18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
/ IZ 1LMMUZ 1991 ABDURRAHMAN YILDIRIM BORSA NOTLARI nce ANAP Genel Kurulu'na ve Hasan Yılmaz'ın seçilmesine endekslenen ve daha sonra da "güvenoylaması kıskacına" giren borsa artık yolun sonunagekti. Güvenoylaması bekleniyordu, o da oldu. Ekonomik paket açıldı. Memura, işçiye ve çiftçiye yüksek maaş, ücret ve taban fiyatı verilecek. Seçim ekonomisi fiilen başladı. Borsa için "ak koyun, kara koyun" şlmdi belli olacak. Geçen hafta bu kösede borsa için çizdiğimiz ve gerçekleşme ihtimalini kuvvetli gördüğümüz ilk senaryo yürürlükte. Memurun, işçinin, çiftçinin memnun edilmesi emisyon artışıyla sonuçlanacak. Emisyon artışıyla hisse senedi fiyatlannın paralel yükseldiği de bir gerçek. Toplumun geniş kesimlerinin memnun edilmesi iç piyasayı canlandıracak. Bu şirketlerin kârtarını arttıracak. Artan kârlar hisse senedi değerlerine yansıyacak. Bu politikalan iyi bilen yabancı yatırımcıların da Türk hisse senetlerine talebi artacak. Üstelik fiyat/kazanç ora TEKNOLOJIVITRINI Borsa balı ve Yemen arısı O Başkana üç yardımcı B "Onair" bilgisayarlar ABD'de bilgisayarların hiçbir kablo bağlantısı olmaksızın iletişim kurmalannı sağlayan yeni bir sistemin uygulamasına geçildi. Bu sistemde telefon hatları üzerinden veri alışverişi (on line) yerine, radyo dalgalarıyla bağlantı kuruluyor. Bu nedenle "onair" (havadan) adı veriliyor. Sistem en basit şekliyle bir dizüstü bilgisayara yerleştirildiğinde bir telefon bulmaya gerek olmaksızın her türlü bilgi havadan gönderilebiliyor. Şu aşamada radyo bağlantısı kurmamn maliyeti yüksek ve veri aktarımı düşük hızda gerçekleşiyor. Ancak içinde yaşadığımız iletişim çağında bağlantıları daha da kolaylaştırabilecek bu sistem için çeşitli firmalar yorlar. Sistemi kullanan bir diğer firma ise Federal Express posta firması. Firma, 25 bin dağıtım minibüsüne yerleştirdiği bilgisayarlarla radyo dalgaları kanalıyla bağlantı kuruyor. Bunun nedeni de telsizle arandığmda her zaman sürücünün bulunamamaa. Bilgisayara aktanlan mesaj kaydediliyor ve sürücü minibüse döndüğünde mesajı okuyabiliyor. Ote yandan AT T firması, Safari adlı taşınabilir bir iletişim aygıtı geliştirdi. 3.2 kg ağırlığındaki aygıt, hücresel telefonlann kullandığı frekanslardan yararlanarak bir grup bilgisayann merkezdeki ana bilgisayarla ileti ^ M M ^ s i m sağlayabi nı ve temettü verimi yönünden İMKB dünya ortalamasına göre daha cazip bir yatırım seçeneği sunuyor dış alıcılara. Denilebilir ki bu senaryo iyi, ama şu gerçekler de yok mu? Dolar yılın ikinci yarısında da şanslı görülüyor. Âltının yıldızı parlamaya başladı bile. Yurtiçinde paraya olan talepten dolayı faizlerde reel anlamda önemli bir düşüş beklenmiyor. Üstelik hisse senetlerinden zarar etmiş pek çok insan var. Bunlar satmak için fiyatlann yükselmesini bekliyor. Kamu Ortaklığı İdaresi'nin satışları ve özel sektör kuruluşlarının halka açılması da cabası. Onlar da sıraya girmişler, endeksin yükselmesini kolluyorlar. Borsaya bu arz artışını emecek kadar taze paranın gelmesi gerekir. Peki bu para nereden gelecek? Gelse bile borsada yükseliş trendini başlatacak ve sürükleyecek kadar gelir mi? Para, altına, dolara, faize kazanç için gidecektir, ama borsa da bu para paylaşımından payına düşeni alacaktır. Seçim ekonomisi uygulamasından ve hisse senedi fiyatlannın ucuzlamasından dolayı borsada da seçim öncesinde bir çıkış trendi oynanacak bir marj görünüyor. Para, bu marj için de borsaya gelecektır. Ya da bu kazanç potansiyeli kendi parasını yaratacaktır. Yerli veya yabancı. Ne demişler: Çanakta balım olsun, Yemen'den an gelir. Nasrullatfın bedellisi B ir zamanların Erdemirden ve Repo'dan ünlü bankeri 33 yaşındaki Nasrullah Ayan, bugünlerde iki aylığına kısa dönem askerlik için Burdur'da. Ziyaretine gidenlere anlattığına göre Ayan'ın en çok canını sıkan konu, kışlada borsacılığının ortaya çıkmasından sonra tiyo almak isteyenterin etrafını doldurmasıymış. En çok korktuğu şey de "çök" emriymiş. Komutan, "çök" emrini verince Nasrullah Ayan'ın aklına hep "borsadaki çöküş" ve "kaybettiği paralar" geliyormuş. Borsanın eski devi Erdemir geçen hafta sonunda nihayet uykusundan uyandı. Bir günde tam yüzde 13.46 prim yaptı ve işlem miktarı 3 milyon 185 bin adede ulaştı. Erdemir hisselerinin bu ani çıkışında kuşkusuz aynı gün açıklanan şirketin ilk yarı yıl kârı etkili oldu. İşçi çıkartmalarla kamuoyunun gündemine "zarar ediyor" diye gelen Erdemir'in vergi öncesi kârı 305 milyar liraydı. Geçen yıl aynı dönemde 221 milyar lira kâr eden Erdemir kârını yüzde 38 arttırdı. Ama Erdemir'i harekete geçiren asıl olay ABD'den gelen Erdemir'e dış destek Erdemir'i harekete geçiren asıl olay ABD'den gelen heyetin Erdemir tahtası önünde durması, bilgi almasıydı. bir yatırımcı heyetinin Erdemir tahtası önünde durması ve bilgi almasıydı. Bu spekülasyon için yetti. Erdemir'in kullanılmayan rüçhan haklarının 2 dolardan satıldığı haberi bir anda borsaya yayıldı. Aslı olmayan bu söylenti Erdemir tahtasındaki bütün satışların kapatılmasına yol açtı. Fakat Erdemir'de gerçek haber baskaydı. özelleştirme çerçevesinde Erdemir'in yabancı borsalarda satışı sözkonusuydu. Kamu Ortakltğı İdaresi, sonbaharda Erdemir'i New York ve Tokyo Borsası'na kote ettirmek için çalışmalarını başlatmıştı. Bu borsalarda satış için bir Erdemir hissesine 1.65 dolar değer biçilmişti. Bunun TL karşılığı 7300 liraya geliyordu. Borsa'daki fiyatı ise 2650 TL. idi. Aradaki fark borsa fiyatının bir katından bile fazlaydı. Borsa devinin canlanmasının anahtarı "yabancıların" elinde mi acaba? ermaye Piyasası Kanunu jişiklik tasarısının Meclise sunulmasının üzerinden 2 yılı aşkın süre geçti. Kamuoyuna açıklanmamış bilgileri öğrenerek haksız ticaret yapmayı yasaklayan kanun değişikliğinin bir tüıiü yasallaşmaması üzerine bir hayli yorum yapıldı. Ama en gerçekçisi herhalde şu: Aracı kurumlar birliğinin kurulmasını öngören tasarı, bankerlik şirketi kurulmasında Hazine yerine SPK'nın yetkili kılınmasını ve bankalar üzerinde SPK'nın etkinliğinin arttırılmasını şart koşuyor. Aracı kurumlar birliğine hem bankalar hem de aracı kurumlar üye olacak. Bu kurum üyelerini disiplin altına alacak, gerektiğinde ceza verebilecek. Aracı kurumlar birliğinin etkinliği hem fonksiyon hem de üye sayısı bakımından Bankalar Birliği'nden bir hayli fazla olacak. Sonuç olarak finans dünyasında Merkez Bankası ve Hazine'nin yanında SPK'nın etkinliği artacak. Buna kim razı olur? İşte, kanun değişikliğinin takıldığı en önemli nokta. Kanuna kim orsa Başkanı Yaman Törüner'e geçen günlerde sessiz sedasız üç yardımcı geldi. Daha doğrusu gelmedi, kurum içinden atandı. İki genel sekreterle bir başkan danışmanı, yönetim kurulu kararıyla başkan yardımcısı oldular. Nisan ayı sonunda yapılan genel kurulda başkan yardımcılığı kadrosu çıkartan Törüner, Genel Sekreter Arıl Seren ile Ali İpek ve danışmanı, gazeteci Erhan Çayhan'ı başkan yardımcılıklanna atadı. Erhan Çayhan'ın başkan danışmanı olmasıyla bir muhatap bulduklarına sevinen borsa muhabirlerinin bu hevesleri yine yarım kaldı. ABD'de bügisayariann hiçbir kablo bağlanüsı olmaksızın iletişim kurmalanm sağlayan yeni bir sistemin uygulamasına geçildi. Sistem en basit şekliyle bir diz üsrfi bilgisayara yerleştirildiğinde her türlü bilgi havadan gönderiliyor. önemli yatınmlar yapıyor. Sistemin özellikle mühendislerin, pazarlamacılann ve seyahat eden öteki işadamları arasında yaygınlaşması bekleniyor. Motorola ve IBM firmalan, geçen yıl Ardis adı altında bir firma kurdu. Firma bugün ABD'de 400 yerleşim biriminde 35 bin kişi arasında havadan bağlantı köprüsünü kurmuş bulunuyor. Bu 35 bin kişinin arasında Otis asansör firmasının 500 mühendisi de var. Çalışmaları sırasında teknik verilere ya da depoda bulunan donanımların dökümüne gereksinimleri olduğu zaman bu yeni iletişim sisteminden yararlanarak firmanın merkez bilgisayar terminaliyle bağlantı kurabililecek. Safari, arazide telefon hatlarının olmadığı bölgelerde, örneğin petrol araştırma sahalarında kullanılmak amacıyla geliştirinniş. Böylece bilgisayarla merkez bürodaki çalışmayı yapma olanağı sağlanıyor. Bazı firmalar ise aynı bina içindeki bilgisayarların birbirleriyle iletişimlerini kurmak için radyo dalgalarından yararlaruyor. Metrelerce uzunluğunda pahalı kablolar döşemek yerine daha ekonomik olan düşük güçlü radyo dalgalarını kullanmayı tercih ediyorlar. İletişim alamnda önemli bir adım sayılabilecek radyo dalgalarıyla bağlantımn hızla yaygınlaşması bekleniyor. 4 Benetton'ın son reklamı Italya'yı birbirine kaîtı Rahibe, rahîbi niçîn öptü?' bek bağı kesilmemiş (üzerinde hâlâ kan lekeleri taşıyan) yeni doğmuş bir bebek, kucaklaşan bir beyaz ve bir siyah çocuk (kıvırak, sarı saçlı beyaz, bir meleğe; saçları başının üstünde iki boynuz gibi toplanmış siyah çocuk da şeytana benziyor); petrolle kirlenmiş bir denizin üzerinde uçuşan yapraklar; bir zebra ve bir papağan ve bir tuvalet kâğıdından oluşuyor. 15 gün önce Floransa'da AIDS konferansı sırasında da "prezervatiF'li bir reklam atağıyla ilgi çeken Luciano Benetton bu "buluşları" da "Bunlann hepsi, bizim iletişim kampanyası felsefemizin bir parçası" diye açıkhyor. "Biz, dünyada 100 farkh ülkenin halkıyla iletişim kurmaya çalışıyoruz. Bunun için de reklamlanmızı yaşamın tek ve gerçek kaynagı olarak görıilen 'aşk' ve 'sevgi' gibi iiniversel değerlere dayandınyoruz" diyor Luciano Benetton ve ekliyor: "Yaşam, sevgiden doguyor. Yeni doğmuş bebek bunu gosteriyor. Bir beyaz çocukla siyah çocuk da aynı madalyonun iki ayrı yiizünü simgeliyor. Kirli denizin üzerinde uçuşan yapraklar insanoğlunun kendi mutluluğunu olduğu gibi kendi yıkımını da yarattığını belgeliyor ve doğa aşkına çağrı yapıyor. Nihayet zebra ile papağan da gene 'ekolojik kaygılan' dile getiriyor." Benetton'ların kampanyası her ulkede tutmuyor. Örneğin "yeni doğmuş, kanlı bebeği" ABD aşın "çiğ" bulunduğu için sansürlerken; Fransızlar da "tuvalet kâğıdı" ilanını kullanıp kullanmamak konusunda tedirginlik işaretleri veriyorlar. "Burada da maksat" diyor Luciano Benetton, "yaşama biraz ironiyle bakmak. Bizim için tuvalet kâğıdı, biraz ironiyle keşfedilmesi gereken, arkası gelecek bir yaşamöyküsünü simgeliyor..." Kimi için "gerçek yaratıcıhk", kimi için de "koşe döndürücü uyanıklık" olarak nitelendirilen Benetton reklamları her seferinde vunıyor. Ama gene de herkes 'Benetton'un bir sonraki reklamının ne olacağını merak ediyor. Minolta'nın son olarak piyasaya sürdüğü Maxxum 7xi, devrim yaratan bir fotoğraf makinesi olmayabilir, ancak fuzzy mantığını komple uygulayan bir model olduğunu rahatlıkla SvJylemek mümkün. Tekmercekrefleksli 35 mm'lik fotoğraf makinesinin, Minolta'nın Expert Intelligence System adlı robot bilgisayanndan yararlanıyor. Bu bilgisayar odaklama, ışık ayan vb yapabiliyor, gerektiğinde flaş kullanıyor. Makinenin 14 aşamah metreleme sistemi, fotoğrafı çekile Akıllı fotoğraf makinesi NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA "Benetton"lar gene vurdu. Birbirinden cesur reklamlarıyla sürekli tartışma konusu olan "Benetton" kardeşler; gene en son reklam kampanyalarıyla polemik yarattılar. Daha henüz piyasaya çıkmayan sonbahar koleksiyonlarının reklamı için gencecik bir rahibeyle genç bir rahibi öpuşurken kullanan "Benetton"lar Italya'yı birbirine kattı. Kilise tabii hemen reklamı "skandal" olarak nitelendirdi. Ama yalnız kilise değil, bazı laik yayın organları da satış için her türlü kavramı ayaklar altına alan ve tüm kuralları yıkan bu "vahşi" reklam anlayışını eleştirdiler. Örneğin "laik" göruşleriyle tanınan "La Stampa" gazetesi birinci sayfasında yayımladığı bir makalede, "Artık bu kadarı da fazla" dedi ve ekledi: "Öpiişen bir rahiple rahibenin Benetton'un kazaklanyla ne ilgisi var? Böyle bir ilgi kurulamaz. Nitekim reklamda üriinün adı bile geçmiyor. Buradaki tek amaç şaşkınlık ve 'şok' yaratmaktır. Bu reklamı icat edenler, aynen yoldan geçenlerin kafasma bir balyoz indirip sersemlettikten sonra ciizdanını çalan haydutlara benziyor..." Venedik yöresindeki "Veneto" böjgesi taşrasında milyarlık bir çokuluslu şirket kurmayı başaran "Benetton"lar, ilk kez şimşekleri çekmiyor. tş dünyasına atıldıkları 26 yıldır genç, canlı, renkli, rnodern giysileriyle olduğu kadar (yalnız "franchising" kullanan) pazarlama sistemleriyle de çığır açan 4 kardeş, şimdi de yepyeni bir reklamcılık anlayışıyla "devrim" yaratıyorlar. Birkaç yıldır ırkçılığa karşı çağnşım yapan ve çeşitli renk ve ırklardaki gençler ve çocukları hangi ülkede olursa olsun "United Colors of Benetton" sloganı ile dev reklam panolannda bir araya getiren Venetolu "Benetton" kardeşlerin şirketi, son aylarda daha cesur reklam ataklanyla diic Kablosuz kulaklık Amerikan Recoton firmasının geliştirdiği kablosuz stereo kulaklık sistemiyle evin içinde istenilen yerde muzik setini ya da televizyonu dinlemek mümkün. Sistem bir verici ve bir alıcıdan oluşuyor. Önce sistemin aktarıcısı, dinlenmek istenen aygıta bağlanıyor. Sonra kulaklık taşınabilir alıcıya bağlanıyor. Böylece radyo dalgaları sayesinde aygıtla kulaklık arasındaki iletişim kurulmuş oluyor. Recoton firması, evin her yerinden televizyonu ya da müzik setini kontrol etmek için yine aynı şekilde çalışan bir de uzaktan kumanda sistemi geliştirmiş. İki sistem de ABD'de yaz sonuna doğru piyasaya çıkacak. Kulakhğın fiyatı 100 dolar, uzaktan kumandanınki ise 65 dolar olacak. cek nesne üstünde odaklamayı gerçekleştiriyor. Ayrıca, saydam sıvı kristal ekran vizörii verileri sergiliyor. Bu kadar akıllı bir fotoğraf makinesi kullanmaktan sıkıldığınız zaman ise makinenin istediğiniz ya da tüm işlevlerini kendiniz kontrol edebiliyorsunuz. 50 mm'lik f/1.7 mercekli modelinin fiyatı 930 dolar. Reklamında rahiple rahibeyi öpüştüren Benetton tepki yarattı. kati çekti. "United Colors" afişi nedeniyle Güney Afrika tarafmdan kara listeye alınan "Benetton"lar yılmadılar ve Körfez savaşı sırasında da gazetelere verdikleri tam sayfalık "mezarhk" ilanlarıyla polemik konusu oldular. "Savaş" gibi bir insanlık dramını, satışlarını arttırmak için kullanmakla eleştirilen "Benetton"u, ban yaym organları protesto etti ve bu ilanları basmadı. Bu tartışmalar 'Benetton"lan sindirmediği gibi, şimdi de daha cesur, öpüşen rahip ve rahibeyle ortaya çıkmalarını engellemedi. "Bizim tüm amacımız insanlann aklını ve düşgiicünü çelmek" dedi Luciano Benetton ve ekledi: "Amacımız yun kazaklardan bahsetmek değil. Butün istediğimiz, insanlan şaşırtarak onlan düşünmeye sevk etmek. İşin satış yönü bizi doğrusu o kadar etkilemiyor. Neticede, hazırlaüıgımız Kampanyalar daha mal piyasaya çıkmadan aylar önce polemik yaratıyor; uzun uzun tartışma konusu okuyoruz. Grubun 'reklam' kampanyasıyla uğraşan Luciano Benetton'un "satışla ilgilenmiyoruz" sözlen ıkna edici bulunmadı. Çünkü reklama yılda sadece 60 milyon dolar harcayarak 2 milyar dolarlık bir yılhk ciroya ulaşmak, satışla ilgilenmeyen bir şirket için ancak bir "mucize" olarak açıklanabiliyor. Benetton'ların son reklam kampanyasmda öpüşen rahibeyle birlikte beş polemik imaj daha sıralanıyor. Bunlar gö Kaucuk konusunda otomotıv yan sanayıının onde gelen kuruluşlanndan STANDARDPROFİL OTOMOTİV SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ıcm surdurduğumuz Yonetsel Yopılaşma Proıesı tamamlanmış olup ajağıda kodu ve tanımı verılen gorevler ıcın yeni katılımlara gereksınım duyulmustur En az bir yabana dılı iyi bılen makıne, kımyo ya da endüstrı mühendısı. Sınaı unjnler pazarlamasında ve teklıf hazırlamada en az 8 yıl, yoneticı olarak en az 4 yıl denevımlı. isyerı Istanbul dakı Merkez Buro En az bir yabancı dilı iyi bılen makıne, kımya ya da endustn muhendısi. Sanayıde en az 7 yıl, yoneticı olarak en az 3 yıl deneyımlı. Tercıhan koucuk konusunda bılgılı. işyerı Duzce dekı Fabrıka 13 İŞ GELİŞTİRME DİREKTÖRÜ 142 ÜRETİMMÜDÜRÜ 143 Hazine suç duyurusunda bulunmakta gedkince Polimak ve Makitez davalan düştü Hayali ilıracatta zaınaıı aşunı Hazine başkontrolörünün haksız vergi iadesi alımı ile ilgili 1986 yılında rapor hazırlamasına karşın suç duyurusu 1990 yılında yapıldı. SHP Grup Başkanvekili Kumbaracıbaşı çok sayıda hayali ihracatçının bu yolla cezadan kurtulduğunu belirtti. ANKARA (ANKA) Hayali ihracat olaylan ile ilgili olarak açılan davalar Hazine'nin suç duyurusunda gecikmesi nedeniyle düşüyor. Polimak ve Makitez şirketinin 700 milyon liralık haksız vergi iadesi almaları ile ilgili suçun 1986 yılında belirlenmesine karşın dava 1990 yılında açılınca şirket sahipleri ceza almaktan kurtuldu. Polimak Sanayi Maden Tarım ve Gıda Ürünleri İhracat Pazarlama AŞ ile Makitez Makine ve Takım Tezgâhları sanayi ve Ticaret AŞ sahipleri Veysel Dursun, Mümtaz Berk ve Mustafa Çuhadar'm hayali ihracat karşılığı yaklaşık 700 milyar liralık haksız vergi iadesi aldıkları Hazine Başkontrolöru Uğur Katar tarafından 24 Haziran 1986 tarihinde hazırlanan raporla belirlendi. Ancak Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı aradan yaklaşık 3 yıl geçtikten sonra bu kişiler hakkında Hazine Kontrolorleri Kurulu Başkanlığı'na bilgi verdi. Genel Müdur Vekili Tunay tnce'nin imzasını taşıyan iç yazışmada Makitez ve Polimak şirketleri sahipleri hakkınd? Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulması istendi. Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü'nde yaşanan gecikme Hazine Kontrolörleri Kurulu Başkanlığı'nda da sürdü. Başkanlık, 8 Eylül 1989'da genel müdürlüğün yazısı ulaşmasma karşın, ancak 15 Ocak 1990 tarihinde Istanbul Cumhuriyet Savcıhğı'na suç duyurusunda bulundu. Hazine Kontrolorleri Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Adıgüzel'in imzasını taşıyan başvuruda, şirketlerin ihraç faturalannda ve gümrük çıkış beyannamelerindekinin aksine hurda, ikinci el, farklı cins ve düşük değerli mal ihraç ettiklerinin ve bundan dolayı haksız vergi iadesi aldıklarının belirlendiği kaydedildi. Suç duyurusunda şirket yetkilileri hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngören TCK'nın 345'inci maddeleri gereğince yasal soruşturma açılması istendi. Hazine'nin suçun belirlendiği tarihten yaklaşık 4 yıl sonra yaptığı suç duyurusu üzerine Istanbul Cumhuriyet Savcüığı dava açtı. Istanbul 7'inci Asliye Ceza Mahkemesi davayı 11 Mayıs 1990 günü sonuçlandırdı. Kararda, suçun mayıs 1984'te işlendiği belirtüerek "Sevk maddesine göre suçun 5 senelik zaman aşımına tabi bulunduğu ve beyannamenin verilmesi tarihinden itibaren 5 yıl içinde zaman aşımını kesen herhangi bir muamele bulunmadığı anlaşüdığmdan dava zaman aşımı sebebiyle ortadan kaldınlmışUr" denildi. SHP Grup Başkanvekili Onur Kumbaracıbaşı, ANKA'ya yaptığı açıklamada Polimak ve Makitez firmalan gibi çok sayıda fırmanın zaman aşımı nedeniyle cezalandınlmaktan kurtulduklannı beUrtti. Dosyalann 'kasıtlı' olarak bekletildiği ve suç duyurusunda bulunulmadığı kaygısı taşıdıklanm da kaydeden Kumbaracıbaşı, "Yolsuzluklarla, rüşvetle mücadeİe edeceği iddiasıyla ortaya çiKan nukümetten bu konuda tedbir almasını bekliyonız" dedi. En az bir yabancı dılı iyi bılen kımya muhendısi Endustrıyel kalite kontrol gorevlennde en az 5 yıl, yoneticı olarak en az 3 yıl deneyımlı. Tercıhan kaucuk konusunda bılgılı. İşyerı Duzce dekı Fabrıka En az lıse mezunu Anonım Şirket muhasebesınde en az 5 yıl, yoneticı olarak en az 2 yıl deneyımlı Bilgisayar kullanabılır İsyerı Istanbul dakı Merkez Buro. KALİTE KONTROL MÜDÜRÜ 1113 İŞLEM MUHASEBESİ ŞEFİ Teknik okul mezunu. Satınalma gorevlennde en az 3 yıl deneyımlı. Bilgisayar kullanabılır. Surucu ehlıyetlı. İsyerı Istonbul dakı Merkez Buro. 1212 İÇALIM ŞEFİ 1441 ELEKTRİK ATÖLYE ŞEFİ Elektrik ya da elektronık muhendısi. Doğru akım kullanan fabrıkalardo en az 5 yıl deneyımlı İsyerı Duzce dekı fabrıka Erkek adaylar icın ortak kosul askerlik gorevını yapmıs olmaktır 15Temmuzl991 gunune kadar yapacağınız basvuruya ozgecmış notunuzu, telefonunuzu ve fotoğrafınızı da ekleyıp başvurunuzda gorev kodunu kesınlikle belirtınız Tum başvurular gızlilık ılkesıne gore değerlendirılecek ve yanıtlanacaktır. OBEY YÖNETİM DANIŞMANLIK A.Ş. A39OI Spor Caddes. 129 Mocka 80680, Islanbul FQX 159 33 57
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear