23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 ŞUBAT1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DYP ve SHP'nin anlaştığı anayasa değişikliğine göre devletin yayın tekeli kalkıyor Devlet artık TV'yi gözetleyecekCUMHURİYET (Ankara) - Koalisyon ortaklan DYP ve SHP, özel televizyon kanallannın kurulmasını öngören anayasa değişikliği konusunda ortak bir metin üzerinde anlaştı. DYP ve SHP grupla- n tarafmdan kabul edilen ortak metin, özel televizyon kanallan- nın anlatım özgürlüğü, iletişimde çoğulculuk ilkelerine göre ya- yın yapmalannı öngörüyor. Ortak metine göre, devletin yayın tekeli kaldınlıyor, bunun yerine devlet gözetimi getiriliyor. Iki partinin ortak anayasa değişikliği metninde, radyo ve televizyon kuruluşla- nna ilişkin anayasanın 133. maddesi de- ğiştiriliyor. Anayasa "nın söz konusu maddesi şu şe- kilde düzenleniyor: "Radyo ve TV istas- yonlarının kuruluşu, işletilmesi ve bunla- nn kamu elindeki araçlardan yararlanma- ları yasa ile düzenlenir. Yasa, radyo ve televizyon yayınlannın kamu hizmeti anlayışına, anlatım özgür- lüğüne, iletişimde çoğulculuk ilkesine ve cumhuriyetin temel ilkelerine uygun ola- rak yapılmasım düzenler, gerekli eşgüdüm ve gözetim kurumlarını kurar. Devletçe kurulan ve kurulacak tüzelki- şiliğe sahip radyo ve televizyon istasyon- lannın özerkliği ve bunlarca yapılacak si- yasal yayınlann tarafsızhğı esastır. Yasa, özerkliği ve siyasal tarafsızlığı sağlayacak ilkeleri gösterir." Anayasa değişikliği metni, kamu iktisadi teşebbüsU niteliği taşıyan veya devlet ya- hut diğer kamu tüzelkişilerinden mali yar- dım gören haber ajanslan hakkında da ay- nı hükümlerinin uygulanmasını öngörü- yor. Anayasa değişikliğinin gerekçesinde, radyo-TV istasyonlannın devlet eliyle ku- nılacağı ve yönetimlerinın kamu tüzelki- şiliği biçiminde duzenleneceğine ilişkin anayasa kuralmın fiilen uygulanamaz ha- le geldiğine dikkat çekildi. Gelişen tekno- lojinin bu alanı düzenleyen anayasa hük- miinü aşarak yurtdışında yayın yapan is- tasyonların yaygın biçimde etkinliklerine olanak verdiğinin vurgulandığı gerekçede şöyle denildi: Çokseslilik zoranlu "Evrensel demokrasinin giderek kitle iletişim araçlannda çoğulculuk ve rekabet anlayışına önem verdiği gözlenmektedir. Radyo ve 1 televizyon alanında devlet teke- lini konımak, artık düşünce özgurlüğünün tarifı dışmda kalmaktadır. Yazılı basında olduğu gibi radyo ve televizyon istasyon- lannda da çoksesliliğe geçmek zorunlu hale gelmiştir. Bu nedenle anayasanın 133. maddesi bu doğrultuda yeniden düzenlen- miştir. Devlet tekeli kaldınlırken devlet gözetimi ilkesi getirilmiştir. Tarafsızlık ni- teliği vurgulanmış, aynntüı düzenleme ya- saya bırakılmıştır. Bütün radyo ve televiz- yon istasyonlannın cumhuriyetin temel il- kelerine, genel ahlaka, Türk devletinin ba- ğımsızlığı ve bütünlüğü aleyhine yayın ya- pamayacağı pek tabiidir. Zira TCK (Türk Ceza Kanunu) ve diğer özel kanunlarda bu konuda genel hükümler yer almıştır. Bu se- beple maddeye bu yolla bir fıkra eklenme- sine gerek görülmemiştir." Radyo da serbest piyasaya uydu TV Servisi - TRT radyo yayıncı- lığı alanında da özel kanallarla rekabete hazırlanıyor. Türkiye Radyo Televizyonu dinleyici sayısını arttırmak için FM'den yayın yapan TRT3'ün bölgele- re aynlmasını hedefliyor. Sponsor programlara ağniık verecek daha dinamik bir yayıncüığa soyunan TRT3'te müzik ile magazin iç içe olacak. Bugüne kadar çok sayıda flrma, bu pro- je icinde yer almak üzere kuruma başvur- du. tlk deneme Istanbul'da yapılacak. Daha sonra Ankara ve lzmir'de de ayn ayn programlar yayımlanacak. TRT, bu yayınlara rekJam da alacak. TRT Genel Müdürlüğü danışmanhğı- na getirilen Sedat örsel'in hazırladığı projeye göre TRT3'ün programları bun- dan böyle hareketlenecek. örsel'in ver- diği bilgilere göre, yanm saatlik kuşak- lar sponsor programlara bölünecek. Bu saatlerde canh ve banttan olmak üzere iki sistem ile yayın yapılacak. örsel, günde yaklaşık 6-7 saat arasında canlı yayın dü- şünüldüğünü, canlı yayında kısa röpor- tajlar ve magazin yapımlann yer alaca- ğını söyledi. Yeni projeye göre prime ti- me olarak seçilen sabah 07.30-09.00, öğ- len 12.00-14.00, akşam ustü 17.30-20.00 ve gece 23.00-24.00 arasında hareketli müzik magazin programlan yer alacak. TRT'nin sponsor programlar karşılı- ğı iyi bir gelir elde edeceğini belirten ör- sel, bugüne kadar ona yakın firmanın kendilerine başvuruda bulunduğunu ve görilşmelerin devam ettiğini söyledi. SİT alanı tartışması Foça'nın kaderi yarın çiziliyor BEHZAT ŞAHtN (Foça) - Foça'- nın kaderi yann Ankara'da toplanacak Kültür ve Tabiat Varhklannı Koruma Yüksek Kurulu'nun vereceği karara bağlı. Yüksek Kurul ya Foça'- nın tamanının SİT alanı ilan ede- cek ya da koruma alanı tartış- maları sürecek. Şu anda Foça'da tam bir kargaşa ya- şanıyor. Neresi SİT alanı, neresi değil bi- linmiyor. Izmir Müzesi uzmanlarırun ha- zırladığı rapora göre Foça'nın hemen ta- mamının SİT alanı ilan ediimesi gereki- yor. Foça Belediye Başkanı Nihat Dirim I984'ten bu yana çeşitli tarihlerde sınır- lanyla oynanan SİT alanlan kararlanmn artık halk arasında inandıncıhğını yitir- diğini söylüyor. Nihat Dirim, "Koruma alanı saptanırken yöre halkının mağdur edilmemesi gerekiyor. Zarara uğramış ve uğrayacak olan Foçalılann zararlarmı gi- derici önlemkr mutlaka aünmalıdır. Bu da alternatif bir yerleşim alamnın belir- lenmesi ve Foça özelinde takas yönetme- liğinin ivedilikle uygulanmaya başlanma- sıyla gerçekleştirilebilir" diyor. Belediye Başkanı Nihat Dirim hakkın- da kaçak yapılaşmaya göz yumduğu ge- rekçesiyle çok sayıda suç duyurusu var. Bu suç duyurulanndan biri de Foça Be- lediyesi'nin arkeolojik SİT alanına yap- tırdığı futbol sahasıyla ilgili. Su kemer- lerinin hemen yanında bulunan futbol sa- hasının çevresinde kırık dökük kahntılar var. Ftça'nın görünümö Kültür ve Tabiat Varhklannı Koruma Yüksek Kurulu'nun karanna kaderini bağlamış olan Foça'nın görüntUsü özet- le şöyle: Bir yanda 19'uncu yüzyıldan kalma Rum evleri, hemen yanıbasında üç kath apartmanlar, bunların arasında MÖ 500 yüında Phokaialılann yaptığı dünyanın ikinci en uzun surları ve surlann yıkılma- sına yol açan bir inşaat, insaaün biraz ge- risinde yıkılan surdan çıkan taşların üst üste konulmasıyla elde edilmiş bir 'MS 1992' suru. Başka bir tarafta bir site in- şaatı sürüyor. Insaatm temelinde Phoka- ialılar'dan kalma çeşitli yapılann izleri var. Bu inşaat, altında tarihi eser oldu- gu gerekçesiyle bir ihbar üzerine durdu- rulmuş. Başka inşaatlann temel çukur- lannda da lahitler, sütunlar, çömlek par- çaları var. Bunlar da talihli tarihi eser- lcrden. Çünkü şimdilik Uzerlerinde bir bi- na yok. BOŞLUKTA, DÜNYAYA DÖNMEYt BEKLÎYOR - Geçen mayıs ayının 18'inde yörûngedeki Mir uzay istasyonun» yerleştirilen Rus kozmonotlar Sergey Krikalev ve Aleksandr Volkov, SSCB'nin parçalanmasınııı etkilerini dfinyadan uzakta da olsalar en az yeryüzündeki yurttaşları kadar hissediyorlar. 91'in ağustos ayında yeryüzüne dönmesi gereken kozmonotlar, Rusya'daki ekonomik sorunlar yüzünden dünya çevresindeki rurlannı en az mart ayına kadar sürdürecekier. "Kolay Otomobil Kredisi" DISBANK'ta. DIŞBANK 'ın tüm şubeleri, bekletmeden otomobil kredisi verme yetkisine sahip. DIŞBANK "Kolay Otomobil Kredisi", satın alacağınız otomobilin fatura bedelinin tümünü ödüyor. DIŞBANK'tan "Kolay Otomobil Kredisi" alırken, uygun faiz, uzun vade ve size değer veren, nitelikli bir hizmet anlayışı bulacaksınız. DIŞBANK. "Uzman Bankacılık" hizmetlerinin yanısıra, zengin çeşitlilikte "Bireysel Bankacılık" hizmetleri de sunuyor. "Kolay Otomobil Kredisi" bunlardan biri. Yararlamn. f/f DIŞBANK K u r u m l a r ı İ l k e l e r i Y ü c e l t i r . 1 GÜNU1V NOTLARI OSMAN ULAGAY 3.5 Trilyon Kredi Var, Yatırım Yok... fendim, devlet özel sek- törün kaynaklarına el oyuyor, bu yüzden özel sektör yatırım yapamı- yor. "Efendim, orta vadeli yatırım kredisi bulamıyoruz, bu yüzden yatırım yapa- mıyoruz." Bu sözleri çok duyduk son yıllarda işadamlanmızdan ve sanayicilerimiz- den. 1980li yıllarda devlet, alınan (belki biraz da dışarıdan empoze edilen) bir ilke kararıyla imalat sanayii yatırımla- rından çekildi, kamu kesiminin imalat sanayiiyatırımlarındaki payıyüzde30- lardan yüzde 5'e kadar düştü İmalat sanayiinde yatırım atılımını özel sektö- rün yapması öngörüldü. Ne var ki bu atılım birtürlü gerçekleşmedi ve imalat sanayii yatınmlarımn toplam yatırımlar içindeki payı da yüzde 35lerden yüzde 15'leregeriledi. 20 Ekim seçimleri öncesinde gerek DYP gerekse SHP bu konu üzerinde durdular, bu olumsuz gelişmeyi eleştir- diler. İmalat sanayiıne daha fazla kay- nak aktarılması, ticarete konu malların üretimine dönük yatırımların canlandı- rılması, imalat sanayii yatırımlarını özendirecek bir ortamın yaratılması gi- bi amaçlar DYP-SHP hükümetinin he- defleri arasında yer aldı. DYP-SHP hükümetinin hedeflerini çoğumuz beğendik de iş uygulamaya geldiğinde sorunlar çıkıyor galiba, ev- deki hesap çarşıya uymuyor. Yatırımlarla ilgili olarak yaşanmakta olanlar bunun çarpıcı bir göstergesi. Duyduğuma göre halen Türkiye'deki yatırım bankalarının elinde sanayiciye kullandırılmak üzere bekleyen 700 mil- yon dolara yakın mıktarda orta vadeli yatırım kredisi var. Ancak bu kredilere hiçbir talep yok. Projesini yapmış olan sanayici bile krediyi alıp işe başlamak- ta, yatırıma girişmekte tereddüt göste- riyor. Çünkü neyin nasıl olacağını göre- bilmiş değil. Teşvik düzeninin ayrıntıla- rı bilinmiyor, Sayın Demirel'in çok sözünü ettiği "yatırım iklimi" oluşmuş görünmüyor. Ve bu ortamda yaklaşık 3.5 trilyon liralık bir yatırım kredisi kay- nağı yatırımcı bekliyor. Demek ki sorun, devletin özel sektö- rün kaynaklarına el koymasından ya da orta vadeli yatırım kredisi bulunmama- sından ibaret değil, ülkenin ve ekono- minin genel havası, yönetimin inandırı- cılığı ve yatırım ufku gibi faktörler de çokönemli. Borsada "Çiller böyüsö" bitti mi? Bu faktörler yalnızca yatırımları de- ğil, üretimi ve piyasaları da yakından etkiliyor. Çeşitli kesimlerde beklentileri hızla yükselten koalisyon hükümetinin bu beklentileri ayakta tutacak bir icraat temposu içinde olmadığı izlenimi gide- rek yaygınlaşıyor. Bana öyle geliyor ki bir noktadan sonra artık hedefleri orta- ya koymak, "Şunu yapacağız, bunu yapacağız, şu hedefe varacağız" de- mek fazla bir şey ifade etmeyecek in- sanlar içip. Herkes artık ilk sonuçları, somut icraatı görmek istiyor. Bu haklı bir talep mi, insanlar biraz daha sabırlı mı olmalı, doğrusu bilmiyorum ama görünürdeki tablo bu. Bu tablonun canlı bir örneği önceki akşam, Devlet Bakanı Tansu Çiller'in borsamızın önde gelen kuruluşlarına ödül dağıttığı törendeyaşandı. Bakanlı- ğının ilk günlerinde her sözü büyük heyecana neden olan, "faizler düşe- cek, borsa yükselecek" dediğinde bor- sanın hızla yük%Bİmesine yol açan Tansu Çiller'in önceki akşam yineledi- ği vaatler borsacıları hiç de fazla heye- canlandırmadı gorebıldiğım kadarıyla. Evet, sermaye piyasası yasası yakında Bakanlar Kurulu'na sunulacaktı, repo işlemlerine yeni bir düzenleme getiri- lecekti, banka dışında da yatırım fonları kurulacaktı ve bunların portföylerine hisse senedi koyması özendirilecekti Tansu Hanım'ın söylediğine göre, ama bütün bunlar bir ay önce de söylenme- miş miydi? Bu sözler yüzünden borsa ani bir yükselişe geçmemiş miydi? Ar- tık aynı sözlerle borsayı canlandırmak, borsacılara umut vermek pek mümkün değildi galiba. - İMKB yönetiminin törende Tansu Hanım'a armağan ettiği minik borsa çanı da anlamlı gibi geldi bana. Sanki artık "çanı çalın ve icraata geçin" mi denmek isteniyordu Sayın Çiller'e? Zaman, hükümetin ve ekonomi yöne- timinin en önemli rakibi olacak gibi ge- liyor şu önumüzdeki dönemde. Bürok- rasiyle tam bir uyum sağlanıp uygula- manın başlaması için gerekli mevzuat ve kararlar bir an önce devreye sokula- mazsa hükümetin yaptığı vaatleri tuta- bileceği, koyduğu hedeflere varabile- ceği yolundaki soru işaretleri de çoğa- lacak. Piyasa "aktörleri'n'm kafasında ' busorutarçoğaldıkça onların beklenen doğrultuda davranmaları da güçleşe- cek ve umulan hedeflere varmak çok zof olacak." Bush'un kaderi de ekonomiye bağlı ANAP'tan devraldığı ekonomik mira- sın altında bunalan Demirel, benzer biçimde 1980'lerin sarkan ekonomik mirasın altında ezilmetehlikesı altında- ki Başkan Bush'la bu konulara girmek fırsatını buldu mu bilmiyorum, ama ABD ekonomisinin durumu hiç de par- lak görünmüyor. Hisse senedi borsası- nın ani yükselişinin ekonomideki can- lanmanın ön habercisi olduğunu söyle- yenler, son gelişmeler karşısında yeniden düşünmek zorunda kaldılar. ABD ekonomisi bu yılın ikinci yarısında "resesyon" dan çıkmayı başarsa bile bunun zayıf bir yükseliş olacağı ve Baş- kan Bush'un yeniden seçilme şansını fazla arttırmayacağı sanılıyor. Bu du- rumda Bush yönetimi ABD'de faız oranlarının yeniden düşürulmesini ve ekonomik canlanmaya yeni bir ivme kazandırılmasını istiyor. Ancak piyasa ekonomilerinde son kararı ekonomiyi yönetenler değil, piyasadaki "aktörler" veriyor. Istenen hedeflere varmak için onları inandırmak bu nedenle büyük önem taşıyor. Seçim kampanyasını bu- gün açacak olan Başkan Bush'un eko- nominin "aktörlerini" ikna etmede göstereceği başarı, yeniden seçilme şansını etkileyecek gibi görünüyor. Bakkalı sokakta öldürdüler • CUMHURİYET (Batman)- Batman'da bir kişi önce zincirle dövüldü ardından sokak ortasında satırla doğrandı. Yeni Mahalle'de bakkallık yapan Metin Elikçi dükkânını kapattıktan sonra evine giderken saat 21.30"da birgrubun saldınsına uğradı. Önce zincirle ağır biçimde dövülen Metin Elikçi<32), daha sonra sokak ortasında satırla doğranarak öldürüldü. Aynı saatte eski Tekel Caddesf nde bir arabaya molotof kokteyli atıldı. Ekrem Aslan adlı şahsa ait otomobil yandı. Batman Lisesi son sınıf öğrencisi M. Nuri Ekinci de aynı dakikalarda bir grubun taşlı saldınsına uğradı. Atatûrk büstüne saldırı • CUMHURİYET (Bandırma)- Bandırmada Kültür Merkezı bınasının girişinde bulunan Atatürk büstü meçhul kişi veya kışılerin saldınsma uğradı. Bünyesinde şehir kütüphanesi ile tiyatro ve resim sergi salonu bulunan alcıdan yapılmış Atatürk büstüne saldında, büstün yüz bölümündeki bazı yerleri cakı veya çivi ile kazındı ve bir A harfi çizildi. 14 ŞUBAT Sevgilinizi Unutmayın rp14 Şubat'taki "SEVGİLİLER GÜNÜ (St. Valentine's Day) için mesajlannızı GAZETEMİZDE özel olarak yayımlıyoruz. Minimesaj: Maximesaj: (1 sütun 2 cm) 20 bin TL. (1 sütun 5 cm) 50 bin TL. Tel: (Merkez) 512 05 05 / 499-475 Taksim 152 38 61-152 38 81 ÜNÜ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear