23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 1 TEMMUZ 1990 Kabotaj HIFZI VELDET VELIDEDEOGLU Tam 64 yıl önce bugun, 1 Temrauz 1926'da, "Ka- botaj hakkı"nı kullanmaya başladık Kabotajın an- lamını bugunku kuşaklardan çoğu bılmıyor Çun- ku okullarda oğretılmıyor Cumhunyet okurların- dan bu konuda bılgısı olraayanların az çok aydın- lanmasını ıstedım Kabotaj konusunda çok acıklı anılarım var Bunları anlatmadan once kabotajın ne demek olduğunu, 19 Nısan 1926 tarıhınde ka- bul edıhp 29 Nısan 1926'da Resrru Gazete'de yayım- landıktan sonra 1 Temmuz 1926'da u>gulanraaya başlayan 815 sayılı Kabotaj Yasası'nın çok önemlı kurallannı aşağıya aktaracağım "Acıklı" olarak nı- teledığım anı ve uzuntulenmın özüne varabılmek ıçın değerlı okurlarımın, aşağıya aktardığım mad- delerdekı ayrıntıları lütfen buyılk bır sabırla oku- malannı nca edeceğım Bılıyorum, herkes bayram havası ıçınde, ama kabotajı bılmeyenlerın bu yazı- yı okuvup bıtırdıkten sonra ıkı bayTamj bır arada kutlayacaklarına ınanı>orum Kabotaj Yasası'nın resmı adı şoyledır "Turlaye Sahillerinde Naklıyatı Bahriye (Kabo- taj) ve Lımanlarla Karasulan Dahılinde \cn-yı Satf al ve Ticaret Hakkında Kanun". Şımdı Türk Hukuk Lugatı'nda vazılı kabotajın tanımı ve sözunu ettığım 815 sayılı yasanm ıçenğı konusunda bılgı vereyım Bır devletın, kıyılanndakı denız tıcaretını ken- dı vatandaşlanna, hususıyle kendı bayrağını taşı- yan gemılere saklı tutmak uzere bağışladığı ımtı- yaz Kapıtulasyonlar netıcesınde Turk sahillerinde kabotaj ımtıyazı Turk gemılerıne değıl ecnebı ban- dırasına bağışlanmıştı Ancak 1923 yılında Lozan Antlaşması ıle yabancı gemılerın Turkıye'de kabo- taj ımtıyazı kaldınlmıştır Ve Temmuz 1926 gunun- den başlavarak yururluğe gırmek üzere Turk kıyı- larındakı kabotaj ımtıyazı Turk vatandaşlanna has- redılerek yabancı gemı ve uyruklannın tıcaretı men edılmıştır Kabotaj ımtıyazı ıkı turludür 1 — Turk bavrağını taşıyan gemilere bağışlanan imtiyaz bakkı (dar anlamdakı kabotaj haklu): Thrkiye sahıllerinın bir noktasından digerine em- tia ve yolcu alıp nakletmek ve sahıllerde, limanlar dahilinde veya arasında cer ve kılavuzluk veya her- hangı mahiyetle olursa olsun ber turlu lımaa hız- metlennı ıfa etmek yalnız Turk bayrağını laşıyan gemılere hasredilmıştir. 2 —Turk vatandaşlanna bağışlanan imtiyaz hakkı (geniş anlamdakı kabotaj hakkı) INehırler >e gol- ler ve Marmara havzasıvla bogazlarda, butun ka- rasulan ıle karasularına datııl bulunan korfez, li- man, koy vesaircde vapur, romorkor, ıstimbot, mo- torbot, mavna, salapurya, sandal. kayık velhasıl ma- kıne, yeiken, kurekle hareket eden tarak, priseman, maçuna, şat ve her nevi naklıye ve su dubalan, kur- tarma gemilen ve benzerlenyle şamandıra, sal gibı duran ve >uzen vasıtalar bulundurmak ve bunlarla seyrnsefer ve naklıyat ıcra etmek suretıyle ticaret hakkı Turk vatandaşlanna hasredilmıştir. Bundan başka karasulan ıçindekı balık, ıstindye, rtudye, sun- ger, ıncı, mercan, sedef vesaıre avı, kum ve çakıl vesaire ıhracı, gerek sathi denızde ve gerek karibah- ride (denızın dibınde) mevcut kazazede safain (ge- miler) ve merakıple enkazı metmkenın ıhraç ve tah- lisı, dalgıçlık, kılavuzluk, denız bakkallıgı ve bil- cumle Turk deniz vasıta ve merakıbı derununda kaptanlık, çarkçılık, kâtiplik, tayfalık ve amelelık vesaıre icrası ve ıskele, nhtım hammallığı ve bilu- mura deniz esnaflığı Turk vatandaşlanna munha- sırdır. (Lozan Ticaret Muahedesi 10; ve Kabotaj h.k.) Göruldu kı kabotaj, öyle basıt, önemsız bır kav- ram rutelığı taşımıvor, kapsamına yalnız ulusal li- manlar arasında denız taşımacılığı yapmak değıl ne- hır ve göllerdekı taşımacılık da ıçınde olmak üzere turlu deruzcılık ışlen, üstelık kaptanlık ve çımacı- lıktan tutunuz da lımanlardakı çok çeşıtlı sanat ve meslek kollan da gınyor 1 Temmuz 1926'dan on- ce butun bu alanlarda, limanlanmız arasındakı ta- şımacıhkta yabancılar çalışıvordu. tkudardakı AN AP'ın liberal goruşune sahıp olanlar bu durum karşısında: "Canım, çalışırlarsa ne olur sankı" dı- yebUirier. Ne mı olur, söyleye\ım Yabancılar daha denevımh, tıcaret ve sanayı ala- nında daha bılgılı ve orgutlu, anapara (sermaye) yo- nunden çok daha genış olanaklara sahıp olduklan ıçın çalışanlarımızın ve denız taşımacılığımızın on- larla yarışa gırmesı, gırseler de kazanması olanak- sızdı Konforlu, guvenceh buyuk gemıler dururken hıç kımse çuruk çarık Osmanlı gemılerıne canını ve malını emanet edemezdı Kazanç getıren lıman ışletmecılığme de buyuk anaparası (sermayesı) olan yabancılar el attığından Turkler bu ışlerde ancak onların bu>Tuğunda çalışıyordu Dahası, yabancı ışletmecıler çoğunca Turk ışçısı yenne gayn Mus lımlen çalıştırmayı yeğlıyorlardı Durum nıcın boyleydi? Çunkü, Osmanlı Devletı'nın guçlu donemlenn- de yabancılara aşama aşama tanınmış olan aynca- lıklar (kapıtulasyonlar), devletın çökme evresıne gır- dığı donemde genışletılmış ve böylece >r abancılar, başka bırçok alanı olduğu gıbı kendı lımanlanmız arasında denız taşımacılığını da ele geçırmışler, us telık yazımın başındakı maddelerde gosterümış olan ışletmecılık, meslek ve sanat alanlanna da el koy- muşlardı Yabancı devlet uyruklarına türlu ayncalıklar ta nınmış olduğu çok guçlu dönemlerde koca ımpa ratorluk hemen hemen butun Akdenız'de, Karade- ruz'de, Kızıldenız'de gerek kışı ve eşya taşımacılığı, gerekse savaş gemıcılığı alanlannda egemen durum- daydı Osmanhlar buyuklu kuçuklu butun gemıle- nnı kendı tersanelerınde yaparlar, hmanlanm ken- dılerı ışletırlerdı Çökuş dönemı başladıktan sonra durum değıştı Hele Batı'da sanavı devTimı gerçek leşıp buharlı gemıler denızlere açılmaya başlayın- ca bızım yelkenlıler onlarla rekabet edemedı Ge- mı yapım sanayu de çöktu Yalnızca mavna, sala- purya ve kayık gıbı denız ulaşım araçlarının yapı- mı varlığını korudu, ancak bu araçlarla uzak liman- lar arasında ınsan ve eşya taşımacılığı yapılamaz- dı Bu nedenle yabancı kumpanyalar kapıtulasyon- lardan >ararlanarak bu alana el koydular, teknık deyışle, "kabotaj ımtıyazı"ndan geruş olçude yarar lanmaya başladılar Ikı yuzyıl önce denızlere ege- men olan bır mıllet ıçın bu durum ayıplanacak bır olguydu, ama Osmanlı yonetımlen buna katlanmak zorunda kaldı Buharlı gemı yapamıyorduk Her konuyu dın ve şerıat açısından değerlendıren Os- manlı yönetıcılen "Kâfirıstan"dakı teknık ılerlemeye uzun sûre seyırcı kaldı Yabancı uyrukluların ayrı- calıkları (kapıtulasyonlar) suregeldığı ıçın kabotaj avncalığım kullanmalarını engelleme olanağı yoktu Meşrutıyet donemınde patla>an Bınncı Dunva Savaşı'nda Alman ve Avusturyalıların yanında ver alıp Ingıltere, Fransa ve Rusya ıle savaşa gıren Os manlı tmparatorluğu, kapıtulasyonları tek vanlı bır bıldırge (deklarasyon) ıle kaldırdı Işın acı ve uzu- cu yanı, en başta savaş ortağımız Almanya olmak uzere Batılıların bu bıldırgeyı tanımamaları ve Os- manlı hukumetıne verdıklerı notada kapıtulas>onlar konusunun savaştan sonra çozume bağlanabılece ğını bıldırmelenvdı Bu tutum aşırı Alman yanlısı hukumet uyelerınde büyuk duş kırıklığı doğurmuş olmakla bırükte, gen adım atılıradı, kapıtulasyonlar kaldırıldı Dahası, hukumetın tutumunu halka mal etmek ıçın "Imtı>azatı ecnebıyenın ılgası" (kapıtu- lasvonların kaldırılması) damgalı posta pulu serısı çıkanldı. Ne var kı Alman ve Avusturyalılarla bırlıkte Os- manhlar da 1918'de savaştan >enık çıkınca kapıtu- lasyonlar, olduklan gıbı, gerı geldı Ancak Turk ulusunun, Ataturk'un onderlığınde kazanmış olduğu Bagımsızlık Savaşı'ndan sonradır kı, 1923 Lozan Banş Antlasması ıle kapıtulasjon belası kokunden kaldınlabildi Boylece kabotaj hakkı da 64 >ıl once bu gunden başlayarak Turkle- nn elıne geçebıldi. Bu "ayıp"tan kurtuimuştuk. * • * 1921 vılında Samsun'dan Trabzon'a gıdecektım Samsun'da babamın bır dostunun evınde konuk bu- lunuyordum Bır Fransız şırketımn her hafta Istanbul-Samsun-Trabzon seferı yaptığını soyledı- ler Trabzon'a, lısenın son smıfını okumak ıçın gı- dıyordum, ulusal konularda bılınçlıydım "Turk ge- misi yok B U ? " dıye sorduğumda "Hayır, işlemez" dedıler Yureğıme buyuk bır acı çöktu Bu acıyı "Frıgy" adlı buyuk gemıyle Samsun'dan Trabzon'a gıderken yol boyunca duydum ıçınde. Ders yılı so- nunda, yıne aynı gemıyle Istanbul'a, oradan da ye- nıden Samsun'a yolculuk yaparken hep aynı acı ış- ledı yureğıme Bugunku yaamı "kabotaj hakkı"na özgulememın nedenı budur Şımdı Turk yurttaşla- rı bütun lımanlanmıza Turk bayrağı taşıyan gemı- lerımızle gıdıyorlar, benım vaktı>le çektığım acıla- rı duymadan Bu durumu aziz Ataturk'un onderligı ıle kaza- nılan ulusal bağımsızlığımıza borcluvuz. Herkesin, ozellıkle liberal polıtıkacıların bu durumun bılin- cinde olmalarını ne kadar ısterdırn! PENCERE EVET/JHAYIR OKTflYAKBAL Öğretim Üyeleri Örgütleniyor... Ünıversrte sorunlannı kımler çözümleyebılır? Polıtıkacılar mı? Onlar ışlen busbutun karıştırırlar' Nıtekım YÖK'ü oluşturmakla ışlen büsbutün çıkmaza onlar sokmadılar mı'' Untversıtenın dert- lennı, sorunlannı bılen, anlayan, çılesını çeken çozum yollarını arayıp bulacak elbette kı ünıversıte öğretim uyelerıdır Unıversıte Öğretim Üyeleri Derneğı ışte bu guç görevın üste- sınden gelmek ıçın kuruldu Prof Dr Coşkun Özdemır'ın baş- kanlığını yaptığı ve Türkân Saylan, Burhan Şenatalar, Nıhat Fa- lay, Eren Omay Ayhan Alkış'la öğretim görevlısı Attıla Ergür'ün üye olarak görev ustlendıklerı Ünıversrte Öğretim Uyelerı Der- neğı, ünıversıte sorunlannın çözumlenmesınde etkın olacaktır Once ÜÖÛD nasıl bır ünıversıteyı özlüyor Yayımladıklan ba- sın bultenınde 'özledıklen ünıversrte' ıçın şöyle dıyorlar "Bılımsel ve yonetsel özerklığe sahıp ve saygın, özgür düşünce ortamının yerleştığı, en genış katılıma olanak veren, seçımlerle göreve gelmış organlar ve yönetıcıler elıyle yönetılen, her turlü • ıletışım, eleştırı ve demokratık denetım kanallan açık, arastırmayı cıddıye alan ve özendıren, akademık standartları tıtızlıkle koru- yan, oğrencılerını araştıran soru soran, tartışan, bağımsız dü- şünebılen, her türlü dogmadan uzak laık düşunceyı özumse- mış, üretıcı, yaratıcı bıreyler olarak yetıştırebılen öğretim üyesı / görevlısı - öğretim yardımcısı - oğrencı ve ıdarı personel ara- sındakı ılışkılenn karşılıklı anlayış saygı, sevgı ve hoşgöruye da- yandığı bır kurumdur" Ünıversıte, yalnızca oğretım uyelerının ve görevlılerının yanı bırkaç bın kışılık bır topluluğun sorunu değıldır Her yıl bır mıl- yona yakın gencımız ünıversıte kapılanna yığılıyor O yüzbınler- ce gencın aılelerı, yakınları en az o gençler kadar unıversıteye gırmek gırememek, okumak ya da okuyamamak çılesı çekıyor Bırçok ünıversıtemız var, ama bunlar 'gerçekten' ünıversıte sa- yılabılır m\"> Bu konular yalnızca YOK'un başındakı kışılerın so- runu mudur? Hayır, ünıversıte önce bılım adamlannın, sonra hal- kımızın, yanı hepımızın sorunudur Ben bu yazımda yenı kurulan Ünıversıte Öğretim Üyeleri Der- neğı'nın nelerı özledığını ılk planda hangı konular üstüne eğıle- ceğını aktarmak ıstıyorum UOÜD nın uzun zamandır özlemle beklenılen bır dayanışma ve bırlıktelık yaratacağını umarak Bakın, dernek ılk planda nelerı onemsıyor ve gerçekleştırmek ıstıyor "1981'den berı yükseköğretım düzenımızde onutmaz yaralar açan YÖK sıstemının aşılması ve özerk, demokratık, üretken ve çâğdaş bır ünıversıte duzenının kurulmasına yonelık çabalar en önemlı çalışma konumuzdur Derneğımız, YÖK'e seçenek oluş- turacak bır ünıversıte modelı' ıle ılgılı çalışmaları kısa bır süre sonra tamamlayacak ve ılgılı tum çevrelere ve kamuoyuna su- nacaktır Şımdıden şu kadannı söyleyelım kı YÖK sıstemının kü- çuk revızyonlarla surdurulmesıne de mutevellı heyet seçeneğı- ne de karşıyız Ünıversıtelerımızın actlen çozmesı gereklı sorunlardan bın 1402 sayılı yasa ıle görevlerınden uzaklaştırılan meslekiaşları- mızın haklanna kavuşmalandır 1402'lıkler olayı unıversıtelerımıze ındırılmış en buyuk darbelerden bırıdır Bu konuda bazı ünıver- sıte yönetıcılerının engellemelerını kınıyoruz Ayrıca YÖK sıste- mını ve 1402 uygulamasını protesto ederek unıversıtelerden ıs- tıfa ederek ayrılanların da unıversıtelerımıze dönuşlennın sağ- lanmastnı dılıyoruz Son yıllarda ızlenen ekonomık polıtıkalann bır sonucu olarak kamu çalışanlarının gelırlerı düşmüş ve yükseköğretım kurum- larına cdenekler azalmıstır Bu nedenle unıversıtelerın temel gö- revı olan araştırma, oğretım çalışmaları yeterınce yapılamamakta ve laboratuvar, kıtaplık vb bırımler ıçın ayrılan ödenekler yetme- mektedır Unıversrtelerde gerek genel yönetım hızmetlerınde çalışan, ge- rek akademık kadrolarda yer alan personelın maaşlarının yük- seltılmesı, unıversıtelerın venmlı ve üretken bır ışleyışe kavuşa- bılmelerı açısından bır zorunluluktur Derreğımızın sonbahar ıçın planladığı çalışmaiardan da bır- kaç örnek vermek ıstıyoruz Sonbaharda yükseköğretım sıste- mı konjsunda bır sempozyum düzenlenecektır Üyelerımızın kat- kısıyla/üksekoğretım sorunları YOK ve alternatıf modeller uze- nnde t>r kttap yayımlanacaktır Ayrıca sanatçı üyelerımızın kat- kısıylasır sergı ve bır konser düzenlenecektır" TEORISCSYALIST PARTI YAYIN O^GANI TEMMUZ 1990 CIKTI Nuruos/nanıye Cad No 19/3 34410 CaQaio§u ıstanoui Tel 513 83 52 53 jogu Pennçek "Turkiyc Buyuk Olaylara Gcbe" I Osman Bılg^e Kuruca Türkiye'de 1^1 Sınrfının Öncuiüğu vc Oncu Portİ • Turan Dursun Ibra- Hm "Peygomber" Mavoh • Samır Amın Ses- l«liımin 6e4eceği • Turhan Ozlu SP'nin Ycrel $Khn Çoiı^maları Uıerine • llknur Kalan Toe- bmsol Dtreni$lerdc Kadın Ornekkri • Hıkmet (ıcek TBKP Uıerine Netlor • Kurşat Yıldız IBKP'den Sağlık Alanında da "Ulusal lutabakat" • Tulın Tınaz Tankut Sonot, Blrcy K Toplu* Yapılarının Değişttrilmesindc Etkln Ir Guçtur. Mollalar Cranhuriyetîııe ıni? Bugun, Millı Eğitim Bakanhğı başta olmak üzere, birçok bakanlığın laiklik karşıtı, şeriatçı tarikat militan kadrolarının kuşatımı altında bulunduğu, kamuoyunda yaygın bir kanıdır, bu kanı doğrudur da. FEDAİL CAN Emekli Öğretmen Mustafa Kemal, Bınncı Dunya Savaşı son- rasının emperyalist ışgaJ altmdakı Istanbulu'n- da bır y andan Anadolu'ya geçmenın vol v e ola- naklannı ararken ote >andan başlatacağı Turk Ulusal Kurtuluş Savaşı'mn ve sa\aş sonrası oluşturacağı "sıyasal modelın" stratejı, ıçenk ve çerçevesını, cağına damgasını vuracak üstun kurmay zekâsıyla bılıncınde yoğurup somut- landırmıştı Bu stratejı ıkı aşamalı bır planı ıçenvordu Bınncı aşamayı Kurtuluş Savaşı, ıkıncı aşama v ı ıse sav aşın kazanılmasından sonra oluştura- cağı "sı>asal modelın" vapılandırılması, ku- rumlaştırılması oluşturuyordu Mustafa Kemal'ın bılıncınde "bır ulusal sır" olarak koruduğu bu amaca, görecelı olarak ulaşılacaktı Uzun, zorlu, sabırlı ve bılınçlı bır ulusal mucadeleyı kaçınılmaz ve zorunlu kılan bu stratejı ve planın ıçe dönük dınamığı, ulu- sun v e > urdun kurtuluşu ve sıyasal tam bağım sızlığı ıdı Ne var kı ulusal kurtuluş ve bağım- sızlığı, hahfe-padışahın kurtuluşu vebağımsız- lığı olarak görup anlayan, onde gelen seçkın kadronun ve genış halk kesımlerının goruş ve ıstemlen, ılk aşamada goz ardı edılemezdı Ulu- sal kurtuluş ıçın tum ulusçu, yurtsever, halıfe- padışahçı, şerıatçı, mandacı, tam bağımsızlık- çı, asker-sıvıl avdınlan ve tum halk kesımlen- nı, kurtuluş amacında toplamak ve butunleş- tırmek kaçınılmazdı Oluşturulacak bu ulusal bılıncı ve dırencı, zaman ıçınde dağıtmava >o- nelık gelışmelere neden olacak kışı ve kurum- lar ortaya çıktığında, adı-sanı ne olursa olsun, >erı ve zamanı geldığınde dışlanacaktı İlk Kurtuluş Savaşı Mustafa Kemal, kurtuluş savaşını etkıleye cek uluslararası dış dengelerı de şaşmaz bır gerçekçıhkle değerlendırmış, savaşacağı Batı empervahzmının ıç çelışkılerını, aralarmdakı çıkar çatışmalarını, 1917 Rus Bolşevık Devrı- mı ıle aralannda olan ıdeolojık, polıtık çekış- melen onceden görmuştu Bu durumdan ya- rarlanılacaktı Batı'ya karşın emperyalıst Ba- tı'yı tumden karşısına almamaya buyuk bır taktık ve ozen gosterılecektı Bu cumleden olarak Rus devrımının yerel iv savaş ve yapılanma çatışmaları ıyı değerlen- dırılıp dışa dönuk "antı-emperyalıst" guç ve olanaklanndan yararlanılacaktı Bu duşunce- den hareketle, Kurtuluş Savaşı'na maddı ve moral vönden katkıda bulunabılecek komşu devletlerın ıdeolojık ve polnık yapıları duşu- nulmeden, geleceğe yönelık değışmez, kesın bır polıtık yukumluluk ve bağlantı altına gırme- den, gerektığınde yardımları ıstenecek ve ka- bul edılecektı Zamanın en guçlu empervalıst devlet guç- lenne karşı, dunvanın ılk "ulusal kurtuluş sa- vaşı"nın kazanılmasından sonra, "kayıtsız ko- şulsuz ulusal egemenlık ve laıklık" esas alına- rak kurulan yenı Turkıye Cumhurıyetı, çağı na damgasını vuran büyuk önderın ve onun ulusal kurtuluş bılıncı ıle şahlandırdığı buyuk Turk ulusunun böyiesıne gerçekçı, akılcı, bı- lınçlı, stratejık ve taktık gırışımlerıyle varlığı- nı ve bağımsızlığını surdurme dırencının bı- lınçlı ve somut bır sonucu olmuştur Ne var kı Mustafa Kemal'ın onde gelen sı- lah arkadaşlan ıle polıtık onder kadroda go- rev alan arkadaşlarının buyuk bır bölumu, ka- yıtsız koşulsuz ulusal egemenlık ve laıklık ıl- kelerını değışmez esas olarak alan cumhurı- yetın kurulup yapılandırılmasında, Kurtuluş Savaşı suresınce gosterıp verdıklerı desteğı çek mekle kalmayıp tek tek ya da çeşıtlı karşı grup- lar oluşturarak engel ve guçlukler çıkarmış lardır Çunku bu oncü kadroların yuzde sek senı Llusal Kunuluş Savaşı'nı, halıfe-sultanın ve daha genış anlamda, İslam'ın kurtuluşu ola rak duşunup gormuşlerdır Mustafa Kemal, sılah ve polıtıka arkadaş larının çok ıyı bıldığı bu çarpık duşuncelen- ne karşı, gereklı onlemlen, zamanında ve ulus yararına almakta gecıkmemış ve bırçoğu ıle yollarını ayırmıştır Ulusal Kurtuluş Savaşı' nın ve cumhurıyetın devrımcı onderı, bu ça ğın gerçeğını anlayamayan, dar göruşlu ve kısa nefeslı öncu kadroya ve onların sureklı kışkırt- tığı genış halk kesımlerının dırenışlenne kar- şın başlattığı devnmlen, dar bır kadro ıle ken- dısı tamamlamıştır Vatandaşlığı, halıfe-padışah kulluğu, ba- ğımsızhğı, hahfe sultanm kurtuluşu, yurdu, padışahın mulku olarak kabul eden, medrese kokenlı, molla kafalı kadroların, buyuk ço- ğunluğu ıle şerıat kurallarına tanrısal bır ınançla bağımlı halk kesımlerının ulusal ege menlık ve laıklık ılkelerı uzerıne kurulan cum- hurıyetı anlamaları, benımsemelerı ve ıçlerı- ne sındırmelerı, kendılığınden ohsı değıldı "Tanrısal ırade"nın yenne "halk ıradesı"nı ko- yan ulusçu, bağımsızhkçı, Batıcı, laık ve dev rımcı cumhunvet, elbette bu "enderun" ve "medrese mollalanndan" oluşan kadroların elıne ve yönetımıne bırakılamazdı Cumhurı- vet, bılım ve laıklık esaslanna göre yapılan- dırılacak, eğıtım ve öğretim aracılığı ıle ken- dısını yaşatacak ve sureklı kılacak öz kadro- larını oluşturacak genç kuşakları, suratle ye- tıştırmek zorunda ve sorumluluğunda ıdı La- ıklık ılkesının kaçınılmaz en doğal sonucu, bu örgun ve yaygın eğıtım kurumlarının en kısa surede kurulup yapılandınlmaları ıdı Bu ger- çekleştırıldı Ataturk ve devrımlen sözunü dilınden du- şurmeyen 12 Eylul darbecılerı ve onların sıvıl uzantısı durumundakı ara yönetım zamanın- da, dın derslerı bu kez tum ortaoğretım okul- larında "zoTunlu" okunacak ders halıne ge- tırılmıştır Sonuç 12 Eylul asken yönetımının oluşturup, be lırledığı sıyasal zemın uzerıne ıktıdannı kuran "ıcazetlı" ANAP hukumetlennın vönetımın dekı ulkemızde, "kara tehlıke" olarak adlan- dırılan laıklık karşıtı kurum, kuruluş ve ör- gutler, vapılanmalannı pekıştırerek savunma- dan, saldırıya geçmışlerdır Hedef laık Turkı ve Cumhunyetı'dır Bugun, Mıllı Eğıtım Ba kanhğı başta olmak uzere, bırçok bakanlığın laıklık karşıtı, şerıatçı tarikat mılıtan kadro- larının kuşatımı altında bulunduğu, kamuo- yunda yaygın bır kanıdır, bu kanı doğrudur da \ıllardır gunluk Türk basınında genış yer tutan laık cumhurıyete yonelık, şerıat köken- h orgutlenme, yapılanma ve saldırıların, laık cumhunyet gemısının volunu gozleyen "şerı- at aysbergının" sadece yuzevdekı göruntulen olduğu bılınmelı ve unutulmamalıdır 2000'E DOGRU SUSMAYACAK ÜĞÜBASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KAMPANYASIAÇIYORUI SS Karamamesi uygulandı. İçişleri Bakanhğı dergimizin yayınını süresiz olarak durdurdu. 2000'e Doğru'nun basıldığı llıcak matbaası 10 gün kapatıldı. Bu karar haksızdtr, keyfidir, antidemokratiktir, geri alınsın. BU KARARA BOYUN EĞMEYECEĞİZ! 2000 e Doğru'nun yeniden yayınlanabilmesi için "Basına ' özgürlük kampanyası" açıyoruz. Basınt, muhalefet partilerini, sendikaları, yazarları, aydınları, okuyucularımızı ve tüm demokratik güçleri mücadeleye çağırıyoruz. Eyleme geçelim. MATBAA İÇİN HEDEF 3 MİLYAR! Kampanyamıza katılınız, 2000'e Doğru ile temas kurunuz. Telefon: 513 83 52 • 513 83 53 • 513 96 78 T.C. GAZİOSMANPAŞA 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ 1989/646 213 sayılı Vergı Usul Kanunu'na muhalefet suçundan sanık Mus- tafa Nıhat Tatarlı hakkında, sanığın olav sırasında vergı kanunları na göre tutulması mecburı olan deftere kavdı gereken satışları kayıt eımemek suretı ıle atılı suçu ışledığı, sanığın dolavlı anlatımı, tespıt tutanağı, vergı kontrol memurluğunun raporu ve tum dosya kapsa- mı ılesabıt olmak V U K 344/1 maddesı delaletı ıle 359^1 maddesı gereğınce netıceten 3 ay hapıs, hapıs paraya çevrılıp sonuçta 27 000 lıra ağır para cezası ve 359/1 maddesı gereğınce takdıren 3 ay sure ıle ticaret ve sanat ve meslek ıcrasından mağdurıyetıne, avnı madde- nm 2 fıkrası gereğınce aynca masraf hükumlüden alınmak kaydıyla keyfıyetın gazete ılanı ıçın karardan bır örneğının C SavcıIığVna ve nlmesıne karar verümıştır 4 5 1990 Basın 28281 İLAN KONYA 3. ŞULH CEZA HÂKİMLİCl'NDEN Esas No 1989/863 Karar No 1989/1384 Sanık Fahrı Pınar, Lutfi ve Meryem'den olma 1963 D lu Karatay ^kören Kışla kövunde kayıtlı olup halen Toptancılar Çarşısı 2 Blok No 27 Konva Suç Gıda Maddesı Tuzuğüne Muhalefet Suç tanhı 28 6 1989 Sanığın Konya'da ımal ederek pıvasaya sürdüğü meyve özlü şe- kerde boya mıktarının fazla olduğu bu suretle sağlığa zararlı oldu ğu, bu suretle musnet suçu ışledığınden hareketıne uyan TCK'nun 396 maddesı gereğınce 64 7 sayılı kanunun değışık 4 maddesı naza- ra ahnarak 465 000 lıra ağır para cezası ıle teczıyesıne, 3 ay sure ıle curme vasıta kıldığı meslek, sanat ve tıcaretımn tatılıne, yedı gun ış- yennın kapatılmasına karar venlmıştır Keyfiyet ıian olunur Basm 28466 Sivrileşen Piramit... Evrensel demokrası adına ulkemızde bır değerlendırme yap- mak ıçın sorulsa — Türktyede durum nasıl"> Yanıt — Içışlerı Bakanı, Valı'nın ısteğı uzerıne dergı kapatıyor, mat- baa mühüriüyor Çağdaş bır demokrasıde boyle akıl almaz ışlere rastlanamaz Yürütme doğrudan yargının gorevını ustlenmıştır, ama daha da beterı, yargılamadan ceza verıyor Babıâlı'de dergı ve gazete k patan ve matbaalann kapısını muhurleyen sıyasal ıktıdarın sık • düzenı Şırnak'tan Istanbul'a kadar butun ulkede geçerlıdır Demokrası Türkiye'de ıkı kere yoktur Bınncı yok, 12 Eylül hukukundan kaynaklanıyor, temel haklar ve özgürlukler kısıtlıdır Ikıncı yok, SS kararnamelerınden doğuyor, ANAP ıktıdarı 12 Eylül hukukunun da otesıne geçmış, hükümetı olağanüstü yet- kılerle donatarak Turkıye'yı sıvıl sıkıyönetım rejımının demır ök- çesıyle ezmeve başlamıştır * Nıçın boyle oldu? 12 Eylül'den sonra sıvıl düzene genel seçımlerle geçışte umut- lar yeşermıştı, demokrasıye açılım, bıraz sabırla gerçekleştırıle- bılırdı Ancak ışler tersıne döndü Çünkü 12 Eylül'ün olağanüstü koşullannda partısınt kurup btr- denbıre ıktıdara geçen Turgut özal ve yakın çevresı, kısa süre- de kolayca sağlanmış basannın etkısıyle ne yapacaklarını şa- şırdılar, ellerıne geçen ıktıdarı bır daha bırakmamak ıçın ülke- nın altını ustüne getırmekten kaçınmıyorlar, ama ıktıdarı ellerın- de tutmak ıçın yeterlı halk tabanına sahıp değıller Şorun burada odaklanıyor Özal, Çankaya'yı bır ıktıdar savaşının karargâhı gıbı kullanmak- tadır Türkıye çok ağır ıç ve dış sorunların karşısındayken yürütü- len bu ıktıdar savaşında, Turgut Özal tabanı gun gectıkçe dara- lan, tepesı gün gectıkçe sıvrılen bır partının pıramıtıne dayanı- yor Pıramıtın tabanında ANAP'ın oy oranı, tepesıne Çankaya bu- lunmaktadır Ancak bu pıramıt artık demokrasının bağrına saplanmış kes- kın bır sılahtan başka anlam taşımıyor ANAP'ın daralan tabanı- na yaslanarak Özal'ın Çankayadan yurüttuğu ıktıdar savaşımı "tsbkraf'm da kökune kıbrıt suyu ekıyor * Sıyasal partılerı özgürlukler rejımının temel ılkelerınde anlaş- mış ve uzlaşmış bır Türkıye'de genış halk tabanına dayalı bır Meo lıs çoğunluğu, hem demokrasıye geçtş sürecını baslatabılır, hem terör ve anarşının umutlarını kırabılır Bugün ülkemızdekı sıyasal bunalım, Türkıye'nın ıçınde ve d»- şında en olmadık ve düşmanca eylemlere umutlar taşımaJ/ dır Geleceğın bılınmezlıgıne dayalı kanlı saldırıların Güneyo^- ğu'dan başlayarak bütun ülkeyı sarmalamastnın başlıca nedenlen arasında Özal'ın bılır bılmez yarattığı sıyasal kargaşa yatmakta- dır Ne duşunüyor Özal? Kışı ülkenın tek egemenı olmayı kafasına bır kez koydu mu ne düşünür — Benden sonra tufani Çankaya'da oturan Özal, 1992'de Köşk'ten aşağı ındınlmek kuşku ve korkusu ıçınde yaşıyor Kuşku Korku Bu ıkısı beyınde sarmallaşıp mantığa egemenleştıkçe, düşünce sağlığını yıtırır Türkiye'de demokrasıye açılımla bırlıkte yapıla- cak bır seçım, oy »abanı yüzde 10'lara, 20'lere düşmüş ANAP ıktıdannı alaşağı edecektır — Pekı, sonra ne olacak? Işte bu soru, sıyasal ıktıdarı kıskacına almıştır Sayın Özal da ' Çankaya'da demokrasıyı gecıktırebıldığı sürece korîuğunda otu- rabıleceğını hesaplıyor Yazık kı Türkıye de bu ıkılemın boğun- tusunda zaman yrtırıyor HASAN ESAT IŞIK'ı 2 Temmuz 1990 pazartesi günü ölümünün birinci yıldönumunde katılmak isteyen dostlarıyla birlikte mezarmın başında anacağız. AİLESİ Yer: Çakaldağ Mezarhğı, Kısıklı-Çamlıca İstanbul Saat: 1100 VEFAT Aıle büvılğümü2 MEHMET TORCUK'ıın vefatında acımızı paylaşan tum yakınlara ve dostlara teşekkür edenz AİLESİ ADIISA OĞLU CExMAL TORCUK # KURBAN BAYRAMI'\DA CUZAMLA SAVAŞ DERNEĞİ'NE YARDIM1 UNUTMAYTN... Telefon 572 71 88 - 572 61 22/50 Dernek Zıraat Bankası Tünel - 10090 Vakıf Vakıflar Bankası Sehremmı - 2002071 2- Muhammen bedelı 3- Geçıcı temınatı ANTALYA İLİ MANAVGAT İLÇESİ MALMÜDÜRLÜĞÜ' NDEN 1- Satışı yapılacak taşınmaz mal . tlçemız Kemer köyu Bınge- şık mevkunde 234 kütük, 234parselnolu9 150m ! 'lık taşınmaz malın Hazıne hıs- sesı olan 8 750 m! 'hk kıs- mının satış ışıdır : 750 000 000 — TL (Yedı- yuzellımılyon hra) 22 500 000 — TL (Yımu- ıkımılyonbeşyuzbm) 4- thale mahallı, günü, saatı ve usulu Söz konusu taşınmaz ma- lın, hazıne hıssesı 2886 sa- yılı kanunun 36'na madde- sı uyannca, kapalı teklıf usulu ıle Malmüdurlüğü makam odasmda toplana- cak komısyon marıfetıyle 30 7 1990 Pazartesı günü saat 10 OO'da ıhale ıle satı- lacaktır 5- îhale ıle ılgılı şartname ve dığer hususlar mesaı saatlen ıçensınt Malmüdurlüğü Mıllı Emlak Sems ŞeflığVnden bedelsız olarak gö- nılebılır veya alınabılır 6- Ihaleye gırcbılmek ıçın, a) Kanunı ıkametgâha sahıp olduğuna daır ıkametgâh ılmuhabe- nnı, b)Geçıcı temınatın yatınldığına daır vezne makbuzunu veya ban- ka temınat mektubunu, c) îhaleye gıren, kooperatıf, şırket vs temalcılen ıse ıhaleye gıre- bıleceklenne daır yetkı belgesı ıle ımza sırkülennın 1990 yıhna an aslı veya noterden tasdıklı suretlerını, — Ihale saatıne kadar teklıf mektubu ıle bırlıkte komısyona ıbraz etmelerı şarttır Keyfiyet ılan olunur Basın 28261 - \
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear