Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
••?
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhuriyn Matbaacılık ve Gazrtecihk Turk Anonım Şırkrtı adına
Sxkr Nadi % Genel Yayın MudAru. H u ı ı Cımti. Munsne Mudurü
Emiae L*»k%U, Yazı Işlcn Mudüru Okıy Gonmdn. 0 Haber Merkczı
Mudunı Yllcın Baycr. Sa>fa Duzenı Yûnetmcm AB Anr 0 Temsılcıler
ANKARA: Akmtl Tı». tZMlR. Hiknel Çrttakıy*. AOANA. Çttin >»fnotl.
k Poiü ka CriaJ BaşfeUfK- Diş Haberler EffM Bakı, Ekonomı Cc«*iz Tnfell. li-Scndıka. Ş«kraa Kemci. Kühıır Cctftl ÜSKf,
Ijunbul Haber.m k*m»l katak. E|iTım ümc» Şvtam. Yun Haeerk-ı S « * i Dofu. Spor Dınısmnı MX>lkxlır I n t ı ı ı .
Dııı Vazılar kcrcH Çslqkaa. \r«urma ŞaMp Alp*». Duzefemc tMtfefe Yaocı 0 koordınatör \baacl KarvlMa £ Malı
ljler LraJ Lrfcnl 0 Muhasebe MeM trıef 0 Buttc-Planlama S««gi OMU«fcq*oftbl 0 RcKİAIn V K TofM 0 Ek Yaîinlar
Hrt» U H 0 ld«re Hamta Gaatr 0 IjlCTm (Mtf Çdfc 0 Bılsı-Istem "»a» laal 0 Pmoncl Sr
f«)ı. «an,, Başkn M4k N«*
Oku> Aklal. talpa İ R t , H m
Ccaaal. Kikmtf ÇMatan. Ofcn
G O M I U , UJar MMBKK. llhafl
Setptk, All Stnnca. t b v t lsa
Bassn .« ya.vffrc. Ctımtıunyfl Malbaacıük ve Gszoeallk TA Ş Turkocagı Cad 39 '41 Caialoğlu
Î4334 [51 PK 246 Ittanbul Td 512 05 05 (20 hat), Tdcx 22246 Fa« (1) 526 60 72 0
«u-o/ar U k n Zjya CökJÜp Blv lnkilipS.No I9'4 T« 133 II 41-4- Tclo 42344. Faj (4)13)
05 65 0 Izak- H 2ı>a Blv 1352 S. 2/3, Td. 13 12 30. Ttloı 52359, Fajı. (51) 19 !) 60
Ironu Cad 119 S. No' I Ku I, TH 19 31 52 (4 hal), Tck-. 62155. Fa> (71) 19 25 7<
TAKVİM: 5 ŞUBAT 1991 Imsak: 5.37 Güneş: 7.03 Oğle: 12.22 İkindi: 15.06 Akşam: 17.32 Yatsı: 18.53
'Etiket'
üniversiteler
öğrenci avmda
Bazı KKTC üniversiteleri akredite öldukları
ABD üniversitelerinin adına diploma vererek
öğrencilerine Türkiye'de 'yedeksubayhk
hakkı' kazandırıyorlar.'
HAKAN AYGUN
ANKARA — Türkiye'deki
universite kazanamayan öğren-
ciler için "umut kapısı" olan
KKTC universitelerine YÖK
"denklik" vermemekte ısrar
ediyor. Türkiye'de verdikleri
ilanlarla öğrenci toplayan üni-
versitelere YÖK'un denklik ver-
mesinin olanaksız olduğu ifade
edilirken bazı KKTC üniversi-
teleri akredite öldukları ABD
üniversitelerinin adına diploma
vererek öğrencilerinin Turkiye
1
de "yedeksubayhk hakkı" al-
ması ve başka üniversitelerde
eğitime devam etmelerine ola-
nak sağlıyorlar.
KKTC'de Türkiye'deki üni-
versitelerle denkliği benimsenen
Doğu Akdeniz Üniversıtesi dı-
şında, özel kişi ya da vakıflar
tarafından kurulan Lefke, Gir-
ne ve Yakındoğu üniversiteleri
bulunuyor. Astronomik öğre-
nim bedelleriyle öğrenci bula-
bilen KKTC üniversitelerinin
öğrencilerinin yüzde 90'ını
Türkiye'den gidenler oluşturu-
yor. Türkiye'deki universite ka-
zanamayan öğrencileri "hedef
kitle" olarak benimseyen bu
üniversiteler, gelir getireceği ge-
rekçesiyle KKTC hükumeti ta-
rafından da destekleniyor.
KKTC üniversiteleri gerekli alt-
yapıya sahip olamadıklan gibi
gerekli öğretim üyesi sayısına
da ulaşmış değiller.
Lefkoşa'daki Yakındoğu
Üniversitesi hizmete girdiği
1988 yıhndan bu yana "elektri-
ği, suyu, telefonu olma>-an" bir
universite olarak un yaparken
geçen aylarda elektrik ve suya
kavuştu. Universite rektöru
olan Suat Gulen, akademik
hiçbir unvanı olmayan bir özel
dersane yöneticisi. Doğu Akde-
niz Üniversitesi yetkilileri, uni-
versitenin bazı broşürlerinde
öğretim üyelerini kendi kadro-
sundaymış gibi göstermesinin
ve ilanlarını bu üniversitenin
ilanlarma benzetmesinden ra-
hatsızlık duyduklarını ifade
ediyorlar.
Girne'deki UCNC Girne
Amerikan Üniversitesi ise
KKTCdeki "eükel universite"
olarak adlandırılan üniversite-
lerin en eskisi. 1985 yıhnda açı-
lan universite, önceki öğretim
yıhndan başlayarak ABD'deki
Southeastern Üniversitesi ile
"akredite" olarak çalışıyor.
Üniversitenin gazete ilanlann-
da verilen diplomanın YÖK ta-
rafından tanındığı öne sürülür-
ken diplomanın da Türkiye'de
"yedeksubaylık hakkı" sağlaya-
cağı ifade ediliyor. Üniversite,
Turkiye"ye de "yataj- geçiş" ya-
pılabileceğini yine ilanlarında
öne sürüyor.
KKTC üniversitelerinde oku-
yan öğrencilerden Türkiye'de
yedeksubaylık hakkı alanlar ve
yatay geçiş yaptıranJar sınırb da
olsa bulunuyor. Ancak son üni-
versitelerarası kurulda bu üni-
versitelere denklik verilmeme-
sinden sonra bu durumun sür-
mesi beklenmiyor. Üniversitele-
rarası Kurul Başkanı ve Boğa-
ziçi Üniversitesi Rektörü Prof.
Ergun Tofrol, bu üniversite me-
zunlarının Türkiye'de "yedek-
subayhk hakkr'nın tartışmalı
olduğunu belirtirken mevcut
koşullarda bu üniversitelere
denklik verilmesinin de olanak-
sız olduğunu ifade ediyor.
YÖK Başkanvekili Uygur Ta-
zebay da KKTC üniversiteleri-
nin verdiği dört yıllık lisans dip-
lomalarının Türkiye'de tanın-
masının mümkün olmadığını
belirtirken bu üniversitelere tu-
rizm ağırlıkh iki yıllık yıiksek
okullar açmasını önerdiklerini
ve bu okullara denklik verilebi-
leceğini bildirdiklerini kay-
dediyor.
tstanbul Valiliği 'Kostantıniyye* adına karşı Fatih'ten daha amansız!
6
Urun Koııstaııtiııe!Yaklaşık iki yıldır
yayımlanmakta olan
Kostantıniyye
Haberleri gazetesi
îstanbul Valiliği'nce
alınan yasaklama
kararı nedeniyle adını
Bizim Şehir Haberleri
olarak değiştirmek
zorunda kaldı. Valilik
tarafından gönderilen
yazıda Kostantıniyye
adının eski Bizansı
hatırlattığı, bu yüzden
isim olarak
kullanılmasının Basın
Kanunu'na aykırı
olduğu ileri sürülüyor.
ANNA TURAY
"Be makam-ı Konstantiniyye
el mahmi>>e." İlber Ortaylı
"tstanbul'dan Sayfalar" kitabı-
na 'büyük şehrin' bu ismiyle
başbyor, sonra yüzyıllar boyu
Osmanlı tmparatorluğu'nun
fermanlaruıda ve kayıtlarında
şehrin isminin böyle geçtiğini
belirtiyor.
tstanbul'un ilk sayfasını çevi-
rirken kimi adlannı da sıralıyor
Ortayh:
"tsimleri çoktu büyük şehrin;
Asitane, Deraliyye, Dar-ul hila-
fefil aliyye, Dar'üssaadet veya
Dersaadet (Saadet evi-Saadet
kapısı), tsiambol gibi... îstanbul
'Stinpolis-şenre dognı' de>imin-
den gelir. Nedense Konstantino-
pol isminden bucak bucak ka-
çanlar, bu kelimeyi Tiırkçe $a-
nııiar. 15. yuzyıldan beri şehre
gelen seyyahlar onun diizineyle
ismini saymadan edemezler."
lstanbul'un en tartışmalı ad-
larından biri 'KonsUntiniyye'
yeni bir tartışmanın odağında
yine bugünlerde. Kostanüniy^e,
yaklaşık iki yıldir bu şehrin ga-
zetelerinden birinin adı. Bu sü-
re içerisinde kimsenin pek faz-
la ilgisini çekmeyen, bilindiği
kadarıyla kimsede de 'Bizanslı-
hk rnhu uyandınnayaıı" bu ad
birden Îstanbul Valiliği'nin 'cid-
MnuMtımtn nmtı âı 6b-
.M.M91
TEPKÎLER
Alınan karar, komik
VALtLtKTEN YAZI — Gazete yöneticikrine Vali Yardımcısı
Osman Giirbuz imzasıyla gönderilen yazı şoyle: "tmtiyaz sahip-
liğini yapmakta olduğunuz Konstantini>ye Haberieri isimli ga-
zetenin adının eski Bizansı hatırlatacak şekilde bir isim olarak
kullanılmasının 5680 sayılı Basın Kanunu'nun 9/3'uncii madde-
sine muhalefette bulunduğunun ve bu isimle basım ve yayınının
mümkiın olmayacağından, tarafınızdan verilen beyannamenin
valiUgimizce verilmemiş sayıldığı hususunu tebliğenricaederim."
HABERLERt
NEZtH DEMİRKENT
(Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı): Alınan, çok komik
bir karar. Çünkü bu yayın
aylardan beri çıkıyordu,
dağıtılıyordu, hiç kimsede
Bizans nıhu canlanmadı.
Kararı alan kişi Bizans'ın ne
olduğunu herhalde çok iyi
bilmiyor. Bizans bu topraklar
üzerinde kurulmuş bir
imparatorluktur. Rumlarla da
bir ilgisi yoktur. Kostantıniyye
dergisinin Bizans ruhunu nasıl
yarattığını birisi anlatırsa çok
memnun olacağım. Şu
günlerde yasak koymak görev
haline geldi. Insanların
isimlerine yasak konuluyor,
düşüncelerine yasak
konuluyor. Dünya giderek
beynelmilel ölçülere vanrken
biz tutucu olmakta ısrar
cdiyonız. Allah cümlemize
yardım etsin.
ORHAN ERİNÇ (Türkiye
Gazeteciler Sendikası Genel
Başkanı): Kostantıniyye'nin
Basın Kanunu'nun 8. ve 9.
maddelerine göre yayın
beyannamesini vermemiş
sayılacağına ilişkin bildirirn,
anılan maddelerde öngörülen
şekil şartlannın olağandışı bir
biçimde yorumlandığıru
göstermektedir. Maddede
olmayan ve eski Bizans'ı
hatırlatmak gibi ne olduğu da
anlaşılamayan ibare, aslında
Kostantıniyye'nin sansür
edilmesi sonucunu
doğurmaktadır. Böylesine
subjektif bir yonım gelecekte
başka yerlere de uygulanmaya
kalkıhrsa lstanbul'un ve
Türkiye'nin tarihinde önemli
yerleri olan, örneğin Pera
Palas ve Galata Kulesi gibi
isimlerın de değiştirilmesi
zonınluluğunu doğuracaktır.
Ayrıca Konstantiniyye,
Osmanlı döneminde
tstanbul'a Türkler tarafından
verilen çeşitli adlardan biridir.
Ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
banknotları basılana kadar
Osmanlı döneminden kalan
banknotlarda yer almıştır.
di uğraşlanndan biri' haline ge-
liverdi. Nasıl mı? Kısa bir süre
önce gazete yöneticilerine gön-
derilen Vali Yardıması Osman
Gürbüz imzalı yazıda aynen
şöyle denildi.
"tmtiyaz sahipligini yapmak-
ta olduğunuz 'Kostantıniyye
kilde bir isim olarak kullanılma-
sının 5680 sayılı Basın Kanunu'-
nun 9/3'üncıi maddesine muha-
lefette bulunduğunun ve bu
isimle basım ve yayınının müm-
kün olmayacağından, tarafınız-
dan verilen beyannamenin vali-
ligimizce verilmemiş sayıldığı
hususunu tebügen rica ederim."
Tabii Kostantıniyyecilerin ilk
tepkisi 'Hoppalaa' oldu önce.
Zaten bir buçuk yıldır bu gaze-
tenin elinden çektiklerini bir
tann bir de onlar biliyordu.
Gerçekten de 'Kostantıniyye
Haberleri', 'ayiık, siyasi gazete'
olarak yayın hayatına atıldıktan
sonra sahibi Caneyt Ayral'la,
Sorumlu Yan Işleri Müdürü
Kerim Fersan'ın başını az ağrıt-
madı. Kostantıniyye, önceleri
kendilerini 'sapına kadar İstan-
bnllu' olarak tanımlayan ve bu
şehirden duydukları rahatsızlı-
ğı anlatmak, Istanbullular ara-
sındaki iletişimsizliği gidermek
amacıyla yola çıkan iki kafada-
rın 'keyif alanı'ydı. Hafta son-
ları arabaya atlayarak 'tstanbul
kazan, onlar kepçe' dolaşıp 'ha-
ber avcılıgı" yapmak, Çelik Gü-
lersoy'dan Hilmi Yavuz'a, De-
mir Özlü'den Orhan Duru'ya
çeşitli 'imzalardan* tstanbul ya-
zıları toplamak, Cüneyt Ayral'-
ın kadın iç giyimi ticareti yaptı-
ğı işyerinde bütün bunları bir
araya getirerek büyük bir zevk-
le 'tstanbul gazetesini' yarat-
mak ve bu arada her ay milyon-
larca lirayı tstanbul sokakları-
na atmak... Kostantıniyye'nin
17 sayılık serüveninin özeti bu.
Neden 'Kostantıniyye?'.
"Biz" diyor Cüneyt Ayral,
"tstanbul'a gecmişinden gelece-
gine sahip çıkmaya çalışan bir
gazeteyiz. Bunu yaparken en or-
ta noktayı bulmak lazımdı. İs-
tanbul'un kaderi Tür«lerin eli-
ne geçtikten sonra değişmeye
başlar. O nokta Fatih'in tstan-
bul'u aldıgı noktadır. Onun için
Fatih'in söylediği lafı söylemek
bize uygun geldi. Ondan önce
Bizans'tır Konstantinopolis.
Ondan sonrasında Dersaadetler
vs var." Ayral, 'Konstantıniy
ye' sözünün Fatih'e ait olduğu-
nu iddia ediyor.
Peki yaklaşık iki yıl sonra du-
Yapımcılar, Körfezsavaşıfılmleri için kolları sıvadılar
Savaş, CNN'den sonra sînemalarda'Şeref Kalkanı' adh filmin
yapımcısı Roger Corman,
filmin öyküsünün tümüyle
gazete başlıklarından
yazıldığıru söylüyor. Filmin
senaryosu, olaylar
geliştikçe yeniden
yazılacak.
Kültür Servisi — Körfez kri-
zi, ardından Körfez savaşı ister
istemez beyazperdeye de >ansı-
dı. özellikle ABD'de çevrilen
bazı fılmler Araplara yanlı ola-
rak yaklaşıyor ve iraklıları
"terörist" olarak gösteriyor.
ABD'de yaşayan Araplar, bu tür
fîlmlerdeki "imaj"larından hiç
de hoşnut değil. İngiltere ise yeni
"savaş filmleri"ni gösterime
sokmaya yanaşmıyor.
Irak ve Saddam Hüseyin, ba-
zı filmlerin reklamlannda da işe
yarıyor. Örneğin, "Ateş Alma-
yan SUah" adh filmde aslında ne
Ortadoğu ulkeleri var ne de bu
ülkelerden insanlar. Bir grup ha-
pishane kaçkını bir kasabayı ku-
şatıyor yalnızca. Ama filmin
reklamlarında Saddam Hüse-
yin'e göndermeler yapılıyor. Ya-
pımcı Steve Stabler ise "Yaşanan
olaylarla film arasında bir ben-
zertik olduğu ortada" demekle
yetiniyor.
tngiltere'de yayımlanan The
Independent'ın haberine göre
Hollywood "Körfez savaşı
filmleri" için kolları sıvadı.
ABD'nin ünlü gosteri sanatları
dergisi Variety, şu sıralar çevril-
mekte olan savaş filmlerini
okurlanna tanıttı. "Savaş film-
LÜBNAN'A DENİZ KOMANDOLARI — tç savaş ortasındaki Lubnan'da geçen "Deniz Komandolan" adlı filmde, başrolü
üstlenen Chaıiie Sheen, Lübnanlı teröristlere karşı savaşıyor. Filmi gösterime sokmakta İngilizler acele etmiyorlar.
leri listesi"nde yer alan bütün
yapımlar düşük bütçeli. Büyük
film şirketlerinde şimdilik bu
yönde girişim yok.
"Hedef ABD", yakında Ame-
rikan sinemalarında gösterilme-
ye başlanacak. "Ateş Almayan
Silah"ın tersine, bu filmde açık-
ça Irakhlar var. Iraklı teröristle-
rin bir Amerikan kasabasını ele
geçirişi anlatılıyor. Verilen bilgi-
ye göre "Hedef ABD" Cannes
Şenliği'nde gösterflecek, ama hiç
kimse Akın Palmiye almasını
beklemiyor.
"Şeref Kalkanı" adlı filmde
yer alan "kötü adamlar" başlan-
gıçta Libyalı olarak tasarlanmış.
Ama Körfez'deki gerilimin sür-
mesi üzerine yapımcılar Libya-
lılardan vazgeçip Iraklılarda ka-
rar kılmışlar. Yapımcı Roger
Corman, filmin öyküsünün tü-
müyle gazete başlıklarından çı-
karıldığım belirtiyor. Nisanda
gösterime girmesi beklenen fil-
min senaryosu, olaylar geliştik-
çe yeniden yazılacak.
Hollywood'un Yahudi asıllı
Unlü yapımcısı Menahem Go-
lan'ın gerçekleştirdiği "Çöl Kal-
kanf'nda ise Amerikalı bir de-
niz komandosu, bir araştırma
göreviyle Körfez'e gönderiliyor.
Komando, Iraklıların "petrol
zengini komşulan"na yönelik
füze ve kimyasal silahlarını yığ-
dıkları bir ada keşfediyor. Ve
Amerikalı komando "dünyanın
göriip görecegi bu en ölomcül
adayı basarıyla yok ediyor."
Golan'ın Los Angeles'taki bü-
rosundan Priscilla McDonald,
"Çöl Kalkanı"nın senaryosunun
Körfez krizinden çok önce yazıl-
dığını, o sıralar filmin tran fü-
ze saldınsına uğrayan Amerikan
gemilerini konu aldığıru belirti-
yor. Ancak ittifaklar değişince,
"kötü adamlar"ın milliyeti de
değişmiş. Çekimleri İsrail'de ya-
pılan "Çöl Kalkanı"nın yönet-
meni de Şimon Dotan adlı eski
bir Israil sualtı komandosu.
Bu arada ABD'de yaşayan
Araplar bu "furya"dan hiç de
hoşnut değil. Bu tür filmlerin
"toplumsal imaj"lannı zedele-
mesinden çekiniyorlar. Söz ko-
nusu filmlerde "zengin, riışvet-
çi, içten pazariıklı, karga burun-
lu, şişman, pis..." gibi sıfatlarla
söz ediliyor. Geçenlerde Was-
hington Post'a bir açıklama ya-
^an Iraklı bir sinema oyuncusu,
>on zamanlarda çevrilen filmler-
de "terörist" rolü dışında rol bu-
lamamaktan yakınıyor.
tngiltere ise bu tür yapımlan
gösterime sokmakta aceleci dav-
ranmıyor. Söz gelimi, savaş he-
yecanından para vurabilecek
filmlerden "Deniz
Komandolan" ABD'de geçen
yaz gösterime girmesine karşın
ıngiltere'de henüz sinemaların
programına alınmadı. Çekimi
Ispanya'da yapılan filmde baş-
rolü üstlenen Charlie Sheen, iç
savaşın parçaladığı Beyrut'ta
Lübnanlı teröristlerle kapışıyor.
Rank dağıtım şirketinden Brian
Burton ise "Savaş sayesinde pa-
ra vurmak istemiyoruz" diyor.
öte yandan The Indepen-
dent'a konuyla ilgili görüş bildi-
ren bazı tngiliz ilgililer, savaş yü-
zünden savaşfiUnlerininhemen
gösterime sokulmasının gerek-
sizliğini vurguluyorlar. Bakahm,
bu konuda Türkiye'nin tutumu
ne olacak? Son yülarda Ameri-
kan kökenli şirketlerin piyasaya
ağırlığıru koyduğu Türkiye, Kör-
fez savaşında yaşamaya aday ol-
duğu "sıcakhgı", Körfez savaşı
fılmlerinde de yaşayacak mı?
rup dururken 'Bizans'ı
hatıriamalannın' nedeni ne ola-
bilir? "Bütün mesele gazetenin
künyesinin degişmesi" diyor
Cüneyt Ayral. "Önceleri tbra-
him Ayral Limited Şirketi'nin
bir kültür yayını olarak çıkan
gazeteyi, şirket holding olduk-
tan sonra bu bünye içerisinde
bir reklam-yayın şirketi kura-
rak, bu yeni şirkete devrettik.
Ancak birtakım şeyleri eksik
yapmışız ki aralık avında bura-
ya basın savcüığından görevliler
geldi ve 'şekil şartını' yerine ge-
rjrmedigimiz için ocak sayımızın
yayınının durdunılmasını tebliğ
erü. Kısa bir süre once gelen son
tebliğ, yayını durdurulmuş bir
gazetenin yayınını dtrdunıyor
anlayacagımz."
Kostantıniyyeciler sonunda
pes ettiler. 'Hepinize de Kostan-
tıniyye!' deyip ocak-şubat bir-
leşik sayısında gazetenin adını
'Bizim Şehir' olarak değiştirdi-
ler. Bu kararı almalarına biraz
da "Adınız kötü, Rumlan ha-
üriatıyor, reklam vermemiz çok
güç" diyerek gazeteye ilan ver-
mekten kaçınan ve günden gü-
ne yükselen mahyet karşısında
Kostantıniyyecileri güç durum-
da bırakan şirketler etkili oldu.
Yine de Cüneyt Ayral
"Kararlıyız" diyor, "Mahke-
meye gidip Kostantıniyye adını
geri alacagız."
îstanbul admın
kaynağı
Plinius'a göre lstanbul'un bi-
linen en eski adı Lygos. Bugün-
kü Sarayburnu yöresinde kurul-
duğu öne sürülen bu kentin ye-
rinde 10 660'ta yeni bir yurt
aramak üzere Yunanistan'dan
yola çıkan Megaralı göçmenler
bir kent kurdular ve bu kente
onderlerinin adını vererek
'Byzas-Byzans' dediler. Daha
sonra bu ada, yer belirtmek
amacıyla 'ion' takısı eklendi ve
Roma tmparatoru Büyük Kons-
tantin'e dek kent, aynı adla
anıldı. tmparator Konstantinus
hükümet merkezini Roma'dan
taşımaya karar verdiğinde aske-
ri, ticari ve ekonomik açıdan en
elverişli yer olarak Byzantion'u
seçti. Konstantinus tarafından
yeniden yapılan kent tS 11 Ma-
yıs 33O'da Roma Nova-Nea Ro-
ma (Yeni Roma) adı altında ye-
niden açıldı. İmparator Kons-
tantinus'un ölümünden sonra
onun onuruna kente Konstanti-
nopolis denildi. Ancak kent
uzun süre yalnızca 'polis' diye
anıldı. Daha sonra 'stin' (sten)
takısuun bu sözcüğün başına ge-
tirilmesiyle 'kentte' ya da
'kente' anlamına gelecek
Stinopolis' adı kullanıhr oldu.
Federasyon Başkanı
Sertoğlu:
Avlanmayı
bırakalıın
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosn)— Avcılık ve Atıcılık Fede-
rasyonu Başkanı Metin Sertoğ-
lu, Türkiye'de bulunan 4 milyon
avcıya çağrıda bulunarak "Tü-
fekleri yağlayıp, avlanmayı kısa
bir süre de olsa, bırakahm" de-
di.
Federasyon Başkanı Metin
Sertoğlu şunlan söyledi: "Yoğun
kar kağışı ve soğuk hava, bircok
gölün ve nehrin donmasına ne-
den oldu. Ormanlarda ve dağ-
larda yaşayan av kuşlannın aç-
lıktan öldüğünü göniyoruz. Av-
cılık, hayvanlan ve kuşları vur-
mak değildir. Kötü hava koşul-
lannda avcılar kuslar ve hay\
i
an-
lara yardım etmeli. Gün, tüfek-
leri yağlayarak duvara kaldırma
günüdür. Av kaynaklannı koru-
mak, bepimizin milli görevidir."
Ağaçlandırma, yangına yetişmiyor
Her yıl 1 milyon 120 bih ile 1 milyon 130 bin
dekar alan ağaçlandırılabiliyor. Orman Genel
Müdürlüğü, çıkan yangınlarda her yıl bu
kadar alanın kül olduğunu belirtiyor.
HÜSEYİN ERCİYAS
tZMİR — Orman varlığımız,
çıkan yangınlarda giderek aza-
lıyor. Her yıl ağaçlandırılan
alan kadar orman yangınlarda
yok oluyor. Son 11 yılda çıkan
yangınlarda, ulke genelinde 1
milyon 221 bin 334 dekar or-
manlık alanın kül olduğu bildi-
riliyor. Ormanlann büyumesi
için yılda 3 milyon dekarlık böl-
genin ağaçlandırılması gerekti-
ği belirtiliyor.
Orman Genel Müdürlüğü ve-
rilerine göre, ülkemiz yüzölçü-
münun yüzde 26'sını ormanlar
oluşturuyor. 202 milyon dekar
kapsayan orman varhğımızın 89
milyon dekarlık bölümü verimli
ormanlardan, 113 milyon de-
karlık bölümü de verim gücü
düşük ya da tümüyle verimsiz,
bozuk oımanlardan, makilik ve
çalılıklardan oluşuyor. Yangın-
lar, orman varhğımızın en teh-
likeli "düşmanı" oluyor.
Orman Genel Müdürlüğü'n-
den edinilen bilgiye göre,
1980-1990 yılları sırasında çıkan
14 bin 716 yangında, ulke gene-
linde toplam 1 milyon 221 bin
334 dekar orman kül oldu. Ül-
kemizdeki orman yangınlannın
alan olarak yüzde 41'i Ege, yüz-
de 24'ü Akdeniz, yüzde 22'si
Marmara, yuzde 13'ünde diğer
bölgelerde meydana geldi. Ülke-
mizde 1937-1990 yılları arasın-
da çıkan 47 bin 626 yangınday-
sa 13 milyon 908 bin 850 dekar
dolayında ormanhk alan kül ol-
du.
Yapılan incelemeler ülkemiz-
de orman yangınlannın yüzde
24'ünün ilunal ve dikkatsizlik
sonucu çıktığını, yüzde 28'inin
kasten çıkarıldığını, yüzde
47'sinin çıkış nedeninin belirle-
nemediğini, yüzde l'inin de yıl-
dırım düşmesi sonucu çıktığını
ortaya koyuyor. Orman Genel
Müdürlüğü yetkilileri, yangınla-
rın yüzde 99'unun insanlar ta-
rafından çıkarıldığına dikkat çe-
kiyor.
Orman yangınlannın yol aç-
tığı zararlar milyarlarca lirayla
ölçülebiliyor. Yalnızca 1989 yı-
hnda çıkan 1633 yangında 126
bin 100 dekar ormanhk alanın
yanmasıyla meydana gelen olçu-
lebilir zarann İ7 milyar lira do-
layında hesaplandığını belirten
yetkililer, "ölçülemez" zararla-
rıysa şöyle sıralıyorlar:
"Orman yangınlan, kuruluş
ve işletme düzenini bozarak yan
uriinlerin üretitnini bü>ük öİçü-
de azaHır. Yangınlar sonucu
ağaç serveti azalraakla kalmaz,
arazi değerinde de azalma olur.
Orman topragının fiziksel ve
kimyasal özellikleri olumsuz
yönde etkilenir, koruyucu örtü-
den yoksun kalan toprakta yü-
zeysel akış artar, erozyon ve sel-
ler çoğalır. Orman yangınlan,
buradaki diğer canlılann doğal
yasamını doğrudan ve olumsuz
etkiler..."
Her yıl 1 milyon 120 bin - 1
milyon 130 bin dekar alanın
ağaçlandınlabildiğini belirten
Orman Genel Müdürlüğü yetki-
lileri, çıkan yangınlarda her yıl
bu kadar alanın kül olduğunu
dile getiriyorlar. Orman alanla-
nnın genişletilmesi ve arttınlma-
sı için her yıl 3 milyon dekar ala-
nın ağaçlandırılması gerektiği
belirtiliyor.
Linıana önlem
• ANKARA (AA) —
Haydarpaşa Limanı'ndaki
sıkışıkhğın giderilmesi
amacıyla çeşitli tedbirler
ahnıyor. TCDD Genel
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamaya göre, eşya
sahiplerinin liman
alanlarını uzun süreli
ardiye olarak kullanmalan
liman geri sahasında
yığılmalara neden oluyor.
Limanda hareket
görmeden bekleyen
konteyner miktarı da
terminal tutma kapasitesini
üç kat aşınca iş akışında
yavaşlama oldu. Bu
nedenle Haydarpaşa
Limanı'nda uzun süre
bekleyen dolu konteynerler,
Türkiye Gemi Sanayii A.Ş.
Genel Müdürlüğü'nden
kiralanan Pendik'teki 125
bin metrekarelik arsa
üzerine kurulacak olan
"konteyner kara
terminali"ne taşınacak.
Prezervatif
reklamı
• tZMİR (AA) — TRT,
Türkiye'nin TV'deki ilk
"prezervatif reklamını,
denetimden geçmemesi
nedeniyle Magic Box'a
kaptırdı. Merkezi tzmir'de
bulunan ADR Reklam
firmasının sahibi Muhterem
îlgüner, "Başta AIDS
olmak üzere seks yolu ile
geçen hastalıklardan
korunma ve aile
planlamasında büyük
koruyucu rolü olan bu
ürünün reklamını TRT
denetiminden geçiremedik"
dedi. Reklam filminde
"prezervatif' sözcüğünün
dahi geçmediğini kaydetti.
Orgazm
konferansı
• YENt DELHİ (AFP) —
Dünyanın ilk uluslararası
orgazm konferansı
Hindistan'ın başkenti Yeni
Delhi'de başladı.
Konferansa katılan dünyaca
ünlü seksologlar, "Cinsellik
araştırmalannda pürıten
yasaklara" ve "Cinsellik
eğitimindeki engellemelere"
son verilmesini istediler.
Konferansın açış
konuşmasını yapan Johns
Hopkins Üniversitesi emekli
profesörlerinden ve
dünyanın en ünlü
seksologlanndan John
Money, "orgazmoloji"nin
genelde "pornografik ve
müstehcen" olarak
nitelendiğini, oysa bu
kanının son derece yanlış
olduğunu vurguladı. Prof.
Money, konferansın açılış
oturumundan sonra basına
yaptığı açıklamada, "Karşı
reformculann Avrupa ve
ABD'de cinsel eğitim ve
araştırmaları engellemeye
çalıştıklannı, suskunluğun
günahı önlediklerini
savunduklarını" belirterek
"Bunlar günahın sessizce
işlenmesinden yanalar" diye
konuştu.
En zengin
kadınlar
• LONDRA (AP) —
"Harpers and Queen"
dergisinin dünyanın en
zengin kadınlarını içeren 20
kişilik listesinde birinci
sırayı tngiltere Kraliçesi
Elizabeth 6.6 milyar
sterlinlik mal varhğıyla
aldı. Filipinler eski
diktatörü Ferdinand
Marcos'un kansı Imelda
Marcos 1,5 milyar sterlinlik
servetiyle üçüncü, Fransız
Mirage uçaklannın babası
ünlü uçak yapımcısı Marcel
Dassault'nun dul eşi
Madeleine Dassault 750
milyon sterlinlik servetiyle
12. sırada bulunuyor.
Dünyanın en zengin
kadınları listesinde sadece
10. sırada yer alan 900
milyon sterlin servet sahibi
Alman postayla sipariş
kuruluşu sahibi Grete
Schickedanz'ın servetini
kendi çabasıyla yaptığı,
diğerlerinin hepsinin ya çok
zengin işadamlannın kızlan
ya da eşleri olduğu
bildirildi.
Zırnık, çe>Teyi
kirletiyor
• tZMİR (AA) —
Dericilik sektöründe
kullanılan "zırnık"
maddesinin, halk saglığı ve
çevre kirliliği açısından
toksik etki yaptığı, zınuk
yoluyla havaya kanşan
hidrojen sülfür gazının
insan ölümlerine neden
olabileceği bildirildi. tzmir
Büyükşehir Belediyesi
bünyesinde kurulan "Çevre
Dostlan" Kurunıu Başkanı,
Dokuz Eylül Üniversitesi
öğretim üyesi Prof. Ayşen
Müezzinoğlu, yaptığı
açıklamada, dericilerin,
ucuz olması nedeniyle
zırnık maddesini yoğun
olarak kullandıklarını
belirtti.