18 Haziran 2024 Salı Türkçe
İzmir Ekonomi Üniversitesi

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 HAVA DURUMU Devlet Meteoroloji İşler Genel Müdürtüğü'nden alınan bilgiye göre; tüm bölgeler açık geçecek. HAVA SICAKLIĞI: Değişmeyecek. RÜZGÂR: Kuzey ve Batı yönlerden hafif esecek. 3;5, Ege'de 6, saatte 1021, açıklarda 30 deM,A • « n i z m i l i n ı z l a esecek. Van Gölü: Açık gececek, ve poyraz Akdenızdegun ö | k ü u k d a | „ 0 | a c a k ^ • s batısı ve lodos, otekı deniz u lerde yıldız ve karayelden ^ yaOmurlu H. kart Adana Mapazan Adıyaman Afyon Ağrı Antara Artakya Antatya Artvm Ayrtn Baiıkesr Bdeak Bıngöl Bıtlıs Bolu Burea Canakkale Çorum Denaiı A A A A A A A A A A A A A A A A A A A C 23 TEMMUZ 1991 TURKIYE'DE BUGUN 33° 25 Dıyaröakır 30°20°Edıme 40° 23° Erancan 33° 15° Erzurum 32° 15° Eskışehır 32° 19° Gaaantep 31° 25° Sresun 32°23°G0muştıaneA 30° 20° Halddn 36° 23° Isparta A 32° 17° Istanbui A 32° 17° Izmr A 38° 21° Kare 32° 17° Kastamonu A 30° 18° Kaysen A 32° 17° Kırfclarel! A 32° 21° Konya A 31° 15° Kutahya A 36° 23° Malatya A 41° 23° Mamsa 32° 17° K Maraş 36° 16° Mersn 30° 14° Mujia 22° 16° Muş 28° 24° Nıjde 28°20°0n)u 31° 16° Rıze 32° 19° Samsun 34° 18° Sıtrt 29°22°Smop 37°24°Sıvas lelonJağ 30° 15° Trateon 32° 19° Tuncelı 32° 18° Uşak 34° 18° Van 37° 16° Yozgat 39° 18° Zonguldak A A A A A A A A A A A A A A A A A A A 37° 35° 31° 36° 35° 37° 28° 29° 28° 37° 28° 30° 29° 29° 38° 33° 32° 30° 28° 22° 23° 25° 23° 20° 17° 23° 22° 24° 23° 20° 15° 21° 22° 18° 17° 18° 19° 20° DÜNYA'DA BUGÜN , Oslo f\ ^ ı n k l î*j \ğki 3» ~ * ^ Lenıngrad ¥.**• Kopenhag U fö ' T •Berlın. Amsterdam Amman ADna Bafldat Barcetona Basel Belgrad Bertın Bonn B 26° A 36° A 32° A 40° A 32° A 26° A 31° B 26° 8 27° B 26° A 29° A 26° A 32° A 42° A 44° B 27° A 32° B 21° A 33° B 14° B 27° A 34° Lenıngrad Londra Madruj Mlano Montreal Moskova Mümtı Ne* York Oslo Pans Prag Rıyad Roma Sofya Sam lelAvıv Tunus 3 20° B 26° A 34° A 31° B 23° B 28° B B B A A A A 22° 26° 25° 43° 32° 33° 28° MUSTAFA EKMEKÇt ANKARA NOTLARI Brukse) Aaçık B buiutfu Gguneşlı Kkarlı Ssıslı Yyaflmurlu BULMACA SOLDAN SACA: 1/ En çok kereste, odun, kömür taşımakta kullanılan Karadeniz kıyısına özgü bir çeşit gemi. 2/ Bir işi yerine getirme... Şekeri çok bir tür yerelması. 3/ Vadesi uzatılan borç. 4/ Iridyumun simgesi... Üvey anne. 5/ Sert bir içki... Hayvanlara vurulan damga... Bir nota. 6/ Bunaltma, tedirgin etme... lslamlıktan önceki TUrk edebiyatında atasözüne verilen ad. 7/ Voleybol ve teniste oyunun her bir bölümii... Kükürtle demir bileşimlerinden biri. 8/ Kısa ve hafif bir tüfek. 9/ Argoda çok hoşa giden kimse ya da şey. fıstığı. 2/ Hıristiyanbkta kilise tarafından verilen 'cemaatten kovma' cezası... Türkçede ilgi adılı. 3/ Ekmek... Bıçak bilemeye yarayan çelikten, çubuk biçiminde araç. 4/ Nazi partisinin, 'Kahverengi Gomlekliler' de denilen hücum kıtasını simgeleyen harfler... Asker.5/ Peşin para ile belli bir süre için bir şeye alıcı olma işi... Halk müziğine özgü telli bir çalgı. 6/ Denge... Bizmutun simgesi. 7/ Hakka uygun... Bir işteki engelleri yenme kararı. 8/ "Bursa'da bir eski cami avlusu / Mermer kla şakırdayan su" (Ahmet Hamdi Tknpınar.) 9/ Erkek keçi... Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası. YUKARIDAN A Ş A G I Y A : 1/ Yer TAKTISMA Kahıre • Btıdapeste Cenevre Cezayır bdtle Oubaı Ffankfurt ume Helsınkı Kahıre Kopenhag Kftln Ijftoşa B 23° Uenedık A 30° Viyana A 25° VVaslnngton Zunh A 26° Nakşibendi Tartışması Son günlerin 'Nakşibendi'liğe ilişkin tartışmasmı izlerken sevgili hocamı bir kez daha rahmetle andım. Ne diyor 'Sabık Egemenimiz': "Onun Nakşibendi olduğunu bilseydim, veto eder, parti kurdurmazdım." Rahmetli Prof. Tunaya, 12 Eyliil'ün karabasan: sürerken, "Hele birkaç yü bekle; bak bunlar birbirlerine neler söyleyecekler neler, görürsün" derdi. Sevgüi hocam kâhin değildi, böyle bir iddiası da yoktu. Ama seçkin bir bilim adamı olarak tarih merceğinden gözlemlediği siyaset sahnesinin olgularını çok iyi bilir ve değerlendirirdi; özellikle bu sahnenin aktörlerini! Son günlerin 'Nakşibendi'liğe ilişkin tartışmasını izlerken sevgili hocamı bir kez daha rahmetle andım. Ne diyor 'Sabık Egemenimiz': "Onun Nakşibendi olduğunu bilseydim, veto eder, parti kurdurmazdım." Buna verilecek en uygun ve anlamlı yanıt, herhalde Ismet Paşa'nın ünlü "Hadi canım sen de"si olurdu. Emin Çölaşan da Hürriyet'teki sütununda sonuç olarak böyle diyor. Icap eden her şeyi söyledikten sonra lafı, "Yapma Paşa, din kardeşiyiz"e getiriyor. Demek Sabık Egemenimiz 'Müşariileh'in Nakşibendi olduğunu bilmiyormuş; kimse kendisine söylememiş ve birilerine (ve bu arada her şeyi bilen 'iyi saatte olsunlar'a) sormayı da akıl edememiş! Pes doğrusu. Peki, Erdal tnönii'yu 'veto ederken gereken bilgileri nereden almış ve SODEP'i neden seçime sokmamış acaba? Yoksa Erdal Bey için Bektaşi, Melami, Nakşibendi filan mı demişler? 12 Eylül'ün en yetkili ağzından bunlan duydukça, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bu en talihsiz siyasal döneminin nedenleri daha iyi anlasıbyor. Yine sevgili Tunaya hocamı anımsıyorum: "Az getişmiş kafalarla az gelişmişlikten kurtulunmaz!" Egemenimizin muhatabı ve halefi olan 60 YIL ONCE Cumhuriyet Hürriyet Bayramı 23 TEMMUZ 1931 Her milletin tarihinde: Milli varlığm, istiklâl ve hürriyetin kazanıldığı günlere ait bayramlar, hususi ve ulvi bir mevki tutar. Nitekim Türk TİMSAH 66 ICIMCMMLE) ••»* '«5 milletinin, ezici istibdat boyunduruğundan kurtulduğu 1023 temmuz tarihi, milli bayramlarımızın en serfelilerindendir. Zuiüm ve istibdat altında, asırlardanberi mütefessih bir sarayın ve hanedanın kahhar idaresinde inliyen Türk'lük, 1023 temmuzda arslanlar gibi göğremiş, halâskâr ve ulvi bir hamle ile meşrutiyete kavuşmuştur. Bu feveran Turk milletinin istiklâl, hürriyet ve milli benlik yolunda tam yirmi üç sene evvel attığı ilk azametli ve kat'i hatve idi. Bunu takip eden istiklâl hamleleri nihayet aziz cumhuriyetimizin ilânına müncer oldu ve Türk'lüğü, harici bağlardan da kurtaran hayırlı devir; huzur, şeref ve selâmet devri hulul etti. Fertlerde olduğu gibi milletlerin hayatında da tabii bir tekâmül vardır. Milletlerin yeni vaziyetleri, yeni usullere intibakı az çok zamana mütevakkıftır. Fransız inkılâbı kebirinin tamamile semeredar olması için tam bir asır lâzım gelmiştir. Halbuki, biz, meşrutiyet hareketile başlıyan inkılâbımızı takriben yirmi sene gibi kısa bir müddette cumhuriyet idaresile tetviç ettik. Bugün Türk milletinin huzur, asayiş, hürriyet ve şeref içinde yaşamasını temin eden bu ulvi mukaddemeyi, yirmi üçüncü yıldönümü munasebetile candan ve yürekten tes'it etmeliyiz. Bu milli bayramımızı, karilerimize tebrik ederken ulu milletimizin her gün bir kat daha tealisini temenni eder ve bize bu şerefli cumhuriyeti kazandıran Ulu Gazi'mize şükran ve minnettarhk hislerimizi hulâsa ile arzeyleriz. MOHiM BiR Turizmde kişiye gelince; o da bir başka âlem; selefinin bu açıklaması üzerine iktidara gelir gelmez, ayağırun tozuyla niçin Nakşibendi şeyhinin sürgünden tahlisi' girişiminde bulunduğunu şöyle izah ediyor: Adamı tanımazmış, bilmezmiş; ama gelip kendisine anlatmışlar; "sorgusuz, sualsiz ve de yargılamasız" adamı Bozcaada'ya sürgün etmişler. Üstelik romatizmadan da mustaripmiş. Bunun üzerine rikkate gelmiş; aynca böyle 'sorgu, sual ve yargılama' olmaksızın bir sürgün cezası tertibi 'hissiyatı hukukiyesini' de fena halde incitmiş. Bu, açıkça bir adaJetsizlikmiş. Işte bu nedenle artık adalet yerine gelsin diye, şeyh hazretlerinin sürgünden kurtarılması için hemen harekete geçmiş! Ismet Paşa'nın 'hadi canım'ını bir kez de burada yinelemek gerekiyor. Ama şunu da soralım; kendileri o dönemde bu türden, hatta daha ağır cinsten başka haksızüklar, adaletsizlikler, zulümJer yapıldığını ve bunlann devam ettiğini hiç mi duymamışlar? Kimse de söylememiş mi? AYDIN AYBAY tstanbul Örneğin 1402 sayılı yasaya dayanılarak 'sorgusuz, sualsiz ve yargılamasız' işinden atılanlardan hiç haberi ohnamış mı? Bu uygulama ile 15 yıllık öğretmenlikten sonra kendini çoluk çocuğuyla sokakta bulan ve limon satarak, otomobil yıkayarak, lağım temizleyerek yaşamlarını sürdürmeye çalışan öğretmenleri kendisine anlatan çıkmamış mı? 20 yıl üniversite hocalığı yaptıktan sonra 'sorgusuz, sualsiz ve yargılamasız' kapımn önüne konduğu için kahrolan ve bu yüzden onulmaz sinir hastalığına tutulup kısa zamanda ölen üniversite profesöründen bahseden de mi olmamış? Acaba bunlar dikkate gelmek için yeterince 'tr«jik' ve hakkaniyet duygusunu incitmek için kâfı derecede 'gaynadil' değil miydi? Yoksa bu tür işlemlerin gaynadil sayılması için bunlara maruz kalanın mutlaka 'şeyh', 'Nakşibendi' ve 'romatizmah' mı olması gerekiyordu? 300"e yakın milletvekili çoğunluğu ile bir gecede çıkarılacak iki satırlık bir yasa sorunu kökünden çözmeye yetecek iken hangi siyasal hesapla, bunu iki yana koyup Nakşibendi şeyhinin tahlisi' ile uğraşıldığının herhalde bir izahı olmaJıdır. Bütün tersine iddialara karşın, politikanın dürüstlük ve erdem koşullarından bağımsız bir ujtraş olmadığı görüşüne katılanlardanım. Onun için bir yurttaş olarak kendimi, topluma siyaset alanında hizmet vermeye soyunanlardan bu koşullara büyük bir özenle bağJı olmalarını isteme hakkına sahip sayıyorum. Toplumda bu düşünceyi ve duyarlığı paylaşanların sayısı çoğaldıkça eminim ki birgün, siyaset pazarında, şu Nakşibendi şeyhi tartışması türünden tartışmalara hiç yer kalmayacak ve politikanın ciddi, saygın ve onurlu bir uğraş olduğu inancı kökleşecektir. Çarpanlar Geçmiş dönemlere oranla biraz sönük ge yapı, doğal doku ve fiziki çevre yanı sıra sosçen turizm hareketleri ilk altı ayın sonun yal çevrede de büyük olumsuzluklar yaratda üç boyutuyla önem taşımakta ve gelecek maktadır. yıllara örneklik etmesi yönuyle üzerinde duİkinci önemli konu, turizm hareketlerirulması gerekmektedir. nin serbest piyasa ekonomisi boyutları içinBunlardan birincisi, turistik yörelere yö de ele alınıp yorumlanmamasının gereklinelik göç hareketleridir. Bu göç nüfus artı liğidir. Örneğin sektör bünyesinde yer alan şını hızlandırmakta ve çevre sorunları ya bir işletmeci, "Ben dilediğim yere dilediğim ratmaktadır. Nitekim son sayımda nüfusu oteli yapar, dilediğim fiyata da satabilirim" en çok artan illerin başında Antalya gel diyememelidir. Bu nedenle ulusal bir polimektedir. Oysa Antalya gibi konumu ve tika oluşturulmah, yatınmlar ve işletmelerözellikleri farklı, seçkin kentlerin özel ko bu politikanın ışığında ele alınmalıdır. Sözruma altına alınmaları gerekir. Herhangi bir gelimi ulusal karakterli bir tesisin yanı baönlem alınmadığı bir yana, gecekondulaş şına çok katlı betonarme bir tesis yapıldıma olayına gösterilen hoşgörü nufus artı ğında bundan doğacak sakınca ve zararlar şını hızlandıran birincil faktör gorünümun iki tesisi de etki altına alır. Turizmde bir dedir. Özellikle Antalya'da '^kıf arazileri yanlış hareket, bir olumsuz yaklaşım diğenin talan edilmesi bu artışı kışkırtan, davet rine yaramaz. Hatta diğer boyutlardaki eden en önemli etmendir. Bu artış ve yığıl olumsuzluk bile tek başına bu hareketleri ma turizm hareketlerinin olumsuz bir ka etkileyebilir. Seyahat acentesinin özenle genala girmesine neden olmaktadır. Nitekim tirdiği konaklama işletmesinin gayet güzel kondulaşma olayının ortaya çıkardığı çarpık ağırladığı bir turist grubu hediyelik eşya sa tan bir kuruluşun olumsuzluğuyla karşılasmışsa bundan tümü zarar görebilir. Üçüncü nokta bu yıl zaman zaman gözIenen bir diğer önemli husustur ki gözlenmesindeki temel yaklaşım turizm hareketlerindeki azalmadan kaynaklanmaktadır. Turist girdilerindeki azalma birçok kuruluşun sezonu iyi geçirmemesine neden olurken verilen hizmetlerde aksamalar görülmüş, buna karşın ekonomik yaklaşımlar ön plana çıkarılmıştır. Bütün bunlann dışında bu yıl gözlenen göreli olumsuzluk, sektörün ekonomik hayat üzerinde ne kadar önemli bir boyuta sahip olduğunu göstermiştir. Böyle bir noktada dilenir ki sorumluluklar da paylaşılsın ve toplumun bütün katmanlan turizm olgusuna sahip çıkabilsin, olumsuzluklara engel olabilsinler. ABDULLAH TEKİN Antalya 30 YIL ONCE Cumhuriyet 23 TEMMUZ 1961 Bakanlar kurulu bu sabah 9.30'da, Başbakan yardımcısı Fahri Özdilek'in başkanlığında toplanarak, Tunus Fransız harbini müzakere etmiştir. Toplantı 13.30'a kadar devam etmiş, toplantıyı mütaakıp Bakanlar "Tunus konusunun görüşüldüğünü" söylemişlerdir. Bizerte üssünün Fransızlar Fahri Ozdilek tarafından tahliye edilmemesi dolayısiyle Fransızlarla Tunuslular arasmda başlayan çarpışmaların şiddetlenmesi ve çok sayıda can kaybma sebep olması üzerine, Tunus hükümeti, dünyanın her tarafından yardım ve gönüllü talep etmiştir. OTELLERE TOPLU KONUTLARA ŞPOR KOMPLEKSLERİNE ÜCRETSİZ ÖLÇÜM VE MONTAJ • TOPLU SİPARİŞLERDE ZAMANINDA TESLİM • • • • Bizerte olaylan YAŞADIĞIMEKÂNDA KALİTE, ESTETİK VE KONFOR ARAYAN HERKES BİZÎ MUTLAKA ARAMALIDIR. MAĞAZA: FABRİKA: Çamhk Cad. No: 32/B 506 46 4849 Yayla/Bahçelievler 506 97 88 Tel: 557 82 93 556 44 27 Fax: 556 44 27 Not: Tüm yazlık bölgelere ve adalara servisimiz vardır. • CumartesiPazar Açığız » Ferhat Aslantaş'la konuşuyorduk. Onun anlatacağı Zincirbozan'ı merak ediyordum. Zinctnbozan'da Deniz BaykaJ'la birlikte kalmışlardı. Yıllar geçtikten sonra olaylar daha açık gözler önüne geliveriyor. Ferhat Aslantaş, Köy Enstitülü bir Anadolu çocuğu. CHP döneminde İzmir milletvekilliği yaptı. Onlar Zincirbozan'dayken SODEP kuruluyor. Ferhat Aslantaş anlatıyor şimdi, ben sadece dinliyorum: Hiçbir gün Deniz Baykal, Zincirbozan'da SODEP'e sahip çıkmadı. SODEP kurucularını kuşkuyta, kaygıyia izledi. Ve onların, devletin ya da polisin ajanı olabileceklerini söyledi. Çünkü, elinden jpler gtdiyordu. Asıl temel kuşkusu, "Bu partiyi, başkaları alır götürür de ben kenarda kalırım!" korkusuydu. Bundan dolayı, çok ağır biçimde SODEP'i ve SODEP'lileri eteştirdi. SODEP'e katılmayı da istemedi. Ankara'ya dönüşümüzde, Hasan Fehmi Güneş'i, Metin Tüzün'ü kendisme gönderdik partiye katılması için. Rahmetli Sırrı Aîalay: Partiye katılmamız gerekiyor, CHP'yi günümüzün koşullarında gündeme getirmek gerekiyor; toplumun sorunlarını bu partide, partiyi büyüterek çözmek gerekiyor, bu CHP'nin devamıdır... dedi. Bizi ikna etti. Biz partiye katılmaya karar verdik. Karar verdiğimizde de Hasan Fehmi Güneş'e rlca ettik, görevlendirdik: Git Deniz Baykal'a söyle, birlikte katılalım, dedik. Gitti, Deniz Baykal SODEP'e katılmayı reddetti! Ben katılırsam, dedi, Anadolu'daki bütün arkadaslanmla birlikte katılırım! Biz, o zaman parttye katıkjık, o katılmadı. Sonradan da gitti Erdal Bey'e: Ben, taraftarlanmla birlikte katılmak istiyorum, dedi. Erdal Bey de kibarca, "kendisi Ankara'daki arkadaslanyla partiye katılırsa giriş beyannamelerini imzalamaktan büyük mutluluk duyacağım" söyledi. Boyle bir kitle gösterisine razı olmadı. Deniz Baykal'ın o günden bugüne hıncı var. önce partinin genel başkanlığını kuruluşta kaçırdı. İkincisi de bu muameleyle karşı karşıya kakjı. (Deniz Baykal'ın SODEP'e giriş gününü çok iyi anımsıyorum. Bir çeşit arka kapıdan girmiş gibiydi. Gazeteci olarak Teoman Erel'le birlikte oradaydık. Erol Çevikçe'yie birlikte girdiler. Giriş belgesini Erdal Bey bile imzalamadı. Erdal Bey : le bir görüşmesinde Erdal Bey "Siz genel başkanlık peşindesiniz, sizinle kurultayda gorüşeiiml" deyivermişti. Deniz Bey'e sormuştum "Ne dedi?" diye, "Kovdu!" yanrtını verdiydi. Erdal Bey'e o zaman kızmıştım, bu denli ileriyi göreceğini düşünememistim.) Ferhat Asiantaş, Deniz Baykal'ın takımını anlatıyordu. Konuşmasını şöyle sürdürdü: Şimdi, siz tespit etmişsiniz, Deniz Baykal genel başkan olursa yandaşları belediye başkanı olacaklar; Deniz Baykal genel başkan olursa, milletvekili olacaklar. ve genel sekreterliğinde denedi, bir kesim kentlerde önseçim yapmak istemedi. Zoriandı. Dayattık biz İzmir'de, zorta önseçim yaptırdık. Deniz Baykal'ın şimdi "demokrasi havarisi" falan geçinmesi yanlış. Deniz Baykal şunu çok iyi biliyor; parti (CHP) onun ellerinin içindeydi, onundu. Ecevit CHP Genel Başkanlığf dan aynldığında çok sevinmişti. Bülent Bey olmadtğına göre asıl varis oydu. ismet Paşa'nın oğlu geldi, bunu elinden aidı. Bunu bir türlü hazmedemiyor. Adamian onsuz bir yere gidebileceklerini kabul etmiyoriar. ve partide gereksiz bir kaos yaratıyor bu durum. Temel mesele bu. Konuyu şöyle önüne sermeye çalıştım, olay bu. Deniz Baykal ve arkadaşları, bu propagandayı bir başka nedenle de yapıyoıiar; şimdi bunlar, geçen kuruttayda delegenin yüzde seksenine egemen, diler. Ama kamuoyu baskısı vardı. SHP'liierin, ilericilerin, demokratların Türkiye'de Erdal Bey lehine çok ciddi bir baskısı vardı. Onlar, o baskıya yenikJiklerinin farkındalar. Şimdi, suni olarak Erdal Bey'in üzerinde yeni bir baskı yaratmak istiyorlar; aslında kamuoyunu şaşılaştınyorlar ve saptırıyortar. Türkiye'deki sosyol demokrat çizgideki insanlan, Ecevit'i, Abdullah Baştürk'ü dışarıda tutmadan, Türkive'nin bütün de| mokratlarına sestenecek, haysiyetli bir "uzlaşma", "noşgörü", "sevgi" uzantısı varken bunlar Erdal Bey'le ılgili Erdal Bey'i bertaraf edecek bir tezgâhın içindeler. Buna Türkiye'de tezgâh derler, kaşkariko derter, Rumcadır, kaşkarikol.. ı (Ferhat Aslantaş, çok heyecanlı, anlatıyor:) 1 Deniz Baykal, çok ciddi bir gerici, çok ciddi bir sağcı. Çevresı de o. (Güler gibi) Gel şimdi, yani Turgut uzal bugün Amerika'yla hangi ilişkiyi kuruyorsa, ondan farklı bir ilişki kuracağı kanaatinde değilim. Sıkıntımın nedeni budur, rahatsızlığımın nedeni budur. Anadolu'da olanları görüyorum, Sevr'i görüyorum, Kurtuluş Savaşı'nı da biliyorum, Lozan'ı da biliyorum ve bu iş bitsin istiyorum. Çok sıkılıyorum, bu olmaz! Erdal Bey, karşı çıkıyor bunlara. ! O konularda çok iyi. Ama yetersiz! Ama dürüst, açık yü, rekli, net. ve kâfi derecede de olgunlastı. Beklemedigimiz ölçüde de kendini geliştirdi. Şimdi yapacağı bir şey var; hiç gerici, merici demeden alacak deneyimli arkadaşlarını yanına. Bak, başka bir şey daha konuşalım, hep ben konuşuyoi rum, bağışla. Ama ben konuşmaya getdim. ! Tamam, tamam konuş! Ankara Savaşı'ndan sonra "Fetret Devri"nde Çelebi Mehmet, geçmiş güçlerini toptadı, Osmanlı devletini yenkJen kurdu. Tarihin her döneminde belli inkıraz (çöküş) dönemlerinden sonra geçmiş güçlerini toplamayan hiçbir siyasal hareket yukarıya çıkamamtstır. Erdal Bey, biraz toplayarak bakacak etrafına, SODEP'in kuruculanndan layık olanlan arkalayacak, CHP'nin layık olanlannı arkalayacak, 12 Eylül döneminde, basında, üniversitede savaşım verenleri alacak. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacak. Çünkü biz kendisine "Şunları Parti Meclisine yaz!" demeyeceğiz. Yazdtğı listeye oy vereceğizl Zulme uğramış, işkenceden geçmiş, vatandaşlık hakkını yitlrmiş, ama çok onurlu otdugundan emin olduğumuz bir aydını yazacak listesine, kıyamet kopmaz. Tanilli'yi alsın listesine yani, ne olur? Erdal Bey'in adını da İzmir'de milletvekilligine ben önerdim. Erdal Bey'in seçilmesini biz sağladık. Sonra anlatacağım, Deniz Baykal, Zincirbozan'da 12 Eylül militarizmiyle ayn düşmedi kafa yapısı itibanyla. Faşizan yapının dolayiı değil, direkt adamıydı. . Çok ilginç bir şey soyteyeyim Zincirbozan'la ilgili, istersen onu ; yaz! l Söyle... j Kaşkariko... Sinema • Tiyatro • Gösteri İLRİIALÜJ4İSUNAR Dunya tarihinde bir özgürlük anıtı... EM1LIO ESTEVEZ KIEFER SÜTHERLAND LOU DIAMOND PH1LIPS 146 97 38 • 132 64 i BETTE MIDLER )\m\ ALLEN D«borah ve Nıck, 16 evlılık yıldonum.ennde, aralorındakı butun sorunlorın muhasebesînı yapmaya karor verdiler.. Ahşverıj merkeıİntn orta yerınd*1 Ş E H İR T İ Y A T R O L A R I İSTANBUL BELEDİYESİ BEYOĞLU ve SİNEMA ŞÖLENİ YOUNGGUNSn JON BON JOVİ'nin Oscar adayı 1 numaralı parçası l î » 06 »2} TİYATRO OYUNU YARISMAS1 1 istanbul Beyediyesı Şehir Tiyatroları bir "Tiyatro Oyunu" yarışması düzenlemıştir Bu yarışmaya adayiar birer oyun ile kat^acaktır. 2 Oyunlar 3 (üç) kopya otarak 1 Kasım 1991 tarihine kcdar İstanbul Belediyesı Şehir Tiyatroları Müdürtüğüne taahhüflü olarak gönderilecek ya da imza karşılığında teslim edilecektir 3. Oyunların ön elemesi istanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Dramaturji Kurulu tarafından yapılacaktır. 4 Ön elemede eserler arasından en çok üç oyun seçüecektir Kurul yarışmaya katılan oyunlardan hiç birıni seçmeyebilir 5. Seçilen üç oyun rejisör, dramaturg ve yazar işbırliğı ile gelıştırilecek ve Yönetım Kurulu'nca seçilen bir tanesi Gençlik Günleri'nde sahnelenecektir. 6. Oyun uygun bulunduğu taktirde repertuara alınabilecektir | REKLAM FİLMİ OAGlTIMINDA •2 T.mu RESMİ TARİH X AMP AS DLŞ GÖRDLĞl T»™ VIİ.ZİK KLTUSL '!•« OLLMSLZZ ORLMCEK kADIMN OPtCLĞL ROb>\ LL\EMBURC Sinema tarihinde 8 Oscar'lı bir bafyapıt! ' VKPın &X) ölüni yriı >cnrfîru: H (Kcarb MİİOS Forman Filmi BEN K.INGSLEY BIR R I C H A R D ATTENBOROUGH MIMI AMADEUS ! Bvro&u SİNEPOP C l*ş ŞAFAK A » 9AFAK î [516 26 «0) 4>y FtTAS (149 01 M ) rtfty *S (3MO0 M) ı ÜWWe«Dİ(STS *S «3) GANDHI H 0014 3018 0021 30 11 0014 3018 0021 30 HarbiyeAS (147 63 1S) Kadıköy MODA (337 0128) f PREDATOR 2 AUŞVEjfİŞ MANZARALARI SCENES FROM A MALL' Beyoğlu EMEK (144 84 39) '2 0014 1516 3018 4521 15 KadlköyHEKS (336 01 12) 12 0014 1516 3018 4521 15 lzmıriZMİR (214261) 12 1514 3016 4519 002115 Haftaya Ankara AKUN Sınemasında ' • ~ MEŞLİ S\BIR Beyoğlu Sinemau 151 32 40 12 00 5 o 3u ]9 X 21 15 l »8ERNARD0 BERTOLUCCI THE ı 3C ' * 00 Tt 3G 18 * 2 i 3C '2 001* 15 16 3Û1S 431 X ' ! M t 4 1ST6 30I Î Ü CÎ 5 • 1 0013 OOtSCC ı " 2C 'S ts j t<i EU? SUSAN SARANDON JAMES SPADER Genç bir erkek vecüretkâr bırkadının öyküsii Bir TINTO BR.\SS Filmi A LI C E YAZAN \eVONETEN RICHAID GE«İ »HDT GAKIA \VOODY ALLEN S.5I1KHT ttevugı» «ILAS ' ' i S»F*K J »nkn• H1mOPOL 114162 03ı 11437576ı 1516 26 60' ı1*>.4'6 1200 12 C0 1100 1200 14 1516 151900 : i 30 14 >5'6 30 18 4521 15 1330 1600 1830 2" 00 14 "•' P4S19 15 .'ı 3ı İUŞKİLER BakııKC, H 15720444) 11 00'3 0 16 00ıa 3021 3C ^ Sinema ı Tiyatre ' Gösteri BUDAPESTE BARI' BeyoğluDÜNYA(149 93 61) 120u 1 '5 ' 6 4 Bakırkoy KARYA (542 1 1 72) Duyurularınız i I 146 97 38 132 64 26 FİDfi RLfTI 149 50 33 Kadıkoy KSM Kadıkoy HAKAN VAHŞİ ORKİDE • ŞEYTAN ÇIKARAN SHELTERING SKY K t H WIMGE« J0HN M»lK0»lCH 1 . 0 0 ' 3 3 0 6 ü a l 9 0 0 2 30 338 9076 Harbiyc AS (147 63 15)
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear