23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Bm CUMHURİYET/8 MEKTUP Hizmeti kim hak ediyor? KENTYAŞAM Her ayın 9,19 ve 29'unda talihlileri zengin edenler, ne durumda? 23 TEMMUZ 1990 • lstanbul'un su sorununun kısa sürede vözUmlenmeyeceğıııı biliyoruz. Her yıl yaklaşık 400 bin kişinin göç ettiği bır kente Fıral Nehri'nı bıle bağlusunız bir sürc sonra yetersU kalacaktır. Kuşkusuz insanların diledikleri ycrdc yaşama hakian vardır, ancak bu yaşam isteği, daha önce yaşamakla olanlan zor durumda bırakmamalıdır. BugUn birçok tarihı semt ve eski ycrleşim bölgesi susuzken yeni vc kaçak yapılara elektrik, su baglamak altyapı hızmeti göıürmck pek adil olmasa gerek. Saygılarımla. MEHMET ÇlVİLİDAĞ Umut dağıtaıılarm umuduyok Türkiye'de toplam 4.528 seyyar, 2.774 sabit olmak üzere 7.302 insan ekmeğini bilet satarak çıkanyor. En çok satıcı ise 1.175 olarak Istanbul'da. Kimi işsizliktcn kimi ekmek yokluğundan kimi de çocukluğundan beri yapıyor. Hepsinin ortak özelliği Myi bir iş olsa' piyango satıcıllığını bırakacakolmaları. SÜLEYMAN SARILAR "Biz umut daftıtıcılarının hiç umudu yok. Korsanlar yüzünden mlllel bizi dilenci gibi göriiyor. Bi/.im halkımız nerede kuyruk var, oraya koşuyor. Hayret edersln yani... Yagmur yagarken bile semsiye açıp bekliyuriar. Eger kumarsa devlet oynatıyor, biz sadece ratıcısıyız..." Yılda 35 kez başınıza konacak 'talih kusu'nun kafesini aralayanlardan birinin Milli Piyango'ya ilişkin değerlendirmesi yukardaki salırlar. Türkiye'ye umut dağıtan, her ayın 9, 19 ve 29'unda bir talihliyı zengin eden, insanların umutlanna bilet kesen ve Türkiye'nin her tarafına yayılmış 4.528 seyyar Milli Piyango bayilerinin umutlan ne?.. Nasıl yaşayıp nasıl bilet satıyorlar? Beklentileri, toplumdakı konumlan ve mesleklerine ilişkin görüşleri neler? Piyangodan dağıtılan paraya değil, bilet satiiina bağlanan umutlan gerçekleşiyor mu? yinin ruhsatını yakasına lakması mecbur. Ama denetim yapılmadıgı için öniıne gelen bilet satıyor. Idareye bize memur verin, nıhsat denetimi yapalım diyoruz, ama dikkale alınmıyor. Çünkü idare sadece biletinin saulmasını istiyor. O zaman bir belediye /abıtası da elbisesini birine versin ve zabıtalık yaptırsın. Olur mu böyle sey? yileri sorunlanna çözumler üret Tabil blzim satacagımız bileti kormek, üyelerinin haklarını koru sanlar sattıgı için kaybımız olumak için Milli Piyango Bayileri yor." Esnaf Dernegi adı altında örgütlcnmişler. 1.415 Uyeli derneğe ayBüyük bölümünü emekli meda 13 bin lira aidat, 13 bin lira da murların, işçilerin olusturduğu kaydiye parası ödeniyor. Başkan seyyar bayiler arasında çocukluları 10 yıllık seyyar bayi Ahmel ğundan beri bilet satan ve bu işi Yazıcı, Sultan Çiftliği'nde oturu mcslek olarak benimseyenler de yor, dört çocuklu. Istanbullu sey var. Tüm Milli Piyangocular biyar bayiler gibi Ahmet Yazıcı da let satmanın "bir meslek" oldubütün gün bilet satıyor. Dernek iş ğu konusunda hemfikir. 10 yıldır lerini de genel sekreter emekli me bilet satıcılığı yapan Nihal Marmur Şcvkel Yücel yürütüyor. ü, "Umul nedir" sorumuza, "Pi"Istanbul'da seyyar bayilerin yangodan hiçbir umudumuz yok. çogunltıgu Incboluludur. Ben de BU bir yerde millele umut dagıInebolu'danım" diye söze giriyor tırken en ufak bir umut vaat etAhmet Yazıcı. Tünel'deki dernek miyor piyango. Giinde en az 12 te görüştüğümüz Ahmet Yazıcı, saat çalışıyoruz, ama ayda ortaseyyar bayilerin " e n biiyük laına, ancak 4 0 0 bin lira sorunu" olarak korsan bayilerin kazanabiliyoruz" diyor. Nihat çoğalmasını ve idarenin korsan Martı'ya göre çok bilet satmanın satıcı denetimine yaklaşmayarak, altın kuralı dOrüst olmak ve çev"Beninı bilctim sanlsın da kim sa reyi rahatsız etmemck, bir de reklarsa salsın" anlayiiiyla hareket lam yapmak tabii ki.< Nasıl reketmesinden yakınıyor. Ruhsatsız lam yaptıklannı da, "Filan çekibilet satışının yasak olduğuna dik lişte benim sattıgım şu numaralı kat çeken Yazıcı, "Kamyonlarla bilete biiyük ikramiye çıktı" yaAnadolu'dan adam getiriyorlar" zısını sabit bayiler camlarına asardiyerek korsan bilet satışını şöy ken seyyar bayilerin yanlarında taşımalan olarak açıklıyor. le açıklıyor: belirterek ikramiye umuduna da bel bağladıklannı anlatıyor. GönUç'ün 10 yıllık meslek yaşamında değiştirdiği amorti bileti nedeniyle Agır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması ayrı bir yer tutuyor "Blletini sattıgım idare beni ınal. kemeye vererek odullendirdi" cümlesinden sonra derin bir ah çekerek anlatıyor: "Biri gelip amorti biletinl deglştlrdi. Sonra bu bileli idareye verip paramı aldım. Idarede ikl kişi biletleri inceleyip intza attıktan sonra bilet Ankara'ya gidiyor ve orada sahle olduğu anlasılıyor. Bu i>i yapan şebeke var. Rilet numaralunnı keserek yapıştınyorlar ve amorti ya da iki rakam Ikramiyesi alıyorlar. Ben nereden bileyim sahte oldugunu. Sonra beni Kadıkoy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdiler, yargılamp beraat ettim. Şimdi ben 5 bin lira içinsahtekflrlık mı yapacağım. Beraat ettim tabii.." Sıfırlan çok ustaca sekiz yapan, numaraları keserek yapıştıran, listeleri tahrif eden 'bazı uyanıklann' gözleri iyi görmeyen yaşlı seyyar bayileri 'kazıkladıklanm' öğreniyoruz. Bayilerin tümU 'ugurlu gişelere' ınanmıyorlar. "Bilet Türkiye'nin her yerinde aynı şansa s a h i p " diyen bayiler, "Bizim balkımız nerede kuyruk var, oraya koşuyor. Yagmur yagarken bile şemsiye açıp bekliyorlar. Aslında bu vatandaşın yanlış bir inancı" değerlendirmesini yapıyorlar. "Kumar oynallıgınızı düşünüyor musunuz" sorusuna, "kumarsa devlet oynalıyor. Biz satıcıyız" yanıtını yapıştırıyorlar. Hiçbiri çocuklannın aynı işi yapmasını istemiyor. Gecekonduda oturmaktan, toplumun kendilerini 'dile ci gibi' görmelerinden yakınıyoı lar. Milli Piyango bileti satışında bayilere yüzde 12 olarak verilen komisyon, stopaj vergisi kesildikten sonra yüzde sekiz olarak net ödeniyor. Ruhsat almak için 200 bin lira teminatın yani sıra savcılık, ikâmet, nüfus kâğıdı gibi tüm resmi evrakları götürmek gerekiyor. En çok bilet satışı yılbaşında ve onu izleyen iki çekilişte gerçekleşiyor. En iyi satış yerleri de içkili lokantalar. Dernek Başkanı Ahmet Yazıcı, "Mlllet kafayı bulduktan sonra umuda sarılıyor gallba..." diyetakılıyor. Veekliyor: "Bfzimki umutsuz bir iş. Sonu olmayan bir i ş . " tki ay önce ruhsat alıp bilet satmaya başlayan 1967 doğumlu Tank Urhan, 'Kendi işini yapmak' için, 20 yıldır bilet satan Mustafa Manoglu işsizlikten, 60 yaşındaki Ziya Ünlü ise memlcketi olan Inebolu'da 'ekmek yokluğundan' biletçiliğe başlamışlar. Tüm piyangocular gibi hepsi de i y i bir iş olsa' bilet satmayı bırakacaklar. BütUn "umul tacirleri"nin umutlan, başkalarının umut arayışına bağlanmış. "Mlllet ne kadar çok bilet alırsa, bizim kazancımız o kadar iyi olur" diyorlar. BEYLERBEYPNDEN Otobüs duraklannın hali • Bogazlçl KöprüsU'nün Anadolu yakasında bulunan durakların çevresının cok pis olduğundan yakınan vatandaşlar "ya buraları klrleten seyyar salıcılar kaldınlsın ya da bir temizllk gorevllsi verilsln" diyorlar. Durakların aynı zamanda şehirlerarası otobüs durağı gibi kullanılınasından yakınan vatandaşlar, bu nedenle duraklara belediye otobüslerinın yanaşamadığını belirtiyorlar. HavalinıaniMda değişiklik • İSTANBUL (İÜHA) Bir yıl önce özelleştirme kapsamında SAS'a devredilen USAŞ'taki değişiklikler zincirine bir halka daha eklendi. USAŞ'ın (Uçak Servisi Anonim Şirketi) SAS'a devredilmesiyle başlatilan personel indirimi ve kalan pcrsonele de yabancı dil eğitimi verilmeye başlanması, yapılan ilk değişiklik oldu. Halen lstanbul Atatürk Havalimanı'nda iç hatlar ve dış hatlardaki giriş kaf'eteryasının ve transit restoranın ilk düzeninden masa ve koltuklarına kadar her şeyin yenilenmesi ise atılan ikinci adım. SAS yetkilileri, "Dış hatlardaki kafeteryaların yenilenme işleminin bitmesinden sonra Avrupa'nın en modern kafeteryası olacağını ve bundan böyle buraların kendi isimleriyle tanıtılmaya başlanacağım" ifade ettiler. Turistlere "kabare show" • lstanbul Haber Servisi lstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen "Geleneksel GUlhane Etkinlikleri" sürüyor. Gülhane Şenliği'nde dün akşam da çeşitli gösteriler yapıldı. Grup Diren, Ferda Ereren, Rıza Silahlıpoda, Romanyalı ünlü pop sanatçısı Deniz Roman, Türk hafif müziği sanatçısı Emel, Okay Temiz ve orkestrası, Serpil Benay ile Semiha Yankı'nın programları GUlhane Gösteri Merkezi'nde gerçekleştirildi. Arabesk sanatçısı Gökhan Güney gecede son olarak sahneye çıkarak bir konser verdi. Konserin bir bölumünde luristlere yönelik olarak "kabare shovv" yer aldı. Shovvda Arap şarkıları eşliğinde oryantal dans gösterileri yapıldı. (Fotoğraf: Alaaltin Çiftçi) UMUT SATANLAR Umul tacirlerinin umutlan başkalarının 'umutlanna' baglı. 'Ne kadar çok bilet salarlarsa kazançları o kadar iyi olacak. (Fotoğraf: Süleyman Sarılar) Milli Piyang» Genel Müdiirlügu'nün verilerine göre Türkiye'de toplam 4.528 seyyar, 2.774 sabit olmak üzere 7.302 insan ekme"Yılbaşında bazı biiyük bayiibrahim Gönüç, her çekilişte en ğini bilet satarak çıkanyor. En ler Anadolu'dan günliikle kam a/ üçdört bileti kendisine saklaçok satıcı ise 1.175 olarak Istan yonlarla adam gefiriyor, aldıgı bi dığını, tüm piyangocuların da bul'da toplanmı$. lstanbul'un ba leti sattınyor. Aslında seyyar ba bütçelerine göre "oynadıklanm" KöNUK YAZAR ÇELİK GÜLERSOY Sokağın senfonisi (1) bayramları, Yunanıstan'ın köşe bucak tavernaları, laternaları, lstanbul'un hem bilmedigı, hem de "hazctmediği" şeylerdı. lstanbul Rumlarının "Apakurya rnaskaralıklan", hem sınırlı takvimlerde geçer, hem de Beyoğlu ve Tatavla'nın içınde kalırdı. Şehrin gün boyu süren dinlendiriciliği o derecede idi ki sabah kalkıldığında kahve ıçınceye kadar konujulmamaM bile âdetti. Hemen her evin bahçeM olduğu ıçin, sabahları ancak kuş sesleri dinlenir, çiçekler, fidanlar sulanır ve sükut edilırdı. Bu orıamı, bozan demeyeyim de dalgalandıran, bır tok hareket vc canlılık vardı: Sokak satıcılarının sesleri. Bu yazıyı, işte bu konuyu ayırıyorum ve oturup 3 yazı ile sokağın dünü ile bugününü bir karşılaştırayım, diyorum. DUne kadar bır tarım ekonomisınin bütün özelliklerini bünyesinde taşıyaıı Khır, her semtınin hemen kcnarında bağlar, bostanlarla çevrili olması, meyvesınin kendı bahv'esinden çıktığı, taze sütün az ilerideki mandıradan geldiği, bereketli ekmeğinin kendi sokağında piştıği yetmıyormuş gıbı, bütün zenaatların, bütün el becerilerinin ıırıınlı olan yüzlerce çeşit eşyanın ve nanelerm dc devamlı bir defıle halindc, sokakta geçirilmeM geleneğıne ve rahatlığına sahıptı. \% hayatının sadece, "lanmlicaretzenaat" üçlüsüne dayalı olmasının (yani sanayiyi bilmeyısının) bır sonucu olan bu sokak satıcılığı, taşradan Istanbul'a gelıp ış arayaıı nüfusun hemen başlıca ekmek kapısı olurdu. Batıhlaştna sürccı ilerleılıkçe, bu eskı doku değişti. Şu etkenler, geleneksel durumu yavaş yavaş ortadan kaldırdı1) Ekonominin tarıından, sanayi ağırlığına kaymaya koyulması, yani nüfusa tekerteker, perakende olarak değil, toplu iş imkânlarının ve işyerlerinin yaratılması. 2) Yiyecek macdelerı satışının da topluca yapılması ve her şeyi ıçeren semt markeılerinin açılması. 3) Batılılaşma ve kurumlaşma akımları ile belediye orgunızasyonunun biçimlenmesi, günlük yaşamda bu şehir idaresınin etkinliğinin artması ve gezici satıcılığın kontrol altına alınıp, bir takım sağlık ve disiplin kurallarına bağlanması, bir ilk çağlar ve ortaçağ düzenı olan gezıci satıcılığı, sahneden silen unsurları oluşturdu. Bu büyük değişiklik, 1950 ile 1970'ler arasında, Türkiye'nm ıçinc gırdiğı yeni bir dönemin, sanayileşmenin sonucu olarak, lstanbulda cereyan etti. 1970'lerde, şehrin aşırı kalabalıklaşması, işsizliği arttırdı ve sokak satıcılığı olayını lekrar gündeme getırdi. Bir 1520 yıldır, caddeler ve meydanlar, bir insan ve satıcı kalabalığı ıle dolmuş bulunuyor. Nerede ise yayalar ve taşıtlar kadar, önü arabalı gezıcı esnaf var. hakat bu yeni olgu, yüzlerce yıl yaşamıs olan geleneksel seyyar satıcı dokusundan, çok farklı, yepyeni bir durum. Şu ııedenlerle: I) önce satıcılar, şehrin her sokağını, köşe bucağını dolaşmıyor, elle ıtılen tek tıp bir arabayı, ana meydanlar ve bulvarların kenarına çekip, park ederek satış yapıyor. Şehrin her kılcal damarına bir satıcı kanının girip dolaşması olayı bıtmiştir. Yeni durumda, büyük trafik kanalları kenarına, bır çeşit "mlniyuruyendukkân" tiplerinin birikmesi bahis konusudur. 2) Satılan mallar, çok belli ve sınırlı türlerdir. En çoğu, taze meyvedir. Daha sonra sebze geliyor. Ara sıra da kerpeten ve çekıç gibi cl aletleri. Eskiden, akla gelebilecek her eşya, elde satılırdı. 3) Satılan mallar, satıcımn kendi ürünü değıl. Standart işler. Eskiden bir çok nesne, onu satanın yapımı ıdi. Sahlebinden yoğurduna, şckerinden bozasına kadar. Bekâr işçiler için iskele ve meydanlarda tepeleme satılan pilav bile, onu oraya getiren aşçının yaptığı bir şeydi. 4) Satıcı ile alıcının birbırini tanıması ve bir yakınlık ilışkisi içinde olması olgusu da bitt.. Bu, kalabalıklaşmanın bir sonucu. Ama sonuçta, eski sıcak atmosfer artık bahis konusu değil. 5) Artık seyyar satıcılarm önlerindeki arabaları gibi, kendiltrı de zorunlu olarak tek tip gıysili, standart adamlar. Başka bir deyimle, "eagdaş". Bu da bir emri hak. Eskiden cumhuriyctin başlarında bile, Osmanlı ıızantısı, pittoresk bir gıysi zengınliği vardı. Hiç değilse yelek, köstek gibi aksesuar, kışılere bıraz özellik ve kişilik veriyordu. Bu da bitti. 6) Eskiden, adam, kendi sesi ile satış yapardı. O sesler, sahıbının geldıği diyara göre şive farkı gözlenirdi ama, bir o kadar da her satıcımn kendısinın bulduğu bir cins müzikaliteye sahipti. Satıcı kelimelerı uzatıp kısaltır ve söylediği bu bir cins şarkıya, bir kişilik katardı. Şimdi artık, insan sesı yok. YUksek frekanslı ve metalik bir oparlör, bağırıyor. Yani sokakta sesler yok artık, sadece gürültü var! T.C. KÜLTÜR BAKANUĞI TÜRK VE İSLAM ESERLERİ MÜZESİ NACİ İSLİMYELİ 3» 3» B A L K A N s 18 HAZIRAN 30 TEMMUZ 1990 .S t KURU1UŞ VIUNDA V E S T I L ' İ N DEÛERLI KATKILARIYLA "Bu kadar da romantiklik olur mu? Bunun neresi senfoni?" diye iormasın hcmen, "acul tabiatlüar". Birtakım analizler yapacağım. Bugün konumuz, sokak. Ama onun da seslcrı. Günümüz lstanbulu'nun insanı camndan bczdiren dertlerini bir sıralamak gerekse, sanırım şu aile, ilk beş dereceyı alır, başa oturur: Aşırı kalabalık anası ve onun cocukları olarak, trafik, susuzluk ve gUrültü veletleri. Ben bunları, mahşerin 4 atlısına benzetirim. Yaşı elliyi geçmiş olanlar bilirler ki saydık larımın hiçbirisı, ama hiçbirisi, geçmişte yoktu. Ama kesin olarak yoktu. İ^im olmadığı zamanlar, dü^Unceye dalarak analizler yaptığımda bunlardan bir tanesine aklırn lakılıyor: Acaba eskiden, sahiden hiç gürültü yok nıııydu? Yoklu yahu! Galata, bir liman, Mahmutpaşa bır alısveris semtı olduğu için, bellı noktalarda yaşam çok harcketliydi. Fakat onun dışında bütUn şehir, gcceleri lam uyuıdıı, gündüzleri de uyuklardı. Yahya Kemal'in deyisi ıle "Kocamuslafapaşa, sakin ve kadim lslanbul!" Bu keyfi oluşturan unsurları, bu örgüyü dokuyan ilmiklen, biliyoruz: Nüfus, çok az, motorlaşma da yok gibi. Taşıt sayısı, caddelerde bilc parmakla sayılacak kadar. Ama sessizliğin nedenlerı, bunımla bıtmiyor. Bir ıane daha var. • lstanbul halkının, gcnelde de Türkiye nüfusunun, şamatayı st'vmeyen. durgun ve duraSan tabiatı. Ispanya'nın sokak coşkuları, kan kaynatan müzik hayatı, cadde ve meydan danslan ve SİNEMA • TİYATRO • GÖSTERİ FERHAT T U NÇ KONSERI ALBERTO MOROVIAmn eserinden Vön: DOR1S DÜRR1K Oımmbt» GAZI 147 9 ( 6 5 I I 00 1300 l!ı 00 17 I5U.302I 45 Bıyoglu ATLAS 143 75 76• 1200 I4.I5163OI6452I.I5 PERA 146 97 38132 64 26 Boğazİçİ 18. İSTANBUL FESTİVÂU I | J OLUR BÖYLE VAKA1AR NEW YORK fİŞ POLİSİ YAKALAR ALIF GÖTÜRÜR MERKEZ'e REZİL OLURSUN HERKESE İşte şehrin en sert İkl pollsl. K9 birlnln kod adı. Dlğerlnden tek farkı kulaklan... 4 AGUSTOS C.tesi ve 5 AGUSTOS Pazar Yer: AÇIKHAVA TİYATROSU (Harb,ye) Bıletler Salılmaktadır S t 21 0 0 GljBlBr Bpyofllu DUNYA Kadıkoy MODA 0 K M VAKKORAMA Taksım Bakırkoy KARYA KARTAL AKÇAY KASETÇİLİK KARTAL Sahılı Kıtap Setgısı 149 93 61 337 01 28 158 69 87 151 15 71 542 1172 353 0 3 1 1 İANTHONY LDVVARDSFORPSI WHIIAKFR Yon RICHARD BENIAMIN £ BayoOIU SİNEPOP 143 70 71 1200 14 15 1830 1846 21 ÛC [ SUIı SITE 1471947 11 3 H 3 4 S 16.00 IB 45 21 30 « Ç l l f ŞAFAK I 516 28 60 ! 1 00 13 30 IBOO 1830 21 00 ^ Ank>rı OERYA CNJ E 4 HAFTA 1989 Cannes t n lyı Yonelmen Odulu KARANLIK MELEK V.VÎ" Çtl|ŞAFAK2 K.kdy KSM 516 28 60 346 01 42 DOLPH LUNdRIN OSŞtSÜ Yö Emıı KUSTIRICA S VI Son HAFTA CU) 5 A M K 3 516 26 80 HAFTA KIMBASFNGFR Pıngıllı İNCI 140 45 K MICKCV KOllRKt K9 ff BcyoOIU BETOGLU Kadıkkty SUREYYA Ankara 11513240)120014 15163019002115 13360682) 1100 113016 0019 00 2145 METROPm (125 M 7 8 ) M 30 14 30 17 001915 21 30 4. HAFTA JAMES BELUSHI Yapım 0rgani2e b Z f a l Tel 353 77 35 389 05 41 DANİEL BRENDA İDAY LEWIS FRICKER YÖN: JİM SHERİDAN tyı Ukek U\ur<u Ln !\< Yutdımtı öttulu KüJtftO\untu Odulu 1990 YILININ İKİ OSCAR'lı FİLMİ (SOL AYAĞIM) Bu tılmı ızledıklen sonra tehlıkelı ılışkılennı/ı (jozclnı geçırpceksınız1 KISKANÇ HANIMLAR. GÜZÜOÖNMUŞ BEYLER: 5. HAFTA yi FITAŞI49 01 661200 14 ü 1630 1845 21 16 Kldıkoy MOOA 337 01 28 11 00 130015 IS1730 193021 30 Ankırı £11 Sınıl Mırkızı 229 62 80 12 15 1430 1645 1 1 X 2 1 15 KİRLİ ÇÜRÜK VE ADİ Te\ 1.V7 74 .'» ARNAVUTKÖV KAFTTA T< STEVE MARTIN • M1CHAFI. CAINE Yon; FRANK OZ »uııu»SM.Iwıı.ı;ı 54? II 71 1200 14 15I6IO180O2115 SinemaTiyatroGöstpri Duyuaılannız İçin REKIAM FİLMİ DAfilTIMINDA 146 97 38132 64 26 pam 149 50 33 FTOFI MERYL STREEP • ROSEANNE BARR yc DUHYA [149 93 6 I | 1200 14 15 1630 1845 21 00 Kadıkly KADIKOY 1337 74 001 I I 0 0 13 15 15 1517 30 1930 2 1 3 0 Ankara KI7.ILIRMAK |I2S 53 931 • Izmlr ÇINAfl |I4 48 611 BlkırVO» SlNtMA 74 / 572 04 44 / 1100 1300 1500 17 0019 3021 30 e NACİ İSLİMYELİ I» HA/IRAN 10 Tl MMÜ7 l « 0 kl MI 11 •, I I I INDA V E S T E I ' İ N [»I C".FKI I K A l k l l AKIM B A. L K A N ki'ITL'R BAKANI l(*ıl TURk VF ISI AM ESCRLERI MUZESI Spor Servisi TUrkiye Milli Olimpiyal Komitesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen, "Bogazlçi 90 herkcs için spor Kanlıca'dan Kuruçeşme"ye yüzerek geçıne yarışında, Selçuk Gürkan 45.19.13'lük derece ile birinci oldu. Selçuk Gürkan ile birlikte umit erkekler kategorisinde yarışan Uurak Bekant 45.22.36'lık derecesiyle ikinciliği, Okan Akın da 45.48.76'hk derece ile üçüncülüğü kazandı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi himayesinde düzenlenen Boğaziçi *90'da bayanlar, ümitler ve büyükler, erkekler ise ümitler, gençler, büyükler, genç emekliler, emekliler ve dedeler kategorilerinde yarıştılar. Yarışmaya kayıt yaptıran 4'ü bayan toplam 92 yllzücü, Kanlıca ile Kuruçeşme arasındaki yaklaşık 3 millık mesafede Boğaz'ın akınüsına karşı kulaç attılarBoğaziçi '90 herkes için spor Kanlıca'dan Kuruçeşme'ye yüzerek geçme yarışlarında kategorilerinde ilk üç sırayı alan yarışmacılar şunlar: Erkekler: Ümitler: 1 Selçuk Gürkan, 2Burak Bekant, 3 Okan Akın. Gençler: 1 Gökhan Güveli, 2A1İ Bürümçekci, 3 Erhan Coşkun. Büyükler: 1 Çakın Akçor, 2lsmail Delemen, 3Murat Akışık. Genç emekliler: l1ayfun Gerek, 2 Eyüphan Batur, 3Şerafettin Sönmez. Emekliler: 1 Bülent Arpınar, 2Tayfun Çulcuoglu, 3 Yılmaz Saim Turan. Dedeler: 1 Ersin Süeren, 2 llhan Kart, 3 Şahap Terzi. Bayanlar, ümitler: I Hilal Boztunu, 2Birgül Bozyurt, 3 Özlem Erçetin. Büyükler: 1 Nazan Yurderi. Boğaziçi '90'da dereceye girenlere madalyaları spordan sorumlu Devlet Bakanı Ismet Özarslan ile tstanbul Büyükşehir Belediye Bajkanı Nurettin Sözen, TMOK Başkanı Sinan Erdem, TSYD Ba^kanı Togay Bayath, GSG Müdurü TevfikSarpkaya ve Yüzme Atlama Su Topu Federasyonu Başkanı Haluk Toygarlı tarafından verildi. yarışı Gürkanhn 'Romeo Juliet'ler Ölmez ATİLL DORSAY 'Batı Yakasının Hikâyesi' müzikali Devlet Balesi tarafından temsil edildikten hemen sonra bu ünlü yapıtın özgün Broadway prodüksiyonunu sahnelerimizde izlemek müzikal ve bale meraklıları için kuşkusuz büyük sans. 'Balı Yakasının Hikayesi' Broadway'e ilk çıktığından ve ünlü filmi çevrildiğinden yaklaşık 30 yıl sonra geniş seyirci ve dinleyici kitleleri Uzerindeki büyülü etkisini hâlâ koruyor. Bunun başlıca nedenlerinden biri yapıtın bilindıği gibi Shakesptare'in ünlü oyunu "Romeo ve Julief'in bir uyarlaması olusu. " R o m e o ve Juliet" Shakespeare'in sinemaya uyarlanan yapıtları arasında tam 46 filmle rekoru elinde tutuyor. Bu ölümsüz, 'ezeli ve ebedi' aşk öyküsünün adeta zarnana meydan okuyan çekiciliğini buradan da anlamak mümkün. orkestra şcfi olarak tanınan Leonard Bernstein yazmıştı. Şarkı sözleri ise yine bu alanda ünlü olan Stephen Sondheim'indi. Filmin yönetmeni, aslında müzikal alanda pek deneyımı olmayan Rob*rl Wl«e>dı. Ancak Wise, akıllı davranarak yanına Broadway'in Unlü koregrafı Jerome Robbins'i de almış ve Robbins sahnedeki düzenlemesine sadık kalarak yaptığı koregrafıyle fılmin başarısına büyük katkıda bulunmuştu. Ayrıca filmin hemen tümüyle New York'un dış mekânlarında, terk edilmiş evlerde, izbe avlularda ve karanlık sokaklarda çekilmiş olması yapıta müzikal sinemada o zamana dek görülmemiş bir gerçekçilik kazandırmıştı. Kuşkusuz oyuncuları da unutmamalı. Şarkılarını Marni Nixon'un sesiyle söyleyen Nalhalie Wood, genç, yakışıklı, ama oldukça yeteneksiz Richard Beymer, yerinde duramayan Russ Tamblyn, Kostarika kökenlı Rita Moreno ve Yunan kökenli George Charikis birbirinden guzel ve etkilı oyunlar verdiler. Ve son ikisi bu filmin 6 Oscar'ı arasına adlarını yazdırdılar. Bu Unlü oyun 1950 sonlarında Arthur Laurenls'in sahne uyarlamasından tanınmış senaryo yazarı Filmin başansını sağlayan diğer Ernest Lehman'ın çıkardığı senar bir öğe de kuşkusuz şarkılarıydı. yoya dayanılarak filmc çekildi. Bir müzikalden genelde birkaç Yapıtın müziklerini daha çok bir şarkı akılda kalır. Oysa bu filmin bütün şarkılan, 'Maria'dan 'Tonighl'a, 'America'dan, 'Somevvhere'e yıllarca akıldan çıkmayacak kadar güzeldi. Tüm bu nedenlerden, film o yıla dek Amerikan müzikallerinin fazla ilgi görmediği ve zaten filmlerin normal olaYa.vlıçaltfılar rak biriki haftada afişlerden Topluluftu (Aya lrini, kalktığı Türkiye'de bile müthiş il18.30) gi gördü, Emek Sineması'nda tam Batı YakaKinın üç ay kapalı gişe oynadı. FESTİVALDE BUGÜIS AykUnU (Açıkhava Tiyatrosu, 21.30) Bolşoy Bnz Balosl (Korukent Rekreasyon Merkezi, 21.30) FESTtVALDE YARIN ö.vküniMAvikrıava Tiyatrosu, 21.30) Batı YakaNinın 'Batı Yakasının Hikâyesi' ku; kusuz aynen esinlendiği yapıt gibi her dönemde 'genç' kalmış ve kalacak olan bir müzikli oyun. Bu açıdan dansçılarından her zaman gençliğin o seçkin niteliğini, yani sürekli bir enerji ve dinamizm isteyen bir yapıt. Amerikalı dansçılar ise bu alanda oldukça ünlü. Birinci ekipten olmasa bile 'Batı Yakasının Hlkâyesi'ni Jerome Robbins'in artık efsaneleşen ünlü koregrafısine dayab bir Broadway yapınundan izlemek meraklıları ıçin kaçınılnuyacak bir şölen. (Korukent Rekreasyon Merkezi, 21.30) Bolı^o> BuzBalml
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear