18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURlYET/10 MiTSOIAKtS 'Denktaş diye birisi yok' Yunanistan Başbakam Konstantin Mitsotakis, BAB Asamblesi'nde dün yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununun çözümü için dörtlü zirve fikrine karşı olmadıklarını, ancak KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın bu zirvede taraf olamayacağını söyledi. MİNE G.SAULNIER PARİS — Yunanistan Baş- bakanı Konstantin Mitsotakis, Kıbrıs sorununun yeni Türk hükümetiyle gelecek yıl içinde çözüleceğine inandığuu söyledi. "Dörtlü zirve" fikrine karşı ol- madıklarını belirten Mitsota- kis, "Ancak Rauf Denktaş bu görüşmetere taraf otamaz; çün- ka Denktaş diye biri yok" dedi. Batı Avrupa Birliği Asamb- lesi'nin konuğu olarak dün Pa- ris'te bir konuşma yapan Yu- nanistan Başbakam Mitsota- kis, konuşması sırasında Tiirk- iye konusunda barış mesajlan gönderdi. Konuşmasımn so- nunda, bir Ingiliz gözlemci ta- rafından yöneltilen, "BAB'a üyelik için koşul olarak öniınü- ze koyoian 'Oniki Adalar'ın si- lahsızlandmlması'ru ne zaman gerçekleştireceksiniz?" sonısu- nu, Mitsotakis şöyle yanıtladı: "Bölgede Yunanistan'a yö- nelik tebditlerin ksukûgı bir yu- muşama ortamına girilirse, Pa- ris Şartı'nın 14. maddesine ve biitün uluslararası anlaşmalara uymaya hazınz." Bir başka Ingiliz delege ise, Mitsotakis'e, tngiltere'nin ba- nş garantörü olduğu Kıbns ko- nusunda Yunan tarafının yeni Türk hükümetiyle anlaşmaya 'içtenlikle* hazır olup olmadı- ğını ve 17 yıldır süren bu soru- nu gerçekten çözmek isteyip is- temediklerini sordu. Yunan Başbakam: "Sizi içtenlikle yanıtlayacağım" diye başladı- ğı yanıtında, "Turgut Özal ve Mesut Yılmaz hükümetiyle Kıbns sorunnnu gerçekten çöz- mek aşamasına gddigimizi san- mıştım. Ancak Türk tarafı, iç soranlann, erken seçimlerin et- kisiyle son anda bu konnda bir soramlulnk almaktan kaçındı ve gerileme kaydettik. Demirel bükümetiyle kaldıgımız yerden devam edecegimize, iyi bir di- yalog Oe olumlu sonuçlar ala- cagunıza, hatta gelecek yıl için- de Kıbns sorununn gerçekten çözeceğimiz umudunu taşıyorum" dedi. Mitsotakis'- in, bütün diyalog tespitlerini içeren yorumlannı, Türkiye ile ikili görüşmeler çerçevesine oturttuğu gözlendi. Bu sonıyla ilgili olarak BAB Asamblesi'nde gözlemci olarak bulunan Türk heyetinden SHP Ankara Milletvekili Prof Mümtaz Soysal söz aldı ve Mit- sotakis'e, "Mesnt Yılmaz ile görüşmelerinizden sonra gerile- me kaydedildigini söylediniz. Oysa, koşullann henüz olgun- laşmadıgı ve uygun olmadığı konusunda siz de fikir belirt- miştİBİz. Özellikle dörtlü gö- rüşme önerisi hakkında sizin çekinceleriniz vardı" hatırlat- masım yaptı. Mitsotakis, Soy- sal'a yanıtında şunlan söyledi: "Kıbns konusunda elbette dörtlü görüşmek gerek. Bu so- rnn yalnızca Türkiye ile Yuna- nistan'ın degil, aynı zamanda adada yaşayan iki topluluğun da sonınu. Fakat ben Mesut Yılmaz'a da açıkça söyledim; dörtlü görüşmelerde Rauf Denktaş taraf otamaz. Rauf Denktaş diye biri yok. Yıl- maz'a sordum: Askeri birükleri kim kumanda ediyor;_siz mi, yoksa Denktaş mı?" DlŞİŞLERİBAKANI ÇETlN~ AT için Kıbns ı feda etmeyiz STOCKHOLM (AA) — Dı- şişleri Bakanı Hikmet Çetin, Türkiye'nin Avrupa Toplulu- ğu'na üyelik için Kıbns'ı feda etmeyeceğini söyledi. Türkiye'- nin tüm komşuları ile ilişkile- rinin geçmişe göre daha kötü olduğunu belirten Çetin, "Tüm komşulanmızla ilişkilerimizi, otanaklar ölçüsünde düzeHmek amacındayız" dedi. lsveç Merkez Radyosu'nun Türkçe yayınlar bölümüne bir demeç veren Çetin, Türkiye'- nin AT'ye üye olmak istediği- ni ve Avrupa'mn üyelik için or- taya koyduğu normlan karşıla- yabileceğini belirtti. Çetin, şöyle konuştu: "Tiirkiye'nin dış potttikasm- da, yapısal bir fark söz konu- su degü. Ancak dış pobtika, tü- müyle Dışişleri Bakanı'nm ve hükümetJn politikası olarak yurüyecek ve devam edecektir. Açıkçası. dış poUtikanın birkaç başlı olmasına izin verilmeye- cek, sadece tek elden yönetile- cektir. Aynca Türkiye'nin dış politikası, bir başka ülkeye ya da bir tek yere bağlı izlenimi- ni veren uygubunalardan kesin- Hkle uzak durmaya çalışaca- |ız." Kıbns'ta iki toplumlu, iki p bölgeli ve halklarm siyasi eşit- Türkmenistan Cumhurbaşkanı Zenginliklerimizi birlikte kullanalımANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SSCB'den bağımsızlı- ğım ilan eden Türkmenistan'- ın Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov, dün Ankara'ya geldi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Süleyman Demi- rel ile de görüşen Niyazov, Türkiye'nin edindiği tecrübe- lerden yararlanmayı arzuladık- larını belirterek "Türkmenis- tan'daki zenginükleri beraber kullanmak istiyonız" dedi. Niyazov, Ankara-Esenboğa Havaalam'nda yaptığı açıkla- mada, Türkmenistan'da ba- ğımsızlık konusunda düzenle- nen referandumun ardından, parlamentonun da ülkenin ba- ğımsızbğım onayladığım hatır- lattı. Sovyetler Birliği'nin "konfederasyon" olmasını is- tediklerini ve Moskova'daki birlik anlaşmasına imza ata- caklannı belirten Niyazov şöyle konuştu: "Türkiye'nin, büyük ve ge- Uşmiş ülkelerden biri olmasına sevinivoruz. Buraya, Türldye'- de yapılanlan öğrenmeye gel- dik. tlişkilerimizin ileride daha iyi olacagına inanıyoruz. Türk- menistan'daki zenginlikleri be- raber kullanmak istiyoruz." Türkmenisıan'ın bağımsızlık DIŞ HABERLER 3 ARALIK 1991 liğine dayalı bir çözumüJL, te- mel politikalan olduğunu belir- ten Dışişleri Bakanı Çetin, şun- lan söyledi: "Bu çözümün, ild tophımun kendi aralannda yapacagı gö- rüşmelerle sagUnması görüşün- deyiz. Bunu uluslararası hale getirdikçe çözümden uzaklaşı- nz. Aynca dış baskılarla çö- züm aramanın hiçbir şeldlde sonnç vermeyecegi görnşünde- yiz. Ama bu arada daha önce başlamış ve bize göre çok da dogru olmayan dörtlü toplan- tı söz konusu. Bundan daha öteye gitme- nin yanlış olacagı kamsında- yız." Dışişleri Bakanı Çetin, "Türkiye'nin AT'ye üyelik btşvurusunda, Kıbns konusu- nun pazarlık payi olarak öne süriılmesi halinde, nasd bir po- litika izleyecekleri" yolundaki bır soruya ise şu yanıtı verdi: "Kıbns'ı feda ederek, bura- da halkın gelecegini, özgnrlü- günii feda ederek bir yere gir- meyi kimsenin kabul edecegini sanmıyorum. Biz de böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Kıbns'a bir çözüm istiyoruz, bekliyo- rnz. Bunnn ötesinde 'ver kur- tul, ver şnnu yapalım' denecek bir politikayla bir yere ulaşda- mayacacı görüşündeyiz." ilanından sonra ilk yurtdışı ge- ziyi Türkiye'ye yapan Niya- zov'u, Esenboğa Havaalam'- nda karşılayan Cumhurbaşka- nı Turgut Özal da Türkmenis- tan'ın demokrasi ve pazar eko- nomisi yolundaki "olumlu" adımlarının kalpten desteklen- mekte olduğunu kaydetti. Daha sonra iki ülke heyetle- ri, cumhurbaşkanlarımn baş- kanlığında görüştüler. Çanka- ya Köşkü'ndeki toplantıda, Devlet Bakanı Tansu ÇiDer, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Kültür Bakanı Fikri Sağlar, SSCB'nin Ankara Büytikelçisi Albert Çenüsev de hazır bulun- du. Görüşmeden sonra Cum- hurbaşkanhğı Sözcüsü Kaya Toperi tarafından yapılan açık- lamada iki ülke arasında haber- leşme bağiantısının sağlanabil- mesı amacıyla Türkiye'nin iki Ulke arasında uydu aracıhğı ile bağlantı kurmasımn kararlaştı- rıldığı bildirildi. Konuk cum- hurbaşkanı, özaJ'ı ülkesine da- vet etti. Niyazov, Başbakan Süley- man Demirel'i de ziyaret ede- rek bir süre görüştü. E>emirel göruşmede "Ikili ilişkileri art- tırmaya kararlıyız" dedi. Lübnan'da rehin tutulan ABD'lilenden biri daha serbest buukıldı Cicippio özgürlüğe kavuştuDış Haberler Servisi — Lüb- nan'da faaliyet gösteren Iran yanlısı Şii örgütler tarafından re- hin tutulan Batılılardan biri da- ha özgürlüğüne kavuştu. Dev- rimci Adalet örgütü (DAÖ) beş buçuk yıldır rehin tuttuğu ABD'li Joseph Ckappio'yu dün Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta serbet bıraktı. Suriye, diğer ABD'li rehineler Terry Ander- son ve Alann Sleen'in de bu haf- ta içinde özgürlüklerine kavuşa- cağını duyurdu. tsrail'in deste- ğindeki Güney Lübnan Ordusu, Kiam hapishanesinde esir tuttu- ğu Araplardan 25'ini salıverdi. 61 yaşmdaki Joseph Cicippio, kendisini rehin tutan Devrimci Adalet örgütü tarafından dün TSİ 11.15'te serbest bırakılarak Beyrut'ta bulunan Suriyeli yet- kililere teslim edildi. Daha son- ra Suriye'nin başkenti Şam'a gö- türülen Cicippio, burada kendi- sini karşılayan ABD büyükelçi- liğinden yetkililer tarafından tes- lim alındı. Beyrut'taki Amerikan Üni- versitesi'nde sayman olarak ça- hşan Joseph Cicippio, 12 Eylul 1986 tarihinde sivfl giyimli silah- lı dört Şii militan tarafından ka- çınlmıştı. Beyrut'ta yerleştikten İran yanlısı Şii gruplardan Devrimci Adajet Örgütü, 5.5 yıl rehin tuttuğu 61 yaşındaki Joseph Cicippio'yu dün Beyrut'ta serbest bıraktı. Suriyeli üst düzey bir yetkili, diğer ABD'li rehineler Terry Anderson ve Âlann Steen'in de gelecek pazara dek özgürlüklerine kavuşacaklarını söyledi. Yetkili iki Alman rehineye ilişkin ise bilşi vermedi. İsrail de Güney Lübnan'da esır tuttuğu Araplardan 25'ini salıverdi. sonra îslamiyete geçen Cicippio, ABD elçiliğinde sekreter olarak çalışan Lübnanlı Elham Gandur ile evlenmişti. Cicippio, DAÖ tarafından ba- sına dağıtılan videoya kaydedil- miş mesajında, kendisini kaçı- ranlara teşekkür etti. Cicippio, "Son birkaç yıldır bana bakan ve insanca davranan Devrimci Adalet Örgutune teşekkür ede- rim. Bana i>i davrandılar ve ber türlü ihtiyacımı sagiadılar. Re- hineler dosvasını kapatmak için Devrimci Adalet Örgiıtiı'nün beni bırakması gjbi, ABD'nin de Israil'e eUndeld Arap esirleri ser- best bırakması için baskı yap- masını istiyor ve umuyorum" di- ye konuştu. Suriye, Cicippio'nun ardından Terry Anderson ve Alan Steen- in de önümüzdeki günlerde ser- best bırakılacağmı duyurdu. Üst düzeyde bir Suriyeli yetkili, Re- uter'a verdiği demeçte, ABD'li rehinelerin gelecek pazara dek özgürlüklerine kavuşacağını söyledi. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, iki Alman re- hine Heinrich Struebig ve Tho- mas Kemptner'in serbest bırakı- hp bırakılmayacağma ilişkin ise bilgi vermedi. İsrail, esir tuttuğu Araplardan 25'ini serbest bıraktı. lsrail'in desteğindeki Güney Lübnan Or- dusu'nun denetiminde bulunan Kiam hapishanesinden önceki gün salıverilen Arap esirlerden 21'i Uluslararası Kızühaç Komi- tesi yetkililerüıe teslim edildi. Dört kişi ise lsrail'in Güney Lübnan'da tek taraflı olarak ilan ettiği güvenlik bölgesi içinde ya- şayan ailelerine verildi. Bu arada 1989 yılında Bey- rut'ta kaçınlan iki Alman rehi- LöNDRA nenin serbest buakılması ile il- gili olarak Almanya ile İran ara- sında temaslann sürdürüldüğü bildirildi. AA'nın Frankfurt kay- naklı haberine göre Alman Dı- şişleri Bakanhğı yetkilileri, tran yetkiüleriyle çeşitli temaslann gerçekleştirildiğini, önümüzde- ki günlerde Bonn'da da görüş- meler yapılacağıru acıkladılar. Alman rehinelerin fotoğrafla- nnın, Lübnan'daki BM arabulu- cusu Giandomenko Picco ara- cılığıyla geçen hafta sonu Bonn hukümetine iletildiği ve bu ge- lişmenin "olumlu bir işaret" ola- rak yorumlandığı da aynı resmi kaynaklarca duyuruldu. Thomas Kemptner ve Hein- rich Struebig adlı iki rehine, 20 Ocak 1989 tarihinde Beyrut'ta kaçınlmışlar, kacırma olayıru 24 Temmuz 1991'de "Hürriyet Mü- cahiüeri" isimli bir örgüt üstlen- mişti. Iran'ın Almanya'daki büyti- kelçisi, geçen ağustos ayında "tki Aimanm, Hamadi aiiesi ta- rafından rehin tutuldugunu ve bn aiknin Almanya'da hapiste bulunan iki oglunun serbest bı- rakıbnası halinde Alman rehine- lerin de kurtulacaklannı" açık- lamıştı. Hırvatlar Vukovar'daki bu görintülerin başka kentlerde tekrarlanmasını istemiyorlar. Hırvatistan Savunma Bakanı Susafc Osijek düşmeyecekDış Haberler Servisi — Hırvatistan Savunma Bakanı Gojko Susak, Osijek'in ikinci bir Vukovar olmayacağını belirtti ve Sırpların egemenliğindeki federal ordunun kenti ele geçiremeyeceğini söyledi. Susak, "Bizi bombalayabBirier, evleri birer birer yıkabilirler, ancak kenti ele geçirecek insan gücflne sahip degiller" dedi. Kanada'daki işletmesini bırakarak Hırvatistan'ın savunması için görev alan 46 İ992 ABD BAŞKANUK SEÇÎMİ yaşındaki işadamı Susak, "Federal ordunun Hırvatistan'da yeni topraklar ele geçirmesi imkânsızdır. Osijek'i ya da Vinkovci'yi ele geçirmek için hiç şanslan yok" diye konuştu Vukovar'ın "savunulamaz" bir pozisyonda olduğu için düştuğünu belirten Susak, "Sınırda olması, Sırp koyleriyle çevrilmiş bulunması ve ordunun Tuna'yı geçmeden kenti bombalama olanagı bulması nedeniyle kenün elden çıktığını" söyledi. lngilterede AT sancısıGelecek hafta yapılacak olan AT zirvesi öncesinde, Ingiltere, 'ortak Avrupa', 'ortak para birimi', 'ortak ordu' gibi konularda ayak sürümeye devam ediyor. Diğer AT ülkeleri, zirve öncesinde Ingi'ltere'nin kaygılarını gidermeye çalışıyorlar. Başbakan John Majör ile Dışişleri, Maliye ve îçişleri bakanları, AT'li bakanlarla sürekli toplantılar yapıyorlar. richt Doruğu'nun lngiltere'nin EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA — Gelecek hafta Hollanda'ıun Maastricht ken- tinde yapılacak olan Avrupa Topluluğu Liderler Doruğu'na en sancıh yaklaşan üye Ingilte- re, Kuzey Denizi'ndeki ada dev- leti ile Kıta Avrupası arasında- ki 50 kilometrelik Manş Deni- zd'nin ayırdığı siyaset ve kültür boğazı, son on yüdaki en fırtı- nalı dönemini yaşıyor. Federal bir Avrupa düşleyen ve bunu gerçekleştirmek için ta- viz veren, öneriler getiren, tar- tışan, yapıcı tutum takınarak engeUeri ortadan kaldırmaya çalışan "gerçek Avrnpaular" Almanya başta olmak üzere, Benehu, Italya ve bir ölçüde Fransa... Yoksulluklanm Avru- pa ortakbğırun gidereceğini, geri kalmış bölgelerini Ortak Kal- kınma Fonu'nun "ihya edecegi- ni", ekonomilerini doğrultaca- ğını düşleyen, bu nedenle her türlü dizgini AT'ye bırakmaya hazır "fu*satçılar" ise Ispanya, Portekiz, Yunanistan ve Irlan- da. Ve Federal Avrupa'nın, ege- nemlik haklanm yutacağından bir ölçüde çekinen, çok kaygılı lngiltere ile az kaygılı Danimar- ka. Geçen haftalarda başlayan ve bu hafta da sürecek olan doruk öncesi temaslar dizisi ile AT üyeleri, özellikle tngiltere'nin kaygılarını gidermeye çalışıyor- lar. Başbakan John Major ve tngiliz Dışişleri, Maliye ve Îçiş- leri bakanlan, 1993'ten itibaren yürürlüğe girmesi gereken "Av- rnpa Tek Senedi" çerçevesinde gecerlik kazanacak uygulamalar hakkında AT'li bakanlar ile toplantılar yaptılar. Başbakan Major da diğer AT liderleri ile birkaç kez bir araya geldi. Son olarak dün Fransa Cumhurbaş- kanı François Mitterrand, Londra'daydı. Amaç, Maat- veto etmesine yol açacak türden bir fıyasko ile sonuçlanmama- sı, AT "bütünlüğü 'nün bozul- maması. lngiltere'nin beklentileri özet- 1e şöyle: "Avrupa, federal bir yapıya bürünmesin. Her üye ül- ke, kendi dış siyasetinden, ken- di maliye ve ekonomisinden so- rumlu olmaya devam etsin. El- bette üyder arasında her konu- da yakın iliski yarariıdır ve art- Unlmalıdır, ancak bunu aşınya götürmemeli. Bu nedenle, Av- rupa Para Birimi ECU, önü- müzdeki on yıl içinde tüm ülke- lerin ulusal paralannın yerini alarak ortak para birimi olma- sın. Avrupa Pariamentosu'na daha fazla yaşama yetkisi veril- mesm. Ulusal pariamentolar ye- teriidir. Sosyal siyasete, yani işçi-işveren ilişkilerine, çalışma bayatını düzenleyen kurallara AT kanşmasın, AT'de bakan- lar ya da liderler düzeyindeki toplantılarda yeni bir uygnla- maya geçerek karariann 'ço- ğunlukla' ahnmasına gerek yok- tur, şimdiki gibi ortak göriiş (koasensus) saglanarak oybirtigi ile alınması sursün. Tüm bu ne- denlerie savunma ve dış siyaset- ten her üye kendi başına sorum- lu olmaya devam etsin. Yani, ekonomi ve dış siyasette 'ortaklığa' gerek yoktur. AT'- nin savunma konulannı yüklen- mesi de gereksizdir. Bu iş için NATO yeter. " Diğer ülkelere bakışla lngilte- re, hemen her hayati konuda en fazla ve en kesin 'hayır' diyor. Diğerleri arasında, çeşitli nok- talarda göruşleri Ingiltere'ye yaklaşanlar varsa da AT doru- ğu öncesinde, "Federal Avru- pa"dan yana olanlar, doruk or- tak bildirisinde 'Sürüden aynl- maması için' en fazla lngiltere'- yi ikna zorundalar. Demokratlar aday bulamıyorDemokrat Parti, tüm ülkeyi saran ekonomik krizin yarattığı şansa karşın Başkan Bush'a ciddi bir rakip çıkaramıyor. Son altı başkanhk seçiminin beşini kaybeden demokratlar, 'Nerede tıkandık' sorusuna yanıt anyor. Kimine göre tıkanıklık liderlerde, kimine göre de fikirlerde. UFUK GÜLDEMİR WASHI\GTON — 1992'de yapıla- cak baskanlık seçimlerine kısa bir süre kalmış olmasına karşın Demokrat Par- ti'nin temsil ettiği Amerikan liberal so- lu, muhafazakâr sağı temsil eden Baş- kan George Bush'a ciddi bir rakip çıkar- makta zorlamyor. Hem de ekonomik krizin tüm Amerika'yı sardığı ve liberal- lerin şansının her zamankinden daha fazla olduğu bir dönemde. Bu da son 6 başkanhk seçiminin 5'ini kaybeden Amerikan liberallerini "Nere- de tıkandık" sorusuna yanıt aramaya zorluyor. Kimine göre tıkanıklık "lider- lerde", kimine göre de "fikirlerde." Amerikan sosyologlanna göre tıka- nıklığın nedenlerinden birisi Franklin Roosevelt'in "büyük ittifak" yaklaşımı- nın terk edilmiş olmasında yatıyor. Ro- osevelt liderliğindeki Demokrat Parti. çiftçileri, işçileri, esnafı, işadamlannı, çalışan kadınları, öğretmenleri, etnik gruplan, Protestanlan, Katolikleri, Ya- hudileri "Amerikalı" olarak kucaklıyor- du. Ancak 1970'lere gelindiğinde De- mokrat Parti için toplumun bazı dilim- leri diğerlerinden daha çok "Amerikalı" haline geldi. Parti giderek ideolojikleş- ti ve toplumsal uzlaşmadan uzaklaştı. Demokratlann 1980 ve 1984 seçimle- rinde üçte iki oranında karşı partinin adayı Ronald Reagan'a oy vermesinin nedeni, demokratlann sağcılaşması de- ğil, aksine Reagan'ın temsil ettiği sağın Roosevelt türü "büyük ittifaka" yakın- laşmasıydı. Reagan, "Amerika; ^çisi. iş- vereni, polisi, subayı ile bir butündur. Kimse kimseden daha fazla Amerikalı değildir" diyordu. "Demokratlann nerede tıkandıgı" tartışmasında yoğun olarak ön plana çı- kan bir başka nokta Demokrat Parti'- nin "ulusal güvenlik" politikalan oldu. Boston Üniversitesi'nden John Silber, geçen günlerde Wall Street Journal ga- zetesinde yayımlanan "Bir Demokrat Olarak" başhkh makalesinde "Biz de- mokratlann tek ulusal güvenlik politi- kalan cumhuriyetçiler ne yaparsa ona muhalefet etmekten oluşuyor. Özgün bir dnşüncemiz olmadıgını halk çabuk an- lıyor. Eğer bir cumhuriyetçi 2 kere 2 dört eder diyorsa bana kendimizi 'hayır beş eder' demek zorunda bissetmekten vaz- geçmeliyiz" diye yazdı. Demokratlann tartıştığı bir başka nokta, "işsizlik ve sefaletle mücadele programlannm" aslında farkmda olma- dan durumun daha da kötüleşmesine hizmet edip etmediği ile ilgili. Demok- ratlann bu konudaki programı "birisin- den alıp ihtiyacı olana vennek" diye özetleniyor. Bu "birisini", Amerika'da "devlet" oluşturuyor. Demokratlar, "pasifizmi teşvik eden bu politikalarla acaba bağımlıugın artmasına mı yardım- cı oluyoruz" diye soruyor. Cumhuriyetlerin "Devlet her şeyden elini etegini çeksin" yaklaşımı, 80'lerde demokratlan bunun tam tersi bir nok- taya itmiş durumdaydı. Demokratlar şimdfbu konudaki polıtikalannı da göz- den geçirerek "Her şeye bumunu sok- mayan, ama yapıcı bir rol oynayan devlet" modelini tartışıyor. Bu kapsam- da "demokratlar iş yapamaz, bozar" imajını da düzeltmeye çalışıyorlar. Sil- ber, Wall Street'teki makalesinde "Ki- şisd inisiyatifı köstekleyen degil, bunun önünü açan olumlu ve yapıcı bir devlet anlayıştnı eger geüştiremezsek bize bu se- çimde de iktidar şansı yok" diyor. Demokratlann bir başka yakınması- nı elitin Amerikan solunu tahakkümü altına aldığı ve bunun sonucunda libe- rallerin sadece sosyal konulara ilgi duy- duğu imajı yaratan "soyut" bir gündem ortaya çıktığı iddiası oluşturuyor. Ame- rikan duşünce dünyasımn ünlü isimlerin- den VVilliam Buckley Jr. bunun yarattı- ğı tepkiyi şöyle ifade ediyor: "Harvard Üniversitesi bocalannın yö- neteceği bir Amerika yerine Boston te- lefon rehberindeki ilk 100 kişinin yöne- teceği Amerika'da yaşamayı tercih ede- rim. Demokrasi, aydınlann rejimi ele ge- çirmesine izin vermediği için iyi bir sis- temdir zaten." Yarın: Camhnriyetçiler Jelev: Türkiye tehdit degjl • SOFYA (AA) — Bulgaristan Cumhurbaşkanı Jelu Jelev; Türkiye'nin, ülkesi için bir tehdit unsunı oluşturmadığım söyledi. Jelev, televizyonda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin NATO üyeliğinin bu konuda garanti oluşturduğunu da beürterek Balkanlar'da ikili anlaşmalann önemi üzerinde durdu. Yıl sonuna kadar Romanya ve Türkiye ile imzalanacak anlaşmalarm Bulgaristan'ın dış güvenliği konusunda yeni garantiler sağlayacağını ifade eden Jelev "Turk tehdidi" hakkında, "bazı çevreler, birtakım eski önyargılan gündeme getirerek Türk tehlikesi spekülasyonu yaratıyorlar" ifadesini kullandı. Cezayirli mülteciler • PARİS (AA) — Cezayir Başkam Sid Ahmed Gozali, Fransa'da bulunan yaklaşık bir milyon Cezayirli mültecinin, Fransız politikacılannm manevralanna oyuncak olduklannı söyledi. Gozali Fransız televizyonuna verdiği demeçte, "Mülteciler politik manevralarda, Fransız politikacılannm iç politika savaşlannda rehine olarak kullanılmaktadırlar" dedi. ABD'den Iran'a tazminat • LAHEY (AA) — ABD'nin 1979 Islam Devrimi'nden sonra alıkoyduğu Amerikan askeri muhimmatlan için Iran'a 278 milyon dolar tazminat ödn**ı bildirildi. ABD'nin, Lahey Adalet Divanı tarafından alman karar gereği ödemesi yapıunış olmasına rağmen teslim etmediği silahlann karşüığı olarak Iran'a 278 milyon dolar ödeyeceği cumartesi günü açıklanmıştı. Çin'de hırsızlıga idam • PEKİN (AA) — Çin'de hırsızlıkia suçlanan 12 kişinin idam edildiği, 19 kişi hakkında da idam cezası verildiği bildirildi. Beijing Daily gazetesinin haberinde, idamlann önceki gün infaz edildiği, Pekin ara mahkemesinin de 19 kişinin idamına karar verdiği kaydedildi. Togo kanşık • LOME (AA) — Togo'da geçen perşembe günü bir darbe girişimi başlatan askeri birlikler, başkent Lome'de hükümet binasım yeniden kuşatmaya başladılar. Başbakan Kokou Koffigoh'un yalun çevresinin bildirdiğine göre askeri birlikler daha önce de darbe girişiminin ilk gününden bu yana işgal altında tuttuklan radyodan, tüm stratejik noktalann yeniden işgal edildiğini açıklayan ve isteklerini yineleyen bir bildiri yayımladı. Doğu Akdeniz Tatbikatı • tZMtR (AA) — Türk Deniz Kuvvetleri'nin planlı tatbikatlarmdan olan ve 26 kasımda başlayan Doğu Akdeniz Tatbikatı'mn birinci bölümü dün tamamlandı. Tatbikatın ikinci bölümünün 4 aralık çarşamba günü başlayacağım belirten Harp Filosu Komutam Tumamiral Aydan Erol, tatbikatın bu yıl Türk Deniz Kuvvetleri'nin yam sıra Amerika, Fransa, lspanya ve Italya deniz kuvvetleri birliklerinin kanlımı ile gerçekleştiğini, Yunanistan'ın ise çağrılı olduğu bu tatbikata katılmadığım söyledi. Tümamiral Erol, bir soruyu cevaplandırırken de tatbikata katılmayan Yunanistan'ın herhangi bir engelleme faaliyetinde bulunmamakla birlikte tatbikatı uzaktan izlediğini belirtti ve "Yunanistan'ın Kuzey Ege*de tatbikatı izlemesi zaten onların hakkıdır" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear