23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DKASIM1992ÇUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 PENCERE• Baştarafi 2. Sayfada toplumu düzeni, doğadaki hammaddeleri korkunç bir hızla tüketerek; ama endüstri atıklarını aynı hızda tüke- temeyerek gezegenimizi kirletip zehirlerken gelecek kuşakların yaşamını şimdiden karartıyor, insanlık tarihi- nin belki de en büyük cinayetini işliyor.Neoliberalizmin dayattığı çılgınca tüketim, tek sözcükle savurganlık de- mek!.. Hiçbir planı ve düzenlemeyi içermeden serbest piyasa cangılına insanlığı teslim eden bu düzen, sosya- lizmin sağladığı her türlü olanağı dışlayan vahşi kapita- lizmden başka bir şey değil... llcüncü Dünya ülkeleri, bu gidişe 'dur' diyecek akıl ve bilinç düzeyine daha ulaşamadı... Elbet bir gün ulaşacak.. Ne zaman? • Belki yann, belki yarından da yakın' bir zamanda. hem mağrıptan hem maşrıktan doğacak güneş... GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK M Baştarafi 1. Sayfada Beklentiler boşa çıkıyor. Elbette partilerden kimi elestı- riler geliyor ama; genelde hiçbirı demokratikleşmeyi engelleytci nitelikte değıl. Tersine, demokratikleşmenin CMUK'tan daha ileri aşamalara ulaşmasını isteyen. sahk veren konuşmalaryapılıyor. Ûrneğin, Refah Partisi sözcüsü, CMUKuyeterli görmü- yor, 'eksik ve az buluyor." Meclis'te sergılenen bu birlikteliği kuşkusuz, bir ağabe- ye ya da çanı gitmiş kayası kalmamış tepelere hizmet vermeye çalışan kımileri -örneğin Yusuf Bozkurt Özal- bozmaya, yozlaştırmaya çalışıyor. Biraderin engelleyici çabaları boşa çıkıyor. Meclis'te temsıl otunan RP. ANAP, DYP. SHP ve CHP. olumlu oy kullanıyor TBMM'yi yerli yersiz, sürekli eleştirmeyi meslek edı- nen basının büyük bölumü, ne yazık kı demokratikleşme- nin ilk ana hedefı olan CMUK'un kabulünü dünkü sayıla- rında ya hiç göstermiyorlar ya da çok ufaltarak. adeta gözden kaçırmak isteyen bir umursamazlıkla duyuruyor- lar. Büyük basının büyük bölümünün demokratikleşmeye, demokratik düzene ne denli önem verdığı böylece somut biçimde bir kez daha ortaya çıkıyor. Gazetelerin dünkü yüzü. yazıp çizdikleri demokratik- leşme oykülerınin inandırıcı olmaktan uzak, bir masal ni- teliği taşıdığını kanıtlıyor. Tabıi, önceki gün ve dün, kötü haber taşıyıcılar meslekle- rini ıcradan gerı durmadılar Çiçeği burnundaki yasa- nın, Çankaya'dan yine veto yiyeceğini yaymaya, kimi kafalara yerleştirmeye uğraşıyorlar Başbakan Demirel'e, CMUK'un Çankaya'dan geri dö- nebileceğine değinen soru, işte bu nedenle yöneltiliyor. iktidar adına, demokratikleşmeyi ateşleyen Meclis adına Demirel. "Birdaha çıkarınz"dernekzorunda kalıyor. Birader Yusuf Bozkurt'un engelleme çabaları, Çan- kaya'dan bir duyum mu acaba? Çankaya, yasayı hangi gerekçeye dayanarak veto ede- cek? İlk vetosuna dayanak olan düzenlemeler yeni yasa- da uygulanmış. Daha ne istiyor? Haaa, bu ıktıdar by-passlar çıkararak ya da çıkarma hazırlığına girerek benımle inatlaşjyoc rnantığına sıöınn yor ve duygusal dürtülerle yasayı Meclis'e tekrar gönder- meyi düşlüyorsa, bu sonuç siyasal olmaktan çok, sağlık- sal bir durum arzediyor demektir. Kimi kulislerdeki artdüşüncelere karşın, şimdi, demok- ratikleşme sürecine yeni bir canlılık geldi. CMUK'tan son- ra, Insan Hakları Bakanlığı'ndan başlayarak, çocuk mahkemeleri, çocuk hakları, ILO anlaşmaları gibi demok- ratikleşmenin parçaları olan önemli öğelerin peyderpey Meclis'ten geçeceğini gösteren işaretler alınıyor. Olayın latif yanları da var: Kimi parti sözcüleri geçmişe değiniyor, CMUK'taki hükümler nedeniyle karakoldan hapishaneye dekçeşitli kademelerde çekilen ıstırabı dile getiriyorlar. Başbakan Demirel, yanında oturan bakanlara, "Bu çarklardan geçmiş. hapishanelere girmiş epey insanımız var Meclisimiz'de. Baksanıza sözculerin hemen hepsi karşılaştıklan kötü muame/eden, hapishanedeki çileden şikayetçi" diyor. Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan. araya giriyor: "Bir, bizim içimizde yok." Demirelin, kahkahalara yol açan yanıtı şu: "Amma da yaptın Köksal. Hapishaneden geç- miş biri içimizde, yanında oturuyor!" Bir Zincirbozan, bir Hamzakoy serüvenini anımsaüyor. Başbakan uzun, yorucu çabalardan sonra varılan so- nucu tek cümleyle yorumluyor: "Artık hiç kimse bize CMUK'u çıkaramadınız veya geç kaldmız diyemez!" Oysa, CMUK ile yolun sonuna gelmedik. Demokratikleşme maratonu sürüyor. HAVADURUMU TURKIYE'DE DUNYADA llleteorolojı Genel Mü- durluğu nden alınan bılgı- ye gore bütun bolgelen- mız parçalı veçok buluttu Marmara, Ege Akdenız lc Anadolu Batı ve Oria Karadenız ile Doğu ve Guneydoğu Anadolu nun batısı yağmur yer yer sa- ğanak ve gokgurültulu sağanak yağışlı gececek Havasıcaklığı bıraz azalacak. Ruzgar. güney vedoğu yön erden orta kuvvette yer yer kuvveMı olarak esecek Denızlenmzde rûzgar. Marmara ve Karadenız de gundoğusu ve kesısleme Kuzey Ege'de kıble ve ke- sısleme, otekı denızlenmızde kıble ve lodostan 3-5, Ege ve Akdemzde 6, açıkla- rında yer yer 7 kuvvetıride saatte 10-21 Ege ve Akdenız de 27, açıklarında yer yer 33 denız m.lı hızla esecek Van Golu'nde hava parçalı ve az tHjiutlu geçecek. Adana Afyon Agn Ankara Antatya Aydm Bursa Çanakkale Oıyartatar Edırne Erzunjm Eskışehır Istanbul Izmır Kars Konya Samsuri Trabzon Zonguldak Y 19' 12" Y 5" 10* B 12* -4° Y «T 3° Y 18' 10" Y ir 12* Y 14° T Y 17" 8" B 14" -1" Y 12' 6' B 8 1 -6" Y 10" •» 4" Y 13° T Y 18" 14' B 9° -4" Y 12 S 3" Y 19 S 12" B 16' 9" Y 14" 8' tonsteraam Amman Atına Bağdat Brttsel Cenevre Frankturt Letkoşa s_ı_wg Londra Madrıd Mılano MosKova MCnıh Pars Prag Rıyad Roma Vıyana B B Y B B Y Y Y K Y A B B Y B Y A B Y 7" 24* ir 24' 7* y 6' 20" 3" 10" 14" 12" 0" 61 8" 5" 2ff 17° 6" -Q: K'k Wutlu , , tertı A-açık B-buiutlu G-gûneşi- K-karlı S-sısl; Y-yağmurlu OLAYLARIN K. Irak'taki zırhh birlikler dönüyor ARDCNDAKÎ GERÇEK ERGLN AKSOY • Baştarafi 1. Sayfada ve değişiklikterı içeren yasa ta- sarısı çeşiıli direniş ve engelleme süreçlerinden geçerek sdnunda yasalaştı. Eleşıirilecek yanları olsa bile işkenceyi önleyebilecek boyutla-' n da içerdiği kesin olan bu yasa, sanki Türkive 'de değil, bir başka ulkede çıkarılmıştır; basınunız olaya o denli u:aktır. Oysa 12 Eylül'den sonra bu iilkede yüz binlerce kişi işkence tezgâhindan geçmistir. Yargıre- formundan sonra sorusturmanaı her aşamasmda sanık avukatıyia görüşebilecek, sorgv süresinde avukaı bulundurma ve avukatla- rtndan hukuki yardım isteme hakları engellenemeyecek... Bu ve buna benzer maddelerin anla- muıı algılamak için ille de insan- larm iskenceden geçmiş olmaları mı gerekiyor? Işkenceye karşı vargı reformuna bunca uzak ka- lınabilmesinin gerekçesi nedir? Duyarsızlık mû Yoksa msan hakları ve temel özgürlükler, toplumda çoğunluğu ilgilendir- mivor mu? Basmımız bu konuda iyi bir sı- nav vermemiştir; ama dıs basınm olaya bizden daha çok ilgi duya- cağını sanıyoruz. Çünkü Tür- kiye 'de yaşanan işkence olayla- rına, ne yazık ki dış dünya bizim iç dûnyamızdan daha çok eğil- miştir. Demokrasi. insan hakları, te- mel özgürlükler. ancak bizün onları istediğimiz ölçüde hayata geçirilebilir. Vlkemizin bu alan- da gecikmesinin nedeni, başka- ları değil, btiz. Bu gerçek, bir kez daha ortaya çıktı. Ancak bi- linmesi gereken şudur ki çağ at- lamak (ya da çağa veıişmek) yalnız yollar, köprüler, gökde- lenlerle gerçekleşemez. Onlar, Ortaçağ düzeninde yaşayan ço- ğu petrol ülkesinde de var. Çağ- daslaşmak, ınsan hakları ve temel özgürlükleh benimseyen bir yaşam biçimhle eşanlamlı- dır. • • • 32, Gün rçin • Baştarafi l. Sayfada Orge- neral Güreş. hafta başında vavımlanan 32. Gün progra- mında yer alan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalarfla >apılan söy- leşinin "tek yanlı olduğu ve kar- şıi görüşlere yer verilmediği" gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Orgeneral Güreş, a>- nca Adalet Bakanlığı'na gön- derdiği başvuruda, konunun mahkemeye intikalini de istedi. Orgeneral Güreş. bu konuda Cumhuriyet muhabirinin soru- suna. "Evet. mahkemeye veril- mesini istedim" yanıtını verdi. HABl R/ŞIRNAK - Kuzey Irukuki PKK kamplanna yö- nelık harekâtı tamamlayan Tiırk Sılahlı Kuvvetleri'nebağlı birliklerin çekilme işlemi sürü- vor. Birliklcnn bü\ük bölümü H.ıbur sınır kapısından Tür- kiye'ye gıriş yaparken. özellikle /ırhlı birliklerin olası bir PKK saldınsına hcdef olmaması ıçin Habur'dan Cizre"ve uzanan >ol boyunca genış güvenlik önlem- lcri alınıyor. Kuzey lrak"ıa Z^ıho ve Haf- uınin bölgesınde PKK militan- larına karşı yürütülen harekâia kalılan zırhîı birliklerin büyük bir bölümü Türkiye'ye döndü. Habursınır kapısından girişya- pan Tatvan 6. Zırhlı Tugay Komulanlığı'na bağlı tanklar. Cizre ve Şırnak'ta konuşlandı- rılıyor. Kuzey lrak"ta az sayıda kalan zırhlı birliklerin de kısa bir süre sonra lamamen cekile- ceklen bildirildi. Ancak çekılen bu birliklerin Şırnak bölgesınde uuulacaklan öğrenildi. Geri döncn birliklerin olası bir PKK *ıldnnsına uğramaması için Ci/ro <Jcn Nusdvbin'e uzanan \ol boyunca geniş giivenlik ön- İemleri alındı. Zırhlı birlikler panzerlenn korumasında L'ızre Keşif Taburu'na getiriliyor. Avrupa Parlamentosu AA'nın Strasbourg kaynakh haberine görc. Avrupa Parla- mentosu dün kabul etıiği bir karar tasansı ile Türkiye"ye "Kuzey lrak"ta sürdürdüğü operasyonlara son vermesi ve askerterini çekmesi" çağnsında bulundu. Sosyalisi Grup adına İngliz Parlamenter Slanley Ne- wens"m Kuzey Irak"takı durum ile ilgili olarak hazırladığı karar lasansı Avrupa Parlamentosu"- nda kabul edildi. Kararda, Türk yetkililerine ve bölücü PKK terörisılerine çauşmala- nn durdurulması yolunda çağ- nda bulunuluyor ve Kürt sonı- nuna banşçı yolla çözüm bulunması isteniyor.Avrupa Parlamentosu. kabul edilen ka- rar tasansının bir ekinin Türk hükümetine ve bütün Kürt gruplannm temsilcilerine gon- derilmesini kararlaştırdı. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Iraklı Kürt liderler Mesut Barzani ve Celal Talabani ile ikinci loplan- tısıru dun Şemdınlı'de yaptı. Orgeneral Bitlis. Suriye'den İran sınınna kadar hiçbir PKKlının faaliyeti kalmaya- cak şekilde bir kontrol sistemi kurmaya karar verildiğini söy- ledı. Orgeneral Bitlis dün saat 08. 00'de hehkopterle Van'dan Şemdinli"ye geldi. Jandarma Asayiş Komutanı Korgeneral Necati Özgen ve diğer yetkilile- rin de hazır bulunduğu toplantı 09.30"da başladı ve 2.5 saat sür- dü. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bitlis, toplantıda Barzani, Talabani ve yardımcı- lanyla öncelikle operasyonun sonucunu değerlendirdiklerini söyledi. Bölgede alınacak önlemler konusunda tam bir mutabaka- ta vardıklannı kaydeden Orge- neral Bitlis. "Bu tedbirler içinde karakollann kurulması, koor- dinasyon. irtibat, peşmerge kuvvetlerinin emir-komuta sis- temi de yer alıyor. Bunun yanı- sıra, koordinasyon timi ve mutabakat içerisinde bulun- maktadır. Bunlar derhal ger- çekleştirilecek" dedi. Devlet IstanbuPda zaafiçinde • Baştarafi 1. Sayfada bul'un bırden çok ile aynlarak \öneiılmesınin. kentin sorunla- nnı daha da içınden çıkılmaz bir hale getireceğı vurgulanan raporda, valinin seçımle gelme- sinın, kendisine "federe devle- tin devlet başkanı hüviyeti ka/andıracağı" görüşüyle karşı çıkıldı. Raporda; belediye baş- kanı vc belediye meclisinin refe- randumla işbaşından uzaklaştı- nlması yolunun açılması isten- dı. Raporda, emniyet ve asayişle ılgılı bölü.Tide. İstanbul'un ka- yıtlara geçmiş 300 bın sabıkah- sıyla, çoğunluğu aşın sol. âyrı 1 lıkçı ve aşın sağ eylemci olmak Ü7cre bilinen 18 terör örgütüy- le. bııgün bile kentin güvenlik açısından büyük bir sorunla karşı karşıya olduğu kaydedile- rck, güvenlik güçlerinin örgüt- lenmc biçimi. teknik donanımı vc personelinin niteliğiyle emni- yet vc asayışi istenilen düzeyde saglamanın hemen hemen ola- naksızhğına dikkat çekildi. Rdporun bu bölümûnde. önce- kı gıın TBMM Gcncl Kuru- UfiKİjn gcçen Ccza Muhake- mclcri L.'sulü Kanunu"nda (CMUK) yapılan değişiklikler kastedilerek, " ilk tahkikat ve sorgulama ile ilgili yasa tasan- lan kanunlaştıktan sonra emni- yet ve asayişin sağlanması daha da olanaksız hale gelecektir" görüşü ileri sürüldü. İstanbul'da bugün faaliyet gösteren terör örgütlerinin işle- diği cinayetlerin faillerinin bu- lunamadığı ve adalet mekaniz- masınm hızlı çahşamaması nedeniyle bir kısım kişilerin ala- caklannı çek-senet matyası adı verilen zorbalar kanalıyla alma yolunu seçtiği kaydedilen ra- porda şöyle denildı: " Devletin ıç güvenlik güçleri ve adalet mekanLzması. yukan- da belirtilen zorbalara karşı adeta elleri kollan bağlı durum- dadır. Bu zorbalann işledikleri birçok suç. emniyete ve adliye- ye intıkal dahi etmemektedir. Kısaca söylemek gerekirse. İs- tanbul'da halk kendini güvende hıssetmediğı gibi, belirtilen zor- balann korkusundan hak ara- mak için adalet mercilerine başvuruda dahi bulunmamak- tadır İç güvenlik güçlerimn bi- rinci görevlerinin suç işlemeyi önlemek olduğu dikkate alınır- sa yukandaki tablo karşısında İstanbul'da emniyet ve asayişin bir sorun olarak hangi boyuüa- ra ulaştıiâ daha iyi anlaşılır." Raporda. emlakçı adı altında faaliyet gösteren ve gecekondu mafyası adıyla anılan kişilerin. kamuya. hatta özel kişilere ait arazileri parselleyip sattığı ve büyük çıkarlann sağlandığı vurgulanarak. "belirtilen ör- neklere benzer birçok alanda mafya adıyla anılan zorbahğa dayalı çıkar gruplan kendileri- nin koyduğu kurallar çerçeve- sinde faaliyetlerini sürdürmek- tedirler" görüşüne yer verildi. Raporun İstanbul'da genel idare ve yerel yönetimlerle ilgili bölümûnde de, şu değerlendir- meler dikkat çekici: -İstanbul'u tek il olarak ko- rumak ğerekir. Genel idare ve yerel yönetimlerde yapılacak yeni düzenleme ve yapılanma, bu bütünlük içinde ele ahnmalı- dır. Zira İstanbul'un sorunlan bütün kent için genel.ve bütün oturanları için ortak sorunlar- dır. İstanbul'u birden çok ile ayırmak, kentin sorunlannı da- ha karmaşık ve içinden çıkıl- maz bir duruma getirmekten. bürokrasiyi çoğallmaktan baş- ka sonuç getirmez. -Vali özel yetkilerle donatıl- malı. ilde genel idarenin ve yerel yönetimlenn yapacağı büyük çaplı yatınmlar için sağlanacak devlet desteği ancak valinin olumlu görüşü alındıktan sonra yapılmalıdır. Valinin kazana- cağı bu çok önemli fonksiyon- lannı dünyadakı ve ülkedeki gelişmelere uygun olarak yürü- tcbılmcM ıçın dallannda uz- manbşmış kişilcrdcn oluşmuş bir okıplc yapabılnıcsi ıçın gc- rekli \UMII düzenlemeler yapıl- nı.ıİKİır - İstanbul'a vali. bugün oldu- ğu gibi yine atama ile gelmelı. ancak. ilin önemi nedeniyle böl- ge valisi atamasındaki benzer koşullar aranmah ve devletin bazı danışma kurullannın gö- rüşlen alınmalıdır. Valinin se- çimle gelmesi halinde devleti temsil edebileceği görüşü, tüm mantık zorlamalanna ragmen, evrensel kamu yönetimi bili- miyle taban tabana zıttır. Halkın deneti- me kalılmasını sağlamak, yerel yönetimlerin denetiminin en et- kili yoludur. Bu amaçla bir se- çim bölgesindeki halkın sapta- nacak belli bir oranı belediye- sinden memnun olmadığını ilçe seçim kuruluna vereceği imza- lanyîa ortaya koyarsa, referan- dum yoluyla belediye başkan ve meclisini işbaşından uzaklaş- tırabilme yolu açılmalıdır. GÖZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi 1. Sayfada • • Bir cumhurbaşkanı, oglunun ticari işleri için bir şirkete herkesin gözü önünde ve açıkça öneride bulunuyorsa o ülkede "serbest piyasa ekonomisi" işliyor demektir! Pazarlama için "bizim Ete ile" görüşsünler, reklam iş- leri için de "bizim Ahmet'in Kanal 6"s\ var, reklamlar da "Kanal 6"da yayımlanır, gelir ortaklığı için de "Bizim Korkut" emrinıze hazır. Cumhurbaşkanımız, "tarafsız" olduğundan Efe'yetanı- dığı iş olanaklarını ailesinin öteki seçkin üyelerine de sağlayacaktır. Özal'ın büyük bir ekonomist, büyük bir siyasetçi oldu- ğu kadar hünerli bir "pazarlama uzmanı" olduğu da an- laş)lıyor. Özal aile şirketi serbest piyasanın vazgeçilmez unsu- rudur. • • • Dünkü yazımıza konu olan TESAK ile ilgili yeni bilgileri deyansıtalım: Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü, bazı bakanların karşı çıktıkları, kısa adıyla TESAK olarak anılan "Türkiye Ekonomik ve Sosyal Araştırma Kurumu Kuruluş Kanunu'nu, yapılan eleştirilerın ışığında bazı değişiklikler ile yeniden Bakanlar Kurulu'na sundu. Bakalım bu kuruluş "idari, mali ve bilimsel özerkliğe" sahip bir kuruluş olarak mı doğacak? Sorun bu... • • • Pazar günkü yazımızda "Alarko Holding'Yönetim Ku- rulu Başkanı Ishak Alaton'un "İSKİ'yi satın almak istedi- ğ/ne"değinmiş, İGDAŞ'ındasatılmasınailişkinbazıgiri- şimleri eleştirmiştik. Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, İGDAŞıniçinedüştüğü mali sorunlar konusunda ayrıntılı bilgi verdi; bu sorunların çözülmesi için yaptıkları giri- şimlerden söz etti ve sonuç olarak "İSKİ'yi satmayacak- larmı "söyledi. "Istanbul Su ve Kanalizasyon Idaresi" Genel Müdürü Ergun Göknel de bir açıklama yollayarak özelleştirme sorunu konusunda şu bilgileri verdi. Göknel'in açıklama- sını özetliyoruz: -(..) İSKİ hiç de mali açıdan zorda olan, zarar eden bir kuruluş değil. Tam tersine, çok güçlü bir mali yapısı var. Türkiye'nin önde gelen yatınmcı kuruluşlarından biri. Belki bu yüzden İSKİ, yatırımcıların ilgisini çekiyor. Eğer İSKİkamu sağlığını ilgilendiren bu dev yatırımları yapmasa Türkiye'nin en kûrlı kuruluşlarından biri olur. Dolayısıyla İSKİ için kâr/zarar oldukça değişik bir kav- ramdır. ISKİ'nin amacı, kârını arttırmak değil, İstanbul'un ihtiyacı olan temel yatırımları yapmaktır. Bu açıdan ba- kıldığında konu, bir yatınmlann finansmanı ve kaynak- larla yatınmlar arasmdaki denge sorunudur. (..) Özelleştirme konusu özellikle kamu hizmetlerinde çok iyi düşünülmesi ve hataya düşmemek için araştırıl- ması gereken bir konudur. Bılındiği gibi ozel teşebbüs rantabilite ve kârlılıkla yatı- rım yapar. Bunlar sistemin sigortasıdır. Buna karşılık belli risklere girer. Oysa kamu hizmetlerinde rekabet ve risk ortamı yoktur. (..) "Özelleştirme" veya doğru adıyla bu şirkete "imti- yaz" tanındığı takdirde ya mevcut tesisleri kâr getirici biçimde kullanmak isteyecek ya da en iyi ihtimalle yal- nızca suya yatırım yapmak isteyecektir Çunkü su yatı- rımları gelir getirici yatırımlardır. Atıksu ve çevre konu- "sunda ise doğal olarak yatırım yapmak istemeyecektir. Su konusunda da mevcut su şebekesinin yenilenmesi, başta kamu sağlığını korumak için yapılan yatınmdır. Sağlık gibi su kayıplarını önlemekten daha vazgeçilmez, değeri ölçülmez bir amacı vardır. Dolayısı ile kamu hiz~ metlerinde özelleştirme konusuna farklı bir gözle bak- mak gerekir. Yatınmlann inşaatı, tesislerin kurulması ve hatta bazı hallerde işletilmesi özelleştirilebilir. Bunu İS- Kİ, zaten başanlı biçimde yapıyor. Ama kent hizmetleh konusunda politik tercihler ve kamusal sorumluluk içe- ren bir orgütlenme düzeyi özelleştirilemez. Bu, özelleş- tirmenin ruhuna da aykındır. Ergun Göknel, açıklamasının son bölümûnde ISKl'nin her alanda uzman kuruluşlarla iş yapıp yönettirdiğini, kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar arasmdadüzenleyici görevi üstlenen bir köprü görevi yaptığını belirterek, İSKİ'yi satın almak isteyenlerin olayı daha derinlemesi- ne inceleyerek "neyin özelleştirilip neyin özelleştirile- meyeceğini" görmeleri gerektiğini yazıyor. Gerek Sözen'e gerek Göknel'e bu aydınlatıcı açıkla- maları nedeniyle teşekkür ederim. • • • Bir açıklama da 14 kasım günlü yazımızla ilgili: "20O0'e Doğru" Genel Yayın Yönetmeni Ferit llsever, 18 Şubat 1992 günü öldürülen 2000e Doğru dergisi mu- habiri Halit Güngen'in katil sanığının PKK'lı değil, "Hiz- bullahçı" olarak adlandırılan gruptan olduğuna ilişkin resmi açıklamalar yapıldığını, ancak bu açtklamalarda da "kanıtlanmaya muhtaç yonler" bulunduğunu bildiri- yor. Bolgede ışlenen "faılı mechul cınayetler"\n bir an ön- ce aydınlatılması hepimizin ortak dileğidir. Tüm SO'Ü ve sû'unı'crın zt uze't rÜKETİCİ 5 E » V / S / ' m i ı BVZDOLAPLARINDA9İ BUZDOMBf BtĞEHiH! Ç ARÇELİK, TAKSİTURDEN TAKS/T 5EÇİN.' 70 7 Arçelik Fırsotı'nda birbirinden kaliteli Buzdolaplan kolay taksitlerle. 101 çeşit Arçelık'in benzersiz fiyatlannı inceleyin. HEJMffN RH_ntw ,'so ' * s ; J5i ırexıowu 40! irafKAHU 450! 7EK*A«Ü GfN5 325 r (« KAfA' 425 T UÇ KAPll' 475 T J«? (TAfa/ 005 NF NO FSOST glSNFNOfllOST Ltt&MK 2 425 OOC 2 250 OOC 3 225 OOO 3 650 000 4 175 OOC 4 050 OOC 4 350 OOC 5 225 OOC 5 100 OOC 7 9 0 0 OOC S> 550 OOC TESLİM HfhtMt ff&tf «_f MT'oao 519000 589000 «72 000 6S2 000 701000 m ooo 918 000 - MBC »TMUİÎ tomm 7709000 3 633 OOO t 116 000 fOİOOO 4 5H4 0OO 49J40OC 5 887 000 S 716 OOO - - •. SKINfK PtŞİNATt 274O0C 367 000 4:6000 475 000 46' 000 496 000 595 000 578 000 - ıo TAKsrr ropuM rtTAT 3 014000 - 4 037 000 4 57» OOO 5 225 OOC 5 07 > OOO 5 45<S 000 0 545 OOO i 358 000 - UİUUIOMI _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ I8OT481A5K JJI Ir E»:iMPSlf 40 'itf»:>««; 4501 r « JCATO'GEMS 325 r /Kf W)|ı 385 T K( ( « 1 425 T UÇ KAm' 475 ' So (O»HU goj ,"»f N O fsosr 8'5Nf NOFtt&ST ARAUK •____•••_ 1 UCTNHC - OCAK İAAUK • OCW rPUM «>»*»T . a T«S(T ÖT 02 03 04 05 M 07 M 09 10 I I _ — 3 3 3 3 3 3 3 3 3 r yf r/utsfr _-_B_-_----l301 000 280 000 404 000 458 000 523 000 50*000 54*000 655 000 637 000 984 000 184 000 - ŞUBAT -____—I2 709 000 2 520 000 3 636 000 4 122 000 4 707 000 4 572 000 4914000 5 895 000 5 733 000 8 85<S 000 0 656 000 MART TESLİM a. Uftrmt ocut - $ _ _ T I E _ M " 0 1 oa 03 O4 05 0 * 07 M 09 10 I I J.J _ J J İJ Û •J _ •J q njİMAT. ItT-K-T ^ r 235.0O0 218.000 3Î5.OOC 357 000 407 000 3CÖ0OO 425 000 510000 494 000 766 000 921 000 TOHAM 2616000 3 780 000 4 284 000 4 894 000 4 752.000 S 100.000 t 120000 5 952 000 9 ı»2 000 1 î 052 000 KOt 01 02 03 04 OS 06 07 0* 09 10 I I M. SK(N« ftMAT • MA*J 7HUM r__ J 3 U 3 J 3 J J J J •tfHAT . 14 MJCST HfİHAT vtj/ualt ••••••195 000 181 000 262 000 297 000 338 000 329 000 353 000 424 000 412000 63*000 765 000 lOfLAM ftTAI 2 925 000 2715000 3 930 000 4 455 000 5 070 000 4 935 000 5 295 000 6 360 000 6 180 000 9540 000 M 475 000
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear