaki eski görevlerine atanacaklanna ilişkin düzenlemenin, ana- yasanın 140/son maddesine aykın olduğu- nu kaydeden Savas, şunlan söyledi: "12 Eylül hukukunun dahi Adalet Ba- kanlığı'nda çalışan birinci smıf hâkimlere tanıdığı teminat, bu yasa ile ortadan kal- dırılmaktadır ve Adalet Bakanı'nın tekli- fiyle, kurul belü surede zorunlu atama yap- mak durumunda kaldığından ve kurulun kararlan kesin olduğundan, anayasa hük- müne rağmen bakanükta görevli hâkim ve savcılar, bakanükta görevli sıradan bir me- murdan bile teminatsız hale getirilmekte- dir. Çünkü onlann idari yargıya başvur- ma hakkı vardır." Başbakan ya da Adalet Bakanı'na, bir müsteşann, bir HSYK üyesinin ya da bir yargıcın görev yerini istediği zaman değiş- tinne yetkisinin tamnmasının anayasanın 139. maddesine aykın olduğunu belirten Savaş, HSYK'nın, atamalar konusunda- ki takdir yetkisinin ortadan kaldınlması- nın da "âdeta Kurul'a emir ve talimat ver- me mahiyetinde olduğunu" savunarak, bunun da anayasamn 159. maddesine ay- kın olduğunu ifade etti. Savaş, şöyle de- vam etti: "Tasarı aynen kanunlaştığı takdirde, HSYK Anayasa Mahkemesi'ne başvurup yasanın iptalini sağlayamayacağına göre anayasaya aykın bu yasa çerçevesinde iş- lem yapmak zorunda kalmamak için, HSYK olarak yasa kurumlaşmadan gerekli girişimleri yapmamız gerektiği inananda- yım." 1995 sonuna uzuyor Erken emeklide Bağ-Kur artünmı CUMHURİYET (Ankara) - Üç yıl süreyle "erken emekhük" hakkı getiren ya- sa tasansının geçerlilik süresi, 9 ay uzatıh- yor. Yasanın uygulama süresinin sonu 1 Mart 1995 tarihinden 31 Aralık 1995 tari- hine alındı. Söz konusu değişiklik, Bağ- Kur'lu erkeklerin erken emeklilikten yarar- lanabilmelerini sağlamak için gündeme gel- di. Tasannın bugünkü haliyle yasalaşması durumunda, 1972'de kurulan Bağ-Kur'a bağlı çalışan erkekler, iki yühk askerlik sü- relerini emekliüklerine saydırsalar bile er- ken emeklilikten yararlanamayacaklardı. Cumhurbaşkam Turgut özal'ın vetosu üzerine, erken emeklilik hakkı için 3 yülık bir süre getirilirken, Bağ-Kur'un kuruluş tarihi hesaba katılmadı. Bağ-Kur 1972 yı- lında kurulduğundan, Bağ-Kur'lu erkekler iki yılhk askerlik süresini emeklihklerine saydn^alar bile, 1 Mart 1995'te sona ere- cek olan erken emeklilik hakkından yarar- lanamayacaklardı. Esnaf ve Sanatkârlar Odası, DYP gru- buna bir yazı göndererek DYP grubunu bu konuda uyardı. Bunun üzerine DYP Grup 1 Başkanvekili Güneş Müftüoğlu, SHP gru- bu ile de görüşerek yasamn uygulama sü- resinin 31 Aralık 1995'e kadar uzatıJması için görüş birliği sağladı. DYP ve SHP gruplan, yasa tasansımn TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasuıda ortak bir önerge vererek üç yılhk uygulama süresini uzatacaklar. Yasa tasansındaki 1 Mart 1995 tarihi Bağ-Kur'lulann dışında memur ve işçile- rin erken emekli olabilmeleri için de engel oluşturdu. DYP grubunun bu konuya dik- katini de memurlar cektiler. Mevcut tasa- nya göre, yaşlanna bakılmaksızın kadın- lann 20, erkeklerin de 25 yıl önce işe baş- lamış olmalan gerekiyor. 1 Mart 1995 ta- rihine göre bu sürelerle geriye gidildiğin- de, işe başlama tarihleri kadınlar için 1 Mart 1975 "Cumartesi", erkekler için ise 1 Mart 1970 "Pazar" günlerine denk geli- yor. DYP grubunu uyaran memurlar, ta- sannın bu şekilde yasalaşması durumun- da en erken pazartesi günü işe başlayanla- rın erken emeklilikten yararlanabilecekle- rini, işe başlama tarihleri hafta sonuna denk geldiğinden, bir ve iki gün için çok sayıda kadın ve erkeğin bu haktan yarar- lanamayacakiannı bildirdüer.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear