23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET 8 DUNYADA GEÇEN HAFTA Ozelstatü istenivor DANIMARKA FERRUH YILMAZ KOPENHAG - Danimarka'dakı halkoylamasından "Maastricht'e hayır" çıkmasından sonra Danimarka'nın Avrupa Birliğı içındeki yeni yerini belirleyecek önerileri, hükümcü tamamen safdışı bırakan muhalefet partileri hazırladı. Hükümetin hiçbir önemi olmayan biriki değışiklığinin de kabul edilmesiyle muhalefetin hazırladığı önerikr, Danimarka'nın ulusal uzlaşması olarak kabul edildi. Danimarka'nın hazırladığı öneri pakeli şimdi AT ülkeleriyle Danimarka'nın girişeceği pazarhklara temel teşkil edecek. Oneri paketi aynı zamanda bir istekler pakeli. Danimarka, Maasiricht'i onaylamak için Maastrichfle oluşacak yeni birlikte özel bir statû istiyor. Danımarkalı politikacılann istedikleri özel statü. tamamen hazirandaki halkoylamasından çıkan hayır sonucunun yorumuna dayanıyor. Danimarkab politikaalar, hayınn öncelikle ortak savunma, ortak para, ortak vatandaşlık ve polisiye konularda işbirliği gibi alanlarda egemenlik haklanndan vazgeçilmesine hayır olduğunu düşünüyorlar ve Danimarka'nın lanınacak özel statüyte bu alanlann dışında tutuimasını isüyorlar."Hayır" aynca Maastricht'in Avrupa Topluluğu'nu etkiye daha da kapalı. kararlann kapalı kapılar ardında alındığı bir yapıya dönüştürmesine hayır olarak da değerlendiriliyor. Diğer AT ülkelenne karşı hükümetin savunacak olduğu öneri paketinin muhakfet tarafından hazırlanması, özellikle sosyal demokratlar açısından büyük önem taşıyordu. Sosyal demokratlar, öneri paketi konusundaki uzlaşmaya, bir önceki halkoylamasında "'hayır" demiş olan Sosyalist Halk Partisi'ni de katarak hayira büyük bir kesimi "evet" saflanna dahil etmiş oldular. Hükümet, muhalefetin hazırladığı öneri paketini eli mecbur kabul etmesine rağmen muhafazakar başbakan Poul Schlüter'in paketin kabul edilmesinden hernen sonra yaptığı açıklamalar. muhalefetle hükümeti birbirinedüşürdü. Schlüter. anlaşmayı kalıa bir anlaşma olarak görmediğini, ileride koşullar değiştiğınde Danimarka'nın özel statüsünün de kaldınlabileceğinı söyledi. Öneri paketini haarlayan üç parti ise buna tepki gösterdi. Danimarka'ya Maastrichı'le oluşacak Avrupa Birliği içinde özel statü tanınmasını öngören önenleri. diğer AT ülkelerince soğuk karşı landı. İngiltere Dışişleri Bakanhğı, önerilerin uygulanabilirliğine olumsuz bir gözle bakarken Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, önerilerin Danimarka'nın sorumluluktan muaf tutulması anlamına geleceğini belirterek, kabul edilmesinin zor olduğunu söyledi. AT Komisyonu Başkanı Jacques Delors da Danimarka'nm önerilerinin, hukuken bağlayıcı bir şekilde kabul edilmesinin imkansız olduğunu söyledi. Diğer AT ülkeleri. Danimarka'ya tanınacak özel statünün. topluluğa kabul edilecek yeni üyeleri de özel isteklerde bulunmaya iteceğinden korküyorlar. Danimarka Dışişleri Bakanı UfFe Elleman-Jensenise "Danimarka'nın isteklerinin mümkün olup olmadığı kasım ortalanndan önce belli olmaz. Bu konuda şimdiden olurdu olmazdı gibi açıklamalar yapmak erken" diyerek diğer AT ülkelerinden soğukkanlı olmalannı istedi. Yeşilvergi tarbşıkyor BELCIKA ERDtNÇUTKU Geçen hafta boyunca Belçika'da en çok konuşulan konu Yeşillerin çevre vergjsı önerisi oldu. Çevre vergisi (Eco-taks) önerisi yıl böyunca devam eden, ülke yöneüminin yeniden yapılanması İconusunda Flaman ve Valon bölgeleri partileri arasında yapılan ortakhk gö- rüşmelerinde gündeme gelmişti. Devlet reformlannı gerçekleştirebilmek için Belçika Anayasası'na göre gerekli olan 2/3 çoğunluğu sağlama arayışındaki koalisyon partileri, ikiü görüşmelere başladılar. Eğer her şey yolunda giderse Belçika tam olarak federal devlet statüsüne kavuşacak. Görüşmelerin ba- şaktörü iktidar ortaklanndan Valon bölgesi Hıristiyan Demokrat Partiü Başbakan Jean Luc Dehaeme, Yolksunie'nin desteğini almayı başardı. Yeşiller ise çevre vergisinde ısrarlılar. Anlaşmaya vanlmasını engelleyen önemli pürüz Valon bölgesi Yeşilleri Ecole'nun "Fransızca dil eğitimine daha fazla mali kaynak aynlması" isteği. Fransızca konuşulan Valon bölgesi Yeşiller partisi Ecolo, çevre vergisiyle ilgiİi somut bir öneri oluşturup tarüşmaya sundu. İktidar ortaklan CVP. PSC. SP "ve PS ile Yeşil partiler Agalev ve Ecolo'nun temsilcilerinden oluşan bir komisyon, hafta başında çok önemli bir adım atarak sıvı gıda maddelerirun paketlenme ve şişelenmesınden alınacak çevre vergisi konusunda anlaşmaya vardı. Buna göre depozit ödenmek su- retiyle yeniden kullanılabilen şişelersıfır vergiden yararlanacaklar. Biyolojik olarak aynşabilir maddelerden yapılan içki kutusu veya şişelerden en az % 6O'ı yeniden kendine dönüştürülebilir maddelerden oluşanlar için indirimli tarife olan şişe veya kutu başma 10 frank ödenecek. Diğer içki paketlemelerinde, şişe veya paket başına 20 frank çevre vergisi alınacak. Mücadele maddeleri. pillcr. kağıt ve diğer aülabilir ürünler konusunda yasa tasansı hala tartışılıyor Gorbi vicdanınınsesiııi diııleyecekıııi? DfLEKZAPTCIOĞLU BERLİN - 9 kasımda Berun Duvan'nın yıkılışmın üçüncü yıldönümü kutlanacak. Son üç yılda yalnız Almanya birleşmekle kalmadı, Körfez Savaşı'ndan Sovyetler Birliği'nin yıkıhşına ve Yugoslavva iç savaşına değın bir dizi tarihi olay yaşandı, yaşanıyor. Başdöndürücühızla gözlerimizin önünden geçen bu şeridin "başaktörleri" olduğu gibi şöyle bir gözüküp kaybolan '"figüranlan" da vardı. Almanya'nın birleşme fılmindeki fıgüranlardan bıri geçen hafta a> nı fılmin baş aktörlerinden birine dokunaklı (ve kimine göre hakh) bir mektup gönderdi. Perşembe günü Pravdada yayımlanan açık mektup, Demokratik Almanya'nın batış günlerinde kısa süreyle Komünist Parti Genel Sekreterliği yapmış olan Egon Krenz'in imzasını laşıyordu ve muhatabı Mihail Gorbaçov'du. Egon Krenz'i bugün çoğukimse hatırlamaz bile: 18 Ekim 1989 günü Doğu Berlin'de yönetimi Erich Honecker'den devralmıştı. Krenz'in o günlerdeki niyeti acil bir reform programıyla Demokratik Almanya'yı kurtarmak ve Batı'ya göçü durdurmaktı. 31 Ekim 1989 günü Gorbaçov 'un çağnsı üzerine apar topar Moskova") a gidiyor ve Sovyet lideriyle Demokratik Almanya'da reform konusunda görüş birliğine vanyordu. Ama aradan on gün geçmeden Berlin Duvan yıkıhyorve Gorbaçov. Dcmokratik Almanva devletıni reforma fırsat kalmadan Batı'ya armağanediyordu. Almanlar Demokraük Almanya'yı elden çıkartıp kolayca birleşmelerini sağlayan Gorbfye özel sevgi besliyorlar. Gorbaçov ve kansı Raissa masraflan Mercedes ve Siemens tarafından karşılanarak Almanya gezilerineçıkıyor. "Gorbi" burada eski ezeli düşmanlanndan sosyal ALMANYA demokraüann enternasvonalinde Yeltsin'e veryansın ettiğî ateşli nutuklar aüyor ve "Ben aslında Sovyetler Birliğinin parçalanmasıru istememiştim" diyor. Ve yeni ideolojisi "evrensel hümanizm"i takdim ediyor. Almanlar sonjest olarak onu Berlin'in "Fahri Vatandaşı" yapmaya; şehrin anahtannı teslim etmeye karar verdiler. Gorbaçov bu onura bizzat Başbakan Helmut Kohl'un elinden, hem de Duvar'ın açıldığı 9 kasım günü erişecek. Berlin Senatosu Gorbaçov'u "Fahri vatandaşlar listesi"ne almaya hazırlanırken 1945'te Berlin'in Nazilerden kurtuluşunda rol oynamış ve Hitler'e karşı kahramanca çarpışmış olan Sovyet generallerinin ısimlerini sessiz sedasız bu listeden siliyor. Egon Krenz'i geçen hafta Gorbaçov'a Açık Mektup yollamaya sevk eden işte bu ilginçgelişmeydi. Krenz Gorbaçov'a "Berlin'in fahri vatandaşlıkpayesini almasan daha iyi olur" diyor ve nedenlerini şöyle sıralıyordu: "Almanya'nın doğusunda birçok kişi, senin eski müttefikin Demokratik Almanya'yı kaderine terk ettiğini ve halkını en önemli anda yalnız bırakuğmı düşünüyor. Berlin Senatosu sana fahri vatandaşlık payesi verirken hayatını Berlin'in kurtuluşunaadamış Sovyet subaylannın adlannın listeden çıkartılması utançvericibirdurum." Krenz üç yıl önceki gelişmeleri hatırlatıp şöyle devam ediyor "Bana o sıralardefalarca 'Almanya'nın birleşmesi gündemde değildir' diyen sen değil miydın? Demokratik Almanya'nın Duvar ve sınırlan askeri önlemlerle koruma politıkası senle konuşulup görüşülmemiş miydi? Sen bizim bu uygulamalanmızı onaylamamış miydin?" Krenz; Gorbaçov'a yıllarca "Sevgili dostum Erich" diye hitap ettiği Honecker'in bugün Berlin'de cezaevinde yattığını hatırlatma ihtiyacı hissederek şöyle yazıyor: "Sen Berlin'de nişanlarla payelendirilirken bu yaşh ve hasta adam hapishanede ölümle cebelleşmekteolacak." Krenz, Gorbaçov'a mektubunu şöyle bitiriyor: "Mihail Sergeyeviç. vicdanının sesine kulak ver!" Evet. 80 yaşındaki Erich Honecker Berlin'de bircezaevinde, karanlık hücrede yatıyor. Üstelik kaderincilvesi: Honecker, Hitler faşizmine direniş gösterdiği için 1930'larda aynı cezaevinde yatmıştı. Alman Adalet Bakanhğı Honecker'i mahkemeyeçıkartmaktadiretiyor. Hal böyleyken bakalım eski "yoldaş" Mihail Sergeyeviç vicdanının sesini dinleyecek mi? Başbakanın başı belada EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA - Başbakan John Major geçen haftayı herkesin gönlûnü almakla geçirdi. Hızh muhaliflerini bile yumuşattı. Ama başı henüz beladan kurtulmuş değil. Çarşamba günü Avam Kamarası'nda büyük tarüşma var. Artık herkesin bıktığı Maastricht Anlaşması'nın maddelerinin görüşülmesine geçilsin mi geçilmesin mi tartışması. Birleşik Avrupa konusunda herkes safını abyor. Bir köşede iktidar partisi + Liberal Demokrat Parti + Kuzey İrlanda'nın milliyetçi partileri. öteki köşede iktidar partisindeki muhalifler + ana muhalefet partisi. Normal koşullarda 23 kişi ile çoğunluğu ancak sağlayan hükümet, bu saflaşmalar nedeniyle çoğunluğunu kolayca kaybedebilecek. Ya da tüm üyeler aynen bu senaryo gereği oy kullanacak olursa, sadece 3 oy çoğunluğa inecek. Tıpkı Danimarka ve Fransa'daki halk oylamasnda başabaş çıkan sonuçlar gibi. İtalya ve İspanya parlamentolannın, Maastricht'i sissiz sedasız onaylamasına İngilizlerhiçaldırmadılar. Danimarka hükümeti ise Maastricht "hapını" halkına nasıl yutturacağının hesabı içinde. İngiltere ise yan gözle Danimarka'yı gözlüyor. "Danimarka'da gelecek yıl yeni bir halkoylaması yapılsın, eğer halk bu kez kabul ederse İngiltere orîdan sonra onaylasın" senaryosu uygulanamadı. İngiltere AT Dönem Başkanı sıfaüyla İNGİLTERE 11-13 arabkta Edinburg'da yapılacak doruk toplanüsına kadar Maastricht'i onaylamak zorunda. Başka seçenek yok. Başbakan Major'ın başı belada. Tek sorun Maastricht de değil. Ekonomi batakta. Nasıl çıkacağı belli değil. Hükümet bekliyor. Neyi bekliyor? O da belli değil. Banka kredi faiz oranının çeyrek puan düşüp kalkmasının bile uzun uzun tarüşıldığı ülkede, civisi çıkan ekonomi geçen hafta radyo, televizyon ve gazetelerde başlıca konuydu. Bir yandan da terör. Üç haftadır Londra'da 20 bomba patladı. Şimdilik sadece 1 kişi öldü. Ama her patlama, kenti saatlerce kilitbyor. Sadece trafık değil, metro ve demiryolu ulaşımı da duruyor. Yüz binlerce kişi olduğu yere mıhlanıyor. Hele cuma gecesi Başbakanlıkın köşesinde bir otomobildeki patlama. alınan güvenbk önlemlerinin yetersizbğini bir kez daha gösterdi. İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nun (IRA) Major'a yönebk üçüncü saldınsı oldu bu. İlki. Başbakanlık konutuna havan mermili bir saldınydı. İkincisi Savunma Bakanlığı'nın kaldınmına park edilmiş bir otomobil patlamıştı. Üçüncüsü ise, Başbakanbk'ın köşesinde Daily Mail gazetesi "Düşman kaoımızda" diye manşet atü. Teı ör Kuzey İrlanda'da izoleyken ilgilenmeyen basın. terör haskente eelıncedikkat kesildi. YENİ PAY ALMAYA ÇAâRI FENİŞAUJMİNYUMSANAYİ VE TİCARET ANONİMŞİRKETİ OflTAKLARINA CtKABtLMlg SERMAfEMlZlN 12 000 000 000URAS1NAKİT KARŞIUÛI 4 800 000 000 ÜAASI İÇ KAYNAKLARDAN KARSlLANMAK SUR^IYLE24000 000 000URADAN40 300 000 000LİRAYA ART1R1LMASI NEDENİYU. BEOELSlZ HtSSE SENEDİ DAGlTIMI VE YENI PAY ALMA (RUÇMAN) MAKLA«MNKÜLLANIMt İLE İLGIÜ DUYUftUDUR (SİRKULERDIRJ YENfPAY ALMA HAKLARl 05 9 3 2 E 0 4 12 1992TAR»^S«fUSirCAKUÜJKNIACA>CnR B S E R M A Y A f l T R O O S A t f * t E9 2 C B U E O L S L A C H > L E N H*S£E SENETLEBt ŞS^MAYEPTf ASAS1KURULUİ4UN 2 10 199B TAHİHt VE 1OV561SAYILI BB.GE3İ ILEKURULKAYDINA AL.INMIŞTIR ANCAK BUKAYfT ORTAXUĞ1MIZINVÇ HİSSE SEftT\£RIN^KURUL VEYA KAMUCA TEKERnAU A N L A M ^ GELMEZ BUPAYLARNAJUAR^^4AİL^^NlZAM^4AMeM10 992TAfllHİ^©etSTAt«UTK>R£TSlClLlNETESC^ EÖLMİŞTİR ALUMAVUH SAHYI Vt ICAAET ANOfHH l btaâ K*ı ND •. uraua a w n NHJN U MIU «B m um 1 Mıhl »»>» ırtnBıt M 1 OOD TL nomM (M>nM) «r a n * sflq t y U I 000 U m n « u ı m ts» • » •MUIV b ı Itaab M Man «OCAfU Ha» _ - ^ l m a m „ , . , . . • . , . , . ')TOTP# • »•»••••• •BMMBIII»n<OTag«WB»T1MaiMWiaBWH»gpfcn tMHINH WUaUFOtJITfTl ıB>ı2(0l)«Mn»a(ttia»aMlıılın»r><f tl9»««w»ıll ı > ı > M » ı w c « 9 ChtM^n U ı u n a t t n %. «TCTT sBmm w riTu* u lukl ılufea Fens HOUno Anonm Srnft Me« OrtaU» 71451714 2546216 24 0(00» m Ort*anw ptjnfct laiBMşadufflawulnftaut jfctfc—BaB% uwa — . Onaunasn ratral m Mana> «279 aıaada M M U M| *•• M*n M » «BatOTiSM Otan «an«- 6Mate Ma> «™» « • «am «n >M »»uıllllı a * » ^^^^"-^•"^^ıSffjnn^-ii^. ^ ^ HHUR a ıenıC UVTtmNJCIWMtH 1 HUCUW K »UC SEH 2 VEI&SI DemztTo VE mmu ı ota ncın AUCUUII D Mteı n » vn KJOMLM E STOKUfl ı ıw MkfiK * m u j a » 2 YIW VE AflA MAMULİfR 3 1MMUILCFI 4 HCf» STOLAB s rtnuı» s n n ; «VANSL« F 0CEH 00«BI MajKL» • OIMIIVMUUyi * wvncut U>CAIOJWMET) c mnen nımı vMuojm on) 0. MMK» DUmi VHUOJV) 1 VtUt 0URM VMJnJH BBU7) . 2 ıMaııs MansiwiL« ı-i 3 VUUIMU ouıı rormuıı 4 W«LBI 3PAHS »VAK&JU» E HMO 0UIMM OUMII ¥MU0JW F a e a DUMII VMUOJII IKUH 3I0SO VLS64 t o IM 10.1S] <BI 0 531» 46 M »3 -3 3'« n> ı an 11 77Î 2D0K n.u. 4(472 9033 300 a» 28 407 0 SB 23 5 »73 i9n 0 1402 171 122 2454 17 230 2S7 0 1M2 »132 29(00 114 7««) 0 493 46.3C1 12t S3 7O2 ti.ii.iin 75 400 5257 130 SOto a?» 327 747J 212 571 M077 I1SS84) a o 72 m 46 212 3 7 2 t 2 3 3 4 1 7 3 6 3 0 « 1 iı on 4460 0 13356 16 7107 52 «a 72 7S6 (23163) 2579 0 56 391 157 « 2 ı «KA V«DHJ B<MÇUW ı FMUSH. eacuıı 1 ««numtnifRi 2 U/V «KOI TMSn VE FAİZIEI1 3 Ote« mntsM. BoncuH B ı r o S o « « u 0 «jtwsınuaş«vNau« E lOfCVEeOlflKMSUIlM t UZUK VMBJ aOHOJA • FMDNSN. KKUR ı. S*«M ncDÜıa B « w vt s m W«SIL«I>» 1 KKM T*7J«MT1 MRSllâ • ft2S8«HVE t oontKş SEmtvt e aasroııpfao C YEMDBI DESEBLEUE 0f*B »RTta 1 0(RW VMU«UW OEÖK ARTIS 2 Smüaf n» OMEB «ms D VEOEKlf» E ICT DM91 « n.ıt.i9M ıı.iı.ıtM jT.tt.nti 35392 41660 (6356 16(95 22-341 SS102 16672 22160 56979 223 166 123 0 0 0 IS.1S5 11.167 21385 1 «K 1S97 3146 0 4 139 247 4524 2574 •a 2 oio ı-v (06 116 266 606 616 266 0 1392 2926 0 1392 2926 10195 20032 36436 5000 m a n »ooo o o o '969 4 234 5 511 1634 3 064 5 1 1 0 335 570 406 1074 1366 1 726 2 123 4 4 » 5180 46364 63702 125(66 113 943 75 501 75 «47 54 0 21 644 11421 1052 4325 4730 336 336 4394 4394 391(0 24 300 2134 3149 157 662 2 OrOtteaı * » 3 p » g * OUOm k 30 06 19K M i teuo a i . l t i t M I1.l2.tt» - » » 94X3 l£ (66) 17e 9831 10 027 17 280 0 321) > » T i s u m UN.rrEm ı IflÛI S»TB «A» «ZNWW C NMJVETOJEHLE» i ) 1 «MSTHM VE E a S T M * OO r PUM. SITB VE »ânıı w 1 GEMEL rtNETM CDEHiN £SA$ FMLMT KAHıZMU») 3 OEEH FUI.n!ETlfK»l GEl VE «AIUA SHW4<âJ0RTTE>CT 2 « B VE OlCEft TBCTTU GEUKEH 3 D*£R GEÜfl VE «AKAR E B6E» HUHTYETL GO VE2AHM*. F W K S « S O . E i 1 ouvııoaıURcuıaH 2 U2IM UAOaı KmiAMU BEFUK / u ı n «An (ZAmng 3 OLMSMUSTU GEK! VE «AKLUI H OU&UUSni GKfR v'F 7>fKHAR DAlEM « > 1 ıZUU») ÖDENECEK VEfi « 0 6 VASM YUMJM I I NFT 0ONEM KAifl 1ZAAA») x ı w »KKriauNiAn 1367 195" 6706 S31 55 0 |5lt7) 0 2370 0 3 2J70 O«7| 2 123 1945 «0301 0 2017 4 013 2332 200 0 16731 4430 J525 Kftnın. ji.ii.itn ! 126-966 «5251 40 443 (»5401 0 5142 wm 24(03 3(92 335 1026 2.320 ' <MI 811« 20(02 6597 0 0 2 1 ) 5 6 7 5 um S190 2>51 m m* ttMar Denctai Frtam Komre* V«WMı 96533 61057 25 476 0662) 0 1721 3971 »764 37» (49 II 910) 115030 I3V 6472 i İM «a*n ««1 •«> UtMontar -CAB10BM -J«£l SAnŞLM JUT» ICFIAU -TOPLAVBORCUROZSEflMAYE -KBA V«O SOIdAMe SEnOMf -NET OOKM IOFK6 StnUVE -E&IS FAMJYET « M HMU - I C T K A R H M U 1909 1900 093 1 1 2 1.53 141 356 2 1 1 J.41 2.01 0J1 O S 0.» 012 0.01 005 1991 067 101 246 237 0.14 020 0.04 «2MWTg<niMSugı H B U H -Ot€P€K VEKS VtJOOICM » 4 »l>» tagnı OVe -mv»«sı - m v u s M K T K A f i m . ) - W P H Y t i D t F T E f l 0 E O « < T U - H V > A S W t T F J C T T U ( T l » C İ O u y t M K > n a n I H » - • f T S A T l S L A B - E S A S F M U Y E T K A n * ' A 0.84 0.» 118 013 1989 1990 19S1 5000009 lOtHOOOO 24000000 425 443 216 2 033 2A03 15» 334 396 195 199- 35 -P«Y B»S"<* « T KAB - M V 6<$H« TEKTTU 1992 /Mtnoı 10,0 myar TL hk yvnitna w •»O « t n r ^ 2 230 ıX«nı Tl M '- . . . . . _ - ,- . - pjnaiım 4 a - a U * n 3 0 0 < 1 9 9 2 l a r t > ı t t x i a t ' a l 0 4 u l a N s l a r m n e < e n > * H U m a v » * w n i K U B V I B A ı H J M M I ı'*klusu*vı a t g j r ı 1 3 7 5 0 0 1 6 7 6 2 T l c l A k W ı k A B i f f ü 2 « n k b u w i a r taptafli n u W i ı » 4 1 6 1 O O O O O O T L 5 1 9 9 ' r « " a ı a l * > a n 0 m » » F « » n « o « T « » m F - i » * > » j 5 i v r » l S • T K S ttf { M u m İ L ; r a o c v « u n l e n n ı s k P RVATUPAY BASMA *CT KAfl - P «»»TVOEFTEB DEĞE» -PAV BASHA TEMETIUf1 ( IYAT] -F«U f) -UFETV MKTAfll (TaR} -KARASTE KULÜUM ORAM m -SAT1$ UfcTU*. (TONl 1989 199C 54 32 m 66 -5 10) • 11 -14 33 4 -33 19 1990 1951 t;oc 390 15 12 U 06 334 257 006 105 «60 19M 1991 6 535 6535 6535 İ5B 6 2 » 5 946 100 96 91 S464 6661 6299 Kamıni yetkıve sonıtTHuiuldanniız dahılrnde ve göfevımız çerçevesınde bu duyunjda yer alan bügflenn ve venlerm gerçeje uygun olduğunu ve duyurunun bu bılgılerın anlamım değıştırec* nitelıkte btr eksıklık icermedığını beyan ederız ARACI KURULUŞ PAMUKBANK T A Ş Bu duyunjda yer alan ve ürafımızdan denetlenen 01 31 1991-31 12 1991 ve 01 01 1992-30 06 1992 dönemtenne ılıştaı mali durum ve faalıyet sonuçlanna daır bılgNenn kuruluşumuzcavenlen faporlara uygunluğunu Malcolm X: Suacbsı liderAHUÖZYURT WASHINGTON - ABD'deki insan haklan ve siyah hareketi tartışma konusu olduğunda, akla gelen iki isim adetaateşlebuzgibidirler. Bunlardan birini tüm dünya tanır, diğerini ise sadece çılgınca rap müzik dinleyenleT. Birinin adı Martin Luther King'dir, diğerininki Malcolm X. Martin Luther King bir din adamıydı. Hıristiyanhğın ABD'deki önemii bir kolu olan Baptist mezhebine bağlıydı veher şeyin ötesinde ırkçılığın en keskin hissedildiği (ki bu hala değişmiş değil) Güney'de büyümüştü. Malcolm X ise adeta her şeye tepki olarak ortaya çıkmış bir lidergibiydi. Nebraska'da doğmuş, Klu Klux Klan'ın zorlamasıyla ailesi Boston'a taşınmıştı. Malcolm X, kendini dine vermek yerine şiddet vc suçla büyümüş. hapiste geçırdiği yıllar Malcolm X'in kendi deyişiyle "kapkara gerçeği görmesini" sağlamıştı. Malcolm X, bu yıl gündemden hiç düşmedi, hiç de düşmeyecek. Kızgm (!) yönetmen. Spike Lee'nin 3.5 saatlik "X" adındakı epikfilmi8 kasımda vizyona girecek. Malcolm X, siyah zenci hareketini uzun süre Makyavelli'nin ünlü "Gereken her yolla, istediğinizi ahn" ilkesi ile ayakta tuttu. Onun kimseyle banş yapmak. iyi gecinmek gibi bir niyeti yoktu. hiç de olmadı. Martin Luther King ve Mahatma Gandhi'nin "pasif direniş" düşüncelerini hiç beğenmedi ve siyah hareketi gereküğinde şiddete teşvik etmekten çekinmedi. 1963'teverdiğidemeçte şöyle diyordu Malcolm X: "King'i izleyenleT beyazlardır. Ona para veren, onu destekleyenler de beyazlardır. King. siyahlan aşağılamak için beyazlann kuilandığj en akıllıca silahlardan biridir. Siyah azmlık içinde onu destekleyenler sayıca çok azdır. Bu ülkede fakirÜğjn ve şiddetin büyümesine tek sebep. bazı siyah liderlerin geçici çıkarlar uğruna tüm siyahlan beyazlara benzemeye zorlamasıdır..." Malcolm X'i sıradışı yapan en büyük özellik, ateist gırdığı hapisten Müslüman olarak çıkmış olmasıydı. 1950'lerde hapishanelerde iyi organize olmuş olan, Eliah Muhammed'in "İslam Devleti" hareketi, Malcolm X'in çıkış noktası oldu. Orta ikiden terk, kızgtn ve hırsh genç adam dünyamn sayüı hatiplerinden bıri oldu. Çarpıcı bir retoriği ve inamlmaz bir mantık zınciri vardı. Bazı siyahlar bunu pek sevmediler doğrusu. Beyazlann ise ne düşündüklerini tahmin etmek hiç de zor değildı. Malcolm X. kendisine sorulan . sorulara çok net ve tutarlı yanıtlar verir. asla anlık cevaplara kaçmazdı. Yaşasaydı herhalde hiç iyi bir politikacı olamazdı, ama onun öyle bir amacı yoktu zaten. Nîsan 1992"de Los Angeles, hallaç pamuğu gibi atılır, sokaklarda kan gövdeyi götürür, dükkan camlan kristal bardaklar gibi birer birer kınbrken herhalde epeyce kulaklan çınlamıştır Malcolm X'in. Ekonomik güçlüklerin siyahlann gırtlağma yapıştığı, işsiiiğin akıl alır boyutlan aştığ günlerdi. Rodney King, beş beyaz polis tarafından sokak ortasında dövülmüş, tamamı beyazlardan oluşanjüri polisleri suçsuz bulmuştu. Siyahlann Bush'u dört yıl için yeniden başkan secmeyecekleri karanru damgalamıştı Los Angeles olaylan. Ama belli ki bu fılmin devamı da olacaktı. SiyahJar, sadece yargı mekanizmasıru ya da devleti değil. lüm geçmişlerini sorguluyorlardı adeta. Neden bu ülkede yaşıyoruz? Biz gerçekten Amerikah mıyız? Niye insan gibi yaşamıyoruz? Gerçek kımıldanma yıllaröncesinde başlamışü oysa. Malcolm X'in dediği gibi, siyahlara adeta "kendi kendilerinden nefret etmek öğretilmişti". Küçük zenciler. ilkokula başladıklannda İngiliz beyefendileri gibi davranmayı öğreniyorlardı. Hıristiyan kültürünün öğrettiği isimleri abyor, o kurallara uyarak Malcolm X'in deyişi ile "eutegre ve asimile" ediliyorlardı. Yine kendi ağzından Malcolm X'e göre: "Kahvenin koyusuna, kuvvetlisine 'siyah' diyorlar. Gücünü azaltmak için ne yapıyorlar? Biraz süt (beyaz) ekÛyorlar. Sonuç? Kuvvetli kahve, eski gücünü kaybediyor ve sisteme entegre oluyor. Artık eski haline dönmesine imkan yok". Malcolm X. ABD'dedahaönceeşine rastlanmaz bir milb'yetçilik hareketinin babası oldu. Siyahlara, köklerinin Afrika olduğunu, bundan da gurur duymalan gerektiğini öğretti. "Biz buralı değ^üz. bambaşka bir kültürün parçasıyız. Kimseyle de uyum sağlamaya zorlanmamaüyız" dedirtü. Martin Luther King'indin.adamı kişiüği onu, anlamak ve hoşgörülü obııaya zorluyordu. Malcolm X ise, sadece ve sadece manüğıru Sokrates'in öğrencisi gibi kullanarak mesajını kitlelere ulaştırmakla yetiniyordu. Sevmediği "Beyaz adam" ona istemese de pek çok şey öğretmişti. Malcobn X. bu yıl gündemden hiç düşmedi, hiç de düşmeyecek. Kızgın (!) yönetmen, Spike Lee'nin 3.5 saatlik "X" adındaki epik fılmi 8 kasımda vizyona girecek. Denizden gelen Kürt nıültecOer YONETIM KURULU BAŞKANI M SEDAT ALOGLU YÖNETİM KURUL UYES! BULENT ÇORAPÇI GENEL MUDUR YILMAZ TUFAN GÜRHAN UÇKAıN STOCKHOLM - İsveç'te geçen hafta üçkonugündemdeydi. Bunlardan ilki İsveç'in, Birleşmiş Milletler'in Güvenlik Konseyi'ndesandalyesahibi olması girişiminin düş kınklığ i y]a sonuçlanmasıydı. YapıJan oylamada şandalye, Yeni Zelanda'ya gitti. İsveç'in BM'lere uluslararası eylemlerde yardım etme bakımından, ilk üçten 22.'ligedüştüğünü bilenler, bu sonuca şaşırmadılar. Hele diğer komşu ülkelerin aynı konuda çok daha önde gcldikleri göz önüne alınınca, oylamanın sonucu gayet doğal kabul edilebilir. (Danimarka 8., Finlandiya 9. ve Norvec 13. sırada). Haftanın ikincı önemli konusu. cmeklilık sigortasına bel bağlayan 600 bın kişinin. önümüzdeki yıbn başından iubaren verilmesi vaat edılen ek İSVEC ödentileri alamayacaklanrun açıklanmasıydı. YıUardırresmi emeklilik sigortası yanında özel sigortaya para yatıran bu insanlar, % 20-25'i bulan faiz gelirini, belki de kesin olarak kaybedeceklerini öğrendiler. Banka sisteminin taşıma suyla güç bela ayakta durmasmın sigorta şirketlerini ifİasıneşiğinegetirdiği biliniyor. Vaktiyle "Şimdi yatır, dilediğin zaman, vergilenmeyen faiziyle birlikte çek" vaadlerine kanarak paralannı bağlayan ücretliler ne yapacaklannı bilemez haldeler. İsveç'in. eski Yugoslavya vatandaşlanna -Bosnalılar dışında vize koyması üzerine kara yoluyla gelen mültecilerin sayısında önemli birdüşüş oldu. Ne var ki onlann yerini, deniz yoluyla gelen mülteciler aldı. Rusya ve Estonya üzerinden Tallin'e gelen jraklı Kürtler. buradan küçük botlarla İsveç kıyılanna ulaşmaktalar. Geçen hafta, Stockholm'un diplomatlann adası Lidingö'ye ulaşan bir bottan çıkan 22 Kürt. poütik sığınma başvurusunda bulunuı ken onlan getiren iki Estonyalı gözaltına abndı. Sab günü de Bornholm adasına tam 130 Kürt aynı şekilde geldi. Bu arada kıyısı olmayan bazı yerleşim yerlerindede ansızm ortaya çıkan mülteci gruplan halkta ve resmi makamlarda şaşkınbk yarattı. Bunlann da ıssız kıyılara bırakıldıklan sanılıyor. Kürtler. 2-3 bin dolar arası para ödediklerini ve İsveç'egelinince olomalik olarak kalma hakkı yenleceğini sandıklannı söylüyorlar. İsveç sahıl koruma ekipleri, kontrolu arttırdı ve babkçılardan kuşku verici olaylan bildirmelerini istedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear