18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nusunda en onemlı başka bır yasa daha konmuş yururluğe1 Bu yasa hepımızın bıldığı gıbı 1930'da yururluğe gıren "Umumı Hıfzıssıhha Kanunu"dur Arulan yasa ıle öncelıkle halkın sağlığına zarar veren etkenlerın >ok edılmesı ve halk sağlığı konusunda altyapının oluşturulması amaçlanmıştır Aynca yıyecek ve ıçecek maddelerının sağlık koşullarına uygunluğunun denetlenmesı de öngorulmektedır bu yasada Bu konularda yerel yonetımlere bır dızı gorev ve yetkı verılmıştır Bundan sonrakı donemlerde de çıkarı lan kımı yasalarla ulkenın doğal zengınlıklerının, bıtkı ve hayvan varlıklarının korunmasının amaçlandığını gormekteyiz Orneğın 1937 yılında yururluğe gıren "Kara Avcılığı Yasası", 195O'de yururluğe gıren "Bataklıklann Korunması ve Bundan Elde Edılecek Topraklar Hakkında Yasa", 1956'da yururluğe gıren "Orman Yasası", 1967'de yururluğe gıren "Yeraltı Suları Yasası", 1971 yılında yururluğe gıren "Su Urunlerı Yasası" bu amaçla çıkarılan yasalardır Ilk kez çevre sozcuğu kullanılarak 8O'lı yıllarda yasalar çıkanlmıştır ulkemızde Bunlardan en onemlısı de 1983'te yururluğe gıren "Çevre Yasası"dır Yasayla çevrenm korunması, ıyıleştırılmesı, kırsal ve kentsel alanda arazının \e doğal kaynakların uygun bıçımde kullanılması ve korunması, su, toprak ve hava kırlenmesının onlenmesı amaçlanmaktadır Yasada çevreyı kırletenlere verılecek ıdarı para cezalarıyla mahkemelerce verılecek cezalar da gösterılmıştır Aynı yıl "Kultur ve Tabıat Varlıklarının Korunması Yasasf'nın yururluğe gırdığını gormekteyiz Aynca 1982 yılında "Atom enerjı sınden yararlanma çalışmalarında çevre sağlığının korunması konusunda gereklı onlemlerin belırlenmesı ve uygulamaya konması yolunda Turkıye "Atom Enerjısı Yasası" kabul edılıp yururluğe konmuş bulunmaktadır Çevre konusunda sayıları toplam 40'a yaklaşan yasa ve yasa gucunde kararnamelerden bır kaçı bunlar Bu yasalara dayanarak bır dızı yonetmelık de çıkanlmıştır aynca Bunların dışında Turkıye çevre konusunda sayısı 30'a yaklaşan uluslararası sözleşmeye de taraf olmuştur 1986 yılında Vıyana'da ımzalanan "Nukleer Kaza Halınde Erken Bıldınm Sozleşmesı" ve "Acıl Yardım Sözleşmesı", 1989'da Basel'de ımzalanan "Tehhkelı Atıkların Sınırlar Ötesı Taşınmasının ve Imhasının Kontrolu Sözleşmesı", "Ozon Tabakasının Korunması Hakkında Vıyana Sözleşmesı" gıbı sözleşme ve protokoller dunyanın karşı karşıya bulunduğu guncel çevre sorunlarını kucaklaması açısından önem taşımaktadır Çevresı denızlerle çevrılmış bulunan, önemlı ölçude orman örtusune ve kaldığı kadarıyla zengın doğa ve tarıhsel guzellıklere ve zengınlıklere sahıp olan ulkemızde çevre korumanın ne denlı önemlı olduğu açıktır Aynca sağlıksız kentleşmenın ve denetımsız sanayıleşmenın getırdığı çevre sorunları da azımsanmayacak boyuttadır Tum bunlara karşın yeterlı duzeyde bır çevre korumasının yapıldığı soylenemez Bu olgunun başlıca nedenlerını şöyle sıralamamız olasıdır Bugun etkınlığını surduren Çevre Musteşarlığı'na çevre konusunda son sozu söyleme, kunıluşlan yönlendırme, çevre sorunlannı yaratanlara yaptırım uygulama gıbı yetkıler venlmemıştır Bunun dışında çevre konusunda sayıları 40'a varan yasa ve bır dızı yönetmehkle tam bır mevzuat dağınıklığı yaşanmaktadır Bırçok kuruluşa görev ve yetkı verılmesı nedenıyle zaman zaman bu konuda tam bır yetkı kargaşası yaşanmaktadır Herhangı bır çevre olayında yurttaşların hangı kışı ya da kuruluşa başvurabıleceğı konusu tam bır bılmece nıtelığındedır Ülkede yeterlı sayıda çevrecı uzman ve bılım adamı bulunmasına karşın bu güçten yeterlı duzeyde yararlanıldığını söylememız olanaksızdır. Çevre konusunda kıtlelen gönüllu davranışlara yöneltecek ve kuruluşları yeterlı duzeyde duyarlı olmaya zorlayacak resmı göruşun etkın bır bıçımde ortaya konduğunu söyleyemeyız öyleyse neler yapılabılır7 Kanımızca bu konuda yapılacak ılk ış çevre kuruluşunun bır bakanlık duzeyınde orgutlenmesıdır Kısacası ulkemızde bır çevre bakanlığı kurulması zorunlu duruma gelmıştır Bu örgutlenme ıçınde çevre kolluğu orgutünun de kurulması kaçınılmazdır Aynca çevre konusunda yargıda «uzmanlaşmayı sağlamak ıçın çevre sorunlarının yoğun olduğu merkezlerde çevre mahkemelerı kurulması yararlı olacaktır Bugun yaşanan mevzuat dağınıklığına son vermek ıçın çevre olaylarını, bu konudakı yetkılerın, görevlerın ve yaptırımların bır yasa ıçınde bırleştırılıp yururluğe konmasında sayısız yararlar bulunduğu açıktır Çevrecı duyarhlığın vaygınlaşmasını sağlamak amacıyla ulke çapında eğıtsel çalışmalann yapılması da duşunulecek konular arasındadır Çevre gonullusu olmaya özendırıcı yöntemler gelıştınlıp uygulamaya konulması da duşunulecek önlemler arasında bulunmalıdır. Kısacası çevre sorunlannın bır yaşam ve özgurluk sorunu olduğu ve yok olan doğayla bırlıkte ınsanların da yok olacağı gerçeğı resmı göruş olarak kabul edılıp ortaya konulmalıdır Hemen belirtelım ki çevre koruma işi hukukla vazgeçilmez ılışkısı bulunan onemlı bır uğraş dalıdır. Bu konuda alınacak onlemlerin etkili ve kalıcı olması, amacına ulaşabilmesi için etkin bir hukuksal desteğe gereksinim vardır. Aslında çevre sozcuğunun hiç kullanılmadığı, toplumda çevre bilincinin yerleşmediği 2O'lı yıllann Turkiyesi'nde çevre koruma konusunda kimi yasal duzenlemeler yapıldığını gormekteyiz. Çevre Koruma ve Hııkıık PENCERE 25 TEMMUZ 1991 NACİ ÜNVER Yargıtay Üyesi Hızla artıyor dunya nufusu Sanayı çağının başlaması önemlı etken olmuş bu artışa Orneğm, 1840'larda 1 mılyar olan dunya nufusu 1930'larda 2 mılyara, 1977'lerde de 4 mılyara ulaşmış Katlanarak artıyor kısacası Ancak eşıt dağılmıyor bu artış Kaynakları kısıtlı yoksul ulkelerde daha hızlı artıyor nu fus. Hızlı nufus artışıyla bırlıkte ortaya çıkan ışsız yığınların ış ve eİcmek umuduyla kentlere akın etmelen çarpık kentleşme olgusunu getırıyor gundeme Altyapısız, sağlık koşullarına uymayan böylesıne kentsel yerleşım de hava kirlenmesı, su ve to*prak kjrlenmesı gıbı bırçok çevre sorununu getırıyor beraberınde Nükleer çağın başlamasıyla daha cıddı çevre sorunları geldı dunyanın gundemıne Herkesın korkulu duşu nukleer tehlıke bunların başında gelmektedır Gıderek yoğunlaşan çevre sorunları sonuçta çevrecı onerılerı getırdı gundeme. özelhkle 60'h yıllarda bır çevrecılık akımı başladı dunyamızın batısında Her toplumsal hareket çevrecı duyarlılığın gıderek >ayılmasına neden oluyordu artık Hemen belırtelım kı Batı'da hızla yayılan çevrecı hareketlere ulkemızde bır fantezı gozuyle bakıldı uzun >ıllar Ancak 8O'lı yıllarda konuşulur oldu çevre konusu Bu geç kalışın faturasını oldukça ağır odedı Turkıve Kırlenıp pıslenmedık yerımız, suyumuz, denızımız kalmadı Denızde balık, karada canlı tukenmek uzere Tum bu olumsuzluklardan sonra ulkemızde başlayan çevrecı akıma aynı duyarlılıkla ka tılmadı yetkılıler Çevre konusunda resmı goruş ve sanayıcıler yan çızdı Halkla butunleşen etkın bır örgutlenme gerçekleştınlemedı bugune değın Tepede gerçekleştırıldı örgutlenme Musteşarlık duzeyınde örgutlenen resmı çevre kuruluşu bır sure sonra genel mudurluk duzeyıne ındınlıverdı Sonra da yenıden musteşarlık duzeyıne çıkarıldı Ancak yeterlı ve etkın bır yetkıyle donatılmadı bu kuruluş 9 Kasım 1989'da yururluğe gıren "Çevre Musteşarlığının Kuruluş ve Görevlerı Hakkında Kanun Hukmunde Kararname" yetersız ve yaptırımsızdır Gorev \e yetkıler, yaptınmlar, bır yasa butunluğu ıçınde ele alıaıp duzenlenmedı aynca Bırçok yasa \e yonetmelıkler arasında sıkışıp kaîdı görevlıler ve yetkılıler Bu olgu da uygulamada duraksamalara ve >etkı kargaşasına neden oldu hıç kuşkusuz Hukuk el atmadıkça... Hemen belırtelım kı çevre koruma ışı hukukla vazgeçilmez ılışkısı bulunan onemlı bır uğraş dalıdır Bu konuda alınacak onlemlerin etkılı ve kalıcı olması, amacına ulaşabilmesi ıçın etkın bır hukuksal desteğe gereksinim vardır Aslında çevre sözcüğünun hıç kullanılmadığı, toplumda çevre bılıncının >erleşmedığı 2O'lı >ılların Turkiyesi'nde çevre koruma konusunda kımı yasal duzenlemeler yapıldığını gormekteyiz Örneğın 1926 yılında yururluğe gıren Medenı Yasa'mn 661 maddesı aynen şoyle demektedır "Bır kımse mulkunu kullanırken hele sınaı ışler yaparken komşusuna zarar verecek her turlu taşkınlıklardan çekınme\e mecburdur Hususıyle mazarrat veren gayrı menkulun mev kı ve mahıyetme ve mahallı orfe gore komşu arasında hoşgörulebılecek dereceyı geçen gurultuler ve sarsıntılar yapma ve duman çıkarmak kurum ve rahatsızlıklar veren saır toz, buğu, koku çıkarmak memnudur" Gorulduğu gıbı çevre bılıncının yerleşmedı ğı, dahası çevre sozcuğunun bıle kullanılma dığı 2O'lı yıllann Turkiyesi'nde gurultu çıkar mak, sarsıntı yapmak, duman çıkarmak, kurum, buhar ve koku çıkarmak gıbı ınsanları rahatsız eden, çevreyı kırleten da\ ranışlar yasaklanmış bulunmaktadır Aynca aynı tanhte yururluğe gıren Borçlar Yasası'nda bıle kuçuk çapta kımı duzenlemelere yer verılmıştır (Mad 57, 58, 59, 279) O dönemdekı bu tur duzenlemeler salt Medenı Yasa ve Borçlar Yasası'nda kalmamış kuşkusuz Çevre sağlığı ko OKTffAKBAL EVET/HAYIR Geçntiş, Bazen Geçip Gii Dedikodu, Söyleşi ve Gerçek kova'yı gızlı bır el yönetırmış gıbı geldı bana, baskının ızlerı, korkusu devam edıyor du Orada bın bana 't>ı ki Nâzım 1936'larda Moskova'da değildı; Sıbir>a'yı boylardı...' dedı Stalın'ın bu baskıcı sosyalızm anlayışı butun Doğu Avrupa'yı, Arnavutluk'u bıle etkısınde bıraktı Insanlar baskı yuzunden ye nnden yurdundan oldu Bılım adamları, sa de vatandaşlar hep ulkelerınden kaçıştılar SAMİM KOCAGÖZ Arnavutlar bugün bıle Enver Hoca'nın ruCumhurıyet'ın bu sütunlarujda her gün ku bırkaç nesmı ve belgeyı, bu arada Kikup fnıudijn kaçivorl StalmMen sonta şeleo Lçok cıddı, bıhmsel oîabıleCek yazılar çıkar Kadn Be/m bana yazthğı mektubu bu ar yfeTİe£oriun çtkjsırtden kunulamadı Bır Okuriar, DedıkoduSövlejiijaşhğını görun kadaşlar 'fbtokopısını'lahp getireunY demış rlRruçev farkına vardı bu ışın, ne kı Stalin ce şaşmasınlar, arada bır soluk almak, sî ler, getırmemışlerdı Bereket versm anılan kalıntısı bürokratlar onu da alaşağı ettıler mrlere ı>ı gelır1 Dedıkodunun, esaslı sö> mı yazarken bu mektubu orada yayunlamıştım Sonra duşündum, Nutuk'u alacak kı Gerçekliğiyle gelecek leşının, bıhmsel olabılenı de vardır1 Kıtaphğımda, Ataturk'un sövlev \e de şının bu ılk baskıyı eskı harflerı bılmesı Şımdı sosyalızm dunya yuzunden kalktı meçlerınden, hakkında yazılanlara değın kı gerekırdı Genellıkle kıtaplığımdan alınan taplar ayrı bır raftadır Devrım tarıhıyle ıl kıtabı ve alarun kımlığını bır yere yazarım gıttı mı dersınız'' Hemen söyleyelım Dungılı kıtaplar da ayrı bır raftadır Geçenler Böyle bır not yok Bu kez oğullarımın ya ya yuzunden somurgecılik kalkmadıkça (hede bu kıtaplardan bırıne bakmak gerektı kasına yapıştım Çunku onlar, kıtaphktan le dunyayı şu sıra sömuren Amerikan soRafa el atınca elım ayağım tıtredı Mustafa gereken kıtabı alır, sonra yerıne koyarlar murgeciliğı) sosyalızm de var olacaktır LitKemal Paşa'nın Nutuk'unun (Söylev'ının) Kıtaplar, mektuplar gıttı gıder' Bre Samım, vanya, Letonya, Estonya hani gıdıp, 'bızı kurtar'' dıye Amerika'ya yalvar ılk baskısı eskı harflerle basılan verınde dedım kendı kendıme, bu yaştan sonra za yorlar ya, gorurler Hanya'yı, yakar olu Konya'yı' yoktu1 Bre aman' Kıtaplıktakı butun kıtap ten kıtapları bırakıp gıdeceksın lyı ama Amerıka bu ulkelere bır >atırıma başlar ları bır bır elden geçırmeye gınştım Bu Soy yaşadığım denlı ben, kıtaplarımla yaşadım, Askerlennı getınr usler kurar, eşıt koşullarla lev'ın ılk baskısı, buyuk boy, cıltlıydı (Bel yaşarım yaşadığı topluluktan bu ulkelen bır kurtagelenn bulunduğu bır ıkıncı cıldı de vardır) Şımdı sorulacak Bu ozel ışlennın dedı nr kı Dımyat'a pınnce gıderken evdekı bul15 Ekım20 Ekım, 1927'de Halk Fırkası'nın kodusunu neden yazıyorsun9 Söyleyeyım, gurdan olurlar' öyle bır sömurgecı guç kı III kurultayındakı bu söylevı, 1927'de Turk bu ışlere uzulduğum denlı kımı dunya ışle Amenka, Bırleşmış Mılletler emrınde. NArıne de uzuluyorum Yukarıdakı uzuntule TO emrınde, bu kuruluştan vazgeçmıyor Tayyare Cemıyetı tarafından basılmıştır Bu Nutuk'u dınlemeye babam rahmetlı rıme benzer başka uzuntulerım de var Sa Ermenıstan'a Amenka Ermenılen sılah yolŞukru Bey, Aydın murahhası olarak gıtmış na ne dıyeceksmız, ama ne de olsa dünya luyor öte yandan Rusya Federasyonu Baştı Gelırken de bu ılk baskıyı getırıp kıtap lıyız kanı da (Yeltsın) Gorbaçov'un tekerıne taş lığının baş köşesıne koymuştu Bu Soylev'ı Lenıngrad'ın adını değıştırmelerıne de koyup Amenka'ya çanak tutuyor Gorbadıdık dıdık ederek hele Kalpakhlar roma çok uzuldum Bu guzel kentte geçen yıllar çov'un yennı kıskanmaktan delı olacak' nımı yazarken tekrar tekrar okumuştum da ıkı kez bulunmuş, bu guzel kentı ıkı kez Neyse kı henuz dızgınler Gorbaçov'un elın1933'te Maarıf Vekâletı tarafından >enı görmuştum Sovyet Yazarlar Bıriıgı'nm çağ de, Stalin'in baskı rejimi'nden Sovyetler Bırharflerle basılmıştı Ne var kı Mustafa Ke nsı uzerıne gıtmıştım ükınde. Ikıncısınde yı lığı'nı yavaş yavaş kurtarmak ıstıyor Batı mal Paşa'nın o zamanlara özgu dıh, bu bu ne Sovyet Yazarlar Bırlığı'nın çağnhsı ola da sanıyor kı Gorbaçov sosyalızmden vazyuk yapıtı genç kuşakların anlamasına en rak Dunya Yazarlar Konferansı ıçın gıtmış geçtı, eteklerı zıl çalıyor' Uzaya gıden bır gel olu>ordu 1957 Turk Dıl Kurulta>ı'nda tım Lenıngrad'a Batısı sularla çevrüı bır gu ulke, bır teknolojı nasıl aç kalır 7 Bu sıkınben bu yapıtın gunumuz dılıne çevrılmesı zel kenttı Ilk gıdışımde Turkbılımcı Prof tılan Gorbaçov'un atlatacağına ınanıyoruz nı önerdım (Bu önennın aynntıları anıla Kononov sağdı Ankara'dan Turk dıl kurul Gerçek sosyalızmı getırecek O zaman bu rımda çıkacak) Bu ış gerçekleştı Sonradan taylanndan tanışıyorduk Buyuk Turk Düı polıtıkacıya bır Nobel daha venrler mı derHıfzı Veldet hocamız da yıne Nutku butun Dılbılgısı (gramerı) bu usta hocanın hâlâ sınız' halkımıza hazırladı Daha başka basımlan Turkçeye çevrılmedı sanınm Bana o kusursuz Türkçesıyle sormuştu Moskova nu, Le Fanatıkler bır yana, bızım Turkıye"de ılk da oldu ningrad mı daha guzeP Hıç duraklamadan kez Stalın'ın baskı rejımını eleştıren, TurkıLeningrad demıştım Şımdı St. Petersburg ye'ye özgu olması gereken sosyalızmden söz Özel işlerin dedikodusu demeye dılım varmıyor Sonunda o ceber eden, TlP'ın ılk başkanı Sayın Mehmet Alı ve Leningrad Aybar'dır Buçok kıtabında bu konuya parrut Stalin, Lenin'ın de başını yedı. mak basmıştır 'Bağnnsızlık, Demokrası, Işte Nutuk'un bu ılk baskısı kıtaphğımNasıl mı? Neden m ı ' Kurduğu bürokra Sosyalızm' ve 'Neden Sosyalızm' kıtapları da yoktu Babam rahmeth uzun yıllar saklamış, sonra bana kalmıştı Her yönden bu sı, pohs baskısı üe 1924'ten 1953'e değın sos bunlardan ıkısıdır. Marks'ın, Lenm'ın heykellerını yıkmak, buyuk anıyı yennden kım almıştı? Kusura yalızm dıye dıye halkın canına okudu! öybaİanasınlar, ılk aklıma gelen, benı görmeye lesme bır baskı 1 kı herkes bırbınnden kuş halklann sadece Stalın'e öfkesıdu, bu boygelıp gıden gazetecı arkadaşlar oldu Çun kulanmacasına Ilk gıdışımde butun Mos lece bıhne'. Şimdı sosyalızm dunya yuzunden kalktı gitti mi dersiniz? Hemen söyleyelım: Dunya yuzunden somurgecılik kalkmadıkça, (hele dunyayı şu sıra somuren Amerikan somurgeciliğı) sosyaljzm de var olacaktır. Litvanya, Letonya, Estonya hani gidip 'bizi kurtar!' diye Amerika'ya yalvar yakar oluyorlar ya gorurler Hanya'yı Konya'yı! Yıl 1949 Akşam gazetesı genış bır soruşturma açmıştı 'Muharrır Neden Yetışmıyor"?' Akşam' gazetesı muhabırlertnden Sadettın Gokçepınar'dı bu yazınsal araştırmayı yönelen, tek tek o gunlerın yaşlıgenç yazarlarıyla bu konuyu görüşen Bızden öncekı kuşağın pek çok yazarı ve şaırı goruşlerını bıldırdı O gunlerde bır 'tasfıye' eylemı vardı Gerçı aradan on yıi geçmıştı, ama genç şaırler ve yazarlar hâlâ toplumda etkılı olamıyorlardı Akşam' gazetesının soruşturmasının adı bıle anlamlıydı 'Muharrır Neden Yetışmıyor'?' Zaman zaman çekmecelerı, dolapları karıştırmak yararlı oluyor 1943'ten bu yana dergılerde, gazetelerde çıkan yazılar dolapları doldurup taşırıyor Yaşadığım her evde bu yazıların onemlı bölumu kaldı, ama elımdekıler yıne de azımsanmayacak bır sayıda Oyle ya, 1956'dan berı hemen her gun gazetelerde yazılarım çıkıyor Kısaca', Duş'le Gerçek' daha sonra EvetHayır' başlıklı koşelerde yayımlanan bu yazılar dolaplara, çekmecelere sığacak gıbı değıl Bu arada 18 Kasım 1949 gunlu Akşam' gazetesı elıme geçtı 'Oktay Akbal Dıyor kı' başlıklı yazı Gokçepınar'ın sorularına verdığım yanıtlar "Nıye muharrır yetışmıyor, değıl, yetışenler bu şartlar altında nasıl yetışıyor ve nıçın takdır edılmıyor'? Çunkü bırazctk ılgılenen, bıraz okuyan lyı nıyet sahıbı ınsan hemen anlayacaktır kı Turk şıırı ve hıkâyesı bır altın devır yaşamaktadtr Hele hıkâyecılığımız1 Bır defa Saıt Faık gıbı henuz eşı görulmeyen buyuk bır hıkâyecı aramızda yaşıyor Gerçı onu, bu satırları okuyanların çogu tanımayacaktır ya, neysei" Yazımda öykude Saıt Faık, Samım Kocagoz, Tarık Buğra, Naım Tıralı'yı, şıırde de Dağlarca, Cahıt Sıtkı, Dranas ve Saba'yı, o gunlerde daha genç şaır sayılan Kulebı'yı, Necatıgıl'ı, Bırsel'ı, Arıburnu'nu saymışım 1949'da Bırsel otuz yaşındaydı, Tıralı yırmı dort' Ya ben? Yırmı altı< Ama ıkı oyku r> kıtabım çıkmıştı 'Önce Ekmekler Bozuldu', 'Aşksız lnsanla 'Garıpler Sokağı' adlı romanım ıse 'Sanat ve Edebıyat Dergısı'nde yayımlanmıştı Az sonra Varlık Yayınlan'nda çıkacaktı O gunlerı bır eskı masal guzellığıyle anımsıyorum "Edebıyat adamına bıraz sempatı gosteren var mı? Öyle arkadaşlar bılıyorum kı yazdıkları romanı gazete ıdarehanelennde gezdırdıkten, krtapçıların kapılarını aşındırdıktan sonra evlenne goturüp çekmecelerıne attılar yazdıklarına yazacaklarına pışman oldular 'Bır Şehrın Ikı Kapısı' muellıfı Samım Kocagöz yenı romanım neşrettırebılecek bır gazeteyr aylardan berı bulamadı 'Sarduvan' romanı muellıfı Faık Baysal yenı buyuk romanım ıkı yıldır kıtap halıne getırebılmek ıçın dıdtnıyor Benım de tefrıka edılırken yarım kalan romanım BabtâJt'nın meşhur bır kıtapçtsının dolabında bır buçuk yıldır tozlanmaktadır" Yırmı altı yaşındakı genç bır yazarın umutsuzca çırpınışıydı bu sözler O yaşlarda boyledır' Zaman zaman genç yazarlar karşıma çıkıyor Ellerınde yayımlanmayı bekieyen yapıtlar< Kim basacak? Nasıl basılacak? Ama, 1940'lardan 90'lara, yanı ellı yıl ıçınde az çok duzeldı bu durum Şımdı gençlere yakınlık duyan yayınevlerı var Bu kurumların başında yazın adamları var Goruyorsunuz, yenı yazarların kıtapları oldukça kolaylıkla gun ışığına çıkıyor O gunlerde yayıncılar da sayılıydı, hele genç yazarlara onem verenler1 Neyse kı o yıl Yaşar Nabı, 'Varlık' Yayınları'nı kurdu da bız gençler kıtaplarımızı yayımlatmak fırsatını bulduk "Bızım nesıl doğrusu ya öksuz bır nesıldır" dıye başlamışım bır sorunun yanıtına "Bır defa dunyanın bırbırıne karıştığı bır devırde yetıştık, sonra yenı bır ınkılabın memleketımızde lyıce yerleşmediği bır sırada kaleme sarıldık Şarktan, şark zıhnıyetınden, gerı zevklerden kopamamış bır evvelkı neslın yazarları henuz pıyasada huküm surerken bız ortaya atıldık Butun şartlar bızım neslın aleyhınde ıdı Yenı bır zevkın, yenı bır anlayışın ılk tohumunu bız ekecek, onu bınbır ıhtımamla buyutecek, ılk mahsulunü alıp beğendırecektık" Yazımı şu sözlerle bıtırmışım "Bız genç nesıl şaır, hıkâyecı, romancıları çok şey ıstemıyoruz Hıç değılse yazdığımız eserterle karnımızı doyurabılmek, yaratmamız ıcap eden eserlerı bır oda ıçınde, duzgunce bır masa başında yazıp uç beş bın kışıye okutabılmek ımkânı Bır de en muhımı, yazdığımız eserı korkusuz, kımseden korkmadan, çekınmeden, huzur ıçınde yaratabılmek ıçın kalp huzuru Nıhayet, sanatçının da bır şaır arkadaşın dedığı gıbı bu yurdun bır çocuğu olduğunun kabul edılmesı " Yırmı altı yaşında bır yazarın tam kırk ıkı yıl once yazdıklarının kacta kaçı bugun gundemdedır ya da değıldır, sız karar verın! " Osmanlı devletı goçerken 'Hurrıyet ve Itılaf Partısı' ıle 'Ittihat ve Terakkı Partısı' göze goz, dışe dış kavgayı bır turlu elden bırakmıyorlardı Ittıhatçı denınce akla Enver gelıyordu Itılafçı denınce Damat Ferıt Yıl 1920 Duşman, Anadolu'nun ıçıne doğru ılerierken Itılafçı Alemdaf gazetesı yazıyor "Duşmanlanmız ınsaflıdırlar, guven verıcıdırler Bakı dostluğu unutmazlar Mütarekeden sonra da devlet ıçın bır hayat temın etmelen kuvvetle mumkundü Ancak o devlet mıllet düşmanları (Ittıhatçılar) bızı yıne rahat bırakmadılar Isımlennı değıştırdıler ve 'Mıllı Teşkılaf namı altında yıne ortaya atıldılar ( ) Işte son saatlerı yaklaştı Bugunlerde ne olacaksa olacak Mutareke şartlarını tamamen ıcra edıp hıç değılse lyı nıyet gostermemız gerekır Fakat butun bunlar Kuvayı Mıllıye denen maskaralık ortadan kalkmadan kabıl olmaz" (23 Mart 1920) Ittıhatçılar, Enver Paşa lıderlığınde buyuk ve kanlı bır seruvenle ımparatorluğu batırdıktan sonra Anadolu'ya geçerek Kemalıstlere katılmışlardı, Itılafçılar, Istanbul'da teslımıyetçı sıyasetle Ingılızlerın hımayesıne sıgınmışlardı. Kavga suruyordu Refık Halıt Karay, (Ittıhatçılara dış bılıyordu) 2 Nısan 1920 gunlu Alemdar gazetesınde yazıyor "Bugun Anadolu yu kaplayan harekâtı Mıllıye ve memleketı ıstıla eden Ittıhatçı faalıyetı bana ısırgan otunu hatırlatıyor Şım dıye kadar onu daıma nazık bır elle tutup koparmaya kalktık Hem ellenmızı daJadı, hem daha kuvvetle fışkınp her tarafı kap ladı, bır turlu kazmanın ucunu kökune daldırmak mümkun o/madı Şımdı gorüyoruz kı vazıyetın tamamen buna müsaıt o/masına rağmen, yıne harekâtı Mıllıye'yı yok etmek mümkün olmayacak Neden7 Zıra benım sezdığıme göre Ittıhat ve Terakkı son oyununu da oynadı Aldanmayalım, kanmayalım, ınanmayalım' " Itılafçı Refı Cevat Ulunay, 1 Nısan 1920 tanhlı Alemdar gazetesınde dokturmuş "Mıllı Teşkılat kumandanlanna hıtap etmek tenezzülünde bu lunmayı faizla göruruz, eşkıya ıle anlaşabılmek bızım ışımız de ğıldır ( ) Yunan hukumetının Musluman halka karşı tyı nıyet beslemekte olduğunu Avrupa huzurunda ıspat etmeye çalıştığı bır zamanda bızım kendı mıllıyetçılerımız Anadolu Müslümanlarının mal ve canlarına her gün el uzatmaktadırlar " Itılafçı Ulunay o gunlerde pek hızlıdır, kalemınden kan damlıyor "Ya Mustafa Kemal Paşa Yahut (Damat) Ferıt Paşa değneğın ıkı ucunda dolaşıyoruz Itıdalle hareket edecek zamanda değılız Ya Ittıhat Terakkı yanı Kuvayı Mıllıye ıktıdara gelmelı veyahut buna aleyhtar olanlar devlete vazıyet etmelıdırler (Alemdar, 7 Mart 1920) Itılafçı yazarların gozunde, Kuvayı Mıllıye 'havdut surüsü, eşkıya, sergerde, maskara'dır • Surgunden dondukten sonra Refı Cevat ıle Refık Halıt'ı az çok tanıdım Ataturk her ıkısını de bağışlamıştı Bu yazarların yanılgısı neydı'? Ittıhatçılara duşmanlık yuzunden gerçeğı gozden kaçırmışlardır Devlet goçuyor, halk koleleştırılecek, yurt elden gıdıyor, bızımkıler Ittıhatçılara duydukları kın, aşağılık duygusu ve ofke yuzunden Kuvayı Mıllıye'ye de karşı çıkıyorlar, Mustafa Kemal'e veryansın edıyorlar, partıcılık hırsıyla sap ıle samanı bırbırıne karıştırıyorlar Bır de şunu duşunuyoriar Duvelı Muazzama her seye egemendır, eğer buyuk devletler Damat Ferıt hükumetını tutuyorlarsa ış bıtmıştır, super gucu arkamıza alalım, kendımızı de guvenceye bağlamış oluruz • Yıl 1991 Kımılerı sanıyor kı super guç Amenka, Turkıye1 yı elının altına almıştır 'Buyuk Patron'ne derse o olacaktır, kımı tutarsa ıktıdara o oturacaktır, Buah zamanın SezanoNç; Ortadöğu'da Turkıye'ye bir kıyak yaparsa ne âlâ ^* Itılafçı kafası, Kuvayı Mıllıyecılerı, ittıhatçı dıye suçlama çabası ıçındedır (Tanh tekerrur mu edıyor?) Yoksa bır acıklı gulduru mu seyredıyoruz1? Pekı, sola, SHP'nın ıçıne bıle Itılafçıların yerleşmesıne ne dersınız7 Itilafçıİttihatçı... Sıyahm gordum bayrağı vardı Beyazını gordum bayrağı vardı Kımı gorduysem bayrağı vardı Bağırdı tumu bır ağızdan Ulkesız çık dışarıi Bayraksız dışan1 Bağırmayın dedım bağırmayın Gıdınce ben Nakledeceğım Çocuklara Bu öykuyu1 Elı kanlı odaklarca katledilen halk önderlerımızden dostumuz, arkadaşımız VEDAT AYDIN ve onun cenaze törenınde şehit düşenleri saygıyla anıyor, sorumluları kınıyoruz. A. Gezgin (Mamosta), Abtdin Alkoyun, Ahmet Demirhan, Ahmet Esen, Ahmet Karamuş, All Ertas, Ali Zerdeşt, Azad Sarım, Aziz Alış, Bedri Eser, Behrem Arda, Ceiftdet Çellker, Celal Sönmez, Cemll Demircan, Dursun Belge, Eyup Alacabey, Faruk Aras, Fırat Karababa, Gülfer Guçlu, Hacı Günes, Hamit Kılıçaslan, Hasan Baykal, Haydar OUu, Hü«ey1n Akaoy, ibrahim Güçlü, ikram Delen, İzzettln Şevgin, Kaya Izol, Kutbettin Alls, Leyla Yesil, Lutfi Baksi, M.E. Ekmen, M. Zeki Irmak, Mahmut Kiper, Mahmut Levvendi, Malmlsanıj, Medenl Marşll, Mehmet Bozan, Mehmet Toprak, Mehmet Üzel, Mehmet Koca, Mekki Dalaba, Mustafa Aydoğan, Mustafa Kalpak, Muzaffer Uzun, Nafl Çılgın, Nabi Bal, Necdet Gündem, Nedim Dagdeviren, Nedret Bilici, Nimet Aydın, Nurettln Saraç, Orhan Yasıt, Ömer F. Okumuş, Pasa Uzun, Rocivan Yesil, Rıza Polat, Saıt Aydogmuş, Salim Çeliker, Selim Acar, Selim Bakaç, Serhad Dicle, Süleyman Aliş, Uzeyır Ala, Vahap Kumruaslan, Vehbi Aydın, Veysil Zeydanlıoğlu, Vildan Tanrıkulu, Zekeriya Çelik, Zinar Soran, Hüseyin Uçar. HALKIMIZA KENAN BUDAK'ı Katledılışının 10'ncu yılında Saygıyla Anıyoruz T.C. TERCAN KADASTRO MAHKEMESİ Esas 1989/121 P«rsel No: Elmah köyü Akpınar mevkundekı 5200 m 2> hk 694 parsel sayüı larla Orman ıdaresı tarafından Hakkı "Vklçın aleyhlenne açılan karar ıptalı ve tescıl davusında adı geçen davalılara wbhgat yapüamadığından ve altımalara rağmen adreslen tespıt edılemedıguıden ılan yoluyla teblıgat yapılmasına karar verümekle, llgıhlenn 6/8/1991 tanh, saat 9 Otydakı duruşmaya gelmelen veya kendılennı velalle temsıl etürmelen, gelmedıklen takdırde davanın yokluklannda görüleceğı davetıye ve dava dılekçesı yenne geçerlı olmak üzere gazete ılanından 15 gün sonra tebkgat yapılmış sayılacağı ılan olunur 20 61991 Basın 48458 KAPINIZ ÇALINDIĞINDA HER ŞEY İÇİN "ÇOK GEÇ" OLABİLİRL Insanlar kayboluyor Bır gece evınden alınıp götüruluyor Kalabalıklar uzerıne "resmen" ateş edılıyor Baskınlar duzenlenıyor TBKP kapatıldı, HEP'ın kapatılması planlanıyor Bu ulkede "SUÇ VE CEZA"ya kım karar verıyor? Demokrasıyı sahıplenerek duyarlılığımızı gosterelım YAKINLARI ADEVA ADNAN ASLAN tLAN T.C. TERCAN KADASTRO MAHKEMESt Esas 1989/139 : P U M I No: Elmalı köyü Çulu mevkundekı 10 000 m 'Uk 629 parsel sayüı tarla. Orman ıdaresı tarafından Şahhaıum Yaprak aleyhlenne açılan karar ıptalı ve tescıl davasında adı geçen davalılara teblıgat yapılamadığından ve aramalara rağmen adreslen tespıt edılemedığınden ılan yoluyla teblıgat yapılmasına karar venlmekle, tlgılüenn 6/8/1991 tanh, saat 9 00"dakı duruşmaya gelmelen veya kendılennı vekıBe temsıl ettınnden, gelmedıklen takdırde davanın yokluklarında görüleceğı davetıye ve dava dılekçesı yenne geçerlı olmak üzere gazete ılanından 15 gün sonra teblıgat yapılmış sayılacağı ılan olunur 13 61991 Basın 48449 SARIKAMIŞ SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN KARAR ÖZElt ESAS NO 1988/13 KARAR NO 1991/30 Kumar oynatmak suçundan sanık Şenkaya üçesı Gazüer köyü nüfusuna kayıth Abdülhamıt oğlu 1971 D"lu Alı Gedık hakkında açılan kamu davası neücesınde, Davanın TCK'nın 102/5 ve 104/2 Mad uyannca zaman aşımı sebebıyle ortadan kaldınlmasına, suç konusu zar ve pullann TCK'nın 567/2 Mad uyannca müsaderesıne karar venlmıs olup karar sanıgın adresı tespıt edılemedığınden teblığ edılememış, ılanen teblığıne karar venlmıştır tşbu karar özetmın yayın tanhınden 7 gün sonra sanık Alı Gedık'e teblığ edılmış sayılacağı ılanen teblığ olunur 11 7 1991 Basın 31615 SOSYALİST BİRLİK PARTİSİ İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ SAHİBİNDEN SATILIK 88 Model 2000 GLS FORD 39 000 km'de Tel: 512 05 05den 486485 SAHİBİNDEN TARABYA DA 420 m* DENIZ MANZARALI DUBLEKS DAIRE TEL 343 67 81 343 67 82
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear