22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 AĞUSTOS 1990 CUMHURİYET/7 ANKARA HAVASI Cumhuriyet Ankara Börosu 'AKSOY-ÖZGÜVEN BENZERLİĞİ Yazın başkan kışın milletvekili İbrahim Aksoy, Halkın Emek Partısı (HEP) Malatya Milletvekıli, SHP'dekı özellikte Kürtler konusundaki çıkışlarıyla tanınıyordu Osman Özgüven ıse Ege'dekı şirın bir ılçenın, Dıkilı'nin Beledıye Başkanı. Düzenlediğı kültür-sanat festivaliyle Türkıye, hatta uluslararası çapta ün yaptı Aksoy ve Özgüven'in ortak yanları birbırlerine çok benzemelerı. İkisinın de gûr sıyah bıyığı, çizgili alnı, tombui yanaklan var Özgüven'in Aksoy'un işine pek özendiği yok. Belediye Başkanlığı'nı çok seviyor. Aksoy ıse şakayla karışık şu önerıyı getiriyor: "Her yaz üç ay Dıkılı'de Beledıye Başkanlığı yapayım " YORUMCUNUZDIYORKI Körfez, Özal ve basın Irak krizınin ardından Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın diplomatık gırışımleri, değışık gazetelerde şöyte yorumlandr Altan öymen (Mıllıyet - 8 ağustos)' özal'ın dünya televızyonlarına verdiği demeçler de ağırbaşlı ve yatıştırıcıdır. Türkıye'nin, Birteşmiş Milletler kararlarına uyacağını belırtirken, bir askerı harekâta gerek kalmaması dileğini de vurgulamıştır Türk dış politikasının isabetli bir çizgi üzerinde yûrümesi, kimin tarafından yürütüldüğü tartışmasından daha önemlidir. O tartışmayı daha sonraya bırakarak Cumhurbaşkanı Özal a Irak krizı ile ilgilı temas ve çalışmalarında başanlar dileyelim. Metin Münir (Güneş - 9 ağustos): Bu, Özal'ın hak ettiğı bir kazançtır... Özal, sadece bir politikacı değil, devlet adamı gibi davranmasını bilmiştir. Gerçi içinden geçtiği sınav devam etmektedir, ama şu ana kadarkı performansı ıle Özal, gerek devlet adamlığı, gerekse görüş ve beceri ıtıbarıyla dığer sıyası liderlerden fersah fersah önde olduğunu bir kez daha kamtlamıştır. Altemur Kılıç (Tercüman - 9 ağustos): Cumhurbaşkanı Sayın özal'ın, uluslararası devrede hemen başrolü oynaması, Batılı, Ortadoğulu lıderler indindekı, dûnya kamuoyundaki prestijını, güvenilirliğinı ortaya çıkarmıştır. Bu, Türkiye açısından bir kazançtır... Sayın özal, devreye girerek Batı ile Ortadoğu arasında bir güven köprüsü kurmuş, Irak tecavûzüne karşı etkili bir direnışın oluşmasına hizmet etmış, belki de bir yerde fren vazifesı görmüştür. Asıl önemlısi, Ozal, Türkiye'nin bu bunaltmdan en az zararlı ve en kârlı olarak çıkması için çaba göstermektedir Mümtaz Soysal (Mılliyet): Tek kışi CNN ekranlarına çıkacak diye bir ülke bu kadar zarara sokulamaz. Necati Doğra (Mılliyet): Biz kıralık katil mıyiz? SAFTAMA One ntan show Basına yansıdı Bakanlar Kurulu'nun Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın başkanlığında yapılan toplantısında. Devlet Bakanı Vehbl Dlnçerter, Türkıye'nin Irak'a uygulanacak ambargoya süratle gınşmesınden yana olmadığını söyleme gafletınde bulunmuş, Ozal'dan da agzının payını almış: "Vehbi Bey, Saddam da senin gibi düşünüyor herhalde." Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın yabancı televizyonlara verdiği demeçler sürüyor. Ozal, son olarak Amenkan NBC televizyonuna şunları söyledi "Saddam Hüseyin ne yapacağı tahmın edilemeyen bin. Çûnkû Irak'ta "One man show" (tek kışilik gösteri) var." Ingiliz Guardian gazetesi: "Ozal, Türkıye'nin geieceğine savaş çıkmayacağı varsayımına gore kumar oymıyor, kaybedebilir." Kumarda kaybeden aşkta kazanır derier, yoksa yenı bir aşk mı var? * * * Kenan Evren: "Türkıye Saddam'la yaşayamaz." Zatıalinızden sonra hesapta Saddam da mı vardı? * • * özal: "Saddam, Irak'ta tek adam, hata yapabılir." Kişi ne bılırse kendınden bilir! •k * * Inönû: "Manzara karanhk?" Bu karanlıkta nasıl gördün? Şinasi Nahit Berker YALANDANKIMÖLMUŞ ueıuiuiKutm Saym Baa*a caaal f l ı ı « n U l dlUkl«riıl-l ll»ter«k, ksrdta Ikl tOfca Irafc T* FBTCjrt ırariDdnki EerçİBllfl j*ıu.r.d»B iıltdifcinlı lçtt $-.&. n&la-ıac suzarıt. 'ıt£l*n l«llrt«-k latljcru: 1) Bir «il« içİBdc çıkas soruclariB çuiıİMai >• alltnİB RtT.Lİin»ln korofiucL dlyaloc İle »liaktorittr. 2) Ir«fc«iB Kur«7t<is to^«kl*rıcda ceztt yohtar. ÇL t nL irr-k, b-t.c bu icprakİATia, Art.pl nn topra£ı oldufuau r .(i&arkt*âir. lync» irtk danr Be.ee ) «Lİa'Milı^cL 3) lr«> K< IB «aztirU lçlE. ıır«>t<lA R u r . Elftlr. âyrıea {Uae*tU bLİL t-n b«n cradı ir.V, «y6i Tt it..«xarıa ttL£İ.t«4tr. 1 bU JBUJOrİAT^ » r l i f ı £*r»£l > t-erçeUeçtlrl ccçuıu *• ktrded fvııjt 11* ClriçiBİt bulusrjrtu. -aı-ına tiçbtr askcrl F^t £ s ni« •ıcır •an «fifcerler, îrat ll« çıJuta ••vaa- otçul*rıjla ol*a c&r>u.l«rxmıt lr«sl lçl» berışçı jrtitetlerl t*rci tckrar teaefci.tır çder, fc*>çerıl*r 'Komştı'nun perhizi S j ı a pp»j ır ıgnavâ3isow Nisva avul ntM&ıK nJMtrc Kuveyt'ı ışgal eden Irak, çekileceğinı belırttıkten bırkaç gün sonra da ilhak ettı Şimdı de bütün Arap alemıni "cihaf'a çağıran Saddam Hüseyin'in önümüzdeki günlerde ne yapacağını tahmın edebilen yok. Temmuz ortasından ıtıbaren gergınleşmeye başlayan Irak-Kuveyt ılişkilerınde "endışe verıcı bir durum olmadığını" belırten _ _ _ Irak'ın Ankara BuyükelçılT§ı Basın Musteşarlığı, bu görüşunü 27 temmuz günü Genel Yayın Mûdürümüz Hasan Cemal'e bir mektupla bıldırdi Krız başlamadan önce ızınde olan Genel Yayın Mûdürümüz, olayın cıddi boyutlar kazanmasıyla bırlikte iznıni yarıda kesıp döndü ve kendısıne gelen postalar arasında bu mektupla karşılaştı. İşte mektubun kupürü. Sasstaal TUrkocatl Caddasl 39 îataabtü BASBAKANLIKTA UÇ DELI Odamı neden hazırlamadınız? Başbakanlık'ta Körfez krizi jorüşülüyordu. Dışışleri ve Milli Savunma Bakanlığı uzmanlarının bin girip dığeri çıkıyordu. Gazeteciler de basbakanlık bınasının girışinde olası bir açıklamayı bekliyordu. Müracaat kapısına bir yurttaş geldı. Görevlı polıslere, "Neden benıra odamı hâlâ hazırlamadınız, derhal hazırlansın" dıye bağırdı. Polisler bir an saşırdılar. Akıl hastası yurttaş, "Koskaca memleketın başbakam sokakta geziyor" diye bağırmaya devam ediyordu. Akıl hastasını yatıştırmaktan başka çare bulamayan polisler, 'Tamam efendim, müteahhıtlere söyledik, hızla tamamlayacaklar" deyip olayı örtbas ettıler. Aradan daha bir saat geçmemıştı ki bir deli daha basbakanlık önünde peydah oldu. ömer Faruk Kelekçi adlı akıl hastası da "Ben başbakamn damadıyım, terbiyelı davranın kanşmam" diye hava atmaya başladı. Kelekçi, "82 karım var, Türkiye'nin önde gelen 22 AKBULUT DIYOR Kİ Devletin başı dedikodu mu yapsın? Söyleyln şu kürsüden millet duysun. "Irak Kuveyt'ten çekilsın" diyoruz. Siz "Irak'ı bırakın ne yaparsa yapsın" deyin. Sadece zihinleri bulandıracak sözler söytemenin Türk milletine yaran yoktur Biıiniz cenazede, biriniz kongrelerde gezerken Cumhurbaşkanı sızi çağırıyor, siz "meşruiyet kazandırmaya çalışıyor" diyorsunuz. Siz nasıl olur da "Meclis'in seçtiği Cumhurbaşkanı meşru değil" dersıniz. Şlmdl böyle ğ kabul etsek, zatn' muhteremler Cumhurbaşkam'na çıktılar. O anda meşruiyet kazandı Cumhurbaşkanı. Şımdi çıkmıyorlar, meşruiyetten yoksun. Bakın şımdi demokrasıye ve demokrasinin işleyiş tarzına. Bunlar demokratik düşünceler değildir. Tecavüz söz konusu değil. Ama yetki bizde olmalıdır ki gerektiğınde kullanalım. Devletin başı, bu işlene uğraşmasın da dedikodu mu yapsın? Hükümet başkanı ile devlet başkanı karşı karşıya gelirse, ülke ne kazanır? ... Diye düşünüyonım. yöneticisinin de kızını alarak memlekette barışı sağlayacağım" diye kendisini anlatırken polisler yaka paça binanın önünden uzaklaştirdılar. Polisler daha olay üzerine konuşmasını bıtırmeden hasır şapkalı bin basbakanlık müracaat bölümüne yaklaşıyordu ki artık deli uzaklaştırmada ve yatıştırmada ustalaşan polisler durumu fark edıp binaya gelmesıni önledıler O gün basbakanlık binasına başka deli gelmedı. AKKALE Ozay 5 aydır mahkeme anyor Çanakkale Zaferi'nin yıldönumü törenlerinde, Cumhurbaşkanı Özal kürsüye gelırken ayağa kalkmadığı ıçın "saygıda kusur eden" Çanakkale Belediye Başkanı ismail özay, beş saat sonra oörevden alınmıştı. Ozay, o gün bu gündür hakkını arayacak mahkeme bulamıyor. Özay önce bu ışlemin iptali için Bursa idare Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkemenın "görevsızlik" kararı vermesı üzerine dosya Ankara idare Mahkemesi'ne gönderıldı. Ancak bu mahkeme de önceki karann taraflara tebliğ edilmemesini "usul eksıklığı" olarak nrteledi ve dosyayı tekrar Bursa'ya gönderdi. içışlerı Bakanlığı' na gönderılen karar bir haftada bakanhğa ulaştı, ancak teblıgatın yapıldığına ilişkin belge ıki ayda mahkemeye dönmedı. Araya milletvekıllerı gırdi. ardından üç alındı belgesi bırden mahkemeye ulaştı. Dört ayı aşkın devam eden bu yazışma trafiğinden sonra dosya görevlı mahkemeyi belırleyecek olan Oanıştay'a gectığımız günlerde ulaştı. Danıştay karannı adli tatilden sonra verecek. Özay, beş aydır hakkını arayacağı mahkeme bekliyor, en az bir ay daha bekleyeceğe benziyor. TUKETICI Sigara Türkıye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu, bir süre önce aşırı fiyat artışları yüzünden "kolayı boykot" kararı aldı. Eylem başarılı oldu, fiyatlar düştü. "Kola eylemi"nden cesaret alan federasyon, ikinci bir eyleme soyundu: "Yabancı sigarayı boykot." Sigaraya karşı kampanyanın tutmadığı ise geçen günlerde bellı oldu. Tekel Genel Müdür- vekilı Adnan Kaşay, kampanya dönemıne rastlayan temmuz ayının ıkıncı yarısında yabancı sigara satışlannın yüzde 24.6 oranında arttığını bildirdi. Türk halkı kolasızlığa dayanabilmışti, ama sıgarasızlığa maalesef. ISTAT1STİKLERIN DILI Orman yasası Ormansızlaşmanın sonuçları artık Türkiye'de de yaşanmaya başladı. "Orman Yasası'nın hâkim olduğu ormanlarımızla ilgilı olarak TMMOB Orman Mühendisleri Odast'nm yayın organında yer alan son verıler şöyte: Ağacsız orman: Ülke yüzeyınin yüzde 26'sı hukuksal olarak "orman" sayılan alanlarla kaptıdır. Ancak bu alanın yüzde 56'sı son derece verimsiz, bozuk yapılıdır ve yer yer de ağaçsız ormanlardâh oluşmaktadır. Ormansız bireyler: Ormanların ülke yüzeyine dağılımı dengesizleşmiştir. Örneğın Türkıye ormanlarının yüzde 41'inin bulunduğu Karadeniz bölgesinde birey başına 7.5 dönüm orman alanı düşerken bu oran ve miktar İç Anadolu'da yüzde 9 ve 1.3 dönüm, Doğu Anadolu'da ise yüzde 3.6 ve 0.8 dönümdür. KtM KtME DUM DUMA BEHlç AK AĞAÇ YAŞKEN EĞtLİR KEMAL GÖKHAJS GÜRSES yüzüUe HASR&T \lfimX>M\AR 0 ~SCN GARFIELD m DAVIS 9WC| BAR. SABAM, PEGIL GAEFI'ELP? UZLCU TARAP şu ıa. BÜTÜN TARİHTE BUGÜ1V MÜMTAZ ARIKAS GERÇEKUSTUCU MA6RITTB.. İSff 'O£ BUGuN, UNLÜ BBUÇ-tKAU RBSSAM H£M£ M4G&7TE QZOME AA4GIZ£r} , 63 OLMUŞTU. &e<4A/S' (süee&Ausneıe:') ETKtsruoe K/ILARAIC 2S YA- ŞtMOA SU TUK R£SlMUX y/>PM4>* KOYU- LAN MAGGITT&, ILK ONEMLı yAFTTt OLAN r KAYlP JOK£Y"l O Sf&ACA/S O&TAYA ÇHiAe- Ml?Tf. ONUN OUŞSEL SlS OÜNYAYI AM/MS/f TAN e£StML£& UÇUK VE TONSUZ LERLE DİKJCATI ÇEKBtS.. OUVAR DE TXU(MAN MAGetTTE'DE, İ>A- PlL/G. SevDıĞı KOMÜLAeOAN S/ei DE, "KESıM iÇiNDE £E£tM'£>ıR. yAA/ûrf, SıR yıTHiNDB RESMI İLE ÛÛ TÜRK VE DÜNYA KARtKATÜRÜNDEN ibrahim YUdıran l~E$İJlarasL BbrKaradeniz tunu Yayla'da konaklama, Kaçkar Dağlanndayiuûyaf. YJ>. 580.000. VAKnmozSEYAHAT ACENUSI Bragamap Kazabebckuu (SSCB) AFYON C SAVCILIĞI Sayı: 1990/1842 ilam Afyon Çavtışbaş Mahallesi nüfusuna lcayıtlı olup, halen sucuk imalatçıhğı ve satıalığı yapar ömer kızı 1933 D.lu NEBAHAT ERÇOBAN'ın 9.2.1990 suç tarihinde taklit ve tağşiş edilmiş ve sağlığa az veya çok zarar verecek derecede bozuk sucuk imal edip satmak suçlanndan dolayı hakkında kamu davası açılmış olup, yapılan yargılaması sonucunda: Afyon Sulh Ceza Hâkimliği'nin 4.6.1990 gün ve 338-493 sayüı karan ile TCKInun 396, 398, 647/4, CK: 402/1-2, 72. maddeleri gereğince 980.000r— TL. agır para, 14 gün işyerinin kapatılması, 6 ay meslekten men cezası ile cezalandırılmıştır. TCKInın 396, 398, 402/1-2 maddeleri gereğince »an olunur. 30.7.1990
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear