23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EKİM 1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTUR 11 MichaelJackson biletleri KfiltürServjsi- Mıchael Jackson'ın İstanbul ve İzmir konserlerinin ertelenmesinden sonra. eilerinde Vakıflar Bankası'ndan alınmış biletlen olanlann, bilet bedellennı, "satın aldıklan Vakıflar Bankası şubelerinden" bugünden itibaren ay sonuna dek gen alabilecekleri açıklandı. Ahmet San organizasyon şırketi tarafından yapılan açıklamada. stat gişelerınderi satın alınan biletlerin bedellerinın de. Vakıflar Bankası Nışantaşı Şubesi'nden ödeneceği bildirildi Çalıntı tablolar geri dönüyor kültür Servisi- Rusya Kültür Bakanı Yevgeni Şidorov, 1940 yılında Nazilerce çalınan yüzlercc tablonun Hollanda"ya geri verileceğini açıkladı. Hollanda Televızyonu'na bir demeç veren Sidorov. tablolann Rusya'da olduğunu ılk kez rcsmen doğruladı. Sidorov. bır tanh vermemekle birlikte. Rembrandt. Rubens. Tiaano ve Dürer'in yapıtlannında bulunduğu koleksıyonu gen vermek istediklerinısövledı. 1920'lerdeHol'landalı işadamı Franz Koenigs'ın bır araya getirdiğı 526 tabloluk koleksıyona Nazilerce el konulmuş. 1945'teise Dresden yakınında bir şatoda duran resimler Kızıl Ordu'nun elıne geçmiştı. Güzide Noyan öldüANKARA(ANKA)- Türkiye'nin ilk bale sanalçılanndan Güzide Noyan (Kalın)dün öldü. İstanbul'da 1932'de doğan sanatçı. Madam Arumova'dan ılk bale derslennı aldıktan sonra 1948'de Turkıyede açılan ilk baleokulunagirdi. 1951 "de Ankara Devlet Opera ve Balesi'ne giren Güzide Noyan. 1957"deîngiltere"de Kraliyet BaleOkulu'ndan diploma aldı. Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde 1975'denberibale öğretmenlıği yapan sanatçı geçtiğımiz mayıs başında emekli ölmustu. Gü2ide Noyan. bugün Kocatepe Camisi'nde kılınacak öğlen namazından sonra Karşıyaka Mezarlığında topraeavenlecek. 1992 Nobel Edebiyat Ödülü STOCKHOLM{AA)-1992 Nobel Edebiyat Ödülü, bugün Stockholm'de açıklanıyor. İsveç Kraliyet sözcüsü. bu yılki Nobel Edebiyat Ödülü sahibine, 6.5 milyon İsveç Kronu (1.2 milyon dolar) verileceğini belirtti. Geçen yılın Nobel Edebiyat Ödülü, Güney Afrikali vazar Nadine Gordimer'e verilmişti. Nobel Tıp ve Fizyolji ödülünü kazananlarda I2ekimde açıklanacak. Ekonomı ödülü 13 ekimde. fızık ve kımya ödülleri 14ekimde. Nobel Banş Ödülü de 16 ekimde Oslo'da acıklanacak. 'Dünya Lions Hizmet Günü' Kültür Servisi-8 Ekim Düny a Lıons Hizmet Günü dolayısıvla. Lions Yönetim Çevresı 118-T, bugün, saat 20.00'de.AKM'de, Cemal Reşit Rey'i anma gecesi düzenliyor. Gecede. Cemal Reşit Rey'inyetışürdiği öğrencilerden SeherTannyar ile A\dın Karhbel çiftı. piyano resitali sunacak. Hizmet günü kapsamında yann da Ortaköy meydanında, İstanbul Büyükşehir Kent Orkestrası, saat 16.30'dabirkonser sunacak. OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU 92.DÖHEHKAY1TIAIU OEVAM EDtYOM Hafta sonu-Hafta ıçi ve Akşam kursları devam ediyor Dershane. ÛSKÛDAR: 343 17 tt-310 fc M K0ZYATAĞI:3«47 33 TARABYA: » « « DİSK TÜRKİYE GENEL HtZMETLER İŞÇİLERİ SENDİKASI (GENEL-İŞ) Aşağıda bulunan adresten Mecidiyeköy Büyükdere Cad. Kent Apt. No: 89 Dl'den nakil olmuştur. llan olunur. DÎSK GENEL-IŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU Adres: Tunusbağı Cad. Atabay Apt. No: 9 D: 6/7 Doğancılar Üskudar 2. Dünya Savaşı sonrasının aykın grubu Cobracılar başkentte Tek kural, kııralsızlık• 'Cobra-post- Cob- ra'adlı sergide, 1948- 1951 yıllan arasında Batı kültürünü red- deden 10 sanatçının 72 yapıtı yer alıyor. Cobra hareketi, yüzyılın son büyük öncü sanat akımı ola- rak niteleniyor. Kültür Servisi - SANART 9: Derneği'nce Ankara'da gerçek- leştirilen, 'Kimlik, Sınırsallık. Mekân' konulu uluslararası sempozyum çerçevesınde dü- zenlenen en önemli sergılerden biri de 2. Dünya Savaşı sonrası- nın ünlü Cobra grubunun ya- pıtlanndan oluşan sergi. Anka- ra Devlet Resım ve Heykel Mü- zesi'nde ay sonuna kadar görü- lebilecek "Cobra-post-Cobra" adlı serginin derleme çalışma- lan, Belçika'daki Oostende Modern Sanat Müzesi Direk- törü Willy Van den Bussche ta- rafından gerçekleştirildi. Da- nimarka, Belçika ve Hollanda- daki müzeler ve özel koleksı- yonlardan derlenen sergide 10 sanatçının 72 yapıtı yer alıyor. İkincı Dünya Savaşı'nı izle- yen yıllarda Danimarkah, Bel- çikah ve Hollandalı sanatçıla- nn başlattığı uluslararası bir Sergide 1924 doğumlu Hollandalı sanatçı Lucebert'm yapıtları da yer alıyor. akım olan Cobra, yüzyılın son büyük öncü (avangard) akımı olarak nitelendiriliyor. Adıru, kuruculanrun yaşadı- ğı üç kentten, Kopenhag, Brük- sel ve Amsterdam'ın başharfle- rinden ve ölümcül, efsanevi yı- landan alan Cobra grubu, 8 ül- keden 50 kadar sanatçıyı ancak üç yıl (1948-1951) bır arada tu- tabildı. Ama grubun her bir üyesinin sanatı. kuramsal mü- dahaleleri ve ilişkileri. bu üç yı- lın çok ötelerinde etkilı oldu Kurallan kuralsızlık olan. este- tiğe ve uzmanlığa karşı çıkan Cobra sanatçılan, 2. Dünya Sa- vaşı'na yol açtığını ve bütünüy- le çürümüş olduğunu öne sür- dükleri 'akla dayalı Batı kül- türü'nü reddettiler. İnsan ya- ralıcılığının kaynaklanna ulaş- mayı amaçlayan Cobra sa- natçılan. Batı dünyasının kural ve gelenekleriyle bozulmamış olduğunu düşündüklen ilk kül- türlerin totem ve büyü simgele- ri, Doğu kültürü kalıgrafisi, ta- rih öncesi sanat ve ortaçağ sa- natı gibi sanat biçimlerini örnek aldılar. Cobra"nın Pierre Alechinsky, Christiaan Karel Appel, Cor- neille, Christian Dotremont, Jean Mıchel Atlan, Henry Hee- rup, Egill Jacobsen, Carl Hen- ning Pedersen, Serge Vander- cam. Lucebert gibı sanatçılan ile daha önceki Dadacılar ve Gerçeküstücüler arasında akıl- cı kültürün ve belirledıği esteti- ğin sorgulanması açısından yakınlıklar bulanlann sayısı az değil. Cobra ile Dada ve Gerçeküs- tücülüğü birbirine bağlayan yalnızca temel güdüleri de de- ğil. Edebiyat, müzik. sinema. grafik. fotoğraf, mimarlık gibi oteki anlatım biçimlenyle kay- naşmalan, felsefe, psikoloji ve politikayla ilişkileri, kolektif üretim tutkulan, yayınlanyla yapüklan deneyler de benzeşi- yorlar. Cobracılara göre. bütün este- tik kurallar reddedilmelidir. Böylece, her insanda var olan ıfade etme dürtüsü bütünüyle özgür kılınacak, herkes her tür- den sanatı üretebilecck, sanat gündelik hayatla kaynaştınla- caktır. Bu yaklaşım, Cobra - cılan, 'Batının klâsik kültürü'- nün bulandırmadığı yaratıcılık kaynaklannı aramaya, tanh öncesi sanat. Doğu hat sanatı. efsaneler, büyü, folklor, çocuk- lar ile akıl hastalannın yaratıcı- lıklanyla ilgilenmeye itecektir. Gustav Jung'dan etkilenerek, bilinçaltının katmanlan altında gızli kalan fantezilerin saf ve ya- lın hallerine dönmeyi deneyen Cobra sanatçılan, kolektif bi- lincalünın gizlerini 'akıldışı kendiliğjndenlik" ile dışavur- mavı savunacaklardır. Cobra-post-Cobra I Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, 2 Ekim-31 Ekim. istanbul Devlet Operası, yeni mevsime Donizetti'nin 'Don Pasquale'siyle girdi Büyükyapımlar, yürekli atılınılar EVİN tLYASOĞLU İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde yılbaşına kadar belirlenen program bır yandan yürekli atılımlar sunuyor. öte yandan da geçen yıllarda sahnelenen temsilleri içeriyor. Ilk ağızda göze çar- pan büyük yapımlar, Richard Wagner'- in 'Uçan Hollandalısı, Charles Franço- is Gounod'nun 'Faust'u, Umberto Gı- ordano'nun 'Andrea Chenier'si. İstan- bul seyircisinin uzun yıllardır görmediği bu yapıtlardan biri de Gaetano Do- nizetti'nin 'Don Pasquale'si. Yeni temsıllenn teknik kadrosu için yurtdışından sanatçılarla anlaşmalar yapılrruş. İstanbul Devlet Opera ve Ba- lesi Müdürü Yekta Kara, bu kişilerin sı- radan sanatçılar olmadığını, önemli operalann seçkin sanatçılan olduğunu belirtiyor.özenle hazırlanmakta olan 'Üç Bale' için Londra Covent Garden'- dan ve Hollanda'dan koreograflar geti- riliyor. 'Don Pasquale'nin şefı, Bonn Operası'ndan gelen Bulgar asıllı İvan Angelov. 'Uçan Hollandalf nın tümüy- le yabancı yaratıa kadrosu içınde Bonn Operası'ndan gelecek yönetmen Gian Carlo Monaco da var. Nitelikh yabancı sanatçılann getire- cegi yenilikler, kuşkusuz, operamızın gerek genç gerek deneyimh elemanlan açısından da yararlı olacaktır. Bu arada, şancılar arasında Opera'- nın alışılmış kadrosu dışında hemen hiç yeni ada rastlanmıyor: 'Don Pasquale'- de Attila Manizade, Alis Manukyan Oya Atay. Gürçil Çeliktaş'ın sahneleye- ceği 'Faust'ta Ayhan Baran/Suat An- kan, Cemalettin • Kumgüllü,Songür İnal, Şuna Korad,Payam Koryak/ Efsun Öztoprak. 'Uçan Hollandalı'da Ahmet YıldızSuat Ankan. Melek Çe- liktaş/Zehra Yıldız, Meral Manizade, Attila Manizade »Onun Gönenli, Ender Anman. 'Andrea Chenier'de Erol Uras'İmanov, Mete Uğur, Leyla Demi- riş/Remziye Alper. 'Nabocco' operası geçen mevsimden yeni sezona aktanlan yapıtlar arasında. Geçen mevsimden yeni mevsime ak- tanlan yapıtlardan en önemlisi, bir iki temsille mevsimı kapatan "Figaro"nun Düğünü." Aynca "Sıhirli Flüt". "Nabuc- co', 'La Boheme' operalan, 'Carmina Burana" oratoryosu, 'Fındıkkıran' ve "Romeo ve Juliet' balelen var Bır de küçük sahnede sahnelenmiş olan 'Ku- marbaz OğuT. "Kadının Fendi Kadıyı Yendi' ve "Medyum" gibi yapıtlar. 'Medyum' geçen yüdan aktanlan il- ginç bır yapıt. Menotti'nın bu yapıtını besteciyle çalışma olanağı bulmuş bir rejisörümüz, Önder Gökseven sahnelı- yor. Ankara Konservaıuvan Şan Bölü- mü'nde eğitım gören Gökseven. küçük yaştan beri kukla tiyatrosundan Kara- göz'e kadar uzanan genış bir alanla ilgi- lenmiş, sahnenin içinde büyümüş. Ba- bası da tiyatro sanatçısı Nuri Gökse- ven. Önder Gökseven, Londra"da Covent Garden'a girmiş, pek çok operada yardımcı yönetmenlik yapmış. 81 yaşın- daki İtalyan besteci Menotti'yle de bu ortamda çalışmış. Menotti'nin yoğun dramatik kurguya gösterdiğı özenı. sah- neye bakış acısını yakından ızlemiş. Çağdaşlan tarafından geleneğe bağlı ve melodiye fazlasıyla düşkün olmakla eleştirilen Menotti, 1946'da yazdığı 'Medyum' operasında, gerilim ve şid- detın yanı sıra saf ve çocuksu bir yalınlık sunar. Saadet İkesus Altan'ın güzel Türkçesi, Ayşun Aslanın devin- gen koreografısi, Ünal Aster'in sessiz dansının gizemli anlatımı. güncel giysi- lerle abartılı giysılerin gerçek-gerçek ötesi uyumu ve bugüne kadar hiçbir başrolde görmediğimiz bir ses, Efsun Öztoprak'ın pınl pınl tınısı, yumuşacık sahnesi... "Medyum'un bazı temsilleri Atatürk KüHür Merkezi'nde, bazılan da Ope- ra'nın bu yılki politikası sonucu İstan- bul'un değişik semtlerinde sahnelene- cek. İstanbul Atatürk Kültür Merkea'n dekı en büyük sorun, Devlet Senfoni Orkestrası. Devlet Tiyatrosu ve Devlet Opera ve Balesini banndırması ve pro- valar, temsiller için yetersiz kalması. Bu nedenle, Devlet Operası yöneticıleri, mekân değişikliği' getirerek temsil sa- yısını artürma olanağı aramışlar. Kadı- köy'de. Bakırköy'de ve Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda aynca ek gös- teriler sunulacak. İstanbullulann bu mevsim karşılaşa- cağı başka bir yenilik de. sanatçılarla ve yapıtlann özellikleriyle kaynaşabilrne olanağı. Bu yıl Opera'nın mutfağj ile iz- leyiciler zaman zaman bir araya gele- cek. Böylece izleyiciler temsili önceden tanıma ya da oynanmakta olan yapıtı tartışma fırsatı bulacaklar. Bu türsöyle- şiler ve tartışma toplantılan, kanımızca. özellikle gençler için çok yararlı ola- caktır. OPERADA BU HAFTA 8 Ekim/20.00 Figaro'nun Düğünü 9 Ekim; 19.00 Medyum-Kadının Fendi Kadıyı Yendi 10 Eknn/11.00 Karanfil Köy (ço- cuk müzikali) 10 Ekim/15.30 Don Pasquale Yer: Atatürk Kültür Merkezi İsmet Doğan'ın 'enstalasyon'lan Nişantaşı Urart Sanat Galerisi'nde sergileniyor Sanatçımn iktidarhesaplaşmalan FATMA ORAN Gelişme süreci içindeki resimlennde bireysel var oluşun sorunlannı, kimlik arayışını, ınsan fıgürlerini, minyatüre özgü kolajlan, Osmanlı ve Türkıye kül- türlerine duyduğu yoğun ilgjyle birlikte post-modernişt akımlann etkilerini de gördüğümüz İsmet Doğan. "Sanat' Sa- natçı, Iküdar", "İktidann Eşiğindekı İnsanlar" ve "Voyeurisme-Röntgencı- hk" başlıklan altında topladığı çalış- malannı, İstanbul Urart Sanat Galeri- si'ndeki 'tnstallation'lanyla izleyicilere sunuyor. Sanatçı, aynı sergiyi -ayna ve akvar- yum ilavelenyle- 23 ekim - 13 kasım ta- rihlerinde Taksim Sanat, 28 kasım - 13 aralıkta da Ankara Urart Sanat Gale- rilerinde tekrarlayacak... Entalasyon 'installation', yerleşme, yerleşü'rme anlamma gelen bir sözcük. Burada, mekâna göre resimİeri ver'leş- tirme anlamında kullanılıyor. İsmet Doğan; cam, su, fotoğraf ve metali kullandığı bu son dönem çahş- şmalannda 'malzeme'lerin zaman için- deki ve kendi çalışma başlıklanyla iliş- kilerini incelerken sanatçının tarih bo- yunca hesaplaştığı bir kavramla da he- saplaşıyor: "Sanatçı ve İktidar"la... "Su, geçmiştir benim için. Fotoğraf da öyle" diyor İsmet Doğan. Bu bir fo- toğraf sergisi değil; fotoğrafın ağırlıkta olduğu bir enstalasyon. Dışavurumcu bir şey. İktidar mı? Sanatçının ıktidara geçtiği an kendisine ters düştüğünü söy- • tsmet Doğan'ın îstanbul Urart'taki yeni sergisi, daha sonra Taksim Sanat Galerisin- de ve Ankara Urart'ta tekrarlanacak. lüyor İsmet Doğan. "Yapısı ve düşün- celeri gereği iktidarda olmaz sanatçı". Barthes'ın, Foucault'nun iktidar üze- rine söylediği sözler kınk sandalyeli. camlı ve asetatlı bir fotoğrafin fonun- dan izleyiciye yansıyor. Fotoğraftaki- lerin çoğu İsmet Doğan'ın arkadaşlan. dostlan, yani düşünceleri gereği iktidar- da olamayanlar. Fotoğraflardan bırin- de Cindy Cravvford da van Gözleri çev- rilmemiş fılmlerden. Marilyn Monroe var sonra: Dudaklan daima bir parça aralık ve daima fevkalade ıslak. Siyah- beyaz. Gitgide bozulan fotoğraflar bun- lar. Gitgide savaş fotoğrafı gibi olmaya başlayan fotoğraflar. Estetik kaygısı taşımadığını söylüyor İsmet Doğan, böyle yaparken. Fotoğrafın 'kendi' es- tetiğini yakalamaya çalıştığmı da sözle- rine ekliyor. Fotoğraflar: Poz. Deklan- şör, o çıt sesi yok mu o çıt sesi. Tamam. o kadar işte: Ölüm ya da geçmiş. İsmet Doğan'ın fotoğrafta aradığı... Fotoğraf çerçevelerine ise buzlu bir aydınlık hâkim. Metal soğukluğu. Ha- yaün bir bakıma öncesizliği ve son- rasuhğı. 'Pencere'lere gelince, rönt- gendlik dediyebilinz. ama yetmez. Nes- neleri 'mekân'da görmemiz sarunm en iyisidir. Üstelik. pencerelerdeki ahşabın metalc inat cehennemsi sıcağı, sizleri ölüm duygusundan alır da kaptığı gibı mor bulutlar kuşanmış gibi sonbahar sansına götürür. Aslında. 'mekân'la bü- tünleşen çalışmalann hepsi birer metın, birer kıtap; okunan ve anlaşılan... Sergide üç boyutlu fotoğraflar da var. Mesela, şu ortasından ikiye aynlmış sandalyeli olanı: Çıplak bir insanın an- cak tutunarak otunnaya çahştığı fotoğ- raf. Uzerinde de cerraru gereçlenn en sahicileri; trokar, bisturi, portegü, kü- ret, elluzo pensi, dişli ekartör. 'Nesne'- nin bir anda tutku, itki, hırs, heves, hü- zün, şehvet, zindelık ve ille de *acı' duy- gusunu çekiveren görüntüsü. İktidar hesaplaşmasının yansıması... İsmet DoğanjEnstalasyonl8 Ekim-31 Ekımj'Urart Sanat Galerisiı Tel:24l 2183. Tableau d^Honneur Selçuk'tan Fransız fUmine afış- lannı yaklaşık 15 yıldır Fransa'da sürdüren grafik sanatçısı Sel- çuk Demirel. "Tableau d'Honneur' (Şeref Tablosu) adlı Fransız filminin afışini gerçekleştirdi. Charles Nemes'in yönettiğı "Şeref Tablosu' adlı filmin afışı, 'Actua Cine' adlı sinema dergısınde ilan olarak da yayımlandı. Bugüne kadar Türkiye'de "Cumhu- riyet'. 'Polıtika' ve 'Mimarlık'. Fransa'da 'Le Monde". 'Le Po- ınt", 'Marie-France', 'L"Expansıon', 'L'Humanıte Dimanche Pelerin', 'Astrapi'; Isvıçre'de 'Graphis' ve "Team"; ABD'de 'Prinf gibi gazete ve dergilerde desenleri yayımlanan Selçuk Demirel, Fransa'nın ünlü haftalık dergisi 'La Nouvel Observa- teur'ün son yıllardaki pek çok sayısmın kapaklannı da hazır- ladı. Öte yandan, metnini 'Le Monde Diplomatique'in Genel Yayın Yönetmeni Claude Julien'in yazdığı Selçuk Demirel'in bir desen albümü de aynı gazetenin yayınevi tarafından basıldı. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nden açıklama Kültür Servisi- Tiyatro Eleş- tirmenlen Bırliği bir açıklama yaparak, devletin özel tiyatro- İara verdiğı fınans desteğinin, bu yıldan başlayarak "proje" bazına oturtulmasının olumlu bir yaklaşım olduğunu bildirdı. Açıklamada, yöntemin sağ- lıklı işleyebilmesi ve "Türk ti- yatroculannm kalkınmasına " «leğil "Türk tiyatrosunun iler- lemesine" olanak yaratılabil- mesi için şu önerilerde bulu- nuldu: - Projelerin değeriendirflme- sinde ölçütler açıkça ortaya konmalıdır. - Aynı çerçevede "proje" adı altında sunulan her tasanya değil nitelikh çalışmalara des- tek vermek gerekmektedir. Böyle bir tutum Türk tiyatro- su'nun düzeyini yükseluneğe yardıma olacaktır. "Proje" desteğinin yanısıra kurum- laşmış tiyatrolann ayncahklı durumlan da gözetilmelidir. - Özel Tiyatrolara Destek Kurulu'na bu destekten varar- lanma olasılığı bulunan kişilerin ya da b'jatro temsilcilerinin kadlması daha doğru, daha ger- çekçi olacaktır. - Yeni yönetmelık kap- samında amatör ve çocuk h- yatrolan ayn kurullarca değer- İendınlmeli ve venlecek maddi destek nıtelik ve tarihsellik gö": önüne ahnarak simgesellikten kurtanlmalıdır. Yıl 1914. Hitler'in fırçasından Viv ana'da bir avlu. 20 resme 3 milyar 750 milyon lira SıüuboyaHitler açıkarttırmada Kültür Servisi - Adolf Hitler'in yaptığı 20 suluboya resmın satışa çıkanlması, İtalya'nın Floransa kentinde tepkılere yol açtı. Kasım ayında düzenlenmesı tasarlanan müzayede, İtal- yanlann, 2. Dünya Savaşı günlerinde sanat hazinelerinin Nazi- lerce yağmalanmasına ılışkin anılannı tazeledi Bu arada, Hitler'in suluboyalannın satışa sunulacağı müza- yedenin, Neo-Nazi hatıra avalannı Floransa kentineçekmesin- den de korkuluyor. Bazı uz- manlar. söz konusu sulubo- yalann Hitler'e aît olduğunu doğrularken müzayedecıler de 20 resmin 500 bin dolara (yaklaşık 3 milyar 750 milyon TL) aîıcı bulabileceğini ileri süriiyorlar. Hitler'in 1910-14 yıllan ara- sında yaptığı suluboyalar, Vi- yana ve Münih'ten görünüm- ler içeriyor. Resimİeri Floran- sa'ya getiren İtalyan sanat ta- rihçisi Rodolfo Sıviero ömrü- nün büyük bir bölümünü Na- zilerce çalınan sanat yapı- tlannı bulup İtalya'ya getırmeye adamış. Siviero, Hitler'in resimlerini Martin Bormann'ın dul eşinden almış. Suluboyalan Berlin'in düşmesinden hemen önce koru- ması için Bormann'ın eşine veren ise Hitler'in sekreteri. Siviero, resimİeri uzun bir süre Floransa'daki özel müzesinde tutmuş. Ama Siviero 1983'te ölünce Hitler'in suluboyalan İtal- yan sanat tarihçisinin kız ka .rdeşinin mülkiyetine geçmiş. Sivie- ro'nun kız kardeşi, müzenin zor günlerinde bile. Hitler hayran- lannın eline geçmesin diye resimİeri elden çıkarmaya yanaş- mamış. Ama şimdi, "iki yakasını bir araya getirebilmek için' ko- leksiyonu satmak zorunda olduğunu söylüyor. • Adolf Hitler'in 1910-1914 yıllan arasında yaptığı suluboya resimler kasım ayında Flo- ransa'da düzenle- necek müzayedede satışa sunulacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear