23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 KASIM1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ozal: Politikaya giperim • İç Politika Servtsi- Çumhurbaşkanı Turgut Özal "Memleketimin ihtiyaanı hissettiğimde, insanlann beni istediğıni hissettiğim zaman politikaya girerim" dedi. Anadolu Grubu'nun Dedeman Oteli"nde düzenlediğisohbet toplantısına katılan Turgut Özal. uzun yıllar ülkeye hizmet ettiğini, politikaya döndüğü takdirde başanlı olamazsa durumunun sıfırlanacağını belirterek "Benim için bu, rizikodur ancak rizikoçok önemli değil. Devletin ve milletin ihtiyacını hissedersem, hiç rizikoya bakman"diye konuştu. Tek parünin iktidar olması gerektiğini, koalisyonlann iktidar olamayacağını vurgulayan Özal, kendi döneminde ANAP'ta 4 eğilimi birleştirdiklerini, ancak günümüzde muhafazakâr tabanınyavaşyavaş ANAP'tan kaymaya başladığını söyledi. Demirel-Ulusoy göpöşmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Başbakan Süleyman Demirel, dün Ziraat Bankası Genel Müdürû Çoşkun Ulusoy ile Başbakanlık Konutu'nda birsüregörûştü. Görüşmede, Ulusoy' un istifasının gündeme gelmediği ve ekonomi ile ilgili konulann ele alındığı öğrenildi. Ulusoy. saat 15.00 sıralannda geldiği Başbakanhk binasında \nadolu Ajansı muhabirinin sorulannı yanıtsız bıraktı. Ulusoy, bir gazetecinin istifa söylentilerini kastederek "Kamuoyu sizden açıklama bekliyor" demesi üzerine, "'Türkiye'de birçok banka genel müdürü konuşuyor. Bırakın da ben de konuşayım'"dedi. Faili meçhul cinayetler •[ANKARA (AA) - HEP Sürt Milletvekili Zübeyir Aydar, faili meçhul cinayetlerin bir an önce aydınlatılmasını istedi. Zübeyir Aydar, TBMM Genel Kurulu'ndadün yaptığı gündem dışı konuşmada HEP Gaziantep ll Başkanı Abdülsemet Sakık'ın öldürülmesini kınadı. Özal'dan Hüppiyet davası •ANKARA (AA)- Çumhurbaşkanı Turgut Özal, yayımladığı bir köşe yazısında kişilik haklanna hakaret edildiği gerekçesiyle Hürriyet gazetesi hakkında İOO milyon lirahk tazminat davası açtı. Cumhurbaşkanı özal'ın avukaü Bilgin Yazıcıoğlu tarafından nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilen dava dilekçesinde, gazetenin geçen eylül ayında Emin Çölaşan imzalı "Sen" başlıklı bir köşe yazısı yayımladığı kaydedildi. Dava dilekçesinde yazıda geçen nitelemelerle Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın kişilik haklanna hakaret edildiği iddiasına yer verilerek gazete sahibi Erol Simavi, sorumlu müdür Doğan Satmış ve köşe yazan Emin Çölaşan'dan 100 milyon lira tazminat talebinde bulunuldu. Kaplan için hereket •ANKARA (ANKA)-Dışişleri Bakanlığı. Almanya'da Cemalettin Kaplan yanhlannın düzenledikleri toplanü konusunda hareketegeçti. Dışişleri Bakanlığı sözcü vekili Ferhat Âtaman, toplantıda Atatürk'e yönelik saygısız davranışlann üzüntü ve kaygı ile karşılandığını belirterek Almanya'da siyasi faaliyetleri yasaklanmış olan bir kişinin söz konusu toplanüya başkanlık etmiş olmasının üzünütüyü daha da arttırdığını bildirdi. Olaganüstü hal • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Olaganüstü halın Batman. Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkâri, Mardin, Siirt, Şırnak. Tunceli, Van illerinde 4 ay süreyle daha uzatılmasını isteyen hükümet tezkeresi. dün TBMM BaşkaniığYna iletildi. Uzatma isteğiyle birlikte gönderilen tezkerede 4 ay önceki görüşmelerde "sahte evrak" tartışmalanna ncden olan başlıkta bu kez, "Bakanlar Kurulu karan çıkanlmasını gerektirmeyen konulardan" ibaresi yer aldı. Tarüşmalı Sayıştay üyesi seçimi ortaklar arasındaki ilişkileri gerginleştirdi Koalisyoııda güven bıuıalııı ı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başta CMUK olmak üzere demoktarikleşme kapsa- mındaki yasalann TBMM'de takılmasının ardında, Plan ve Bütçe K.omisyonu'nda Sayış- tay üyeüği için yapılan tarüş- malı seçim, koalisyon ortakJan arasında güven bunakmına yol açtı. SHP Grup Başkanvekilleri Aydm Güven Gürkan ve Ercan Karakaş, "DYP içindeki bir grup mılletvekilinin ANAP, RP ve MÇP ile işbirliği yaparak koalisyon protokolünün ger- çekleşmesini engellediklerini" belirterek bu durumun koalis- yon partileri arasındaki güven duygusunu zedelediğini bıidir- düer. Gürkan ve Karakaş dün dü- zenledikleri basın toplanüsında hükümet ortaJdan DYP grubu- nu uyararak SHP ve DYP gruplannın hükümetle ve bir- birleriyle olan ilişkilerinin yeni- den düzenlenmesini istediler. CMUK'dan sonra Sayıştay'- da boş bulunan 3 üyelik için SHP'nin karşı çıkmasına karşın TBMM Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda seçim yapılması, koa- lisyon partileri arasındaki ger- ginliği ürmandırdı. Gürkan ve Karakaş, dün düzenledikleri basın toplantısmda, bu konu- daki sıkıntılannı dile getirdi. Gürkan ve Karakaş, Sayıştay • Gürkan ve Karakaş, düzenledikleri basın top- lanüsında, DYP içindeki bir grup milletvekılinin ANAP, RPve MÇP ile işbirliği yaparak koalis- yon protokolünün ger- çekleşmesini engellediği- ni, böylece ortak hükü- metin ve onlara destek verenDYPveSHP gruplannın güven ilişki- lerini ciddi biçimde zede- iediğini söylediler. üyelerinin TBMM Plan ve Büt- çe Komisyonu'nda seçilmesini öngören yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini anımsatarak şurilan söylediler: "İptal karannın doğurduğu hukuksal boşluğun giderilmesi için karann Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren 6 ay süre tanınmışür. Anayasaya uygun yeni düzenleme için 23 Kasım 1992 tarihine kadar süre tanınmıştır. Açık yargı kararla- nna ve bu kararlann herkesi bağladığı yoiundaki anayasa kuralına karşın Plan-Bütçe Ko- misyonu. açık bulunan Sayış- Anayasa Mahkemesi'nin iptal karanna rağmen yapılan seçim eleştiriliyor Sayıştay'a üye seçîmi tepki yarattı •Anayasa Mahkemesi'nin üye seçim işlemlerini iptal karannın yü- rürlüğe girmesine 19 gün kala TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Sayıştay'a üye seçimi yapüması yargı çevrelerinde tepkiyle karşılandı. ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun, Anayasa Mahkemesi'nin iptal karanna rağmen Sayıştay'a üye seçimi yapması, yargı çevrelerinde tepkiyle karşılandı. Ana- yasa Mahkemesi'nin iptal karannda hükü- mete konuyla ilgili yeni düzenleme yapma- sı için tanıdığı 6 ayhk sürenin dolmasına 19 gün kala, biri DYP milletvekili adayı 3 kişi- nin Sayıştay'a üye seçilmesiyle ilgili, Ana- yasa Mahkemesi çevreleri, "İptal karan açjk. Komisyon bu seçimi yapamaz. Bu yetki Genel Kurul'a aittir. Şimdi TBMM böyle bir tasarnıfta bulunursa bu kurum- lan kim koruyacak?" diye tepki gösterdi- ler. Anayasa Mahkemesi'nin iptal karanyla Meclis'e yeni düzenleme için süre verdiğini ve 23 Mayıs 1992 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren iptal kara- nnda tanınan 6 aylık sürenin. "Bu süre içinde yangından mal kacınrgibi istediğini yapabilirsin" diye yorumlanamayacağmı belirten Anayasa Mahkemesi çevreleri, "Nedir bu acele? Güneydoğu'ya asker mi gönderiliyor?" diye konuştular. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu 3 ka- sımda yaptığı seçimle, DYP Denizli Millet- vekili adayı Irfan Ölçen'le birlikte Nurettin Dilmaç ve Feramuz Durmuşoğlu'nu Sa- yıştay üyeliğine seçmişti. SHP milletvekil- leri, Sayıştay üye seçimlerinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nca yapılmasmı ön- gören 3677 sayılı yasanın SHP'nin başvu- rusu üzerine 11 Temmuz 1991 tarihinde ip- tal edildiğini belirterek oylamaya katıl- mamışlardı. Sayıştay yetkilileri ise Anayasa Mahke- mesi'nin iptal karan karşısında böyle bir iş- lem yapılmasının "hukuk devleti ilkesini zedelediğini" belirttiler. Hukuka saygılı ol- mak durumunda bulunan TBMM'nin, Anayasa'ya aykınlığı Anayasa Mahke- mesi'nce saptanmış bir yasaya dayanarak üye seçimi yapmasının "hukuken sakat" bir işlem olduğunu bildiren Sayıştay yetki- lileri, "Bir ay bekleyip kanun çıkanldıktan sonra bu seçim yapılsaydı ne olurdu" diye sordular. DYP Aksaray Milletvekili Mahmut Öztürk, hükümeti sert bir dille eleştirdi: Özalile samimiyet,davamıza ters ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - 1993 bütçesi TBMM plan ve bütçe komisyonunda. iktidar partisi milletvekilleri- nin, hükümete sert eleştirileri ile başladı. DYP Aksaray Millet- vekili Mahmut Öztürk, Hükü- metin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile yakınhğına karşı çıkü. özal'ın, hakkında tazminat da- vası açtığı öztürk, "özal'la sa- mimiyet, davamızdan uzaklaş- maktır" dedi. Aynı zamanda. Hayali Ihracat Komisyonu Başkanı da olan Öztürk, eleşti- rilerisırasında,hükümetin"geç- mişin pisliklerini temizlememe- sinden" de yakındı. 1993 mali yıü bütçe tasansı dün TBMM Plan ve Bütçe Ko- misyonu'nda ele alındı. Tasan- nm tümü üzerindeki görüşme- lerin sabah bölümünde söz alan Tokat Bağımsız Milletvekili İb- rahim Kumaş, son yıllarda ya- pılan bütçelerin gerçekçi olma- dığını savundu. MÇP Milletve- kili Koray Aydın, 1992 yılı programı ve bütçesinin hedefle- riyle, gerçekleşmeler arasındaki farkhhklara dikkat çekerek, 1992 bütçesinin samimiyet ilke- sine uygun olmadığını öne sür- dü. Aydın, acilen bir vergi re- formu yapılması gerektiğini söyledi. SHP Hatay Milletveki- li Nihat Matkap, 1992 yılında, ekonomik hedeflerin önemli öl- çüde gerçekleştirildiğini, ancak • DYP Aksaray Milletvekili Mahmut Öztürk, holdinglerden gelen bürokratlar olduğunu. bunlann geldikleri holdinglerin işlerini takip ettiğini öne sürdü. enflasyon, ıç borçlanma gibi konularda bazı olumsuzluklar olduğunu anlatü. Matkap, ba- şansızlıklann nedenleri arasın- da özal'ın yasalan veto etmesi ve atamalan geç onaylamasmm bulunduğunu bildirdi. Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral, milletvekillerinin sorulannı yanıtladığı konuş- masında. 53 tnlyon lıra olarak öngörülen bütçe açığı hedefıni tuturmak zorunda olduklannı söyledi. Oral, "93'te bu rakamı tutturmamız lazım. Yoksa ar- tık Türkiye'de enflasyonu. emeklinin. dulun, yetimin yok- sullaşmasını önleyemeyiz." Oral. kamuoyunda "vergı yüzsüzleri" olarak bilinen kişi- İerin adlannın açıklanmasının yasa gereği mümkün olmadığı- nı yineleyerek. tahsilatı hızlan- dırma kanunu aracılığıyla şim- diye kadar 7.5 tnlyon lira tahsil edildiğini bildirdi. Başbakan Demirerin isteği üzerine çalışmalar başladı CMUKyeniden değiştîriliyor ANKARA (ANKA) - Koalis- yon ortaklan DYP ile SHP'nin arasmın açılmasına neden olan ve kamuoyunda uzun süredir tartışılan Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası, yeniden değiştiri- liyor. DYP grup yöneticileri Başbakan Süleyman Demirer- in isteği üzerine yeni değişiklik önergeleri hazırladı. DYP'nin hazırladığı önerge ve yasa önü- müzdeki hafta grup toplanüsı- nda tartışılacak. TBMM Adalet Komisyonu'- ndaki görüşmeler sırasında, yargı reformuna getirilen bazı demokratik haklann DGM ya- sası, anti-terör yasası ve Olaga- nüstü Hal Bölgesi'nde kapsam dışı bırakılmasma ilişkin kabul edilen önerge, SHP'lilerin isteği üzerine DYP'liler tarafından değiştirilecek. Buna göre Ola- ganüstü Hal Bölgesi ve Terörle Mücadele Yasası ile DGM ya- sası için uygulanmayacak hak- lar arasında sayılan "soruştur- ma ve kovuşturma organ- lannm hukuka aykın şekılde elde ettikleri deliller hükme esas sayılmaz" şeklindeki madde ye- niden kapsama ahnacak. Söz konusu madde. SHF- liler tarafından "işkenceye ze- min hazırlanıyor" şeklinde yo- rumlanmıştı. DYP Grup Baş- kanvekili Bekir Sami Dace, söz konusu maddenin iddia edildiği gibi "Olaganüstü Hal Bölgesi'- nde işkenceye zemin haarlan- ması" ve kapsam dışı bırakı- lmasmm "bir yanlışlık sonucu" olduğunu, bu yanlışlığın Genel Kurul'da düzeltileceğini söyle- di. tay üyelikleri için seçim yap- makta bir sakınca görmemiştir. Seçim, DYP üyelerinin bir kesi- mi ile ANAP'h ve RP'li üyele- rin işbirliğiyle yapılmıştır. Böy- lece, Sayıştay gibi önemli bir anayasal kuruluşun seçimleri, açıkça anayasaya aykın biçim- de gerçekleştirilmişür. Bu du- rum Sayıştay'ı tarüşmalı hale getirdiği gibi Plan-Bütçe Ko- misyonu'nda anayasaya açıkça aykın bir seçimi, bilinçli olarak gerçekleştirmek gibi bir suçla- ma ile karşı karşıya bırakmıştır. Biz Plan-Bütçe Komisyonu'- nun sayın başkanıru zamanın- da uyarmıştık. Aynca DYP grup başkanvekilleri ve Sayın Başbakan da bu seçimin getire- ceğj büyük sakıncalar konu- sunda bilgilendirilnıişti ve seçi- min yapılmaması konusunda uzlaşrnaya vanlmışü." Protokol engelleniyor Gürkan ve Karakaş, bir süre- dir hükümetin ve grup yönetici- lerinin ortak çalışmasına karşın "DYP içindeki bir grup millet- vekihnin ANAP, RP ve MÇP ile işbirliği yaparak koalisyon protokolünün gerçekleşmesini engeUediğini, böylece ortak hü- kümetin ve onlara destek veren DYP ve SHP gruplannm güven ilişkilerini ciddi biçimde zedele- diğini" söylediler. Rektör seçimleri ile ilgili ya- sada da kapatılan siyasal parti- lerin açılmasıyla ilgili yasada da CMUK'nın komisyon görüş- melerinde de bu durumun ya- şandığını anlatan Gürkan ve Karakaş, sözlerini şöyle sür- dürdüler: "DYP, kimi konularda SHP ile kimi konularda ise ANAP, RP ve MÇP ile işbirliği yapar bir göriinüm vermektedir. Sa- yın Başbakanın ve grup yöneti- cilerinin iyi niyetli girişimlerine karşın bu durum. koalisyon partileri arasındaki güven duy- gusunu önemli öiçüde zedele- mektedir. Reformlar ve demokratikleş- me ile ilgili pek çok yasa tasansı bir türlü gündeme ahnıp yasa- laştınlamamaktadır. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı Ya- sası'na, örneğin ILO sözleşme- ierinden ve nısan Haklan Ba- kanlığı Yasası'ndan öncelik tanındığı halde, haftalardır gündemde kalmakta, ancak bir an önce yasalaşması için gerekli çaba harcanmamaktadır." Çekiç güç sonınu Gürkan ve Karakaş, SHP grubu olarak siyasal istikrann sürmesini içtenlikle istedikleri, DYP-SHP ortak hükümetine olan desteklerini sürdürdükle- rini vurgulayarak "Var olan koalisyon protokolüne duydu- ğumuz umut ve güveni koruyo- ruz. Ancak gruplann hükümet- le ve gruplann birbiriyle olan ilişkilerinin ve de hükümetin TBMM ile olan ilişkilerinin ye- niden düzenlenmesini istiyoruz. Bunu koalisyon protokolünün ve hükümet programırun hızla ve kararhlıkla yaşama geciril- mesi için kaçuıılmaz sayıyonız" dediler. Gürkan, gazetecilerin "gü- ven duygusu zedelenmeye de- vam ederse. ortakhktan çeki- lecek misiniz" sorusuna, "Onu biz söylemedik. Dileğimiz istik- rann sürmesi" yanıtını verirken Çekiç Güç'le ilgili bir soruya da "Henüz gruba intikal eden bir şey yok" karşıhğjnı verdi. Gürkan. olaganüstü hal ko- nusunun da çarşamba günü yapılacak grup toplanüsında görüşüleceğini söyledi. ÇHP, İstanbul îl Meclisi'ni basınatanıttı îl örgütlenmesindekiesas: İyi niyet YURDAGÜLERKOCA CHP yoğun günler geçiriyor. Bir yandan bütçe görüşmeleri- ne hazırlanıyor bir yandan da 11 Kasım'da dört ay daha uza- tılması istemiyle Meclis'e gele- cek olan Olaganüstü Hal ile il- gili parti görüşünü belirlemeye calışıyor. İl Meclısi üyeleri ve il başkanı atamalan ile kanşan illeri sakinleştir- mek ve henüz atamalan yapılmamış il- lerde adam bulmak gibi örgütlenme çalışmalannın arasında vakit yaratıp. İstanbul İl Başkanı Prof. Haluk Ülman ve 32 İl MecÛsi üyesini basına tanıttı CHP yöneticileri. önceki akşam The Marmara Oteli'- nde verilen yemeğe Genel Başkan Deniz Baykal'ın yanı sıra Genel Merkez yöne- ticileri İsmail Cem, Ertuğrul Günay, Ali Topuz, Hasan Fehmi Güneş, Algan Hacaloğlu ve İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen de kaüldı. CHP İstanbul İl Meclisi üyelerinin büyük çoğunluğu özel şirketlerde üst düzey yöneticiliğine yükselmiş kişiler- den oluşuyor. önemli bir bölümü de doktor, mühendis ve avukat... SHP'den tanıdık birkaçı dışında büyük bir bölü- mü bugüne kadar siyaset kulislerinde aktif politika içinde yer almamış kişiler- den oluşuyor İstanbul İl örgütü. Genel Başkan Deniz Baykal'ın yemekten önce •CHP İstanbul II Meclisi üyelerinin büyük çoğunluğu özel şirketlerde üst düzey yöneticiliğine yükselmiş kişüerden oluşuyor. Önemli bir bö- lûmü de doktor, mühendis ve avukat... SHP'den tanıdık birkaçı dışın- da büyük bir bölümü bugüne kadar siyaset kulislerinde aktif politika içinde yer almamış kişüerden ohışuyor yaptığı konuşmada söylediklerinden, bunun bilinçli bir seçim olduğu anlaşılı- yor. Baykal "Yeni bir siyaset anlayışını topluma taşımak konusunda Halk Par- tisi'nin bir tarihsel görevi vardır" diye başhyor konuşmasına. Türkiye'de poli- tika yapmanın son on yılda değiştigini, içeriğinin boşaldığını anlatıyor. Bunu da büyük bir oranda, bugünkü politi- kaalann, toplumun diğer kesimlerinin nitelik. yetenek ve becerilerinin gerisin- de kalan insan tiplerinden oluşmasına bağlıyor. "Siyaset toplumun diğer kesimlerine göre daha yetenekli daha ileri, daha be- cerikli daha nitelikli insanlannı ilgilen- dirirdi. Kendisini aşmış insanlar siyaset yoluyla kamusal hizmet yoluyla ülkeye hizmet yoluyla doyum ararlardı. Gide- rek durum tesine döndü. Bugün ülkenin çeşitü kesimlerinde, basınında , eko- nomisinde, sendikalannda üniversitele- rinde, iş dünyasında toplumun çeşitli kesimlerinde, kültür dünyasında ortaya çıkan yetenek nitelik düzeyi ne yazık ki siyasette ortaya çıkan yetenek ve nitelik düzeyinin giderek daha üzerinde gözük- meye başladı. Bunu aşma görevi CHP'- ye düşer diye duşündük. Bu bir anlam- da siyasetin dar cerçevesini kırma, siya- seti toplumun diğer kesimlerine aşma iddiasıydı." Biraz da bu ruh haliyle oluşfurulmuş İstanbul İl Meclisi. Bay- kal'ın deyimiyle "Birikimini. eneıjisini, toplumsal çahşmanın başka alanlan- nda yoğunlaştırmış, kendisini o alanlar- da kanıtlamış. kişiliğini elde etmiş. gü- ven duygusunu kazanmış, geleceğini, yaşamını, çıkannı, geçimini siyatte ara- ma zorunluluğu içinde olmayan" insan- lar bulunmuş ve atanmış. 33 kişilik İl Meclisi'nin topianma% ka- rar alma ve kararlan uygulamada pratik bir zorluğu olduğu gerçeğini kabul edi- yor CHP Genel Merkezi. Bu zorluğu aş- mak için bulunan formül ise; 33 kişinin yasal yetkisini yani karar alma yetkisini "centümenlik anlaşmasıyla" 9 kişilik bir yürütme kuruluna devretmesi. Siyasi Partiler Yasası. îl Örgütlerinin, Genel Merkezlerinde gerçekleştirilen yapılanmanın benzerini oîuştur- masınaizin vermiyor. Bu yüz- den de İl Başkanı'nm yanı sıra 6 Başkan Yardımcısı, 1 sekreter, ve bir il saymanı seçilerek 9 kişi- lik bir yürütme kurulu oluştu- rulması kararlaştınlmış. 33 kişi- lik İl Meclisi, günlük uygulama- larla ilgili yetkilerini, söz konusu kurula "emanet" etmiş kabul ediliyor. Yani, pratikte. yürütmeye ilişkin işler, pek de politik gelenekde yeri olmayan "karşı- lıklı anlayışa ve güven duygusuna" ema- net ediliyor. İstanbul İl Meclisi'nde Genel başkan yardımalıklanna, Faruk Ergünsoy (Ör- gütlenme), Seyfettin Gürsel (Seçim İşle- ri), Cemal Seymen (Yerel yönetimler ve çevre), Engin Ünsal (Toplumsal örgüt- lenme. sendikalar ve meslek kuruluşlan), Celalettin Dusun (Araştınna, Proje De- ğerlendirme ye Geliştirme), Sekreterliğe Pınl Özkol, İl Saymanhğına ise Atiüa Kotil getirilmiş. CHP'nin İl örgütlenmelerine getirdiği bir yenilik de İl Meclislerinin ayda bir kez, sendikalann. dekokratik kıtle ör- gütlerinin meslek kuruluşlannın, oda- lann. kooperatiflerin yönetimlerinde gö- rev yapan partililerle birlikte toplantı yapması. Boylelikle bölge sorunlannın tartışılması ve üetişimın saeianması amaçlanıyor. POLİTİKA GÖNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ANAP'ta Yapay Taphşma... ANAP'ta gerçekten bir fırtna öncesi sessizlik mi var? ANAP'ta gerçekten muhalif grup Mesut Yılmaz'ı genel baş- kanlıktan düşürecek delege ağırlığına egemen mi? ANAP'- ta gerçekten Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın hissedilirağır- lığı şu anda da sürüyor mu? Refah'ın İstanbul zaferi, bir başka deyişle kuşatma hare- kân en fazla ANAP'ı etkiledi. Sanki ANAP'ın oy tabanı RP seçmeniymiş havası ağırlık kazanmaya başladı. Böyle bir görüntü basına yansıyınca da hedef adam Mesut Yılmaz oldu. Acaba ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz değil de Meh- met Keçeciler olsaydı RP Istanbul'da başarı kazanamaz mıydı? Ortada bir aldatmaca, gerçeği görmeme, görememe kar- gaşast var. Refah'ın Istanbul'da ANAP'ı 4-2yenmesi ve böy- lece güçlenmesinde tek neden Mesut Yılmaz gösteriliyor. ANAP içindeki muhalif grup yani özal'ın yandaşları atağa geçiyor. "Mesut gitsin, biz tekrar güçleniriz..." Şaşırmamak elde değil... Diyelim ki Sayın Yılmaz gitti, yerine Sayın Keçeciler ya da bir başka muhafazakâr geldi. O zaman ANAP, Refah'ı tepe- leyecek mi? ANAP nedir? ANAP nasıl bir parödir? 12 Eylül koşullarında kurulmuş bir partidir ANAP. Bir ayağı 12 Eylül'e bağlı, diğer ayağı ise sermayeye. 1983 yılında ANAP, MDP ve HP'yi ezip geçmiş ve ıktidara gelmiş- tir. Sayın özal, "Ortadirek" diye çalışan kesimin desteğini almışnr. Göz boyayıcılıkla ilk dört yıl ayakta kalmış, buna bir üç yıl daha eklemiştir. Işte 1983-1991 ANAP'ın hükümette kaldığı yıllardır. Bu yıllar içinde sanayi yatınmları durmuş, tanm sektörü ölmüş, ezilen daha çok ezilmiş, varsıl daha varsıl olmuştur. 12 Eylül ün evrense) hukuka ters yasalarıy- la işçi toplusözleşme yapamamış, yapsa bile ardından kapı önüne bırakılmıştır. Türkiye'de Danimarka düzeyinde yaşayan bir küçük azınlık öte yandan milyoniarca geçim sıkınösı çeken insan yumağı. Renkli televizyon kanallarında halkı eğiten prog- ramlar, diziler yerine vurdulu kırdılı Amerikan filmleri. ANAP'ın içine gelince... Orası ayrı bir alemdi. Danimarka düzeyinde geiiri olan şık hanımlar ve beyler, çember sakallı hacılar, hocalar, kara çarşaflı türbanlı kadınlar. özal sözde dört eğilimi bir arada tutacaktı olmadı, ikide kaldı. Çünkü MHP'liler dördüncü yıl- da önce kendi içlerinde ardından ANAP'ta bölünüp ufaldı- lar. Sanıldı ki şık hanımlar ile beyler, o çember sakallı, takkeli hacılar, çarşaflı türbanlı kadınlarla aynı potada eriyecekler. Böyle şey olmazdı, olamazdı. Doğal olarak Refah'ın seçme- ni ANAP'tan kopacaktı. ANAP'a oy veren ve büyük kenüer- de yaşayan gecekondu insanı da "bir deneyeyim" diyerek Refah'a oy verecekti. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın bunda hiçbirsuçu günahı yok. Bu bir sosyal oluşumdur ve siyasal güce destek vermiştir. ANAP şu ya da bu biçimde ergeç eriyecektır. Ne özal ne bir başkası ANAP'ı ayağa kaldı ramaz bundan böy- le. Belki sağda DYP ve ANAP dışında yeni bir siyasal örgüt- lenme, solda SHP, CHP ve DSP dışında sağlıklı sosyalist bir partinin kurulması Refah'ın atağını etkileyebilir. O zaman ANAP içindeki bu tartışma niye? Cumhurbaşkanı Ozal, kimi ANAP milletvekillerine şöyle demiş: "Mesut aynı yapıyı koruyamadı..." Ozal'ın "aynı yapı" dediği, Refah'ın ANAP'taki ayaklan. Yani bu ayaklan tamamlayan seçmen tabanı. ANAP'ta o ayaklar RP'nin bugünkü yapısı içinde hiç etkin değil ki... Yine özal şöyle demiş: "Bazı seçmenler partiyle bağlarını koparınca kendisini boşlukta hissetti. Parti içinde kendi fikirlerini savunan o/- mayınca RP'yekaydı..." Ozal, 1983lerde kalmış. Neredeyse 10 yıl önceden söz ediyor. O günün koşullarında kolaydı parti kurmak ve iktida- ra gelmek. Siyasetçi gelişim içinde olmaz, sosyal bir olayın siyasal kadrolara etkisini düşünmezse böyle konuşur. Ideolojisi olmayan bir siyasal örgütte ideolojisi olanlar ne kadar daha kalabilir? Şöyle yanıt verebilirsiniz: "Canım Mehmet Keçeciler kaldı." Keçeciler kalabilir. Ama bir süre daha... Onun için biz Mesut Yılmaz'ı savunmak zorunda kalıyo- ruz. Yılmaz'ın hiç suçu, günahı yok bu işte... ANAP'ta tartışma bu nedenle yapay... Olayın özüne inseler gerçeği yakalayacaklar... Ne delege sayısı ne Ozal'ın ağırlığı-ne de liberal-muha- fazakar tartışması çözüm yolu değildir. Gözaltındayakınlan kaybolanaileler Başbakanlık'ta ANKARA (ANKA) - Gö- zaltmda yakınlan kaybolan ai- leler Başbakan Süleyman De- mirel ile görüşmek üzere gel- dikleri yeni Başbakanlık bi- nasında, Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu'ndan üç saat için- de somut yanıt sözü aldıktan sonra aynldılar. Gözaltında yakınlarını kay- bedenlerden oluşan 40 kişilik bir grup sabahleyin, DYP An- kara il binasına giderek Başba- kan Demirerie görüşme iste- minde bulundu. Başbakan Sü- leyman Demirel'in bu isteme olumlu yanıt vermesi üzerine yeni Başbakanhk binasına ge- len tutuklu yakınlan burada Demirel yerine Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu ile görüştü- ler. Orhan Kilercioğlu'na, ka- yıplann poliste gözalündayken gerçekleştiğini ve bu konuda somut delilleri bulunduğunu belirten tutuklu yakınlan. ken- dilerinin de sık sık polis tarafı- ndan rahatsız edildiklerini an- latülar. Gözaltında yakınlan kaybo- lan aıleler bazı kayıplann üze- rinden bir seneyi aşkın süre geçtiğini ve şimdıye kadar bir haber alamadıklannı belirte- rek poliste işkencenin yaygın bir şekilde devam ettiğini an- latülar. Bir yıl önce gözaltında kay- bolan Hüseyin Toraman'ın eşi, kocasının gözleri önünde bir sene önce polis tarafından alınarak kayıplann coâunlu- ğunun gerçekJeşügı Oayret- tepedeki Birinci Şube'yegötü- rüldüğünü ve daha sonra da kaybettirildiğini öne sürdü. Hüseyin Toraman'ın annesi Hatice Toraman da 10 gün önce Gayrettepe'nin önünde polisler tarafından kıyasıya dövüldüğünü anlatarak oğlu- nun kemikleri dahi olsa neyi varsa bulmak istediğini söyle- di. Devlet Bakanı Kilercioğlu da gereken her şeyi yapacak- lannı, hukuk devleti olarak hukukun içinde bütün sorun- lan çözeceklerini bildirdi. Dev- let Bakanı Orhan Kilercioğlu, tekerlekli sandalyede gelen bir kayıp yakıru ile 80 yaşındaki bir başka kayıp yakınının yakınmalannı da uzun süre dinleyerek kayıplann buluna- cağına söz verdi. Bir süre sonra görüşmenin yapıldığı odadan basın men- suplan çıkanlarak Devlet Ba- kanı Kilercioğlu ile aileler baş- başa görüştüler. Devlet Ba- kanı Orhan Kilercioğlu'nun ailelere en geç üç saat içinde bilgi vereceği sözü verdiğj öğ- renildi. Aileler bunun üzerine üç saatlik süreyi bekkmek üze- re İnsan Haklan Derneği An- kara Şubesi'ne gittiler. Ailele- rin, polis tarafından gözalüna alındıktan sonra kayıp olduk- lannı ileri sürdükleri kişilerin isimleri şöyle: Hasan Gülünay, Ayhan Efeoğlu, Hüsametün Yaman, Soner Gül, Tuğrul Özbek. Yusuf Erişü, Hüseyin i omıuaıı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear