14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3tOOcakl992 haberler Cumhuriyet5 Aıeıfin tepkisi • AA (Ankara) - Sosyalist Birlik Partisi (SBP) Genel Başkanı Sadun Aren, Anayasa Mahkemesi'nin, Fürkiye Birleşik Komünist Partisi'ni kapatma karan ve gerekçelerini "Demokratikleşme sorunlarının çözümüne katkı yapmanın yajıında, bu hareketi geriye çeken bir karar olarak gördüklerini ve bundan biîyuk bir endişe duyduklarını" bildirdi. Aren yaptığı yazıh açıklamada, özellikle Kürt sorunu konusunda Anayasa Mahkemesi'nin ortaya koyduğu bakış açıanın, bugüne kadar sorunun çözümünün önünde en biiyük engeli oluşturan resmi devlet anJayışı ile çakıştığını ileri sürerek "Bu karar, Kürt kimliğini ve Kültür varlığıııı kabul eden ve bunu Kürt sorununun çözümünün başlangıç noktası olarak alan bir çok diğer partiye de yönelmiş bir tehdittir" dedi. llk ilçe meclisi • AA (Çine) - Türkiye'nin Uk "İlçe Meclisi" Aydın'ın Çine ilçesinde kuruldu. 200 kişiden oluşan Çine tlçe Meclisi, ilk toplantısını Kaymakam Osman Dıraçoğlu başkanüğında yaptı. Çine ilçe Meclisi'nin, mahalle ve köy muhtarları, belediye başkanları, meslek odası temsilcileri ve vatandaşlardan oluştuğu belirtildi. Hakaret davası • AA (Bursa) - ANAP Bursa Eski Milletveküi İlhan Aşkın, TBMM kürsüsünde yaptığı bir konuşmada, DYP Grup Başkanvekili Turhan Tayan'a hakaret ettiği gerekçesiyle Tayan'a 7 milyon 500 bin lira tazminat ödemeye mahkûm oldu. Tâyan'ın Ühan Aşkın aleyhine açtığı 10 milyon liralık tazminat davası Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde sonuçlandı. Mahkeme, Aşkm'ın milletvekilliği döneminde, TBMM'de yaptığı bir konuşmada, Tâyan'ın yakınlarına çıkar sağladığım söyleyereİc, kişilik haklarına saJdırdığı gerekçesiyle 7.5 milyon lira manevi tazminat ödemesüıe karar verdi. Asil Nadir davası • AA (Ankara) - lşadamı Asil Nadir'in, bir konuşmasında kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan aleyhine açtığı bir milyar liralık tazminat davasına devam edildi. Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmada, mahkeme, Erbakan'ın konuşmasının yer aldığı ses kasetindeki "kâfırdir" sözcüğunün "kâtibidir" sözcüğü ile fonetik açıdan birbirine yakın olduğu gerekçesiyle kasetin tekrar dinlenmesine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe bıraktı. Adalet yasası • AA (Ankara) - Adalet Bakanlığı'nın üst düzey kadrolarına ve müşavirliklere "Cumhurbaşkanı'nın imzası olmaksızın" ikili kararnameyle atama yapılmasına ilişkin yasa tasansı, TBMM Adalet Komisyonu'nda yarın ele alınacak. Adalet Bakanhğı Teşkilat Yasası, Hâkimler ve Savcılar Yasası ile bazı kararnamelerde değişiklik öngören tasan aynen benimsenirse Adalet Bakanlıgı'nda üst düzey görevlerde bulunan hâkim ve savcılar, adli ve idari yargıdakı görevlerine yeniden dönebilecekler. Provokasyona dikkat • CUMHURÎYET (Antalya) - Sosyalist Parti (SP) Genel Başkanı Doğu Perinçek PKK'nın "Baharda ayaklanacağız" açıklamasını ve Bakırköy olayındaki gibi masum halkın hedef ahnmasını sorumsuzluk olarak değerlendirerek provakasyonlara karşı uyanık olunması gerektiğini söyledi. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 20 Ekim Genel seçimlerinde SP'ye Şırnak, Diyarbakır ve Mardin gibi iÜerde SHP listesinden milletvekilliği önerdiğini belirten Perinçek, zaten politikanın içinde olan bir örgütün tanınması önerisini yineledi. Sağlart gensoru • ANKA (Ankara) - ANAP Ankara Milletvekili Mehmet Nedim Budak Kültür Bakanı Fikri Sağlar hakkında gensoru önergesi hazırladı. DYP-SHP koalisyon hükümeti için hazırlanan ilk gensoru önergesi özelliğini taşıyan önerge SHP Kurultayı öncesinde verilmek istenirken ANAP Genel Bajkanı Mesut Yılmaz tarafından . geciktirildi. Yılmaz, gensoru önergesinin SHP Kurultayı öncesinde verilmesinin kurultay sonucuna etki yapabileceğini belirterek Kurultay sonrasma kadar bekletilmesini istedi. Belediye işçileri • AA (Ankara) - Başbakan Süeyman Demirel, Şeyket Yılmaz baskanlığındaki Türk-İş heyetini kabul edtrek bir süre görüştü. Başbakanlık'ta yapılan göruşmede, Türk-lş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Genel Sekreter Orhan Balta ve Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Fuat Alan, îzmir, Aıkara Keçiören ve Sincan başta olnak üzere belediyelerden çıkarılan işçlerin sorunlarına çözüm geirilmesini istediler. Başbakan Süeyman Demirel'in sendikacılara, işt:n çıkanlan bu fşçilerin sorunlarıyla ilgleneceğini belirterek konunun Bdcanlar Kurulu'na getirileceğini biidirdiği öğrenildi. asın toplantısı sonrasında Demirel ile ayaküstü konu- B şuyoruz: — Amerika uçağına işadamlarını da alacak mısınız? — Daha dur bakalım. Ben vitesi Davos'a bile takmadım. Amerika daha sonraki vites. — Davos'a Dışişleri Bakanı gelmiyor. Tansu Hanım da gelmi- yor... — (Gülerek) Gelmiyor. Çünkü davetli benim. Gereklilik bu istika- mette. İçeride de söyledim. Yunantı Dışişleri Bakanı'nın işi varmış. Bizim Bakanımızın da bu yüzden işi çıktı. — Yunan Başbakanı ile Kıbrıs'ı da müzakere edecek misiniz? — Müzakere yok. Diyalog var. — Ne kadar süre? — 30 dakika. — Yeter mi? — İyi kullanıtırsa elbette. — Vites değiştirmede zorluklar var mı? — Zorluk yok. Her durumun ayrı vitesi var. Vitesimde şimdi içe- risi var. Yarın (bugün) sabah Davos'a vites değiştirip uçacağız. — İçişieri Bakanı, valiler kararnamesini öngörüşme için Cum- hurbaşkanı'na bugün mü götürecek? — Dur bakalım, daha belli değil. Bugün dağ gibi bir program var. İmzalanacak evraklar, görüşülecek heyetler, kabuller. Geceya- rısına kadar yüklü bir program. Yani şunu diyeyim; (kahkaha ata- rak) Başbakan olmak isteyen varsa, zorluklar çok büyük. — Allah kolaylık versin. Ama gazetecilik de zor meslek. Doğruyu bulup yazmak çok ter- BAŞKENTTEN AHMET TAN Demirel Uçarken... letici. Örneğin, yeni valiler kararnamesinde kımierin bulunduğu- nu tam olarak bulup yazmak, o kararnameyi hazırlamaktan daha kolay değil. Sözgelimi, yeni Olağanüstü Hal Bölge Valisi'nin kim olacağını veya İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne kimin geleceğini bulup çı- karmak, oraya kimin atanacağına karar vermek kadar meşakkat- li. Dün Başbakan Davos vitesine geçme hazırlığı yaparken, biz de vitesi, daha doğrusu kafamızı valiler kararnamesine taktık. İşte ön bulgular: 1. İçişieri Bakanı İsmet Sezgin, bu yazının yazıldığı geç saat- lerde bile, hala Cumhurbaşkanı Özal'dan randevu bekliyordu. 2. İçişieri Bakanı, koltuğunun altındakı valiler kararnamesini Özal'ın "görüş ve kabulüne" sunacak. 3. Öteki kararnamelerden farklı olarak, Özal'ın bu kararnameyi ön incelemeye tutma ve bu konuda son sözü söyleme hakkı ve yetkisi var. Zaten, bunu Demirel de kabul etti. Anayasa'ya göre, büyükelçiler ve valiler, bulundukları yerde yalnız hükümeti değil, devleti de temsil ediyorlar. 4. Kararnamede Emniyet Genel Müdürü Ünal Erkan'ın Olağa- nüstü Hal Bölge Valiliği'ne kaydırılması öngörülüyor. 5. İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar'ın Erzurum Valiliği- ne atanması, yerine eski Malatya Emniyet Müdürü Necdet Men- zir'in getirilmesi ön kararnamede yer alıyor. 6. Ankara ve İstanbul valilerinin yerterini korumaları öngürülüyor. Yine de son sözü Cumhurbaşkanı Özal söyleyecek. Özal'ın, İçişieri Bakanı'na randevuyu geciktirmesi, kendisinin de yaptığı bir ön hazırlıktan kaynaklanıyor. Cumhurbaşkanı, valiler kararnamesine öteki kararnamelerden biraz daha fazla önem veriyor. Kendisini temsil edecek devlet gö- revlileri hakkında, biraz da kişisel bilgi ve güven sahibi olmak is- tiyor. Öte yandan, Libya ile Türkiye arasında hükümet düzeyinde bir "PKK tartışması" cereyan ettiği izleniyor. Bu tartışmanın bir bölümünü, Demirel basına açıkladı. önceki gün görüştüğü Libya Devlet Başkanı'nın "yardımcısı" Callud'a bir dosya verdiğini bildirdi. Dosyada, Kaddafi'nin Türkiye aleyhine Me- sut Barzani'ye gönderdiği bir mesaj bulunuyor. Callud, mesajın Siyonistlerce çarpıtıldığını öne sürmüş. Başbakan, bugün yarın da Libya makamlanna, Libya Devlet Başkanı'nın PKK lideri Apo'ya yazdığı "destek" mektubunun bir suretini gönderecek. Böylece, "Dost ve kardeş Ubya"n\n dostluk ve kardeşlik anlayışımn aslı astarı en üst düzeyde sorgulanmış olacak. Demirel, Davos'a uçarken, içişieri Bakanı Sezgin de Çankaya 1 ya çıkmak için "vites'te bekliyordu. Başbakan Demirel, terörü önlemek için halktan yardım istedi: Huzur, demokrasiile sağlanmalıGÜNSELİ ÖNAL (Ankara) - Başba- kan Süleyman Demirel, hükü- metinin 60 günlük bilançosunu çıkanrken, üzerinde en çok dur- duğu konunun "huzur", en bü- yük hedefınin de "demokratik- leşme" olduğunu söyledi. Bugün Davos'a gidecek olan Demirel, dün Başbakanlık'ta düzenlediği basın toplantısında, güvenoyu almalanndan bu yana gerçekleştirdiklerinin kısa bir dökümünü yaptı ve güncel hedeflerini yi- neledi. Demirel'in icraata ilişkin dökümü şöy- le: "Milletimize olan vaatlerimizi süratle gerçekleştiriyoruz. Devletle belediyeler, halkla Bağ-Kur arasındaki sorunları çözdük. Devletin halka borcunu ödedik. Devletin hesabını kitabını çıkardık. İs- rafla mücadeleye giriştik ve devleti to- parlamaya koyulduk. 1402 sayılı sıkıyö- netim kanununa göre görevlerine son verilen kamu personeli ve işçilerin görev- lerine iadelerini sağladık." Erken emeklilik, öğretmen yeterlilik sı- navının kaldırılması, askerlik süresinin kısaltılması gibi yasal düzenlemelere de değinen Demirel, hükümetin bugüne ka- dar 11 kanun hükmünde kararname, 152 bakanlar kurulu karannı sonuçlandırdı- ğını, TBMM'ye 18 kanun tasansı verdi- ğini bildirdi. nsPKis yıruncı nsnn "Terör. ihracat, özelleştirme, yolsuz- luklar gibi büyük sorunlann üzerine de demokrasiyi esas alarak gittiklerini" söy- leyen Demırel, teröre ilişkin şöyle konuş- tu: "Eğer bir ülkede kan dökülüyorsa, ka- nun nizam hâkimiyeti ortadan kalkmış- sa, bu demokratik bir idare ile önlenemi- yorsa, demokrasiyi savunmakta güçlük çekenz. Başka yerlerde demokrasi ile hu- zur ve sükûn sağlanıyor. Bizim ülkemiz- de de sağlanmalıdır. Işkence metotlanna, haksızhğa, suçlu olmayanı suçlamaya yönelmeden, suçu kim işlediyse onu bul- mak lazım. Üzerinde en çok durduğum olay huzur ve sukûndur. Devraldığımız İstanbul'da sorunlanmız vardır. Yalnız Türkiye'nin her köşesinde olduğu gibi İs- tanbul'da da devlet vardır. Devletin bir komiseri şehit edilmiştir. Devlet bu işleri yapanların, hukukun içinde kalarak elle- Demirel, basın toplantısında topluiğne başı kadar yerde bile devletin olacağını söyledi. (Fotoğraf: RIZA EZER) rini kıracak. Buna. Türkiye kamuoyu- nun bir diyeceğı olmalı. Herkesin bize yardımcı olması gerekir. İstanbul'da la- zım olan demokratik otorite mutlaka sağlanacaktır." Başbakan Demirel. üniversite sorunu- nu da "demokratikleşme" paketi içinde değerlendırdi ve YÖK'ün yukarıdan aşa- ğıya, emır komuta zinciri ile kurulmuş yapısının değiştirileceğini, katılımı esas alan seçilmiş kurullann yetkilendirilece- ğini söyledi. Demirel, "Üniversiteyi, de- mokratik, çoğulcu, çeşitlilik ve katılımı özendiren bir yapıya kavuşturmak, once- likli hedeflerimiz arasındadır" dedi. "Her yerde tek hukuk" Demirel, "terörle mücadele konusun- da Güneydoğu'da sürgün gibi özel karar- namelerin yeniden gündeme gelip gelme- yeceği" yolundaki bir soruya da "Hiç tereddütsüz her yerde tek hukuk sistemi olacak" diye yanıt verdi. Türkiye'nin üniter bir devlet olduğunu ve bütün vatandaşlarının eşıt haklara sa- hip bulunduğunu vurgulayan Demirel şövlekonuştu: "Benim başında bulunduğum hükü- metten, siyasi partiden, TC'nin vatanda- şı olarak herkes. aksine birdurum olursa bunu istesin. Aksine bir durum olursa bunun üzerine çok ciddiyetle vanrım. Bunun olmaması için akla gelen bütün tedbırleri alınz. Kimse endişe etmesin. Topluiğne başı kadar toprak parçasında devlet mutlaka olacaktır." Sorular ve yanıtlar TRT kanalları özel TV'ye açılabilir Başbakan Süleyman Demirel, basın toplantısının sonunda gazetecilerin çeşit- lı İconulardaki sorularını yanıtladı. Soru- lardan bazılan ve yanıtlan şöyle: - Özel TV yasası gündemde. TRT nasıt bir yapıya kavuşacak? TRT kanallannı kaybedecek mi? DEMİREL-TRT özerk bir yapıya ka- vuşturulacaktır. Yani yine devlet kuru- mudur. TRT bir rekabete tabidir, reka- bet de bir şeyi ıslahın tek çaresidir. Rekabete açılacak. Gayet tabii kanallan- nı koruyacak, ama kanallannı başka şey- lere de verebilir. Çünkü her TV kuracak olanın Türkiye'de yeniden bir sistem kur- ması pek kolay değildir. Öyle bir şey zor- lanırsa da kimse kuramayabilir. -Helsinki Watch Komitesi, Türkiye'de 17 yaşından küçüklere işkence yapıldığı- nı raporlarında belırtiyor. DEMİREL-Beni ziyaret edecekler. Dokümanı gayet tabii dikkate alınz. Türkiye'de 17 yaşından küçük veya bü- yük ınsanlara işkence yapılmışsa veya bu Türkiye'deki herkesin dikkat nazanna gelmeyip yabancılar tarafından ele ahn- masını büyütmem. -Irak'tan son günlerde gelen bir haber, Irak'ın yardım talebi olduğu biçiminde. Petrol boru hattının açılması gündemde mı? DEMİREL-Petrol boru hattının açıl- ması bizi büyük sıkıntılardan kurtanr. Kapatırken acele kapattık da açamıyo- ruz bir türlü. Herkesten evvel kapattık. -Amerika gezisinde işadamlan ve ban- kacılarla görüşecek misiniz? DEMİREL-Biz para falan aramıyo- ruz. Türkiye, ödemeler dengesı meselesi- ni çözmüş falan değil, ama 1992 senesin- de para aramıyoruz. 1992'de 4 milyar dolar kadar senet satabileceğiz. Bununla ödemeler dengesindeki açığı kapatabile- ceğiz. Ekonomik paket Enflasyon artık devlet politikası olmayacak Başbakan Demirel, ekonomik tedbirlerin açıklandı- ğını belirterek, paketteki finans kesimi reformunda amacın, sermaye piyasalannda şeffaflığı, istikrar ve güveni sağlamayı. finansal yapı ve uygulamalarda ileri dünya ülke standartlannı yakalamayı içerdiğını anlat- tı. Kamu finansmanı ile ilgiliyenilikler ve kredi maliye- tini düşürecek tedbirlerin öngörüldüğünü, KİT'ler arası para piyasasının kurulması, repo sisteminm dü- zenlenmesi ve rezervin konulmasının 'ekonomik pa- ket'te yer aldığına işaret eden Demirel. ekonomik kararlann temel özelliklerinin, "enflasyonun devlet politikası olmaktan çıkanlması, serbest piyasa ekono- misini uygulayan gelişmiş ülkelerdeki bellibaşh kurum ve kurallann Türkiye'ye de getınlmesı, tınans konu- sunda gerçekleştirilmekte olan yeniliklerle dünya pa- zannda rekabet edebilir sanayileşmenin teşviki" şek- inde özetlenebileceğini kaydetti. Emekliler Yoksıdluk sınırımflyonu aştı Başbakan Süleyman Demirel, Bağ-Kur emeklisinin ayda 390 bin lira emekli maaşı aldığına dikkat çekerek "Yoksulluk sınmnın bir milyon 300 bin lira olduğunu, bunun yıl sonunda bir milyon 500 bin lira olacağını" söyledi. Tüm emeklilerin bu asgari parayı almalan gerektiğini kaydeden Demirel, bu konunun önümüzdeki günlerde Türkiye'nin işi olacağını belirtti. Demirel, sosyal güvenlik kurumlarınm bir çatı altmda toplanıp toplanmayacağma ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: Türkiye'de memur, işçi, Bağ-Kur emeklisi, özel sandıklar var. Bunlar nüfusun yüzde 50'sini kapsıyor. Yüzde 50'sinin ise, sandığı, sepeti yok. Türkiye'nin hedefı, herkesi sosyal güvenlik şemsiyesinin altma almaktır. Yalnız bu zorla olmuyor. İşte Bağ-Kur bunun işaretidir. Zorlaymca adam prim ödeyemiyor. İş, orta sımfı tahrip edilen Türkiye'deki gelir dağıhrmna geliyor. Gelir dağılımını bir parça yukarı kaldırdığımız zaman bunu yapabiliriz, ancak prim ödemeden emeklilik sağlamak pek kolay değil. Bütün bu emeklilerin bir teşekkül altmda toplanmasa bile ödeyebildikleri paralan denkleştirme bakımından, birbirine eşit hale getirme bakımından bir reform paketimiz vardır. Bu da yine kaynak istiyor. Bağ-Kur emeklisi 390 bin, memur emeklisi 1.5-2 milyon, işçi emeklisi bir milyon lira alıyorsa, Bağ-Kur emeklisi, 'Ben de emekliyim. Niye böyle oluyor' diyor. O tartışmalann yeri yok. Zaten asgariden filesini doldurup karnım doyuracak kadar bir parayı herkesin emekliliğinde alması lazım. Yoksulluk sının diye bir rakam var. Dört nüfuslu bir ailenin geçinebilmesi için asgari bir-bir milyon 300 bin lira lazım;' PKK-Callud Kaddaffnin Barzani'ye mesajını gösterdim Başbakan Demirel, Libya Devrim Komuta Konseyi üyesi Abdüsselam Callud ile PKK konusunun görüşül- düğünü belirterek şöyle dedi: "Bana, "Libya'nın PKK'ya yardım ettiği konusunda bazı sözler söyleniyor. Bunlann aslı yoktur. Bu konu- da bir komisyon kurulabilir ve araştınlabilir, elinizde bu konuda bir doküman varsa bize verin' dedi. Ben de kendisine Kaddaff nin bir süre önce Mesut Barzani'ye gönderdiği bir mesajı verdim, meselenin içerisinde söy- lediklerinin aksine bir takım kayıtlar var. Onu verdim. Bunun tahrif edilmiş olduğunu, mesajın böyle olmadı- ğını bu tahrifı de Siyonistlerin yapmış olabileceğini ifa- de etti, ama tahkik edeceklerini de söyledi. Bana göre çok faydalı bir iştir. Demirel, 300 kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak dü- şürme olayı ile ilgili olarak, BM'nin suçlanan iki Libya- lıyı istediğini hatırlatarak "Bizim BM'ye müdahalede , bulunmamızı istedi" dedi. Demirel, Dışişleri Bakanı Çetin'i neden Davos'a götürmediğini açıkladı Koalisyon çift başh değil, tek hükümettirCUMHURtYET (Ankara) - Başbakan Süleyman Demirel, bugün baş- layacak olan Davosgezisine Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in katıl- mayacağım, bunun koalisyonun eşittemsiledilmesi açısındanbir so- run yaratmayacağını belirterek,"Yammda, komiser gibi SHP'li bir bakamn bulunması şart değil" dedi. Demirel, Davos'a müzakere yapmaya de- ğil, diyalog kurmaya gideceğini, bu diyalo- ğun müzakerenin yolunu açacağım söyledi. Demirel, Ermenistan ve Azerbaycan arasın- da arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu da bildirdi. Demirel, dün düzenlediği ayük basm top- lantüannın ikincisinde bugün başlayacak Davos gezisine ilişkin sorulan yanıtladı. De- mirel, Çetin'in heyette yer almamasıyla il- gili soruyu yanıtlarken şöyle konuştu: "Koalisyon iki hükümet değil, bir hükü- met. Nasıl ki Dışişleri Bakanı Moskova'ya, Prag'a gittiği zaman yanına bir tane de DYP'li bakan katmıyorsak, ben Davos'a gi- dip birisiyle konuştuğum zaman benim ya- mmda da komiser gibi birisinin bulunması şart değil. Koalisyon ne çift başlı, ne çift hü- kümet. Tek hükümet, ama iki partiden mü- teşekkii: 1 Dışişleri Bakanı Çetin'in, üçüncü defa toplanan ve Türkiye'nin ilk kez davet edil- diği "Ortadoğu Banş Konferansı"na dün de Prag'daki AGlK toplantısına katıldığuıı an- latan Demirel, "Eğer Yunanistan, Dışişleri Bakanı'nı getirseydi, bizim Dışişleri Baka- nımız da orada hazır bulunacaktı. Ama Yu- nanistan Dışişleri Bakaru'nın başka yerler- de işi varmış. öyle olunca, bizim Dışişleri Bakanı'nın da başka yerlerde işi oldu" de- di. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın Başba- kan olduğu dönemde Davos'ta yaptığı gö- rüşmeleri eleştirdiğini anımsatan Demirel, bu eleştirilerine karşın kendisinin de Da- vos'a neden gittiği sorulanyla karşılaştığı- m kaydederek şunlan söyledi: "Benim eleştiıdiğinı Davos'a gidilmesi de- ğildi. Ben o zaman, 'Müzakere yapüacak- sa, hazırlık ister bu' dedûn. Bunun bir mut- fağı vardır. Ben gidip müzakereyi kafama estiği gibi yapıp gelemem. Ben devletim. Be- nim arkamda hariciyem, uzmanlarnn, hü- kümetim vaı. Evvela oralarda bu işin ko- nuşulmuş ve hariciyenin bir müzakereye ha- zır olması, karşı tarafın da aynı şeyi yap- ması gerekir. Kaldı ki bunun yeri böyle iki üç günlüğüne, bütün dünyadan çeşitli insan- lann toplanıp bir fıkir alışverişinde bulun- duğu bir ortam olan Davos değildir. Benim eleştirilerim oydu." Yunanistan Başbakanı Mitsotakis ile ya- pacağı görüşmeyi, Mitsotakis'in istediğini, kendisinin de buna istekli olduğunu anla- tan Demirel, şöyle devam etti: "Sorunlan konuşa konuşa çözeceksiniz. Sayın Mitsotakis çok tecrübeli bir devlet adamıdır. Ben kendisini 1960*11 yülardan be- ri tanınm. İster bir mületin ferdi, isterse baş-' ka milletlerin ferdi olun, en zor sorunlan ! bile uygarca konuşmak mümkündür. Bel- ki bugünlerde benden biraz şikâyet var, kav- - ga etmiyorum diye. Yeri gelince kavga ede^ ^ rim. Ama durup dururken herkesle niy^^ kavga edeyim? Kavga bizim hedefımiz de- . ğil. Hedefîmiz üzum yemek, bekçi dövmek' değil. Uzlaşmayı aramanın kusur olabile-^ ceğini sanmıyonun. Ermenistan Cumhurbaşkanı Demirel, Davos'ta Ermenistan Cumhur- başkanı ile de görüşüp görüşmeyeceğjne iliş- kin soruyu yamtlarken, henüz Ermenistan Cumhurbaşkanı'na verümiş bir randevu ob' madığını, bir randevu talebi olması duni;' munda kendisiyle görüşeceğini bildirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear