23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 18ŞUBAT1990 MİHAİL GORBAÇOV'UNREFORMPROGRAMIEKONOMİDE KÖKLÜDEĞİŞİKLİKLER İÇERİYOR: Üretim araçlarında özel mülkiyetKomünist Partisi Merkez Komitesi'nin 7 şubatta kabul ettiği reform programında (28. Kongre Platformu) üretim araçlannda özel mülkiyete izin verilmesi de bulunuyor. CORBAÇOV — Tarihsel dönüşüm £Hf HaberUr Servisi — Sovyetler Biriiği Komünist Partisi'nin 7 şubatta sona eren Merkez Komitesi toplantısında kabul edi- len reform programından (28. Kongre Ptot- formu) bölümler ajanslar tarafından ya- yımlandı ve basında çıktı. Her ajans, re- form programmm önentli gördüğu yanla- rına ağırlık verdı. Bunlar arasında en çar- pıcı olanı ekonomik reform Onerileri idi. öneriler arasında özel mülkiyete izin veril- mesi , kapsamlı bir piyasa ekonomisi ku- rulması yer alıyordu. Ancak The Indepen- dent gazetesi, dığer ajansların yayımladık- ları reform programında yer almayan çok önemli bir noktayı belirtıyor. The Indepen- dent'in "28. KongrePlatformundan"ya- yımladığı metnın ekonomi ile ilgUi bölümti- ne göre reform Onerileri arasında "üretim araçlan üzerinde kisisel mülkiyetin'' kabul edılmesi de yer alıyor. Ajanslann verdik- leri haberlerde bu nokta belirtılmemıs, sa- dece özel mülkiyete izin verileceği kayde- dilmistı. Marksizmın temel ilkesi üretim araçlannm kamulastınimas olduğundan, bu öneri Sovyet sosyalizmınde tarihsel bir POLONYA Varşova'da 'tek Almanyâ' korkusu "2 + 4" formülü gereğince yapılacak altılı konferansa katılma konusunda Polonya ısrarlı. ABD ve Federal Almanya bu isteğe karşı çıkarken, Demokratik Almanya Polonya'ya yeşil ışık yaktı. SSCB, "NATO içinde Almanya" isteğine karşı çıkışını sürdürüyor. değişikliğı sımgelıyor. Thelndependentin yayımladığı reform programuu okurlanmı- za sunuyoruv tnsan haklan Parti, insanlanmızı sosyal gelişmenin merkezine koymayı, onlara hakertikleri ya- şama ve çalışma koşullannı sağlamayi, sos- yal adaleti, siyasi özgürluğu ve kapsamlı bir gelişmeyle inanç özgürlüğünü gerçekleştir- meyi başta gelen hedefi sayar. Sosyal iler- lemeyi sağlayacak unsur, işte budur. Sovyet Komünist Partisi, vatandaşlann hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak yasal dOzenlemelerin en kısa zamanda for- müle edilmesine çahşacakUr. Kisisel bak- lann tanınması en başta gelen ve hayati önem taşıyan bir değer olup insan haklan- nı bir bütünlük içinde sağlamak, perestroy- kanın en önemli nizmetidır. Parti, şunlan destekleyecektir: • Vatandaşm kişiliğine ve onuruna gü- venilir bir yasal konıma, evinin ve eşyası- nın dokunulmazlığı, mektup ve tdefonla haberleşmesinin gizliliği. • Yapılan işin niteliğine ve miktanna uy- gun oranda bir ûcreti de kapsayacak şekil- de cahşma hakkına daha guçlu guvenceler. lş bulmayı, eğitimi ve isyerinde eğıtımi, işini veya yapmak istedıği ticaretin çeşıdini de- fiştirmek. isteyenlere desteği sağlayacak bir mekanizmanın oluşturulması. • Vatandaşlann siyasi haklarının geliş- tirilmesi: Toplumun ve devletin yönetimi- ne katüma, ifade, basın, toplanma, gûste- ri, örgütlenme özgürlüğü. Yasalar ve dtt- zen, Sovyet yasalannın gerekleri de kesin- likle gözetüecektir. • İnanç özgürlüğü alanında insanlann kendi seçimlerini yapmaları, din ve inanç özgürlüğü. Parti, Tannya inanmayanlarla, inanç sahipleri arasında diyaloğu geliştıre- rek tüm kilıselerın yasalar çerçevesinde fa- aliyet gösterebilmesini ve böylece halk ara- sında karşıbklı anlayışın geliştırilmesine katkıda bulunulmasını sağlayacaktır. • Medeni hakJann korunmasında raah- kemelere daha fazla rol verilmesi ve yasa- lann gttçlendirümesi amaayla devlet komis- yonlannın oluşturulması. Sovyetler Biriiği Komünist Partisi (SBKP) yakın bir gelecekte basın ve yayın organlanyla, düşünce özgürlüğü, din ve inanç özgürlüğü, Sovyetler Birhği'nden dı- şan ve başka ülkelerden Sovyetler Birliği'- ne göç, Sovyet vatandaşlığı, Sovyet halk- lanmn dil sorunlan ve vatandaşlann diğer siyasi ve kisisel haklantu garanti altına ala- cak yeni yasalann çıkanlmasına öncelik ve- recektir. Tanm ve gıda Gıda sorununun çözümü tanmdaki tüm yönetim biçimlerinin geliştirilmesinde yat- maktadır. Devlet çjftlikleri, kooperatifler ve kisisel çiftliklerle çeşitli yönetim biçim- ierine eşit olanaklar sağlanmalıdır. Ttiketiciier ve maliye Tüketim maddelerinin üretiminı arttırma çabalanna önem verilecektir. Parti, tasar- ruf bankalannda mevduatın daha yüksek faizlerle arttırüması, sigortacılığın geüşti- rilmesi, devlet tahvillerinin daha avantajlı koşullarla rfagıtılmasi, konut satüması, hal- lan gelecekte alacağı dayanıklı tüketim mal- ları için ön ödeme yapabilmesi, hisse sene- di satışlan gibi önlemlerle bir mali iyileş- tinne programı uygulanmasından yanadır. Hakedilmemiş kazançlan ve mal arzını aşan miktarlarda para yaratılmasını önlemek için daha esnek ekonomik gereçlere ve ko- talara gereksinim vardır. Mtilkiyet ve ekonomi SBKP, üretim araçlan da dahil olmak FRANSA Dıs Habcrier Servisi — Birleşik Alman- ya ve birleşme için ortaya atılan formüller, tüm dünyada yoğun olarak tartısüırken Po- lonya, son gunlerde "birleşme gonışmele- riade yer almak istegiyle" başlattığı çıkı- şıyla, " 2 + 4 " formülü taraflan için anah- tar ülke oldu. Federal Almanya ve ABD, Polonya'mn görüşmelerde yer almasına karşı çıkarken Demokratik Almanya, Po- lonya'mn isteğim olumlu karşıladığını bil- dirdi. Sovyetler Biriiği ise henüz bu konu- da resmi bir açıklama yapmaktan kaçını- yor, ancak "NATO içinde bir Almanya" istemediğıni her fırsatta yineliyor. Polonya, II. Dünya Savaşı'nda "Alman fasizmi"nden en fazla zarar gören ülke ol- duğunu belirterek Almanya'run yeniden birleşmesi için kabul edilen " 2 + 4 " formü- lüne taraf olan Demokratik Almanya, Fe- deral Almanya, Fransa, tngiltere, ABD ve SSCB ile aynı masada "muzakere snreci" ne katılmaya hakkı bulunduğunu ortaya koyuyor. Demokratik Almanya Başbaka- nı Hans Modnm'un, önceki gün Roman- ya'yayaptığı "yıldınm" ziyaret sırasında, Polonya yetkilileri, hatta Lech Walesa bi- KÜBA Tek partili sistemde ciddireformHAVANA (AA) — Küba Koraünist Par- tisi Merkez Komitesi, ülkenin tek partili si- yasi sisteminde ciddi reformlar yapılacagı- nı bildirdi. KP Merkez Komitesi tarafından dün ya- pılan açıklamada, "ÜlkenİB siyasi ve ku- ramsal sisteminin mikemmel selüe getirU- mesi amaayla, yeni dâzenleaıeier yapdması içta şartlann otgulafbgı" kaydedildi. Tek partili komünist sistemden vazgeçil- mediği açıkça vurgulanan MK açıklamasın- da, "Demokratik merkeziyetçiUk preusibi temelinde kuralmuş olaa tek Leninist par- tioİB mukemmelleftkflmcsini kastediyonız" ifadesi yer aldı. Açıklamada, KP'nin dördüncü kongresi- nin 1991 yılının ilk yansında, daha sonra açıklanacak bir tarihte yapılacağı kaydedil- di. Dunyada sosyalizmi sarsan krize de de- ğuülen açıklamada, "K&ba, diğer bolgeler- dcld bu hatalardao kendisiııi konımayı biMi" denildi. Küba'nın Marksist - Leninist prensipleri kendi ülke gerçekleri çerçevesinde uygula- yacağı ve diğer ülkelerin modellerini kop- ya etmeyeceğı kaydedılen açıklamada baş- ka modellerin kopya edilmesinin, geçmişte ülkenin siyasi sisteminde çok fazla bürok- rasi oluşmasına yol açtığı bildirildi. ÖZBEKİSTAN Çatışma Haberleri yalanlandı MOSKOVA (AjaıısW) — Sovyetler Bir- - liği îçişleri Bakanlığı, Ozbekistan Cumhu- riyeti'nde durumun gergin olduğunu açık- ladı, ancak Semerkant kentinde çatışmalar olduğu yolundaki haberleri yalanladı. AA'- mn haberine göre îçişleri Bakanlığı Sözcü- sû, kendilerine ulaşan son haberlerin, Ta- cikistan ve Azerbaycan'dan gelen militan- lann Özbekistan'da Ermeni ve Rus aleyh- tan bildiriler dağıttıgı seklinde olduğunu söyledi. Semerkant KP'si Birinci Sekreteri Nasyr Yakubov, da Associated Press ajansına te- lefonla yaptığı açıklamada, kentte duru- mun sakin olduğunu bildirdi. ozbekistan Komünist Partisi'nin yayın OTganı Pravda Vostoka'run Semerkant mu- habiri, kentte çatışmalar ve sokağa çıkma yasağı olmadığım bildirmişti. Muhabir, bazı etnik gnıplar arasında ger- ginliğın gıderek tırmandığı yolunda haber- ler alındığınj kaydetmişti. le "Polonya'yı ilgüendiren bir konunun Po- lonyasız gönışülemeyeceğini" üstüne basa basa belirttiler. Polonya, özelhkle Alman- ya'nın bırleşmesinden sonra olası bir sınır değışikliğinden endişelı olduğunu daha önce açıklamıstı. Varşova'da, Federal Almanya Dışişleri Bakanı Ham Dietricb GeDscner ve ABD Dısışleri Bakanlığı Sözcüsü Boucher'in, Po- lonya'mn talebine "lurmızı ışık" yakma- lan da daha sert tepkilere neden oldu. Po- lonya Başbakam Tadeusz Mazowiecki. Modrow'la yaptığı görüşmeden sonra, bir- leşme görüşmeierine katümak istediklerini yineledi ve Polonya haber ajansı PAP'nin büdirdiğine göre SSCB Devlet Başkanı Mi- hail Gorbaçov'la telefonla "özel" bir gö- ruşme yaptı. PAP, görüşmede, "alüh konferans" konusunun ele alındığınj baş- ka bir aynntı vermeden bildirdi, ancak Var- şova'daki diplomatık gözlemciler, Mazowi- ecki'nin Gorbaçov'dan, görüşme için "okey" vermesini istediğini kaydediyoriar. Demokratik Almanya Başbakam Hans Modrow, Varşova ziyaretinde, "Potonya'- nın, Almaaya'nın, yeniden birleşmesi ko- nosanda göıüsiDeierde yer almak istemesini sonuna kadar destekliyoruz" seklinde yap- tığı açıklama, Bonn'da tam bir hayal kink- lığı yarattı. Federal Almanya'mn birleşme- nin bir an önce gercekleşmesi ve parasal bir- liğin "acüen" oluşmasım isteyen yetkilile- ri, Modrow'un açıklamasını, göruşme sü- recinde "eagd" olarak nitelendirdiler. Bonn, aynca, Sovyetler Biriiği'nin, Aünan- ya'run birleşmesi konusunda Polonya'mn göruşmelere alırup ahnmayacağı yolunda- ki tutumunu da merakla bekliyorlar. Mazowiecki'nin, önceki gün Varşova'da- kı ABD ve Fransa Büyükelçilikleri ile altılı konferansa kablma konusunda yaptığı görüşmelerde de büyükelçilere, Polonya'- mn bu konuda ısrarlı tutumu anımsatıldı. Fransa, birleşme sonucunda Almanya'nın Doğu sınırlanmn nasıl olacağı sorusunda endişeli. Paris, Polonya'mn birleşme son- rasında ortaya çıkacak bir sınır sorunu ko- nusundaki görüşunu paylaşıyor, ancak Po- lonya'mn göruşmelere katıbp katılmayacağı konusunda henüz kesin bir tavır koymuş değil. SSCB muhalefeti Ban Beriin'de bulunan üst düzey bir Sov- yet yetkilisi ise SSCB'nin, Almanya'nın ye- niden birleşmesi konusundaki tutumunu, kesin ifadelerle ve "meydan oknrcasına" özetledi: "Eger birleşik bir Almanya'nın, NATO içinde kalacagı konusunda Bab, ıs- rarlı turumurju surdururse birleşme ol- maz." Kremlin'in ust düzey yetkililerinden Valentin Falin tarafından yapılan bu açık- lama, yaklaşık bir haftadır ivme kazanan "NATO içinde Almaaya" fıkrini benim- seyen taraf ülkelere de açık bir mesaj nite- hği taşıyor. Mihail Gorbaçov'a uluslararası konular- da damşmanlık da yapan Falin'in bu açık- lamasma ek olarak, Sovyetler Birliği Dışiş- leri Bakanlığı Sözcüsü Gennadi Gerasimov'un bir ABD radyosuna vfirdiği demeçte, "NATO içinde Almanya'ya karşıyız" seklinde destek vermesi, konunun düğümünün hâlâ SSCB'de olduğunu gös- teriyor. Federal Almanya Başbakam Helmut Kohl ile Fransa Cumhurbaşkanı François MıHerrand persembe aksanu birlikte yemek yedikten sonra duzenledikleri basın toplantısında gazetecikrin sorulanm yanıtladılar. (Fotograf: AP) Paris-Bonn soğukluğuFederal Almanya Başbakam Helmut Kohl'ün iki Almanya'mn birleşmesi konusunda topluluk ortaklanna damşmadan hareket etmesi ve Almanya-Polonya sınırının değişmezliğini açıkça kabul etmekten kaçınması Fransa'yı tedirgin ediyor. SABETAY VAROL PARİS — Federal Almanya Başbakam Hefannt Kohl'ün iki Almanya'mn birleşme- si konusunda topluluk ortaklanna damş- madan hareket etmesi Paris'le Bonn ara- sında üışkilenn gjderek soğumasına yol acı- yor. Federal Almanya Başbakanı'mn ön- ceki gece Cumhurbaşkanı Mitterrand'la Elysee Sarayı'ndaki ikili görüşmede, ola- ğanüstü bir AT zirvesini kabul etmesi, Pa- ris 'teki kuşkulan gidermeye yetmedi. Ger- çi Fransa, F. Almanya'mn AT zirvesi yo- luyla, birleşmenin dış etkilerini Avnrpalı or- taklanyla görüşmeyi kabul etmesini olum- lu bir gelişme olarak değerlendiriyor. Çün- kü birkaç gün öncesine kadar Alrnanlar bir- ieşmemn ortaya çıkardığı sorunlara, baş- ka ülkelerin müdahale etmesi karşısında çok daha tahammulsüz görünüyordu. An- cak gerek Paris gerekse topluluğun diğer birçok ülkesi, Bonn'un son gdişmelerin ön- celik sırasını kendi başına saptamasını "ka- bnl edilmez" saymaya devam ediyor. Fransızlan giderek öfkelendiren diğer bir nokta, Helmut Kohl'ün Almanya-Polonya sınınmn değişmezliğini açık secik sekilde kabul etmeye yanasmaması. Fransa bu 'ta- nıma'nın iki Almanya'mn birleşme kara- nmn açıklanmasıyla birlikte ele ahnması- m isterken Helmut Kohl, karan birleşik Al- man parlamentosunun vermesi gerektiğini belirtti. Gerçi Paris'teki yaygın kam, Hel- mut Kohl'ün birleşme konusundaki bu ace- leciliğinin aralık ayındaki federal seçimlerie ilgili olduğu seklinde... Savaşın 4 galibi ile iki Almanya arasında yapılacak birleşme toplantısının formülü de Fransa'yı kızdır- mışa benziyor. " 2 + 4 " şeklindeki for- mül, karan iki Almanya'nın vereceğini, di- ğer ülkelerin ise dış güvenlik gerekânme- lerinden kaynaklanan, paktlar arası sorun- lan çözmekle yükümlü olacaklanru vurgu- luyor. Fransa, Almanlann yakın gelecekte Avrupa'da giderek daha fazla ağırbk his- settirecek bir güce dönüşmekte olduğunu yavaş yavaş daha iyi kavnyor. Fransa'yı topluluk içi sürtüşmelerde te- dirgin eden diğeT bir husus da lngiltere'nin, Avrupa "parasal birttk" süreciru hızlandır- ma konusundaki daha önceki tutumunu de- ğiştirmemesi. Paris yeru konjonktürde tn- giltere Başbakam Thatcher'ın parasal bir- liğe muhalefet şeklindeki eski katılığmı mu- hafaza etmeyeceğine inamyordu. Oysa Fransa'dan gözlemlenen tngüiz tutumu, Al- manya'mn büyüyen ağırhğım dengeleme- ye çalışmak yerine, kendi 'Avnıpahhk ira- desi'nin zayıflaması olarak değerlendirili- yor. tngütere'nin AT'nin Doğu Alman eko- nomisini kalkındırma yükünü üstlenmeyi reddedeceğini vurgulamakla yetınmesi bu- nu göstenyor. Paris'in ise şimdilik, "eski Demokratik Almanya'run topluluğun tüm fonlaruu yutmasından endişe duyduğuna" işaret etmekle yetindiği görülüyor. Cumhurbaşkanı François Mittcn-and, Helmut Kohl'le olan görüşmesinden önce bazı Fransız taşra gazetelenne verdiğı bir demeçte, parasal birliği gerçekleştirecek "hükumetler arası konferans"ın tarihinin daha erkene ahnmaa arzusundan söz etmış- ti. Mitterrand'a göre bu istek, Bonn acısın- dan, iki Almanya arasındaki parasal bir- Hk girişimiyle, AT içi parasal birlik süreci arasında çelişki olmadığım göstermeye yö- nelikti. Geçen aralık ayında Strasbourg'da yapılan AT zirvesi öncesinde Helmut Kohl, hükumetler arası konferansın tarihinin sap- tanması konusunda isteksız görürunüş, bu- nun hızla gercekleşmesi halinde Aiman Markı'nın Avrupa parasal bütünleşmesinin yan etkileri yüzunden eski gücunu konıya- mayacağını öne sürrnüştü. Fransızlar, Al- manlar arası parasal birlik sürecinin baş- lamasıyla beraber, bu mazeretin geçerlili- ğini yitırdiğine inamyordu. Söz konusu hü- kumetler arası konferansın 1990 yılı aralı- ğında toplanması öngörülüyor. ROMANYA Istifa, subayları yatıştırdıSavunma Bakanı Militaru'nun önceki gün istifa etmesinin üzerine, ordu içindeki huzursuzluğun sona erdiği bildiriliyor. Dış Habcrler Servisi — Romanya'da, as- kerlerin protestosu sonucunda Savunma Bakanı Nicola Miliıam'nun istifa etmesi- nin ardından, ordu içindeki huzursuzluğun yatıştığı ve şimdilik durumun normale dön- düğü bildiriliyor. AP'nin haberine göre geçen persemoe günü askerlerin ve onlan destekleyen bin- lerce kişilik gösterici gruplannın protesto- sunun sonucunda istifa etnıek zorunda ka- lan eski bakan Militaru'nun yerine gelen General Victor Anastase Stancalesco ordu ile yönetim arasında uzlaşmanın ku- rulmasını sağladı. Yönetim tarafından ya- pılan açıklamalarda, yeni bakan Stancales- cu'nun, askerlerin isteği üzerine bu göreve getirildiği belirtiliyor. Romanya Başbakam Petre Roman, dört günlük resmi bir ziyaret için dün Fransa'- ya gitti. Fransa Cumhurbaşkam Mitterrand ile görüşen Roman'ın, Romanya'run eko- nomik durumunun düzeltilmesi için Fran- sa'nin yapacağı ekonomik ve teknik yar- dımları görüşmek Uzere, çeşitli hükumet yetkiüleriyle görüşeceği bildirildi. Fransa Cumhurbaşkam François Mitte- rand tarafından dün başkanlık sarayında kabul edilen Petre Roman, Pans'te bulun- duğu süre içinde, Başbakan Mkhd Rocard ve Dışişleri Bakanı Rotand Dumas ile de gö- rüşecek. Roman ve beraberindekı Rumen bakanlar, Romanya ile Fransa arasındaki ekonomik ve diplomatik ilişkilerle, Roman- ya'run ulaşun, sağlık ve çevre sorunlannın çözümüne yönelik görüşmelerde buluna- caklaı. Romanya'da Çavuşesku yönetiminin devrilmesinden bu yana, Fransız hüküme- ti, Romanya'ya 25 milyon frank tutannda ekonomik yardımda bulundu. Aynca ayaklanma başladığmdan beri, bu ülkeye sürekli olarak yiyecek, tıbbi yardım, giysı ve barınak yardımı yapddı. Bu arada, aralık ayında meydana gelen halk ayaklanması sırasında Nfkolay ve Ele- na Çavuşesku'nun kaçmasına yardım eden dört Securitate üyesinin yargılanmasına BUkreş'te başlandı. STANCALESCU — Yeni savunma bakanı uzere kisisel mülkiyetin varlığının, ülkenin ekonomik gdişmesinin vardığı çağdaş aşa- mayla çelışmediğıne ınanmaktadır. Ekono- mik reformun en zor yanlanndan biri, eko- nomik faalıyetleri düzenlemek için plan ve piyasa yöntemlerinin organik bir birleşimi- nin sağlanmasıdıı. Merkezi olarak planlan- nuş bir yönetim olmadan çağdaş üretim im- kânsızdır. Ekonomi yönetiminin bu, terael- de sosyalist olan ilkesi, başka bazı ülkeler tarafından da uygulanmaktadır. Ancak bu şekildelri yönetimin tam ölçüsünü ve yön- temlerini saptamak da hayati önem taşı- maktadır. Geçmişte yapılandan farklı ola- rak üretim ve Hagıtım sürecinin tj»mamına yön veren bir plan yerine şimdi fiyatlar, vcr- gjler, faiz oranlan, krediler, ödemeler vs. yoluyla gercekleştirilecek merkezi olarak planlanmış bir yönteme gereksinim vardır. Tüm boyutlanyla piyasa ekonomisinin ohışınası, tüketim mailanrun, sermaye mal- laraıın uretimi, sigortalann, yatınmlann, yabancı paralann, araştırma ve geliştirme- nin, vakit kaybetmeden bir mali reformun, para ve kredi sistemlerinin sağlanması ile mümkündür. Fiyat oluşma mekanizmasının yeniden yapılanması, ekonominin düzeltilmesi ve piyasa için "olmazsa olmaz" bir faktördür. Yapay fiyat düzeylen ve oranlan, bazı mal- lar için verimsiz sübvansiyonlann ve bazı- lan için piyasayı tahribata uğratan indirim- lcrin bulunması ekonominin yönetimi için yanıltıcı göstergelerdir. Bunlar, yönetimin etkisini zedelemekte, bilimsel ve teknolo- jik gcriliğin sürmesine yardım etmekte ve uluslararası isbölUmunün avantajlanndan yararlanmayı önlemektedir. Yabancı firma- lann da dahil olduğu üretıciler arasındaki rekabet, fiyatlann düzenlenmesi ve dizgin- lenmesi için önemli bir faktör olmalıdır. Çevre Doğanın korunması, intanın korunma- sıdır. 20'nci yüzyıhn sonlanna doğru, çev- re korunmaa dünya üzerindeki yasamın korunması için kesin bir zorunluluk hali- ne gelmiştir. Bu ülkede dünya standartla- nnı uygulamaya koymah ve uluslararası çevre konıma çabaiannda da aktif bir rol almalıyız. SSCB'nin hızh endüstriyel geüşınesi, çev- re konıma önlemlerinin ihmaline yolaçmış ve böylece ekolojik felaketleri beraberinde getirmistir. Bu durumu düzeltmek amacıyia acil önlemler ve büyük yatınmlar gerekli- dir. Seçim sistemi Seçim sistemimiz, doğrudan ve eşit oy şeklindeki evrensel ilkelerle uyumlu hale ge- tirilmelidir. Seçimlerin, toplumun tüm ke- simlerinin temsilcileri, bireyleri ve partinin, çeşitli örgütlerin, akımların ve adaylann arasındaki adil bir yanş olmasuu diliyoruz. Yeni panilerin kurulması olasılığı toplu- mun geÛşmesine engel olmaz. Bunlann ku- ruluşuna ait düzenlemeler yasayla geürile- cektir. Şiddet ve etnik a>Tuncıİık, aşıncı- lık yaratabilecek anayasaya aykın örgüt ve akımlann oluşturulmasına izin verilmeye- cektir. Sovyet Komünist Partisi bir tekelcilik id- diasında degıldir ve sosyalist toplumun ye- nilenmesini isteyen herkesle siyasi diyalog ve işbirliğine haardır. Devlet otoritesi Sovyet Komünist Partisi, yasaraa, yurüt- me ve yargı organlanmn aynlığımn yöne- timin etkinliği açısından ilkesel önemine ınarur. Lenin'in dediği gibi Sovyet sistemi- nin avantajlan ile parlamentarizmin avan- tajlannı birleştirmeliyiz. Devlet başkanlıgı SSCB Halk Temsilcileri Kongresı'ne kar- şı sorumlu ve gerekli yetkilerle bir devlet başkanı -başkan- mevkisi oluşturmak, top- lumun bugün artık her zamankınden daha çok istemidir. tstikrarlı bir kalkmma, pe- restroykanın hızlandırılması, geri dönüşü- nün imkânsız hale getirilmea, demokratik- leşme sürecinde tüm devlet ve halk kurum- lannın normal ve etkin çahşabilmesi, ya- salann ve vatandaşlann güvenliğı, Sovyet- ler Birliği'nin çıkarlannın korunması ve ül- kemizi uluslararası alanlarda temsil etmek için bir başkan gereklidir. Savunma ve ıılusal güvenlik Yasalann hâkimiyeti olan bir devlette sa- vunmamn etkin bir şekilde yönlendirilme- si, askeri kesimlerin yüksek sivil otoriteye karşı sorumluluğu ve askeri kurumlann fa- aliyetlerindeki azami acıklıgı öngörülttr. Devlet sımrlanmn konınması için iç gü- venlik, yabana istihbarat kurumlannın fa- aliyetlerine karşı koyma, Sovyet anayasal sistemini ve vatandaşlann haklannı konı- ma amacıyia, sınır ve iç bölgelerde karma- şık ve zamamnda tehlikeli görevleri yerine getirebilecek birhklerin oluşturulması ge- reklidir. Iç ve devlet güvenliği organlan ke- sinlikle yasal sınırlar içinde ve seçilmiş dev- let organlanmn kontrolu altında görev ya- pacaklardır. Etnik sorun ve aynlma Yenilenmiş Sovyet federasyonunda self- determinasyon ilkesi uyannca milliyetler, kunımlanm ve devlet simgelerini seçmejc- te özgürdürler. Idealimiz, birlik değil çeşit- lilikte birliktir. Parti, Lenin'in ulusların self-determinasyon hakkı ilkesine bağkhğım tekrarlar. Bu hakkın içinde ayrüma hakkı- nın da bulunduğunu kabul eder; bu hak- kın kullanılmasına Uişkin mekanizma ko- nusunda bir yasanın çıkanlmasını önerir. Aynı zamanda karşılıklı ve birbirine ba- ğımlı ilişkilerin gevşeyip, çözülmesinin tüm halklar için olumsuz sonuçlar doğuracağı- na inamyoruz. Bu nedenle çok milliyetli bü- yuk bir demokratik devleti parçalamaya yö- nelik ayrüıkçı slogan ve akımlara kararlı bi- çımde karşı çıkıyoruz. Parti içi demokrasi Demokratik merkezıyetcilik ilkesinin ye- niden düşünülmesi gereklıdir. Artık, bu il- ke kışladaki gibi hiyerarşik dısiplin seklin- de uygulanamaz. Komünistlerin partinin politikası ve etkinliklerindeki rollerinden tatminsizlıklerine çözüm bulmanın başka yolu yoktur. Bu insanlann her birinde bir iç özgürlük ve vakar duygusunun sağlan- ması için başka çare yoktur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear