25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 KASIM 1992 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 GUNCEL CÜNEYT AKCAYÜREK U Baştarafi 1. Sayfada çjan itibaren dep- rem olacaktı. Belki yerel küçük depremler hissedildi, ama beklendiği gibi genel bir deprem olmadı'' ' Demirel'e göre beklentiler "siyasal iktidarın sallanaca- ğına değin uzandı". Seçim öncesi, seçimin "manasıyla maksadını aşan sözler" ile yola çıkıldı. Koalisyonun yara alması bekleniyordu, olmadı. 1 Kasım'dan siyasal istikrarsızlık çıkacağı sanılıyordu, umutlar boşaçıktı. Ne var ki DYP liderinin seçim analizleri kimilerine ters gelebılir 13 yörede DYP oylarının yüzde 35e çıktığını, İzmir'de yüzde 22den 29a tırmandığını, istanbul'da yüzde 16'yi muhafaza ettiğini öne sürüyor. 30 milyon seçmenin yüzde 1.5'u ileyapılan son yerel se- çimde DYP ile SHP'ye çıkan toplam yüzde 36 oyu koalis- yon için yeterli görüyor. Özetlenirse; Demirel. galibadaha kötü sayılabilecekso- nuçlara kendisini alıştırmış, 1 Kasım'da birden önüne umduğundan daha iyi bir tablo çıkınca, şimdi sevincini saklamıyor. O kadar ki, ANAP liderine. her cümlesi grupta gülüşmelere yol açan irdelemelerle yükleniyor. Örneğin, Mesut Bey'i "yaralı kuş" diye tanımlıyor. Se- çim öncesi saldırılara yanıt vermesini isteyenleri "benim sıkletim değil" diye yatıştırdığını söylüyor. Bir yerde daha başka seçim mantığı kullanıyor. "Hadi biz iktidardık, yıprandık" diyor, "peki ama sen muhalefettesin, ne yaptın da yıprandın?" Ne yaptı da?.. Zaten Mesut Bey de bir iki gündür bu veya buna benzer sorulara yanıt arıyor. Genel merkezdeki toplantılarda, se- çim öncesi Mesut Yılmaz övgülerine bir türlü nokta koya- mayan tirajı bol bir iki gazeteye verdiği son demeçlerde "ne yapıp yıprandığı" sorusuna karşılıklar araştırıyor. Mesut Bey -bize anlatılanlara göre- gerçeklere değil, daha çok kamuoyu araştırması adı altında'önüne konulan fal niteliğindeki degerlendirmelere itibar etmiş, ediyor. Üst perdeden konuşmasırta, seçimi kazanacağına inart- masına tek etken kamuoyu anketleri... Birkaç firmaya birbirine zıt araştırmalar yaptırmış. Aldı- ğı sonuçlardan sonra gönül rahatlığıyla 1993te başbakan- lığını ilan etmiş. Daha önemlisi, İstanbul'da her seçim bölgesinde oyları katlayacağı söylentilerine kanmış! 1 Kasım serüveninden sonra parti içi muhalefetin aylar- dır sürüklediği görüş, artık önüne bir oldubitti gibi geliyor. Mesut Bey, önümüzdeki pazarolağanüstü kongreye karar erecek. Karar verme zorunluğu ile karşı karşıya. Çünkü parti yöneticileri ikiye bölündü. Kongreyi isteyen var, istemeyen... Hukuk yoluyla kongreyi toplamaya çalı- şan parti içi muhalefet lideri Hüsnü Doğan ve arkadaşları- na karşı, siyasal bir kararfa aynı noktaya varmaktan artık kaçınamayacak olan Mesut Bey... Çarpışıyor. Kamuoyuna yeni bir siyasal eğlence daha çıkıyor. ANAP olağanüstü kongresi en geç ocak ayında. Genel varsayımlara göre kasım sonlarında ya da aralık başların- datoplanabilir. Şu andaki veriler şayet yeni etkenlerle değişmezse Me- sut Bey olağanüstü kongrede genel başkanlığı sıyırabilir. Bir olasılık; ya tersi çıkarsa?.. Demirel'in dün grupta söylediği gibi, ilgili yasaya "vak- tinden önce siyasal emeklilik" diye bir madde eklemek gerekecek! Clinton Bush'un önünde FUATKOZLUKLU ARKANSAS - ABD baş- kanlık seçimlerinden ahnan ilk sonuçlara göre, Arkansas Vali- si Demokrat Parti adayı Bill Clinton önde gidiyor. Gazetemiz baskıya verildiği 01.30'a kadar gelen haberlere göre CNN, CBS, ABC, NBC gibi önde gelen televizyon ku- ruluşlannın sandık başlannda oylannı kullanan seçmenler arasında yapükian nabız yok- lamasında Bill Clinton'a oy ve- renlerin çoğunlukta olduğu gözlendi. Öte yandan CNN televizyo- nunun bildirdiğine göre Clin- ton ve George Bush, geleneksel olarak koyu Cumhuriyetçi olan Indiana eyaletinde başabaş gidiyor. ABD'de oy verme işle- minin ilk tamamlandığı ve Ge- orge Bush'un yardımcısı Dan Quayle'nin eyaleti olan In- diana'da Demokrat oylann Cumhuriyetçi oylan yakaladı- ğının belirlenmesi üzerine CBS televizyonunun yorumcusu Dan Rather, "eger Bush-Quay- le ikilisi Indiana'da sıkıntı için- deyse, nerede kazanmayı uma- bilirler" yorumunu yaptı. Amerikan seçim tarihinde en sert kampanya döneminin ya- şandığı bu seçimler, Soğuk Sa- vaş sonrasının ilk seçimi olma özelliğini de taşıyor. Yaklaşık 183 milyon Amerikalı seçmen dûn ABD'nin 42. baş- kanını belirlemek için sandık başına gitti. Seçmenler, aynı za- manda senatonun 100 sandal- yesinden 34'ü, 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi ve 12 eyalet valisi içjn de oy kullandılar. Katılım oranınm yaklaşık yüzde 80'le rekor düzeye ulaştı- ğı seçimlerde, ülkenin geneline hâkim olan kötü hava koşulla- nnın sandık başına gitmeyi en- gellemediği bildirildi. ABD seçimlerinden ilk so- nuçlar aslında dün öğlen saatle- rine doğnı geleneksel olarak New Hampshire eyaletinin Dixville Notch köyünden geldi. Köyün adının dünya çapında duyurulması amaciyla 1960 yı- lından bu yana sandıklannı ge- ce yansından bir dakika sonra açma ayncalığına sahip olan Dixville Notch'ın 30 kişilik seç- meninin büyük çoğunluğu gele- neksel Cumhuriyetçi çizgisini değiştirmeyerek Bush'a oy ver- di. Sandıktan Bush'a 15, Clin- ton'a 2, bağımsız Perot'a da 8 oy çıktı. Diğer bağımsız aday Andre Marrou da 5 oy aldı. Başkan Bush oyunu, Teksas eyaletinin Houston kentinde kullandı. Bush ve eşi Barbara dün sabah yerel saatJe 08.30'da sandık başına geldiler. Bush oyunu kullandıktan sonra, gü- lümseyerek çevresinde biriken halka yapuğı açıklamada, "kampanyanın sona ermesin- den çok memnunum" dedi. Dallas'ta oy veren Ross Pe- rot ıse, Bush ve Clinton'ın aksi- ne oyunu gizlice kullandı. Evi- nin dışında bekleyen foto muhabirlerini ve kameraman- lan. şoförünü arabasıyla ön kapıdân göndererek atlatan Pe- rot, daha sonra bir başka ara- bayla oy vermeye gjtti. 80 kadar televizyon kanalı Ginton'un evinde seçim sonuç- lannı beklerken naklen yayın yapü. Bill Clinton, oyunu kul- lanmaya 200 kadar gizli servis görevlisinin koruması altında gitti. Oyunu kullandığı halk eğitim merkezine eşi, kızı ve ga- zeteci ordusu ile gelirken, ken- disine büyük sevgi gösterileri yapıldı. Çoğunluğu Zenciler- den oluşan seçmen kuyruğunda 20 dakika kadar bekledi. Kıbrıs'ta federasyon pazarlığı ERDALGÜVEN NEW YORK - Bırleşmış Mil- leüer (BM) gözeümınde sürdürü- len Kıbns pazariığında anayasal düzentemelere ilişkın görüşmekre geçüdı. BM Genel Sekreteri But- ros Gali eşliğjnde önceki gece bir araya geten Türk ve Rum top- lunîlan liderleri Rauf Denktaş ve Yorgo Vasiliu, Gali'den gelen is- tek üzerine yerlerinden edümiş kişüere ilişkın görüşmelere ara ve- rerek kurulması öngörükn fede- rasyonda merkezi devlete tanına- cak yetkileri ele aklılar. TŞI 23:30'da başjayan ve iki sa- at süren anayasal düzenlemelere ilişkin görüşmeler öncesinde Ge- nel Sekreter taraflara yerlennden edilmış kişiler konusunda Rum ve Türk görüşjerine ek olarak "dü- şünceler dizia"nde yer alan öneri- teri de içeren "yorumsuz" bir özet metni sûndu.Genel SekreterGali. taraflardan metni değerlendırerek kauhp kaulmadıklan yohmda gö- rüş belirtmelerini istedi. Türk tarafindan edinilen bilgi- lere göre, Vasiliu, Gali'nin isteğine olumsuz yaklaşarak. böyle bir yöntem izlenmemesini istedi. Denktaş ise, yöntemden memnun olduklannı, çünkü böylelikle Rum tarafinın da "düşünceler di- zja"nde yer alan birçok öneriyi kabul etrnediğinin açıkça ortaya çıktığını beürtti. Denktaş, görüşmeden sonra düzenledığj basın toplantısında üçüncü tur görüşmeleri, "durum ve tutum saptama görüşmeleri" dive nitekdi. Denktaş, "Övle eö- rünüyor ki, Gend Sekreter du- rum ve tutum saptamaa yapıyor. Üçüncü tur böyle geçerse iş bir haftada biter. Ondan sonra, Ge- nel Sekreter ne yapar bilmiyo- rum"dedi. Denktaş üçüncü tur görüşme- lere birdenbire hız kazandınlma- sını, şubat ayında Kuzey Kıbns'ta yapüacak cumhurbaşkanhğı se- çimlerine bağlayarak, "toprak ayarjamasına ilişkin görüşrneler de benzer biçimde geliştirüecek ve Vasfliu Kıbris'a döndüğunde, 'tş-« te gördünüz. Türklere ödün ver- medim' diyerek oy toplayacak" dedi. Görüşmede, kurulması öngö- rükn federasyonda federal devle- te verilecek yetkilen tarüşuklannı beürten Denktaş. Vasüiu'yu "Kjbns Rum Cumhuriyeti"ra Türklere bazı yetkifer tanıyarak sürdürmeye çabşmakla suçiadı. Dentaş, Rum tarafinın, iki federe devletten birinde federal görevleri üstlenecek memurlann o federe devletten olmasına karşı çıktığını. aynca federe devletin bir başka devletk anlaşma yapmasını da fe- deral devletin onayına bırakmak istediğini söyledi. Denktaş'ın ver- diği bilgUere göre Vasiliu, merkez bankaa müdürü ile maliye baka- nının ayn taraflardan obnası yö- nündekı öneriye de olumsuz yak- laşü. Denktaş ve Vasiliu, hafta sonuna kadar yasama, yargı ve >ürütmede gözenlecek ükeleri ele alacaklar. Türk tarafi, ilk iki alan- da kolaylıkla uzlaşma sağlanabi- leceğini, ancak asıl sorunun yü- rütmede başgöstereoeğini vurgu- luyor. Lııar'm Cınnhııriy^'e lıacizLSteıııi • Baştarafi I. Sayfada A.Ş.'nin avukaü Akm Atalay, bu talebin yasal birdayanağının olmadığı- nı bazı yanlış saptamalarla, tmar Bankası ile hıçbır ilgi ve ilişkisi bulunmayan Yeni Gün A.Ş.'nin gelirlerine el konul- mak istendigini belirtti. Atalay, Hr'eni Gün A.Ş.'nin ne Imar Bankası ile ne de gazeteyi ya- yınlayan eski şirketle bir ilgisi olmadığı gibi. isim ve imtiyaz hakkı konusunda herhangi bir istihkak iddialan olmadığını vurgulayarak, tmar Bankası'- nın talebinin mahkemeyi ya- nıltmak suretiyle yayınladıklan gazetenin yayınına engel ohnak amacı taşıdıgını söyledi. Talebi inceleyen Istanbul 9. Icra Tetkik Mercii Hakimliği, dosyanın icra müdürlüğünce kendisine gönderilmesini ge- rektiren yasal bir neden görül- mediğini ve hukuki anlamda bir istihkak iddiası uyuşmazlığı oluşmadığı gerekçesiyle İmar Bankası'run istemini geri çevir- di. öte yandan Cumhuriyet Ga- zetesi'nin Cankurtaran'daki deposunda bulun hacizli gazete kağıdı bobinlen tmar Bankası avukatlan eşliğinde ayn bir de- poya taşınmaya başlandı. Cumhuriyet Gazetesi avu- katlan daha sonra yaptıklan açıklamada olayın nasıl gelişti- ğini şöyle anlattılar: •'tmar Bankası Cumhuriyet Gazetesi'ni eskiden yayınlayan şirketin borçlan nedeniyle bu şirketin Basın tlan Kunımu'- ndan ve diğer dağıüro şirketin- den gelen gelirlerine haciz uy- gulamışü. Şirkeün kan damar- lannı ukayarak gazetenin mali sıkmüya düşmesine ve fıilen if- las durumuna girmesine neden olan bu durum sonucunda, şir- ket Cumhuriyet gazetesini ya- yınlayamaz hale gelmişti. Cumhuriyet Gazetesi'nin isina ve imtiyaz hakkı sahipleri olan gazetenin kurucusu Yu- nus Nadi'nin mirascılan, isim haklanna ilişkin kira sozleşme- sini feshederek, bu şirkete gaze- teyi artık yayınlayamacakJannı bildirmişti. Cumhuriyet Gazetesinin ça- lışanlan, bu gazetenin tmar Bankası'run her türlü engeUe- mesi ve dayatmasına karşın yayınlanması gerektiği inanay- İa yeni bir şirket kurdu. Bu yeni şirket Cuînhuriyet gazetesini yayınlayabümek için isim ve imtiyaz hakkı sahibi Yunus Nadi varisleri ile görüştü ve Cumhuriyet Gazetesini kendi kurduklan Yeni Gün A.Ş.'nin yayınlamast konusunda anlaş- ülar. 13.10.1992 tarihinden bu ya- na Cumhuriyet Gazetesini ya- yınlayan bu yeni şirket, yayın nedeniyle gerekli bütün giderle- ri kendisi ödeyerek, büyük öz- veriîerle gazeteyi yaşatmaya çaüşıyorlar. Gazeteyi yayınla- yan şirketin, ilan ve reklam ge- lirleri ile yaşadığı açıkür. Ayn- ca, Cumhuriyet Gazetesi'ni şu anda yayınlayan Yeni Gün-A. Ş'nin, tmar Bankası'na herhan- gi bir borcu yoktur." UNDAN ONCE PEKCOKULKEDE OLDUGUGİBİ PAKISTAN'DA DAONEMU BİRPROJETISIFAGERCEKLESTIRECEK! Kardeş Pakistan 'ın Karachi ve îslcımcıb&cl feentlerini birleştirecefe Indus Otoyolu 'ntın yapımını üstlenmekten Türkiye adıncı gururluyuz. Indtts Otoyoltt'nun 156 fem'lik iki kısmının, imztz törenine teatılıp sözleşmeye tanıfe olarak imzalarını koyan ve ertesi günkii temel atma törenini Pakistan Başbakanı Sayın Navaz Şerif 7e b>irlikte ontırlandınp toizlere büyük moral ı?e destek veren Bctşbtifecıttıırıız Sttytn SÜIJEYIV1AJV DEMİREL'<? t>u vesile ile teşekkürü bir borç biliriz. Dileğimiz, Pakistan'da da ilk Türk müteahhidi olarak Türk mühendis ve işçisinin gücünü tekrar kanıtlatnak, başartlarımıza yenisini eklemektir. Bundan önce bir çok ülkede olduğu gibi... Bu sevinç hepimizindir, bu gurur hepitnizindir... Erbakan 'Kara Ses'i eleştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) - RP Genel Başkanı Nec- mettin Erbakan. "kara ses" olarak bilinen Cemallettin Kaplan ve müritlerinin Al- manya'da düzenledikleri laik cumhuriyet ve Atatürk aleyhta- n törenler ile ilgili olarak, "RP iktidara geldiğinde böyle hare- ket olmaz. RP'nin silahh bir hareketi olmamıştır" dedi. İçiş- leri Bakanı Ismet Sezgin, Ce- malettin Kaplan'ı, Türk milleti- nin sağduyusunun durduraca- ğını söyledi. RP lideri Erbakan, dün dü- zenlediği basın toplantısında, Cemalettin Kaplan ve müritie- rinin AJmanya'da düzenledik- leri ve Show-TV'de önceki gece görüntüleri ^erilen törene iliş- kin bir soru üzerine şu yanıtı verdi: "RP bir kitle, fıkir, dava par- tisidir. Bundan dolayı RP rnilli görüşünü bugüne kadar silah- la, anarşiyle hiçbir zaman gö- rüşlerini yayma hareketi ile ilgi- si olmamıştır. Diğer partilerin, doğrudan ya da dolayh yoldan anarşik olaylara kanştıklan söylendiği halde, RP'nin silahL bir hareketi olmamıştır. Dûn- yanın ceşitli yerlerinde çeşitli şeyler vardır. Bir başka televiz- yon da ABD'nin Klu-Klux- Klan gösterilerini gösterebilir. Bir başka televizyon da, mason ayinlerini gösterirse ne yapaca- ğız? Bunlan. sadece seyrede- riz."' Alnıaıı Bakan yapt ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Federal Alman Savun- ma Bakanı Volker Ruhe'nin Ankara gezisi krizle floktalan- dı. Ruhe'nin "Güneydoğu'da bulunan Alman silahlannın başka bölgelere kaydınlması" görüşünü Türk yetkililere iletti- ğini açıklamasma karşın, bu durum Ankara tarafından ya- lanlandı. Milü Savunma Bakanı Nev- zat Ayaz da, Ruhe'yi yalanladı. Dışişleri kaynaklan, Ruhe'nin "Alman kamuoyuna yönelik siyasi show" yapma çabasında olduğunu savundular. Ruhe, Ayaz'la ortak düzenle- nen basın toplantısında, bir Alman gazetecinin, "Alman si- lahlannın Güneydoğu'dan baş- ka bölgelere konması" konusu- nun gündeme gelip gelmediğini sorması üzerine, "Bu konuya burada da değindim. Fakat karşı taraftan, silahlann başka yerde konuşlandınlmasına yö- nelik bir reaksiyon gelmedi" yanıtmı verdi. Nevzat Ayaz ise, Türkiye'nin NATO çerçevesinde Güney- doğu'ya yerleştirdiği silahlann başka yerlere gönderümesinin söz konusu olamayacağını söy- ledi. GÖZLEM UĞURMUMCU • Baştarafi 1. Sayfada lerle birlikte ortaya çıktı. Geçen ay Mesut Barzani ve Celal Talabani'nin ABD ziyaretleri, bu ziyaretier sonrasında elde ettiğimiz bilgiler, Israil ve Suriye'nin Golan tepeleri hakkında anlaşma çabaları, çeşitli emperyalist ülkelerin Irak rejimine karşı takındığı yeni tavırlar, Irak'taki Şiilerin de yeni bir statü tanın- ması yönünde atılan adımlar bize emperyalizmin Ortadoğu 'da neler yapmak istediğini gösteriyor PKK, Kürt sorununda ABD emperyalizminin birincl derecede rol oynadığını uzun süreden beri kendisi kabul edip yazıyor. Bizler aynı olguya dikkat çektiğimiz ve "Kürt örgüt- leri arasında dostluklar ve düşmanlıklar, ABD'nin Ortadoğu siyasetine göre belirleniyor" diye yazdıgı- mızda ceşitli Kürt örgütleri ve yayın organlannca suçlanıyoruz. Bugün PKK ile "Kürdistan Cephesi" arasında ateş- kes anlaşması imzalandı. PKK, böylece, düne kadar en ağır biçimde suçladığı "Kürt Federe Devieti" yö- netiminesığındı. PKK'nın yayın organı Berxwedan'm 15 Haziran 1992 günlü sayısında (s. 1 ve 5) KDP Merkez Komitesi üyesi şöyle tanıblmışt; isterseniz bunu da okuyalırtr. Sadun Mutni'nin aşireti Silopi'den Güney Kürdis- tan'a yıllar önce göç etmiştir. KDP-MK üyesi olan bu şahıs, aynca Daho sorumlusudur. Dahası herkes ta- rafından bilinen en ömemli gerçek ise Sadun Mutni'- nin MlT'in bir elemanı olarak çalıştığıdır. Görüştüğü- müz tüm kesimler, Sadun Mutni'nin hem MİT'le nem de Irak istihbaratı ile ilişkisinin olduğunu söylüyorlar. Bu tür "illegal" örgütlere hemen hemen her devle- tin ajanı sızar. KDP içinde de ajanlar vardır, PKK içinde de htç kuş- ku yok, bunların bir kısmı CIA ajanıdır, bir kısmı da Alman istihbarat örgütünün ajanlan! Ne işler yaparmış bu Sadun Mutni? PKK'ya göre uyuşturucu kaçakçılığı ve kadın ticare- ti... Aynı yazıdan bir parça daha okuyalım: -Sadun Mutni, M/T ile birlikte eroin ve esrar kaçak- çılığı ve beyaz kadın ticareti de yapmakta. PKK, Sadun Mutni'yi, Sadık ömer adlı bir Kürdü öl- dürmekle suçluyor. Barzani ve Talabani, "Güney Kürdistan'da ilkei milliyetçilerdir" ve "iflası ve ihaneti oynamaktadır- lar." Kim söylüyor bunlan? PKK'nın kendisi! "Kürt realitesi"n\n bir yanı da şu: Kürt ayaklanmalarında Kürt liderleri ve aşiret reis- lerinin bir kısmı devletten yana tavır almışlar, bir kıs- mı da devlete karşı ayaklanmışlardır. Birbirlerinin başını kesip sıkıyönetim komutanlan- na sunan Kürtler de vardır, bugün birbirlerini Avrupa sokaklarında kurşunlayan Kürtler de. PKK, hem Celal Talabani'yi hem Barzani'yi "işbir- likçi ve ihanetçi" olarak görüyor. Ve bu işbirlikçilere ve bu ihanetçilere sığınıyor! Bugünkü koşullarda PKK yeniden bir "durum de- ğerlendirmesi'' yapmalıdır. * Bugün PKK, daha düne kadar "işbirlikçi" ve "iha- netçi" ve MİT ile ilişkili ve aynca uyuşturucu ve kadın ticareti yaptıklarını yazdığı yazdığı Kürt lideherine s\- ğınmışbr. Şimdi onların koruması altındadır. Çeşitli Kürt örgütlerinin ne zaman birbirleriyle çan- şacakları, ne zaman birbirleriyle dost, ne zaman düs- man olacaklarını kestirme olanağı yoktur. 70'li yıllarda Talabani ve Barzani kanlı bıçaklıydı- lar bugün el ele ve kol kolalar. 1982-1968 arasında Barzani-Talabani ve Abdullah öcalan, Türkiye Cum- huriyeti'ne karşı aynı cephe içindeydiler. "Kürt Cephesi" ile PKK, bu ay kanh çatışmalara girdiler, bugün ise aralarında "ateşkes anlaşması" yaparak barışnlar. PKK, Amerika'nın Ortadoğu'da kurmak istediği ye- ni düzen içinde -istese de istemese de- kendisine uygun görülen görevi yapıyor. Ya da bu görevi yapmak zorunda kalıyor... Hükümet İnsan Haklan Derneği: Kilis'te6kişiye »f; • Baştarafi 1. Sayfada manda getireceğiz. Dolayısıyla, bankalar da bunu istemiyorlar. Yani, özel kesim bankalan da, kamu kesimi bankalan da bu- nu ıstemiyor. - Ziraat Bankası'na bir uyan söz konusu mu? ÇtLLER - Hayır, uyarma yok. Bunun gereği yok. Ama, faizler bir miktar aşağıya inecek zaten şu sırada. Yüzde 2'lik bir aşağıya inme hemen olacak. - Ziraat Bankası'run faizleri arttırması, yüksek enflasyon beklentısiyle ilgili mi? ÇİLLER- Hayır, hayır. Ta- mamen kendilerinin bazı özel sıkıntılanndan dolayı. - Diğer kamu bankalannda da, benzeri bir operasyon ola- cak mı? ÇtLLER- Ziraat Bankası, biliyorsunuz Başbakana bağlı. Onun talimatıyla faizler beÜı bir miktarda hemen aşağıya in- dirilmesi gündemde. yargısız ıniaz uygulandı İstanbul Haber Servisi - İn- san Haklan Derneğı(IHD) İs- tanbul Şubesi'nde dün dü- zenlenen toplantıda, Gazian- tep'in Kilis ilçesi yakınlannda, 27ekim I992günüsınmkaçak geçmek isterken güvenlik güç- leri tarafından öldürülen 6 kişinin "devlet terörü'yle yargısız infaz edildikleri öne sürüldü. Kilis'teki olayda ölen 6 kışiden Mehmet Şahin'in amcası Hasan Çicek % e ağabe- >i Hacı Çiçek, dün İHD istan- bul Şubesi yönetim kurulu üyesi Av. Metin Kozan ile bir- likte yaptıklan ortak basın toplantısında cenazeleri alma- ya gittiklerinde jandanna ve polisin yoğun baskılanyla Kar>ı'a5tıklannı belirttiler. 6 kişinin yakınlannın cenazele- rin ahnması sırasında 3.5 saat sorguya çekildiğini, cesetlerin morgda uzun süre bekletilmesi sonucu kokmasına izin verildi- ğini anlatan Şahin'in yakınlan aynca olyda kesinlikle çatış- ma çıkmadığmı da vurguladı- lar. Bu arada IHD istanbul Şubesi Yönetim Kurulu Sekre- teri Av. Eren Keskin.dün Baş- bakan Süleyman Demirel. SHP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Erdal tnönü, {çişleri Bakanı İsmet Sezgin ile İnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Kah- raman'a faksla ayn ayn birer dilekçe göndererek, derneğe yönelik polis baskılannın gide- rek arttığını belirtti. STFAINŞAATA.Ş. Demirel, Koç'ayardım sözüverdi lç Politika Servisi • TASPV'm (Türkiye Afle Sağüğı ve Plariaması Vakfı) ConnKİ Otd'dedûzenkBen topiantısına katılan Başbakan Süleyman Demirel, nüfus arnşı ve ce\re kirliliğinijı ortaya çdurdığı tehlikelere dikkat çekti. Demirel, "Nüfus böyle artmava devsun ettikçe, insanoğtu kûreyi tahrip ettik- ce, kiire öiûr" diye komıştu. Konunun sadece hükümet ve devlet meselesi ofanadığnı, ilgili ve bjlgfli toplumun da meselesi olduğunu hatırlatan Demirel, vakfa çahşmalan için teşekkür ederek, gerekli her türlü v ardımı da yapmay a ha/ır olduklannı söyledi. Vakrf Başkanı Vehbi Koç da yapdğı konuşmada vakfın kuruluş aşamasım ve anıaçlarını anlattı. Koç, sonmun çözâmü için bir aiie pUnlaması sefertter- liği başlatmak gerektiğmi belirtti. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear