Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
iratiyaz sahıbı. Berin Nadi • Genel Yayın Yonetmenı: Ozgcn \ca.- •
Genel Yayın Koordınatoru: Hiknut Çetinkaya • Yaz: Işleri Muduru:
CtlaJ Başlangıç • Gorsel Yonetmen: Ali Acar • Düzenleme: Mustafa
Saglamer • -\nkara Temsilcısi. Cuneyt Arcayurek Haber Muaurleri.
Mustafa Balbay. Işık Kansu Izmır femsılci V.- Serdar Kızık Adana
Temsilcısi: Çeön Yiğenoğlu
Istanbul Haberlerı: Şena) Kaikan Dış Haberler: Ergan BaJcı Iş-Ekonomı: Şukran Ketenci
Yurt Haberlerr Metamet Sanf Makaleler: Sami Karaöm Spor.Abdülkadir Yücelman Dü-
zeltme: Abdullah Yazıcı • Muessese Müdur V.: Erol Erkot • Koordinatör: Ahmet
Korulsaa • Muhasebe Bulent Yencr • tdare: Hüseyin Gorer • lşletme: Önder Çelik
• Bilgi-lşlem: Nail Inal • Bilgisayar Sistem: Möravct Çiler • Reklam: Rcha Işıtman
Basım: Cumhurıyel Matbaacıbk ve Gazetecılık T.A.Ş. • Yayımlayan. Yenı Gun Haber
Ajansı Basıfc ve Yayıncüık A.Ş. Turkocağı Cad 39/41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246
Istanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex: 22246, Fax: (1) 513 85 95 • Burolar Ankare:
Z. Gökalp Blv. tnkılap S. No: 19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 •
lımi- H. Ziya Blv 1352 S. 2/3 Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adao»:
lnönü Cad. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 59 37 52 (4 hal), Telex: 62155, Fax: (71) 59 25 78
TAK.VİM: 2 ARALIK 1992 İmsak:5.31 Güneş: 7.03 Öğle: 11.58 İkindi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.09
Prezervatif
dağıtan
araç
• P\RİS(AA)-Fransada
AIDS'lcmücadele
çerçevesindc. prezervatif
dağıııcı araç. oriaöğretim
kurumlan içindcilk olarak
Pans'tcki Voltairclısesinc
verlcşiırildı. Okul yönelim
kıırulununkaranyla 1
;ıı-jlıkiaki Dünva AIDS'lc
\1 iıcadclc Günü'nün
anfesinde okulun holüne
yerleştirilen aracın 'açılış'
törenine Eğitim ve Kültür
Bakanı Jack Langda kalıldı.
Lang. alctin ycrleşlirilmesini
isteven öğrencilerinde
kaiıldığı törende yaptığı
konuşmada. "Sizi kullanm,
hayaı ıçın miicadelcyi
seçtınız. Aşka evet. ölüme
hayır" dedi. Prezervatif
dağıtan aletlerin tüm liselcrc
verleştırilmcsini haziran
ayında önerdiğini. ancak
bazı lisclerin.yöneticilerinin
bu konuda "çckimser'
dav randıklannı hatırlatan
Bakan Lang. "Daha işin
başındav ız \ e bu düşünce
v a vaş yavaş yerleşiyor" diye
konuştu.
Yann özürlüler
günü
• İSTANBLL(AA)-Faüh
Belediye Başkanı Yusuf
Günaydın. Türkıye'de
şehircilik bakanlığı
kurulmadığı takdirde
özürlülerin sorunlannın
gündemden düşmeyeceğini
bildirdi. YusufGünaydın, 3
arahk Dünya Özürlüler
Günü dolayısıyla yaptığı
açıklamada. yılda sadece bir
gün özürlülerin sorunlannın
tartışılarak aşılamayacağını
kaydetti. Türkiye'de7.5
milyon özürlünün sorunu
bulunduğunu. kendilerinin
çözümü için çeşitli icraatlar
>aptıklannı belirten
Günaydın, şehircilik ve
konut bakanhgı kurulması
içın açtıklan kampanyaya
'şimdiyekadar41 ilden
belediye başkanının
katıldığını hatırlattı.
Günaydın, '7.5 milyon
özürlü vatandaşımızın
sorunlan, ancak bu
bakanlığın kurulmasıyla
çözümlenebilir" dedi.
Dayakyiyen
kadın
• İSTANBLLAA)-Mor
Çatı Kadın Sığınma Vakfı
tarafından açılan 900*lü özel
"Alo dayak' hattına. 3 ayda 7
bin 103 kadın başvurdu. AA
muhabırininvakıf
> önclicilerinden aldığı
bilgiye göre Alo Bilgi Şirketi
ile ortaklaşa açılan iki ayn
telefon hattını. 1 Temmuz-3J
Ekim 1992 tarihleri arasında
toplam7bin 103 kadın aradı.
Vakıf yetkilileri, 3 ay içınde 7
hını aşkın kadının
kocasından dayak yediği için
telefona sanlmasını 'endişe
verici' olarak nitelendirerek
bu durumun da sorunun
ulaştığı boyutlan yeterince
açıkladığını vurguladılar.
Bedensel
hastalıklar
• İZMİR(AA)-
Toplumumuzda ruhsal
nedenlerden kavnaklanan
bedensel hastalıklann
giderek >aygınlaştığı
bildirildi. Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Psikiyatri Uzmanı Dr.
Nurav Yıldınm, bedensel
görünümlü ruhsal
bozukluklarda en sağlıklı
tedavivönctiminin
'psikiyatri'olduğunu
belirterek "Yapılan
araştırmalar, bu
rahatsızhklann,
toplumumuzda bir hayli
yaygın olduğunu ortaya
çıkardı" dedi.
Astım
hastalıklan
• İSTANBLL(AA)-
İstanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi Göğüs Hastalıklan
Ana Bilim Dah Başkanı
Prof. Dr. Tuğrul Çavdar,
bazı astım hastalannın kış
mcv simini daha sağlıklı
geçirdiklerini belirterek
"Polen alerjisi olan astım
hastalan. kış mevsimini daha
rahalgeçirir. Hava
kirlilığinin. bu hastalara
diğerinsanlardan fazla
zararlı etkisi yoktur" diye
konuştu. Prof. Dr. Çavdar.
astım hastalığının alcrjik vc
cnfektif olarak ikiye
aynldığını kaydcdcrek alcrjik
asiım haslalanndan.polcn
alerjisi olanlann kış
mcvsımindcartan hava
kirlılığindcn olumsuz
ctkılcnmcycccğini söylcdi.
Çocukluk nedir? Ne zaman 'büyük' olunur? 'Yetişkin çocuk'lar nasıl bir psikolojik süreçten geçerek yetişmişlerdir?
Çocukluğunıızu tekrar ele geçirîn
ŞULE ALPASLAN
Her gün otuz dakika* çocuklukluğunu-
zu' parklara bahçelereçıkanp onunla ko-
nuşun, oyunlar oynayın, çocukluğunuzla
yalnız kalmaktan korkmavın. O. zaten
çok yalnız kaldı çocukken.
Arkadaşlan eve gelip oyuncaklannı
dağıtamadı, saçlannı günlerce yağmur-
larda savuramadı. Fırtmalara koşarken.
rüzgarlan bile anlatamadı. Kardan
adamlan üşüdü. Bütün uçurtmalan ku-
şatıldı. Hemen büyümek ve çocukluğu
geride bırakmak istedik çoğumuz. Bu kez
de yaşanmamış bir çocukluk sayfası çıktı
karşımıza. Bu sayfa ise başımıza büvük
sorunlar açmaya devam ediyor.
Çocukluk nedir? Nc zaman "büyük"
olunur? "Yetişkin çocuk"lar nasıl bir psi-
kolojik süreçten geçerek yetişmişlerdir?
Davranışlanmızm arkasındakı perdede
neleroluyor?
Bunlar psikolojinin ağırhklı olarak
sorduğu temel sorulardan bazılan. Temel
olmasının nedenı. tuhaf bir bıçımde. dün-
ya yüzünde insanlar arası iletişim prob-
lemlerinin giderek artmakıa ve "pusula
göstergelerinin' yanlış yerlen işaret et-
mekte oluşundan. O zaman durmak ve
•denizaltını" araştırmak gerekiyor.
İnsan ilişkileri elde tutulamıyor. Duy-
• Prof. Dr.Doğan Cüceloğlu, ayva
olmak isteyen bir çocuğun ille de muz
kalıbma sığdınlmaya çalışıldığını,
böylece ortaya ne muz ne de ayva
olabilmiş ancak, sürekli kendi
kendisiyle iç catışmalan olan kişiler
çıktığım anlatıyor.Peki ya çözüm?
Cüceloğlu. bu iç çatışmalann belli bir
dengeye oturabilmesi için kişinin kendi
ekseninde çocukluğuyla buluşarak bir
diyaloga geçmesini için bazı
alıştırmalar öneriyor.
gusal dünyalar karmakanşık. Kendimizle
banşık olamıyoruz. Büyük bir mutsuzluk
çemberi. Bunlann varattığı boşluklar isegün-
delik yaşamımıa her \ anı\ la belirliyor ve ya-
ratıahğın önüne gcçivor Hızla öfkeleniyo-
ruz. hızla vargılıyoruz. Bir şevleri değiştire-
miyoruz. Değiştirmeye nercden başlanacak?
Ânne-baba ileçocuk ilişkileri ilerleyen yaş-
larda ortava çıkan bırçok sorunun kaynağını
oluşturuyor
Dil vc iletişim psıkolojisı uzmanı olan ve
halen Kalıforniya Üniversitesi Psikoloji Bö-
lümü'nde öğretim görevlisi olarak çalışan
Doç. Dr. Doğan Cüceloğlu, 'geliştirici ve
kalıplajıa' olmak üzere iki temel aile tipi ol-
duğunu söylüyor. Bu konudaki araştırma-
lannı "İçimizdeki Çocuk" adlı kitapta topla-
yan Cüceloğlu. geliştirici ailelerde, anne ve
babanın çocuklannı gözlemek yoluyla yete-
neklerini algılama, duygu ve güdülerini tanı-
ma ve çocuğun kendi yeteneklerini geliştir-
mesi için sağlıklı bir ortamın bulunduğunu.
kalıplayıcı ailelerde ise, çocuğun daha doğ-
madan belirlendığjni belirtiyor. Cüceloğlu.
bu tip ailelerde ayva olmak isteyen bir çocu-
ğun ille de muz kalıbına sığdınlmaya çalı-
şıldığını. böylece ortaya ne muz ne de ayva
olabilmiş ancak. sürekli kendi kendisiyle iç
catışmalan olan kişiler çıktığını anlatıyoT.
Peki ya çözüm? Cüceloğlu. bu iç çatışma-
lann belli bir dengeye oturabılmesi için kişi-
nin kendi ekseninde çocukluğuyla buluşarak
bir diyaloga geçmesini ve bu diyaloglar yo-
luyla da insanın kendi ıç çatışmalannı çö-
zümleyebileceği bazı ahştırmalar önenyor.
"Kendi kendinize anne-babalık ederek içı-
nizdeki küçük çocukla havadan sudan konu-
şun, onu anlamaya çalışın böylelikle onun yı-
llarca yaşayamadığı çocukluğu hissedip
kendiniz ve varsa çocuklannızla farklı bir
platformdan ihşki kurmaya yönelebile-
ceksiniz."
Cüceloğlu. kitabında ise "içimizdeki ço-
cuk'a ulaşabilmemiz için alü aşamalı bir
yöntem öneriyor. Birinci bölümde, kışi,
örnekler ve alıştırmalarla icindeki çocuk-
la tanıştınlıyor. İkinci bölümde, içimizde-
ki çocuğun yetiştiği aile ortamının çocu-
ğun gelişimini nasıl etkiledıği sağlıklı ve
şağlıksız aile kavramlanyla irdeleniyor.
Üçüncü bölüm, şağlıksız aile ortamının
çocuğun iç benliğine olan olumsuz etkile-
nnin ıncelenmesi ile gelışıyor. Dördüncü
bölümde. kişinin kendi gelişim özgeçmi-
şini izleyebilmesi için çeşjtli egzersizler ve
verilen cevaplann irdelenmesiyle karşı-
laşıyorsunuz. Beşinci bölümde. iç çocuk
ve iç ana- baba arasındaki ilişkinin türü
tartışılıyor. Altıncı ve son bölüm ise
"Uyanış" başlığını taşıyor. Bu bölümde
kişinin iç dünyasıyla bütünleşerek kendi-
sıne ayırdığı >anm saatlik bir zaman dili-
minde kendini analiz etmesi için verilmiş
alıştırmalara yer verilıyor. Kitapta daha
sonra Amerikalı psikolog Pollard (1987)
tarafından önerilen bu tekniğjn en az 6
hafta uygulanmasının kişide baa değişik-
likleri doğurabileceğı öneriliyor.
Çocukluğunuzu çağınp onunla sohbe-
te hazırsanız bu alıştırmalara bir bakın...
Bisikletinizle yeni dostluklar kurun, araba terörüne yumuşak yanıt verin
Merhaba! Nereye gidiyoruz?
• Örneğin bu pazar. Sabah 09.00 sıralannda alın bisikletinizi. Beşiktaş'a sürün.Ortaköy'e geldiniz, sayınız beşe çıkmıştır. Bebek'te,
Emirgan'da, Tarabya'da 10*u bulmuştur. Sanyer'de çay molası. Birbirini tanımayan 15 kadar insan, bisikletlerinin aracılık ettiği
dostluklanyla sohbettedir artık. Gerçekleştirilen turlan dinledikçe. bisikletin olanaklan daha da artar.
BEHZATŞAHtN
Her şeyi bir yana bırakıp bi-
sikletinize ve kendinize zaman
ayırmaya ne dersiniz? Yeni
dostluklara pedal basmaya. Kı-
şa aldırmayın. Çıkann bisikleti-
nizi bodnımdan, tozunu alın.
Ve araba 'terörüne" yumuşak
bir yanıta hazırlanın.
Örneğin bir pazar günü. Ru-
melifeneri vanlacak yer. Gidiş-
dönüş 70-80 kilometre. Hiç de
zor değil. Tek başınıza da çıksa-
nız yoîa, kısa sürede bisikletli
dostlannızın sayısı artacak.
Örneğin bu pazar. Sabah
09.00 sıralannda alın bisikleti-
nizi, Beşiktaş Çırağan Caddesi
KuyuÇıkmaz Sokak'taki Hü-
seyin Ürkmez'euğraym. Hüse-
yin Ürkmez. bir bisiklet aşığı.
Dükkanının adı. DMS (Doğa-
Müzik-Spor) Bisiklet. Küçü-
cük dükkanı teklifsiz dostlukla-
nn kurulduğu birmekan. "Mer-
haba" deyin. "Nereye gidiyo-
ruz" diye sorun. Sizden başka-
lan da vardır dükkanda. Olma-
sa da ne fark eder. Hüseyinle
çıkarsınız yola.
Ortaköy'e geldiniz. Savmız
beşe çıkmıştır. Bebek'te. Emir-
gan'da. Tarabya'da 10'u bul-
muştur. Sanyer'de çay molası.
Birbirini tanımayan 15 kadar
insan, bisikletlerinin aracılık et-
tiği dostluklanyla sohbettedir
artık. Gerçekleştirilen turlan
dinledikçe, bisikletin olanaklan
daha da artar. Artık siz de bir
Marmara turu düşünmeye baş-
larsınız. Gidilecek çok yer var.
Bisikletle tek başınıza yola çıksanız bile yollarda dosriannız artacak. (Fotoğraf: BEHZAT ŞAHİN)
Sanyer'den aynldıktan sonra
önünüz yokuş. Kentten stynl-
dıktan sonra çamlann arası-
ndan ver elini Rumelifeneri.
Rumelifeneri, Boğaz'la Ka-
radeniz'in birleştiği yerde şinn
bir balıkçı kövü 40 kilometre-
nin yorgunluğunun ardından
bir şeyler atıştınp babkçı kah-
vesinde sıcak bir çay nelere değ-
mez ki? Sohbet yine koyulaşır.
"Hocam"la "Albayım"ın tur
anılanna doyum olmaz. Yenı
parkurlar öğrenirsiniz burada
da. 20 ile 65 yaş arasındaki ken-
diliğinden oluşan grubunuzun
dostluğu. sohbetle daha da pe-
kişir.
Dönüş biraz daha mı zor ne?
Meraklanmayın. yalnız kal-
mazsınız. Yeni dostlanmz- çok
geride kalsanız da- bekler sizi.
Yanş yok. bisikletinizin sağla-
dığı dostluk var.
Bir gün bisikletinizi bodrum-
dan çıkann. Örneğin, bu pazar.
Boğaz'da pedal basın, yeni
dostluklara da. Yanından geç-
tiğiniz ya da yanınızdan geçen
bisikletliye "Merhaba" deyın.
Araba 'terörüne' dostlukla kar-
şıhk verin.
Cinsel taciz olaylarmm yaklaşık yüzde 60'ının gizli kaldığı tahmin ediliyor
Erkekler de cinsel tacize uğruyor
WASHINGTON (A,4) -
Uluslararası Çalışma Örgütü
(ILO). sanayileşmiş ülkelerde
işyerlerinde cinsel tacizin gide-
rek yayıldığını, ancak sadece
birkaç ülkede bu soruna karşı
yasa bulunduğunu bildirdi.
ILO'nun yayımlanan 300
sayfalık raporunda. 23 sanayi-
leşmiş ülkede "cinsel tacian.
çalışan kadınlann önemli bir
kesimini etkileyen yaygın bir
sorun" oluşturduğunun belir-
lendiği kaydedildi. Raporda.
erkeklerin de kadınlara oranla
çok daha az olmasına karş.ın.
cinsel tacize uğradıklan bildiri-
liyor.
Merkezi Cenevre'de bulunan
örgütün Genel Sekreteri Mic-
hel Hamsenne. konunun fark
edilmesine kadar, cinsel taciz
sorununun kısa zamanda uzun
yol katettiğinı açıkladı.
Gelişen ülkelerde cinsel taciz
ILO, araştırmaya alınan 23
sanayileşmiş ülkeden sadece
yedisinin (Avustralya. Kanada.
Fransa, Yeni Zelanda. İsveç ve
ABD) cinsel tacizi konu alan
yasalara sahip olduğunu bildır-
di. Ülkelerin çoğunluğunda
cinsel tacizin diğer yasalarla,
dolaylı olarak ele alındığı kay-
dedildi.
ILO İnsan Haklan Avukatı
Consiance Thomas. cinsel taciz
olaylannın yaklaşık yüzde 60'-
ının gizli kaldığının tahmin edil-
diğıni kaydetti.
liansenne. külturel farklılık-
lann cinsel tacizin şeklıni belır-
lediğını kaydederken. Thomas.
ILO'nun cinsel taciz olaylannı
Üçüncü Dünya ülkelerindeki
işyerlerinde ıncelemeye baş-
ladığını belirterek "Gelişen ül-
kelerde cinsel tacizin çok daha
ciddı bir sorun olduğunu bula-
cağımıza ınanıvoruz" dedi.
ILO raporunda erkeklerin de
kadınlara oranla çok daha az
olmasına karşın cinsel tacizle
karşı karşıya kaldıklan bildirili-
yor. İngilıere'de 1991 yıhnda
yapılan kamuoyu araştırmasın-
da erkeklenn yüzde 14'ünün
cinsel tacize uğradıklan görülü-
yor.
AT'nin cinsel taciz sorunlan-
na ilişkin Danışmanı Michail
Rubenstein raporda, cinsel ta-
cizin şehvetten daha çok gücün
göstergesi olarak ortaya
çıktığını yazıyor.
ILO raporları
ILO raporunda. işverenlerin
cinsel tacizle bağlantıh olarak,
ışe gelmemek, düşük üretim, iş-
ten aynlma ve yasal ödenekler
dolayısıyla milyonlarca dolar
kaybettikleri de vurgulanıyor.
Raporda. ilerde daha geniş
kapsamlı araştırmalar yapıl-
ması. insanlann sorunun farkı-
na varmalan için programlar
düzenlenmesi ve danışma ser-
vislerinin oluşturulması yolun-
da tavsiyelerde de bulunuluyor.
ILO'nun bulgulan şöyle:
• ABD'de federal mah-
kemelerde ilk kez 1975'de cinsel
taciz "seks aynrru" çerçevesin-
de yasaklanmış bir form olarak
kabul edildi. 1980 yılında yapı-
lan bir kamuoyu araşürması-
nda. Amerikan kadınlannın
yüzde 42'sinin cinsel tacize ma-
nız kaldıklan görülmüştü.
• Avusturya'da, 1986
vılında yapılan bir kamuoyu
araşurmasında, kadınlann yüz-
de 30.5'inin ciddi cinsel tacize
uğradıklan ortava çıktı.
•Çekoslovakya'daki ka-
muoyu araştırmasında da kadı-
nlann yüzde 17.5'inin fıilen.
yüzde 35.8'inin de sözlerle cin-
sel tacize uğradıklan görüldü.
Sorun hiçbir mahkeme tarafın-
dan ele almmıyor.
• Danimarka'da, 1991 yılm-
daki kamuoyu araştırmasına
katılan kadınlann ^'üzde 1 l'i iş-
yerinde cinsel tacize uğradık-
lannı söylediler. Kadınlann
yüzde sekizinin de cinsel taciz
sonucunda işlerini kaybettikle-
rini söyledikleri görüldü.
• Almanya'da 1990 yıbnda-
ki bir kamuoyu araştırmasında,
kadınlann yüzde altısı cinsel ta-
ciz yüzünden en az bir işyerin-
den istifa ettiklenni söylediler.
• Yapılan son kamuoyu
araştırmalan. Fransız kadın-
lann yüzde 21"inin. Hollandalı
kadınlann yüzde 58'inin ve
İngiliz kadınlann yüzde 74"-
ünün işyerlerinde cinsel tacize
maruz kaldıklan görüldü.
tspanyol kadınlann da >üzde
27'sinin sözlerle ya da elle ciddi
cinsel tacize hedef olduklan or-
taya çıktı.
"•Norveç'te 1988 yılında
yapılan kamuoyu araştırma-
sında da. kadınlann yüzde 41'-
inin çok kez elle cinsel tacize
maruz kaldıklannı söyledikleri
görüldü. Yüzde 38'i de cinsel
ilişkiye girmek için kendilerine
cinsel baskı yapıldığjnı kay-
dettiler.
Orman alanlan azalıyor
Yeşüçağdaşlaşma,
griçoraklaşma
• 15 milyon hektar alan ağaçlandırmayı -
bekliyor. Son 50 yılda, meralar 11 milyon
hektar azaldı. Tanm alanlan 13 milyon
hektar arttı.
ADANA (AA) - Avrupa"da.
Finlandiya ve İsveç'ten sonra
en geniş orman alanlanna sa-
hıp Türkiye"de. genel ve or-
man köylennde hızlı nüfus
artışına karşın, orman alan-
lan. ağaç serveti vc verim gü-
cünün azaldığı bildirildi.
Türkiye Ormancılar Derne-
ği (TOD) Genel Başkanı Şe-
ner Yomralıoğlu. ormanlann
en önemli doğal ve toplumsal
kaynak olduğunu belirterek.
"Bu kaynaktan yararlanmayi
çok boyutlu olarak anlamak.
planlamak ve uygulamak ge-
rekir"" dedi.
Ormanlann azaldığı yerler-
de. çeşitli sorunlarla birlikte
göçlerin de başladığına dikkat
çeken Yomralıoğlu. büyük
kentlere olan düzensiz göçle-
rin. orman azalması ve or-
mansızlaşmadan kaynak-
landığı görüşünü savundu.
Türkiye köylûsünün
ekonomik yapısı
Türkiye yüzölçümünün
yüzde 26'sını (20 milyon 199
bin 299 hektar) ormanlann
oluşturduğunu kaydeden.
TOD Genel Başkanı Yomra-
lıoğlu. "Orman köylûsünün
ekonomik, politik. külturel ve
eğitsel yapısının yetersiz ol-
ması. en önemli varlığımız or-
manın giderek azalmasına ne-
den olmaktadır" dedi.
Orman alanlannın yok edil-
mesi ya da azalmasının eroz-
yon, sel ve toprak kaymalan
gibi doğal felaketlen birlikte
getirdiğini ifade eden Yomra-
lıoğlu şunlan söyledı:
"Son 50 vılda meralar 11
milyon hektar azalırken.
tanm alanlannda 13 milyon
hektar artış olmuştur. Orman
köylenndekı yapı sistemleri ve
ısınma gereksınmeleri. or-
mandan yasadışı v ollardan
yararlanmayı hızlandırmıştır.
Aynca. ormanlardan mera
olarak yararlanma istemi ve
alışkanlığı da ormanlann
gençleştirme. genişletme ve
iyileşürme başansmı engelle-
mektedir.
Yerli hayvan ırkı yerine,
kültür ırklannın geliştirilmesi
çalışmalanndan olumlu so-
nuçlar alındıkça. hay-
vancılığın. ormanlar ve or-
mancıhk üzerindeki baskısı
azalmaktadır. Devletin, or-
man köylülerine yenı teşvikler
uygulamasıyla Doğu Karade-
niz'de olduğu gibi. kıl keçisi
yerine süt ve et verimi yüksek
sığır ırklannın gelişmesi sağla-
nabilir.""
Ağaçlandırma
Ormanlanmızın yüzde 56"-
sırun bozuk orman niteliğinde
olduğunu hatırlatan Yomralı-
oğlu. bu alanlann konınması,
bakımı. geliştirilmesi konula-
nnda halk desteğine ihtıyaç
olduğunu söyledi.
Çeşitli vasal düzenleme ve
uygulamalann. halk desteği-
nin giderek kaybedilmesine
neden olduğu görüşünü de sa-
vunan Yomralıoğlu, sözlerini
şöyle tamamladı:
"Ormanlann tüm sorur
lanna çözüm arama göreviiu
üstlenen devlet, son 30 yılda
bir milyon hektar alanı ağaç-
landırabildi. 5 milyon hektar
alan ise ağaçlandırmayı bekle-
mektedir. Tanm alanlannda
koruyucu orman şeridi ve rüz-
gar perdesi için, daha 5 milyon
hektar alanda ağaçlandırma
yapılmahdır. Erozyon kont-
rol ve mera iyileşürme çalı-
şmalannı. yeni atılımlar bek-
lemektedir. Işte yeşil ile grinin
ayınmı buradadır. Yeşil bol-
luk. bereket. çağdaşlaşma. gri
ise verimsizlik. çoraklaşma,
kıthk. yetersiz, beslenme ve
çölleşmedir."
İL