25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 DIŞ HABERLER / OCAK 1992 DEĞİŞEN DÜN\A ABD Başkanı, doğaı kaynaklann politikaya etkisinin araştınlmasım istedi HUSEYIN BAŞ Baba, Çocuklarına Sahip Çık! Dünyanın çeşitli bölgelerinde onca yangın, onca kıyım, onca yıkım, onca yoksulluk kol gezerken, "dünya çocuk- larının dram/"ndan söz etmek, çoklarına "zamansız" ge- lebilir. Oysa büyüklerin kavgasının, bencilliğinin en önde ge- len kurbanları onlardır. Lenin'in, "En son lokmamızın en iyi parçasının verilmesini" istediği çocuklar. UNICEF'in dağları yerinden oynatan olağanüstü çaba- larına karşın, dünya çocuklannın durumu, dün olduğu gibi bugün de yürekler acısı, başta "zengin" ülkeler olmak üze- re tüm insanlığın yüz karasıdır. Birleşmiş Milletler, nasıl "ırkçılığı" insanlık suçu ilan ede- rek, bu insanlık suçunu işleyen ülkeleri uluslararası alanda "yalnız" bırakmayı başarmışsa, şimdi de çocuklara kötü davranılmasına göz yuman, çocuk sorunlarına çözüm ge- tirmek için çaba göstermeyen ülkeleri dünya kamuoyu önünde teşhir etmelidir. Dünya çocuklannın önlenemeyen sefaletinin tek sorum- lusu kuşkusuz, yoksulluktur. İnsanları yoksul olan ülke- lerin çocuklarının, yoksulluğun getırdıği tüm olumsuzluk- lardan "en büyük" payı almaları ise kaçınılmazdır. Ancak bazı ülkelerin bu yaşamsal önemdeki sorunla gerektiği biçimde ilgilenmedikleri de gerçektir. Zengin ülkelere gelince; kanımızca bu konuda güna- hın büyüğü onların sırtındadır. Uluslararası forumlarda ço- cuklara "dünyayı" bağışlayanlar, sıra somut girişimlere ge- lince, söylediklerini unutmakta, işi üç beş dolarla geçiş- tirmenın yollarını aramaktadırlar. Onları harekete geçire- cek tek çare, dün olduğu gibi bugün de dünya kamuoyu- nun baskısıdır. Bu da sürekli bilgilendirme ve konunun gündemde tutulmasıyla sağlanabilir. Dünya çocuklannın durumuyla ilgili ortada somut veri- ler, somut dehşet tabloları, ürkünç rakamlar vardır. 21. yüzyılın eşiğinde yoksul ülkelerde malaryadan her yıl bir milyonun üzerinde çocuk ölüp gitmektedir. Yeter- siz beslenmeden, giderek düpedüz açlıktan ölen çocuk- ların sayıları milyonlarla ölçülmektedir. Sadece Afrika'da AIDS vırüsü taşıyan Yeni hükümeti, dünya çocuklannın ve "çocuklarımızın" durumunu saptamaya, Meclis araştırması dahil tüm olanakları seferber ederek bu insanlık ayıbını ortadan kaldırmaya çağırıyoruz. beş yaşından küçük 700 bin çocuk vardır. Bunlann 350 binin- den fazlası hastalığın pençesınde ölümü beklemektedir. 110 mılyon nüfuslu Bang- ladeş'te, açlıktan ve bakımsızlıktan tanrı- nın her yılı, 870 bin çocuk ölmektedir. Tüm dünyada, aynı nedenlerle günde 40.000 olmak üzere, yılda 14 milyon çocuk; daha beş yaşına bile ulaşmadan yaşamlarına ve- da etmektedir. Altı ila on bir yaş arasındakı okumasız yaz- masız çocukların sayıları 100 milyon gibi ürkütücü düzey- lerdedir. Kimi zengin ülkelerin çocukları da yoksulluktan paylarını fazlasıyla almaktadırlar. Örneğin çağdaşlığın sim- gesı sayılan New York'ta, çocukların yüzde 4O'ı "sefale- tin sınırında" yaşamaktadır. Üçüncü dünyanın yoksul ülkelerinde yaşlarıyla asia bağdaşmayan güç ve ağır işlerde çalışmalarına göz yu- mulan çocukların sayıları 90 milyondur. Esaret dönemin- dekı koşullar altında çalıştırılan çocukların sadece Hin- distan'daki sayıları 55 milyondur. 15 milyondan fazla çocuğun zor işlere koşulduğu Pa- kistan'da, durum daha da korkunçtur. Bu ülkede çocuk- lar arasında "cinsiyet aynmı" yapılmasına göz yumulmak- tadır. Bu ise yetersız beslenme yüzünden ölen kız çocuk- lannın sayılarının artmasına yol açmaktadır. Örneğin, bu ülkede, iki çocuklu bir anne, sütünün iki çocuğa yetme- yeceği "körinancı" ile sadece erkek çocuğunu beslemek- te, kız çocuğunu kendi kaderine terketmektedir. Türkiye'nin çocuklarının da bütün bunlardan payını faz- lasıyla aldığından kuşku yok. Sokaklarda oradan oraya savrulan, yetimhanelerde, sübyan koğuşlarında, surların kovuklarında akla gelebilecek en koyu sefaletin içinde ya- şayan, kimsesiz ya da kimseli, aç, açık, okumasız, okul- suz, sevgisiz bırakılan milyonlarca çaresiz çocuğun var- lığı, dramın boyutlarını yeterı açıklıkla ortaya koymakta- dır. Yenı hükümeti, "dünya çocuklan"nın ve "çocuklarımızın" durumunu "Meclis araştırması" dahil tüm olanakların se- ferber edilmesiyle bilimsel biçimde saptamaya ve gere- kirse "dağları devirerek" bu "insanlık ayıbını" ortadan kal- dıracak çareleri üretmeye çağırıyoruz. OKTAASYA ABD, Türkiye'nin etkisindeıı kaygılı NEW YORK (AA) - Tür- kıye ile İran'ın, SSCB'nin dağılmasıyla bırlikte bağım- sızlıklannı kazanan Orta Asya"dakı Müslümancumhu- nyetlen etki alanlan içine almak içın mücadele ettikleri öne sürüldü. ABD'nin önde gelen gazete- lerinden New York Times'ın önceki günkü sayısında yer alan bir yorumda, ABD'nin, Bağımsız Devletler Toplu- luğu'nda bütün önemi Rusya Federasyonu'na verdiği ve Orta Asya'daki cumhuriyetle- n ihmal ettiği savunularak "Eğer zamanında hareket edil- mezse, Orta Asya'daki cumhu- riyetler, bölgedeki kontşu Miislüman ülkelerin etkisi altı- na girecek" denildi. North Carolina'daki Duke Ünıversitesi profesörlerinden Martha Brill Olcott imzasıyla jayınlanan yorumda, Tür- kiye'nin bu cumhuriyetlerle gırdığı dayanışmanın, yeni el- de ettikleri bağımsızlıklarının tadını çıkaran Orta Asya cumhuriyetlerinin hoşuna git- tıği ıfade edildi. Yazıda, Orta Asya cumhu- nyetleri ile Azerbaycan'ın, sahıp olduklan doğal kaynak- lar ile petrolün, yabancı sermayenin dikkatini çekece- ğine inandıklan kaydedilir- ken, bölgede jeopolitik çıkan olan bir çok ülkenin, bu cum- huriyetlere kaynak gönderdi- ği belirtildi. Bush yönetiminin şimdiye kadar sadece Kazakistan cumhuriyetinin petrolüyle il- gilendiği belirtilen yazıda, ABD vönetiminin Orta Asya'daki bu cumhuriyetlere doğrudan yardım ve geniş ölçu- de teknik yardım göndermesi gerektiği savunuldu. New York Times'ın yoru- munda, Batı yanlısı, demok- ratik ve Müslüman bir ülke olan Türkiye'nin, Azerbaycan başta olmak üzere, Orta Asya'daki cumhuriyetler için doğal bir model oluşturduğu belirtildi ve Türkiye ile Azer- baycan arasındaki haberleş- me teknolojisinin geliştiği hatırlatıldı. Türkiye'nin, Kazakistan, özbekistan ve Türkmenistan cumhuriyetleri liderlerine de yeni ulaşım hatlarının inşası ve ortak yatınm sözü verdıği- nın kaydedildiği yazıda, buna karşılık İran'ın da, bu cumhu- riyellerc dinı \e mali yardım sağladığı belirtildi. CIA, kabııkBush, CIA Başkanı Robert Gates'e gönderdiği direktifte, "küresel çevre sorunlarına, tatlı su sıkıntısına ve bunlann yaratacağı politik sorunlara" önem verilmesini istedi. CIA'nın, istihbarat önceliklerini kısa süre içinde yeniden netleştirmesi bekleniyor. UFL'K Gİ LDEMİR VVASHİNGTON — ABD, değışen dünya koşulları ışığın- da istihbarat önceliklerini gözdcn geçmrken, casusluk da kabuk değiştıriyor. Bu değişim, klasik casus tı- pinin ortadan kalkacağı anla- mına gelmiyor. Ancak, duvar- lar yıkıldıkça, basın özgürleş- tikçe "legal" verilere, yanı gazete haberlerine, istatistik- lere, nüfus sayımlarına bakıp o ülkenin geleceğinı okuyan, gözlüklü. doktoralı. analizci ıstıhbaratçı tıpi gündemdeki öneminı arttınyor. Dinleme üsleri de yavaş yavaş yerlerini uydu teknolojisine bırakıyor. ABD bu yeni dünya koşul- larına yeni istihbarat öncelik- leri iledegiriyor. Eski öncelik- ler elbette yeni dönemde de önemıni sürdürecek, ama ör- neğin dünyanın "doğal kay- nakları" CIA'nın daha yakın- dan izleyeceği konulardan birisi halıne gelecek. ABD Başkanı George Bush, geçen günlerde bu kapsamda ilginç bir adım attı. New York Times gazetesinden Elaine Sciolino'nun bildırdığıne gö- re, Bush CIA Başkanı Robert Gates'a bir direktif göndere- rek, "Doğal kaynaklann gele- ceğine, küresel sağlık sorunla- rrına" önem venlmesini i Gerçı bu konular dünya var oldukça var oldu, ama istih- barat camıasının merkezi dik- katindan yoksundu. Son kırk yıl ile 90'ları birbirinden ayı- ran fark, yeni önceliklerin önem basamağında bir sıçra- ma yapması olacak. "Llusal Güvenlik Direktifi" adını taşıyan Bush mektubu, ABD'nin yeni dönemde tehli- ke ortadan kalktı diye istihba- rat bütçesinde kısıtlamaya da gıtmeyeceğıni gösteriyor. An- cak kaynaklann kullanım alanlarının çeşitlendirileceği anlaşılıyor. Bush aynca istih- ABD Başkanı, 12 günlük gezisinin ilk durağı Avustralya'da Bush Uzakdoğu pazarmda Başkan George Bush, ülkesinin ekonomik sorunlarına Uzakdoğu pazarını genişleterek çare bulmayı amaçlıyor. Demokrat Partili yetkililer Bush'un gezisine karşı çıkarken ABD pazarının Japonlara daraltılmasını savunuyor. Dış Haberler Servisi — ABD Başkanı George Bush, 1992 başkanlık seçimi kam- panyasına malzeme olan Uzakdoğu gezisi- nin ilk durağı Avustralya'ya dün vardı. ABD Başkanı daha önce ulusal sonınlar- dan çok dış politika ile ilgilendiği yolundaki eleştiriler üzerine ertelediği bu gezisinde Amerikalı işadamlanna ek pazar anyor. ABD Başkanı Bush, dün vardığı Sidney'- de, Avustralyalı meslektaşı Paul Keating ile bir araya geldi. AP'nin haberine göre, her iki lider de ulusal ekonomik sorunlar ve başkanlık seçimleri ile karşı karşıya. ABD Başkanı, Avustralya'nın başkenü- ne vardığında, 200 kişi protesto gösterisi düzenledi. Göstericiler, Avustralya'daki ABD üslenni. Ortadoğu'daki müdahalele- rini ve nüklcer denizaltılara karşı oldukla- nnı açıkladılar. ABD'de Demokrat Parti yetkilileri, Ja- pon otomobillerinin ABD'ye girişini kısıt- İayacak bir yasa hazırlıyorlar. Bu yasa tas- lağına göre, Japonlann ABD'yle ticaretinde elde ettikleri fazla, her yü yüzde 20 oranın- da olmak üzere 5 yıl süreyle azaltılacak. Başkan Bush ve Cumhuriyetçi Parti yet- kilileri ise, bu tür bir adımın dünya ticaret savaşına yol açacağını söylerken, ABD'nin de Avrupa ülkeleri ile ticaretinde 20 milyar dolar fazlası olduğuna dikkat çekiyorlar. ABD Başkanı, Uzakdoğu pazarını geniş- leterek ihracatın arttırılmasını ve bu yolla daha çok Amerikalıya iş yaratılmasını sağ- lamaya çalışıyor. barat camiasını. "Misyon rol ve önceliklerini" tartışmaya çağırıyor. Ö?ellikle de "Küre- sel çevre konularına, doğal kay nakların durumuna, tatlı su sıkıntısına, bunun yaratabile- ceği siyasi sorunlara" önem verilmesini istiyor. Su konusu Türkıye'yı ya- kından ilgilendiriyor, çünkü Ortadoğu'nun en zengin şu kaynaklan Türkiye'de bulu- nuyor. Bush'un direktifi. CIA'nın zaten yakından ızle- mekte olduğu Fırat ve Dıcle ile ilgili gelişmeleri, önümüz- deki dönem de gündeme tuta- cağını gösteriyor. Dığer yan- dan, Orta Asya cumhuriyetle- rinin doğal kaynaklarının da ABD'nin yakın gözlemi altın- da olacağı anlaşılıyor. Çünkü ortaya çıkacak su ve gıda sı- kıntısının, büyük sağlık so- runlarının "radikalizme" hizmet edeceğı düşünülüyor. Eğer ABD zamanında bu so- runu fark edıp devreye gir- mezse, radikal komşularının ortaya çıkan güç boşluğunu dolduracağına inanılıyor. Ay- rıca bu bölge, gerek Güney Batı Asya'nın güvenliği, gereîc pasıfik navzasında Amenkan etkisinin süreklilıği açısından ABD için giderek artacak bır öneme sahip bır konumda bu- lunuyor. Sciolino'nun haberine göre ABD istihbarat camıası söz konusu direktif ışığında çalış- malar yapacak ve bulgulannı ocak ortasında Beyaz Saray'a sunacak. Beyaz Saray'daki Ulusal Güvenlik Konseyi'nin vereceği karardan sonra da ABD'nin istihbarat öncelikle- ri netleşecek. Hırvatislan'ın Karlovac kenti yoğun çatışmalar yaşıyor. Geçen pazar kente 20 dakikada bir bomba duştuğu hesaplandı. Yine de, yüzlerce yaralıyla dolup taşan hastane- nin gorevlileri binadaki kuçük kilisede pazar ayinidüzenlemekten geri durmadılar. (Fotoğraf: rİERALD TRIBUNE) Sırplar sınır değişikliğinde ısrarlıDış Haberler Servisi — Yugoslavya'dan bağımsızlığını ilan eden cumhuriyetlerin Sırbistan ile olan sınırlan son .1 yaratıyor. Sırbistan Avrupa'run tanımaya hazırlandığı cumhuriyetlerin sınırlarının değişmesinde ısrarlı. Yalnızca Sırbistan ve Karadağ'ın katılımıyla önceki gün toplanan Federal Başkanlık Konseyi, AT girişimiyle toplanan Yugoslavya Konferansı Arabuluculuk Komitesi'ne bu ısteklerinı içeren bir mektup gönderdi. Işlevini yitirmiş olan Konsey'in mektubunda "SırbisUn'ın Hırvaüstan ve Bosna-Hersek ile olan sınır çizgUerinin uluslararası huknk çerçevesinde suur kabul edilemeyecekleri" savunuldu. Bu sınır çizgilerinin "yönetsel" olduklan ve "ilgili halklann ve tum Yugoslav cumhuriyetlerinin onayı alınmadan, bağımsız ve egemen dcvlederin sınırlan" olamayacaklan kaydedilen mektupU, "iiç cumhuriyet arasındaki bu suurlann tartışmaya açık olduğu" öne sürülerek "görüşulmesi gerektifi" vurgulandı. Yugoslavya'ya düzenlediği beşinci ziyaret için dün Belgrad'a giden BM özel temsilcisi Cyrus Vance, Hırvatistan'daki çatışmalann uzamasından hayal kırıkhğına uğradığını söyledi. Siyasi ve askeri liderlerin, BM'nin önerdiği barış planını iki hafta süreyle inceleyeceklerini belirten Vance, "liderlerin bans planı konusundaki son ve kesin fikirlerini almak istiyorum" dedi. Öte yandan Yunanistan'ın Makedonya hükümetince onerilen anayasa değişikliğinden tatmin olmadığı ve öneride yer alan "Makedonya Cumhuriyeti'nin komsu iilkeierden toprak talebi yoktu. Sınıriar anayasa ve iyiaiyet çerçevesinde degişebilir" biçimindeki ifadeleri uluslararası hukuka aykın bulduğu bildirildi. Washington'un, Saddam Hüseyin'in işbaşında kalma olasılığından duyduğu endişe büyüyor ABD'de 4 çekiç güç' rahatsızhğı Ankara'nın 'çekiç güç'ün görev süresini son kez uzattığını ima etmesi üzerine, Washington 'son fırsatı nasıl kullanırız' arayışına girdi. ABD'nin, Bağdat rejiminden kurtulmak için çabalarını hızlandırması bekleniyor. WASHINGTON (Cumhuriyet) - Ankara'nın Kuz^y Irak'taki Kürtle- rin korunmasına yönelik olarak Gü- neydoğu Anadolu'da konuşlandınlan "çekıç gücün" süresini "sonuncu" kez uzattığı izlenıminde olan Amenkan yönetimı şimdi "son fırsatı nasıl kulla- nırız" arayışı içinde. Altı aylık ycnı sürc uzatımının "so- nuncu kez" olabileccği yönündekı Amenkan ızleııımi üç nedene dayanı- >or: 1) Başbakan Süleyman Demirel, çe- kış gücün görev süresinın bır kez daha uzatıldığına ilişkin açıklamasında. bundan sonrakı süre uzatmaların TBMM tarafından onaylanması ge- rcknğıni ıma etti. ABD yönetımi işin TBMM'ye kalması halinde sürenın bir daha uzatılmasının hemen hemen olanaksız olduğunu düşünüyor. 2) Ankara, geçen günlerde ABD Başkanı George Bush'un bizzat Demi- rel'e mektup yazarak ricada bulunma- sına karşın BM'deki siyonizm oyla- masında çekimser kaldı. Demirel'in bu kararı, NVashington'a "özal döne- minin kapandığım" tüm netliği ile his- settirdı. Şımdı muhtemeldır kı, ABD de Türkıye'ye ilk fırsatta bu dönemın kapandığım kendi perspektıfınden hissettirecek. Dolayısıyladaçevik güç için yeni bir süre uzatımı iyice tartış- malı hale gelebilecek. 3) ABD yönetiminin yeni bir süre uzatımı olmayabıleceğine ilişkin ızle- nıminın dayandığı üçüncü neden, DYP-SHP hükümetinin dış politikayı iç politikaya göre yaptığından kay- naklanan inançları. Washington, bu hükümetin kendisine özgü bir dış poli- tikasının bulunmadığını, tüm dış poli- tika kararlannın "reaksiyoner" izler taşıdığını ve "iç kamuoyunu" tatmin etmeye dönük olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla da önümüzdeki dönemde "iç kamuoyunu karşısına almak paha- sına bazı kararların altına imza atılma- sını" beklemiyor. Tüm bu unsurlar nedeniyle Was- hington çekiç gücün yeni altı aylık sü- resini "nasıl daha iyi kullanabiliriz" diye düşünüyor. Önümüzdeki yıl ABD'de başkanlık seçimleri var. Mu- halefet Bush'a Saddam Hüseyin hâlâ işbaşında olduğu ıçın saldınyor. An- cak Bush da Irak'ın toprak bütünlü- ğünü korumayı taahhüt eden bir muhalefet bulup desteklemekte zorla- nıyor. Karşısında ya Kurtler var ya Şiiler. Washington geçen aylarda bir- leşik bir muhalefet cephesi yaratmak ıçın çaba harcadı. Son zamanlarda Şii- ler, Sünniler ve Kürtlerden oluşan "gûvenilir" bir Irak muhalefet cephesi yavaş yavaş doğmaya, Arap dünya- sında da kabul görmeye başladı. İşin ilginç yanı ABD Başkanı Bush'a bu kapsamda Amenkan Kongresi'nden de destek var. Yani eğer Saddam Hüseyin'i yıkmaya dö- nük "gizli" bir Amenkan operasyonu sözkonusu olursa Kongre'nin buna karşı çıkması beklenmıyor. Eğer Bağ- dat'ta bu yönde bir hareket başlarsa •çekiç güç' kapsamındaki Amerika'- nın elindekı hava gücü yaşamsal önem taşıyacak. 26 aralık tarihli Wall Street Journal gazetesine göre, böyle bir ola- sılık gündeme gelirse ABD'nin buna nasıl askeri destek verebileceğinin kontenjan planlaması dahi yapıldı. Tüm bu nedenler ABD'nin önü- müzdeki aylarda, Irak'ı "Lübnanlaş- tırmadan" Bağdat rejiminden kurtul- manın yolannı aramayı hızlandıraca- ğını gösteriyor. Rahibe Teresa hasta • LA JOLLA (AA) — Hayır faaliyetlerinden dolayı bütün dünyada tanınan Nobel ödüllü Rahibe Teresa zatürree ve kalp rahatsızlığı geçirerek hastaneye kaldınldı. Meksika'dayken zatürreeye yakalanan Rahibe'nin perşembe gunü ABD'nin California eyaletindeki bir hastaneye yaanldığı öğrenildı. Hastane yetkilileri, haftasonu hastanedeyken bir kalp rahatsızlığı geçiren 81 yaşındaki Katolik rahibenin kalbine yeterli kan gitmediğinin teşhis edilmesi üzerine damar tıkanıkhğım gidermek için gerekli müdahalenin yapıldığını, durumunda iyiye gidiş gözlendiğini açıkladılar. Kürtlere İngiliz yardımı • LONDRA (AA) — Ingiltere'nin Irak'ta yaşayan Kürt, Şii ve diğer azınlıklara yaklaşık 1.9 milyon dolarlık insani yardım yapacağı bildirildi. İngiliz resmi kaynaklan, yardımın halen Irak'ta görev yapan UNICEF, çocukları kurtarma ve çeşitli Kürt yardım kuruluşlan aracılığıyla dağıtılacağını kaydettiler. tngiltere, nisan ayından bu yana Irak'a yaklaşık 45 milyon dolarlık insani yardım yaptı. Bagdat'ta patlama • BAGDAT (AA) — Bağdat'ın en büyük otellerinden birinin önünde meydana gelen patlamada, 7 kişinin yaralandığı, çok sayıda arabanın da yandığı bildirildi. Patlamanm Ishtar Sheraton Oteli'nin önünde, önceki gün TSİ 15.30'da meydana geldiği kaydedildi. Yetkililer, patlama hakkında aynntılı bilgi vermezlerken patlamanm meydana geldiği otelin karşısındaki Füistin Oteli'nde de Birleşmiş Milletler görevlilerinin kaldığını belirttiler. İki Kore anlaşü • SEUL (AA) — Kuzey ve Güney Kore*nin, Kore yarımadasının nükleer silahlardan arındınlması konusundaki son purüzleri ortadan kaldırarak tam bir anlaşmaya vardıklan bildirildi. Yonhap Haber Ajansı, adım açıklamayan hükümet kaynaklarına atfen verdiği haberde, bir sımr köyünde iki ülke yetkilileri arasında basına kapalı olarak yapılan göruşmelerde anlaşmaya vanldığını duyurdu. Ajans, Kuzey Kore"nin nükleer tesislerini tarafsız kurumlann denetime açmayı taahhüt etmeyi, Güney Kore'nin ise ABD ile ortaklaşa yapacağı askeri tatbikatlan iptal etme niyetini beyan etmeyi kabul ettiğini beh'rtti. Sııriye'ye Çek şilahı • VARŞOVA (AA) — Çekoslovakya'nın Suriye'ye Polonya üzerinden silah ihraç ettiği iddia edildi. Polonya'nın en yüksek tirajlı gazetesi olan gazeta Wyborcza, aralannda 16 adet T-72 tipi tankın da bulunduğu Çek yapımı silahların cuma gunü Szczecin limanına vardığını ve gelecek ayın başında Suriye'nin Lazkiye kentine doğru hareket edeceğini duyurdu. AP'nin görüştüğü bir Çekoslovak Dış Ticaret Bakanlığı yetkilisi ise haberi doğrulamadı. ABD, uluslararası terorizmi desteklemekte suçladığı Suriye'ye silah satışı yapılmamasmı Çekoslovakya'dan talep ediyor. Polonya gazetesi, aynca Hırvatistan ve Makedonya'nın, Avrupalı aracüar yoluyla Polonya'da silah satın almak için çaba sarf ettiklerini, ancak başarılı olamadıklannı öne sürdü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear