Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 AĞUSTOS 1990 CUMHURÎYET/17
HAVA DURUMU TURKIYE DE BUGUN
Meteoroloji Genel Müdûrlu
ğünden alınan bılgıye göre
yurtta yağış beklenmıyor Bütün
bölgelenmız az buiutlu ve açık
geçecek HAVA SICAKL1GI
Onemh bır değışıktık oimayacak
RÜZGÂR Kuzey ve doğu yon
lerden hafıt ara sıra orta kuv
vetteesecek Denızterde ruzgar
Karadenız ve Marmara yıldız ve
poyraz Ege'de yıldtz ve karayel
Akdemzde günbatısı ve lodos
tan 2-4, yer yer 5 kıvvetınde
saatte 4-16, yer yer 21 denız mılı
hıztaesecek Dene hafif çalkan-
rn
tılı olacak Van Gölü'nde hava az bulutkı ve açık ge-
çecek Kuzey ve batı yûnterden hafif ara sıra orta kuv-
vette esecek Gol küçük dalgalı olacak Görûş uzakJı-
ğı 10 km dolayında bulunacak
Adana
Adapaarı
Adıyaman
Atyon
Ankara
Anökya
Antalya
Artvın
Aydın
Balıkes»
Bleak
Brngol
Brtüs
Bolu
Bursa
ÇanaMole
Çonjm
OenızJı
A 35 23°Dıyarbakır
A 32° 18° Edıme
A 37° 23° Eraraan
A 31" 10° Emırum
A 28" 10° EskışetiT
A 31° 17" Gaaanlep
A 32° 25° Gıresun
A 36c
20°GumustıaneA
A 23° 18° Hattâr
A 35° 21° Isparta
A 34° 16° lsto*ul
A 33°16°lzmr
A 33°19°KafS
38° 21° Mamsa
34° 16° K Maraş
31° 16" Mersm
30° 11° Mufla
31° 13°Muş
3S°22°l*Jde
28°20»Onlu
27°1S°Rze
V° 19° Samsun
33°12°Sırt
30°21°Smop
H ZT 10° Telordafl
A 33° 15° Kasömonu A 29° 11° Trataon
A 31° 12° Kaysen A 30° 10° Tunce
A 34° 16° Kıhtoek A 33° 19° Uşak
A 33°2T>Konya A29°14°\faı
A 29? 10° KuWı»a A 31° 13° Yozgat
A 35° 21° Mabtya A 33° 19° ZonguKJak
A 37° 22°
A 35° 22°
A 31" 25°
A 34° 20°
A 33° 18°
A 29° 15°
A 2B°20»
A 211° 20°
A 28° 19°
A 39° 22°
A 29° 21°
A 29° 12°
A 30=21°
A 28° 20°
A 34° 20°
A 32° 17°
A 28° M°
A 29° 12°
A 27° 18°
ya(murtu A-açık B-buluDu S^uneşt K lortı S-selı Y ^ m u r t u
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Hayvandan ınsana
tatarcık sıneğnıın ısıı-
masıyla geçen kromk
enfeksıyon hastalığı
2/ Bırbırını tutan
renk ve yapıda olan
Parola. 3/ Mıkroskop
camı Avrupa'nın,
Ladoga'dan sonra
ıkıncı büyük gölu 4/
Bır seçımde adaylar-
dan hıçbınrun, gerekJı
oyu sağlayamaması
nedenıyle seçımın so-
nuçsuz kalması. 5/
Güç, emek, çaba
Bızmutun sımgesı 6/ Çalgıç. Aracı
7/ Bır gazete va da dergırun günluk ya-
yımından ayrı ve ucretsız verdığı par-
ça. tçecek koymaya yarar cam kap 8/
Ses Sıcak bölgelerde yetışen çok sert
bır ağaç. 9/ Fılm çekımı sırasında kul-
lanılan ve uzennde fılmle ılgıb bazı bıl-
gıler bulunan tahta Bır nota
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Elle örülerek yapılan yassı halat 2/
Yürürken dayanmak ıçın kullanılan
kalın sopa Patates gıbı kırra bıtkılenn yumrulannda bulunan nı-
şasta 3/^Kamaralarla alt guvertelen aydınlatmak ıçın bordalardan
ve güvertelerden açılan yuvarlak pencere. Sodyumun sımgesı 4/
Bır yuzey ölçusu bınmı. Yunan mıtolojısınde savaş tannsı 5/ Mer-
canada. Çekırdek 6/ Cıva sülfur büeşımk bır mıneral 7/ Ana
dolu'da kurulmuş eskı bır uygarlık Satrançta bır taş 8/ Leton-
ya'nm başkentı Bır ışte yetkılı olan 9/ XV yuzyıldan başlayarak
ttalya'da uretılen kalay sırlı seramık
60 YIL ONCE Cumhuriyet
îsmet Pş.
COLUMBiA
Plaklarına alınmı- u pı\asıva
nknıiMır
18 AĞUSTOS 1930
C. H. ve S C Fırkaları mtıvacehesınde meb'usların
ıftırak ve ütıhak dedıkoauıarı uzerıne Halk Fırkası Reısı
lsraet Pş Fırkasının otorıte ve rabıtalarından emın olarak,
kendı Fırkasını beğenmeyıp
ayrılmak ısteyenlerm
hareketlerınde serbest ve
muhtar olduklannı bır defa
daha teyıt ettı Başvekıl Pş
hıç kımsenın polıtıka
telâkkısıne karışmamak ve tenkıtlerı memnuaıyeile
karşılamak gıbı yuksek ve çok ılerı bır tesamuh gostermekte
devam edıyor Kendılerı Halk Fırkasında duygu \e fıkır
bırhğırun saglam ve müttehıt bulunduğu, muhalefetın bu
toplu unsuru takvıye edeceğı kanaatını taşımaktadırlar
Buna nazaran bır kısım meb'usların yenı fırkaya geçerek
mukabıl veçhe almalanle devlet sıyasetınde tebeddul
olacağıru fıkır edınenler ya yanlış, ya acele duşunmuş
oluyorlar lsmet Pş yapılmış ve yapılacak bıitun ıcraatın
mukarrer bır akıde mahsulü olduğu kanaatındedır
835SATIR
ŞııRLERı
30 YIL ONCE Cumhurivet
Tatlı Sert
18 ACUSTOS 1960 '
Devrımlerın sen başlayıp, yururluğe
koyduğu prensıpler yerleştıkçe
zamanla yumuşaması genel bır kural
sayılabıhr Tarıhte yumuşak başlayıp
da yumuşak bıten devrımlere az
rastlamr (ben hatırlamıyorum) Bu
ıtıbarla, Batılıların centılmen ıhtılâl
dedıklen 27 Mayıs hareketını pek az
rastlanan ıstısnalardan bın dıye
görmek yermde olacaktır Nadır Nadı
27 Mayısçıların ulkusu, yolunu şaşırmış, memleketı uçunıma
doğru hızla surukleyen başıboş ve kontrolsuz bır ıdarevı
yıkarak Ataturk prensıplennın ışığında msan haklarına saygı
duyan demokratık bır sıstemı vurdumuza getırmektır Bu
uğurda gırışılen teşebbusun bınncı safhası buyuk bır başarı
ıle tamamlanmış, ke>fi ıdare yıkılmış, başlıca sorumluları
da, hukuk prensıplerıne uygun olarak hesaplan görulmek
uzere yakalanmışlardı
Şımdı devrımın en nazık, en guç olan ıkıncı safhasını
yaşı>oruz Bır yandan bır anayasa ve seçım kanunu projelerı
hazırlanırken, bır yandan da mılletm hıç durmaması gereken
ışlen goruluyor, devlet gemısı bellı bır rota uzennden
yurutulüyor
Rejım henuz kurulmuş olmamakla beraber, bu rotanın
vaktıyle Ataturk elı ıle çızılen rotava uygun olmasından
daha tabıî ne vardır7
Bundan hıç şuphe etmı>elım 27
Mavıscılar ılkın mılletı Ataturk'e kavuşturmuşlardır
Yüruyeceğımız yol, onun bıraktığı yerden başlıyacaktır
Devrımın su göturmez meşruluğunun en bınncı kaynağı
budur
O halde kımı yerlerden kulağımıza gelen "Nerede hurrıyet9
Nıçın hâlâ ağzımızı açamıyoruz'' Demokrası bu mu ıdı
9
Haru artık gazete kapatmıyacaklardı7
" gıbı şıkâyetlerı de bır
an önce dındırmek yerınde olacaktır Saman altından su
yüruten maksatlı propagandacıları bır yana bırakırsak, bır
çok vatandaşlar henuz bır devrım rejımınde vaşadığımızı,
bunun ıçın de normal hurrıyet şartlarından soz etmenın
bıraz erken olduğunu unutmuş gıbıdırler Bır devrırn
ıdaresını tenkıd etmek, ancak o devrımle beraber olanların
hakkıdır Devnme karşı gelenler, dunku ıdarerun
partızanlan ve şakşakcılan ıçmde bulunduğumuz ıntıkal
devnnde susup oturmak durumunda olmalı değıller mıdır'?
Bunlara söz hakkı tanımak, Yassıada'dakılerın hakkım
yemek demektır Sahıplerı \e başyazarları tutuklu bulunan
bır gazete, dışarıda kalmış eskı uşaklann elınde gunun
kuvvetlenne yaslanarak ötuşune devam ederse, bunu devrım
mantığına ve devrım amaçlanna yakıştırmak bıraz guç olur
Böylelerıne ızın vermek sınmış partızanı cesaretlendırır,
masum vatandaşın zıhnınde de sankı tutuklulara haksızlık
edıhyormuş gıbı bırtakım şupheler doğmasma yol açar
Sınık partızanların cesaretlenmesı ve masum vatandaşların
zıhınlerının karışması ıse toplum duzenını bozar, devrım
amaçlanna bır an önce varmamızı gecıktırır Bır gun
bakarsımz, yazımın başında belırttığım tehlıkelerle burun
buruna kalıvenrız
Benden söylemesı
NADIR NADt
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
50. gün
18 AĞUSTOS 1989
Aydın E Tıpı Cezaevı'nde açlık grevı 50 gune gırerken
eylemı surdurenlerın durumu gıderek ağırlaşıyor Halen
Aydın Devlet Hastanesı'nde kontrol altında tutulan 70
tutuklu ve hukumlunün bırçoğunda "kısmı felç" görulduğu
öğrenıldı
-'V- Kahıre»
DUNYADA BUGUN
Amsteraam A 22°
Amman A 34°
Alına A 33°
A 40°
A 28°
A 26°
A 32°
A 28°
A 25°
A 24°
Y 28°
A 28°
A 33°
A 43°
\ 42°
A 25°
A 33°
A 25°
A 33°
Y 20°
A 25°
A 34°
Barcekma
Basel
Bdgrad
Beriın
Bonn
Bruksel
Budapeşte
Lenıngıad
Londra
Madnd
MDano
Montreal
MostaM
Munıh
Cezay»
Oööe
Duto
Frankhırt
Gıme
Helankj
KaNre
Kopenlag
Köm
Oslo
Pans
Prag
Rıya)
Roma
Sotya
Şam
İBI AVN
Tunus
s
Venedık
Vıyjna
Y 24° '
A 25°
A 3 3 ° ,
A 30»!
A 33°
Y 25°
A 27°
A 31°
Y 21»
A 28°
Y 26°
A 44°
A 28°
A 32°
A 36°
A 35°
A 34°
A 28°
A 30°
A 2 T
itasfııngtonA 32°
Zıınti A 26°
TART1SMA
Taşkışla'ya Ikinei Saldırı
1
Burayı otele çevirip berbat etmeye niyetlenenler, verüen yargı
kararı sonucunda artık bu yerde hiçbir hakkın sahibi
değildirler. Bu nedenle var olmayan bir hakkı devretmeleri de
söz konusu olamaz.
Sayın Prof. Erol Kulaksızoglu, "Taşkışia^
ya şimdı de borsa sakiınsı" başlıklı yazısın-
da, bu tanhsel yapıyı ele geçınp "icabuu
bakmak" uzere hazırlanmış yenı bır
"tezgâbla" ılgılı değerlı bügıler venyor Bu tez-
gâh yapının "borsa bınası" olarak kullanüma-
sı ıçın kurulmuş. Ustelık asıl hedef guzehm ya-
pıyı yok pahasına ele geçırmeye kalkıp da yargı
karanyla hevesı kursağında kalmış yenı yet-
me bır kumluşun zararlarını gıdermekmış Bu
yoldan kendısme bır "tesellı akçesi" sağlana-
cakmış Şöyle 20-25 mılyarcık bır şey Demek
kı yıne dönüp dolaşıp halkın kesesınden çı-
kacak bır servet bu beyzadelere aktarılacak
lşın hukuksal yönune dokunmadan önce
şunu belırteyım Devletın kesesınden mılyon-
larca lıra odenek kapatarak dünyanın dört bır
yanını gezıp gören devletlu efendıler, hangı
metropolun Maçka-Elmadağ-Harbiye üçgenı
gıbı bır bölgesmde borsa bınası görmuşlerdır''
Londra'da mı, Frankfnrfta mı<>
Borsa, tıca-
ret sarayı ve benzerı yapılann büyük dunya
kentlerının nerelerınde bulunduğunu hıç me-
rak etmemışler mıdır
9
Dahası, Taşkışla gıbı
çevresıyle bırlıkte hem doğal hem de tanhsel
bır anıt oluşturan değen, dört köşe çantalı pa-
ra avcılannın ıstılasına terk etmek akıl mıdır,
estetık mıdır, kentseverlık mıdır, gıderek yurt-
severlık mıdır? Bu tur kararları verenler, aca-
ba bır ağacın yeşılme, bır arutın çızgılenne, bır
peyzajın renklerıne bakarken ıçlenrun tıtredı-
ğını, yureklerının çarptığım, nefeslennın sık-
laştığını hıssetmışler mıdır
9
Hıç sanmıyorum
Yargı kararı ıle çevırmeye kalktığı büyuk do-
lap açığa çıkınca, ona buna "vatan hajni" suç-
laması yapmaya curet eden kendmı bılmez gı-
bı, gözu paradan ve "kısbukazançtan" başka
bır şey görmeyen, bütun değerler sıstemı her
şeyı yıkma pahasına "koşeyi kıvnlmak"tan
ıbaret olan kışılerın bu tur duygulardan na-
sıpsız olduklannı kesın sayıyorum tnsan elıyle
yaratılan ve dünyanın her yennde korunması
ıçın buyuk bır özen göstenlen "yapay-çevTe"
dıye bır şeyı ışıttıklennı bıle sanmıyorum Bır
kent kultürünü yaratan ve yaşatan değerlerın
o kente sokusturulmuş oteller. zıncırJen değıl.
çok başka şeyler olduğunu da bılmedıklenru
kesın olarak söyleyebıhrım
Taşkışla'ya "ikincı sakJın" karşısmda bütün
bunları bır kez daha yınelemenın saldınyı dü-
zenleyenler yönunden "sivrisınek vmlüsı"ndan
başka bır anlamı olamayacağı kuşkusuzdur
Gerçekten bu tıpler ıçın kentmış, tanhmış, çev-
re ımış hepsı boş gevezeUklerdır Para getır-
medıkce bunlardan söz etmeye bıle degmez,
para kaynağını tıkadıklan takdırde ıse bunlan
savunanlar "vatan haıni"dırler (Bunlann söz-
luğunde para ıle vatan eş anlamlı olduğu ıçın
doğrusu bu nıtelemelen kendılerı açısından tu-
tarh sayılır.)
Bu durumda, doğru laftan anlamayan bu
açıkgöz takımın haddıru bıldırecek tek araç
olarak hukuk kalmaktadır Nrtekım "bırinci
Taşkışla saldınsında" bu araçla puskurtulmuş-
lerdır Şımdı Sayın Prof Kulaksızoğlu'nun ya-
zısında açığa çıkanlan saldın ıçın de aynı araca
basvurmaktan başka umar yoktur Sanırım
Sayın Kulaksızoğlu da bunu önermektedır
Yaptığı açıklamalara göre Taşkışla'yı otele çe-
vırmek üzere Hazıne'den kapatan açıkgözler,
yapıyı ve çevresındekı arazıyı kapsayan
"haklannı" borsaya devrederek zararlannı
kaışılayacaklaımış Bu devrı kıralayan Hazı-
ne'nın de onayıaı alarak yapmaya nıyetlendık-
\ îne Mîllî Marşunız
Bugun yurdumuzda bir muzik yayını anarşisi vardır. Ciddi
muzık eğıtımi veren kurumların dışmda toplumun müzik
eğitımi kaset piyasasına, gazıno muziğine ve TRT'nin
yayınlarına terk edılmıştir.
Prozodı \e guç aralıklar gıbı nedenler one
surulerek mıllı marşımız uzennde, yenıden
başlatıian eleştırılerın asıl amacının Ataturk
devrımlerı ve ozellıkle muzık devrımıne karşı
gınşılmış hareketın bır halkası olduğu tuçbır
zaman unutulmamalıdır
Mıllı marşımızın ı>ı soylenememesını sadece
marşın yapısına yuklemek haksızlık olur Mar
şımızı ıyı soyleyebılmek, muzık eğıtımi alma-
mızı gerektırır Çunku mıllı marşımız evren-
sel muzık kurallarına göre yazılmış. Alaturk-
un başlattığı muzık devrımının bır sımgesı ol
muştur Asıl olan toplu olarak şarkı soylemek
ahşkanlığınıızın, vanı muzık eğıtımımızın ge-
hşmemış olmasıdır Yalnız mıllı marşımızı de
ğıl, "Dag Başını Duman Almış", ondan daha
kolavı "Onuncu ^ıl Marşı", daha sonraki "50.
Yıl" ve Ataturk'un doğumunun 100 yılı ıçın
vazılan marşları guzel sövleyebıhvor muyuz9
Bu marşlar da kusursuz yazılmışt r Bıraka-
lım marşları Toplu olarak bır turkuyu eksık
sız ve kusursuz sövleyebılıyor muyuz
1
Muzık öğretmenlığım boyunca mıllı mar-
şımızı ve dığer butun marşları kusursuz öğ-
retmekte, sabırlı olmak ve oğretmeyı sevmek
ten başka bır guçlukle karşılaşmadım Köy
Enstıtusu'nde, ko> çocukları ıle sade tek seslı
olarak değıl, mıllı marşımızı her sabah dört
seslı olarak soyledığımız ve butun kasaba hal
kının o saatte ışlennı bırakıp okul bahçesı et
rafına toplanarak bızlerı coşku ıle dmledık
lerı gunlerı andıkça, nereden nereve geldığı
mıze şaşmamak elden gelmıyor
Bugun vurdumuzda bır muzık yayını anar
şısı vardır Cıddı muzık eğuımı veren kurum
lann dışında toplumun muzık eğıtımi kaset pı
vasasına. gazıno muziğine ve TRT'nin va>ın
lanna terk edılmışt\r TRT \se buvük Ataturk'
un "Bır mılletin >enı degışiklığınde olçu, mu-
tsiiklal Marşı Üzerine
Guniın koşulları içerisinde uğraşılma'sı, halledilmesı gereken
bir suru sorun bizi beklerken bu hususun gundeme getirilişi,
biraz kuşkuyla bakılması gereken bir olgudur.
tstıklal Marşı'mn gûftesımn ve hatta belkı
de bestesının değıştırılebıleceğı goruşu benı bır
haylı endışelendırdı 8 8 1990 tanhlı Sa>ın
Prof. Dr. Ajhan Ulubelen'ın yazısı bem bı-
raz ferahlatmıştı Daha sonra 10 8 1990'da
Sa>ın Saım Akçıl olayı daha ayrıntıh ele ala-
rak bu durumun mumkun olamayacağım, ge-
rekçelenyle açıkladılar Bu hususta ertesı gun-
ku gazetede ıkı >a?j daha çıktı Sayın Nedim
V.Otyam da bu konuda benı rahatlatmışken,
bu yazmın bır sonrasında yer alan "Sayın
Prof. Dr. Avhan Ulubelen" başlıklı yazıyı bı-
raz uzuntu ve kaygı ıle okudum
Sayın Devnm Yasemm Ilduien'm yanıtı ne
denıyle ben de bu husustakı kışısel fıknmı bıl-
dırmek ıstedım
Sayın Ildınen, tstıklal Marşı topluluk ta-
rafından okunurken "Çıkan bn ses toplulu-
ğuna hepimiz gulerdik" tumcemz doğrusu o
güzel öztürkçe sozcuklen ıçeren ve akıcı yazı
dılmıze pek yakışmadı Oysa ben 52 yaşında
bır Turk vatandaşı olarak, mıllı yarışmalar
öncesınde ve sonrasında söylenen tstıklal Mar-
şı çalındığı zaman ağlamak ıstenm ve çogu za-
man da ağlanm Hıç mıllı bır maça gıttınız
mı Sayın Ildunen'' Bınlerce kışı marşımızı okur
ve sızm üen surduğunuz şekılde "uyumsuz ve
çığlıga benzer" sesler ortaya çıkabılır, ama
kımse gulmez Futbol hobısı olan bır vatan-
daş olarak boyle bır olaya rastlamadım, ama
ağlayan çok kışı gördum Bu hıs mıllı duygu-
ların, Ataturkçuluğun dıle getırılışının özle-
mıyle hıssedüen tatlı bır hazın sımgesıdır
Sayın Ildınen, hayat tecrubesı olan bır kı-
şı olarak sıze bır hususta katüıyorum Her so-
run açıkça tartışılmalı ve en ı>\ sonuca bu tar-
tışma platformunda varılmalıdır. Ancak tar-
tışma yapılırken kırıcı olmaktan kaçmak ve
karşı fıkn savunana da saygı duymak, tartış-
manın en önemlı kuralıdır
Sız yazınızda bu kuralı bozuyorsunuz gıbı
geldı bana örneğın, Savın Prof Dr Ulube-
len'e kıtap tarzmızı onaylamıyorum "Karan-
lıklara bır mum da benden dıvecek kadar ay-
dın duşuncelenmın olduğunu sannuvorum" ve
"Ben haJkım" derken bıraz ıddıalı olduğunu-
zu sezınlıyomm Bınlerce oğrencı yetıştırmış
ve bılımsel yeteneğını kanıtlayarak bır yere
lerı anlaşılmaktadır
Sayın profesörun naklettığı "turizm teşvik
belgcsi saglanamazsa bu sözleşme
huknmsuzdur" hukmıi karşısında böyle bır
devre olanak bulunmadığım her hukukçu bı-
lır Çunku bu hukûm uyannca, "kira" olarak
adlandınlan hukuksal ılışkı kendflıgınden ge-
çersız olur. Bunu ilen sunne yetkı&ı oncelikle
Hazıne'nındır. Bunun dışında, ılgılı kışıleria
de bu gecersızlıgı üen surme yetkılen olabi-
lir. Burada onemlı olan nokta şudur. Geçcr-
siz bır sozleşmeden dolayı taraflar khıne ber-
^angı bır hak dogmaz. Kıra sozleşmesı gecer-
sız ıse taraflar ne kıracı ne de kıralayan olur-
lar. Boyle olunca, her ıkı tarafın da sözleşme
ılişkısıne dayanan berhangı bır "ıstemlen" de
bulunamaz Bu arada ozellıkle, o sozleşmeden
doğacak hak karşılığı bır gıdenm (tazmın) ıs-
temı de olamaz Olıımsuz gıdenm (menfi za-
rann tazmını) adıyla anılan ve yapılan gıder-
lerın karşılanması gıbı dar kapsamlı bır gıde-
nm de ancak geçersızlığe kendı kusuruyla ne-
den olandan ıstenebüır Olayda Hazıne'nın
böyle bır kusunı olmadığma ve ayrıca tunzm
teşvik belgesırun sağlanamaması bozucu ko-
şul olarak taraflarca açıkça öngörulmuş bu
lunduğuna göre böyle bır gıdenm de kesınkes
ıstenemez
Böylece genye sadece (eğer ödenmışse) Ha-
zıne'ye verılen pararun ıadesı ıstemı kalır. Bu
da "tazminat" olarak değıl, "nedensiz
zengınleşme" hukumlenne göre "iyi niyetlı
zengınleşen"den ne ıstenebılecekse, ona göre
hesaplanarak ıade edılır
Bu kısa açıklamanın hukuksal durumu doğ-
ru olarak yansıttığım kımsenın yadsıyacağını
sanmıyorum Durum budur ve bunarçöreTaş-
kışla'ya ıkıncı saldınyı duzenleyenlenn şapka-
lannı önlerıne koyup ıyıce duşunmelen gere-
kır Burayı otele çevınp berbat etmeye niyet-
lenenler, venlen yargı kararı sonucunda artık
bu yerde hiçbir hakkın sahıbı degildırler. Bu
nedenle var olmayan bır hakkı devretmelen de
söz konusu olamaz Hazıne'yı temsıl edenler,
bu gerçeğı herhalde çok ıyı bılmektedırler Bu
bakımdan hıç kımse bu doyumsuz açıkgözk-
nn ceplennı doldurmalan ıçın bu tezgâha ça-
nak tutmaya ve bınayı "kira hakkının devri"
kıhfı altında borsaya teslım etmeye curet ede-
mez. Böyle bır şey yapmaya kalkışıhrsa, bu-
nun hesabımn mutlaka sorulacağından da
kımsenın kuşkusu olmamalıdır
Prof. AYDIN AYBAY
sikide degişikligi alabilmesi, kavrayabılmesi-
dir" vecızesı ıle toplumun gelışmesınde evren-
sel muzık eğıtımının ne derece önemlı oldu-
ğu düşüncesını bır turlu anlamak ıstemeyerek
tam tersuu uygulamaya devam etmektedır He-
le son günlerde açtığı yarışmalarla Atatürk-
ün muzık devrımıne karşı yürutülen hareke-
tın temsılcısı olduğunu ıspatlamış bulunmak
tadır Evrensel kaıdelere uyrnası veya evren-
sel alanda kullanılması, Sadettin Kaynak'ın
dedığı gıbı, "Kıyametın sonuna kadar ımkân-
sız olduğa bılınen bır ınılükr yamagı" ıle top-
lumun ruhunu karartmak ve sadece belırh bır
zumremn uyusmuş ruhlarını beslemeyı ve
menfaaüennı korumayı yeğleyen bır duşun-
cenın Ataturk ılkelen ıle bağdaşması olanak-
sızdır Çağdaş toplum, çokseslı toplumdur Bu
da çokseslı muzık eğıtımi üe gerçekleşebüır
Ataturk'un ışaret ettığı de budur
Sayın Kultur Bakammız da dahıl, mıllı mar-
şımızı öğrenmekte guçluk çekenlere her zaman
öğretmeve hazır olduğumu bıldırmek ıstenm
Ama kendılerınde çağdaş olma, evrensel ol-
ma kabılıvetı voksa, kusuru marşta aramasın
lar
MEHMET ALİ KAMACIOĞLU
Emekli muzik ogretmeni
gelmış bır ınsan, bır hekım olarak sakın ba-
na gucenme ama bu yaşta kendınıze bıraz faz-
la guvenıyorsunuz gıbı geldı bana Sayın Ulu-
belen'e yönelttığınız sorulan sormaya da hıç
hakkınız olmadığı goruşundeyım Ben kendı-
lennı tanımam Ancak Sayın Ulubelen de üpkı
sızın gıbı kendı görüşlennı yazısında yansıt-
maya çalışmış Sızın bu kadar sınırlenmenıze
yol açacak bır goruşu savunmuş olmadığını
sanıyorum
Sonuç olarak Istıklal Marşı'mn guftesı ya
da bestesı değıştırılebılır Bu hususta kamu
oyu yoklamasıdayapüabılır Bunlar bızım dı-
şımızda kalabılen konulardır Ancak kışısel
olarak kanım odur kı, gunun koşulları ıçen-
sınde uğraşılması, halledilmesı gereken bır sü
ru sorun bızı beklerken bu hususun gundeme
getırüışı, bıraz kuşkuyla bakılması gereken bır
olgudur
Ancak tstıklal Marşı'mızın değıştırılmesı
(hangı koşulda olursa olsun) gerçekleşırse bu
konu benı kırar ve ben Ataturkçuluk zmcınn
den bır halkanın daha kopanlmasının uzun
tusunu çekerım
Prof, DR. ALTAN tPLİKÇt
tstanbul Unıversıtesı
tstanbul Tıp Fakultesi
H İ K KENANE8Kİ
^ ^ ^ ,
4
* S ^ H Hâlâ sıcak, hâlâ guzel, hâlâ
^ B ıP^^B dostsun.
IBk ^BB Senı unutmayacağız.
Wk m \ ERKAN-ERTAN GÖRAL
• B | KENANESKİ
^^\ ** f ^ H unutmayacağız.
K ^ * ^ B FtKRET DENtZ, SABAHAT
| B f rH DENtZ, ŞAKİR (lARMIKLI.
İ H A \ * AHMET ATEŞ, EMEL
H L l ÖZDEMİR
POLÎTtKA VE OTESÎ
MEHMED KEMAL
Bir Ülkenin Önemi...
Ne zaman dunyada bır savaş olasılığı belırse Türkıye'nın öne-
mı de gundeme gelır Bınncı ve Ikıncı Dünya Savaşı'nda önem
Boğazlardan gelıyordu Istanbul ve Çanakkale Bogazlan'nın ıpı
bızdeydı, önem de bundandı Daha sonra NATO'nun Güney ka-
nadını savunuyorduk, önemı vardı Yanı, genebızden değıl NA-
TO'dan gelen bır önem NATO da, CENTO da elden gıttı, yenı
bır önem aranıyor
Yenı onemlerı ararken eskı önemlerı de unutmuyoruz, nasıl
kandırıldığımızın orneklerını anımsıyoruz
Ahmet Mete (Kızıltoprak / Istanbul) adlı okurumuzun bu ko-
nudakı mektubu ılgınç, şoyle dıyor
"Bılmem anımsayacak mısınız? Kore'ye asker gönderıp ora-
da 800 kadar askerımızı şehıt bıraktıktan sonra Demokrat Partı
başta Celal Bayar olmak uzere Bursa'da bır mıtıng yapmıştı Bü-
yuk bır kalabalık önunde konuşan Celal Bayar, yöneltılen eleş-
tırılerı yanıtlarken, 'Kore ye asker gondermemızı eleştınyorlar'
demış 'Azız vatandaşlarım bunu sıze açıklayamam, çünkü bır
devlet sırrıdır'
Böyle söyleyerek mıtıngde bulunanlan uyutmuştu Bunu bır
yanrt olarak kabullenen mıtıngdekılerden bır bölüğü hep bır ağız-
dan, Kahrolsun komunıstler' dıye bağrışarak ağzını burnunu
kıracakları komünıst aramaya koyulmuşlardı Elbette Kore'ye as-
ker gondermenızın bır tek nedenı vardı, Amerıka ıstıyordu, bız
de gönderıyorduk Geldık bugünlere Aradan 40 yıl geçtı NA-
TO bızım canımız dıyenler, gördüler "
Bugun gene ülkenin onemınden söz edılıyor Körfez Savaşı
bıze önern kazandırıyor Körfez Savaşı ıle bızım ne ılışıgımız var^
Irak'la Kuveyt çatışıyor Önemımız yok, ama zaranmız var, hem
de ıkı buçuk mılyar dolardan fazla Bır ülkenin zararından önem
çıkar mı' Çıkarıyorlar ışte1
Bunca yıl basbakanlık, muhalefet lıderlığı yapmış olan Sayın
Demırel'e Turkıye nın önemı soruluyor, onun verdığı yanıt da
şudur
"Türkıye'nın önemı dıyorlar, Türkıye başkalarından farklı ne
yapmış kı' Türkıye'nın önemı ıle Mısır'ın onemı arasında ne fark
var'"
Körfez dekı petrol kuyuları ıster El Sabah aılesının olsun, is-
ter Saddam'ın olsun bızı ne ırgalar Petrol gene yabancı eller-
de değıl mıdır' Bır çol emırı yıllar var bır doğal zengınlığı har
vurup harman savuruyor, arttırdıklarını yabancı bankalara ıstıf
edıyordu
Korkumuz, bır yanhşlık yapar da savaşa bulaşmaktan geçı-
yor Bu yanhşlık da her an yapılabılır Meclıs denetımının bulun-
madığı, hükümet sorumluluğunun başka ellerde olduğu bır ül-
kede her zaman tehlıke vardır
Bır başka ölçu daha çıktı ortaya Irak'la Kuveyt arasındakı
petrol kavgası, geldı zengınlıkle yoksulluk arasındakı çelışkıye
dayandı Bır yerde zengınlık, yoksulluk savaşı başladı mı, kor-
ku gelır zengınlerın gırtlağına yapışır Zengın ülkelerı yöneten-
ler böyle bır kavganın kızışmasından çekınırler Arap âlemınde
zengınlık-yoksulluk tartışması ne zamandan ben vardı, şımdı ye-
nıden tazelendı, Körfez savaşının dayanağı oldu Saddam da
bundan yararlanıyor, Arap âlemının gözünde bır kahramanlık
sımgesı oluyor
Bu zengınlık savaşımında bızım durumumuz nedır dıye sora-
cak olursak, bunu bır sorumludan dınlememız gerekıyor Ba-
kın bu konuda Sayın Özal ın görüşü şoyledır
"Irak Devlet Başkanı nın kendısı konuşmayıp başkalanna yap-
tırdığı konuşmalar var Bunlar bence Islam âlemı ıçın çok tehlı-
kelı sozlerdır Zengınlık -fakırlık meselesınden ıstıfade etmeye
çalıştığını goruyoruz Daıma dunyada komunızm ıle kapıtalızm
arasında bır mucadele olmuş Aynı mücadele buraya getırılmış.
Bu konunun da zengın olan ülkeler tarafından ayrıca düşunül-
mesı gerekır '
, Bu petrol savaşının gelıp zengınlıkle yoksulluk çelışkısıne da-
yandıgı goruluyor, sorunun bır de bu yönden onemı var Onemler
bırbırıyle durmadan çelışıyor Zengınlerın çok düşünmesı gere-
kıyor Zengınler düşunmelı
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
u
Özel Bir Bankada ÇalıştuıT
SORU: Ozel emekiı sandığı olan, ozel bir bankada çalışum. 9
yıl 10 ay olan hızmetlerimi SSK sıgortalısı olarak bir-
leştırdım.
1989 yıhnda fıilı sigortalı, daha sonra istege baglı ola-
rak, 180 gun prım odedım. Boylece, banka emekli san-
dığında 9 yıl 10 ay karşılığı, 3.540 gun ve SSK'lı olarak
ta 180 gun olmak uzere, toplam 3.720 gun prim odemiş
bulunuyorum.
1) 50 yaşını doldurrauş bir kadın sigortalı olarak 3.600
ış gunu de pnm odemiş durumdayım. Emekli olmak icin
başvuruda bulunabılır raıyım?
Emeklılık hakkım kazanırsam, ozel bankanın sandı-
ğından mı, yoksa 180 gun pnm odedıgım SSK'dan mı
ayhk bağlanması gerekıyor?
2) Endışem, 1973-1989 vıllan arasında hiçbir sosyml
sandığa tabı olmadığım ıçın, 16 yıllık boşlak benım baş-
vurumu geçersız kılar mı?
S.K.
YANIT: 1) Sosyal Sıgortalar Yasası'nda, yaşlılık ayhğı bağlanabıl-
mesı ıçın öngörulen koşullardan bın de, sıgortalının "Kadın ıse 50
erkek ıse 55 yaşını doldurmuş olması, 15 yıldan ben sigortalı bu-
lunması ve en az 3600 gun, "Malulluk, Yaşlılık ve Ölum Sıgortalan"
pnmı odemiş bulunmasıdır
Hızmet bırleştırılmesıne ılışkın 2829 sayıb yasa,
"a) TC Emekli Sandığı'na,
b) Sosval Sıortalar Kurumu'na,
c) Esnaf ve Sanatkârlar ve Dığer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sı-
gortalar Kurumu'na,
d) 506 sayılı Sosyal Sıgortalar Kurumu'nun gecıcı 20'ncı mad-
desıne göre kurulmuş emekli sandıklarına,
Tabı çeşıtb hızmetler surelerı bulunanlann, malulluk, yaşlılık ve
ölumlerı halınde kendılerıne ve hak sahıplerıne sağlanacak hak-
ları kapsar"
Yaşlılık ya da emekli ayhkları son yedı yıllık fiıh hızmet süresi
ıçmde, fîılı hızmet suresı fazla olan kurumca bağlanır
Sosyal Sıgortalar Yasası'nın geçıcı 20 maddesı ıle kurulan flzel
emekli sandıkları, 2829 sayılı vasası kapsammda olup bu sandık-
lar. personehne "ış kazalanyla meslek hastalıkları, analık, malul-
luk, yaşlılık ve ölum, eşlerının analık, eş ve çocuklarının hastalık
hallennde, en az" Sosval Sıgortalaı Yasası'nca behrtıkn yardım-,
ları sağlamakla yukumludur
Sosyal Sıgortalar Kurumu'nca, 15 yıllık sıgortalılık süresi ıçın-
de en az 3 600 gun malulluk, yaşlılık ve ölum sıgortalan pnmı öde-
mış bır SSK kadın sıgortalıya yaşlılık ayhğı bağlamaktadır Aynı
koşullarda aynı yukumluluk ozel emekli sandıkları ıçın de ge-
çerlıdır
Kısaca, 50 yaşını doldurmuş ve 15 yıllık sıgortalılık suresınde,
en az 3 600 gun pnm odemiş bır kadın sıgortalıya, geçıcı 20 mad-
deye gore, yasal bıçımde kurulmuş bır özel emekli sandığınca yaş-
lılık ayhğı bağlanmasmda yasal engel yoktur
2) 16 yıllık pnm odenmemış sure, başvuruyu geçersız kılmaz
ISTANBUL BÜYÜK ŞEHİR
BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN
ISTANBUL ÇÖP (KATIATIK) PROJESİÖN YETERLİL1K ÇAĞ-
RISl BAŞ\ URL SLRESl UZATILM1ŞTIR
Istanbul vop (katı atık) projesı ön veterlılık cagnsı basvuru süresi 6 EY-
LUl 1990 tanhıne kadar uzatılmış bulunduğundan
Ha7irlanmış başv uru dosyası 6 EYLUL 1990 gunu verel saatle 1100'e
kadar Isıanbul Buvuk Şehır Beledıye Başkanlığı Encumen Mudurlüğu-
neıletılmışolacaktır Postadakıgecıkmelerdıkkatealınmayacaktır Ilan
olunur