18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CJMHURİYET/10 PAZAR YAZILARI 23 HAZİRAN 1991 lerlüûlen Yaşamı birkaç haftaya sığdırmak Kopenhag'dan toanya'da, İtalya'da seçilmiş tatil kasabalannda Alman turistler her zananki gibi baş başa kalacak. Bütün bir yılın eğlence tasurrufu birkaç hiftaya sığdırılacak, kaslar gevşeyecek, günler, geceler son zerresine kidar içilip hayat gelecek yıla kadar rafa kaldırılacak. DI.EK ZAPTÇIOCLU lERLtN — Goethe'nin deyişiyle "tnsanlar bir yee nlaşmak için defil, yolda olmak için seya- ha eder." Yolda olmak, yolculuğa çıkmak başh b&ına bir eylem; anlamı kendi içinde gizli, baş- kabir amaç taşımıyor. Yolda olmak güzel. Jzak yerlere, bugün, şimdi bulunmadığımız veaelki hiçbir zaman gitmek imkânına sahip ol- msyacağırnız yerlere nedense önüne geçilmeyen şiûdetli bir özlem duyuyoruz. Gidemeyeceğimiz yederi, ulaşamayacağımız insanlan özlüyoruz. Gıierken, yolda duyduğumuz sevinç ve heyecan hedefımize ulaştığımızda yerini sık sık hayal kı- nkiığına bırakıyor. Yolda olmanm zevkini tada- raadan başladığımız noktaya dönüyoruz. Turİ2m mevsimi Almanya'da yavaş yavaş baş- hyor. Haziranın ortasında esen sonbahar hava- sına rağmen günler uzadı. Saatler gece onbuçu- ğu gösterirken hava ancak karanyor. Yağmur, kara bulutlar, ruzgâr ve termometrede yinni de- rece hizasına bile çıkmayan ısı insanlarda uzak yerlere özlemi körüklüyor. Yıllık izinlerin rezer- vasyonlan çoktan, şubatta, martta yapıldı. Ça- lışmayı hayatın anlamıyla kanştırmaktan bıkma- yan Almanlar yılda bir kez çıktıkları tatilde hiç- bir riske girmek istemiyorlar. Çoğu rezervasyon- lar tspanya, lıalya için. Türkiye ve Yunanistan bu yıl Alman turistten nasibini alamayacak. lspanya'da, ttalya'da seçilmiş tatil kasabalannda Alman turistler her zamanki gibi baş başa kala- cak; yemekten alışverişe kadar Almancadan başka bir dil konuşmayacak ve Almanya'yı Ak- deniz'de, daha guneşli havada yasayacak - yuz- ler çalışmaktan gerilmeyecek, mimikle yumaşa- yacak; bütün bir yılın eğlence tasarrufu birkaç haftaya sığdırılacak, kaslar gevşeyecek; günler geceler son zerresine kadar içilip hayat gelecek yıla kadar rafa kaldırılacak. Eve dönüldüğunde eş dost çağrılıp Ispanya, Italya slaytlan seyredi- lecek, herkes kışkançhktan çatlatılacak, yürek- lere serin sular serpilecek. Ve hayat gelecek yıla ertelenecek. Almanya'daki yabancıiar ve özellikle Turkler- le ilgili araştırmalann, yayınların haddi hesabı yok. Bazıları "yabancüık" olgusunu ele alıyor. Buradaki yabancılarm aslında Almanlardan da- ha mutlu, daha şanslı olduğu öne suruluyor. Ne- deni: Yabancının gidecek başka bir yeri, ozledi- ği ve orada mutlu olacağını hayal ettiği bir yeri var. Alteraatifsiz değil. "Vatan" adını verdigi o yer, okul şarkısının söylediği gibi gitmese de, gönnese de "onun." Dışanda yaşadığı >ülara orantılı olarak "vatan" cennetleşiyor. Nostalji doruga çıkıyor. Bugun bulunduğu yerdeki tiim olumsuzlüklar, mutsuzluklar geçici, uçucu. Kı- sa tatiller için gidilen vatanda her şey daha gü- zel... "Kesin dönüş" sihirli anahtar. Biriktirilen paralar cennetin yolunu döşeyen kaldınm taşlan. Hayatın kaderi ertelenmek." tnsanlar özlemlerini, hayallerini hep başka bir yere, zamana yansıtıyor. Yasadığımız zamanın, mekanın köşesine eğreti ilişiyoruz. Bulunmadı- ğımız yeri, ulaşamayacağımız insanlan, göreme- yeceğimiz zamanları özlüyoruz. Bugünu geçiş- tirirken yannki ziyafet sofralannı düşlüyoruz; yağmurlu havalarda güneşi, soğukta sıcaklan, sıkıntıda gülüşleri, yalnızlıkta birlikteliği, yolda evimizi ve evimizde yolculuklan duşünuyoruz. Sorunlarla uğraşmaktansa, yaşadığımız zamana, mekana sahip çıkmaktansa eğreti iliştiğimiz kö- şelerde yumuşak divanlara gömüleceğimiz gün- lerin hayaliyle yaşıyoruz. Emeklilik yaşının 65 olduğu Almanya'da tıp ve sağlık hizmetleri sayesinde insanların ortala- ma hayatı 80'lere kadar uzatıldı. Ama aile bağ- lannın çözulüşü yaşlılan tam erteledikleri hayata ulaştıklan zaman yalnızlıkla baş başa bırakıyor. Huzur evleri dolup taşarken yaşlılann bakıma alındığı hastanelerde duşuk ucretlerden ve yoğun işten bıkan hemşireler yaşlılan külfet kabul edi- yor. Devletin sağladığı maddi imkânlar insanlara çocuklannın, torunlannın, dostlannın sıcaklığmı vermiyor. Bu yüzden yaşh Almanlar Ispanya'- nın Mallorca gibi adalannda satın aldıklan site dairelerinde erteleyip durdukları hayatın son demlerini yaşıyorlar. Alternatiflerini çok geç de olsa başka yerde anyorlar. Turizm mevsimi açılırken Almanya'da insan- lan saran hoş telaş ortamı aJdatıcı. Hayat bir- kaç haftaya sığdınlmak üzere kaldınldığı raftan çıkanhyor, tozu aluuyor, guneşin sıcak ışınlan- na serilip havalandırılıyor. Dinlerin cazibesini kaybettiği Avrupa'da turizm "halkın afyonu" olmaya aday. Ikisi de hayatı ertelemeye yanyor. Goethe yolda olmayı hedefe ulaşmaya yeğlerken ne kadar devrimciydi. ErkekKk organında boy tartışması Danimarka'nın günlük gazeteleri birkaç haftadır erkeklikorganının boyuyla meşgul.Bu tartışma aynı zamanda sağ ve sol ideolojilerin değer yargılarındaki değişmenin de işaretçisi. FERRUH YILMAZ KOPENHAG— Erkeklik or- gam büyükse ne anJama gelir. Küçükse ne olur? Danimarka- nın günlük gazeteleri birkaç haf- tadır bu kcmuyla meşgul. Bu tartışma aynı zamanda sağ ve sol ideolojilerin değer yargüann- daki değişmenin de işaretçisi. Sağ, erotik konularda muhafa- zakârlaşan sola göre giderek da- ha liberal bir konuma geliyor. Erotizmin soldan sağa kayışı, ideolojik düzeyde genel bir kay- manın semptomlarından sadece biri. İdeolojik kaymalar sadece erotizmle sınırh değil çünkü. Erkeklik organının büyüklü- ğüyle siyasi ideolojiler arasında- ki bağı durup dururken kurma- Bomadan Video kasetle eşinizi seçin Hepsi de birbirinden alımb Slav dilberleri, kendilerine İtalya'dan 'hayırlı bir kısmet' anyorlar. Cebinizde kaset için ödeyecek 120bin liranız ve videonun başında geçirecek bir buçuk saatiniz varsa hemen seçime başlayabilirsiniz. NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Kendinize şöyle sanşın, mavi gözlü, gösterişli bir eş mi anyorsunuz? İtalya'da ya- şıyorsanız, bunun için video- kasetlerin satıldığı bir gazete ba- yiine uğramanız yeterli. Cebi- nizde kaset için ödeyecek 120 bin liranız ve videonun karşısın- da geçirecek boş bir bir-buçuk saatiniz varsa, hemen seçime başlayabilirsiniz. Hepsi de birbirinden güzel ve alımlı Siav dilberleri, kendileri- ne İtalya'dan 'hayıriı bir kısmet 1 anyorlar. Hepsi de bekâr ve bir- birinden genç olan bu güzeller; ttalya'nın dört bir yanına dağı- lan bayilerde 'hayatlannın erke- ği'ni bekliyorlar. Kasetin üze- rinde sadece 'Doğunun Kızlan; Birinci Boliım: Varsova-Kızlaria nasıl temas kurulacagı içerde yaaİKur' sözleri dikkatı cekiyor. Kaseti videoya takıyorsunuz ve Polonya'nın komünizm sonra- sı yıkımından kaçmaya çahşan genç Slav kadınlannın resmi ge- çidi başhyor. Her biri Türkiye güzellik yarışmalarında ya da manken müsabakaJannda dere- ce alabilecek güzelhkte olan kız- lar, üçer dakika konuşuyor. Bu üç dakika boyunca yaşlannı, boylannı, öğrenim derecelerini, tutku ve hobüerini anlatıyorlar. Video-kasetin kapağını süsleyen seksi, dolgun göğüslü Dorota Zacharska dışında hiçbiri so- yunmuyor. Hepsi, boş zaman- İannda ya da full-time foto- modellik yaptıklannı, kitap okumak, spor yapmak ve seya- hat etmekten hoşlandıklannı söylüyorlar. Hepsi çekingen, ama içten olduklannı ve sefkat- li, kararh, sadık bir koca ara- dıklarım beürtiyorlar. Kuzeyli Slav guzelleri, kara gözlü, esmer Akdeniz erkeklerinden hoşlanı- yor. Ve yaşam beklentilerinden, büyük bir çoğunluğun orta-sınıf ltalyan erkekleriyle yetinmeye- ceği anlaşılıyor. "Hayattan ne mi istiyornm?" diyor örneğin kasetin kapağını süsleyen 18 ya- şındaki lise oğrencisi ve bir nu- maralı eş adayı Dorota Zachars- ka; "İçinde şık davetler verebi- lecegim kocaman, güzel bir ev. Ben sosyal yaşamdan hoşlani)o- nım. Ve mümkun olduğu kadar çok insanla tanışmak istiyo- nım." Ekranın sağ üst köşesinde ise, adaylara tekabül eden nu- mara göze çarpıyor. Kasetle bir- likte verilen açıklayıcı fasikül- den, ilginizi çeken adayın numa- rasını buluyorsunuz. Numara- nın yanı başında, kalbinizi çe- len adayın adı soyadı, boyu, ya- şı ve en önemlisi, adresi bulunu- yor. Oyunun kurallan, önce se- çilen adaya mektup yazmayı ge- rektiriyor. Yazdığınız mektup, Italyancadan Lehçeye çevrüdik- ten sonra iş, cevap beklemeye kahyor. On beş gün önce dağıtılan 40 bin kasedin şimdiden kapışıldı- ğı anlaşılıyor. Hemen hemen tüm ltalyan gazetelerinde yer alan haberlere göre kısmeti açık olanlar gönüllerinde yatan pren- si bulmuş bile. örneğin 17 nu- maralı 'favori' aday Jolanta bunlardan biri. 17 numaraya ge- lir gelmez kaseti durduran ve bir santim ileriye gitmeyen Sicilya- lı bir ltalyan, mektup burokra- sisini asarak, Jolanta'ya anında ulaşmış ve bu adayı 'kapatmış.' Kızin telefon numarasını ltalyan sefaretinden tespit eden Sicilya- lı, önce Lehçe-Italyanca tercü- me yapan bir tercüman aracılı- ğıyla her gün kızı aramaya baş- lamış. Konuşmalar samimileş- meye başlaymca tercümanı dev- reden çıkartmışlar. Ve kısa su- re içinde video-sevdalısı çift, an- cak âşıklann çözebileceği bir Tarzanca Ingilizceyle konuş- malannı sürdurmeye koyulmuş- lar. Kasedin Polonya'da rejisör- Iüğünu yapan Lubka Cibulova ise en az koca arayan kızlar ka- dar ilgi göruyor. Parlak bulu- şuyla kendi ülkesinde zengin ol- mayı düşleyen Lubka, kızlan pek çok aday içinden 'estetik ve şahsiyet' kıstaslarına göre seçti- ğini anlatıyor. 'Dojulu Kıdar', diyor Lubka, "Bu ise iyi bir ev- lilik yapmak için olduğu kadar merak nedeniyle de yanaşUlar. Bütün mühletler dolnyor, saatler 12 oluyor. Ancak kent bitün canlılığıyla bas bas bafınyor. New York'a en azından görünüşte pek birşey oldnğu söylenemez. New York'tan 'Ölüm' başhkları birbirleriyle yanşıyorNew York Belediyesi'nin içini dışına çıkaran bütçe krizi nedeniyle bir süredir kentin Bascombe'nin gördüğü o New York'a benzeyeceği sanılıyor. Gazetelerde 'New York için ölüm anı', 'New York öldü' başhkları birbirleriyle yanşıyor. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK — "Kükreyen Fare" fil- minin unutulmaz sahnesinde o^açağ sa- vaşçısı Tully Bascombe (Peter Sellers) New York limanına ulaştığmda kenti bomboş bir durumda bulur. Sokaklar- da kimsecikler yoktur. Ne bir tek sim- sar ne bir sekreter ne bir polis ne bir so- sis satıcısı ne bir koşucu ne bisiklet sü- rücüsü ve hatta bir tek evsiz bile kalma- mıştır. Üstelik kentin kaotik yaşamında vazgecilmez yeri olan avukatlar da yok- tur ortada. Kısacası New York bir cen- nete dönüşmüştür. New York belediyesinin içini dışına çı- karan bütçe krizi nedeniyle bir süredir New York'un Bascombe'nin gördüğü o New York'a benzeyeceği sanılıyor. "Eger eyalet bütçesi bu hafta onaydan geçemezse kent faturalan ve maaşlan ödeyemeyip baUcak." "New York için ölüm anı", "Butçe onaylanma mühleti doMu, New York öldü", "Bekdiye Baş- kanı Dinkins hafta sonunu ölüra saati olarak niteledi" gazetelerde, haberlerde başhklar birbiriyle yanşıyor. Fakat bü- tün mühletler doluyor, saatler 12 oluyor, gonglar çahyor vs.. New York'a en azın- dan görünüşte pek bir şey olduğunu söy- lemek zor. Hâlâ bütün canhhğı ve ka- labahğıyla kent basbas bağınyor. Ama göruntüye aldanmamak gerek. Bütün sorun hem eyaletin hem de kentin büyük bütçe açıklan ve borçla- nndan kaynaklandı. Kent her yıl eyalet bütçesinden yaklaşık 5 milyar dolar alı- yor. Beş milyar doların onaylanmama- sı demek kentin bir anda aldığı bütün borçlarda faiz ödemelerinin katlanma- sı anlamına geliyor. Dolayısıyla halen belediyenin durmadan kesinti yaptığı bütçesine bir bomba etkisi yapacak ve kentin bir anda felç olması anlamına ge- lecek. New York Belediyesi dünyamn en büyük bütçeli belediyesi. New York büt- çesi sadece en büyük belediye bütçesi de- ğil, aynı zamanda pek çok Ulkenin büt- çesinden de büyük. Belediye başkanı pek çok ülke başkammn çahştırdığı insandan çok fazla insan çahştınyor, mali sorun- larla uğraşıyor. Kentin yılhk 30 milyar dolan bulan bütçesinin geçen yılki açığı 3.5 milyar dolar. Açığın kapatılabilmesi için Din- kins, şimdiden eğitim, sigorta başta ol- mak üzere çok çeşitli kısıtlamalan uy- gulamaya başladı. Kesintiden ilk ve acı şekilde etkilenenlerin başmda işten çıka- nlacak 22 bin şehir isçisi geliyor. Bunu büyük şehir kütüphaneleri takip ediyor. Dünyamn her yerinden pek çok yayım bulabileceğiniz zengin kutüphaneler ar- tık eskisi gibi zengin olmayacaklar. Za- ten pek yaygın ounayan sağlık sigortası ve hastane servisleri daraltıhyor.. Polis gücü azaltüıyor, hapishanelerden tutuk- lular başka yerlere gönderilerek hapis- hane harcamaları kısılıyor. Eyalet bütçesinin onayı için şu an iki ay gecikmiş durumda. Eyalet Valisi Ma- rio Caomo eyaletin 6.5 milyar dolarlık bütçe açığı istediği gibi dengelenmediği sürece bütçeyi onaylamamakta direti- yor. Böylece New York'un eyaletten ala- cağı 5 milyar dolar gecikince 21 haziran- da ödenecek olan maaşlann ödenmesi de tehlikeye girdi. Kentin 'öldüğü' yolundaki ifade ilk kez 1975'lerde yaşanan büyük kriz dö- neminde kullamldı. Kent 1975'te çok benzer bir mali kriz yasadı. Federal sis- temin kenti kurtarması planına karşı çı- kan dönemin Başkanı Ford'un karan gazetelerde "Ford'dan New York'a, öl emri" diye verildi. O zaman kenti kur- taran ünlü banker Felix Roharyn, ken- tin borçlannı yeniden piyasaya cıkara- rak kente taze kan buldu. Rohatyn ye- ni New York krizi için "Halen kentin pi- yasaya çıkabilmesi için olanak olduğu inac:ındayun, bütün sorun ölüm nok- tasını ne zatnan geçtiginin farkında ol- mak, aksi takdirde çok geç kalınabilir" şeklinde konuşuyor. New York'ta belediye krizi dışında ya- şanan durgunluk 1980'lerdeki patlamay- la kente taşınan pek çok yuppie'nin kentten aynlmasıyla kendini gösteriyor. Soho'da "cop sanat" satan yığmla ga- leri kapanırken pek çok avukatlık şirke- ti, simsarhk şirketi, inşaat şirketi işten çıkarmalarla bütçesini daraltmakta. Gayri menkul fiyatlanndaki düşme, New York'ta zor bulunan kiıalık evle- rin bir anda artması ve enflasyon kent- ten göçün belirtileri. Turist kalabalığın- dan ötürü henüz gözle görünmeyen kentten göçun etkileri daha uzun süre- de kendini belli edecek kuşkusuz. Kısa- cası eğer bu durum bir iki yıl daha de- vam ederse Bascombe'nin ayak bastığı o bomboş, ölüp cennete dönüşmüş bir New York ihtimal dışı değil. dım. Iktidardaki muhafazakâr partinin Kopenhag milletvekili adayı Suzanne Bjerrenuus'un (medya kariyerine erotik filmler- le başlayan, sonradan televizyon yıldızı olan afet, geçen seneki se- çimde az kalsın parlamentoya giriyordu) Ekstra Bladet gazete- sinde edindiği "Seks Mektuplan" köşesinde erkeklik organı üzerine başlattığı tartış- ma (büyük olmasını tercih edi- yormuş) muhafazakâr ideoloji- nin neleri de içine alabileceğini gösterirken, sol medyanın konu- ya ilgisizliği dikkate şayan bir durum arzediyor. 70'li yıllarda, hatta 80'lerin başına kadar sol yayınlann gözde konusu olan orgazm tartışmalan, G noktası- mn varlığı gibi konular artık çok satan popüler gazete ve dergile- rin sütunlannı dolduruyor. Yal- nızca o kadar mı? Erotik libe- raUzmin öncülerinden Sosyalist Halk Partisi'nin kadm milletve- killerinden biri geçen yıllann bi- rinde Danimarka'nın liberal porno yasasının sertkştirilmesi- ni istemişti üstelik. Cinsel özgürlUğü kapitahzme ve onun değerlerine karşı baş- kaldmşın simgelerinden biri ola- rak gündemine alan sol, bugün ahlaki değerleri temel alan bir ideolojik yapıya sahip. Soldaki bu ahlakileşmeye^karşüık, din, kral, vatan ve aile gibi konvan- siyonel değerlerin etrafında bir- leşen sağ, metanın özgür deği- şiminden başka yasa tammayan kapitalist gelişimin sonucu ken- di içinde bir laikleşme yaşıyor. Bu süreç toplumsal gelişmeye pragmatik bir yaklaşımı olan modem muhafazakârlar yaratı- yor. Işte bu yüzden de Aarhus- lu genç muhafazakârlar, Kopen- hag'da adayhktan azledilen Su- zanne'ye kendi adaylan olması için davette bulunuyorlar. Ne- den olmasın? Her şeyin malın özgür dolaşımının üzerine ku- rulduğu yeni liberalizmin dina- miğini, üstelik iyi de satan öz- gür erotizm niye olusturmasın? Lakin, yelpazenin iki ucu ara- sındaki değer değişimi sadece erotizmle sımrh kalmıyor. Aynı şey tarafların geleneksel olarak savunduklan diğer değer yargı- lan için de geçerli. Mesela mil- Uyetçilik ve enternasyonalizm. Nerede eski enternasyonalist solcular? Şimdi enternasyonaliz-- min bayraktarlığını Avrupa Top- luluğu içinde erimeyi savunan liberal-muhafazakârlar yapıyor. Sol ise -inanılmaz gibi görünse de- siyasal propagandasım AT 1 ye direnme adına zaman zaman kaba rnilliyetçi sloganlara da- yandırabiliyor. Avrupa'daki Türk işçilerinin AT içindeki ser- best dolaşımına herkesten önce işçi hareketi karşı çıktı. tşçi hareketi dedik de solun savunduğu demokratik değerle- rin başında gelen "örgntkamc özgnriügü' meselesi de bu işe dahü. $ff\i yıllarda sağ hükü- metle "sol" sendikalar arasında- ki en büyük çekişme, sendikala- nn, kendilerinin toplusözleşme yetkisine sahip olduğu işyerle- rindeki işçilerin başka sendika- lara üye olmasmı yasaklayan ku- rallann kaldınlmasına karşı çık- malanndan kaynaklanıyordu. Kapitalizmin kurallan işleme- ye devam ediyor. Metanın ser- best dolaşımı, toplumsal ilişki- leri belirleyen ahlaki değer yar- gılannın sımrlannı tanınuyor. Pragmatik sağ, gelişime ayak uydunnaya çalışıyor. Sol ise top- lumsal sistemi iradeci, yukan- dan aşağı bir şekilde değiştinne- ye çaüştığından, düşünce siste- mini ahlaki değer yargılanna oturtmaktan kaçınamıyor. azın yazlık! Kışın maçlıTV'de maçlarla, kadın programları, kovboy ... Size küçük bir Beko Space Master gerekli filmleriyle pembe diziler hep çakışıyorsa... Üstelik her yıl evdeki televizyonu yazlığa götürmek daha da sorun oluyorsa... 37 ya da 40 ekran, yazlık ve maçlık Beko Space Master'ler, şimdi rahat taksitlerle ve Beko Yetkili Satıcılarında. Yararlanın. DERHAL TESUM 37 Ekran Beko Space Master U.K 40 Ekran Beko Space Master FST U.K. PEŞINAT 452 000- 550000- 1. SEÇENEK 8xTAKSIT 275000- 310000- T0PLAM 2 652 000 - 3.030 000 - PEŞINAT 230000- 264000- 2. SEÇENEK 12xTAKSIT 230 000- 264 000- TOPLAM 2 990000- 3 432 000 - BekoBirdünyamarkasıdırTelev,zyonlar teö'o/u yayınlar, alır • FST Duz kare • UK Uzaklan kumanda BeKOTİC»RtT*4. ISTANBU(.M«>ei Tpl ;=2 49CO.7"al ^ştMağaıas T& 146 21 49 146 64 06 ANKAJM BOROSU TÖ 117 31 25 '6 ha! İZMİR ŞUB6Sİ Tel 18 2000 18 03 30 AOANA ŞUBESİ Te 28 32 65 3 hal
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear