Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 18ŞUBAT1990
Insan Haklarıve Türkiye -4-
Kürt Sorunu (*)
HIFZI VELDET VELIDEDEOĞLU
Osmanlı donemınde "etruk sorun" dıye bır kav-
ram >oktu, çunku Osmanh devletı Turk, Arap, Ar-
na\ut, Boşnak, Laz, Çerkes, Kurt, Abaza, hatta
Gurcu gıbı turlu etnık toplumlardan oluşmuş bır
Islam ımparatorluğuydu Islam olraayanlar
"azınlık" grubuna gırerlerdı ve kendı özel ılışkıle-
rınde Hırıstıvan gelenek ve >asalarına göre cema-
atlennce yonetılırlerdı Muslumanlar ıse hangı etnık
gruptan olursa olsun şenat yasalanna bağlıydılar
Durum bu olunca Turkler ıle başka ırklardan
olan toplumlar arasında bır ayrım gözetılmezdı
Dahası, İslam pe>gamberı Arap ırkından olduğu
ıçın okurnuş Turkler, "kavmı necıbı Arap" (sovlu
Arap kavmı) dıyerek onlan neredeyse Turklerden
ve ımparatorluğu oluşturan otekı Musluman top-
lumlardan ustün tutardı
Kısaca anlattığım şu duruma göre her etnık top-
lumun kendı dılını konuşması, kamu duzenıne ay-
kırı olmamak koşuluvla, kendı geleneklerını
surdurmesı doğal savılırdı Ben bu duruma çocuk-
lugumda çok yakından [anık oldum Çorum'da,
buyuk çoğunluğu oluşturan Turklerın ıçınde Kurt
ler, Çerkesler, çok kuçuk sayıda olmakla bırlıkte
Gurculer de barış ıçınde yaşardı Kız alıp venrler-
dı Babamın en buyuk kardeşının ve amcaoglunun
eşlen Çerkes'tı Başka bır amcaoglunun eşı de Kıirt
ıdı Aılenın kuçuklen onlan adlarıyla ya da
"yenge" nıtemıvle değıl "Kurt Nme, Çerkes Nıne"
dıye çağırırdı Adlanru hâlâ bılmedığım bu yenge-
ler çok sevecen yaradılışlıydılar Bızım böyle ses-
lenışlenmızı doğal bulurlardı Annemın ölümunden
sonra babamın seçtığı eş de Çerkes'tı Küçük yaşı-
mızda bana ve kardeşıme çok lyı baktı Dıyeceğım
şu kı etnık gruplarla, herhangı bır yadırgama veya
horlama olmaksızın "haşır neşır" olmuştuk
Ulusal Kurtuluş Savaşı Araplar hanç olmak
üzere- butun bu etnık grupların, özellıkle Kürtle-
rın, Türklerle elbırlığı yapması sayesınde kazanıl-
dı Ilk Turkıye Buyuk Mıllet Mechsı'ne uye olarak
gelen Dıyab Ağa, Reşıt Ağa gıbı aşıret beylenrun
görunümlerı şımdı hâlâ gozümun önündedır Ger-
çı Guneydoğu bölgemıze gelen lngılız ajanı Bınbaşı
NovO'ın (••) kıskırtması ıle Mıllı Asıretinden ve Be-
dırhanıler'den bır kısım Kürtler Ankara hüküme-
tıne ve Mıllı Mücadele'ye karşı çıkmak ıstemışlerse
de ötekı aşıretlerın sağlam tutumu ve bölgedekı
Türk bırlıklerının uyanıklığı sayesınde topraklan-
mızı bırakıp Sunye'ye kaçmışlardı
Buracıkta şunu hemen belırteyım kı, Kürtlenn
bu hareketı, Yozgat'ta, Konva'da, Zıle ve Tokat'-
ta, Bolu ve Düzce'de patlak veren ve Türk elebası-
larınca yönetılen ıç ısyanlar karşısında "devede
kulak" boyutunda kalır
• • •
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ve
1920'de haın Padışah Vahdetün hukümetmce ka-
bul ve tasdık edılen tutsaklık belgesı Sevr Antlas-
ması'nın tam bağımsızlık belgesı nıtelığını taşıvan
1923 Lozan Antlaşması ıle yırtılıp geçersız kılınma
sıru bır turlü ıçıne sındıremeyen, o zamankı can duş-
manımız tngılızlerın, tarıkatçılık oğesınden
yararlanarak kışkırttıklan 1925 Şevh Saıt ayakian
ması büyük boyutlara ulaşıp cumhunyet ordusu-
nu aylarca uğraştırdıktan sonra Kürtlere karşı
ulkede yaygjn bır kuskünluk ve guvensızlık doğdu
Bırkaç yü Sonra başgösteren Seyyıt Rjza ayaklan-
ması bu güvensızlığı pekıştırdı ve o tanhten ben ul-
kemızde bır Kurt ve Kurtluk sorunu belırdı Övle
kı Kürtlükten ve Kürtlerden soz açmak Turkler ıçın
bıle tehhkelı duruma geldı Osmanlı donemınde ge
nel kultür ve uygarlık açısından yuzyıllar boyu ıh-
mal edılmış olan Guneydoğu bölgesı, sözünü
ettığım başkaldırmalardan sonra yıne öylece bıra
kıldı Kurtler, bağJı oldukları aşıretlenn yonetımı
altında feodal yasamlarını surdurdüler Türk yö-
netıcılenrun gören de oralarda yenı bır kıpırdama
olmamasına dıkkat etmekten öteye geçmedı O böl-
gede ımar hareketlen vapümadı Çağdaş kültur ora-
lara hıç gırmedı Halk orada Turkçe bıle
öğrenmedı Bulganstan'dakı Turkler anadıllerı gıbı
Bulgarcayı, Yunanıstan'dakı Turkler Rumcayı,
Türkıye'dekı Rum, Ermenı ve Yahudıler Türkçeyı
çok güzel öğrendıler, çıinkü öğrenme olanaklan on
lara sağlandı Eğer Kürtlerden buyuk bır bölumü
Türkçeyı öğrenememışlerse bunun sonırnluluğu on-
lara gereklı olanaklan sağlamayan hükümetlerde
dır Kürtçe konuşanlara, Kürtçe sarkı söyleyenlere
çok öfkelenenler var Pekıyı, Türkçe bılmıyorlaı
sa ne yapsın onlar7
lsteklennı nasıl anlatsınlar9
Yüzyıllardan ben atalarından gelen şarkılannı na
sıl söylesınler9
Günümılzde mahkemelerde tanık-
lık eden Kurtler, eğer Tıirkçe bılmıyorsa, ıfadelerı
bır çevırmen aracılığı de alınıyor Mahkemede Kürt-
çe konuşulacak, çarşıda pazarda, kahvede konuş
mayacak, olur mu böyle şey9
Bunu yasaklamaya
çalışmak ınsan haklarına aykırıdır Kürtlenn bır
yanda kendı dıllennı konuşmasını doğal görmek,
öte yanda ıse onlara Turkçe öğretmemn ve çağdaş
genel kultür vermemn olanaklarını sağlamak gere-
kır Bunu yaparken hıçbır zaman asımılasyon, ya-
nı Kurtlen Turkleştırme yoluna gırmemehdır,
çunku bu olanaksızdır
1942 yılında Istanbul Umversıtesı Rektörü'nun
başkanhğındakı bır kurul ıle bırlıkte "Elazjğ Ünı
versıte Haftası"na katılmıştım Kuruldakı öğretım
uyelerı Halkevı Salonu'nda turlu konularda kon-
feranslar \erdüer O tanhte "Kurt", "Kurtluk" ko-
nulan, daha once belırtmış olduğum gıbı bırer
"tabu' ıdı O zaman tuttuğum gunceyı ancak 1977
yılında, yaru 35 yü sonra (o da kıtabımın ıçınde)
yayımlayabıldım Çunku bu nazık konuya doku-
nan Doç Ismaıl Beşıkçı gıbı ruce bılım adamı ve
>azar uzun sure hapıste yatmış, çıleçekmıştı Gun-
cemn konuva ıhşkın bölumunu olduğu gıbı bura-
va aktanyorum
"Buradaki halk kendi gelenegını snrdunnekte-
dır. Dazıg'da zıvaret ettigımız ılçelerde halkın goziı-
me çarpan bır ozellıgı de onun avdınlar ve özellıkle
hukumel olontelen karşısında urkek oluşuydu. Bu-
nun sebebı, Şe)h Saıt ve Seyvıt Rıza ayaklanma-
larından ben Dogu bolgemızde uygulanan
poutıkadır sanıvonım. Dersıra'ın merkezi Hozat
kasabasuıda zı>aret ettiğımız halkevınde ısyana ka-
üldıklan ıçın ıdam edılen Demenan, Kureyşan, Lâ-
çın asıretı reıslenmn ve daha bırkaç ısyancının
resımlennı dnvarda asıh gordum. Buna ne gerek
>ardı ve bunun halkevı ıle ılgısı neydı? Bu hareket,
ıbret duygusu değıl, dusmanlık. oc alma, hatta za-
manla, yersız ve zararlı bır ayn-gaynlık duvgusu
uyandırabüırdı. Ovsa Kurtler ve Turkler aynı kok-
ten, aynı dınden kardeş ınsanlardı Buraoın ınsa-
nını hor gormek degıl, sevmek gerekır Kısacası,
Dogu'da Turk-Kurt ajrımı vapılmaksızın sevgı ve
kankşuk pohbkası ızlenmebdır Bunun \olu ıse Do-
ğu sorununo kendı halıne bırakraamak, bura hal-
kını şeyhler, seyyıtler ve zorba takımı elinden
kurtanp kazanmak. Turkçe bılmevenlere Turkçe
oğretmek, Doğu') a kultür, bayındırlık ve refah gö-
tunnektır. Bu ışe ne kadar erken başlanırsa o ka-
dar ıvı olur. Aksı takdırde bır gun çok boyuk
meselelerle karsılaşabılınz Şeyh Saıt ve Seyyıt Rı-
za omeklen bunu bıze goslermıştır. (Ekım 1942.)"
48 yıl öncekı bu göruşlenmde bır değışıklık yok-
tur * * *
Gunumuzde Kürt sorununun uç yönu var
Bınncisi, oniarın dılıne, kulturune, folkloruna
saygı göstermek, bu geleneklere bağiı olanları do-
ğal görmek, bu bağhlığı "Kunçuluk, bölücülük"
olarak nıtelememek, evrensel ınsan haklan bakı-
nundan, ırk aynraı gözetmeksızın bütün Kürt yurt-
taşlarmı eşıt haklı vatandaş olarak gönip ona göre
davranmak, aynca bundan 48 yıl önce belırttığım
gıbı oralara refah ve bayındırlık götürmek, açık-
çası Ulusul Kurtuluş Savaşı'nın başmdakı kardeş-
lık ve elbırbğı havasmı yenıden kurmak gerekır
Ben ınanıyonım kı Kurt vatandaşlanmızın ezıcı
bır çoğunluğu da bu doğrultuda duvgu taşımakta-
dır
Ikıncisı; şıddete başvurmasalar bıle bırtakım ıh-
tıras sahıplennm bağımsız bır Kürdıstan'da "baş
olmak" amacıyla Turkıve'de ve Batı ülkelerınde
guttuklen "Kürtçûluk ' göruşudür Bu dupeduz bo-
lücülük, aynlıkçılık demektır Bınncı Dunya Sava
şı'nın sonunda Ermenıler şımdı Kürtlenn oturduğu
topraklar da ıçınde olmak uzere taa Kılıkya'ya
(Adana ve Iskenderun'a) kadar uzanan Buyuk Er-
memsten devletı kurma duşu arkasmdaydılar Bu-
nu geçen ay çıkan "Ermenı Sorunu" başlıklı dört
yazı ıçınde anlattım Turkler \e Kurtler bu gırışı-
me karşı çıkıp "Ulusal Ant" (Mısak-ı Mıllı) sınır-
Jarı ıçınde savaşarak Doğu'dakı ve Batı'dakı
duşmanlanrruzı bu sırurlar dışına atıp Mustafa Ke-
mal Ataturk'un önderhğınde bağımsız Turkıye
Cumhunyetı'nı kurdular Türkler ve başta saydı-
ğım öbur etnık gruplar gıbı Kürtler de bu cumhu
nyetın saygın vatandaşlandır Ulusal Ant
suurlanndan bır santımının bıle aynlmasına ıan ve-
nlemez Bunu yıllar öncekı bır yazırnda, "Vatanı-
mızı Turkıstan, Kürdıstan, Lazıstan, Çerkezıstan,
Abazıstan gıbı kırpıntı cumhurıyetlere raı ayırmak
ıstıyorlar''" dıyerek bu sütunlarda şıddetle kınamış-
tırn Bölıiculuk akıraı Kurtlenn değıl, ancak düş-
manlanmızın ışıne yarar
Uçuncusu, Doğu'da bır sureden ben tanık oldu-
ğumuz terör ve eşkıyaük sorunudur Bunu ne ya-
zak kı kımı MüslOman komşulanmız desteklıyorlar
Eşkıyarun bannağı ve merkezlerı onlann toprağın-
dadır Bu terörıstler yalnız Türklenn ve güvenlık
görevlılerının değıl, masum Kurt halkının da ka-
dın, çoluk çocuk demeden, canına kıymaktadırlar
Kendılennce guya bağımsızlık savaşı yapmaktadır-
lar Böyle bağımsızlık savaşı olmaz, sılah sılahla,
ateş ateşle karşılanır ve sonunda devlet bu acıma-
sız eşkıyarun hakkından gelır Ama zararı hepırru-
ze olur
* • *
Doğu halkı, özelbkle Kürtler duygusal, vefalı ın
sanlardır Buna bırçok kez tanık oldum Dostluk-
lan sağlamdır Kırk yılı aşkın ünıversıte öğretım
üyehğım boyunca brrçok Kürt öğrenam oldu Bun
lann arasında aşıret başkanlanndan bınnın oğlu da
vardı Bunu ancak dıplomasrnı aldıktan sonra söy-
ledı ve benı Doğu ıllennde bır geaye çağırdı O sı-
rada Hukuk Fakültesı Dekanı olduğumdan,
ışlenmın çokluğu dolayısıyla ne yazık kı bu çağn-
dan yararlanma olanağını bulamadım Hâlâ üzü-
lürüm
Sevgı, dostluk, ekonomık kalkınma ve refah gö-
tıirerek Kürt sorununun bır gün olumlu bır sonu-
ca bağlanacağına ınanıyorum Ancak bugunku
şoven Turkçü, tankatçı ve mılıtanst kafayla bu çö-
zume varılamaz Yetkıblenn külahlarını önlenne
koyarak, yurdun geleceğı ve mutluluğu bakımın-
dan sorunu çözümlemek ıçın gerçekçı bıçımde dü-
şünmelen gerekıyor
(•) "IIUM Haklan n TBrkıyr" diddnia ift *ç yaa 10, 17
TC U Armlık 1989 Urikknnde çıkmışUr
(•*) AlaMfk, Bayak Sovlev lıın uç yenıdt bu ajanın zanriı
ic hayıaca girişin >« lu$kırtm»lannı ulatır (Velidedcojlv çt-
TİrUi, S v **, 107, 125.)
EVET/HAYIR
OKTAYAKBAL
"Kadın Yazısı"mı?
"Kadınlan gerı kalmış bır mılletın gelışmeye ve ılerfemeye hakkı
olamayacağını sık sık vurgulayan Atatürk, cumhurıyetle bırlıkte
yaptığı devrımlerde kadın haklarına büyük önem vermıştı Kâğıt
üzerınde en çok haklara sahıp bır kadın toplumu var Turkıye
1
de Ya uygulamada^ Işte bütün mesele burada Geleneksel aıle
yapımızda erkeğıne bağımlı Türk kadınının çoğunlukta olması,
kırsal kesımde kadının erkerr yaşlarda evlendırılıp öğrenımden
yoksun bırakılması, ekonomık bır zafîyet ıçındekı kadının yasal
haklannı kuHanma bılıncını de otomatık olarak engellıyor Aıtıa
Türkıye'de kadının en büyük sorunu, ekonomık bağımlılık"
Tülay Bılgıner'ın Akn Yazısı Değıl Kadın Yazısı" adlı kıtabı haf-
tafardır yazı masamda duruyordu Zaman zaman açıp okudum
Bılgıner her şeyden önce ıyı bır röportajcı Ayrıca kadın sorun-
lannı en yakından bılen, ıçtenlıkle duyan bır yazar Kıtabında yer
alan konuşmaların, röportajların temel noktasında hep kadın var,
kadınlar var oniarın acıları çılelerı var
Geçen pazar günu gazetemızde Türkan Saylan şdyle dıyordu
' Erkeğımız gerçek çağdaş kadın karşısında dehşet ıçınde Çok
az erkek, gerçek çağdaş kadına saygı duyar Genelde aklı ıle
saygı duysa da kendı yaşamında hoş karşılamıyor Kadın çağ-
daşlaşırken erkeğın de çağdaşlaşması lazım Bu kolay olmuyor"
Saylan Bır çağdaş hekım olarak doktor adayı bır kız hasta
erkeğe elını surmemekte dırenırse 'acıl vaka olursa ne yapar-
sın
?>
sorusuna müftuye ımama sorarım yanıtını verırse bu tab-
lodan korkarım Kafaları öyle kanştı kı gozledığımız gıbı göruntü
başortusu turban ıle sınırlı kalmadı Ozgurluk adına orgutlen-
melerıne kanşılmamasını ısteyen bu gençler Bızım düzenımız-
de sızı yaşatmayacağız demeye başladılar' dıyor
Bır yanda çağdaş kadınlar haklannı arayan, savunan, polıtı-
kada ağırlıklannı duyurmak savaşımı veren kadınlar, öte yanda
kara çarşaflar ıçınde, kalın başortuler altında yurüyuşler yapan
genç kızlar, hem de öğrenım çağındakı genç kızlar Bır çelışkı-
ler ıçınde toplum
1
Kımılerı bırtakım ceza yasası maddelerının
kaldırılmasını, tam bır özgürlük ıçınde her türlü görüş ve düşün-
cenın örgutlenmesını ıstıyor, kımılerı de bunu yalnız kendılen ıçın,
kendılen gıbı düşünenler ıçın ıstıyor Bakın aşırı sağcı, Islamcı
gazete ve dergılere, hıçbırı 141 142 maddelerın kaldırılmasın-
dan yana değıldır Oysa ılerıcı' adı verılen kesım tam bır hoşgö-
rü ıçınde -ya da bır çeşıt aldırmazlık, yanılma ıçınde- dınsel or-
gutlenmelere de özgürlük verılsın 163 madde kaldırılsın dıye
açık açık uğraşıyor' Oysa çağdışı kafalar, kadını kafes arkasına,
çarşaf ıçıne gomeceklennı söyleyenler her gün yazryla, sözte ger-
çek demokrasıyı ortadan kaldıracaklarını belırtıyorlar
Önce kadındır hedef Kadın gucunu bır yana ıtmek başlıca
amaçtır Ataturk, ülkenın yarı nufusunu oluşturan kadınlara seç-
me, seçılme hakkını tanıyan yasaları kabul ettırmıştı Şımdı bu
yasaları yurürluğe koymak gerek SHP programında 'Kadın So-
runları Bakanlığı'nın yer alması kadınlaraşımdılık yüzde 25 ko-
tanın benımsenmesı, partı meclısıne 11 kadının gırmesı, ardın-
dan Zeytınburnu llçe Kongresı nde ıkı kadının yonetım kurulu uye-
lığıne seçılmesı umut veren başlangıçlardır Ataturkçü Düşünce'
ve çağdaşlığı' savunan demeklerın güç kazanması da kadınla-
rın erkeklerie bırlıkte uygarlık savaşı verdıklerını kanıtlamaktadır
Kadın yazarlarımız da kendı alanlarında başarılı urunler verı-
yorlar Tulay Bıigıner'ın Alın Yazısı Değıl Kadın Yazısı' kıtabı bun-
lara bır örnek Bılgıner unıversıtede okuyan genç kızların bıle
türlü toplum baskıları altında bunaldıklannı anlatıyor Bır genç
kız bakın ne demış
"Gülmenın çok seksı bulunduğunu öğrendım orada Bır kızın
dışlerı görunurse erkekler tahrık oluyormuş Onun ıçın de gü-
lüşmelenmızı yutardık hep Zaten bu koşullarda da gülecek pek
btr şey bulamazdık Ihtıyar bır gençlık olarak derslıklere gıdıp
gefır, okulun bıtmesını ve tatılı ıple çekerdık "
Bır kez başörtüsû takmanın gereklı olduğunu savunan bır genç
kıza sormustum 'Nıye yüksek öğrenım görüyorsun, evınde otur-
sana
7
' Tıp ögrencısı olduğunu söyleyen kız 'Çocuk hekımı' ola-
cağını söylemıştı, erkeklere bakmayacakmışi Ya bır kaza oldu
da ağır yaralı bır erkek getırdıler, o zaman ne yapacaksın?' de-
dığımde, susmuş kalmıştı
Kadın kotası, Kadın Bakanlığı, çağdaşlık uygarlık, polıtıkada
kadın ağırlığı, eşıtlık, yasaların tamdığı haklar Hepsı hepsı ya-
rarlı, güzel, gereklı Ama bır de gerçekler var Onemlı olan o
baskılan yenmek ortadan kaldırmak Kadınlar kendılennı köle-
lıkten kurtarmayı ıstemedıkçe başortusu uzun mu uzun man-
tolar kara çarşaflar altında yaşamayı okullara yüksek okullara
bıle kole gıysılerıyle gıdıp gelmeyı ıçlerıne sındırdıkçe butün bu
krtaplar, soylevler yazılar ne ışe yarayabılır''
Bılgıner'ın kıtabında yer alan yazıların bıze sunduğu anlam
ışte bu
Bir Araştırnıaeının Portresi
Koleksiyonculuk bizde yanlış tanınan ve zengirüere ozgu bir
merak gibi tanıtılan bir iştir. Yanlış, çok yanlış.
Koleksiyonculuk, merakh, sabırh, enerjik, malzemesıni
tanıyan ve tanıtan uygar adam ışidir. Koleksiyoncunun parasız
olmasmda hiçbir sakmca yoktur. Daha da iyidir. Cuneyt
Ölçer'den, Turkiye numizmatlarının onde gelen uzmanı, geçen
ayın sonunda kaybettığimız değerlı araştırıcıdan soz ediyoruz.
İLBER ORTAYLI
1925 doğumluydu O dönemın matematık
vt fen konulannda aklı eren, başanlı, ıdealıst
gençlen ülkeyı kalkındırmak ıçın aslında pek
Ja para getırmeycn mühendıshk eğıtımıne vö
adırlerdı Cüneyt Ölcer de belkı böyle bır yö-
nelımle, ustelık dede mesleğj olan muhendıs
lığe yöneldı (Dedesı Nafia Teftış Heyetı Reı-
îi Şefik Bey, Teknık Unıversıte'nın ılk mezun-
larındandı) Teknık Ünıversıte o yıllarda bu-
gunku polıükacüan yetıştıren bır depoydu Su
leyman Demırel, Necmettın Erbakan gıbı sı
nıf arkadaşlan vardı Eğıtım tarnam olunca
Bursa Sanayı Bölgesı Mudurluğu'nde, ardın
dan Karayollan'nda muhendıs olarak çalıştı
Turk vatandaslarının Ankara'dan Konva'ya
büyük bır olaymış gıbı gıdıp geldıklerı, yol
suz ızsız dönemlerde memleket coğrafyasını,
ören yerlennı tanıdı, ızledı Kuçük ya^ta baş
layan koleksiyonculuk merakı, bu dönemler
de eskı paralan toplamaya ve gıderek bır nü
mızmat (sıkkebılımcı) olmaya yönelttı onu
Koleksiyonculuk bızde yanlış tanınan ve zen
gınlere özgü brr merak gıbı tanıtılan bır ıştır
Yanlış, çok yanlış Koleksiyonculuk, meraklı,
sabu-lı, enerjik, malzemesıni tanıyan ve tanı-
tan uygar adam ıjıdır Koleksiyoncunun pa
rasız olmasında hıçbır sakmca yoktur Daha
da ıyıdır Cuneyt Ölçer'den, Turkıye nümız-
matlannın önde gelen uzmanı, geçen ayın so-
nunda kaybettığımız değerlı araştırıcıdan so2
ediyoruz. 1970*ten ben bu derneğuı baskanıvdı
ve o başkan oldukça da Türk Nümızmatık
Derneğı bültenlerı ve yayınlanyla bıhm dün
yasında tanınır oldu Bu başkanlığı sadece
198O'de sekız aylık Eskı Eserler Müzeler Ge-
nel Mudürluğü su-asında bıraknuştı galıba Sa
bırh, tıtız, kolay vazgeçmeyen, ızleyıcı kışılı
ğıyle Türkıye'de nümızmatık denen dalı say
gın yere getıren, kamuoyu ıle ılışkısını kuran
ve kaybolması kaçınılmaz bırcok belge değe-
nndekı malzemeyı kurtaran Cüneyt Olçer ol
du
Nümızmauk DerneğVnın bultenlenru ve öl-
çer'ın bu dernekten ya da özel olarak yaptığı
yavını ızlemeyenler onu ılk kez Tanh ve Top-
lum'daki yazılanyla tanıdılar Bu başka turlu
bır para tarıhıydı Osmanlı tanbının ılk ıkı
yllzyıh bu sıkkelenn getırdığı ışıkla değerlen
dınlıyor, boşluklar tartışılıyor ve sorular or-
taya konuyordu Cuneyt Ölçer'ın sıkkeler ya-
nında, pul, senet, banknot koleksıyonlan hepsı
belırlı boşluklan değerlendınp sorgulamaya
vönelık bıçımde kullanümıştır Son zamanlar-
da onaya attığı, ama yayımlayamadığı bır sa\,
Sultan Abdulazız'ın bal'ıyle onun banknot
basmama ve bu ayncalığı (ımuyazı) Osmanlı
Bankası'na vermeme ınadı arasındakı ılykıy
dı Turkıye ve dünya muzelerı ve koleksıyon-
lannda bıkmadan yaptığı araştırmalarla, bı-
hnen sıkke basılan (darb edılen) verlere bes ek
daha vapmıştı Kanunı dönemı sıkkelen üze-
nndekı tamamlanamayan arastuması herhalde
notlar halınde ılerde araştırmacılann ışıne çok
yarayacaktır
Cuneyt Ölçer, bu nedenlerle de para kolek-
sıyonculuğu va da başka herhangı bır kolek-
sıyonculuğun eskı eserlere ılgı ve tarıhçüığın
gelısmesıne yardımcı olacağını ılerı sürerdı
Turkıye'de koleksıyoncuların kaçakçılar gıbı
kuşkuyla karşılanıp ızlenmesı yanhş bır poh-
tıkadır Koleksiyonculuk, bılgı edınme, araş-
tırma, yayın ve tanıtım gıbı faalıyetlere teşvık
edılmesı ve yayılması gereken brr uğraş olma
hydı
Darphaneden bazı tezgâhlann hurdaya çı-
karıldığını duyunca İstanbul'un bütün hurda-
cılanndan son dönem Osmanlı sıkkelennın ke-
sıldığı bu tezgâhları arayıp bulmuş, kısmen
kunarmıştır Yıne depolan âraştırırken, Sul-
tan Abdtflmecıt donemınde çıkafılan karme-
lenn yığınla kalıbını bulmuş, günlerle beton
üzerıne çöküp bunlan tespıt etmıştır Bu sa-
yede yakında çıkacak olan esen, "Sultan Ab-
dülmecıt Devrı Kaımelen" hazırlanmıştor
Nümızmatık, maderu sıkkenm ötesındekı
malzemeye uzanan ve tarıh yazıcıhğın vazge-
çılmez yardımcı bılımı olan bır daldır Yazı-
lan ve söyleşüenyle Cüneyt Ölçer, Osmanh nü-
mızmatığını her şeyden önce yenı kuşak tanh-
çılere se\dırmıştır Yaptığı yayınla, Royal Nu-
mısrnatıc Socıety'ye, Amenkan Nümızmat Ce-
mıyetı'ne, Romanya ve Macar nümızmatık ce-
mıyetlerıne onursal uye seçılmış ve Uluslara-
rası Numızmatık Derneğı'nden onursal üye-
lık beratı ve madalya almıştı Galat Osmanlı
tarıhlerı okuyarak, kaba ulusçuluk yapan bır
kusağın koşulları ıçıne doğmuştu Ama soğuk
kanlı bır bıçımde son yuzyıl Osmanlı ıktısadı
tanhıne malzemenın aydınlatıcılığıy la yaklaş-
mayı bılen nadır adamlardan bırı oldu Son
8 10 yılda kendının de belırttığı gıbı yayın ve
çalışma hızı artmıştı Bunda İslam Eserlerı
Muzesı Muduru Dr Nazan Ölçer'le yaptığı
rautlu evlıhğın getırdığı uyumlu ve verımh ça-
lışma ortamının büyük payı vardı
PENCERE
AYŞE COŞKUN
FERHAN ÖZDEN
NışanlandıJar
18/Şubat/1990-lzmT
UMUT
PANEL
MUAMMER AKSOY'u
KİM KATLETTİ?
NEDEN KATLETTİ?
Tertıp komttesı adına TAYAD Yönetım Kurulu üyesı
NILUFER ALCAN
Tanh 18.2 1990 Pazar
YBT Işık Duğun Salonu Kızılelma Cad No 71 Fındıkzade/İST
Beyoğlu DUNYA—149 93 61 • KadıköyMODA—337 01 28
OrtakoyOKM—158 69 87 • Ankara TALIP—126 99 36
Ankara METROPOL—125 74 78 • Izmır KOŞK—311 628
Mersın KEMER—16723 • EFBS HLMCIUK
KAMUOYUNA DUYURU!
31 Aralık 1989 tarıhlı Resmı Gazete de yayımlanan 2 sayılı cetvelın tek
nık oğretmenlere ılışkın bolumunde Bakanlar Kurulu nca belırlenen Özel
Hızmet Tazmınat oranının tavanı A y I k yüksek öğrenım gorenlerde % 8 e
2 yıllık yüksek öğrenım gorenlerde % 4 e djşurjlmuştur
Bu dunım 2 Kasıtn 1989 tanhll 386 sayılı K H K nın teknlk öğretmen-
ler ateyhlne Ihlalidlr
Çunku
386 sayılı KHK Bakanlar Kurulu na herhangı bır oranı ya da bütünu pay-
laşfıracak cetvelı hazırla gorevı verıyorum demıyor
Ya ne dıyor
7
Yetkı sorumluluk ve nıtelıklen dıkkate alınarak en yüksek devlet memu
ru maaşının % 40 ına ve H 20 slne kadar Bakanlar Kurulu nca bellrie-
necek esaslar dahilinde Ö H T odenır dlyor
Burada Va 40 ve W 20 paylastırılacak oran değil, cetvelin G böliı-
munun ust tavanını stmrlayan yanı G nin karekterinl belirleyen bir
orandır
Kımler ıçıo?
Teknlk hlznratler sınıfında görev alma nltellklerinl tasıyıp, M E B na
bağlı mesiekı Teknık Eğıtım Kurumları na atelye latoratuvar ve meslek dera
öğretmenı olarak ATANAN teknık oğretmenler ıçın
Öyleyse nereden çıkıyor bu % 8 *t 4 oranları
Bunlardan ötünı
Ba teknık oğretmenler sımdıye kadar bu haksız uygulama karşısında se-
sızımı çeşıtlı sekıllerde yasal yollardan duyurmaya çalıştık
Pekı ne oldu?
Kamuoyunda teknık öğretmenlere sız haksızsırt z dıyen olmadı Fakat Sa
yın Bakanlık yetkılılennden net ve doyurucu bır cevap da alamadık
Bu nedenle
Kesın ve net çAzume ulaşmak ıçın 31 Aralık 1989 tarfhll Resmı Gaze-
te de yayımlanan orantann Iplali ve 386 sayılı K H K nln uygulanması
Isteğiyle Dan şta/ a da.-a açt k
Tum teknık oğretmenler hakl davamızı desteklemeye ve DANIŞTAY a
dava açmaya çağır yoruz
ISTANBUL TEKNIK ÖĞRETMENLERI
adına UĞUR OTARAN
AJNMA
Aramızdan ayrıhşının 4. yılında
Yazar
TEZER ÖZLİPyü
gıttıkçe artan bır ozlemle anıyoruz.
AİLESt
MALİ ÎŞLER MÜDÜRÜ
Butçeleme, Fınansman, MaLj"et Muhasebesı ve Muşten
Hesaplan konusunda en az 5 vıl deneyımlı, konuvla ılgdî
yüksek ogrenım gormuş, askerlık gorevmı tamamiarruş
Mali İşler Müdürü
aranmaktadır
IstekUenn şahsen veva fotoğraflı bu- mektupla
PRIPJTAS
B
*
s
*
J
MuKKKfnm vc ano.m SANAVI * ş • O J
Çaytma Gebze adresıne müracaatları nca olunur
Tum muracaatlar gızlı tutulacakttr
DalL
Şubat hüznü Hava kırlenmesı Çevre sıkıntısı Kentın üstüne
çöken yağmursuz bulut Göğün ımbığınden suzülüp çevreye ya-
ğan karamsarlık Tam o sırada bır şey çaktı Ya çok uzakta, ya
çok yakında Kara buluttan sızan bır ışın mı gözumu aldı? Bır
gızemın ıpucu mu' Ayırdına tam varamazsın Sezınlersın Du-
yumsarsın Yeraltından akan bır suyun sesı mı9
Bılmedığın yer-
de bırısı belkı senı düşünürken bır kıbrıt çakmıştır Bellı belırsız
bır anımsama Bır uyarı Kimden? Neden? Nerederf? Balkonun
penceresınden baktım Gül ağacının dalı
Dal mı camı tıkJattı?
Yoksa bana öyle mı geldı? Açtım pencereyı Tenıne dokundum
dalın Pürtük pürtük Okşadım Dal dışına vurmamış bır ıçdeöı-
şımı ıçerıyor uykusundan sıynlıyor, ama, daha uyanmamış 01-
çümsuz bır derınlıkten gelen uyarı Yeraltının dennlığınden akan
bır suyun ışıtılmeyen sesı Yoksa bır yerde buzlar mı çözülüyor^
Karlar mı erıyor?
Şubat hüznü dağıldı Kentın ustüne çöken buluta yağmur dam-
lacıkları yüklendı Çevre sıkıntısının ımbığınden süzülen karam-
sarlık çakan bır şımşekle dağıldı Balkona yaslanmış gül ağacı-
nın dalı göz kırpıyor Her yıl kış mevsımı dönerken penceremın
camını tıklatıp benı uyarır
•
Gul dalı
Güzellık
Zeytın dalı
Barış
Dal deyıp geçemezsın, ıkı üç anlamla yetınemezsın, dal, dal-
dan dala konan dallı budaklı bır sözcüktür, kıyamet kadar an-
lam taşır üç harflı, küçücük, mını mınnacık, ıçı dolu turşucuk
Dal, aynı zamanda "sırt" demektır, halkımız "dal" uzerıne ne
deyışler düzenlemış
"Heybe dalında
Avrat kolunda
Şışe belınde"
Çoğu sözcük gibı "dal" da bınbır kılığa gırer çoğu zaman teb-
dıl dolaşır, gıysı üzenne gıysı gıyer, zamanına ve mekânına gö-
re anlam ustlenır, sırası gelınce ustündekını başındakını atıp çıp-
lak kahr
Dal, çıplak ve yaiın demektır
*
Sözgelımı dalkılıç
Anlamı ne?
Yalınkılıç
Atalarımızın eskı savaşlarda dalkılıç "kuffar" üzerine "savtet"
eylemelerı hepımızı can evımızden etkılemıştır, bu tarıhsel ey-
lemın coşkusu yüreğımızde köpürür
Sonra?
Dalkavuk
Eskıden sanksız külah gıyerdı dalkavuk, bu göstergesı yuzün-
den ışlevı hemen anlaşılırdı Saraylarda konaklarda efendılerı-
nı guldürmek ya da eğlendırmek ıçın resmen görevlıydıler dal-
kavuklar, şımdı yıne tarıhsel gorevlerını sürdürüyorlar, ama her-
kes gıbı gıyınıyorlar, en pahalı markalardan kostumler, kravatlar,
gömleklerle bedenlennı donatıyorlar, gun gectıkçe çoğalıyorlar,
yıvışıyorlar tıksıntı verıcı bır görüntü sergılıyorlar
Ne var kı başı "dal" olan yalnız dalkavuk değıl kı
1
Başına
dal oturtulan nıce ayıp sözcuk var Eskıden romanlarda yazar
ayıp sayılan ışlerı nokta nokta geçıstırırdı gelın bız de 'dal"ın
ardına ( ) koyarak bu bölümü kapatalım ama, "daltaban"ı es
geçmeden
Gunumuzde dalkavuklar gıbı daltabanlar da arttı, özellıkle her
ıkısı de Babıalı de çoğalıyor
•
Seneca demış kı
'— YBryuzunde gun ışığına layık olmayan nıce ınsan var, ama,
güneş her gün doğar"
Penceremın camını tıklatan gül dalına baktım, güzelım boy-
nunu umutla uzatmıştı
* — Güldalı
1
Sakın daltabanlara öfkelenıp de bızı çıçeğınden
yoksun bırakma
Ses çıkarmadı
Ne var ki kararlı olduğunu sezdım yakında balkonumda gül-
ler açacak
TEŞEKKÜR
ANKA Ajansı Yönetım Kurulu uyesı \e
tstanbul Temsılcısı
M. KÜVVET BAŞARIR'ın
anı rahatsızlığından toprağa venhşme kadar gerçek dostluk
ve vardımlarını esırgemeyen, başta ANKA Ajansı Genel
Muduru Muşerref Hekımoğlu olmak uzere tüm çalışanlarına,
akraba, dost ve arkadaşlarırnıza teşekkur ederım
Kardeşi ÖZDEN TENİK
PANEL
Demokratık ve Laık Cumhurıyete evet
mezhep egemenlığıne hayır
LAİKLİK AÇIStNDAN SÛNNİÜK-ALEVUK ÛZERÜE SflYLE$İ
KONUŞMACILAR
llhan SELÇUK (Gazetecı-yazar)
Rıza ZELYUT (Gazetecı-yazar)
Bahri ZENGIN (Refah Partısı MKYK Kurulu Üyesı)
i. ZEKİ EYUBOGLU (Yazar)
Camal ÖZBEY (Avukat)
HOMyln GÜLSEVEN (Çağdaş Dıvnğı Gazetest Yazı Işl Md )
Prof Dr BahriyeUÇOK (SHPPMÜyesi)
YER CAĞALOâLU-Gazetecıler Cerrayetı
Konferans Salonu
TARİH 18 021990 PAZAR . . . . ,
SAAT 14-18 arası DIVRIĞI KULTÜR DERNEĞİ
"HAZİRANDA ÖLMEK ZOR"
ŞUBATTA KOLAY MI?
Arkadaşımız
İSMAİL GÜZEL'i
kaybettık
teTANBÜL 1TP FAKULTESİ
OCRE3VÖLERİ ADEVA
BURHAN BtLGtN
ERDfcM ERKOÇ
18 Şubat 1980
FATSA
YAŞAM
ONURUMUZDUR
AİLESİ
ERDEMERKOÇ
18 Şubat 1980
FATSÂ
YOREĞİMİZ ON YIL
ATEŞ GÖZLERINLE YANAR
ARKADAŞLARI ADJNA
Osman Gezer