02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
MAYIS 1991 HAVA DURUMU U e v l e t Meteoroloıı Işlerı Genel Muduriüğü'nden alınan bılgiye göre yurdun batı kesımlen parçalı, yet yer çok bulutlu, Marmara ve Kuzey Ege sağanak yağışlı geçecek HAVA SICAKLIĞl Batı bölgelenmızde değışmeyecek dıjjer bölgelenmızde toraz artacak RUZGÂR Güney ve batı yönlerden lıa fif, ara sıra orta kuvvette esecek DENIZLEROE Marmara ve Karademz'de kıble ve lodos, Ege'de kıble ve keşışleme, Akdenız'de gunbatısı ve karayelden 23, yer yer 4, Karadenız açıklarında 5 kuvvetinde saatte 410, yer yer 16, Karadenız açıklarında 21 deniz mıiı hızla esecek Denız hafıf çalkantıh, Adana Adapazarı Adıyaman Atyon Aflrı Ankara Antakya Antalya Artvın Aydın Balıkesır Btlecık Bıngu! Bıte Bolu Bursa Çanakkate Çorum Detıızlı CUMHURİYET/1/ TURKIYE'DE BUGUN 28° 11° Manısa A 32° 16° Diyaıbalm 20° 15° K Maraş V 25° 16° Edıme 26° 11° Metsm A 29° 15° Erancan 20° 3°MuJla Y 25° 13° Erjurum 27° 12° Muş A 21° 6°Eskışehır 29° 15° NıSde A 26° 11° Gaaanlep 25° 16° Ordu A 29° 20° Gıresun A 28° 14° GumOşhane A 25° 11° ta 19° 10° Samsutı A 26° 14° Hakkârı 25° 10° Sıırt B 32° 18° Isparta 24° 13° Sınop Y 29° 16° Istanbul 30° 18° Sıvas Y 26° 12° Izmır 20° 2°Tekırdajj A 25° 11° Kars A 27° 15° Kastamonu B 25° 11° Trabzon 26° 10° Tuncelı B 23° 18° Kaysen 21° 14° Uşak Y 29° 18° Kırklarelı 26° 9° Van Y 25°16°Konya 23° 14° Yozgat A 27° 10° Kütthya 28° 13° Zonguldak B 28» 19° Malatya Y 31" 18° A 31° 15° A 26" 17° B 27° 14° A 18° 11° A 28° 10° A 25° 16° A 22° 14° A 32° 15° A 26° 14° B 25° 15° A 24° 10= Y 20° 15° A 23° 15° A 27° 10" Y 23° 14° A 19° 5° A 23° 9° B 23° 19° DÜNYA'DA BUGÜN Helsınkı Len ııngrad ^ ^ . KoppnhagJ 3 k.6erlın ^jfy^ 4*.Berlıı cSpans J ~ . J Moskova yer yer mutedıl dalgalı olacak, dalga yukseklığı 030.5, yer yer: 11.5, Karadenız açıklarında 2 m dolayında olacak Van Gölü nde hava. Az bulutlu ve açık geçecek, ruzgâr güney ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek ; § : aç,k bulutlu yajmurlu ^ sıslı / ? karlı Aagk 8bulutlu Ggüneşlı Kkarlı Ssıslı Yyağmurlg Amsterdam Amman Atıra Bajdal Barcelona Basel Belgrad Betlm Bonn Bruksel Budapeşte Cenevre Cuayır Cıdde Dtıbaı Franklurt Gırne Helsınkı Kafııre Kopenhag KAln Utkoşa Y A A A 8 A A A Y A B A Y Y A 10° 33° 25° 31° 16° 11° 17° 8° 10° 9° 12° 9° 23° 40° 40° 9° 21° 10° 32° 10° 10° 27° Lenıngrad Y 13° B 11° Londra A 18° Madrıd Y 10° Mılano Montreal Moskova Y 15° Y 9° Münıtı NîW Yotk B 12° Y 12° Oslo Y 10° Pans A 42° Prag Y 15° Rıyad Y 20= Rorna A 33° Sofya Şam Tel Avıv Y 11° Tunus Varşova Y 13" Venedık Y 13° vlyana VVashıngton Y 11° Zunh A1NKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Anası Gibi Danası... istanbul'da, Ahmed Arif'in şiirlerini okuyacağı, Rahmi Saltuk'un çalıp söyleyeceği geceye izin verilmemiş, Ahmed Arif'i gördüm, üzgündü. 12 Eylül faşizmi hortluyor muydu ne? 'Dur, sen' dedim içimden; 'Ahmed Arif'in dizelerini yayımlarım, okurlar okur; yüzbinler okur, böylece bir haksızlığı düzeltmiş olurum!' Böyle düşündüm, böyle yaptım. Elimden gelen buydu. Önce, 'Kalbim Dinamit Kuyusu'ndan birkaç parça; şöyle: "Bent, yiğitler götürür/Katlarına/Sevda ile varılan/Yiğitler ki/Dişlerini tükürmüş/Yiğitler ki,/Hayaları burulan. Yan yana,/Upuzun/Boylu boyunca/Tepeden tırnağa kan/Yiğitler ki/Her biri bir parça vatan./Gözlerinde bir küfür kasırgası/Anaavrat/Ah ulan... Canımda damıttın/Seni ey zulüm,/Sancısını/İnceden/Kum gibi taşıdığım./Kasığımda/Amerikan kemendi/Bağıra bağıra/Geceler boyu/Kaskatı kesilip/Kan işediğim. Uzmandı her cellat/Ve hinoğlu hin./Akım kabloları/Kıskaçlarıyla./Bilenmiş azılarıA/e hınçlarıyia/Buyruğunda/Gangster emperyalizmin./Gene de yıkamadılar,/Sökemediler...A/e bozguna uğradılar sonunda./Karşısında/Çırılçıplak yüreğin..!" "Yurdum Benim Şahdamarım"da Ahmed Arif şöyle der yeryer: "Engereğin dişlerine işledim,/Ağu dişlerine/Oluklu, çentik...A/e vurgun./Gözleri bir çift cehennem/Burnuna kan tütmüş/Pars bıyığına.../Dağın pulat yüreğine işledim./Şimşeğin masmavi usturasına/Sevdanı usulusul/Sevdanı mısra mısra/Lo ben seni hapislerde sevmişim,/Ben seni sürgünlerde./Yurdum benim Şahdamarım... Yücende buzulA/e kar./Maviş dağ tayşanları/Gün vuranda ağaran/Zemheri yılanlarıA/e yakut bir hışımlayÖyle çakılan/Sonsuzluğun yakışığı kartallar., Başım gözüm üstünesin/Suskum, avazım üstüne.../Adından başka silâh/Yazgından başka günah/Daha yazmamış/Hiçbir gizli dosyada/Hiçbir açık kitâpta. Peşinde azgınları/Kanlı paranın/Yani dolar itleri/Altın, sterlin kurtlan/Ve petrol Nemrutları/Ve kurşun yezitler), Kaçgunda, kaçakta/Can havlindesin../Ve çocuk.ölüleri/Parçalanmışlar/Daha süt kokuyorlarA/e anne ölüleri/İncecikten, gencecikten/Açık hepsinin gözleri.../Halkım benim/Askıda çığ... • • • Dün, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan'ın haksız yere asılışlarının, canlarını yitirişlerinin yıldönümüydü. O geceyi nasıl unuturum? Milliyet'ten ayrıldıktan sonra, Türk Haberler Ajansı'na girmiş, baskılar sonucunda oradan da ayrılmak zorunda.kalmıştım. Arada sırada 'Yankı'ya haber toplamakla birlikte işsizdim. Eylem, 1 yaşındaydı, annesi Özlem'e gebeydi. İki sivil polis, 'Yankı'ya gelmişler gece sokağa çıkma kartımı elimden almışlardt. Çok inceydiler. Biri: Mustafa Bey, sokağa çıkma kartınızı verir misiniz? demişti. Sesimi çıkarmadan çıkarıp verdim! Arkadaşlanm, bir şey sezinlememişlerdi. Yankı'da, daktilomun başındaydım. 12 Mart faşizmi dişlerini gösteriyordu... Deniz'lerin asıldığı gece, sokağa çıkamayacaktım! Yabancı basından gazeteciler, "Ne oldu, bir şey var mı?" diye bana soruyorlardı telefonla. Savunman Halit Çelenk'i aradım. Gece, gider ne eders9 haber vermesini rica ettim. 5 mayısı 6 mayısa bağlayan geceyarısından sonraydı. Telefon çaldı; Halit Çelenk'ti! * Haber verdiler, şimdi çıkıyorum! dedi... Yatağıma dön9üm, eşim ağlıyordu! Mümtaz içerideydi galiba; Sevgi Soysal'la giderken Kızılay'da, Yusuf Aslan'ın babası ile karşılaşmıştık. Uç gencin gömüt taşlarının yapılması sırasında güçlükler çıkartıldığını söylemişti. Üç gömüt de yan yana konmamış, gomütleri bile ayrılmak istenmişti. Sevgi Soysal, şöyle dedi: : Onlara gömüt gerekmez; bir gün anıtları dikilir! ' \ Birkaç günden beri, bir bayan okur (H.B.) sürekli aradı; bir bilgi almak istiyordu: 6 mayıs pazartesi günü, Karşıyaka'da tören yapılacak mı? Ben, haksız yere asılan o çocukları gönlümde anacağım! dedim. Gidip, bir çiçek bırakan da olabilir. Bilmiyorum... Solcu hükümlüler, tutuklular, cezaevlerindeydiler. Değişen ne v a r d l ? BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Kendi bilgi ve niteliklerini ya da mallarını överek karşısındakini kandıran kimse. 2/ Küçük erkek kardeş... 'Kolay, rahat' anlamında argo sözcük. 3/ Bir işe girerken, kendi için güvence doğuracak bilgi ya da kefil yerine geçebilecek ad verme. 4/ Futbolda sayı... Yemek. 5/ En büyük... îki tarla arasındaki sınır. 6/ Olumsuzluk belirten bir önek... Dişi deve. 7/ Sarma, kuşattna... Çabuk tutuşan süngerimsi bir madde. 8/ Din adamlarının başlanna giydikleri ve simgeleri sayılan başlık... Yüz, çehre. 9/ Verme, ödeme... Ege kıyılarına, özellikle Izmir kentine özgü deniz meltemi. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Çatı arasında ya da dükkânlann üstünde bulunan basık oda. 2/ Dince aziz tanman kimi kadınlara verilen saygı sanı... Dinin buyruklarını yerine getirip yasak ettiklerinden sakınan kimse. 3/ Tütsü ile kurutulmuşu oldukça sürümlü olan bir balık... Gözleri görmeyen. 4/ Bademden yapılan bir şerbet. 5/ Briçte 'çağrı' anlamında kullanılan sözcük... İstanbul un bir semti. 6/ Denk, eşit... TUzağa düşürülen şey... tlaç, 7/ Kitap biçiminde düzenlenmiş takvim. 8/ Ceset... Yüksek sesle bağırma. 9/ Kalayın simgesi... Deve semeri. : İçimizdeıı Herkcs! TART1SMA yonlu stüdyo dairesi satılıyor. Kimileri estetik güzellik peşinde; ama bu nüans farklarını görebiliyor muyuz? Bu konunun fizibilitesini bir incelesek diyorum. Üniversite kurulan yere kampus diyor, amfilerde ders anlatıyoruz. TV'den her gün döviı efektini ve maçın skorunu öğreniyoruz. Savunmaya defans, köşe atışına korner, kaldırıma rofüj, suyoluna viyadük, yanyola varyant diyor, takım, birlik, bölük; hadi bilemediniz grup, ekip yerine tim kurduruyoruz. Denizbilimine oşinografi, geçmişe özleme nostalji diyor, ankesörlü telefona jeton attırıp, abonman sattırıyoruz. Anı olsun diye insanlara şilt veriyor, reklamlarda cıngıl çaldırıyor, oyunlarda efekt yaptırıp, rekorlanegale ettiriyor, yapılan restore,hastaları rehabilite ettiriyoruz. Bazılarımız kibar kibar, iyice incelterek 'dolar ve halk' derken, bazılan da bastıra bastıra 'Türkiya' diyor. Gazetelerde her gün 'parttune ya da fulltime eleman aranıyor, çeşitli medyalar tanıtıhyor. Saym Mümtaz Soysal bir yazısını şöyle bitiriyor: 'Türkçeyi Türklere öldürtmek' Biz, Türkçeyi Türkiye'de işte böyle öldürebiliriz; ama Hıristiyan bir toplum olduklan halde dillerini unutmadıkları için bugünlere kadar gelebilen Gagavuz Türkleri'ne ve yüzyıllardır onu kullanıp tüm engellemelere karşın koruyan, genç kuşaklarına anadilini daha iyi öğretebilmek için şimdi bizden alfabe, kitap, öğretmen isteyen; gazetelerimizi okuyan, TV'mizi izleyen öbür Türklere karşı tarihsel bir görev üstlenmemiz gerekmez mi? Işlediğimiz bu suça onları da ortak etmenin anlamı yok! NADtYE SARITOSUN tTÜ Dil ve Inküap Tarihi Bölümü Lokantaya gidiyorsunuz, garson yanınıza gelip soruyor, 'içecek olarak ne ahrsınız?' Daha sonra şöyle diyor, 'yemek olarak ne ahrsınız?' Manavdan, pazardan sebze; kasaptan et mi ahyoruz? Sabah sabah komşum oğlunu uğurluyor, 'Kaç gibi dönersin Türker?' Türker cevap veriyor: 'Beş gibi dönüyor olacağım.' Şaşırdım kaîdım. Bizim 'gibi' sözcuğünün başına ne işler gelmiş de ben o güne kadar ayrımına varmamışım. 'Gibi' ilgeç öbeğinden bir sözcüktür, benzetme kurar; hani... 'Turp gibi dalyan gibi süt dökmüş kedi gibi' deriz ya... 'Kaç gibi beş gibi' burada kim kime benzetildi? Biz şöyle demez miyiz: 'Kaçta gelirsin? Beşe doğru gelirim.' 'Hayret bir şey değü mi?' Bu deyiş de hayret bir şey. lyi bir şey; güzel, çirkin, hoş bir şey olur da hayret bir şey nasıl olur? Türkçede sıfatlar ad gibi kullamlır (Gençler çalışmalı), adlar belirteç görevi üstlenebilir (akşam geliriz); ama ünlemler sıfat gibi kullarulamaz. Bu, bir zekâ ürünü değil, mecazh bir söyleyiş yok, argo da değil, dili işletip geliştirmez. Ama, 'bu gene de güzel bir nü radyolarda sıfir grubu er aş pozitif ya . söyleyiş' diyenlere, 'aman bir şey, ey vah bir da er aş negatif kan aranıyor. tşin ilginç yaşey, yazık bir şey, vah bir şey.' Lokantaya gi nı, bazen böyle de yazıhyor. Bankadan yadiyorsunuz, garson yanınıza gelip soruyor, zılar geliyor. 'Telecart..., telecarünız..' Biz 'içecek olarak ne ahrsınız?' Daha sonra şöy bu cartı kart diye yazmaz mıydık? Hakemle diyor, 'yemek olarak ne ahrsınız?' Ma ler san cart, kırmızı cart gösterdi diye yaznavdan, pazardan sebze; kasaptan et mi alı mıyoruz ki, şimdi kart neden 'cart' oldu; yoruz? Biz yemekleri yer, içecekleri içeriz. cart curt der gibi. Ama şimdilerde çay alnuyor, drink ahyoruz. MEB'nin ders kitaplarında ilk okul yaŞimdilerde gözümüzü alfabeye diktik. Iki zıhyor, son okul var gibi; orta okul yazıhveli okul bahçesinde konuşuyor: 'Sizinki aş yor, baş okul hangisi? Bazılarımız full doşubesinde mi, ef şubesinde mi?' Yanıt geli İu. Restoran lokantasına yemeğe çıkıp, diyor, 'aş şubesinde.' Bana da soruyorlar, ey rink alırken fon dip' yapıyor. Butik mağami desem, bi mi desem...'Her Allah'ın gü zasında damping yapıhyor, emlakçıda okaz 60 YIL ONCE Cumhuriyel Kongre hazırlığı 7 MAYIS 1931 Fırka kongresine iştirak edecek murahhaslarm kısmı azami şehrimize gelmişlerdir. Kongre pazar günü saat iki buçukta içtima edecektir. Evvelâ Gazi küşat nutkunu irat edecek, reis ve kâtipler seçilecek, müteakıben umumi heyeti idarenin raporu okunarak raporun ve hesabatın tetkiki için müteaddit encümenler teşkil edilecek ve encümenlerin mesaişme ^ırsat verilmek üzere bir,4ki gun "verıreceîcîir'r Gazi Hz!nin Fırka kongresini küşat edecek nutuklan çok uzun olmıyacaktır. Ismet Paşanm beyanatı mufassal olacaktır. Fırka grubu bugün öğleden evvel ve öğleden sonra Başvekü tsmet Paşanın riyasetinde içtima ederek intihabat yapılmış, reis vekilliklerine Ali (Afyon), Cemil (Tekirdağı), grup heyeti idaresine de Kıhç Ali, Cemal (Antalya), Rasih (Antalya), Ali Rana (İstanbul), Abdülmuttalip (Malatya), Rasim (Sıvas), Zamir (Adana), Hakkı Tarik (Giresun), Ali Şuuri (Bahkesir) Beyler intihap edilmişlerdir. Yeni Heyeti Vekile bugün Ismet Paşanın riyasetinde içtima etmiştir. Heyeti Vekile, hükumetin Büyük Millet Meclisinde okuyacağı programı hazırlamakla meşgul olmuştur. Çanüıea Kiıııe Ait? Çamhca'ya yolu düşenler, hemen Topbaşların villalarmın yamnda Baymdırlık Bakanhğı' nın apartman benzerİ inşaatmı görünce şaşkınlığa kapılıyorlar. Eğer tstanbul gibi bir şehir Çamlıca Tepesi gibi bir tepeye sahip olursa ve o tepeye günün birinde birkaç açıkgöz dilediğini yapabilirse, o şehrin bulunduğu ülkede bulunan yüksek mi yüksek, güçlü mü güçlü "tarih ve doğa varlıklarını koruma kurullannın" ne yaptığını ve ne işe yaradığını düşünmez de ne yaparsınız? Ben, çok uzun boykı duşünmeyt»=ws^m durumda kurulların bir işe yaradığma değil, gördüğünüze inanın derim. Çok şükür Topbaş villalarmın önünden ve arkasından asfalt yollar geçirildi ve "turiznı amaçlı" bu sitenin muhterem sakinleri huzura kavuştular. Hemen yanıbaşındaki bin yılhk Çamlıca Suyu Çeşmesi'nin de üzerine güzel bir cami kondurdular. Ama bu "imar hamlesi" bitmedi. Daha da ilginci, Çamhca'daki bu "imar hamlesi" ile birlikte Topbaşların komşusu olma>a hazırlananlar arasında yal kanlığı'nın apartman benzeri inşaatını görünce şaşkınlığa kapılıyorlar. Oysa bir şehrin Çamlıca gibi bir tepesi varsa ve bu tepeye isteyen isteyebildiğini yapabiliyorsa, bu açıkgözler arasına bir de bakanlık katılıyorsa o zaman hiç şaşırmamak gerekir. Çünkü bir şehrin Çamlıca tepesi gibi bir tepesi varsa ve bu tepeye isteyen isteyebildiğini yapıyorsa, insanlarm mülkiyeti onlara ait dahi olsa o şehri kendilerine ait olarak görmediğini anlarsınız. Bana sorarsanız olmayacak şeylere değil, gördüğünüze inanın de Baymdırlık Bakanlığı'nın olması. Çamlıca'ya yolu düşenler, hemen Topbaş KORHAN GÜMÜŞ ların villalarmın yanında Baymdırlık Ba Y.Mimar / İstanbul Hindistan'da boykot "Manchester Exchange" ismindeki ticaret ve sanayi • erbabı birliğine mensup sekiz bin kişi dün fevkalâde bir içtima yapmışlardır. Bu içtimada kabul edilen bir karar suretinde Hint'lilerin Lâncashire'den gönderilen ticaret eşyasına boykot ilan etmiş olmaları ve Hindistan'da alınan ithalât resimlerinin son günlerde artınlmış olması protesto edilmiştir. 30 YflL ÖNCE CumhuriYet 7 MAYIS 1961 Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel, bugün Başbakanlıkta Milli Eğitim Bakanı j Ahmet Tahtakılıç'ı kabul ederek hızla ilerletilen okul inşaatı ve bölge okulları ile Ankara'da inşası düşünülen toplu bir Milli Eğitim Bakanhğı binası projeleri üzerinde gdrüşmüştür. Başkan Gürsel daha sonra Sanayi Cemal Gürsel Bakanı Ihsan Soyak'ı kabul ederek resmi ve özel sektöre ait sanayiinin son durumlan ve ilmi esaslara müstenit koordinasyonlu bir sanayi çalışrna teşkilâtı üzerinde izahat almıştır. Bilahare Baymdırlık Bakanı Mukbil Gökdoğan ve Devlet Su Işleri Umum Müdürü ile mütehassıs heyetlerle memleketin son yağış durumlan ve barajlarda önümüzdeki yaz mevsimi için yedek su toplanmalan ve bu seneki sularna işlerini.ı artırılması • konusunda çahşmış ve ilgililere gerekli direktifleri vermiştir. Başkan Gürsel Başbakanhktan ayrılırken etrafını saran basın mensuplanna "Tabii Amerikan füzesi hakkında soracaksınız" diyerek şunları söylemiştir: "Amerika hür sahada çahşan, yaşıyan, yaratıcı bir hürriyet içinde olan memlekettir. Bu mu.vaffakiyetlerin daha çok üstünde müspet başarılar vereceğinden kimse şüphe etmemelidir. Amerikâlılan hem tebrik eder, hem de daha çok muvaffak olmalarını temenni ederim!' Gürsel ve eğitim den altı değil, belki de altmış kat daha iyi Ülkemizin bir köşesindeki falanca köyün beş sınıflıtek eğitimöğretim görmüş akranlan öğrencüerle bir eşitsizliğin sağlamasını yapmaya çaöğretmenli okulundan mezun olan bir öğrenci, çağdaş hşacaktır. "Fırsat eşitsizliği"nin... dünyada kendine bir yer (çağdaş bir yer) edinebilecek mi Yazık ki bu durumda bulunan okullandersiniz? mızm sayısı hiç de azımsanacak kadar değildir. Kaldı ki tek bir öğrenci için bile şu Eğitimöğretimin ülkemizdeki sorunlan 3. Bölgeler özelinde, iller arasında, ya da bu gerekçeyle hafifletilemez sorunun üzerine kafa yoranların bile çoğu zaman 4. İller özelinde, ilçeler arasında, ağırlığı. unuttuğu ya da kısa geçtikleri bir sorunu5. îl ve ilçelerdeki semtler arasında, öte yandan "öğrenciye de yazık, ögretmuz var ki "düşman başına". 6. Semtlerle köyler arasında, mene de" diye formüle edebileceğimiz (böyNedir derseniz? 7. Köyler özelinde, birden fazla öğretmeni le bir sonuç veren) bu olgunun içinde öğBeş sınıflıtek öğretmenli ilkokullar, ya bulunan okullarla tek öğretmenli okullar retmen de var. En az yedi kat daha güç konıtım alırsınız. arasında önemli niteliksel ayrımlann bulun şullarda çağdaşhk savaşımı vermeye çahşan İlk bakışta çok önemli bir sorun varmış ması. ve bunca güç koşullarda çalışmasına kargibi görünmüyor. Ancak ülkemiz (ve geri Bütün bunlara bir de özel okul, özel öğ şın hiçbir ek olanağa kavuşamayan... Işin kalmış ülkeler) bağlamında bu olgunun, retmen, özeldershane.özel koşulları ve or ilginç yanı, çoğu zaman bu olgunun gerek"sorun içinde sorun" olarak tanımlanabi tamları da eklemek gerekmektedir. çesi olarak "öğretmen yetersizliği" diye bir lir nitelikte olduğunu görüyoruz. tşte sorunun boyutlan! söz duymaktayız. Öz olarak eğitim dizgemizdeki 'fırsat eşit Ülkemizin bir köşesindeki falanca köyün Öğretmen olmayı çoktan hak etmiş üniskligi'nin en çarpıcı yanlarmdan birini gös beş sınıflıtek öğretmenli okulundan mezun versite, eğitim enstitüsü mezunlan şu ya da termesi bakımından da üzerindc durulma olan bir öğrenci, çağdaş dünyada kendine bu çağdışı, hukukdışı ölçüt ve gerekçelerle sı gerekir. bir yer (çağdaş bir yer) edinebilecek mi der öğretmenliğe ahnmazken öğretmen açığınYalnızca "sorun" değil, "sorun halkalan" siniz? Ben sanmıyorum. Ya da öğrenimini dan, giderek "öğretmen yetersizliği"nden sürdürmeye kalksa, bunu nereye kadar gö söz etmek!... öğretmen diye yol gözleyen on vardır burada. türebilecektir? Kimse kestiremez. Kesin olan binlerce yavruyu bu gerekçeyle öğretmenNelerdir bu halkalar? 1. Eğitim dizgemizin öz ve biçim bakı bir şey varsa o da bu öğrencinin, ilkokul siz bırakmak... Bir anlamda öğretimsiz, bimından evrensel ölçütlerle karşüaştınlama dan sonraki öğrenim yaşamında zorlu bir linçsiz, geleceksiz... yacak kadar yetersiz (geri, eksik, yanhş, ez yarışmayla baş başa kalacağıdır. Zorlu, acı Gülünç kaçıyor doğrusu. masız, eşitsiz... Sorunun evrensel boyutu bir berci vb) olması. 2. Ülkemiz özelinde, bölgeler arasında, yana, bu öğrenci verili koşullarda kendisin ŞABAN AKBABA inı Di^emiz ve Bir SagJaması **•• Kuzey Kıbrıs'ta, ana muhalefet partisi, CTP'nin Dış İlişkiler Yazmanı Fadıl Çağda, Kıbrıs'a döndü. Döner dönmez de telefon etti. Rum kesiminden AKEL (Çahşan Halkın İlerici Partisi) yöneticileri, Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin çağrılısı olarak kuzeye geçmişler. AKEL Genel Yazmanı Hristosyas başkanlığında altı kişi. Gözlemlerim o ki, Kıbrıs'ta TürkRum birlikte yaşamayı, iktidardan çok muhalefet istiyor gibi. Denktaş yönetimine, muhalefet gazeteleri 'anası gibi danası' başlıgını atıyorlardı. Anlayacağınız Hacı TÖ yönetimine, yöntemine benzetiyorlardı, Denktaş'ın din kitapları var; Hacı TÖ, Singapur'da başı takkeli namaz kılıyor... 29 Mayıs günü, Fadıl Çağda'nın yardımcısı Ozkan Gülok, üç kişinin taşlı sopalı saldırısına uğramış, kıyasıya dövülmüş. Saldırganlar bulunamamış. Denktaş yönetiminden önce, Kıbrıs'ta daha bir demokratça yönetim mi vardı? Şimdi, 'sinei millet'e dönen muhalefet milietvekilleri, milletvekilliklerini de yitirdiler, Meclise dönemediler. Ulusal Birlik Partisi, Denktaş'ın ilginç seçim yasasıyla, çoğunlukta. Erken seçime de gitmiyorlar. Sallıyorlar, savsaklıyorlar seçimleri. 'Rumlar gelecek' kışkırtmacasıyla, iktidarlarını sürdürüyorlar işte. Tam anası m ı n e ? İLAN TAŞKÖPRÜ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1990/93 Karar No: 1991/79 Davacı Mehtnet Nuri Doğan tarafından davalı Musa Kuşçu ve arkadaşları aleyhine açılan izalei şuyu davasının yapılan yargılaması sonunda: Dava konusu Kastamonu ili, Taşköp ü ilçesi Alatarla köyü hudutlan dahilinde tapunun 15, 883, 885 ve 1138 parsel sayılı taşınmazlann satı> yoluyla ortaklığın giderilmesine 20.3.1991 tarihinde karar verilmiştir. Davahlardan Kastamonu ili, Taşköprü ilçesi Alatarla köyü nüfusuna kayıth olup, Taşköprü ilçesi Pulcular Mah'.si 24 noda ikâmet eden Musa Kuşçu'nun tebligata yarar açık adresi tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olduğundan işbu karar özetinin ilan mrihinden itıbaren 8 günluk süre içerisinde davalı Musa Kuşçu tarafından temyiz edilmediği takdirde kesinleşmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. ' Basın: 46715 CİHANBEYLt ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1990/366 E 1990/736 K. Davacı Halim Erdal ve Ayşe Torun tarafından davalı Elvan Polatkan Erdal ve arkadaşları aleyhine maUkememize açılan tapu iptali ve tescil davası yargılaması sonucunda mahkememizin 20.11.1990 gün ve 1990/736 karar nolu kararı ile dava dilekçesinin 5. sırasında belirtilen Elvan Erdal adına kayıth iken intikalle 21.10.1975 gün cilt: 114, sayfa: 25, no: 40'ta kayıth Faruk oğlu Elvan Polatkan Erdal adına' kayıtlı Cihanbeyli Merkez Çöl Zengerden mevkündeki 127.000 m ! miktarlı susuz tarlanın tapu kaydının iptali ile 9/36 payla Hatice Erdal, 3/36 payla Halim Erdal, Faruk Erdal, Nadi Erdal, Tuncel Erdal, Adnan Menderes Erdal, Mehmet Nuri Erdal, 3/30 payla Ayşe Torun, Vijdan Yılmaz, Fadime Feslioğlu adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, bu karar tapu kayıt malikinin Elvan Polatkan Erdal'a tebliğ edilememiş, Cumhuriyet Savcıhğı vasıtasıyla adresi tahkik edilmiş, verilen cevabi müzekkerede adresinin belli olmadığı bildirilmiş olduğundan; karann ilanen tebliğine karar verilmiş olup ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra karann tebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur. 25.4.1991 Başın: 24238 ••* Bugün Cumhuriyet'in yaş günü; 67 yaşını bitirdi, 68'ine bastı Cumhuriyet. Cumhuriyet'in gerçek sahiplerine, okurlarına kutlu olsun! Mahmut Makal anlatmıştı, Tonguç şöyle dermiş: Memleketimiz bilgili insan yönünden yoksul sayılmaz; her şeyi iyi kötü bilenler var. Fakat, sağlam karakterli, direnen insan yetiştirmek esas. Nedense, geçmişten bugüne bunu pek başaramadık! Bunu başarmalıyız... Köy Enstitülerinin amacı buydu. Sağlam karakterli, direnen, eleştiren, yerinde kafa tutan insanlar yetiştirmek. Köy Enstitülülere bakın, o direniş havasını gözlerinde okursunuz. Cumhuriyet okurları öyledir. Onlar, laiklikten, spsyal adaletten, halktan yanadırlar; doğrulardan yanadırlar. İlhan Selçuk, şöyle demişti: Bütün tarih, doğrudan yana olanların yenilgileriyle dolu. Doğruları tutan her zaman yense, tarih tarih olmazdı. CİHANBEYLİ SULH CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No Karar No Davacı Sanık 1990/40 1991/45 K.H. Mehmet Ocleroğlu, Rifat ve Dilfuruz oğlu 1955 D.lu Cihanbeyli İlçesi Yeniyayla Mahallesi Nüfusu'na kayıtlı olup halen aynı mahallede oturur, evli 2 çocukhı, okur yazar, sabıkasız, tuzculuk yapar TC tslam. Gıda Maddeleri Tüzuğü'ne muhalefet Suç 26.2.1990 Suç Tarihi Karar Tarihi 25.2.1991 Yukarıda açık kimliği yazılı bulunan sanık hakkında verilen hükmün ilanına karar verilmiş olmakla; Sanık Mehmet Üçleroğlu'nun eylemine uyan TCK'nın 396. maddesi uyarınca takdiren 3 ay hapis ve 5.000. TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına, suç tarihine göre TCK'nın 3506 sayılı yasa ile değişik 19. maddesi uyarınca ağır para cezasına 40.000. TL'den az olamayacağından sanığın 3 ay hapis ve 40.000. TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 647 sayılı yasanın 4/1. maddesi gereğince beher günluğü 5.000. TL'den hapis cezası paraya cevrilerek sanığın 450.000. TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına, sanığa verilen aynı neviden para cezaları TCK'nın 72. maddesi gereğince içtima ettirilerek 490.000. TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına, TCK'nın 402/1. maddesi gereğince sanığın curme vasıta kıldığı meslek ve ticaretinin 3 ay sure ile tatiline, takdiren işyerinin 7 gün süre ile kapatılmasına karar verilmiştir. TCK'nın 402/2. maddesi gereğince ilan olunur. Basın: 24231 GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet 7 MAYIS 1990 Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, Letonya'nın "aşamalı bağımsızlık" kararına sert tepki gösterdi. Gorbaçov'un bağımsızlık kararmdan geri donülmemesi durumunda Letonya'ya karşı da ekonomik, politik ve idari yaptırımlar uygulanacağı bildirildi. Letonya Devlet Başkanı Anatoli Gorbunov, Gorbaçov'u bugun telefonla arayarak "Bağmsızlık ilanının özunu ve geleceğe ilişkin duşüncelerini bir kez daha ileteceğini" açıkladı. Gorbi'den sert uyarı Kod: 32220 Sayı: 1990/4378 Alacaklı: Orma A.Ş. Vekili Av. Necati Şahin (Hah Sarayı karşısı Aydın Pasajı ISPARTA). Borçlu: Meka Yapı Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi (Eski Izmir Cad. 531 Sokak No: 148 Bozyaka/İZMÎR) ' Borç miktarı: 14.393.000. lira ve masrafları. Alacak nedeni: 27.8.1990 keşide tarihli çekten dolayı. Yukarıda yazılı bulunan borç ve masrafları için yazılı süresinde çıkarılan ödeme emri bila tebliğ iade edilmiş olup zabıtaca yapılan adres tahkiki neticesinde de adresiniz tespit edilemediğinden ödeme emrinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 3320 sayılı kanunla deği T.C. ADALET BAKANLIĞI ISPARTA İCRA VE İFLAS DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ İLANEN TEBLİGAT şik 31. maddesi gereğince yasada yazılı sürelere gun eklemesi suretiyle tebliğine karar verilmiştir. Bu borç ve masrafları işbu ilanın gazetede yayınmı müteakip 17 gün içerisinde ödemeniz, borçlu olmadığınız veya borcun itfa veya imhal edildiği veya alacağın zaman aşımına uğradığı hakkında itirazınız varsa bunu sebepleri ile birlîkte 12 gun içerisinde icra tetkik mercii hâkimliğine bildirmeniz, bildirmediğiniz takdirde cebri icraya devam olunacağı itiraz edildiği ve borç ödenmediği takdirde 17 gun içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmamz, bulunmazsanız hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalandınlacağınız ilanen ihtar olunur. 22.4.1991. Basın: 46949
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear